Jump to content

CEVABINI BULAMADIĞINIZ SORULAR


Recommended Posts

  • İleti 117
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

gazaliye bir light soruda benden olsun :D benimki çok basit

bana şuanki mesaj sayının (2/3 + 1/6 + 1/6 + 1/8) ini verebilirmisin?

teşekkürler :D

Valla Eflatun

şimdi kalkıp gazali açta kıçına gül derse şaşırmam.

Luuu

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce soruları cevaplamaya çalışayım;

1- Tarihte dinsiz bir millet varmıdır? Varsa hangi millettir? Ne kadar yaşamıştır?

Din, toplumsal bir olgudur, insanlık tarihinin bir parçasıdır ancak arkeolojik çalışmalar din olgusunun 50 bin yıllık bir geçmişi olduğunu göstermektedir ki, insanlar yaklaşık 20 milyon yıl dinsiz yaşamışlardır. İnsan, düşünebilen bir canlıdır ve etrafında bilgi yetersizliği nedeniyle anlamlandıramadığı sayısız olguyla karşılaşmış ve bunları açıklama zorunluluğu hissederek doğaüstü güçlerin arayışına girişmiştir. Dinlerin varlığı, tanrının varlığına bir kanıt değildir; bilgi yetersizliğine kanıttır.

2- İnsanlarda Allah fikri mevcuttur. Ve her zaman tapınma ihtiyacı duymuşlardır. Bu fikir insanlara nerden geldi?

İnsan, bilgi eksikliği sonucu anlamlandıramadığı bir takım olayları ve kavramları açıklayabilmek için doğaüstü bir takım güçlerin arayışına girmiş ve sayısız yaratıcı tasarlamıştır ki Allah bunlardan sadece birisidir. İnsanlarda Allah veya genel anlamda bir tanrı fikri mevcut değildir.

Bunun en somut kanıtı, toplumdan uzak bir ortamda yetişen insanların değil ki din, hatta tanrı ve hatta Allah, insanlığından dahi haberi olmamasıdır. Örnek için Google'da "vahşi çocuk" yaz ve arattır. Çıkan sonuçları oku...

3-Kuran-I Kerim ilmi gerçeklere uymuyor çelişiyor diyorsunuz. Arapçanın gramer ilmine vakıfmısınız? Kur'anı Kerimden iyi anlıyormusunuz? Bu konuda ihtisasınız var mı? Varsa hangi ayetler çelişmektedir?

Kuran'ın edebi yönü mükemmel olabilir, bu yönünün bir edebiyatçı için anlamı olabilir ancak unutulmamalıdır ki, edebi yönü çok güçlü olan bir eserin bilimsel gerçekçilik içermesi şart değildir. Nitekim Nazım Hikmet, Türk şiirinin en büyük ustalarından biridir ve işlediği konular Kuran'la kıyaslanmayacak ölçüde akılcı ve gerçekçidir. Bu, Nazım Hikmet'in bir peygamber olduğunu göstermez, aksine bunun ardına sığınıp peygamberliğini ilan etmeyecek kadar aklı başında ve ahlaklı olduğunu gösterir.

Kuran'ın bilimsel hiçbir yanı yoktur. Çelişen ayetleri buraya yazmak için tüm Kuran'ı buraya yazmak gerekir ki, bir kez yapılmış aptallığı benim burada ikinci kez yapmama gerek yok. Anlamak için aç oku, çelişkileri kendin gör.

4-Allah'a inanıyormusunuz? İnanmıyorsanız Görmediğiniz için mi inanmıyorsunuz? (Ama biz görmediğimiz aklımızın ve ruhumuzun varlığına inanıyoruz.)

Sadece Allah'a değil, genel anlamda tanrıya inanmıyorum ve görmediğim için değil, varlığına dair akılcı ve bilimsel bir tek kanıt dahi olmadığı için, doğayı açıklamak için varlığına gerek olmadığı için, kısaca tanrı olmadığı için inanmıyorum.

