Jump to content

Allah vardır. İşte size ıspatı.


Recommended Posts

Yok yok yanlışın var onun adı Doly idi...

Ateizme din diyebilen bünyeden de başka ne inanç çıkarki zaten.

niye şaşırdın böyle.

nihayetinde dincilerinde ateistlerinde insanlık tarihi aynı değilmi.

sadece başlangıçta ayrılmak sizi doğrulamaz

mutlak doğru olmadığı gibi mutlak gerçeklikte olamz

yok o doly idi diyorsun , bu konuyu yazılarına dökmüş 5.000 yıl önceki insanı dikkate almıyorsun.

senin düşünce tarzın dinin bir doğrulanmasıdır.

ama gerçek ikinizde değilsiniz.

Judeo cu düşünce içinden çıkarak judeocu görüşe tanrı tanımamazlık getirmenin gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur.kaldıki sürekli bulunan bulgular hem evrimi hemde dini red eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 380
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Herakles,

Yapma lütfen, sen klonlanmış isen insan üstü olman gerekmez mi, ben klonlanmış isem insan üstü olmam gerekmez mi? Öylemiyiz gerçekten? Eğer insan üstü isek bu sorularla işimiz ne, bunların hepsini zaten biliyor olurduk, ama değiliz gördüğün gibi....

Hepiniz Rahmane emanet olasınız...

öncelikleki hepinize cümleniz.

HERMES = HRM = RHM umarım çözersin.

diğer konuyla ilgili ana başlıklarımı taratırsanız özellikle Ve tanrı(lar) insanı yarattı forumunu okuyunuz

tekrar flash-back yapmayım.

Atonun Görkemli Ruhu Esenlikler diler

Link to post
Sitelerde Paylaş
yahu aç aç daha ne kadar açıcaz.

hiç okumuyorsun ki habire ahitten kopi yap, biraz okusan anlayacaksın.

ahitte tekli tanrı yoktur.

gökten inen insan üstü varlıklar tarafından insan klonlanmıştır.

üstün varlıklar kendi suretlerinden insanı klonlamışlardır.

işte buda evrimin eksik halkasıdır.

git gerçeği bileceksiniz yazımı oku.

Tekli Tanrı yoktur diyorsun ama Eski Antlaşma'da tamamen Tek Tanrı inancı vurgulanmaktadır..Senin kendi başına yaptığın çıkarımlar bunu değiştiremez..Genel iddianın aksine bir görüşü savunuyorsan bunu Kutsal Yazılar'dan temellendirmen gerekir..

Kutsal Yazıları tartışırken elbetteki O Kitaptaki ayetleri buraya koymamız gerekiyor..Bundan daha mantıklı bir şey olamaz..

Ben ayetleri buraya copy/paste yapayım sende çok Tanrılı olduğunu iddia ettiğin ayetleri copy/paste yap..

Yasanın Tekrarı 6:4 ‹‹Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB'dir.

Nerde çoktanrılardan sözediyor sen yazda görelim bi..

tarihinde murtimuro tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Tekli Tanrı yoktur diyorsun ama Eski Antlaşma'da tamamen Tek Tanrı inancı vurgulanmaktadır..Senin kendi başına yaptığın çıkarımlar bunu değiştiremez..Genel iddianın aksine bir görüşü savunuyorsan bunu Kutsal Yazılar'dan temellendirmen gerekir..

Kutsal Yazıları tartışırken elbetteki O Kitaptaki ayetleri buraya koymamız gerekiyor..Bundan daha mantıklı bir şey olamaz..

Ben ayetleri buraya copy/paste yapayım sende çok Tanrılı olduğunu iddia ettiğin ayetleri copy/paste yap..

Yasanın Tekrarı 6:4 ‹‹Dinle, ey İsrail! Tanrımız RAB tek RAB'dir.

yahu murti git yazıyı oku oraya eleştiri yap.

şimdi sana cevirilerdeki hatalarımı yazayım tek tek.

bugün yahudi ejiptologlar kzıldenizi yarmanın sadece bir ceviri hatası olduğunu söylerken sende forumda ahit uzmanı kesildin.git yazılarımdaki cevirilerin gerçekte ne olduğunu yazdığım yerleri eleştir.şimdi tek tek onlarımı alayım buraya.ahitin tek tanrılı bir din olmadığını artık küçük çocuklar bile biliyor. sana git yazıyı oku diyorum.zahmet olacak ama... :lol: :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
yahu murti git yazıyı oku oraya eleştiri yap.

şimdi sana cevirilerdeki hatalarımı yazayım tek tek.

bugün yahudi ejiptologlar kzıldenizi yarmanın sadece bir ceviri hatası olduğunu söylerken sende forumda ahit uzmanı kesildin.git yazılarımdaki cevirilerin gerçekte ne olduğunu yazdığım yerleri eleştir.şimdi tek tek onlarımı alayım buraya.ahitin tek tanrılı bir din olmadığını artık küçük çocuklar bile biliyor. sana git yazıyı oku diyorum.zahmet olacak ama... :lol: :lol:

Arkadaşım ''git oku, gel şu başlığa'' filan diyeceğine doğru dürüst yazsana sorularımın yanıtlarını..

Durmadan tartışma isteyen sensin, konuşmaya başlayınca de beni sağa sola gönderiyorsun.. :P

Yaz buraya o ayetleride biz de öğrenelim şu çok Tanrı'lı dini ya ..

Yazamıyorsan da beni uğraştırma..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşım ''git oku, gel şu başlığa'' filan diyeceğine doğru dürüst yazsana sorularımın yanıtlarını..

Durmadan tartışma isteyen sensin, konuşmaya başlayınca de beni sağa sola gönderiyorsun.. :P

Yaz buraya o ayetleride biz de öğrenelim şu çok Tanrı'lı dini ya ..

Yazamıyorsan da beni uğraştırma..

Al yaratılıştan başlayalım

senin gibi copy yaptım / ve tanrılar adlı yazım.

hadi eleştir bakalım.

Tarih sahnesinde insanın yaratılışı ile ilgili ilk kayıtlar Sümer metinlerinde bulunur.Sümer kayıtlarında bulunan insanın Nefilimler tarafından yaratılışı ilk bakışta hem evrim teorisine hemde kutsal kitaplara uymaz.Ama dikkatli incelenirse bu kayıtların hem evrim teorisini hem de Ahit hikayelerinin doğruluğunu onaylayabilir ve ikisi arasında çatışma olmadığını göstere bilir.

Tanrıların insanları , belirli metinlerde insanı bilinçli bir şekilde yarattığı ve hemde tarif edi len göksel olaylar ile başlayan evrimsel zincirdeki bir halka olarak tarif eder.

Sümer metinlerinde insanın henüz yaratılmamış olduğu nippurda sadece tanrıların oturduğu sırada meydana gelen olaylarla dolu örneklemeleri kaydeder.Aynı zamanda dünyanın yaradı- lışı ndve üstündeki bitki ve hayvan yaşamının gelişimini, geçerli olan evrim teorisine göre açık- lar

Sümer metinleri Nefilimler dünyaya ilk kez geldiğinde tahıl ekme,meyve ağacı dikme ve da var güdme işlerinin henüz yayılmadığını belirtir.Aynı anlatımlar Tevrat da anlatılanla aynı şe- kil de altıncı gün ve evrim sürecine yerleştirilir.

Ve henüz yerde bir kır fidanı yoktu,

ve bir kır otu henüz bitmemişti.

Ve toprağı işlemek için adam yoktu.

Tüm Sümer metinleri tanrıların , işlerini yapmak için insanı yarattığını yazar.Marduk tarafın dan söylenen yaradılış destanında ;

Aşağı bir ilkel yaratacağım ;

İnsan olacak adı

Bir ilkel işci yaratacağım ;

Tanrılara hizmet etmekle yükümlü olacak

Onlar rahat edebilsin diye.

Sümerlilerin ve akadların insan ‘ı adlandırdıkları terimler ,onun statüsü ve bizzat amacını bizzat anlatır ; lulu (ilkel) , lulu amelu ( ilkel işci) ,

Eski ahit çağlarında nefilim ilah ,rab,hükümdar,efendi,yönetici dir.Genellikle daha sonra ibadet diye çevrilen terim avod (calışma) dır.Kadim insan tanrısına ibadet etmez sadece onun için çalışır.

Ahitteki ilah , Sümer anlatıları gibi insanı yaratır yaratmaz bir bahçe dikti ve insanı çalışma ya atadı.

- RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu. Tekvin 2:8

Sümer yazılarında insanı yaratma kararı bir meclis tarafından alınmıştır.Eski ahitte bu anla tım Tanrı (Elohim) ; çogul ilahların kullanılması dikkatten kaçmamalıdır.

Tanrı(Elohim), "İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi . Tekvin 1:26

Elohim , yani tanrılar adem ve havanın bilgi ağacının meyvesini yediklerinde yine seslenirler ,

Sonra, "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu" dedi, Tekvin 3:22

Kutsal kitaplardaki yaradılış hikayelerinin Sümer kökeninden çıktığı açıktır.Eski ahit insanın tanrı olmadığını ve göklerden gelmediğini netleştirmek için epey uğraş verir.Gökler ,göklerin efendisinindir ve insanoğluna dünyayı vermiştir.

Sadece belirli bir biliş ve ilahi bir ömür süresi eksiği olan Adam, diğer her açıdan yaratıcıla-

rının suretinden (selem) ve benzeyişinde (dmut) yaratılmıştır.Metinde dmut ve selem terimle ri insanın tanrılara hem fiziksel hemde içsel benzerliği konusunda şüpheye yer bırakmaz.Tanrı lar ve insanların tüm kadim resimsel betimlemelerinde , bu fiziksel benzerlikleri açıktır.

Eski Ahitte , İbranilerin Tanrısı yüzyüze görülebilir,görüşülebilir,işitilebilir ve konuşulurdu. Tanrıların elçileride insana benzer ve tanrılar gibi davransın diye yaratılmıştır.

Nefilimlerin fiziksel ve duygusal kopyası olması gerçekte mümkünmüdür ? İnsan gerçekte nedir

İnsan nedir ? sorusuna batı dünyası uzunca bir süre dünyada yaşayan tüm canlıların hakimi ol sun diye yaratıldığını fikri verilirken 1859 da Darwin adlı İngiliz doğa bilimci “Doğal seçme yoluyla türlerin kökeni veya hayat mücadelesinde istenen ırkların korunması “ adlı eserinde doğal evrim hakkındaki daha eski düşüncelere ; bitki , hayvan ve tüm türlerin hayatta kalma mücadelesinin sonucu olarak doğal seleksiyon kavramını eklemiştir.Darwinden daha önce ö nemli jeologlar 1788 de İbrani takviminin öne sürdüğü insanlık tarihinin gerçekle uyuşmadığı nı öne sürmüş ve kilisenin oldukça yopun tepkisini çekmiştir.Bu tepki Darwinin aldığı tepki den oldukça fazladır. Darwinin patlattığı bomba ; insan da dahil olmak üzere tüm canlı varlık ların evrimin bir ürünü olduğu sonucudur. Süreç içinde ortaya çıkan kanıtlar kilisenin düşün- ceye karşı eleştirisini azaltmıştır. Eski Ahiti tümüyle geçersiz kılan ; bedensel olmayan bir yaradanın kendi suretin den canlı yaratmasıdır.

