Jump to content

ÖRGÜT, İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ, TÜRBAN VE SİYASİ SİMGE


Recommended Posts

Bu yazıyı dün bir başka sitede yayınladım.

Bir dindar doğal olarak tepki gösterdi.

Türbanın, görmeyi, işitmeyi, koklamayı, tadmayı ve düşünmeyi nasıl engellediğini sordu.

Ben de anlattım.

Dinsel inanışların kökenindeki argümanların, Cennet, cehennem, allah, ruh, cin, şeytan, melek vs lerin hiçbir duyumuza ve aklımıza hitap etmediği halde kabullenilmesini gösterdim.

Türban konusunun basit bir baş örtüsü meselesi olmadığını,

Bilimin kaleleri olması gereken yerlere, en son girmesi gereken yerlere; ÜNİVERSİTELERE sokulmak istenmesi, başın fonksiyonlarından arındırılmış gençler yetiştirmek ve dinsel yaşam tarzını toplumun tümüne yaymak için olduğunu yazdım.

Ama bir baktım ki. site yöneticileri başlığı kaldırmışlar.

Ben de bu sitedeki tüm yazılarımın kaldırılmasını istedim.

Yazıyı alıp sizlerle paylaşmak istedim.

Gerçi ateistforum ve ateistcafe de daha önceleri benzer pek çok tartışma yapılmıştık.

Ancak son gelişmelerden dolayı, türban toplumun gündemine getirildiği için görüşlerinize sunayım dedim.

Sevgiler.

İnsanlar sosyal varlıklardır. Sosyal çevresi ile uyumlu olmak zeka gerektirir.

Sosyal çevredeki değerler durağan değildir. Bireylerin tek tek katkılarıyla sürekli değişir. Bu değişiklikler moda gibi bazen tutulur bazen tutulmaz.

İnsanlar sosyal çevresi ile beraber, geçim ve ayakta kalma mücadelesi verirler.

Bu mücadelede örgütlü olmanın büyük yararları vardır.

Örgütlü olmak hem üretimde hem de paylaşımda büyük avantajlar sağlar.

Peki insanlar nasıl örgütlenir. Örgüt ne demektir.

Öncelikle her örgütlenmenin bir ana fikri, gerçekleştirmek istediği bir amacı vardır.

Türk Dil Kurumu Sözlüğünde örgüt şöyle tanımlanıyor;

Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat

En küçük örgüt tek eşli evliliktir. Hem soyun sürdürülmesi, hemde iyi günde kötü günde dayanışma sözü veren, kadın ve erkek iki karşı cinsin beraberliği ve ortaklığıdır.

Bunun dışında tüzük ve programları ile amaçları belirlenmiş; dernekler, vakıflar, siyasi partiler, meslek örgütleri, üretim organizasyonları, fabrikalar, şirketler, dini inanışlar, mezhepler, etnik kökene dayalı birliktelikler, coğrafi bölgeye dayalı dayanışma birlikleri, yasa ve anayasalarıyla uluslar, devletlerin ile devletlerin organları ve kurumları başlıca örgütlerdir.

Örgüt amaçlarının ve yapılacak işlerin gereği olarak, kurumlaşmış tüm zamanları içerecek şekilde kalıcı olabildiği gibi, amaçlara ulaşıldıktan sonra ortadan kalkan örgütler de olabilir.

Örneğin; bir bina inşaatı, bir köprü inşaatı, eğlence, gezi ve spor programı gibi örgütlenmeler geçici örgütlenmelerdir. Ancak bu örgütlenmeler profesyonel bir hal almış ve meslek haline gelmiş ise kalıcı örgütlenme sınıfına dahil olabilirler.

Örgütlerin amaçları çerçevesinde kapsadığı kitlelere göre büyüklükleri ve bu büyüklüğün sınırları belirlenir. Bir meslek örgütü ancak aynı meslekteki insanları kapsayacağı için sınırlıdır. Bir ırka dayalı örgüt ancak o ırkın miktarı kadar örgütlenebilir. İnsan hak ve özgürlüklerini hedeflemiş bir örgüte tüm insanlar üye olabilir. Bir inanış temeline dayalı örgüt insanları amaçlarına inandıra bildikçe tüm insanları kapsayabilir vs.

