Jump to content

Allah Aramice bilmiyor mu?


Recommended Posts

  • İleti 219
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 03.02.2019 at 20:20, HATEM yazdı:

Gerçekten öğrenmek istediğiniz başka ciddî sorularınız olursa Şu adrese mesaj atabilirsiniz:
https://www.facebook.com/ateistleretasavvuficevaplar/
Allah (c.c.) izin verirse cevaplarız.
Lütfen sorular (i'tirâzlar) çok zor olsun ki yediğiniz dayaktan da tad alın.


Sorularınızı mesaj yoluyla değil zaman tüneline yazmanız gerekiyor.
Bana müsâde.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, HATEM said:

.....

 

 

Hemen hemen aynı şeyleri tekrarlamışsın, benim de (Allahın İsayı çarmıha gerilerek yaptığı göz boyamanın hristiyanlara (sözde) gelen dini tümden değiştirdiği gibi herşeyi) tek tek cevap verip aynı şeyleri tekrarlamamın bir anlamı yok!


Şimdi sana şu "yamuk yumuk algıları" açıklayayım:
Bak beşikteki bir bebeğin "bana kitap geldi" demesini mantığın kabul etmiyor (burda Allah kitap diyerek aslında başka birşeyi anlatmaya çalışıyor gibi bir şeyler demeye çalışıyorsun) ama bir bebeğin beşikte konuşması "ben peygamberim" demesi ise sana hiç garip gelmiyor!!! 
Neden? Çünkü senin mantığın eşittir Kuran. Bebeği konuşturan senin kitabın, bebeğe kitabı veren senin tanrın ?

Mesela Muhammed "oku" der, "kitap Arapçadır, şöyledir böyledir" der ama Muhammed zamanında ortada daha Kuran diye bir kitap yoktur! Senin için bu bir problem değildir.
"Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet...indirdik" der. Bu gelen son ayet midir? Hayır, ortada bir yerde gelmiştir ve bunun arkasından daha sureler gelecektir ama olsun yine de ortada bir yerde "Sana bu kitap HERŞEYİ açıklıyor" demesi bir problem degildir.
Peki (birçok yerde Allahın "incil" diyerek bir kitaptan bahsediği apaçık olmasına rağmen) bebeğe bir kitap gelmesi neden problemdir?
Çünkü İncil ve Tevratın bazı kısımları Kuranla uyuşmamaktadır. (Ayrıca İncilin tanrı algısı Kurandan tam başkadır ama bu ayrı bir konu.) 
Kuranda "İncile uyun, İncil ile hükmedin" gibi bir çok ayet bulunduğu için ve bu kadar ayetin içinde bir kere bile "tahrif olmuştur" yazmadığı için debelenmek zorunda kalıyorsunuz. "Değişti ama tahrif olmadı" diyorsunuz. (Tahrif oldu "bilerek değistirildi" demekmiş, herhalde "orijinal" incilin saklayıp/yok edip bilmeden hadisleri İncil diye insanlara yutturmuşlar)
İsaya eğer bir kitap geldiyse, bu günün ve Muhammedin zamanındaki İncilde bu "orijinal incil" den hiç bir şey kalmadığını, İncilin hemen hemen tümünün İsanın ölümünden sonra yazıldığını göstermemize rağmen gerçeklere gözünü kapatarak "içinde ama İsanın nurundan hala vardır, bu değişiklikler tahrif değildir" diyerek mantığına ve Kurana uydurmaya çalışıyorsun!
Mesela ben "Hristiyanlar haklı, İsa bir tanrıdır çünkü İsada tanrının nuru/kalemi var" desem bunun bir yamultma olduğunu hemen bilirsin. Ama ne yazık Allahın senin beynine ördüğü (Kuran) duvarı(nı) geçemediğinden aynı argümanı kendi dinin icin kabul edemezsin. Allahın senin beynine çizdiği sınır çok dardır, burdan çıkabilmen ise imkansızdır!

 

"Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz"
Yine ayeti yamultarak "senin İsan, benim İsam" diye işin içinden çıkmaya çalışıyorsun! Kuranda yazan apaçık ama sen mantığına uydurabilmek için ayeti yamuyorsun! Orda yazmadığı halde kendi kendine "mantıklı" bir çözüm bulmuşsun ve bu ayeti senin gibi algılamayanları suçlayarak kurtulmaya çalışıyorsun.
Ayrıca bunu yapan sadece sen degilsin. Müslümanların birbirlerini öldürmesinin nedeni de budur. Sen kitabı benim gibi anlamıyorsun/algılamıyorsun, yamuyorsun ?


O bulunduğun dar sınırlar içinde gelişebilmek için biraz yer varsa...
Biz ateistler Kuranı tarfsızca okuyoruz, siz ise gerçeklerle uyuşmayan yerlere türlü türlü anlamlar yükleyerek mantığınıza uydurmaya çalışıyorsunuz. Komik olanı ise hepinizin, evet hepinizin, beynindeki Allah başka. Biri birine uymuyor!!!

Kurandan anladığınız da birbirini tutmuyor!