Bizler süreç içinde evrimleşmiş maymunlarmıydık ?

Bilim adamları basit teorileri sorgulamaları sonucunda evrim ; yaşam ve en basit tek hücreli yarattıktan sonra insana dek yaşam biçimlerinin dünya üzerindeki gelişmelerine sebep olan olayların genel rotasını açıklayabilir.Ama evrim , evrimin gerektirdiği milyonlarca yıl açısın dan Homo Sapiens in bir gecede oldu denebilecek ve Homo Erectus dan aşamalı bir değişi mi belirtecek daha eski safhalara ait kanıt olmadan ortaya çıkışını açıklayamaz.

Homo cinsinin hominid’i evrimin bir ürünüdür.Ama Homo Sapiensi eni ve devrimci bir üründür.Bilim tarafından açıklanamaz 300.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.Bilim cevap veremez ama Sümer ve Babil metinlerinde insanın yaradılış zamanlarıyla ilgili zaman dahi ortaya ko – nur.

- 10 dönem boyunca işin zorluğundan ıstırap çektiler

- 20 dönem boyunca işin zorluğundan ıstırap çektiler

- 30 dönem boyunca işin zorluğundan ıstırap çektiler

- 40 dönem boyunca işin zorluğundan ıstırap çektiler

Nefilim yörüngesi bir şar’a yani 3.600 dünya yılına eşittir.İnişlerinden 40 şar yılı sonra sü mer kayıtlarına göre nefilimler isyan ederlerler.Eğer çıkan sonuca göre nefilimler ilk inişlerini 450.000 yıl kadar önce yapmışlarsa o zaman insan insanın yaradılışı 300.000 yıl kadar önce ol malıdır.Nefilimler memelileri,primatları veya hominidleri yaratmadı , nefilimler modern insa-nı yarattı.Bir Sümer metni ;

Adamuyu yaratmak için uykusundan uyandırılan EN.Kİ nin hikayesinde ;

“Adını söylediğiniz yaratık MEVCUTTUR “

Mevcut bir canlının üzerinde oynayarak kendi özelliklerini vermişlerdir.Maymun adam alınır (homo erectus) ve üzerinde kendi benzeyişleri verilir.

Evrim ile insanlığın serüvenini anlatan Sümer metinleri birbiriyle çalişmez tam aksine bir birini destekler.

İnsanoğlu yaratıldığında

Ekmek yemeyi bilmiyordu

Giysiler giymeyi bilmiyorlardı

Bitkileri koyunlar gibi ağzıyla yerler

Suyu bir çukurdan içerlerdi.

Böyle hayvana benzeyen insanlar gılgamış destanındada tarif edilmektedir.Metinde stepler de Endikunun uygarlaşmasından önce nasıl olduğunu anlatır.

Tüm bedeni kıllarla kaplıydı

Kafasındaki saçlar bir kadınınki gibi uzundu

Ne halkı ne diyarı bilirdi

Yeşil otlaklardanmış gibi giyinirdi

Ceylanla birlikte otlar

Su çukurunda

Vahşi hayvanla itişip kakışırdı

Sudaki kıpır kıpır oynaşan yaratıklarla

Kalbi neşe dolardı

Akadça metinlerde hayvana benzeyen insanı tarif etmekle kalmaz onunla karşılaşmayı dahi anlatır.

Şimdi tuzak kuran bir avcı

Onunla su çukurunda karşılaştı

Avcı onu gördüğünde

Yüzü hareketsizleşti

Yüreği daraldı yüzü bulutlaı

Karnı üzüntüden büzüldü

Bu kabarık tüylü maymun-insanlaı hayvan dostları ile gösteren bir çok silindir mühür bulun- muştur.Derken ,insan gücü ihtiyacı ile yüzyüze gelen ve ilkel işci elde etmeye karar veren ne filimler için en uygun çözüm hayvanı evcilleştirmektir.Homo erectus sürekli sorun çıkarmak tadır , zeki, vahşi ve fiziği iş için uygun değildir.Nefilimlerin araç ve gereçlerini kullanabilme li ,emirleri algılayabilmeli yararlı bir emulu olmalılardır.

Bir canlı organizmanın kendi benzerini üretmesinin genetik kodlarla olduğu artık bilinmek tedir.Yapay döllenmenin yanı sıra farklı türler arasındaki çapraz döllenme konularındada bi- lim oldukça yol almıştır.

Klonlama denilen işlem ;(Grekçe dal anlamına gelen klon kelimesinden) bir bitkiden alınan bir dalın yüzlerce aynı bitkiden üretilmesini sağlayan yöntemin hayvanlara uygulanmasıdır.

New York’ta bulunan Hastings-on-Hudson da yapılan deneyler , insan klonlama veya kopya lama tekniklerinin çoktan beri mevcut olduğunu gösterir.İşlem için insanın üreme organından hücre şart değildir.İnsanın yapısını oluşturan herhangi bir hücreden örnek yeterlidir.Normal döllenme anne ve baba kromozomlarının birbirinin üzerine yapışarak daha sonra yine 23 kro mozom çifti olarak ayrılmasıdır , buda DNA larda bazı değişikliklere sebep olur. Ama klon lamada , döl, ayrılmamış kromozom takımlarının tam bir kopyasıdır.İnsanın birebir kopyasını yapmak sayısız sayıda Hitlerler,Bushlar üretilmesi demektir.

Bir diğer konu hücre füzyonu denilen işlemin genetik mühendisleri tarafından artık mükem melleştirilmesidir.Bu işleme göre farklı kaynaktan alınan hücreler ile her biri genetik açıdan tam ama ata hücreler açısından bakıldığında tamamen yepyeni bir genetik kod taşıyan iki yeni hücre olmaktadır.Yani birbiriyle uyuşmayan canlı organizmalarının ,mesela bir fare ve tavuk hücrelerinin , genetik karıştırma ile yeni bir canlı , ne fare nede tavuk , yaratılabilir.Bu insan ve hayvan içinde yapılabilir.

450.000 yıl önce uzay yolculuğu yapan Nefilimler için genetik mühendislik alanında ileri olduklarını düşünmek pekte yanlış bir kanı olmaz.İster genetik klonlama ,isterse füzyon ,gene tik nakil veya bilmediğimiz bir yöntem olsun bunları biliyorlardı ve bunları sadece labaratuar ortamında değil canlı ortamındada yürütüyorlardı.

İki yaşam kaynağının karıştırılmasına yönelik kadim metinleri Berossus tapınağında gör – mekteyiz.Berossus a göre ; ayrıca Deus (tanrı) diye de adlandırılan ilah Belus (efendi) çeşitli ürkütücü varlık belgeleri ortaya çıkmıştır.

Bazıları çift ve dört suratlı olan kanatlı erkeler, tek bedende biri erkek diğeri dişi iki kafalı canlılar, keçibacaklı ve boynuzlu , insan başlı boğalar köpek başlı atlar gibi canlıların resimle ri Babildeki Belus tapınağı duvarlarında korunmaktadır.

Nefilimler kendi suretlerinden önce diğer alternatifleri denemişler ve bunlarla ilgili deney ler yapmışlardır.Bu yapay yaratıklar yaşayabilmekte fakat üreyememektedir.Kadim yakın do- ğuda tapınak alanlarında bulunan boğa-insan ,aslan-insan bir sanatçının hayal gücünden öte başarısız deneylerin bir göstergesidir.

Sümer metinlerinde mükemmel işci biçimlendirilmesi gayretlerinde EN.Ki ve ana tanrıça (Ninhursag) tarafından deforme edilen insanlardan bahsedilir.

Ninhursag’ın sarhoş olup EN:Kİ yi çağırdığı anlatıda ;

“insanın bedeni ne kadar iyi , ne kadar kötü ?

kalbim öyle diyor ki,

onunkaderini iyi veya kötü yapabilirim.”

Deneme çalışmaları sonucunda çişini tutamayan bir erkek, çocuk doğurmayan bir kadın, cinsel organı olmayan insan üretilmiştir.Yapılan denemelerden sonra mükemmel insan ba- şarılmıştır.EN:Kİ onu Adapa diye adlandırdı.Eski ahit ise Adem.Bizim bildiğimiz Sapiens.

Bu son ürünle nefilimler ,insan kızlar ile uyuşmakta ,onlarla evlenip çocuk edinebilecekler dir.Bu kaynaşma sadece nefilimler ile aynı yaşam tohumundan oluşturulanlar için geçerlidir ve kadim metinlerde vurgulanan budur.Metinlerde bulunan lulu terimi ilkel anlamına gelsede karıştırılmış anlamına gelir.Mezapotamya kavramında insan ahitlerde olduğu gibi bir tanrının kanı ve kil in karışımından olmuştur.EN.Ki erectusu teknik bir olayla dönüştürmüştür bu olay

“dünyanın bodrumundan

tam abzu nun üstünden

bir yuvarlak olana dek kili karıştır

ve bir yuvarlak şekil ver

kili doğru hale getirecek olan

iyi, bilen genç tanrılar sağlayacağım “

Bu yazının Eski ahit karşılığı ,

RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. Tekvin 2:7

Genelde varlık diye çevrilen ibranice terim nefeş tir.canlı bir yaratığı canlandıran ve öldü ğünde onu terk eden, elle tutulamaz o ruh tur.İnsanın yaratışının ahit versiyonunda nefeş (ruh , can) ve kanı eşdeğer tutar.Eski ahitteki eksiklikler mezapotamya metinlerinde açıktır.İnsanın biçimlendirileceği karışım için kanın gerekliliğini belirtmekle kalmaz, bunun bir tanrının kanı, ilahi kan olması gerektiğinide açıklar.

Tanrılar insanı yaratmaya karar verdiği zaman liderleri açıklar “Kan toplayacağım, kemikle ri var edeceğim” Kanın belirli bir tanrıdan alınmasını öneren Ea , “ilkeller onun modeli ardın ca biçimlensinler.” Ve tanrıyı seçtiler ,

Onun kanından ,insanoğlunu biçimlendirdiler

Üstüne hizmeti yüklediler,tanrılar serbest kalsın diye

Bu idrakin ötesinde bir işti.

Tanrılar insanlar gibi….destanına göre ,tanrılar daha sonra doğum tanrıçasını (ana tanrıça ninhursag) çağırdılar ve görevi yerine getirmesini istediler.

Doğum tanrıçası buradayken

Doğum tanrıçası döller biçimlendirsin

Tanrıların anası buradayken

Doğum tanrıçası bir lulu biçimlendirsin

İşciler ,tanrıların yükünü taşısın

Bir lulu amelu yaratsın

Boyunduruğu o taksın.

