Jump to content

ZAMAN GAZ. ATEİZM ÜZERİNE BİR MAKALE


Recommended Posts

İki profesör ateizmi anlatıyordu. Biraz kulak verdim, şaşırtıcı şeyler duyunca daha bir dikkat kesildim; sonra sinirlenerek kapattım.

Kötü olan şirk imiş. Ateizmde şirk yokmuş ve bundan dolayı da daha az mahzurlu imiş iman açısından. Ateizmde Allah'ın yerine bir şey koymak yokmuş. Be mübarek adam; yer vermiyor ki yerine bir şey koymak istesin. Bugün bile propagandalar devam ediyor. Girin internetin ilgili sitelerine, ateizm propagandalarını görürsünüz. Ateistler dürüst olurmuş. Olabilir tabii ki. Bu neyin göstergesidir ki? Ateist birinin dürüst olması, onun ateizminin eseri midir? Ben tersine de (tanınmış) örnekler gösterebilirim.

Ateizm bir çileyi, fikir çilesini gerektirirmiş. Bu kadar çileyi çeken insanda da bir seviye olurmuş... Her ateisti filozof saymaktır bu. Basit bir örnek söyleyeyim. Lisedeyken Kaya diye bir arkadaşım vardı. İnançlı olmadığı belliydi. Derinine inmek için birkaç soruyla birlikte şunu da sordum: "Peki öldükten sonra nereye gideceğimizi, nasıl olacağımızı düşünüyorsun?" Cevabı şuydu: "Bir kedi için ne olacaksa bize de o olacak, merak edilecek nesi var bunun!" Şimdi o arkadaşımın söyledikleri bir fikir çilesinin mahsulü mü? Tek ciddi eser okumamış, tek ciddi yazı okumamış; tefekkürle geçirilmiş tek bir saati yok; yaşı zaten 18. Ateist filozoflar onu böyle yapmış değil. Bakımsızlıktan gıdasızlıktan, pratik hayatın yalın ilgilerinden böyle olmuş. Yıllar sonra bazı Marksist gençlerde de bu hali gördüm. Onların da herhangi bir felsefeyi ciddi olarak inceleyenine rastlamadım.

Felsefe yapacağım diye gerçekleri uçurmanın alemi yok. Cemil Meriç de Abdullah Cevdet'le ilgili olarak derinlik kazandırmaya çalıştığı tefelsüf yazıları yazmıştır. İrfan yolcusu bile demiştir... Bir de Cemil Meriç'in notlarına bakınız lütfen. İslam'a imana saldırdı diyen de odur. "Müphem bir deizm, ateizmden bile zehirlidir" sözü de ona aittir. Rahatken otururken, içinden geldiği gibi konuşurken doğruyu söyle; sahneye çıkınca süsle püsle, tefelsüf iphamlarıyla hükmü imkânsız kılan karartma yorumları yap. Bunun onaylanabilecek, tolere edilebilecek bir tarafı yok. Ateizmi övmek de serbesttir. Ama iman adına din adına ateizmi tahfif etmek, yapılabilecek bir şey değildir. Şirk'i insan, kendi nefsiyle yapar her şeyden önce. Açık ve kaba şirk, zaten bellidir ve tartışmasızdır. Fakat "şirk-i hafî" dedikleri hal, çeşitli türleriyle ve nüanslarıyla herkesin hayatına girebilir. Gösteriş, Allah'ın rızasından farklı amaçlara bağlanan hoşluklara aldanış vs. gibi... Şirk, aslında, insanın kendi saf bütünlüğünü bozması, lekelemesi, hiç değilse gölgelendirmesidir. Ömür boyu mücadele edilmesi gereken bir tehlikedir. Ateizm ise, bir müminin dünyasına hiç uğramaması gereken, esinti ve çağrışım halinde bile uğramaması gereken bir kavramdır.