İyi günler

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

2 saat önce, priest of nature yazdı:

Facebooka üye  olamıyorum.Gavur icadı.:)

 

 

On 03.02.2019 at 20:35, deadanddark yazdı:

Allahin izni ile degil Mark Zuckerberg'in sayesinde olacakti. Sen gitte kendi otaginda otla.


Mark Gâvuru da bir kuldur.
Şeytân da bir kuldur.
Varlıktaki her şey kuldur.
Kulluktan kaçış yoktur. Kullukta Yön ve kapasite farkı var.
Şeytânlar Allah'ın celâl isimlerine kuluk eder Melelekler Cemâl isimlerine
Varlıkta O'ndan başkası olamayacağı için O'na tapmaktan O'na kulluk etmekten kaçış yoktur. Varlığın her yerinde kulluk vardır.
Gâvurlar Celîl olan, Kahhâr olan Müzill olan Allah'a kulluk ederler.Rahmân olan Allah'a kulluk etmezler edemezler sonuçta merhametten mahrûm kalırlar. Onlar ancak cehennemde Rahmete mazhar olurlar.
Müslümânlar genel anlamda Rahmân olan Allah'a kulluk ederler ve Merhâmet edilir Cennete girerler.
Mark Gâvuru da kuldur Çünkü Mark Gâvurunun varlığı da Mark ta emânettir. Mark'ın bedeni bile Aslen O'na âiddir. O'nun Özelde  Hakk'ın (O'nun) Hangi ismine kul olduğu mechûl olsa da O'na kul olduğu , bir kul olduğu kesindir. 
Eğer anlatılanlardan bir nebze bişey anladıysan benim açımdan Mark bana hizmet etmekle istihdâm edilmiş. Çünkü o da kul. 

Ayrıca yoktan yaratma anlamında i'câd yoktur.
Keşif vardır.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, poiuz yazdı:

 

Hemen hemen aynı şeyleri tekrarlamışsın, benim de (Allahın İsayı çarmıha gerilerek yaptığı göz boyamanın hristiyanlara (sözde) gelen dini tümden değiştirdiği gibi herşeyi) tek tek cevap verip aynı şeyleri tekrarlamamın bir anlamı yok!


Şimdi sana şu "yamuk yumuk algıları" açıklayayım:
Bak beşikteki bir bebeğin "bana kitap geldi" demesini mantığın kabul etmiyor (burda Allah kitap diyerek aslında başka birşeyi anlatmaya çalışıyor gibi bir şeyler demeye çalışıyorsun) ama bir bebeğin beşikte konuşması "ben peygamberim" demesi ise sana hiç garip gelmiyor!!! 
Neden? Çünkü senin mantığın eşittir Kuran. Bebeği konuşturan senin kitabın, bebeğe kitabı veren senin tanrın ?

Mesela Muhammed "oku" der, "kitap Arapçadır, şöyledir böyledir" der ama Muhammed zamanında ortada daha Kuran diye bir kitap yoktur! Senin için bu bir problem değildir.
"Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet...indirdik" der. Bu gelen son ayet midir? Hayır, ortada bir yerde gelmiştir ve bunun arkasından daha sureler gelecektir ama olsun yine de ortada bir yerde "Sana bu kitap HERŞEYİ açıklıyor" demesi bir problem degildir.
Peki (birçok yerde Allahın "incil" diyerek bir kitaptan bahsediği apaçık olmasına rağmen) bebeğe bir kitap gelmesi neden problemdir?
Çünkü İncil ve Tevratın bazı kısımları Kuranla uyuşmamaktadır. (Ayrıca İncilin tanrı algısı Kurandan tam başkadır ama bu ayrı bir konu.) 
Kuranda "İncile uyun, İncil ile hükmedin" gibi bir çok ayet bulunduğu için ve bu kadar ayetin içinde bir kere bile "tahrif olmuştur" yazmadığı için debelenmek zorunda kalıyorsunuz. "Değişti ama tahrif olmadı" diyorsunuz. (Tahrif oldu "bilerek değistirildi" demekmiş, herhalde "orijinal" incilin saklayıp/yok edip bilmeden hadisleri İncil diye insanlara yutturmuşlar)
İsaya eğer bir kitap geldiyse, bu günün ve Muhammedin zamanındaki İncilde bu "orijinal incil" den hiç bir şey kalmadığını, İncilin hemen hemen tümünün İsanın ölümünden sonra yazıldığını göstermemize rağmen gerçeklere gözünü kapatarak "içinde ama İsanın nurundan hala vardır, bu değişiklikler tahrif değildir" diyerek mantığına ve Kurana uydurmaya çalışıyorsun!
Mesela ben "Hristiyanlar haklı, İsa bir tanrıdır çünkü İsada tanrının nuru/kalemi var" desem bunun bir yamultma olduğunu hemen bilirsin. Ama ne yazık Allahın senin beynine ördüğü (Kuran) duvarı(nı) geçemediğinden aynı argümanı kendi dinin icin kabul edemezsin. Allahın senin beynine çizdiği sınır çok dardır, burdan çıkabilmen ise imkansızdır!