Bilim adamlarının incelemeleri sonucunda varmış olukları kanı esk, ahit metinlerinin orjinalinin sümet tabletleri olduğudur.Sümerce tabletlerde yukarıdakine ilişkin yüzlerce me tin ve resim bulunur.Bu metinlerin bize anlattığı ; maymunadamları hayvanlarla karıştırarak

Bir ilkel işçi yaratmaya calışan tanrılar işe yarayacak tek karışımın maymunadamlar ile Nefi- limler arasında olabileceği sonucuna varırlar.Bir kaç başarısız denemeden sonra Adapa/Adem yapılır.Başalangıçta sadece Adem yaratılmıştır.Adapa/Adem Sümer metinlerinin anlatımları na göre genetik model ve kalıptır.Bu kopya hem erkek hemde dişidir.Kadının biçimlendirilme sine yönelik eski ahitteki “ kaburga “ , sümerce Tİ (kaburga ve yaşam) üstünde bir kelime oyunudur.Havvanın ,Ademin yaşam özünden yapıldığı budur.

İnsanın yaradılışı ve yaradılış sürecinde yaşanan süreçleri yansıtan bir çok tablet ve resim in yanında , Tanrılar insanlar gibi….metninde geçen pasaj insanın davranış ve genel özellikle ri hakkında önemli bilgi sunar.Gereken “ilahi “ unsur sadece tanrının damlayan kanı değildir.

Çok daha temel ve kalıcı olan bir şeydir , seçilen tanrının TE.E.MA sının olduğu belirtilir bu kelimeyi çeviren, Oxford üniv prof. W.G.Lambert ve A.R.Millard , kişilik olarak çevirmişler dir.Yanlız bu terim çok daha spesifik olarak hafızayı yerinde tutan anlamınada gelmektedir. Aynı terim akadça versiyorda “ruh” olarak çevrilen etemu olarak yer alır.Her iki durumdada tanrıların kanında kişiliği saklayan şey , Ea nın bu kan üzerinde çalışma yaptığı gen dir.

Kil içinde ,tanrı ve insan bağlanacak

Bir araya getirilmiş bir birlik içinde

Öyleki son günlere kadar

Bir tanrıdan olgunlaşan

Et ve can

O can bir kan bağında bağlanacak

Onun işaretini yaşam ilan edecek

Ki bu unutulmasın can bir kan bağında bağlansın.

Metin tanrının kanının ,tanrı ve insanın genetik olarak son günlere bağlanması için kile karıştırıldığını belirtir; böylece tanrıların hem eti (suret) hemde canı (benzeyiş) insan üstüne asla koparılamayacak bir kan bağı ile basılacaktır. “Gılgamış destanı” tanrılar yarı ilahi olan gılgamışlar için bir kopya yaratmaya karar verdiklerinde ana tanrıçanın “kil” i tanrı ninurta özü ile karıştırdığı bilinmektedir.

Mezapotamyanın yada ahitin metinlerinin kanıtları ,biri tanrı diğeri homo erectus un olan iki gen takımını kaynaştırmak için benimsenen işlemin ,ilahi unsur olarak erkek genleri ve dünyasal unsur olarak dişi genlerini kullanmayı içerdiği önermektedir.

İlahın , Adem’i kendi suretinden ve benzeyişinde yarattığını tekrar tekrar iddia eden Tek – vin kitabı daha sonra Ademin oğlu Şit in doğumunu şu sözlerle ifade eder.

Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.

Tekvin 5:2

Adem süreçte Nefilim tarafından yaratılmışken , şit tamamen biyolojik bir süreçtir.Adem in erkek spermi dişi yumurtası ile döllenerek oluşmuştur.Adem ise bir dişi yumurtanın nefi-lim tarafından döllenmesi ile ortaya çıkmıştır.Tanrısal unsurların karıştırıldığı kil tüm metin- lerin ısrar ettiği gibi dünyasal bir unsur olarak maymun kadının yumurtasına sokulmuştur.

Kil yada kalıplanan kil için akadça terim tit’tir. Orjinali Tİ.İT (yaşamla olan) ,ibranice tit, çamur anlamına gelir, ama eş anlamlısı bişa (bataklık) ve beşa (yumurta) ile bir kök paylaşı lan boş ‘ tur.

Yaratılış metinleri kelime oyunlarıyla doludur ,

Adem_____ adama – adamtudam ; boş – bişa – beşa ___(kil-çamur-yumurta)

Efsaneler ve mitler ,eski ahit bilgileri ve modern bilim farklı bir açıdan daha uyum içinde dir. Modern antropologlar insanın güneydoğu Afrika da evrimleştiği bulguları için , mezapo tamya metinlerinde insanın yaratılışının APSU da olan “kutsal Amama” dünya kadınından bahseder.

İnsanın yaratılışı metninde , enki ana tanrıçaya şu talimatı verir : dünyanın bodrumundan tam absunun üstünden, kili bir yuvarlak olana dek karıştır.Mekanı olarak Apsuyu biçimlen diren Ea nın yaratılışına yakınan bir ilahi şunu belirterek başlar ,

Apsu daki ilahi Ea

Bir kil parçasını kopardı

Tapınakları tamir için kulla yarattı.

Metinler son derece açık biçimde belirtilirlerki Ea Eridu da su kenarında tuğladan bir ev kur muşken Abzu da değerli taşlar ve gümüşle süslü bir ev inşa etmiştir.Yaratığı olan insan ora dan çıkmadır.

AB.ZU nun efendisi ,kral Enki

Evini gümüş ve lapis-lazuliden inşa etti

Gümüşü ve lapis-lazulisi ,parıldayan ışık gibi,

Baba, AB.ZU da uygun biçimde şekillendirdi.

Parlak simalı yaratıklar

AB.ZU dan hasıl oluyorlar,

Efendi nudimmud un çevresinde duruyorlardı.

Çeşitli metinlerde İlk yaratılan bu ilkel işcilerle çalışan diğer anunnakiler arasında sorun lar olduğunu gösterir.

Efendiye karşı isyan eden ev

Efendiye boyun eğmeyen ev

AL.A.Nİ onu efendiye boyun eğdirtti.

Kötünün bitkisinin başını ezer

Köklerini söker başını koparır.

İnsan yaratıldığı zaman Anunnakiler işlerini onlara devrederler ,

Anunnakiler ona doğru seyirtti

Ellerini selamlayarak kaldırdılar

Enlil in kalbini dualarla yumuşattılar

Ondan istedikleri kara başlı olanlar idi

Kara başlı halka

Tutmaları için kazmaları verdiler.

Tekvin kitabında benzer biçimde Adem in mezapotamya nın batısında bir yerlerde yaratıldı ğı ve aden bahçesinde çalışmak üzere doğuya doğru mezapotamya ya getirildiği bilgisini ve-rir.

RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu. Tekvin 2:15

Örnekleri çoğaltmak mümkündür.Sonuç olarak dünya tarihini, bilimleri , dinlerin anlatıldığı gibi olduğunu söyleyenler sadece anlatanlardır.

tarihinde AKHENATON tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
öncelikleki hepinize cümleniz.

HERMES = HRM = RHM umarım çözersin.

diğer konuyla ilgili ana başlıklarımı taratırsanız özellikle Ve tanrı(lar) insanı yarattı forumunu okuyunuz

tekrar flash-back yapmayım.

Atonun Görkemli Ruhu Esenlikler diler

Selam;

Hermes, (Yunanca ʽἙρμῆς ) Zeus ve Maia'nın oğludur.Zeus'un habercisidir. Tanrıların en kurnazı sayılır.

Ve RHM den Rahmana ulaşıyorsun öyle mi? Mantığın doğru ancak kabullenemediğin gerçek ne biliyormusun. Ayeti hatırla, Allah ademi yarattı ve ona isimleri öğretti diyor...

Yani açalım şimdi ayeti.

İlk insan yani Adem, herkesinki kadar aklı olan, beyni çalışan insan. Ve isimleri öğrettiden ne anlıyoruz, bilgi aktarımı var ancak Allahın izin verdiği kadar. Daha sonra inançlarını başka tanrılara atfeden insanlar kendi tanrılarına bu isimleri vermişler mantıkla gittiğimizde buraya varıyoruz ve buna niye şaşıralım ki.

Eğer Allahın isimlerinden biri de obullamustammi olsaydı, Ademe bu isim öğretilseydi bugün böyle bir Tanrı adına da rastlardık değil mi? Rahman Ademden beri varolan bir bilgi ve insanlar bunu biliyor. Arkadaş güzel yazıyorsun da mantık farklı işliyor sende, bunu kavrayabilsen gerçekten tam süper olacaksın.

Hepiniz Rahmana emanet olasınız, Hermese değil......

Link to post
Sitelerde Paylaş

450.000 yıl önce uzay yolculuğu yapan Nefilimler için genetik mühendislik alanında ileri olduklarını düşünmek pekte yanlış bir kanı olmaz.

Bunlar da beşer olduklarına göre değişen nedir ki? Bir yaratıcının olduğu gerçeğini değiştirmez, tek yaratıcı gerçeğiyle çelişen çok tanrılar olduğunu da ispatlamaz... Çünkü yaratma işi Allaha mahsustur....

Hepiniz Rahmana emanet olasınız, Hermese değil....

(Dilime takılacak gibi duruyor ama neyse yazdım bir kere)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Selam;

Hermes, (Yunanca ʽἙρμῆς ) Zeus ve Maia'nın oğludur.Zeus'un habercisidir. Tanrıların en kurnazı sayılır.

Ve RHM den Rahmana ulaşıyorsun öyle mi? Mantığın doğru ancak kabullenemediğin gerçek ne biliyormusun. Ayeti hatırla, Allah ademi yarattı ve ona isimleri öğretti diyor...

Yani açalım şimdi ayeti.

İlk insan yani Adem, herkesinki kadar aklı olan, beyni çalışan insan. Ve isimleri öğrettiden ne anlıyoruz, bilgi aktarımı var ancak Allahın izin verdiği kadar. Daha sonra inançlarını başka tanrılara atfeden insanlar kendi tanrılarına bu isimleri vermişler mantıkla gittiğimizde buraya varıyoruz ve buna niye şaşıralım ki.

Eğer Allahın isimlerinden biri de obullamustammi olsaydı, Ademe bu isim öğretilseydi bugün böyle bir Tanrı adına da rastlardık değil mi? Rahman Ademden beri varolan bir bilgi ve insanlar bunu biliyor. Arkadaş güzel yazıyorsun da mantık farklı işliyor sende, bunu kavrayabilsen gerçekten tam süper olacaksın.

Hepiniz Rahmana emanet olasınız, Hermese değil......

sayın seza öncelikle Hermes Trismegistusun yunan hermesle uzaktan yakından alakası yoktur.