Örgütlenmelerde, örgüt elemanları, birbirlerini tanımaları için bir takım simgelere, amblemlere, davranış biçimlerine veya ayırt edici parolalara , özgün toplantı yerlerine ihtiyaç duyarlar.

Bunlar kimlik kartları, özgün kıyafetler, üniformalar, rozetler, bayrak ve flamalar, özgün davranışlar, özgün imajlar, özgün renkler, özgün selamlaşmalar, özgün hitaplar olabilir, özgün ibadet ve toplantı yerleri de bu ayırt edici unsurlara dahil edilebilir.

Örgüt elemanlarının kesin olarak bilinmesi gereken örgütlerde kayıt kütükleri ve resimli kimlik kartları ön plana çıkar. Bunu fonksiyonel ve özgün kıyafetler, üniformalar takip eder. Daha sonra, bayraklar, rozetler ve diğerleri gelir.

Her örgütün amaçlarını sürdürdüğü alanlar vardır. Bu alanlara başkalarını dahil edip etmemesinin kriterleri olabilir. Bu alanlar özel mülkiyet dahilinde olanlar olduğu gibi, Kamu alanları da olabilir.

Örneğin kışlada sivil kıyafetlerle dolaşılmasına müsaade edilmeyebilir. Edilebilir de.

Hastaneye girerken galoş zorunludur. Ameliyathanede tepeden tırnağa steril olmalısınız.

Yine hastanede, doktoru, hemşireyi veya hasta bakıcıyı ayırt etmek için özgün kıyafetler zorunlu olabilir.

A Siyasi partisinin binasına, B partisinin amblemi ile girmek yakışık almaz.

İbadethanelerin ziyaretleri özgün kıyafetler isteyebilir. vs.

Örgütler; ortak bir amacı, bir işi gerçekleştirecek birliklerdir dedik.

Siyasi partilerin de bir amacı ve yapacağı işler vardır.

Bu partiler iktidara geldiklerinde. Bir yandan toplumsal sorunların çözümü için yasa yapar, diğer yandan bu yasaların uygulanması için devlet bürokratlarını atar. Bu bürokratlar eli ile ülkenin her alanında örgütlenmiş olan devleti yönetirler. Devletin çalışmaları yasalar uyarınca olur.

Demokratik bir ülkenin yasaları ise yurttaşlar arasında ayrım gözetmez. Yasalar kimseyi ayrıcalıklı kılmadığı gibi, kimse de kendini yasaların üstünde göremez. Yasalar yasa yapıcıları da bağlar. Bütün yurttaşların, yasalar ve yasaların uygulandığı devlet nezdinde eşit olabilmesi için; ne devleti yöneten siyasi partilerin üyesi, ne de yasaları uygulayanlara yakınlığını ifade edecek hiçbir simge taşımamalıdır. Yurttaş bu aidiyetlere ilişkin simgeler taşıyor olsa bile bu aidiyetten dolayı resmi makam ve kuruluşlar, özel muamele ve ayrıcalık yapmamalıdır. Böyle bir ayrıcalığa meydan bırakmamak için, ne simge, ne hamili kart yakinimdir, ne bizdendir, şeklinde yaklaşımlar yasaklanmalı, yasağa uymayanlar cezalandırılmalıdır.

Lafı neden bu kadar uzattım biliyor musunuz?. Türban olayına değineceğim, biraz açıktan alayım dedim.

Türban; yukarıda bahsettiğim dinsel temelde örgütlenmenin simgelerinden biridir. Dinsel temellidir, ancak din siyasete alet edilince. Dinin ve dindarların siyasi hedefleri olunca, dinsel simgeler aynı zamanda siyasi simge haline gelmektedir.

