Jump to content

Tanri,Tanri oldugunu bilebilir mi?


Recommended Posts

puppetularz, soyut kavramları düzenleyecek matematik alt yapısını kuramayız. Mümkün değil. Çünkü soyut kavramlar somut olarak modellenebilirler. Olay bu kadar basit aslında. Bizim soyut kavramlarımız belli ilişkiler ağını sembolize eder. Mesela bir kaç soyut kavram düşünelim. Sevgi, dostluk, kötülük, iyilik, nefret...

Bunları somut kavramlarla biraz uzunda olsa tanımlayabiliriz. Soyut bir kavramı, tümüyle somut kavramlarla tanımlamak mümkündür. Daha derine gidersek, bu somut kavramları oluşturan temel yapıları matematiksel olarak modelleyebiliriz.

soyut kavramları düzenleyecek matematik altyapı şu anda kurulamıyorsa da bu hiç kurulamayacak anlamına gelmez. Mutlaka soyut matematik kurulup da bu duygu ve düşünceleri "gerçekten" tanımlanabiliyor hale geleceğiz. bu umudum var.

Amma şu anda bunun uygulamasını göremiyoruz. "soyut", hep gerçekte var olmayan, ama somut nesnelerin etkileşmesinden oluşan yapılar olarak addediliyor. bu etkileşim tanımlanmaya çalışılıyor. bu da somut modellemelerle yapılıyor demişsin... bunlarla korku öfke ve sevgi bir dereceye kadar tanımlandı diyelim. ama bilinç'in tanımlanması için daha kırk fırın ekmek yenmesi gerektiğine eminim. bunun için kurulacak mantık ilişkileri somut modellemeleri kurgulayanlarınkiyle aynı olmayacak. bunun yetmediğini görüyoruz. mesela parçalı modellemeler yerine hoografik yani bütüncül modelleme kullanılmalı diye düşünüyorum. bunu bile henüz anlayamadık doğru düzgün.

şimdi bunun için bile gerek duyulan yüksek matematik, Tanrı imgesinin kurgulanışından esirgeniyor. Bu başlık altında ben bunu eleştirdim. Çok basit. Tanrı sayı doğrusunda 0'a denk gelen yere oturmuş kaygısız bir herif olarak gösteriliyor. "Tanrı yok"(!) diye kurgulanamaz mı demek oluyor?.. yoksa olmayan birşey için uğraşmaya değmez mi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 665
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Zaman ve mekan bizim gerçeğimiz. Bizler zamansız ve mekansız bir durumu algılayamayız, düşünemeyiz. Ancak Tanrı söz konusu olduğunda, yapılan felsefi çıkarımlarla zamandan mekandan münezzeh olma durumu ortaya koyuluyor. Dinlerde ise böyle bir durum yok. Çünkü dinler bu düzeyde felsefe yapmaz. Tanrının emir ve yasaklarını bildirir, cennet, cehennem, inananlar, inanmayanlar ve eski hikayeler ile doludur.

Zamandan ve mekandan münezzeh Tanrı kavramı ile başımız dertte. Ama o kadar problem olmamalı. Şöyle düşünelim. Tanrının ezeli ve ebedi olması, zamandan münezzeh olması demek değildir. Çünkü ezeliyet ve ebediyet zaman belirten kavramlardır. Yani başlangıcı sonsuzlaştırırsınız ezeliyet olur. Sonu sonsuzlaştırırsınız ebediyet olur. Bu durumda biz zamandan münezzeh çıkarımsamasına ulaşmış olmayız. Zaten zamandan münezzeh olma durumu varsa bile, bizim onu algılayıp tartışmamız imkansızdır. Asla algılayamayacağımız bir şeyden ne sorumlu olabiliriz, ne tartışabiliriz. Sonuç olarak diyebiliriz ki ezeliyet ve ebediyet kavramları zamandan münezzeh olma anlamına gelmez. Çektik mi şimdi Tanrıyı zamanın içine? Devam edelim.

Tanrı evrenin dışında olabilir mi? Diyelim olabilir. Ancak zamandan münezzeh olamayan Tanrının, o zaman başka bir evrenin içinde olması gerekir. Çünkü zaman varsa, mecburen bir mekan olmak zorunda. Yani Tanrının evrenin içinde yada dışında bir mekanı var. Olmak zorunda.