 

"Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz"
Yine ayeti yamultarak "senin İsan, benim İsam" diye işin içinden çıkmaya çalışıyorsun! Kuranda yazan apaçık ama sen mantığına uydurabilmek için ayeti yamuyorsun! Orda yazmadığı halde kendi kendine "mantıklı" bir çözüm bulmuşsun ve bu ayeti senin gibi algılamayanları suçlayarak kurtulmaya çalışıyorsun.
Ayrıca bunu yapan sadece sen degilsin. Müslümanların birbirlerini öldürmesinin nedeni de budur. Sen kitabı benim gibi anlamıyorsun/algılamıyorsun, yamuyorsun ?


O bulunduğun dar sınırlar içinde gelişebilmek için biraz yer varsa...
Biz ateistler Kuranı tarfsızca okuyoruz, siz ise gerçeklerle uyuşmayan yerlere türlü türlü anlamlar yükleyerek mantığınıza uydurmaya çalışıyorsunuz. Komik olanı ise hepinizin, evet hepinizin, beynindeki Allah başka. Biri birine uymuyor!!!

Kurandan anladığınız da birbirini tutmuyor!


İyi günler

 

kitap: yazılı şey manasına gelir ketebe fiilinden gelir.Yoksa bildiğimiz kitap anlamına değil yazılmış sayfalar veya şeyler olması bu kitap denmesi için yeterlidir.Türkçeye o şekilde geçmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, poiuz yazdı:

Hemen hemen aynı şeyleri tekrarlamışsın, benim de (Allahın İsayı çarmıha gerilerek yaptığı göz boyamanın hristiyanlara (sözde) gelen dini tümden değiştirdiği gibi herşeyi) tek tek cevap verip aynı şeyleri tekrarlamamın bir anlamı yok!


Şimdi sana şu "yamuk yumuk algıları" açıklayayım:
Bak beşikteki bir bebeğin "bana kitap geldi" demesini mantığın kabul etmiyor (burda Allah kitap diyerek aslında başka birşeyi anlatmaya çalışıyor gibi bir şeyler demeye çalışıyorsun) ama bir bebeğin beşikte konuşması "ben peygamberim" demesi ise sana hiç garip gelmiyor!!! 
Neden? Çünkü senin mantığın eşittir Kuran. Bebeği konuşturan senin kitabın, bebeğe kitabı veren senin tanrın ?

Mesela Muhammed "oku" der, "kitap Arapçadır, şöyledir böyledir" der ama Muhammed zamanında ortada daha Kuran diye bir kitap yoktur! Senin için bu bir problem değildir.
"Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet...indirdik" der. Bu gelen son ayet midir? Hayır, ortada bir yerde gelmiştir ve bunun arkasından daha sureler gelecektir ama olsun yine de ortada bir yerde "Sana bu kitap HERŞEYİ açıklıyor" demesi bir problem degildir.
Peki (birçok yerde Allahın "incil" diyerek bir kitaptan bahsediği apaçık olmasına rağmen) bebeğe bir kitap gelmesi neden problemdir?
Çünkü İncil ve Tevratın bazı kısımları Kuranla uyuşmamaktadır. (Ayrıca İncilin tanrı algısı Kurandan tam başkadır ama bu ayrı bir konu.) 
Kuranda "İncile uyun, İncil ile hükmedin" gibi bir çok ayet bulunduğu için ve bu kadar ayetin içinde bir kere bile "tahrif olmuştur" yazmadığı için debelenmek zorunda kalıyorsunuz. "Değişti ama tahrif olmadı" diyorsunuz. (Tahrif oldu "bilerek değistirildi" demekmiş, herhalde "orijinal" incilin saklayıp/yok edip bilmeden hadisleri İncil diye insanlara yutturmuşlar)
İsaya eğer bir kitap geldiyse, bu günün ve Muhammedin zamanındaki İncilde bu "orijinal incil" den hiç bir şey kalmadığını, İncilin hemen hemen tümünün İsanın ölümünden sonra yazıldığını göstermemize rağmen gerçeklere gözünü kapatarak "içinde ama İsanın nurundan hala vardır, bu değişiklikler tahrif değildir" diyerek mantığına ve Kurana uydurmaya çalışıyorsun!
Mesela ben "Hristiyanlar haklı, İsa bir tanrıdır çünkü İsada tanrının nuru/kalemi var" desem bunun bir yamultma olduğunu hemen bilirsin. Ama ne yazık Allahın senin beynine ördüğü (Kuran) duvarı(nı) geçemediğinden aynı argümanı kendi dinin icin kabul edemezsin. Allahın senin beynine çizdiği sınır çok dardır, burdan çıkabilmen ise imkansızdır!

 

"Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz"
Yine ayeti yamultarak "senin İsan, benim İsam" diye işin içinden çıkmaya çalışıyorsun! Kuranda yazan apaçık ama sen mantığına uydurabilmek için ayeti yamuyorsun! Orda yazmadığı halde kendi kendine "mantıklı" bir çözüm bulmuşsun ve bu ayeti senin gibi algılamayanları suçlayarak kurtulmaya çalışıyorsun.
Ayrıca bunu yapan sadece sen degilsin. Müslümanların birbirlerini öldürmesinin nedeni de budur. Sen kitabı benim gibi anlamıyorsun/algılamıyorsun, yamuyorsun ?