"Ama ateizmde derin ve dolaylı bir kabul vardır" denilecek. Bu deizm için söylenir ateizm için değil. "İmanı ikrar" niçin bir tamamlanma ifade eder. Bu bir telaffuz ve seslendirme meselesi değildir. Buradaki ikrar, var oluşun doğru tezahürünü gerçekleştirme keyfiyetidir. Şöyle tasavvur ediniz; bir insan imana kalbiyle yatkınlık gösteriyor ama, bu halinin şuurda yer ve karşılık bulmasına isyan ediyor olabilir. Burada gurur vardır, nefsaniyet vardır; imana aykırılık da budur zaten. İnandığını bir tehlike gibi görüyor. İnkar edememek, çalışıp da bunu becerememek; imana delalet etmez, imanın keyfiyeti; kıvamıyla, fonksiyonel-ruhî-küllî tezahürleriyle ilgilidir. "İsyan ediyor ama inanıyor" denilemez. Farz-ı muhal birisi şöyle diyor olsun: "Allah var ama, ben var olmasından memnun değilim!" Böyle iman olur mu? "Canım adam, varlığını kabul ediyor" diyebilir misiniz? Dinî bile değil, basit bir hakikattir ki; kavramlar aslî muhtevalarıyla kullanılıyor ise cümleler bir anlam ifade ederler. Ateizm, yokluğa iman değil, varlığa karşı koyuştur. Bunu da herkes anlayabilir, felsefi birikime ihtiyaç yok. Hiçbir insan, bir ahiret hayatının yokluğuna; bir müminin o hayatın varlığına inandığı gibi inanamaz. Yokluğu savunmadaki şüpheyi ve acziyeti, hiçbir insanın aklı yok edemez; çünkü onu yaratan da Allah'tır, fıtratının çerçevesinden tamamen fırlayıp çıkamaz. Ama bu şüphede ve acziyette de, aklî-fikrî-manevî bir fazilet yoktur.

Yapılanlar felsefe falan değil, felsefecilik tafrası. Yunan felsefesine hayranlık, bizim asırlarımızı yedi; hâlâ durulmuş, uslanmış, şuurlanmış

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslami cenah içinde görebileceğimiz ve bulabileceğimiz en elit tipler bunlar...yani burada Harun yahyanın copy pasterlerinden bıkmışlar için değişiklik olsun diye getirdim...

karşı cenahta neler dönüyor neler yazıyorlar merak edenlere...

yazının eleştirisinide yaparız..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçbir insan, bir ahiret hayatının yokluğuna; bir müminin o hayatın varlığına inandığı gibi inanamaz. Yokluğu savunmadaki şüpheyi ve acziyeti, hiçbir insanın aklı yok edemez; çünkü onu yaratan da Allah'tır, fıtratının çerçevesinden tamamen fırlayıp çıkamaz. Ama bu şüphede ve acziyette de, aklî-fikrî-manevî bir fazilet yoktur.

yazar böyle demiş....tamamen subjektif bir görüş...bunu hiçbirşekilde bilemez..bunun tamamen aksini rahatça iddia edebiliriz..

Yaratıcıdan şüphe etmekte akli ilmi bir fazilet yokmuş....aslında direktman ateistlerlede ilgili değil bu makale ama biraz olsun bir şüpheye bile yer vermemek üzerine bir yazı..

yani şüphe ederek Allaha ulaşmayı reddeden bir yazı..

işte islamcıların zihniyeti...bu adamlar nasıl bilim yapacaklarmış?? Şüphe bilimin temelidir...Bir insan aynı anda hem bilimsel hemde biatsal bir düşünce içinde olabilir mi??

herşeyden hayatın boyunca şüphe et ama iş islama ve allaha geldimi sus...bu düpedüz totalitarizmdir...böyle bir zihniyet olsa olsa günümüzde Faşizmi yaratır..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Basit bir örnek söyleyeyim. Lisedeyken Kaya diye bir arkadaşım vardı. İnançlı olmadığı belliydi. Derinine inmek için birkaç soruyla birlikte şunu da sordum: "Peki öldükten sonra nereye gideceğimizi, nasıl olacağımızı düşünüyorsun?" Cevabı şuydu: "Bir kedi için ne olacaksa bize de o olacak, merak edilecek nesi var bunun!"

aslında anlayana bu cevapta ne hikmetler vardır, ancak anlayana işte. (hikmet mikmet dedim, ramazandan olsa gerek)

çocuk dosdoğru söylemiş işte, ama adam kabul etmek istemeyince.

hayır bir de nedir derinine inmek? derinine inmek istemiş, tövbe tövbe... bu inançlıların bu derdini hiç anlayamadım. "ateistmisin, peki söyle o zaman ölünce ne olacak?" "seni inanmamaya iten sebepler nelerdir?"

ben hiç kimseye neden inançlısın ya da inançsızsın sorusunu sorma cesaretini bulamadım, ama adamlarda öyle bir rahatlık -ya da pervasızlık- var ki, ahirette sorgulanmana gerek yok, bu tarafta işi hallediyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefe yapacağım diye gerçekleri uçurmanın alemi yok.

Bir bu cümleyi çok sevdim, bir de:

Ateizm ise, bir müminin dünyasına hiç uğramaması gereken, esinti ve çağrışım halinde bile uğramaması gereken bir kavramdır.

cümlesini.

1. cümlede kendini tariflemiş, 2.'de ise yine kendisi gibi inanır olanlar için ateizmin çok tehlikeli olduğunu itiraf etmiş.

Esinti ve çağrışım halinde bile olsa çok riskli ateizm. Kafalarını karıştırabilir Allah muhafaza...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...