Akılla ruhu birbirine de karıştırmamak gerek. Akıl, düşünme yetisidir ve somut bir varlık olan beynin bir ürünüdür. Ruh ise, (senin kastettiğin anlamıyla ruh,) yeterli düşünme yetisinden yoksun, bilgisiz beyinlerin safsatasından ibarettir ki, gerçeklikle ilintisi yoktur.

5- Alem evren sonradan mı meydana gelmiştir? Zaten ezelden berimi vardır? Ezelden meydana gelmişse illeti ûlâsı (ilk meydana gelişi) nasıldır?

Böyle bir olay olup atopların bir araya birleşmesinden kendi kendine meydana gelmişse bunun deneyini kim yaptı? kim gördü?

Diyalektik kanunları, evrenin yoktan var olmadığını, vardan da yok olmayacağını bize kanıtlamaktadır. Senin deyiminle, zaten ezelden beri var olan bir şeyin ilk nasıl meydana geldiğini sormak, düşünme yetisi yeterli bir beynin harcı değildir. Ezelden beri var olan bir şeyin ilki mi olur?

Kaldı ki, 1400 yıl öncesinde yaşayıp yaşamadığı bile belli olmayan bir kişinin sözlerine, onu görmediğin halde inanıyorken, ezelden beri var olduğu kabul edilen evrenin oluşumuna görsel kanıt istemen, yine akılla bağdaşır mı? Senin şu soruları soruyor olman, bir beyninin olduğuna kanıttır ama, aynı sorular, yeterli düşünme yetisine sahip olmadığına da kanıttır.

Şimdi gelelim, bugüne kadar kendisini alim diye tanıtan kişilere sorup da bir türlü yanıtını alamadığım, en mantıklı verilen cevabın ise "Orasını Allah bilir" olduğu soruya:

Allah, Kuran'ın tarifine göre Alim-i mutlaktır. Geçmiş ve geleceğe yönelik bilmediği, bilgisi dışında gelişebilecek tek bir şey dahi yoktur.

Yine Kuran'ın tarifine göre Allah, insanları hangisinin daha güzel işler yapacağını denemek ve kendisine kulluk etmeleri için yaratmıştır. Dünya, insanlar için bir imtihan yeridir. Şu halde;

Ben henüz yaşadığım ve ne olarak öleceğimi bilmediğim nedenle, ki bugün bir ateistim ancak yarın geçireceğim bir beyin travması sonucu tanrı inancı taşımaya başlamayacağımın garantisini veremediğim için, konu mankeni olarak kendimi değil, hemen hepimizin tanıdığı büyük usta Aziz Nesin'i ele alarak sorumu sorayım:

Allah, daha Adem'i yaratırken dahi Aziz Nesin'in hangi tarihte (1912) ve nerede (İstanbul) hangi ana-babadan ve nasıl bir aile içinde doğacağını, nasıl bir öğrenim göreceğini, yaşamı boyunca (üstelik saniyesi saniyesine) neler yapacağını, hangi inançlarla tanışacağını ve bir ateist olarak yaşayacağını ve hangi tarihte (1995) hangi inanca mensub (bir ateis) olarak öleceğini biliyorken, Aziz Nesin'i neden yarattı ve onu neden imtihan etti?

Soruyu, sürekli olarak anlamazdan gelinip çarpıtıldığı nedenle daha kısa ve açık sorayım:

Allah, Aziz Nesin'in 1912 yılında müslüman bir ailede doğacağını, yaşamı boyunca neler yapacağını ve 1995 yılında da bir ateist olarak öleceğini, milyarlarca yıl öncesinden dahi biliyorken, Aziz Nesin'i ne diye imtihana tabi tuttu?

Allah, Aziz Nesin'in cehennemlik bir ateis olarak öleceğini bilirken, onun son anda Allah'a bir sürpriz yapıp cennetlik bir müslüman olarak ölme şansı var mıydı?

Daha basit sorayım: Aziz Nesin'in "Ben bu insanın 1995 yılında cehennemlik bir ateist olarak öleceğini biliyordum ama bu adam son anda cennetlik bir müslüman olarak öldü" dedirterek Allah'ı şaşırtma imkanı var mıydı?