HERMES ten sadece RHM ye ulaşmıyorum herşeye ulaşıyorum

bakın tarihsel süreçte tanrı yazım

Bu yıl içerisinde yapılacak olan illimunati deneyinin sonuçları öncelikle bu tartışmaları sonsuzadek kapatacaktır.eğer yapılan deney başarılı olursa madde vardan yok yoktan var olabilecektir.avrupa merkezli olan bu bilimsel araştırma topluluğuna avrupada birkaç ülke ve Türkiye üye değildir.bügün , Tokyo üniversitesi kök hücreden kurbağa gözü yaratarak Bunu kurbağaya nakletmiş durumdadır.aynı selikde kalp,karaciğer ve böbrek yapıp nakil olayını gerçekleştirebilmektedir.dünya üzerinde yasaklanmakmak istenen bu olayı, yasaklamak isteyen ülkelerin başında ABD ve Türkiye gelmektedir.belki yakın bir zaman sonra Teşekkürler tanrıya değilde gen bilimine yapılacaktır.ha şöyle düşünülebilir, hücre olmasaydı bunlar yapılabilirmiydi, tabiki yapılamazdı ama bilimin hücreyi yapamayacağını kimsede Söyleyemez.insan düşündüğü her şeyi yapar.ikibinli yıllara girdiğimiz şuanda batılı düşünce adamları tarihin başlangıcını isanın doğumuyla ele alıp bütün tarihsel olaylar ve üşünceler

Bu milada göre tanımlanmaktadır.burda asıl amaç insanları insanları yöneten ve yönetilen Sınıf olarak ikiye ayırmak ve yönetilen sınıfların yöneten sınıflara olan başkaldırısını bir yaraTıcı bir din yoluyla engellemektir.

Konuya analitik olarak yaklaşırsak batı düşünce sistemleri sadece entelektüel olarak ele alınmakta tarihsel süreçlerde meydana gelen değişiklikler gözardı edilmektedir.Felsefe sözcüğü bile gerçek anlamından uzaklaştırılarak bilgiye olan sevgi biçimine girmiştir.Tanrı kavramını anlayabilmemiz ve süreçleri daha iyi analiz yapabilmemiz için antik yunanında Öncesine geçmek zorundayız.eğer düşüncelerimizi buradan başlatırsak hepimizin çıktığı nokTa aynı olur.felsefenin gerçek noktası olan ‘’tanrısal bilgelik’’ ancak antik yunan öncesine uzanılarak anlaşılır.

Antik grek in başlangıcı olan Orpheus (iö.1000), solon (iö.650),thales (iö.6009),pisagor (iö.580), mısırda thebes ve Menphis tapınaklarında 20 yılı aşkın sürelerde eğitim aldıkları kanıtlıdır.thebes ve menphis Tapınaklarının içine girdiğimiz zaman ,solon hukuk,pisagor sayı mistiği ve matematik,orpheus yunan mitolojisinin oluşum kaynağı,thales felsefe konularında eğitim Almışlardır.thebes ve menphis tapınaklarının eğitim yapısı incelenirse hermes öğretisinin Uygulandığı görülür.bu öğreti dışa kapalıdır.rahip ve kral öğretisidir.doğa bilimleri,astronomi,Hukuk,matematik,mistisizm ve mitos u kapsar dönemim üniversitesi niteliğindedir.bu öğreti içinde öğretilen dinsel yapının içine girersek sezgi ve sağduyu ile örülmüş çoğu zaman dygularla örülmüş olduğunu görürüz.(bkz.hermes metinler).temel kavramlarını incelediğimiz zaman H – R – M

Saint Thomas aquiston dan örnek verirsek grek dillerinin Latin yapısına karşın mısır dillerinin yapısı İbrani,arami,asur,keldanidir.bu kavrama intentional denir.kısaca yazı dilini sadece ünsüzler oluşturur. Hermes H R M olarak kodlanır H i R a M olarak ünlendirildiğinde nurlanmış anlamına gelir.bu gün çeşitli dinlerdeki tasavvuf Yolunun kaynağıdır.hermes,hiramus,hermese olarak gecer.terzi olarak ün salmıştır.islamda İdris olarak geçer.idris terzi demektir.hermesin mısır dilindeki ismi thot tur.thot inisiyasyon Yöntemiyle insana hal elbisesi giydirir.bunu belirli aşamaları vardır.ve bu konunun yazıldığı

Mısırlıların kara kitap ı bugün ülkemizdede yayınlanmıştır.alınıp incelenirse bugün tasavvuf

Yolu ile insana giydirilen hal elbisesi mısırlılarınki ile birebir aynıdır.anadoluya hermes ,ermiş olarak girmiştir.tanrıya kavuşma halinin ortak ismidir.hermes artık o konuma gelmiş

İnsanlar için kullanılmaya başlanmıştır.RA ya ulaşmış kişi,Ra ışık tanrı,nur tanrı,güneş tanrı.

Hermetik öğreti ile Yahudi kabalası Müslüman hurifilik ve ebced hesapları oluşmuştur.bir kaç

Örnekle herhesi açarsak,

HRM = HİRAM

RHM = RAHİM

HMR = HAMUR

Takı olarak

HMRB = HAMURABİ

RHMN = RAHMAN

İ-HRM = İHRAM

MHR-M = MAHREM

HRM =HARAM

Mekan olarak

EHRAM

MESCİD-EL HARAM

EL HAMRA

HİRA DAĞI

HİRA MAĞARASI

Süleymanın mabedi hiram adında bir bilge mimar tarafından yağılmıştır.

RA ile ilgili olanlardan bazıları.

ABA-RA-HAM

İS-RA-EL

AM-ON –RA

Saf aklın bilgiye ve hikmete kavuşması bütün uygarlıklarda güneş ve nur simgeleri ile belirTilir.sanskrit öğretilere karşın aydınlanmayı amaç edinen batı, Ortadoğu dahil düşünce yapısı Nı veren antik mısır Hermes öğretisidir.halka daima kapalıdır.üç temel üzerine inşa edilmiştir.Kavramsal olup akla,simgesel olup sezgiye,mistik olup iç deneyime hitap eder.bu öğretide insan 7 mertebeden oluşur.1-maddi beden 2- hayat kuvveti 3- kalp,nur 4- hayvansal ruh 5- kutsal ruh 6- akli ruh 7- ilahi ruh. Bir öğrenci için son amaç nura ulaşmaktır.buda 3 aşamalı bir eğitimdir. 1-beden eğitimi2-hayvansal ruh eğitimi3-insani ruh eğitimi.

RA : NUR.GÜNEŞ

OS-İR-İS : TÜMEL ZEKA

AM-ON-RA : KOZMİK SEVGİ GÜNEŞİ (arasıra tv lerde çıkıp sapkınlık olarak değerlendirilen asıl gerçek)

Hermes derki

- Osiris semadadır fakat osiris aynı zamanda her insanın kalbindedir.kalpteki osiris semadaki

Osirisi tanırsa o zaman insan tanrısal bir ermiş olur.

- Tanrılar ölümsüz insanlar,insanlar ise ölümlü tanrılardır.nur sizsiniz ve bunur daima parlasın Bilgiyi toparlama birleştirme ve üretme konusunda antik yunan ın beslendiği en önemli yer Mısır olmakla beraber Hitit,asur,Fenike gibi Anadolu uygarlıklarıda azda olsa etkili olmuştur Ama asıl sentez mısırdır.antik mısır bilgi ihracını sadece yunan a ihraç etmemiştir.musanın Öğretisi olan Musevilik mısır kökenlidir ve bu konuda araştırma yapanlar bugün hayrete Düşmüş durumdadırlar.Musa kesinlikle Musevi asıllı birisi değil hermetik öğretiyi öğrenmiş Rahip-prenstir.konuyla ilgili mısırda yüzlerce yazılı kanıt olmasına karşın insanlara açıklanmaz.mısır uygarlığında ilk büyük devrimi yapan 4.Amonethep, günümüz dünyasının İlk aydını sayılır.mısırda halk arasında bulunan yüzlerce öğretiyi birleştirmiş tek din haline

Getirmiştir.monist anlamda tek tanrı anlayışını ilk kez o ortaya koymuştur.bu tanrının adı Aton dur kendi adınıda IKNATON olarak değiştirmiştir.ruhban sınıfın eğemenliğni sona Erdirerek seküler dünya yaşamına geçişin ilk temelidir.Musa tarafından Kenan diyarına Götürülen Yahudi toplumunca inanılan tanrının ADONAİ denmesinin bu tanrının ATON Dan başkası olmadığını gösterir.yunanda ADONİS olması gibi.

MU-SA : su ile gelen demek

MU-SU-İSİUS : suyun oğlu

ADONAİ : efendimiz.

Mısırda genel anlamda THE dir ve mısıra kavkaslardan geçmiştir.

BETH – BEYT-BETHES ev anlamında kullanılır

THE-BEHT : tanrının evi demektir.

THE kavramı proto-türklerde TEO olarak geçer.çinde ise TAO

Antik yunan yoluyla batıya geçen tanrı işte bu THE – TEO – TAO –DİO dur.

THEO – LOGİ : tanrı bilimi.

Ünlü mısır tanrısı Am – On Türklerden alınmıştır. Kozmik sevgi anlamını taşır.

Am : sevgi,vajina

On : Kozmos,varlık

Batıya geçişi AM – OR , AM- UR diye aşk anlamında geçmiştir ve Proto Türklerin bir armağanıdır bu.

Varlık anlamındaki ON yine yunan kanalı ile batıya eçmiştir.

ON-TO-LOGİ : tanrısal varlık bilimi.

Dionisos kültü,orpheus tarafından antik mısırdan egeye taşınarak mitologia biçimine

Getirilmiştir.

DİONİSOS – Dİ-ON-İSİUS : THE –ON-İSİUS , tanrısal varlığın oğlu,hermetik geleneğin

Devamı.

Pisagor mısırda öğrenim görmekte iken Perslere esir düşmüş,babilonyaya götürülerek orda 7 yıl boyunca ezoterik kurumda matematik ve astronomi eğitimi almıştır.daha sonra yunan a geçerek kendi sentezini sayı-mistiği öğretmiştir.daha sonraki yüzyıllarda ritüellerini BEKTAŞİLİK ve MEVLEVİLİK takip etmiştir.ünlü sayı pi : 3,14

Pİ ( 3,1416) THA ( tanrı) GORAS ( karanlıktan aydınlığa çıkan) , mısırda ilk tanrı olarak Bilinen pyth , pythagoras tarafından ilk ve düzenleyici ilke olarak kabul etmiştir.ona göre evren armonik bir bütündür.armonik ise , ayrılıkların birliğidir.pi ise sınırlı sonsuzluğu İfade eder.pisagorun bu değerleri gelenek ve inançları sarsmaya başlayınca katledilmiştir.Pi sınırlı sonludan sınırsız sonsuza akıl yoluyla bağ kurma çabasıdır.bu daha sonra HEGEL Kulanılmıştır.mısır hermetik öğretisi butür üçlemelerden oluşur.piramitlerin inşasında bu dik Üçgen yöntemi kullanılmıştır.ayrıca yunanlılar hermese üçkere bilge hermes der.bu öğretilerin öğretildiği dünyanın diğer köşelerine bakarsak.Mısırda : thep ve menphis

Eski yunanda : pisagor okulu,elois okulu Eski iranda : Zerdüşt tapınağı Filistinde : esensiler tapınağı (isa esensidir.)