Başbakan, türbanın bir siyasi simge olduğunu açıkça itiraf etmiştir.

Kadınlara özgüdür. Dinsel inanış gereği, aile içinden başka hiçbir yerde, hiçbir şekilde başın açılmamasını gerektiriyor.

Bu zorunluluk başörtülü kadının özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına gelir. Aynı türden yasakları olan bir başka ortama girememe sonucunu doğurur ve bu sonuca katlanması gerekir.

Denebilir ki. Türbanın haklı bir gerekçe ile yasaklandığı hiçbir alan olamaz, olmamalıdır.

İnsan hakları , inanç ve düşünce özgürlüğü ile demokratik haklar bakımından haklı gibi görünüyor.

O zaman çifte standart olmaması için Türbanlı kadınların bulunduğu alanların, herkese açık hale getirmek gerekir.

Camilere başörtüsüz ve mini etekle girme yasağının da olmaması gerekir. Haremlik selamlıkların olmaması gerekir, Başını örtme özgürlüğü ile beraber başını açma özgürlüğününde geçerli olması gerekir. Ancak dinsel inanış buna müsaade etmiyor ise, kendisi demokratik değilse, demokrasiden faydalanma kurnazlığında bulunmaması gerekir.

Aslında bana göre türban, saçları örtmüyor.

Başı değil, başın fonksiyonlarını örtüyor.

Görmeyi, işitmeyi, koklamayı, konuşmayı ve tatmayı örtüyor,

Baş örtüsü başı değil beyini örtüyor. Özgür düşünmeyi, özgürlüğü örtüyor.

Kadınları mahrem yaparak erkeğin malı haline dönüştürüyor.

Evet türban bir simgedir.

Tutsaklığın, kulluğun, ikinci sınıf yurttaşlığın, erkek egemenliğinin, bilim dışılığın, hurafenin, cahilliğin simgesidir.

Türbanlı kadınları gördükçe, Başın fonksiyonlarından koparılmış kadınlar görüyor, üzülüyorum.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili hocam...

Annem beyaz tülbent takar..

Ablam yazma takar...

yazdıklarınızı okuyunca şimdi annem ile ablam farklı örgütlerdenmiş gibi geldi bana. Nihai hedefleri aynı olmakla beraber örgütlerinin ne olduğunu, ayrım noktalarını bana açıklarsanız sevinirim...

80 öncesi devrimci yolcu'nun simgesi ne idi bir tdkp linin simgesi neydi. Siz yolda yürürken, "bak bu devrimci yolcu, beyaz mendil kullanmış, bu tdkp li mekap giyinmiş mi" diyordunuz da böyle bir düşünceye vardınız..

Benim aklıma takılan ikinci konu; türban ile birlikte kadının 2'nci sınıflığını, erkek egemenliğini simgelediğini söylemişsinz. Bu çok doğru da, şimdi bu ülkeye baktığımızda türban takmayan kadınlarımız birinci sınıfamı atladı ve erkek egemenliği sona mı erdi... erkek egemenliğinden kurtulmak ne kadar kolaymış... herhalde camiilere mini etekle girildiğinde de amazon kadınını hatta sınıflar üstü kadını yaratmış oluruz... tek çözümünüz yasak.. başka bir açılım sunamıyorsunuz...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili hallaç

senin bu yaklaşımın dindarlar ile aynı.

Örgüt konusunun neyine itiraz ediyorsun. Adamın biri kanarya sevenler derneği kursa. kanarya besleyenleri örgütüne davet eder. Kanarya beslemelerini iktidar engeller ise, siyasete atılır, iktidar olmak ister, iktidara gelince de kanarya sevenlerin isteklerini yerine getirir.

Türban da tıpkı böyle.

Adam türbanın siyasi simge olduğunu açıkca beyan etmiş. Kurnazlık yapmış. Ananı, ablanı başörtüsünden tutarak örgütüne dahil etmiş, sen hala yasaktan falan bahsediyorsun.

