Jump to content

Iste size,deniz fenerinin basina gelenler


Recommended Posts

:-)))))))))) Iste böyleee

Gagur ülke Almanya, müslüman soygunculari,ortaya cikarip cezalandirdigi halde,%99 u müslüman olan Türkiye,bütün ihbarlara ragmen MÜSLÜMAN SOYGUNCULARI yargilamamakta direnmektedir.

Anlasiliyorki,buda müslümanligin yapisinin gereyi.

ALMANLAR ( RUCK ZUCK ) DENiZ FENERiNi SÖNDÜRDÜLER

Alaman Hakim, Bay Jochen Müller Deniz Feneri ile ilgili davayı bir ay içinde halletdi.

Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlandan "Deniz Feneri ve Televizyon Tv 7" iş birligi ile Allah rızası için topladıkları 41milyon 423 bin Euro Hayır paralarını har vurup harman savuran bu iki kuruma Alman Mahkemesi kararı ile verilen cezalar.

Ve böylelikle daha önceki, "Şimdi Reklemlar" isimli yazımda toplanan Hayır paraları 46 milyon Euro olmadığını okuyuculardan özür diliyerek düzeltmiş oldum.

Şimdi belki bu yazımı okuyan sizler bir çoğunuz diyeceksiniz ki ne farkder, ha 41 milyon 432 bin ha 46 milyon bence çok fark eder. Bir Cent bile olsa farkeder çünkü, o Allah rızası için toplanan o paralar fakirin ve bir yetimin hakkı degil mi ?

.

BU DAVADAN MAHKUM OLANLAR;

Mehmet GÜRKAN : 5 Yıl 10 Ay Kanal 7 Avrupa Genel Müdürü

Mehmet TAŞKAN : 2 Yıl 9 Ay Deniz Feneri Almanya Başkanı

Firdevsi ERMiŞ : 1 Yıl 10 Ay Deniz Feneri muhasebecisi

Sıra Şimdi Türkiye'dekilerde

Zekeriya KARAMAN : Kanal 7'nin Yönetim Kurul Başkanı

Zahid AKMAN : Eski Kanal 7'nin 2005 ten beri RTÜK Başkanı

Mustafa CELiK : Kanal 7'nin Genel Genel Yayıın Yönetmeni

Ismail KARAHAN : Kanal 7'nin Reklam ve Mali İşler Müdürü

Alman Mahkemelerinin Ruck Zuck ( Hemen Anında ) bu kararı Türkiye'deki Mahkemelere bir örnek teşkil ederde aynı süratle bu yukarıdaki ismini belirtdiğim kişiler Adalet önünde hak etdikleri cezalarını çekerler.

Willen Dank Herr Jochen Müller ! Cok teşekkür ederim Bay Jochen Müller.

Süleyman GÖRGÜLÜ.

Ismail Kocaer

E-Mail: ismail.kocaer@web.de

erstellt am 18.09.2008 um 13:39

--------------------------------------------------------------------------------

tolonbey

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya şunu doğru dürüst anlatacak bir deniz feneri derneği yönetim kurulu üyesi var mıdır acaba?

Bir insanın sosyal hakkı olan yeme-içme-barınma ihtiyacının ''iyilik'' adı altında ona hediye ediliyor gibi sunulması ahlaki midir? Etik midir?

O insanın zaten hakkıdır bu ihtiyaçlar. Sanki ''lütfedilmiş de verilmiş'' gibi bir edalar yapılan yardımlar.

Bir de acıtasyonlar üzerine bu fakirlerimizi kameraya çıkararak verdikleri iki lokma ekmeği burnundan getirme, onları küçük düşürme kepazeliği ve hala insaniyetten bahsetme lüksleri bu program sahiplerinin.

İsmi de popülist ''Yüzyılın iyilik hareketi''.

Şimdi o adam (sunucu) evlendirme programı sunuyor (böyle tam iyilik meleği oldu, ''mürvedler'' açık seçik görülür artık), şiir kasedi çıkarıyor, şarkı okuyor.

Şu soru kafaları bulandırıyor iyilik bu kadar ayağa mı düşer?...

Peki o adamın bir misyonu olmayacak mı ne demek şarkı okumalar. O'nun artık seyircisine karşı sorumlulukları yok mu? Her aklına eseni yapacak mı? Durağı nedir?

Dini kullanmış olmuyor mu kardeşim bu popülerite sayesinde...Veya yardımlaşma programlarından burayı seçmesi o programların nimetini yemiş olduğunu da göstermiyor mu?

Her şeyi geçtim. Ya bir insanın sorununun çözülmesi için illa tv.lere mi çıkıp utana sıkıla derdini söylemesi mi gerekiyor. Atasözlerimizde hayır yok ki ''Derdini söylemeyen derman bulamaz''. Ya tamam derdini söylersin de yeri orası mı?