Kudüste : Süleyman tapınağı

Doğuda : Tibet

Hintte : Brahma,krishna,buda

Üçlemeli triadlara fazla girmeyeceğim merak edenler inceleyebilir.anadoluda yunus emre,Mevlana ,alevi-bektaşı üçleme triadlarını benimsemişlerdir.çünkü tamamen hermetikTirler.mistik simgesel anlatımlar teo-sophia arap kanalında tasavvuf adıyla anılmıştır.Teo-sophia, teo-logia dönüştündüğünde aklın kendi yöntemlerine başvurarak açıklamalar bulma çabası başlamış ve metafizik felsefe doğmuştur.en temel sorun bilmek ve aydınlakmaktır.şimdi bu aydınlanma etkilerini dinler başlamadan bir göz gezdirirsek.

TİBET : İ.Ö 7 yy. hermes öğretisine paralel olarak tapınaklarda yapılmıştır.daha sonra

Bölge adı olan Tibet aslında tapınağa ver,ilen isimdir.ve…THE – BETH (tebet) olup

Anlamı tanrının evi demektir.zor ulaşılır yerlere kurulur,baskı görmemek için,laboratuar

Gibidir,katılımcılar inisiye edilir,sadce doktrinsel olmayıp mistik öğretiyide kapsar.

HİNDİSTAN : tibetteki bu çalışmalar hindistana yayılmıştır.ve binlerce din oluşmuştur.

5 grupta toplarsak

1-vedizm : tek evrensel gercek Brahman ile birleşmektir.

A-THA-MAN : tanrısal insan

BRAHMAN : ABA – RA – H- MAN insanların ra babası.

2-brahmanizm : din adamlarının vedaları yorumlaması sonucu ortaya çıkmıştır

upanishadlar :barahmancılardan farklı inanç ve mistik önermelerinin yerine düşünce önermelerini kullanırlar,bir anlamda felsefeye geçiş.

3-janizm : önce güzelliğe sonra nirvanaya ulaşmaktır asıl olan.

4- Budizm : Budizmin kurucusu GAUTAMA SHAKYAMUNİ adında Bir TÜRK prensidir.

(Not: Türk tarihini batılılardan öğrenenlerede bilgi olsun,Yüce önder Türklüğün medeni

vasfı bir güneş gibi doğacaktır demesiyle,bunların hepsini biliyordu ve seçtiği Güneş kavramı

önmelidir.)

hinduizmin temelinde mitolojik ve ritüel yapısına karşın tamamen pisikolojiktir.Budaya göre

hiçbirşey kendisiyle özdeş kalmaz akar gider./anımsayınız hHerakleitos.budalık hermes gibi

bir isim değil sıfattır.

5-Hinduizm :kökleri vedizm ve brahmanizmden kaynaklanır.kurtuluşa ermenin 6 yolu vardır

ÇİN : mısır ve hint uygarlıkları gibi eski bir uygarlıktır.sürekli ortaasya Türkleri ile ilişki İçinde olmuşlardır. Kurumsal anlamda hiçbir dine sahip olmamışlardır.öğretiler bilgelik niteLiğindedir.konfüçyüs öğretisnde budadan etkilenmiştir.metafizik hiçbir öğeyi içermez.

PERSLER VE MEDLER : veda kültürünü hindistandan irana taşımışlardır.persler arasında

Benimsenen öğreti ilkel mazdekçiliktir.medlerde güçlü bir din adamı sınıfı vardır.İlkel mazdekçiliğin yerine klasik mazdekçiliği oluşturmuşlardır.zaten daha sonra bu Yahudilikle

Birleştirilerek Hıristiyanlığı doğurmuştur.Bir türlü anlaşılamayan veya anlaşılmak istenmeyen NIETZSCHE ninde etkilendiği Zerdüşt dinidir.İ.S 3 yy.iranın resmi dini olarak kabul Edilmiştir.Zerdüşt iran üşüncesine ikiciliği getirir. Ahura- mazda’da HÜRMÜZ (iyi,güzel,Işık,yaşam) Ehrimen ise (kötü,çi,rkin,karanlık,ölüm) karşılığı vardır.bu iki güç arasında sürekli bir kavga mevcuttur.HÜRMÜZ incelendiği vakit HERMES ten başkası değildir.hayat Daima kavgadır.zerdüşt rahiplare magi denir.

SÜMERLER : günümüz tarihinin başlangıç noktası.kendisinden sonra gelenleri etkileme bakımından önemlidir.dil kökenleri konusunda ırkçı söylemleriyle karşılaşmamak için bilgi

Vermiyorum isteyen araştırıp baksın.ünlü gılgamış destanı İbrani mitosunu beslemiştir.kendine konşu olan tüm devletleri etkilemişlerdir.tanrı kavramı bütün sami dillerinde aynıdır.

Akad : ilu

Kenan : il

İbrani : el

Aramide : el ve elah

Güney arapta : il ve ilah

Süryanilerde : aloho ve aloha

Babilde : ba al

Semavi dinler içerisinde yer alan melek sözü, Süryani ve İbranilerde Molek,Araplarda melektir.

İBRANİLER : ibranilerdesami dir.araplar gibi.bir babanın farklı yönlere gitmiş 2 oğlundan

Biridirler.akrabaları Araplardır.göcebeyken bunlara habiri denirdi.eski ahitte Abraham a İbrani denmektedir. Daha sonra ismini İSRAEL olarak değiştirmiştir.dünya din tarihini derinden etkilemişlerdir. Eski ahitin oluşum kronolojisi, Debora ve efsaneler i.ö 1000 den sonra Yahwehciler i.ö 850 den sonra

Elohimciler i.ö 550 ye doğru Musa,yeşu,samuel,kitapları işleyen tesniyeciler, i.ö 550 ye doğru.

Kahinler,levniniler i.ö. 444 Musa 5.kitap yeniden işleme i.ö 450 den sonra Tarihler,ezra ve nehemya i.ö 300 e doğru.

Bugün semavi dinlerin ne olup olmadığını daha iyi anlayabilmemiz için Yahudi dinini ve gelişimini çok iyi bilmemiz gerekir.bunula ilgili olarak , Ezoterik gelişim ,,,ezoterik okullarda inisiye olanların isimleri değiştirilir.eski ahitten örneklersek, abram yada Abraham ın adını aba-ra-him olarak değiştirmiştir.halkın ra babası Anlamındadır.

‘’’’işte ahdim seninledir ve birçok milletlerin babası olacaksın ve adın Abram çağrılmayacak,

fakat adın ibrahim olacak’’’’’’’(tekvin17/5)

is-ra-il : ilahi nurun ruhu

is : zeka ruh

ra : nur

il : tanrı

‘’’’’artık sana Yakup değil ancak İsrail denecek’’’’’(tekvin32/28)

Kenan diyarına yolculuk : mısırdan çıkan musa,çıkış hikayelerini ve musayla ilgili hikayeleri

Anlatmayacağım,çocuklar bile inanmaz.yolculuk esnasında toplanma çadırında mısırdaki gibi Hermetik, ezoterik ve ritüel çalışmaları yapar.bu çadır toplantılarında kahinlerle birlikte bulunur.toplantıların rabb denilen kişiler yönetir.toplantı çadırının etrafında koruma ve hizmet Alayı bulunur ve bunlara levnililer denir.başlarında musanın inisiyatik kardeşi Harun(aron) bulunur.harun aynı zamanda çadırdakiler ve dışarıdaki halk arasındaki tercümandır.çünkü dil Mısırca dır.musa ve çadırdakiler ibranice bilmez.musa mısırdan bize anlatıldığı gibi firavun baskıları yüzünden değil, tarih dikkatli incelenirse iç savaş ve kargaşadan dolayı çıkmıştır.Musa mısır tanrısı Aton (ibranice Adonai), İbrani geleneksel tanrısı el ile birleştirmiş ve iki tanrıyı YHWH diye kodlayarak tek tanrı olayını getirmiştir.YHWH halka kapatılmıştır.halkın Adonai olarak tanrıya seslenmesi istenmiştir.musa TORA(Tevrat) adlı kitabında YHWH nin Tanımını,ben olan ben diye yapmıştır (çıkış3/14), bugüne kadar doğa parçalarına ve fetiş ve Totemlere tapan insanlık için musa YHWH ile soyut tanrı kavramını öğretmiştir.daha sonra

Bu soyut kavram adonai olarak kişiselleştirilmiştir.Bu rabb çadırı daha sonra davud un planlarını hazırladığı ve oğlu salamon tarafından gerçek Leştirilen görkemli anıtsal bir tapınağa dönmüştür./süleymanın mabedi. Musadan süleymana kadar olan süreçte gezgin olan İbraniler mabedle birlikte toplum niteliği

Ne bürünmüştür.

SÜLEYMANIN MABEDİ : mısır piramitlerinden sonra dünyanın en görkemli yapısıdır.musa dan miras kalan ahit sandığı burada saklanmıştır.tapınak içlerinde hermetik Geleneğe bağlı olarak öğretim verilir ve mısırda olduğu gibi derecelendirilir.bir üniversite Ve bilgi bankasıdır.süleymanda bir bilgedir.hem devletin hem okulun başıdır.tapınak utsalaRının geçimleri devlet tarafından sağlanır.süleyman devrinde öteki inanç mabedlerinin yaPımına izin vererek devrinde bir ilki gerçekleştirmiştir.diğer dinlerde bulunan iyi olan öğRetileride alarak inisiye etmiştir.fakat ona göre bu tapınakta verilen eğitim ve bilgi halk için

Doğrudan doğruya sürmek oldukça sakıncalıdır,toplumsal kargaşaya yol açar.tapınakta öğreTilen bütün bilgiler yazıdiliyle değil sembollerle yazılır.bugün Yahudilere ait olduğu söylenen Davudun yıldızı denen iç içe geçmiş üçgen aslında mısırdaki triadları temsil eder.bugün hala Dünya bu sembollerle yönetilir. mabedin girişinde üçgen içinden bakan göz vardır.bu göz asla Yahudi sembolü olmayıp,osiris dinindeki isis in gözüdür.(bakınız 1 dolar),Hıristiyan olduğu Söylenen Vatikan binası beşgendir,abd pentagon binası beşgendir.dünyayı ve insanları yüzyıllardır ezoterik öğreti almış gruplar yönetir.sınırlar sadece kağıt üzerinde vardır.konuyla İlgili yüzlerce örnek yazabilirim.(nazi gamalı hacı ), tapınak içinde müzik,şiir,şarkı,önemli Bir yer tutar.bu şiir ve şarkılar genellikle öğüt niteliğindedir ve buna süleymanın mezmurları denir.daha sonra babilliler bu ülkeyi istila edince mabedi yıkarlar İbranileri esir alarak,ahit

Sandığını kendi ülkelerine götürürler.(ünlü babil sürgünü.i.ö.587)

SÜLEYMAN : Arabi dilde

İBRANİCE : ŞELOMOH (barış adamı)

EZOTERİK ADI : ŞAL-AM-ON : kozmik sevgi emini.