Türbanın laik devlet kurumlarına, hatta üniversitelere sokulmak istenmesinin arka planında ne yatıyor onu anlatıyorum. Sen yasaktan bahsediyorsun.

Türban eğitim özgürlüğünü engelliyormuş. Peh. Türbanlı kafa zaten pozitif bilimlere kapalı kafadır. Diyelim ki tıp fakültesine girdi. veya botanik, zooloji. Yaratılışcı kafa bu bilimlere açık olur mu?

Bunların senin annen, ablan, nenen olması bir şey değiştirmez.

Türbansız kadınlar türbanlılara göre daha çağdaş daha ileridirler. Türbana direnmek erkek egemenliğine direnmenin az da olsa bir parçasıdır. Türbanlının bir şekilde, herhangi bir konuda eşine karşı çıkabileceğini düşünebiliyor musun? Zannetmiyorum. Türban tıpkı askeri üniforma gibi olmuş ise, askerin subaya karşı çıkması beklenir mi?

Cumhurbaşkanımızın da, Başbakanımızın da eşleri türbanlı, kocalarına hangi oranda karşı çıkabilirler.

Birisi kalkıp dese ki. Türkiye'de türbansız kadınların sayısı türbanlılardan daha fazla. Üstelik bunlarda müslüman. Başını açmak müslümanlığa halel getirmez. Ben de başımı açacağım.

Böyle bir erk gösterebilirler mi?

Yani diyeceğim türban biçimsel bir simge olsa bile arkasındakileri görmek gerek.

Bizim işyerine gelen bir işçi burda niye mescid yok diye bana soruyor.

Üç adım ötede cami var git orda kıl namazını dedim.

Hacca gidip hacı olmuş bir yönetim kurulu üyesi hactan getirdiği zemzem suyunu kapısının önüne koymuş gelene gidene içirmeğe çalışıyor. İşte bu uygulamaların hepsi yavaş yavaş dinsel yaşamın hayatın her alanına dayatılması sonucuna kadar varır.

İranda meydanlarda asılmak yasaklanmış.

Haberi veren televizyonlar, idam suçlarını sayarken dinden dönmeyi de idamlık suç olarak saydılar.

Yarın, Türkiye'de aynı yoldan ilerleyen yobazlar, dinden döndünüz diye sizleride sallandırırlar dar ağacında.

Sen daha, anam da kapalı bacım da, bunlar hangi örgüte üye şeklinde beni sıgaya çek.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Akaydın, türbanın kopya çekmeyi kolaylaştırdığı gibi normal zamanlarda türban takmayan öğrencilerin de sınavlara türbanlı olarak girebileceğine işaret etti.

Cep telefonlarının bluetooth kulaklıkları olduğunu anımsatan Üniversitelerarası Kurul'un Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, "O kulaklığı kulağına takan ve türbanla kapatan bir öğrenci sınava girdiğinde ne olacak? Dersteki erkek hocaysa türbanını açtırıp arama yapamaz. Yapsa cinsel tacizle suçlanır. Her derse kadın hoca mı vereceğiz" diye sordu.

bakın türban artık kopya çekenlerle yardımlaşma ve dayanışma örgütünün de simgesi oluyor hocam...

hala örgütlenmeleri açıklamadınız ya ayıp ettiniz.. türbanın, beyaz tülbentin, yazmaların hangi örgütleri ifade ettieğini anlatsaydınız en azından fikir sahibi olurduk...

Türbanı laik devlet kurumlarına (!!!) sokturmamayı düşünüyorsunuz da türbanı laik türkiye cumhuriyetinin (!!) sokaklarından nasıl silip atacaksınız. yoksa kılık kıyafet kanunu sonrası gibi elinde sopalarla adamlar mı dolaşacak bu laik ülkenin sokaklarında... öyle bir niyetiniz varsa kızılcık sopası dağıtımına başlayın...