O bulunduğun dar sınırlar içinde gelişebilmek için biraz yer varsa...
Biz ateistler Kuranı tarfsızca okuyoruz, siz ise gerçeklerle uyuşmayan yerlere türlü türlü anlamlar yükleyerek mantığınıza uydurmaya çalışıyorsunuz. Komik olanı ise hepinizin, evet hepinizin, beynindeki Allah başka. Biri birine uymuyor!!!

Kurandan anladığınız da birbirini tutmuyor!


İyi günler


Hep söylerim temelde Siz ateistlerin ve bilimum kâfir ve müşrîklerin  en temel problemi anlayışsızlıktır. Objeleri çok güzel görüyorsunuz ama objeler arasındaki ilişkileri sentezliyemiyorsunuz. Sizlerle nesnel konuşmak kolay ama teorik konuşmak zor. Anlamlarda probleminiz var. İnsânın maddî bedeninin oluşumunda bir evrîm geçerli olduğu gibi maddî insânın hakikî insân olabilmesi noktasında da birçok tekâmül (evrim) basamakları vardır. Çok geridesiniz Allah (c.c.) yardım etsin.

Emîn ol, benim sana cevaplarımın çoğu, senin yanlış anlamalarını düzeltmek şeklinde oluyor. Senin inancına karşı inancımı müdâfa etmek durumunda kalmıyorum.
Şimdi Yukarıdaki yanlış anlamalarına inşAllah cevap vereceğim. Size cevap verirken çoğunlukla nasıl cevap verebilirim diye düşünmüyorum. Nasıl anlatabilirim de anlamasını sağlayabilirim diye düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, akılsızşuursuzatom said:

kitap: yazılı şey manasına gelir ketebe fiilinden gelir.Yoksa bildiğimiz kitap anlamına değil yazılmış sayfalar veya şeyler olması bu kitap denmesi için yeterlidir.Türkçeye o şekilde geçmiştir.

 

Kitap, bildiğimiz kitap anlamına gelir. Artık en basit kelimeler de bile anlam mı tartışalım? Yazılmış sayfalar anlamına gelirmiş, kitap da sanki yazılmamış sayfalardan oluşuyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Kitap, bildiğimiz kitap anlamına gelir. Artık en basit kelimeler de bile anlam mı tartışalım? Yazılmış sayfalar anlamına gelirmiş, kitap da sanki yazılmamış sayfalardan oluşuyor?

yazılı şey anlamına gelir mektup deriz örneğin;demek istediğim 3 sure bile gelmiş olsa bu da kitap olarak geçer.Arkadaş ortada daha kitap yok demiş ona istinaden yazdım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, HATEM said:


Hep söylerim temelde Siz ateistlerin ve bilimum kâfir ve müşrîklerin  en temel problemi anlayışsızlıktır. Objeleri çok güzel görüyorsunuz ama objeler arasındaki ilişkileri sentezliyemiyorsunuz. Sizlerle nesnel konuşmak kolay ama teorik konuşmak zor. Anlamlarda probleminiz var. İnsânın maddî bedeninin oluşumunda bir evrîm geçerli olduğu gibi maddî insânın hakikî insân olabilmesi noktasında da birçok tekâmül (evrim) basamakları vardır. Çok geridesiniz Allah (c.c.) yardım etsin.

Emîn ol, benim sana cevaplarımın çoğu, senin yanlış anlamalarını düzeltmek şeklinde oluyor. Senin inancına karşı inancımı müdâfa etmek durumunda kalmıyorum.
Şimdi Yukarıdaki yanlış anlamalarına inşAllah cevap vereceğim. Size cevap verirken çoğunlukla nasıl cevap verebilirim diye düşünmüyorum. Nasıl anlatabilirim de anlamasını sağlayabilirim diye düşünüyorum.

 

1400 yıl önceki cahil arapların sayıklamalarını rehber edinen biri için çok iddialı sözler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, HATEM said:


Hep söylerim temelde Siz ateistlerin ve bilimum kâfir ve müşrîklerin  en temel problemi anlayışsızlıktır. Objeleri çok güzel görüyorsunuz ama objeler arasındaki ilişkileri sentezliyemiyorsunuz. Sizlerle nesnel konuşmak kolay ama teorik konuşmak zor. Anlamlarda probleminiz var. İnsânın maddî bedeninin oluşumunda bir evrîm geçerli olduğu gibi maddî insânın hakikî insân olabilmesi noktasında da birçok tekâmül (evrim) basamakları vardır. Çok geridesiniz Allah (c.c.) yardım etsin.

Emîn ol, benim sana cevaplarımın çoğu, senin yanlış anlamalarını düzeltmek şeklinde oluyor. Senin inancına karşı inancımı müdâfa etmek durumunda kalmıyorum.
Şimdi Yukarıdaki yanlış anlamalarına inşAllah cevap vereceğim. Size cevap verirken çoğunlukla nasıl cevap verebilirim diye düşünmüyorum. Nasıl anlatabilirim de anlamasını sağlayabilirim diye düşünüyorum.