1- Vardıysa, demek ki onun bilgisi herşeyi kuşatmamış. Allah herşeyi bilmiyor, sadece tahmin ediyor.

2- Yoktuysa, sonucu ezelden bilinen bu imtihanın anlamı nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Enfal suresi

32. ayet : Müşrikler derler ki eğer senin getirdiğin Kur'an hak ise ve söylediğin allah varsa

ve hak ise üzerimize taş yağdırsın veya şiddetli bir azap göndersin dediler

33. ayet : Allah buyurdu ki; Sen onların içinde bulunduğun müddetçe ben onlara azap edici

değilim.

peki o içlerinden ayrıldıktan sonra niye dediklerini yapmadı ve hala yapmıyor yoksa hala aramızdamı ? :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Niye, İbrahim'i tanıyomusun? :)

Al-i İmran 67. ayette böyle buyruluyor.

İbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.

ayetin niçin gönderildiğini ayetin neden gönderildiğine baktığımızda.

"Yahudiler Hz.İbrahim’i yahudi, hıristiyanlar da onu hıristiyan kabul ediyor, hakkında tartışıyorlardı. Âyet, bu konuda onlara gerçeği ifade ediyor."

böyle söyleniyor.

niye sen tanıyormusun. sorulara neden hep kurandan cevap veriyorsun kendi mantığın ve aklınla yorum yapsan.sonuçta kuranı kabul etmeyene kurandan delil sunman tuhaf olmuyormu ?hem sanık hem tanık hem hakim aynı kişi olurmu... :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu soruları redfinity arkadaşımız nezdinde cevap vermek isteyen bütün ateist arkadaşlara soruyorum.

3-Kuran-I Kerim ilmi gerçeklere uymuyor çelişiyor diyorsunuz. Arapçanın gramer ilmine vakıfmısınız? Kur'anı Kerimden iyi anlıyormusunuz? Bu konuda ihtisasınız var mı? Varsa hangi ayetler çelişmektedir?

saygılar...

soruya soruyla cevap vermek doğru değil ama merak ettim :

sen müslüman olmadan önce arapçanın falan filanına vakıf oldun ihtisas yaptındamı müslüman oldun yada tüm dinlerin kendi dillerine vakıf olmadan onların yanlış din olduklarına nasıl karar verdin sen hiç araştırmadan hint dili ve edebiyatını çözmeden budizmi reddettin ama başkaları arapça uzmanı olmadan islamı reddedemiyor öylemi .hem kuran kendisi demiyormu ''şüphesiz bu apaçık bir kitaptır '' diye...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konusmalarinizda bir noktayi atliyorsunuz. Bu dunyadaki tek din ve tek tanri islam ve allahi degil. milyarlarca inanani olan degisik dinler var. Bunun sebebide hicbir dinin butun herkesi tatmin etmemesi. Yani peygamberler dinlerini ne kadar pazarlamaya calissalarda, ne kadar masal anlatsalarda, herkesi kendilerine inandiramiyorlar. Yani islam yada hristiyanlik tan biri kutsal kitaplarindada yazdiklari gibi acik ve net olarak dogruyu soyluyor olsalardi, butun dunyanin inanmamasi icin ne gibi bir sebep olabilirdi. Hadi butun dunyayi gectim, butun arastirmaci, tarihci ve bilim insanlarinin ayni dine inanmalari gerekmezmiydi. Ya bu kitaplar soyledikleri gibi acik ve net degiller, bilim insanlari dahi cozemiyor ve yaniliyorlar. yada bu kitaplar safsatadan ibaret, insanlar bu yuzden inanmiyorlar.

Bilim insanlarinin, arastirmacilarin ve tarihcilerinde hemen hepsini kapsayan 5.1 milyar insan islam dinine inanmadigi halde sen neden inaniyorsun?