Hocam bu devlet ne zaman laik oldu da kurumlarını laik ilan ettiniz... Amacınız bir şeyleri başarmak ise türbandan önce yapılması gerekenleri yapın. küçük yaşlarda kuran kursları adı altında beyinleri yıkanan çocuklara sahip çıkın (kız çocuklarını onların elinden alırsanız türban takması gerektiği yönünde bir fikir empoze edilmeyeceği için üniversite kapılarında karşınıza türbanlı genç bir kız olarak çıkmayacaktır), bırakın üniversite yurtlarını lise, ilköğretim öğrencileri hatta dershane için açılan özel öğrenci yurtlarına karşı bir önlem alın (İlköğretim yurtları sadtece devlet tarafından açılır ama adamlar gizli olarak bunu da açmıştır)

Sorunun kaynağı olarak da AKP'yi görmekten vazgeçin... Milliyetçilik ve din yönetenler için en büyük silahtır. Bu silahı sadece AKP değil iktidara gelen, gelmeyi arzulayan herkes kullanmıştır... Sorunun kaynağını görmezseniz çözüm önerilerinizde yanlış olur. Üsküdarı geçen at misali sizler türbanla oyalanın...

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/8143108.a...29&sz=37269

şu habere bir bakın... taliban zihniyetiyle savaşanların o zihniyetten farkını gören biri bana anlatsın...

saygılarımla

EDIT:İlave.. Nedense üniversitelerdeki tek sorunumuz türban... Bu üniversitelerde başka bir sorun yok mu? Türban diğerlerinin yanında devede kulak kalır.. Gecekondu felsefesiyle yaygınlaşan üniversitelerimiz mi bilim yuvları oldu. yeni YÖK başkanı seçilir, herkes YÖK'ün başına gelen kişinin niteliğiyle ilgilenir. YÖK'ün başına islamcı, milliyetçi, faşist biri else ne olur. Bırakın bunları demokrat biri gelse hatta devrimci biri gelse ne yapayım. YÖK'ün kendisi anti demokratiktir. YÖK'ün kendisi demokrasi dışıdır, bilim düşmanıdır... İhsan DOğramacı yeni gelen kişiden daha mı ilericiydi.. Gelenle gidenle uğraşacağınıza o makamın kendisiyle o kurumuin kendisiyle uğraşın...

tarihinde hallac tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

babannemin ortusu tabiki bir kirli amac ugruna degildir, pamuk gibi evinde oturur kimseye karismadan kilar namazini o oyle mutludur... ama genc zihniyette ulke islerine karisan dini simgeleri gormek rahatsizlik verici...

bugun turban serbest olsun...

yarin turban soyle takilmali...

diger gun bi standart olmali...

bi sonraki gun ama herkes taksin...

sonra e hadi taksin o zaman....

hosgeldin malezyaaa

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili hallaç

Bizans döneminde iktidar kavgaları meleklerin cinsiyeti üzerinden yürütülürdü.

İktidara talip olanların birbirinden farkı yoktu,

Fark yaratmak için melekler erkek midir? dişi midir? üzerinden kamplara ayrılırdı.

Türban meselesi de öyle.

Laik cumhuriyetciler ile şeriatcılar arasındaki iktidar kavgasının göstermelik bir uzantısıdır.

Eh biz de solcu ve sosyalist olunca bu kavgada ehven-i şer bir tarafı tutmak durumunda kalıyoruz.

Meselenin özü laik ve cumhuriyetçi sermaye ile dinci sermayenin pazar kavgasıdır. Bu kavgada bir tarafı tutmanın hiçbir anlamı yoktur. Ancak kültürel açıdan, bilim ve teknoloji açısından, çağdaşlık açısından laik cumhuriyetcilerden yana olmak daha doğrudur. Daha akılcıdır. Çağdaş kapitalistler en azından bireysel özgürlüklere dokunmamaktadırlar. Sosyal yaşamda daha özgürlükçüdürlür, kapitalistler emek sömürüsüne bakarlar, emeğin cinsiyeti, dini, ırkı olmadığından bu alanlara müdahale etmek istemezler. Eh bizlerde de cinsiyet, din ve ırkın önemi yoktur. insan olsun yeter.