Yine bu uzun başlıkta arkadaşlar çok güzel belirtmişler. Tanrı Alim-i Mutlak olamaz, çünkü bilgiyi yarattığı bir an olmak zorundadır. O zaman bilgisi ezeli olamaz. Ezeli olmayan bilgi söz konusu ise Tanrı bilgiyi neyi referans alarak yaratır? Yani kendisinde zaten baştan beri olmayan bilgiyi yaratamaz. Peki şimdi de Tanrının ezeli olarak bilgiye sahip olduğunu varsayalım, ancak o zaman bu bilgi ona nereden gelmiştir diye sormamız lazım. Bilgi ezeliyetten beri Tanrıda olamayacağına göre Tanrıyı bir yaratan olmak zorundadır. Bu durumda da Tanrı, Tanrı olamaz. Çünkü yaratılmış Tanrı Tanrılıkla bağdaşmaz.

Devam edelim. Tanrı Kadir-i Mutlak olamaz. Yine başlıkta buda çok güzel anlatılmış. Kadir-i Mutlak olan Tanrının yaratmaya ihtiyacı yoktur. Çünkü o tamdır, bütündür, mutlaktır. Neden yaratsın? Mükemmel denge halinde olanın dengesini bozacak ne gibi bir faktör olabilir. Zaten o an kendinden başka hiçbir şey yok. Kadir-i Mutlak hadi diyelim oldu da yarattı. Yarattıklarının asla özgür iradesi olamaz. Çünkü mutlakiyeti olan bir Tanrı tarafından yaratılmış olduklarından her şey belirli olmak zorunda olur. Düşünün Tanrı hem Kadir, yani her şeye gücü yetiyor hem mutlak, yani değişmez yasalar çıkarabilir ancak. Böyle bir Tanrı yaratsa bile olasılık diye bir şeyi var edemez. Yaratılanların yapacağı her şey zorunluluklar üzerine kurulu olur ve özgür irade olmaz.

Bunca karışık düşünce ve felsefe nerden çıkıyor. İnsanlar tartışıyor da tartışıyor. Yüzyıllar boyunca din uleması denilen bir takım insanlar bunları yazmış çizmiş durmuş. Tabii ki bütün bunlar insan beyninin kıvrımlarından çıkıyor. Beyin birbirine zıt kavramları ele alıp onlarla adeta dans ediyor. Bu düşünme sürecimiz oluyor. Tabii mantıklı ve mantıksız olmak üzere ikisi de mümkün. Beynimizde mutlak yokluk kavramı var. Doğal olarak ne oluyor? Beyin bunun karşıtını arıyor. Ayrıca mutlak yokluk kavramı insan için ürkütücü bir kavram. Birkaç dakika derinlemesine düşünün, moraliniz bozulur.

Mutlak yokluk kavramının karşıtı ne olabilir? Tabii tahmin edileceği gibi Tanrı olabilir. Mutlak varlık yani. Eh artık en ürkütücü noktanın tam karşıtı olan Tanrı hakkında döktürün döktürebildiğiniz kadar. Tanrıyı yüceltmek adına en yüce değerleri ona atfedin. Hakkında bol bol felsefe yapın. Hatta mensubu olduğunuz dinin ne dediğine bile aldırmayın. Oysa siz sadece beyninizin kıvrımlarında dolaşıyorsunuz. Anlattıklarınız sadece hikaye.

O kadar felsefe yapanlar sadece beklentilerini, derin korkularından kaçışlarını ve varsayımlarını konuşturmuşlar. Ancak mantığı göz ardı etmişler. Bizler artık bunlara inanmak zorunda değiliz, mantıklı olunmasını beklemek hakkımız. Çünkü mantıksız hiçbir yere varamayız.

İlginç olan ne mutlak yokluk ne mutlak varlığın olmadığıdır. Sebebi mi nedir? Sebebi biz ve evrendir. Biz ve evren varsak, bu iki kavram gerçek olamaz. Bu iki kavram bizim beynimizin bilgiyi işlemesi için var olan veri tabanının, yani ilintiler ağının tabanının iki uç noktası. O iki uç nokta olmak zorunda. Ancak sadece zihnimizin iyi çalışması için bir temel yapı olarak olmak zorunda. Bundan sanrı üretmek bizim için yararlı olmuyor. Biz sadece bilimsel ve mantıklı düşünerek yol kat edebildik bugüne kadar. Diğer yolların insan için çıkmaz olduğu gerçeği artık gözler önünde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
soyut kavramları düzenleyecek matematik altyapı şu anda kurulamıyorsa da bu hiç kurulamayacak anlamına gelmez. Mutlaka soyut matematik kurulup da bu duygu ve düşünceleri "gerçekten" tanımlanabiliyor hale geleceğiz. bu umudum var.