İbrani Süleyman mısır firavunu 22.soydan 1.Şoşenk in kzıyla evlidir.(çok garip değimli) Tapınağın daha diplerinede inersek karşımıza kabala ve zohar çıkar.zohar nur demektir.Öğretinin mistik yolla avranılması ve varlık birliğine ulaşmaktır.kabala harfler sayılarla Eşleştirilerek matematiksel kurallara göre anlamlar üretilmiştir.hatırlayınız pisagor.

KABALA : üç temel kavramı vardır.sefar,sipur ve sefer.

Sefar : sayı nicelik demektir.varolanların birbiryle olan ilişkilerinde birinci derece rol

Oynar.

Sipur : yazı demektir ve tanrının yazısından da evrende varolanları anlamak gerekir.

Sefer : varlığın en temel ve genel biçimidir. ON (10) sayısına uygun olarak yapılır.

Bu konu çok detaylı ve ilginçtir bu konuyu ayrı bir forumda açarak,kabalayı öğretmeye

Çalışacağım.

RİTÜELLER : batını/ezoterik öğretide ritus önemli bir yer tutar.

Ritüel gaybı anlamak için yapılan bir yöntemdir.XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Mitik güçler(mitos) belli bir törenle(ritus), bireyde (inisiye) içselleşir,yani mitos ritus ile

Ozmoslaşır.

Bu olay İbrani kültüründe: aday akarsuya dalıp yıkanır.beyaz elbiseler giyer.sonra oruç

Tutar ve şu dua yapılır.’’’tanrının sesi suların üstündedir’’’’herhalde bu işlemler size çok

Tanıdık gelmiştir.sonra dualarla olay bitirilir.

Hıristiyan ve İslamda ise : önce sufi aday boy abdesti alır.(vaftiz),temiz elbiseler giyer,mürŞit eline verilen bir bardak su ya dualar okunur üfler ve adaya içirilir.sonra kutsal bir kelime İle zikir yapılır.

Ritüellerde mitos gibi simgeseldir.bu simgeler anlaşılmadan kavranılamaz.simgeler her şeyin anahtarıdır. bir çok kabalacı kutsal sözcüklerden sakınır.eski ahitte şöyleder.

‘’’’’tanrının adını boş yere ağzına almayacaksın’’’’’’

hermetik öğretinin dördüncü kuşağı olan Endülüs musa ibn meymun,muhyiddin ibn Arabi en ünlü mistiklerdir.diğer taraftanda İslam tasavvufunu şekillendirmişlerdir.yahudiler aracı lığı ile anadoluya yayılmışlardır.Melamilerde ve Bektaşilerde önemli etkilere sahiptirler.bu konuyla Osmanlıda çok uğraşmıstır. 1626 kabalaist sabetay sevi Mesihliğini öne sürmüştür. Batı dünyasında Yahudilere uygulanan baskının temelleri atılmıştır.asıl bastırılmak istenen Ezoterik öğretinin halka yayılmasını önlemektir.insanlar teist bir anlayışla yönetilmek istenMiş ve panteist düşünce günümüzde dahi zor anlaşılır ve öğretilemez duruma gelmiştir.ülkeMizde bunlara bir örnektir ezoterik öğreti ile şekillenen alevi-bektaşiler sürekli baskı altındadır.batı dünyasında baskıdan kaçmaya çalışan Yahudilere marrano Osmanlıda dönme denmiştir.bunlar daha sonra ittihat ve terakkiye önemli destekler yapmışlardır.

İBRANİ GELENEĞİ : TORA 4 AKIM DİKKAT ÇEKER.

Yazıcılar-ferisiler-saddukiler-esseniler. (not.isada essenidir)

Yazıcılar : kutsal yazıları yazmak ve korumakla görevlidirler.taşıyıcı ve tarihçidirler.

Ferisiler : tanrıya inanır,ruhları,peygamberi tanır şeriatı savunurlar.

Saddukiler : tanrıya inanır fakat meleklere inanmaz,peygambere ayrıcalık tanımazlar.ruha ve

Ölümden sonra hayata inanmazlar.

Esensiler : ezoterik olanlardır.lut gölü ve mısır civarında örgütlenmişlerdir.isanın hayatının bir

Döneminin gizlenmesinin sebebi budur.ezoterik mabedlerde eğitim almıştır.tamamen RA öğ

Retisi kullanırlar.

MERMETİK ÖĞRETİNİN ÜÇÜNCÜ KUŞAĞINDAKİ PHİLON :

Mısır iskenderiyesinde öğretiyi yayan İbrani soyundan philon, (i.ö 25-i.s. 50) En başta Hıristiyanlık olmak üzere Yahudi ve İslam tasavvufunu derinden etkilemiştir.öneMi ise mısırdan çıkıp 2 ayrı yolla yayılan hermetik öğretiyi yeniden birleştirmiştir.Musa ile İbranilerde , platon ile yunanda yayılan öğreti yeni bir sentez ile birleştirilmiştir.

YENİ AHİT ‘ te isanın çocukluğu mısır a götürüldüğü yazar ama bu insanlara söylenmez ve 25 yaşında birden ortaya çıkıp öğretiyi yaymaya başlaması bu sürecin karanlık kalmasını sağlar ,en azından bilmiyenler için.isanın öğretisi ile philon un öğretisi incelendiği zaman birebir aynı olduğu görülür.yoksa tanrı philonmudur. ?

İSA : JESUS := YESUS = YHWH nin kısaltımışı…garip değimli.

EVET ŞİMDİ MEŞHUR PLATON VE ARİSTOYA BİRAZ BAKALIM.

Platon ideaları zamanın ve mekanın üstünde gerçek reel olarak görür.PHİLON ise ‘’’tanrı nının onları düşünmesiyle ideler varlık kazanır.’’’ Demesiyle Platon ve Aristoda görülen Mimar_Tanrı kavramı yerine Yaratan-tanrı kavramını ortaya koymuştur.

Philon a göre tanrı saltık ve en yetkin varlıktır.o her şeyin nedeni,tümel kudrettir.o her şeyin içindedir ve araçları melekler ve ruhlardır.

‘’’’Tanrı oğlu logos aracılığı ile kaostan kozmosu yaratmıştır.’’’’

‘’’’’algıladığımız seyler önce ruhumuzda saklanır ki buna içe ait logos denir.dışa çıkınca ise söz biçimini alır.’’

‘’’’tanrının yüzü esrime ile içe bir nur olarak görülebilir.bunun için arınmalı ve ruhu bilgi ve

nur ile yüceltmelidir.

Ve philon un ezoterik söylemleri, hırıstiyanlık üzerinde derin izler bırakmıştır.piyasada bulunan İncil (bedava veriyorlar) alıp okursanız bol bol ezoterik hikayelerle karşı karşıya

Kalırsınız.

Diğer taraftan Philon düşüncesi , Yeni Platonculuğun temellerini atmıştır artık.

Philondan sonra sakasın öğrencisi Plotinos (i.s.270) , philonun felsefesini mistik anlatımlardan urtararak platon benzeri felsefesel kavramları ortaya koymuştur.philon a evren bir sürekli açılımıdır diyerek, bütün dünya üzerindeki tasavvuf anlayışını yeniden şekillendirmiştir.Bu görüş islamiyette İBNİ ARABİ TARAFINDAN VARLIK BİRLİĞİ (vahdeti vucut) Olarak şekillenmiştir.philonun teist yaklaşımına plotinos panteist yaklaşımla cevap vermiştir.

Ve gerçek olanda budur.

MİTLER : ksenophenes , homerosun ve hesiodos un tanrısal mitos anlatımlarını çok eleştirmiş oldukça yadsımıştır.bu eleştiri ve baskılar sonucunda mitler dinden ve metafizikten arındırılmıştır.Yaşamdan örnekler olan bu mitoslarda kopukluklar baş göstermiştir.ancak günümüz pisikolojisi bunu farkına vararak sadece fantastik masallar gözüyle bakmamıştır.zaman ve mekan sınırlaması yoktur.toplumların yaratıp yaşattığı mitler geleneği yaşatmakla birlikte gelecekle ilgili özlemleri dile getirir.çagdaş isikolojide geri dönüş teknikleri uygulamasını bu mitoslardan almıştır.metafiziksek kozmogoni bir yandan felsefesel spekülasyon biçimini Alırken diğer yandan miti dine dönüştürmüştür.Dinsel mit ise tarih bilinci ile aşılmıştır.

İnsan artık kendini toplumsal ilişkilerde varolan birey olarak kavramaya geçmiştir.Paganist Mitlerde eşya ve doğa parçaları yüceltilerek insan üstü varlığa bürünmüştür.Ezoterik okul geleneğinde ise insan aklını özgürleştiren tutsaklıktan kurtaran öğreti ile yoğrulmuştur.Kendinden Önceki mitlere tarihsel olanıda Eklerek hepsini kapsayan dinler artık popüler olmuştur.Yazılı kültürüde benimsemeleri onlara kalıcılık ve

yaygınlık sağlamıştır.

Semitik dinlerde önce aşkın tanrı kavramıyla soyutlaşmaya gidilmiş ve pağanlık aşılmak istenmiştir. Daha sonra Tanrı kulu ile insana indirgenmiş , sonradan ise ikisi birleştirilerek Tevhid Tanrı kavramı oluşmuş

tur (islamiyet)

Dinlerdeki temel mitler :

1- başlangıç (genesis.tekvin.yaratılış)

2- kurtuluş (exodus,çıkış.hicret)

3- kurtarıcı ( Mesih,mehdi,Hızır)

4- son mitosu ( ragedon,kıyamet)

5- diriliş ( ölümden sonra dirilmek, ölmeden önce ölüp dirilmek)

6- ütopya mitosu (paradise,cennet)

yukarıda yazdığım mitler üç din içindede mevcut olup, insanlık yaşamı tehlikeye girdiği zaman bu mitlerden yararlanmıştır.orta çağda geriye dönüş,batı uygarlığı köklerine dönüş antik yunan,roma, rönesansın doğuşu.Hıristiyanlıktaki Protestan anlayışı din baronlarının egemenliğini kırmak için flash-back yapılmış ve incile geri dönülmüştür.Aydınlama döneminin ünlü düşünürü KANT düşüncelerinde tıka nınca , HEGEL tarih bilincinde geriye dönüşle herakleitos un deyalektik yaklaşımlarını örnek almışlardır.