Ama dinciler öyle mi? cinsel yaşamımıza kadar müdahale etmek istiyorlar. Yaşamın her alanına burunlarını sokmak istiyorlar. vs vs. bunları göremeyecek durumda değilsin ama öylesine karşı çıkmış olmak için karşı çıkıyorsun.

Ayrıca sorunun kaynağı olarak AKP yi göstermedim. AKP dincilerin ABD etkisindeki kesimidir.

Son olarak şunu söyleyeyim. Bazı insanlar vardır. Her öneriye karşı çıkarlar. Ama kendileri bir öneri getirmezler.

Peki sen ne diyorsun Üniversitelere türban sokulması girişimine.

Bırakalım yapsınlar, bırakalım geçsinler mi?

Her devletin kırmızı çizgileri olacaktır.

Her devletin yasakları olacaktır.

Her devlet yasaklarını gerekçelendirerek, kendi hukukunu oluşturur.

Sizler veya bizler iktidara geldiğimizde geçit vermeyeceğimiz, yasaklayacağımız konular olacaktır.

Bu türden yasaklara burun kıvırmak, etliye sütlüye karışmamak, nihilistlik, pasifistlik anlamına gelir.

Tabi insanlar nihilist te olabilirler, pasifist te. Anarsist te.

Ancak senin bunlardan biri olmadığını biliyorum.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Laik cumhuriyetciler ile şeriatcılar arasındaki iktidar kavgasının göstermelik bir uzantısıdır.

Eh biz de solcu ve sosyalist olunca bu kavgada ehven-i şer bir tarafı tutmak durumunda kalıyoruz.

Meselenin özü laik ve cumhuriyetçi sermaye ile dinci sermayenin pazar kavgasıdır. Bu kavgada bir tarafı tutmanın hiçbir anlamı yoktur. Ancak kültürel açıdan, bilim ve teknoloji açısından, çağdaşlık açısından laik cumhuriyetcilerden yana olmak daha doğrudur.

sevgili hocam işte bu alıntıladığım bölümde tüm gerçekleri söylemişsiniz. evet sorun defalarca söylediğim gibi bir rant kavgasının ürünüdür. Halkın gerçek gündemi türban değildir. Aslında onların da gündemi türban değil. türban var olan çelişkilerini dışa vuruş biçimidir... Türban bir simgedir evet. Ama sizin dediğiniz anlamda değil bir yerde okuduğum gibi 'Türban oligarişi içi çelişkilerin simgesidir.' Türban asıl bu konuda simgedir...

Yalnız burada iki kesim arasında taraf tutma zorunluluğunda hissetmiyorum kendimi. Onların, bu ülkenin insanlarını sömürme kavgasında neden bir tercih yapayım çünkü iki kesime de karşıyım... Benim tarafım belli. Aslında sizin de tarafınız belli ama bu olayda nedense iki yanlış arasında tercih yapmak istiyorsunuz...

Bir çok yerde yazdım bu ülkenin laikliği nerede diye. ortada laiklik yok ama laik cumhuriyeti koruma ve kollama görevi biçiliyor. bu da demokrasinin (!) içindeki kurumlar yerine askere havale ediliyor...

Ben önerimi getirmiştim hocam... Türbanı yasaklamak yerine türbanın giyilmesine zemin hazırlayan ortamları sonlandırmak lazım... yukarıda ne demişytim, küçücük beyinleri zehirleyen kuran kurslarının önüne geçerseniz, üniversite kapılarında karşınıza türban takmak isteyen bir insanla karşılaşmazsınız... Ama bunu kim yapacak.. Dini istismar eden AKP'mi... Alevileri yedeklemeye çalışan CHP'mi.. Yoksa her gün üç öğün yemek öncesi (beş vakit namaz gibi) tanrımıza hamd olsun yeminini yaptıran ordu mu... İktidarın yolu dini ve milliyetçi değerlerden geçiyor... İnsanları yönetmenin, yanıltmanın yolu din ve milliyetçilikten geçiyor. iktidadır en önemli iki silahından bahsediyoruz burada...George'ların en Puştu bile bugün dünyanın en gelişmiş ülkesini yönetmek için tanrıdan medet umup, bunu kullanıyorsa burdakiler hayli hayli kullanacaktır...