 

 

 

Teşekkürler ;)

Gerçekten bir şeylere cevap vermek istiyorsan zahmet edip bunlarla uğraşma.

Buyur bu ayeti anlat bana.

Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. Nisa 34

 

İslamdan çıkma nedenlerimden biri

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'a göre bir tanrı varmış, bu tanrı 1400 yıl kadar önce Mekke'den bir arapı elçi seçmiş, ona demiş ki, "Git şu insanlara söyle, seni elçi seçtim, sana inanmayanların hepsini cehenneme atıp sonsuza kadar yakacağım."

 

İşte olayın özü bu kadar basit. Şimdi bu deli saçması iddiaya inanmak akıl, mantık işi mi? Aynı deli saçması Hristiyanlık ve Yahudilik tarafından da ileri sürülüyor ve insanlar örgütlü ve metodik bir şekilde doğuştan itibaren beyin yıkama, telkin ve korkutma yöntemi ile bu deli saçmalarına inandırılıyor. Bu telkin ve korkutma o kadar insanın öylesine beynine işliyor ki, artık insanlar din konusunda düzgün ve sağlıklı düşünme yetisini kaybediyorlar, bu deli saçması iddianın saçmalığını göremez hale geliyorlar, hatta bunu normal görüyorlar. Yahu her şeyi bir tarafa bırakın, hiç inanmıyor diye sonsuza kadar insan mı yakılır? Böyle bir düşüncenin neresinde akıl ve mantık var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, poiuz yazdı:

Hemen hemen aynı şeyleri tekrarlamışsın, benim de (Allahın İsayı çarmıha gerilerek yaptığı göz boyamanın hristiyanlara (sözde) gelen dini tümden değiştirdiği gibi herşeyi) tek tek cevap verip aynı şeyleri tekrarlamamın bir anlamı yok!


Anlamıyorsun ki. Hattâ Okumuyorsun bile. Okuyacağınızı bilsem daha detaylı anlatırım.
Ben Çarmıh konusunda Müslümânların Genelinin Kanâatinin aksine Neler yazdım, Hristiyânların Çarmıh fotoğrafını doğruladım. Buna da Kur'ânı delîl gösterdim. OKUMUYOR MUSUN?
Evet, Müslümânların "Benzetme teorisi" Hristiyân dînini Tümden değiştirir. Ve bu görüş yanlıştır. Müslümânlık, Hristiyânlık üzerinde bir fazîlettir. İncîli anlamayan Kâmil müslümân olamaz.
Bak ben Çarmıh hakkında ne yazmışım:


"""Hz. İsâ'nın çarmıha gerildiğinin delîli Kur'ândır. Kur'ân Hz. Îsâ'nın çarmıha gerilmediğini söylemiyor. Nisâ 157 âyeti Anlaşılamamış bir âyettir. Hz. îsâ'nın Göğe kaldırıldığı ve benzerinin Çarmıha gerildiğini anlatan rivâyetlerin hiç bir i hadîs değildir. Zayıf hadîs bile değildir. Çarmıh konusunda Hristiyânların anlamadıkları çok şey olsa da Şekil i'tibâriyle hristiyânların bilgisi doğrudur. İncîllerde yazıldığı gibi hz. Îsâ Çarmıha gerilmiştir. Kur'ânda bu konuyla doğrudan alâkalı tek bir âyet vardır. âyet çok derin ve muğlâk bilgiler ifâde eder şimdiye kadar anlaşılamamıştır. âyete dikkatle bakılırsa İncîllerde yazılanları doğruladığı görülür. """

Bence sen benim yazıları dön tekrâr oku, bizi cevap verme zorunda bırakarak yorma...
 

5 saat önce, poiuz yazdı:

Şimdi sana şu "yamuk yumuk algıları" açıklayayım:
Bak beşikteki bir bebeğin "bana kitap geldi" demesini mantığın kabul etmiyor (burda Allah kitap diyerek aslında başka birşeyi anlatmaya çalışıyor gibi bir şeyler demeye çalışıyorsun) ama bir bebeğin beşikte konuşması "ben peygamberim" demesi ise sana hiç garip gelmiyor!!! 
Neden? Çünkü senin mantığın eşittir Kuran. Bebeği konuşturan senin kitabın, bebeğe kitabı veren senin tanrın ?


Bana hiç garip gelmiyor Çünkü Ben çok daha büyük kerâmetler gördüm.
Mekân ve beden değiştirildiğini Gördüm.
Taşların gözümün önünde Bir veliynin elinde renk değiştirdiğini gördüm.
Zihnimdeki düşüncelerin aynen okunduğunu gördüm. Bir insânın bilmesi mümkün olmayan şeyleri bilen birisini gördüm.
Bebek iken konuşanı Arapça âyet konuşanı görenden de hâdiseyi işittim.
Türbeden 600 sene önce vefâat etmiş Evliyânın temessül ederek kalktığını konuştuğunu göreni gördüm.