ÜNLÜ KARL MARKS flash-back yaparak ilkel kömünal devlet yönetimini kendine baz almış ve toplumu değiştirme yöntemini, proleteryaya vermiştir.(ütopyamiti) ,Freud aynı şekilde , çocukluğa dönme,

3-

VE TÜRKLER

Dünyanın en eski kavimlerinden biridir.Tarih ve uygarlık bilinci Türklerde başladığını rahatça öyleyebiliriz. Hint kaynaklarında TURUKHA, diye adlandırılmışlardır.Ön-Türk Uygarlığının ana yurdu Hazar denizi 5 parça halinde iken (bugüngü şeklini almadan önce) Ana vatanları burasıdır.karbon testleri hazar denizin dibinden çıkan fosillerin antrometrik ölçümleri bunu göstermektedir.Proto-Türklerin ana yurdu ural Altay bölgesidir.bu bölgede Tarihin ilk piramitlerinide yapmışlardır.

TÜRK = TURUK = KUVVETLİ,GÜÇLÜ

Büyük hun imparatorluğundan sonra kurdukları,Göktürklerdir.ilk kez resmi olarak TÜRK

Kelimesini kullanmışlardır.

KHUN : HUN = ATEŞ

GÖK - TÜRK = TANRISAL HALK

Çeşitli boylar

ON – OKLAR

ÜÇ – OKLAR

BOZ- OKLAR

OK – UR

OK – UZ

Onoklar Altayların Sırderya cevresinde yerleşik Otohhonlardır.

ON = KOZMOS

OK = KABİLE , SOY,IRK

ON – OK = KOZMİK IRK

Anadoluya ilk gelen oğuzlar yaklaşık 7,000-8,000 yıl önce bir boyun adı değil birleşik

Boylara verilen addır.

OK = BOY,

UZ = UZLAŞIK

OK-UZ - = BOYLAR BİRLİĞİ

Bizans kaynaklarına göre anadoluya Türkiye denmesi ilk defa 9 yy. başlamıştır.bu Türklerin bu tarihte geldiğini göstermez.Etrüsklerin Türk olduğu bugün kanıtlıdır fakat emperyalist endişelerden dolayı açıklanmamakdır.bunu bütün batı üniversiteleri bilir.bir tek bizimkiler hariç.At ı ilk evcilleştiren oplumdur ,demiri ilk işleyen toplumdur.tarih boyunca eşyaya değil insana önem vermiştir.benzer kültürlerde kölecilik ve ticareti varken Türk tarihinde asla kölecilik anlayışı olmamıştır.BU DURUM ÖZGÜRLÜK ONURUNUN SADECE KENDİLERİNE AİT DEĞİL TÜM İNSANLIĞA AİT OLDUĞU DÜŞÜNCESİNİN BİR YANSIMASIDIR.

TÜRKLERDE DİN : tarih boyunca 7 dine mensupturlar.

1-KÖK-TENGRİ

2-SHA-MAN

3-BUDİZM

4-MANİHEİZM

5-MUSEVİLİK

6-HIRİSTİYANLIK

7-İSLAM

Proto – Türklerde din adamına kam denir.tanrı soyuttur ikinci derece kutsallaştırdıkları doğa parçaları tanrıya ek olarak alınır.burda konuyu çok dikkatli düşünmek gerekmektedir doğa parçası tanrı olarak algılanmaz, tanrı her şeyin içinde görüşüdür bu.(Vahdeti vucut) Bu konuyu ülkemizde batı tarihçilerinin etkisinde kalarak onlardan beslenen kendini aydın olarak gören büyüklerimiz gerçek olan bu yorumu asla yapmaz.kendini milliyetçi olarak gören ve tarih bilincini talas savaşından başlatan ülkücü-milliyetçi düşüncede asla bu görüşe Katılmaz.ama gerçek budur.

GÖK – TANRI

YER – TANRI

GÜNEŞ – TANRI

AY – TANRI

Bu sahte yorumlar Benimde en çok beğendiğim din olan KÖK-TENGRi nin düşünce olarak kalmasına sebep olmuştur.dinsel törenler yapılmamış mabedler yapılmamıştır.GÖK – TANRI , tanrıya gök yakıştırması tanrının sadece kendilerine değil herkese hitap etme Sinin sebebidir.

EVREN = EVİR = GALİLEO dan yüzlerce yıl önce evrenin durmadan hareket ettiği düşüncesinin ilk önce TÜRK ler tarafından ortaya koyulduğunun kanıtıdır.Diğer bir inanç sistemi olan Sha-man , lık SHA = dişi Man= erkek = dişiyle erkeğin uyumu Anlamında olup hiç ölmeyecek bir felsefedir.ünlü tarihci heredot İskitlerden söz ederken Türk geleneklerindeki Sha-Man törenlerinden bahseder.shaman da kamlar sadece erkek değil bayanlarda kam olabilir.törenler ATEŞ karşısında yapılır.gökte güneş,yerde ateş,evde ocak Türkler için kutsaldır.diğer ortadaki dinleri atlarsak hazar da bulunan Türkler,Yahudiliği seçmişlerdir.ünlü tarihçi arthur koestler avrupada bulunan sarışın mavi gözlü Yahudilerin Türk olduğunu ve Hazardan göç ettiğini kanıtlamıştır.Bunlara avrupada ispanya göçmenlerine Sapharad Hazar kökenli olanlarınada Eskenazi denir.

Yine aynı çağda BOLKAR ( Bulgar) Türkleri Slavlaşmış ve Hıristiyan olmuşlardır.ve böylece dinler arasında bir sentez oluşmuş ve Ortodoks yapıdan tasavvufa yönelmiştir.anadoluda sufi geleneği oluşmuş, alp-ernler yaşamda hem düşünsel hemde mistik ve sosyal,siyasal etkilerde Bulunmuşlardır.sufi geleneğine girmiyoruz .

Anadoluda oluşan bu kültürde saf bir kültürden bahsedemeyiz baskın olan daima kazanmıştır.anadolu etkisi altında batı anadoluda felsefe doğmuştur.antik yunandaki ionya Okulundaki felsefecilerin düşüncelerinden burada bahsetmeme gerek yok zaten hepiniz biliyorsunuz.thalesten socrata kadar geçen süreçe doğa filozofları denir.düşünceler hep doğa ya yönelmiştir.çağdaş felsefeyi derinden etkileyen herakleitos un düşünceleri ise hermetik yasaların yeniden yorumlanması şeklindedir ; parmenides buna karşı çıkarak hakikat tektir,sonsuzdur ve değişmez demiştir.ona göre felsefe bilimle yapılmaz akılla yapılır.öğrencisi zenon heraklesin devim ilkesine karşı cıkarak diyalektiği yaratır.ve düşüncelerini ontolojik bir metafiziğe büründürür.felsefe buradan yunan a taşınır anaksagaros doğayı uyum içinde tutan bir yasadan NOUS tan bahseder. Buna karşılık demokritos kısmi olarak hareket

Yasalarının temelini atar ve yer değiştirme olarak tanımlar.ona göre ne nous nede raslantı egemen olan özdeksel yasadır.(Hermetik). Ona göre insanları tanrıya yönelten şey korkudur.Doğacılardan sonra gelen sofistler dikkatlerini doğadan insana çekmişlerdir.

HIRİSTİYAN TASAVVUFU.

***Saint aurelis augustinus…bildiğimiz şeylerin tekrarını yapmıştır.tüm doğa olayları tanrısal

buyruk ile gerçekleşir.kötülük iyiliğin yokluğundan kaynaklanır.en yüksek gerçeklik tanrıdır.

****scotus erigena ….Platoncu…..tanrı reel tözdür.

****anselmus……tanrı saltık olgusaldır der….ünlü sözü ve benim de uygulamaya çalıştığım

ama başarıya ulaşamadığım CREDO UT İNTELLİGAM…..anlamak için inanıyorum.

****roscellinus……(Aristocu)….

****abaelardus…….oda anlamak için inananlardan….

****aqınolu Saint Thomas…gerçeklik bir düşüncenin nesnesi ile bağdaşmasıdır.tanrının düşüncesi en son olgusal nesnelerin kendileridir.öyleyse tanrı kendisinde gerçektir.(biz bu Aristo mantığını daha önce aşmıştık).Tanrıyı görmek için onu sevmek gerekir.onu sevmezsen bu hedefe ulaşamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sözünü ettiğin başlığa tekrar gidip yazdıklarının tümünü okudum..Bu konuda sana birçok yanıt verilmiş, sorular sorulmuş, sen insanları soytarılıkla suçlamışsın ve daha sonra yanıt vereceğini söylemiş ve ortadan toz olmuşsun..

Aslında örneğin Seza çok iyi saptamalarda bulunmuş ve Uzaylıların Milyarlarca ışık yılı uzaklıktan gelemeyeceğini bunun olanaksız olduğunu, yakınlarda ise yaşam bulunmadığının bilindiğini anlatmış sana..Bu konularla ilgili herhangi bir yanıt verememişsin..

Senin Uzaylıların İnsanları yarattığına dair inançların okuduğun kitaplardan fazla etkilenmenden ileri geliyor bana göre..

Buna benzer (Eric Von Daniken gibi) kitapları ben de okudum..İddialarına kanıt oluşturmak için Sümer yazılarını ve Yaratılış kitabını kullanmışsın..Tıpkı o yazarların yaptığı gibi..

Senin başka bir başlıkta Kutsal Yazıların tarihsel güvenilirliği olmadığını yazdığını biliyorum..Sana göre İbrahim yaşamadı, İbrahim ırkı aslında yoktu falan..

O zaman bende sana soruyorum..Mademki bu yazılara güvenmiyorsun, bunların sana göre bir değeri yok o zaman bu kitaplardaki bilgileri işine geldiği gibi referans göstermen, alıntılar yapman saçma olmuyor mu ?

Ne güzel memleket ya.. :lol: Hem beğenmezsiniz Kutsal Yazıları; yok tarihsel değeri yokmuş; yok palavraymış, sonra da karşımıza geçip ''Uzaylılar bizi yarattı kanıt : Kutsal Yazılar'' diyorsunuz..

Uzaylı filan yoktur arkadaşım..Bu konuda bir kanıt da yoktur..

Tanrı evreni yaratırken yanında başka ruhsal yaratıklar vardı..Onlar yaratılış işinde Tanrı ile birlikte çalışıyordu.. Bu nedenle Yaratılış'ta ''biz'' ifadesi kullanılıyor..Gerisi palavra..

Ha sen ben Uzaylılara inanıyorum diyorsan inanmakta özgürsün..Yolun açık olsun..Beni bulaştırma da ne yaparsan yap..

tarihinde murtimuro tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sözünü ettiğin başlığa tekrar gidip yazdıklarının tümünü okudum..Bu konuda sana birçok yanıt verilmiş, sorular sorulmuş, sen insanları soytarılıkla suçlamışsın ve daha sonra yanıt vereceğini söylemiş ve ortadan toz olmuşsun..