DOğriudur bu her devletin olduğu gibi bu devletin de kırmızı çizgileri olacaktır... ama benim yasaklara ve kırmızı çizgilere olan bakış açım imzamda yer alan Yılmaz Güney'in sözlerinde görülüyor...

sevgilerimle...

tarihinde hallac tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

:) :)

eylemlerini destekliyorum zaten...

eylemlerini destekliyorum diyorum ama, AKP iktidara oturdu eylemlerin ardı arkası kesildi.(Kazara eylem yapanlar da AKP'lilerden fırça yiyordu) eskiden cuma eylemleri neyldi. hem sadece türban değil, filistin, ırak eylemleri olurdu, israil ve ABD'ye duyulan öfkeler dile gelirdi... AKP geldi islamcılar da "iktidar bizim" ayağına yattı... ABD, İsrail karşıtlığını ne güzel nötralize etmişlerdi...

sevgi ve saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

yurttayız... haftasonu. ne hikmetse sakallarımızı keselim dedik. banyoda traş olurken, bangır bangır bağırtırılan islami bir propgandası duydum. hayrola ne oluyor dedim. traşı bırakıp sesi aramaya gitti. baktım bir arkadaş eline aldığı kasedi kıracak. "dur baba" deyip kasedi aldım ve kasedin sahibine geri verdim...

"Bu kasedi dinlemek senin en doğal hakkın. Ama bu kasedi teybin sesini sonuna kadar açıp dinletmeyiz sana" dedim ve hep birlikte çıktık...

sevgilerimle

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türban taraftarlarına basit bir soru soracağım.

İşin teknik yönüne bakalım:

Türban, kadının saçlarını göstermesini önleyen bir yasak değil mi? Hem de, insanlar arasında cinsel ayrım yapılarak getirilen bir yasak.

Cinsel organların gizlenmesi, olağan karşılanabilir.

Erkekte avuçlanacak meme yok (ama meme var), ve vajina yok. Kadınlarda da erkeklerde olan pipi yok. Cinsel ilişki sırasında bu iki cins, birbirlerinde olmayan şeylerden tahrik oluyorlar. Dediğim gibi, cinsel organların gizlenmesini anlıyorum.

Saç ne?

Saç, erkekte ve kadında aynı.

Bu durumda, kadına getirilen bir yasak (saçlarını göstermeyeceksin), erkeğe de getirilmemeli mi?

Demek istediğim, bu yasak, sadece ve sadece erkeklerin, kadınları baskı altında tutmalarına yarayan simgesel bir yasaktır.

Bir yasağı önlemek nasıl özgürlük karşıtlığı oluyor?

.

Link to post
Sitelerde Paylaş
desteklerim abi...

unuttunmu abi kürdüm. her bi bok beklenir benden... siz iyi olun, siz güzel olun yeter artar bu coğrafya ya

Hemen de alınırsın sevgili hallaç.

Demek ki öyle (içeriği belirtilmeyen) yasakları delmek maarifet değilmiş.

Bu nedenle, eğer slogan seçeceksen her durumda geçerli slogan seç.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Türban taraftarlarına basit bir soru soracağım.

İşin teknik yönüne bakalım:

Türban, kadının saçlarını göstermesini önleyen bir yasak değil mi? Hem de, insanlar arasında cinsel ayrım yapılarak getirilen bir yasak.

Cinsel organların gizlenmesi, olağan karşılanabilir.