Neden daha fakir, engelli veya kimsesiz çıocuklarımızın bir sorunu daha o soruna düşerken çözülmüyor da illa bir tv.ye ihtiyaç duyuyor. Sosyal kurumlar ne işe yarar, komşuluk ''Aç iken tok yatmamak'' anlayışı ne işe yarar bu ülkede...

Onu da geçtim ya kardeşim bu ülkenin sosyal devlet anlayışı nerde kaldı. Sosyal devlet ne demek?

Yardımlaşmaymış pehh sen insanı yardıma muhtaç duruma düşür sonra yardım et hadi oradan.

Devletin sosyal devlet yapısı işlemiyor demektir bu programların ve yardımlaşma derneklerinin çok olması. Ne kadar yardım derneği varsa (halkın kandırılarak paralarının iç edildiği kurumları saymıyorum onlar hariç) bir ülkede o ülkede sosyal yapı çatlak demektir. Sen onu o duruma düşürmeyeceksin önemli olan o. Şu anda 100 tane daha aç bu kurumlardan hepsi çalışır tıkır tıkır...

Daha yazarım ama sabaha kadar sürmesin sonra yazım bu gece kendime ayıracağım zamanımı :-)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Onu da geçtim ya kardeşim bu ülkenin sosyal devlet anlayışı nerde kaldı. Sosyal devlet ne demek?

Yardımlaşmaymış pehh sen insanı yardıma muhtaç duruma düşür sonra yardım et hadi oradan.

Devletin sosyal devlet yapısı işlemiyor demektir bu programların ve yardımlaşma derneklerinin çok olması. Ne kadar yardım derneği varsa (halkın kandırılarak paralarının iç edildiği kurumları saymıyorum onlar hariç) bir ülkede o ülkede sosyal yapı çatlak demektir. Sen onu o duruma düşürmeyeceksin önemli olan o. Şu anda 100 tane daha aç bu kurumlardan hepsi çalışır tıkır tıkır...

İşte mesele bu ,bizim halk saf(!) olduğundan hep yardımlaşmanın ne kadar iyi olduğundan bahseder

Bi kerede demez devlet nerde diye..

Bu adamların başındaki kim ?

Armada'da %3 cük (fazla değil 10.5 milyon dolar) hissesi bulunan , fakire yardım etmeyi borç bilmiş , fedakar , temiz kalpli,dini istismar etmeyen sade bir vatandaş

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazen halk bunları hakediyor diyorum,bazende halk hakkaten saf diyorum yine kandırılmış halkıma üzülüyorum, en kolay sömürü nasıl yapılır ? tabiki dini alet ederek ! ülkemi seviyorum, herkesin görüşüne saygı duyuyorum ama gözlerimin önünde onlar kandırılırlarken çılgına dönüyorum ! yazıklar olsun

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu dincilerin hepsi aynı bok. kese doldurma yarşında şerefsizler...merak ettiğim bunca hırsızlıkla nasıl allahlarının huzuruna çıkacaklar.halka falanda hiç acımıyorum bu kadar salak toplummu olur aklım almıyor

tarihinde ateistim tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyla ilgili olan akman, ntv de canlı yayında.. Adam sinirimi bozdu, yaptığı sansür hareketlerini kararlarını gençleri korumak için yaptığı büyük işler olarak gösteriyor, sansürcü zihniyetin en büyüklerinden..

Akman ın suçlandığı pisliklerde belli, bu adamın gençleri korumaktan bahsetmesinden bir genç olarak iğreniyorum. Gençleri bir sahnedeki sigaraya tav olacak salaklar sanan insanların bu koltuklarda oturması iğrenç. Cidden iğrenç, normal bir görüntüde dikkatimi çekmeyecek şeyler sayelerinde gözüme gözüme sokuluyor. Cnbc-e deki filmleri dizileri sansürlemeye çalışmak için büyük atılımlar yapmıştır bu adam.

tarihinde Lested tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu Akman'ın siyasi yada bürokratik geçmişi ne acaba ticaretten böle hüpp diye tepemize sansürcü diye oturtmuşlardır kesin.
Soruna yanıt olur mu bilemem ama Akman'ın isim değişikliği ile ilgili Milliyetin bu günkü sayısında Serpil Yılmaz'a ait ilginç bir yazı var,alıntılıyorum;

Zahid, 'şeyh'inin adı

RTÜK Başkanı Akman, şeyhinin adını mı aldı?

Dindarlığı kendilerine bayrak yapmış insanların “dolandırıcılık“ dosyalarında isimlerinin geçmesi, en azından büyük bir talihsizlik.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı “Dr. Aykut Zahid Akman“, ismindeki “Zahid“ adını 25-26 yaşlarında alıyor

“Dünyadan elini eteğini çekerek Allah’a yönelen“ manasına gelen “Zahid“ adının alınış öyküsünü anlatalım.

Aslına bakarsanız, bu öyküyü Zahid Bey’in anlatmasını tercih ederdim. Bu kadar özel bir tarihe tanıklık etmek aydınlatıcı olurdu.

Ancak Akman, yazının yazıldığı şu saate kadar telefon notuma bir yanıt vermedi. O nedenle iş başa düştü.