Aslında örneğin Seza çok iyi saptamalarda bulunmuş ve Uzaylıların Milyarlarca ışık yılı uzaklıktan gelemeyeceğini bunun olanaksız olduğunu, yakınlarda ise yaşam bulunmadığının bilindiğini anlatmış sana..Bu konularla ilgili herhangi bir yanıt verememişsin..

Senin Uzaylıların İnsanları yarattığına dair inançların okuduğun kitaplardan fazla etkilenmenden ileri geliyor bana göre..

Buna benzer (Eric Von Daniken gibi) kitapları ben de okudum..İddialarına kanıt oluşturmak için Sümer yazılarını ve Yaratılış kitabını kullanmışsın..Tıpkı o yazarların yaptığı gibi..

Sen başka bir başlıkta Kutsal Yazıların tarihsel güvenilirliği olmadığını yazdığını biliyorum..Sana göre İbrahim yaşamadı, İbrahim ırkı aslında yoktu falan..

O zaman bende sana soruyorum..Mademki bu yazılara güvenmiyorsun, bunların sana göre bir değeri yok o zaman bu kitaplardaki bilgileri işine geldiği gibi referans göstermen, alıntılar yapman saçma olmuyor mu ?

Ne güzel memleket ya.. :lol: Hem beğenmezsiniz Kutsal Yazıları; yok tarihsel değeri yokmuş; yok palavraymış, sonra da karşımıza geçip ''Uzaylılar bizi yarattı kanıt Kutsal Yazılar'' diyorsunuz..

Uzaylı filan yoktur arkadaşım..Bu konuda bir kanıt da yoktur..

Tanrı evreni yaratırken yanında başka ruhsal yaratıklar vardı..Onlar yaratılış işinde Tanrı ile birlikte çalışıyordu.. Bu nedenle Yaratılış'ta ''biz'' ifadesi kullanılıyor..Gerisi palavra..

murti orda bana yöneltilen sorular benim için forum niteliğinde olup hepsine forum halinde cevap yazdım.benim tarzım karalama şeklinde laf atmak değil tarihsel kanıt ve bilgileri yazmaktır, buda 3 satırla olmuyor.getirilen eleştirilere ve açtığım başlıklara bak.

sende sürekli aynısın habire ayet basıp karalama ile işin içinden çıkabilceğini düşünüyorsun ama tüm ayetlerinin kökenini veriyorum.genesiste sesin kısıldı birden ortadan yok oldun , bunu tüm ayetlerde yapabilirim.senin din kitabı olarak taptığın kitaplar benim için hıristolar tarafından tarih sannesinden silinen yanşi yakılan kütüphanelerdeki aktardıkları bilgilerin izi dir.bunu anladığın zaman işi çözersin.ama senin amacın gerçeği görmek ve bilmek değil.gerçeği bileceksiniz forumda sana dünya kadar somut koyuyorum sen hala yok diyorsun.ee ne yapalım senin için fiziki kanıttta sana yetmiyor.bak yine yukarıdak yazıma eleşt,r, getiremeyip , karalama şeklinde smile ifadeleri basmaya geçtin.sen busun işte murti.bizim oralarda bununla ilgili bir laf varda söylemeyim forum ortamında ayıp olmasın.hadi yazıma eleştiri getir.bak deforma kafataslarını bastım onlara bak.bir tane yazıma bilgi ile eleştiri getir.içi boş copy ci murti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
murti orda bana yöneltilen sorular benim için forum niteliğinde olup hepsine forum halinde cevap yazdım.benim tarzım karalama şeklinde laf atmak değil tarihsel kanıt ve bilgileri yazmaktır, buda 3 satırla olmuyor.getirilen eleştirilere ve açtığım başlıklara bak.

sende sürekli aynısın habire ayet basıp karalama ile işin içinden çıkabilceğini düşünüyorsun ama tüm ayetlerinin kökenini veriyorum.genesiste sesin kısıldı birden ortadan yok oldun , bunu tüm ayetlerde yapabilirim.senin din kitabı olarak taptığın kitaplar benim için hıristolar tarafından tarih sannesinden silinen yanşi yakılan kütüphanelerdeki aktardıkları bilgilerin izi dir.bunu anladığın zaman işi çözersin.ama senin amacın gerçeği görmek ve bilmek değil.gerçeği bileceksiniz forumda sana dünya kadar somut koyuyorum sen hala yok diyorsun.ee ne yapalım senin için fiziki kanıttta sana yetmiyor.bak yine yukarıdak yazıma eleşt,r, getiremeyip , karalama şeklinde smile ifadeleri basmaya geçtin.sen busun işte murti.bizim oralarda bununla ilgili bir laf varda söylemeyim forum ortamında ayıp olmasın.hadi yazıma eleştiri getir.bak deforma kafataslarını bastım onlara bak.bir tane yazıma bilgi ile eleştiri getir.içi boş copy ci murti.

Sen benim yazdıklarımı okumuyorsun..Bundan sonra bende senin yazdıklarını okumayacağım..

Sadece şunu söylüyorum sana :

Doğruluğuna ve güvenilirliğine inanmadığın bir kitabı (Kutsal Kitap) kendi iddialarına kaynak olarak gösterme..

Bu çok komik bir durum..Önce kendini bu tarz çelişkilerden kurtar..Sonra da git ateizmin tanımını öğren..

Uzaylılara selamlar.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen benim yazdıklarımı okumuyorsun..Bundan sonra bende senin yazdıklarını okumayacağım..

Sadece şunu söylüyorum sana :

Doğruluğuna ve güvenilirliğine inanmadığın bir kitabı (Kutsal Kitap) kendi iddialarına kaynak olarak gösterme..

Bu çok komik bir durum..Önce kendini bu tarz çelişkilerden kurtar..Sonra da git ateizmin tanımını öğren..

Uzaylılara selamlar.. :)

murti hala anlamıyorsun

anlayabileceğinide pek sanmıyorum.

din kitaplarına aktarılan eski bilgiler benim için tarihsel önem taşır.

nihayetinde siz bu kitapları yazdıktan sonra tüm kütüphaneleri yakmadınızmı

benim için din kitapları kısmi tarih kitabı niteliğindedir.

ve şifreli yazılmışlardır.

senin gibiler gerçek anlamlarını anlamasınlar diye.

yoksa insanlık nasıl yönetilirdi bir düşünsene.

benim tanımlamaları öğrenme ihtiyacım yok.

judeocu tüm düşünceleri red ederim ki onun bağrından çıkmış markisist düşüncede buna dahildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dehri bu rivayetleri neden yazdın.

Zaten Ravi diyerek bunların rivayet olduğu belli..

Aynı bataklıkta senin hazmedemeyeceğin hikayeler var..Ne yani Muhammed ayı ikiye mi yardı?Muhammed'in yaslandığı hurma ağacı ağladı mı:)

Bir kısmını yanlış kabul edip bir kısmını seçip doğru demek neye benziyor biliyor musun?İstersen yazmayayım..

Rivayetlerler bataklık ama işine gelince bu bataklıktan sende kepçe ile götürüyorsun.Afiyet olsun.

Ebu Lehep sandığınız adamın adı Abduluzza dır.

Selamlar..

Kuranın hangi ayetinde yazıyor abduluzza ?

..Ne yani Muhammed ayı ikiye mi yardı?Muhammed'in yaslandığı hurma ağacı ağladı mı:)

Muhammed bu şeyleri elbetet yapmadı ama iddia etti.İddialar gerçek ama içerikleri uydurma.Yani osurukları ipe dizmeye çalıştı.Madem bunlara inanmıyorsun,aynı sahtekarın ben allahtan vahiy aldım dediği kurana neden inanıyorsun ? Kuranın muhammedin ürünü olduğunu itiraf ettin.

Muhammedin ha kurandaki sözleri,ha hadislerdeki sözleri hepsi aynı bataklık.

tarihinde dinsavar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Dinsavar konu akışını takip edememişsin yine:)

Onur'un verdiği cevabı okuman yeterli olacaktır..

Selam ile.

Soruma cevap ver kaçamak yapma.Rivayetlere bataklık diyen birisi neden işine geldiği yerde rivayetleri kullanır ? Abduluzza bilgisini nerden öğrendin ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

dinsavar, tarih bilimiyle "hadis" bilimininin (!) farkını koymak lazım..

"hz Muhammed efendimiz sas buyurdu ki dinen şunu yapmayana şefaat etmiycem ", bu bir hadis.

"Muhammed'in amcasının ismi şudur." bu ise tarihi bir kayıt.

"Muhammed'in babasının ismi Abdullah'tır." bu hadis'tir. Çünkü babası, tek tanrıya inanan "hanif"lerdenmiş gibi gösterilmek istenmiş.

"Muhammed'in babasının ismi Abd-el-Lat'dır." bu ise araştırılarak ortaya konan bişey. Böyle olmasında din kodamanlarının bir çıkarı yok. Onun için bu hadis değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
dinsavar, tarih bilimiyle "hadis" bilimininin (!) farkını koymak lazım..

"hz Muhammed efendimiz sas buyurdu ki dinen şunu yapmayana şefaat etmiycem ", bu bir hadis.

"Muhammed'in amcasının ismi şudur." bu ise tarihi bir kayıt.

"Muhammed'in babasının ismi Abdullah'tır." bu hadis'tir. Çünkü babası, tek tanrıya inanan "hanif"lerdenmiş gibi gösterilmek istenmiş.

"Muhammed'in babasının ismi Abd-el-Lat'dır." bu ise araştırılarak ortaya konan bişey. Böyle olmasında din kodamanlarının bir çıkarı yok. Onun için bu hadis değil.

Sen niye heraklesin yerine zıpladın ? Sen o zırvayı gel benim külahıma anlat.Hadisle tarih bilmini ayırmak lazımmış.

Madem öyle al sana tarih

Muhammed, bu Yahudilerin karıları ve kızlarından 16 tanesini özel olarak ayırıyor ve bunlardan Reyhane’yi kendine seçip geriye kalan 15 tanesini de diğer önemli dostlarına dağıtıyor. Bir Yahudi:

“Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın” diyor. Fakat, Muhammed bunu dinlemiyor (Kaynak: Vakıdi, Meğazi, 2/250)

Muhammed, ihtiyaç fazlası kadın ve erkek çocukların bir bölümünü, Sad bin Zeyd’e teslim edip onları satmak için Necd bölgesine, bir kısmını da şam tarafına gönderiyor. Müslümanlardan Muhammed bin Mesleme:

“Beni Kureyza Savaşı’nda kadınlar bölüşülürken bana üç tane düştü; hepsini de sattım” diyor. (Kaynak: Diyarbekiri, Tarihi Hamis,1/499 ve Vakıdi age 2/523-25)

Muhammed savaşta elde ettiği kadınları satan bir pezo,ırz ve namus düşmanı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...