Hristiyanlik dini yanlis olmasina ragmen 2.1 milyar inanana sahipse. 1.5 milyar inananla islam inancinin da yanlis olma ihtimali yokmudur?

Ozetle sunu demeye calisiyorum. Hangi dini ele alirsaniz alin, inananindan cok inanmayani var. Dunya nufusu 6.6 milyar.

2.1 milyar hristiyanlik dogru diyorsa, 4.5 milyar yanlis dioyr

1.5 milyar islam dogru diyorsa 5.1 milyar yanlis diyor

1 milyar hinduism dogru diyorsa 5.6 milyar yanlistir diyor.

ozetle cogunluga hak vermek mantik ise. bu dinlerin topu yanlis!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 11 years later...

Bu soruma saçma demeden cevap verebilecek adam tanımıyorum ama soralım. Belki güzel bir tartışma çıkar. :D 

 

Yaratıcı -adına istediğinizi deyin- nasıl var oldu? 

 

Müslümanlar İhlas Suresiyle başımı ağrıtmayın lütfen. Yemezler. 

Ateistler Biz onu yarattık demeyin. Bunu da yemem. 

 

Sadece bu soru üzerine farklı çıkarımlar yapılabilir mi onu merak ediyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, pica pica said:

Bu soruma saçma demeden cevap verebilecek adam tanımıyorum ama soralım. Belki güzel bir tartışma çıkar. :D 

 

Yaratıcı -adına istediğinizi deyin- nasıl var oldu? 

 

Müslümanlar İhlas Suresiyle başımı ağrıtmayın lütfen. Yemezler. 

Ateistler Biz onu yarattık demeyin. Bunu da yemem. 

 

Sadece bu soru üzerine farklı çıkarımlar yapılabilir mi onu merak ediyorum. 

 

Elbette evrimle...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaptıkları çocuğa, var ettikleri muhtaç bedene, sanki o bedeni var eden, gereksinimlerini gidermek durumunda bırakan kendileri değilmiş gibi hakkımızı ödeyemezsin, bize borçlusun, bize şükür et diyen ve annesine, babasına hakkınızı ödeyemem, size borçluyum, şükür ediyorum diyen, evrenin, yaşamın varlığını öven, bunların övülmesi gereken şeyler olduğu sanısına kapılan zihin yapısı, evreni, yaşamı yarattığı için övgü bekleyen, muhtaç bedenleri var edip, sonra da onlardan şükür bekleyen tanrı uydurabilir. İslama bakarsanız da zaten. Yer, yedi kat gök, yaşam, doğum övücülüğü, bunları yaratmakla övüne bir allah görürsünüz. Kuranda allah ile birlikte, anneye, babaya da şükür istenir. Bakınız. Lokman 14. Allah rahman suresinde hangi nimetlerimizi yalanlıyorsunuz sözünü birçok kez yineler. Ne şükürü? Yoksunluk yaşıyorsak, bu durumdaysak, var ettiğin için değil mi? Sanki yokken yeme, içme sıkıntımız vardı. Yani düşün. Var edilişinden dolayı anneyi, babayı eleştirirsen de, allahı eleştirmiş oluyorsun. Evrenin varlığını kötü bir durum olarak görürsen, allaha karşı çıkmış oluyorsun. Evren, yaşam, anne, baba bunlar birçok insanın putudurlar.