Dolayısıyla, Allah'ın izniyle ben inanma boyutunu aşmış durumdayım. İnanılacak şeylerden bir çoğunu zâten görmüşüm.

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

Mesela Muhammed "oku" der, "kitap Arapçadır, şöyledir böyledir" der ama Muhammed zamanında ortada daha Kuran diye bir kitap yoktur! Senin için bu bir problem değildir.


Sana daha Önce de söyledim, Senin gökten inen kitap anlayışın, Bir veyâ iki kanatlı melek, elinde ciltli bir kitap indiriyor. Kitabı açıyor oku diyor. Senin kitap anlayışın bu... Şimdi sen bu anlayış ve algıyla, Kur'ânı yargılıyorsun. Diyer temel konulardaki algılarında da bozukluk var.
Şimdi Hiç düşünmüyor musun. Peygamber (S.a.v.) Ümmî İdi... Okuma yazma bilmiyordu. Ve Kur'ân Sayfa sayfa metinler şeklinde inmedi. E ortada bir sayfa yok, Peygamberde Okuma bilmiyor. Senin anladığın anlamda ne okuyabilir ki? Denekki bu okuma senin algındaki gibi bir okuma değil. Bu Okuma, Ledüdünnî ilme dayalı bir okuma dır. Şu sayfada konu hakkında biraz açıklama var.

 


 

5 saat önce, poiuz yazdı:

"Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet...indirdik" der. Bu gelen son ayet midir? Hayır, ortada bir yerde gelmiştir ve bunun arkasından daha sureler gelecektir ama olsun yine de ortada bir yerde "Sana bu kitap HERŞEYİ açıklıyor" demesi bir problem degildir.


Kitabın sana açıklayıcı olması için önce gerekli saygıyı ve önemi göstermen lâzım. Yoksa açıklayıcı kitap sana açıklayıcı olamaz.
Bir okulda Öğretmene saygı ve dikkat yoksa öğrenci Öğretmenden bir şey öğrenemez. Hele Öğrenci, Öğretmenin öğretmen olduğundan şüphe ediyorsa hiç kafasına bişey girmez. Bu anlamda Allah buyurmuştur ki "Ben inanmayanları doğru yola eriştirmem"

Bu kitap bir açıklama ve hidâyet kitabıdır ama bak  kime?
 

2-BAKARA:

1 - (Elif, Lâm, Mîm.)

2 - İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.

3 - Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.

4 - Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler.

5 - Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.

 

Mü'min ve müttâkîler için bir açıklama kitabıymış. Yoksa, "domuz köpek şebek gibi tabiatımdan çıkmayacağım ve bu kitabı anlayacağım" diyenler için bir açıklama olacağı iddiâsında değildir Kur'ân...

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

daha sureler gelecektir ama olsun yine de ortada bir yerde "Sana bu kitap HERŞEYİ açıklıyor" demesi bir problem degildir.


Değildir, Çünkü açıklamayı hakedenlere açıklama yapılıyor istifâde ediyorlar. Hidâyette çok ileri gidebilenler, Tayyi Mekâna varıncaya kadar kerâmetlere erebiliyorlar.

 

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

Peki (birçok yerde Allahın "incil" diyerek bir kitaptan bahsediği apaçık olmasına rağmen) bebeğe bir kitap gelmesi neden problemdir?
Çünkü İncil ve Tevratın bazı kısımları Kuranla uyuşmamaktadır. (Ayrıca İncilin tanrı algısı Kurandan tam başkadır ama bu ayrı bir konu.) 


Birinci satırı anlamadığım için cevap veremiyorum.
Ben yüzde 99 uyuşmazlık görmüyorum. İncîl pasajlarını bana getir. Te'vîl edeyim Kur'âna mutâbık olduğunu göstereyim. İncîl Kitâbını Allah (c.c.) Teşb^h ve temsîl ağırlıklı ifâdelerle dolu indirmiştir (Eğer bu kitap hz. îsâ'nın varlığında gizli ise şöyle de denebilir; Hz. Îsâ'nın sözleri benzetme ve misâllerle doludur.). Teşbîh ve temsîl ifâdeleri, doğru te'vîl (yorum) ve doğru ta'bîr ister. Aynen bir rü'yâ gibi... Rüyâ'yı doğru ta'bîr edemezssen saçmalamış olur gerçekten uzaklaşırsın. Hıristiyanlar içersinde Hz. Îsâ'nın sözlerini anlamayıp saçmalamış olanlar çoktur. Zâten son peygamberin döneminden sonra iş çığırından çıkmış, yaptıkları yorumlarla insan bile yakmaya başlamışlardır.  Vatikandaki Göbekli servet sâhibi muktedir kardinaller,, Yiyecek yemek ve elbisesi olmayan ve Muktedirliğin zıddı olarak Çarmıhta can veren Hz. Îsâ'nın Vârisleri olduklarını iddiâ edebilecek kadar kurnaz ve şapşalaktırlar.
Eldeki mevcûd incîller ile Kur'ân arasında, farklı olan hiçbir kitapta olamayacak paralellikler vardır. Menşei tek kaynak olmasa bu paralellikler olamaz.