Erkekte avuçlanacak meme yok (ama meme var), ve vajina yok. Kadınlarda da erkeklerde olan pipi yok. Cinsel ilişki sırasında bu iki cins, birbirlerinde olmayan şeylerden tahrik oluyorlar. Dediğim gibi, cinsel organların gizlenmesini anlıyorum.

Saç ne?

Saç, erkekte ve kadında aynı.

Bu durumda, kadına getirilen bir yasak (saçlarını göstermeyeceksin), erkeğe de getirilmemeli mi?

Demek istediğim, bu yasak, sadece ve sadece erkeklerin, kadınları baskı altında tutmalarına yarayan simgesel bir yasaktır.

Bir yasağı önlemek nasıl özgürlük karşıtlığı oluyor?

.

Ne yani şunu mu demek istiyorsun?

Eğer bir ateist sırf yakışıyor diye Türban takarsa bunun sakıncası yok mudur?

Farzedelimki Türban takmak gibi bir kural yok dinde... O zaman Türban takanlar girebilir mi kamusal alanlara?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hemen de alınırsın sevgili hallaç.

Demek ki öyle (içeriği belirtilmeyen) yasakları delmek maarifet değilmiş.

Bu nedenle, eğer slogan seçeceksen her durumda geçerli slogan seç.

Sevgiler.

niye alınacam hocam... sözlerinizin bittiği noktada gereksiz bir cümle kurarak, forumun kültürüne nasılda adaphte olduğunuzu gördüm sadece...

Sordum size, türban hangi örgütü, beyaz tülbent hangi örgütü, allı yazmalı eşarp hangi örgütü simgeler

Yanıt: Yok.

Sordum size, Türkiye ne zaman laik oldu da üniversiteleri Laik kurumlar olarak ele aldınız

Yanıt: Yok

Sordum size; Türbanı laik devlet kurumlarına (!!!) sokturmamayı düşünüyorsunuz da türbanı laik türkiye cumhuriyetinin (!!) sokaklarından nasıl silip atacaksınız.

Yanıt: Yok

Sordum size; bu ülkeye baktığımızda türban takmayan kadınlarımız birinci sınıfa mı atladı ve erkek egemenliği sona mı erdi...

Yanıt: Yok

Sordum size;camiilere mini etekle girildiğinde de amazon kadınını hatta sınıflar üstü kadını yaratmış oluruz

Yanıt: Yok

Sordum size; Yasaktan başka bir çözümünüz var mı

Yanıt Yok

Sordum size;Ama bunu kim yapacak (Türbana odaklanmak yerinea sorunu çözme açısından).. Dini istismar eden AKP'mi... Alevileri yedeklemeye çalışan CHP'mi.. Yoksa her gün üç öğün yemek öncesi (beş vakit namaz gibi) tanrımıza hamd olsun yeminini yaptıran ordu mu

Yanıt: Yok...

peki sevgili hocam bunlara yanıt vermek dururken,

Bu gidişle uyuşturucu kaçakçılarını da,

ruhsatsız işyeri işletenleride

bozuk gıda satanları da

vs.

vs.

desteklersin.

Sevgiler.

demenin ne alemi vardı. Sevgi bu cümlenin neresinde... Hallac'ın bu olmadığını siz de çok iyi bilmenize rağmen forumun klasik hastalığına yakalandınız....

sevgilerimle

Link to post
Sitelerde Paylaş
kacak mazot iti

sürekli bloguma küfürler yazacağına delikanlıysan ya yüzüme et yada burda yaz.

abe benim gibi bir marabanın sizin gibi soylu birine öneride bulunması biraz haddini bilemem gibi olacak da.. Eğer varsa siz de gidip sevgili mazotun bloquna yazsanız veya msnlerinizi alıp karşılıklı olarak küfaür atışmasına girseniz. Bu forum küfürleşme forumu mu ki buraya davet ediyorsunuz...

Ya aslında hiç küfürleşmezseniz daha iyi olmaz mı diyeceğim ama şansımı zorlamayayım ben

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...