Ayrıca insanlar acılardan, trajedilerden yakınırlar. Aynı insanlar, bunlara neden olan evrenin varlığını yüceltirler. Yaşamın varlığını güzelleyip, yaşamın varlığının sürmesini isterler. Hem acılardan, trajedilerden yakınıyorlar, hem de aynı zamanda acı çeken canlıların var edilişini destekliyorlar. Bu zarardan yakınıp, aynı zamanda bu zarara neden olan yangını güzellemeye, yangının sürmesini istemeye, yangını beslemeye benzer. Ortada böyle de bir zihinsel uyumsuzluk var. Zihinsel uyumsuzluk yaşayan bu zihinlerden de acı çektiren, ama aynı zamanda bu yaptıklarına karşın övgü, yüceltilme de bekleyebilen tanrılar çıkmıştır. Müslümanlar ne yapıyorlar örnek olarak. Kendilerine hastalık vererek acı çektiren, eziyet eden allaha övgüler diziyorlar. Rabbim birilerini daha gebertti diyerek de sela okuyorlar. Allah deprem oluşturuyor. Zarar veriyor. Öldürüyor. Onu övüp, ona şükür etmeye devam ediyorlar. Hem yakınıyorlar, hem de buna neden olana tapınıyorlar. Birde biz sınanıyoruz diyorlar. Eziyet ederek, acı çektirerek sınav yapan bir tanrı varmış. Eziyet ederek sınav yapmak nedir? Ve ona karşı çıkmayanlar, eleştirmeyip, ona tapınanlar da övülesi bir iş yapan, cennetlik üstün kişiler oluyorlarmış. Ama ona karşı çıkanlar, onu eleştirenler ise cehennemlik alçaklar oluyorlarmış. Bu nasıl bir absürtlüktür böyle? 

Ayrıca bir varlık düşünün. Bu varlığa sorunca, çocuğumun acı çekmesini ve ölmesini istemem diyor. Ama çocuğun varoluşuna neden olarak, onun acı çekmesine ve ölmesine neden olan kendisi. Aynı zamanda da çocuğa acı çektiren ve onu öldüren bir tanrıya tapınıyor. İstemiyor, ama allahlık yaparak istemiş de. Bir zihinsel uyumsuzluk söz konusu yine.

Evrenin, yaşamın övülmesi gereken şeyler olduğu putlaştırılmış bir sanıdır. Yaratıcıya karşı çıkılamaz. Yaratıcı eleştirilemez. Bu kötü bir durumdur, kötülüktür. Ona tapınmak, ona yaranmaya çalışmak iyiliktir, üstünlüktür, övülesidir gibisinden düşünceler de yine putlaştırılmış sanılardır. Bir yaratıcı tanrı olsaydı bile, onu sevmek zorunda değiliz. Tanrı olmak, onu eleştiri dışı da yapmaz. Yaratıcı, haklı. O nasıl mantık öyle? 

İşte yaratıcı kavramını putlaştıran müslümanın olayı da şudur. Bunca acıya ve trajediye neden olmuş allahı eleştiri dışı bırakmak. Hastalık verip, acı yaşatabilir. Afetler oluşturup, zarar verebilir. Canlıların parçalandığı bir sistem kurabilir. Acı çeken canlıları var edebilir. Milyonlarca kişinin intihar ettiği bir yer burası. Acı, ızdırap, keder üreten bir yer. Muhtaç bedenleri geçim derdi düşürebilir kendisi. Besin sıkıntısı yaşayanlar, bu nedenle ölenler var. Geçim derdi yüzünden intihar edenler, kendini yakanlar var burada. Ölüm süreci ve psikolojisini yaşatabilir. Ölmeyi dayatabilir. Öldürebilir. Geride kalanlara ayrılık acısı yaşatabilir, keder verebilir. Çünkü o yaratıcı. İşlerine gelen insan eylemlerini , örneğin hastalıkları tedavi eden insanların bu eylemlerini, allah şafi adıyla sağlık verdi diyerek allaha üstlendirmek, bunun üzerinden allaha şükür etmek ve övgü beklemek. Ama işlerine gelmeyen insan eylemlerini ise bunu yapan insandır, bunun sorumlusu insandır diyerek allaha üstlendirmemek. Bunun üzerinden allaha eleştiri kabul etmememek. Şafi adıyla sağlık veriyor, merhamet ediyor, iyilik yapıyor ya sözüm ona size göre hani, kendi yarattığı sorunu çözen yüce allah. Ed darr adıyla da kötülük yapsın, merhametsizlik yapsın, zulmetsin, işkence etsin ya, yüce rab. Ama olur mu? Her şeyi yapabilen allah kötülük yapar mı, merhametsizlik eder mi hiç? Her şeyi yapabilir. Bunları yapmaz. Bakın işte. Sırtlanlarca canlı canlı parçalanan zebraya, babun tarafından canlı canlı parçalanan ceylana, komodo ejderi tarafından parçalanan geyiğe. Var mı burada bir merhametsizlik, zulüm? Yok. Var diyenin de kalbi mühürlüdür. Var diyen ve bu durumu eleştiren de çok merhametli, zalimlik karşıtı allah tarafından cehennemde yakılacaktır. Kendisine zakkum yedirip, irin içilecektir. Tuhaf bir merhamet anlayışı olsa gerek. İşte bu da önemli bir konu. Evren, yaşam övücü bir zihnin iyilik, kötülük, merhamet, zalimlik anlayışı da buna göre olacaktır. Yani düşün. Tüm bu acılara neden olan bir tanrı var ortada. Bu tanrının yaptığı zalimlik, merhametsizlik değil, ama sen bu tanrıya karşı çıkarsan, zalim olan, kötülük yapan sen oluyorsun. Şaşkınlık verici, yadırganası bir durum. Ben neredeyim böyle diye sordurtan, yok olma isteği uyandıran bir garabet. Bir küstahlık, bir alaycılık, bir pişkinlik. Biz diyor. İyiliği, kötülüğü, merhameti allaha dayandırarak, temellendiriyoruz. Senin gibilerce uydurulmuş olan allaha dayandırmışsınız da. Dayandırdınız diye mantıklı mı oldu yani?

Evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşatan kimseler varken, evlat acısı yaşatan allaha, allah kimseye evlat acısı yaşatmasın diye de oksimoronca, mantıksızca dua edebilen varlıklar da var ortada tabi. Dua demişken. Bunlar ettikleri dua da allaha nasıl bir etki, rol veriyorlar? Örnek olarak, yağmur duası etseniz. Ne yapar rabbiniz? Var ol der de, gökte yağmur bulutları mı oluşturur sizin için? Size böyle bir yardımda bulunmayacaksa eğer, koşullar oluşmadıkça siz ne kadar dua ederseniz, yağmur yağmayacaktır. Yağarsa koşullar oluştuğu için yağacaktır. Rabbim bana sağlık ver diye dua etsen örnek olarak yine. Ne yapar rabbin? Yok ol der de hastalığa neden olan virüsleri mi yok eder? Yok etmez. Savunan antikorlar var, bedenin savunması var, doktor var, ilaç var, aşı var, tedavi var diyorsan, ne diye dua ediyorsun? Bunlar koşullarla ilgili bir durum. Zaten dua etmek, fantastik bir yardım beklemektir. Fil ordusunu taşlayan ebabil kuşları, asa yere vurulduktan sonra denizin yarılması gibi. Dua edince böyle bir yardım gelmeyekse duan ne işe yarıyor? Seni rahatlatır, baskını, stresini alır, direncini yükseltir, moral verir belki. Ama tabi rabbim, koşulları yok sayar. Koşullar yağmur yağması için uygun olmasa bile, ol der ve o bulutları oluşturur, yağmur da yağar, kendisi nuh masalında günlerce yağmur yağdırıp, tufan oluşturmadı mı diyorsanız bilemem. Tabi ortada kabul edilmeyen gerçek olmadığı halde, nuh tufanını, tahtı meleklerce taşınan allahı, melekleri, cinleri, şeytanları, yıldızlarla şeytanların taşlanmasını vs vs gerçek olarak kabul etmeyenler de inkarcı, kafir değil mi? Böyle de bir durum var.
 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, pica pica yazdı:

Konumuz din değil ama okurum. Bakalım neler varmış?

 

15 dakika önce, anibal yazdı:

 

Herşeyi devletten bekleme...

 

https://www.wikiwand.com/en/Evolutionary_origin_of_religions

 

Kafam karıştı bir dakika. Üstte söylediğimi unutun. Sınav dönemi on bin şey olunca böyle oluyor :D Mutlaka bakarım Teşekkür ederim :D 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...