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

Kuranda "İncile uyun, İncil ile hükmedin" gibi bir çok ayet bulunduğu için ve bu kadar ayetin içinde bir kere bile "tahrif olmuştur" yazmadığı için debelenmek zorunda kalıyorsunuz.


Tahrîf olduğunu düşünmüyorum. Cüz'î Yanlışlıklar olması doğaldır.
Kur'ânın bütünüyle inzâl edilmediği, İslâm hukuk sisteminin inşâsının tamâmlanmadığı bir ânda Ehl-i kitâbı dürüstlüğe da'vet etmek,, müslümân olmamak için ayak diretenlere önce kendi kitabınıza uyun demekten daha doğru bir emir olamaz. Bunu anlamakta niye zorlanıyorsun, Kur'ânda bir tahrîften bahsedilmediğini zâten sen söylüyorsun. E ben de Kitâpların,, Beşerî zaaflar olması sebebiyle tertemiz orjinal hâliyle gelmediğini kabul etmeme rağmen çoğunun doğru geldiğini söylüyorum. Bu durumda Allah'ın, "ey ehl-i kitap, kitaplarınıza uymayın" demesini Gidin putperest olun ateist olun demesini mi bekliyorsun...

 

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

"Değişti ama tahrif olmadı" diyorsunuz. (Tahrif oldu "bilerek değistirildi" demekmiş, herhalde "orijinal" incilin saklayıp/yok edip bilmeden hadisleri İncil diye insanlara yutturmuşlar)
İsaya eğer bir kitap geldiyse, bu günün ve Muhammedin zamanındaki İncilde bu "orijinal incil" den hiç bir şey kalmadığını, İncilin hemen hemen tümünün İsanın ölümünden sonra yazıldığını göstermemize rağmen gerçeklere gözünü kapatarak "içinde ama İsanın nurundan hala vardır, bu değişiklikler tahrif değildir" diyerek mantığına ve Kurana uydurmaya çalışıyorsun!


Bir daha söyleyeyim. Biz Hz. Îsâ'ya indirilen kitâbın mâhiyetini bilmiyoruz. Evliyâlar bilir de ben bilmiyorum. Kadîr Gecesin de Kur'ânın tek gecede indîrilmesi gibi Rûhuna indirilmiş olabilir. Annesinin Îsâ'ya hâmile kaldığı esnâda üfleme ânında indirilmiş olabilir. Veliylerin Farz ve nafîllelere uguladıktan sonra, Allah'ın bu kullar hakkında buyurduğu kudsî hadîste olduğu gibi "Ben o veliy kularımın İşiten kulağı Gören gözü yürüyen ayağı olurum" diyor. Eğer aklıma gelen bu üç şekilden biriyle Hz. Îsâ'ya kitap indirildiyse,, Hz. Îsâ'nın varlığı bir kitâp hâline gelmiş oluyor. Bu dördüncü tekrâra rağmen senin anlamadığın konu burası... Eğer durum böyleyse Hristiyânların Hz. îsâ Hakkındaki kanâatleriyle aynı noktaya çıkılmış oluyor. Ve İncillerde Hz. Îsâ'nın zaptedilen sözleri ve hayâtı Kitap yerine geçiyor. Sürekli Ortak payda diye bahsettiğim anlamadığın nokta burası... Fakat ben bu seçenekleri yine ihtimâl olarak sundum ve Kitâbın mâhiyetini bilmiyorum dedim. Çünkü Çok büyük bir veliy olan Abdülkerim Ceylî hazretlerinin konu hakkındaki şu cümlesi kulağımda çınlıyor: İncîl, Hz.Îsâ'ya Arâmîce indi ve 17 lîsan (Belki ağız, şive) üzre okundu. Eğer böyle bilinen tarzda bir kitap indirildiyse bu kitabın yönetimsel baskılar ve maddî zayıflıklar ve  yetersizlikler sebebiyle Günümüze ulaştırılamamış olması da mümkündür. Kitabın indirilme vâkıası böyle ise, senin iddiâ etdiğin gibi Kitâbın havâriler tarafında özel çabalarla saklanması yok edilmesi değil. Güçsüzlük ve Korku gibi sebeblerle günümüze ulaştırılamaması da mümkündür. Çok doğal bir seçenektir. Haa bu seçeneğin doğru olması, İncîl mütercimlerinin kayıtlarını değersizleştirmez. Bunu da îzâh ettim. Demek istedim ki Kur'ân nekadar Kıymetliyse bizim için hadîslerde kıymetlidir. Kur'an Dünyâ'da yok olsa, hadîslerden de Kur'ânı çıkartırız. Hadîsler de bize yeter. Aynen bunun gibi, Orjinal incîl yok olmuştur ulaşmamıştır seçeneği doğru olsa bile, Matta Markos Yuhanna Luka nın kayıtları yeter diyorum... Daha ne kadar anlatayım. İnşAllah anlamışsındır.