Amma şu anda bunun uygulamasını göremiyoruz. "soyut", hep gerçekte var olmayan, ama somut nesnelerin etkileşmesinden oluşan yapılar olarak addediliyor. bu etkileşim tanımlanmaya çalışılıyor. bu da somut modellemelerle yapılıyor demişsin... bunlarla korku öfke ve sevgi bir dereceye kadar tanımlandı diyelim. ama bilinç'in tanımlanması için daha kırk fırın ekmek yenmesi gerektiğine eminim. bunun için kurulacak mantık ilişkileri somut modellemeleri kurgulayanlarınkiyle aynı olmayacak. bunun yetmediğini görüyoruz. mesela parçalı modellemeler yerine hoografik yani bütüncül modelleme kullanılmalı diye düşünüyorum. bunu bile henüz anlayamadık doğru düzgün.

şimdi bunun için bile gerek duyulan yüksek matematik, Tanrı imgesinin kurgulanışından esirgeniyor. Bu başlık altında ben bunu eleştirdim. Çok basit. Tanrı sayı doğrusunda 0'a denk gelen yere oturmuş kaygısız bir herif olarak gösteriliyor. "Tanrı yok"(!) diye kurgulanamaz mı demek oluyor?.. yoksa olmayan birşey için uğraşmaya değmez mi...

puppetularz, holografik ve dijital evren anlayışları tartışıldı forumda. Bunlar bizim evreni anlamamız için yeterli değil. Evren çok daha karmaşık. Öyle parça bütünün bilgisini taşırla olmuyor bilim. Her şey o kadardan ibaret olsaydı, şimdiye kadar çözülürdü herhalde. Dijital sistem ise insanların ürettiği bir teknoloji. Sadece kullanıyoruz. Ama her derde deva olması diye bir durum yok herhalde.

Soyut kavramların matematiksel modellenmesini düşünmek bile abes. Soyut kavramları biz ürettik, onlar bizim zihnimizde, doğada soyut kavram diye bir şey mi var? Bilincin tanımlanması diyorsun. Bak bu çok zor bir iş. Bilinç tamamen tanımlanmamıştır diyemeyiz. Hakkında çok şey biliniyor. Ama daha derinine tanımlamak istersek bunu şu an yapamıyoruz. Yalnız yanıldığın bir nokta var. Bilinç hakkında daha çok şey bileceğimiz bir noktaya geleceksek, bu bilimsel bilgimizin artması ile olacaktır. Sana göre ise soyut kavramları matemetiksel olarak modellemekle olacak galiba. Ama bu anlamsız bir düşünce bence.

Bilimsel bilgimizin yani somut ve ölçülebilir bilgimizin artışı bize, bizi ve evreni daha iyi tanıtacaktır. Ruh ve Tanrıya daha çok yaklaşmanın yolu diye bir şey var mı? Bence yok. Bunlar sadece inanç ve ben inanmıyorum. İlerleme sadece somut bilgimizin artışı ile olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 10 months later...

Benim işin içinden çıkamadığım bir durum var:

Evrendeki olaylar neden bu kadar kesin? Biz bu olayların keskinliğini tanımlamak için onlara "fizik kanunları" diyoruz. Bu kanunlar içinde her varlığın bir özelliği var. Aslında bu özellikleri birkaç alt grupta da birleştirebiliriz. Kütleçekimi gibi. Ancak anlayamadığım bu kanunların orjini nedir? Neden böylesine keskin birer özellikleri var?

Her olayı açıklayabilmek için başka olayları ya da durumları referans almak durumundayız. Algılayabilmek için her durumu birbirine çevirip kullanmamız gerekiyor. Olayları birbirine çevirirken sonunda o tek olan, artık üstüne başka bir referans alamayacağımız bir noktaya ulaşabilecek miyiz? O noktayı bulduğumuz zaman onu nasıl açıklayacağız? Ne ile?

Başka evrenlerin olması demek bile olayların birbirinden bir şekilde ayrılıyor olması demektir. Bu olayları ayrılıyor olabilmesi sağlayan nedir? Bu durumda bile bir keskinlik var.

Kısacası evren neyin nesi böyle?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 11 years later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...