Nüfus’ta yer almıyor

Çankırı-Kurşunlu Nüfus Dairesi’nden alınan, 29.12.1982 tarihli “Nüfus Hüviyet Cüzdanı Sureti“nin “Adı“ bölümünde “Zahid“ yer almıyor, yalnızca “Aykut“ yazıyor.

Ailelerin “kafiye“ merakında bir istisna olmuyor, Aykut’un kardeşinin adı da “Turgut“ olarak konmuş.

Ankara Çankaya ilçesi, Çamlıtepe Mahallesi Muhtarlığı’ından verilen 26.01.1984 tarihli “İkametgâh İlmühaberi“ belgesinde de “Adı: Aykut” yazıyor.

RTÜK Başkanı’nın “Zahid“ adı her iki belgede de kayda girmiyor.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Sekreterliği’nden alınan 17.08.1983 tarihli “Öğrenci Belgesi“ nin “Adı Soyadı“ bölümünde de yalnızca “Aykut Akman“ yazıyor.

RTÜK Başkanı adına düzenlenen belgelerde “Zahid“ adına ilk kez, Vefa Yayıncılık’ın çıkardığı “İslam Mecmuası“ ile düzenlenen, “İş Sözleşmesi“nde rastlıyoruz.

Sözleşmenin düzenlenme tarihi 15.01.1984.

“Zahid”, şeyhinin adı

Eğer “belge düzenlenmesinde“ bir yanlışlık yoksa, RTÜK Başkanı’nın “Yazı İşleri Müdürü“ olarak işe giriş tarihi olarak belirtilen 15 Ocak 1984 tarihinde, “Zahid“ adı kullanılırken, bu tarihten 10 gün sonra düzenlenen “İkametgâh İlmühaberi“nde yalnızca “Aykut Akman“ kullanılıyor.

Nüfus kâğıtlarında isimler “tam“ olarak yer alır. O nedenle, nüfus kâğıdı ibraz edilerek alınan “ikametgâhlarda” da kimlik bilgilerinin esas alındığını düşünebiliriz.

Bu durumda Mahmud Zahid Kotku’nun lideri olduğu, Nakşibendi tarikatının güçlü cemaatlerinden (Başbakan Erdoğan’ın da aynı çevreden bilindiği) İskenderpaşa Dergâhı’nın çıkardığı ‘İslam Mecmuası’nda, “Zahid” adının kullanılması “hukuki” kriterlere uygun görünmüyor.

Şu yorumu yapmak mümkün olabilir:

Aykut Akman, “Zahid“ adını İslam Mecmuası’nda işe başladıktan sonra almış.

Nitekim, RTÜK Başkanı’nın İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde verdiği “TRT Televizyon Haberciliği“ tezi, 1987 yılını gösteriyor. Ve bu belgede “Zahid“ adı yer alıyor.

Coşan öncülük etmişti

M. Zahid Kotku, RTÜK Başkanı’nın “hocası.” Bu yargıya nereden vardım? Birçok neden sayabilirim. Bunun için Kanal 7’de çalıştığı yıllardan meslektaşlarının referanslarına gitmeye gerek yok.

1984 yılında mezun olduğu Ankara İlahiyat Fakültesi’nden arkadaşı Hasan Hüseyin Ceylan’ın (kapatılan RP’nin milletvekili) yayın yönetmeni olduğu İslam Mecmuası ile imzaladığı “İş Sözleşmesi“nden bir alıntı yapmam yeterli olur:

“Mecmuanın umumi siyaset ve gidişini, veçhe ve karakterini tadil ve tebdil etmek işverene aittir. Yazı İşleri Müdürü mecmuanın ağırbaşlılığına, politika karakter veçhesine uymayı taahhüt eder.”

Kotku’nun 1980 yılında vefatıyla boşalan İskenderpaşa Cemaati liderliğini damadı M. Esad Coşan (2001 yılında vefat etti) almıştı.

Derginin kuruluşuna da Coşan’ın önderlik ettiği biliniyor.

Siyasetçilerin dergâhı

Turgut Özal, Necmettin Erbakan gibi siyasi liderlerin de “hocası“ olan Coşan’ın, medyayla ilgili şu sözü bu vesileyle anılmayı hak ediyor:

“Bir toplumun en uyanık insanları, basınla ilgili insanlardır.”

Tevekkeli değil, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. davasında “Kanal 7 yöneticisi“ olarak Akman’ın adı sıkça gündeme geliyor.

Sanırım Akman yalnızca medya işinde kalsaydı, bugün kendisini bu kadar tartışıyor olmayacaktık.

Akman’ın okul arkadaşı Ceylan ile İslam Mecmuası’ndaki medya ilişkisi, 2003’te kurdukları aile şirketleri Hayat Yapı Ticaret’te iş ortaklığına, ardından Armada Alışveriş Merkezi’nin yüzde 3.3 oranında hissedarları olarak, yatırım ortaklığına uzanıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...