 

 

3 saat önce, HATEM yazdı:

Mesela ben "Hristiyanlar haklı, İsa bir tanrıdır çünkü İsada tanrının nuru/kalemi var" desem bunun bir yamultma olduğunu hemen bilirsin. Ama ne yazık Allahın senin beynine ördüğü (Kuran) duvarı(nı) geçemediğinden aynı argümanı kendi dinin icin kabul edemezsin. Allahın senin beynine çizdiği sınır çok dardır, burdan çıkabilmen ise imkansızdır!


Yine yanıldın, Yine çuvalldın. Tartıştığın kişiyi nominal bir müslümân zannettiğin için ezbere kaptırıp gidiyorsun.
Evet Hıristiyânlar Kısmen Haklı.
ALLAH (c.c.) Hz. Îsâ'dır.
Hıristiyânların çoğunun yanlışu şurda:
Hakk Teâlânın Zât'ı Hz. Îsâ'nın Zât'ından münezzehtir. Hristiyânlar bunu bilmiyor. Fakat Aryus gibi Hristiyanlar bunu biliyordu. Babanın Îsâ'dan üstün olduğunu biliyorlardı.
Hz. İsâ, Allah'tır derken Biz neyi kastediyoruz. Hz. Îsâ'nın varlığı (görünen varlığı)Tektir. Bu varlıkta ikilik olmaz. Tek varlıkta İki Zât vardır. Bir Hakk'ın Zât'ı bir de Îsâ'nın Zâtı.
Hz. Îsâ'nın Allah olması, Allah ism-i şerîfinin yeryüzündeki  mazharı olmasındandır. Meselâ Şeytân da Mudill ism-i şerîfinin mazharıdır. Herkes bir ismin mazharıdır. Dolayısıyla her insân bir ilâh konumundadır. İlâhî özelliklere mazhardır. Görmüyor musunuz, Öldürmeye ve ihyâ etmeye mazhar oluyor. Dolayısıyla her insânda tanrılık ve tanrıyı görebileceğimiz özellikler varken hz. Îsâ'da Allah'ı görebiliriz. Çünkü Allah isminin mazharıdır, aynasıdır, mütecellîgâhıdır, bu ismin kuludur.

Allah, Îsâ'da Tecellî ettiği için Allah, Îsâ'dır. Mazhâr ve Ayna olması bakımından, Îsâ'da Allah'tır. Fakat Hakk'ın Zât'ını içermesi bakımından Hz. Îsâ, Allah değildir. Aynadaki hayâlî görüntü, aynanın karşısındaki gerçek varlık gibi olmaz.

Görüldüğü gibi senin kabul edilemez dediğin şeyleri fazlasıyla kabul ettim. Burada hristiyanlardan sapanların yanlışlarını da gösterdim.
 

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

"Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz"
Yine ayeti yamultarak "senin İsan, benim İsam" diye işin içinden çıkmaya çalışıyorsun! Kuranda yazan apaçık ama sen mantığına uydurabilmek için ayeti yamuyorsun! Orda yazmadığı halde kendi kendine "mantıklı" bir çözüm bulmuşsun ve bu ayeti senin gibi algılamayanları suçlayarak kurtulmaya çalışıyorsun.
Ayrıca bunu yapan sadece sen degilsin. Müslümanların birbirlerini öldürmesinin nedeni de budur. Sen kitabı benim gibi anlamıyorsun/algılamıyorsun, yamuyorsun ?


Bu konuda yazdığım açıklamayı tekrâr yapıştırayım. Yoruldum daha fazla açıklayıp zahmet edemeyeceğim.
 

On 05.02.2019 at 19:08, poiuz yazdı:

Kuran yazarlari hepsinin üstüne tuz biber ekerek Isayi yakmaya da calisirlar ?
Siz ve Allah'dan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz. Embiya 98


Evvelâ, Kâinatta O'ndan başkası yoktur.
Ne Putlar, Ne Güneş ne ateş ne insân ne de Îsâ, O'ndan başkası değildir.
Senin O'ndan başkası zannettiklerin ile O'ndan başkası zanneden birlikte Cehenneme girer.
Bu da tapılan hâriçteki (dıştaki) Putların, Güneşin, Ateşin, Îsâ'nın Cehenneme girmesi değil.
O'ndan başka zannetmekle şirk içinde olman sebebiyle senin ve algındaki Güneşin algındaki Îsâ'nın algındaki ateşin Cehenneme girmesidir.
Hani yukarıda cevap verirken algındaki yamukluklardan bahsetmiştim ya. Algı ve anlayış aynandaki çirkin yansımalar ya'nî... İşte bunlar algı sâhibiyle berâber cehenneme girer. Düşünceleri ve evhâmlarıyla birlikte kâfirler müşrîkler cehenneme girer.

Sonuç İ'tibâriyle hâriçte herkesin bildiği hz. Îsâ yanmıyor.
Senin içindeki, yamuk Algı aynandaki hz. Îsâ'ya benzemeyen senin Îsâ' zannettiğin yanıyor.

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

Ayrıca bunu yapan sadece sen degilsin. Müslümanların birbirlerini öldürmesinin nedeni de budur. Sen kitabı benim gibi anlamıyorsun/algılamıyorsun, yamuyorsun ?

 


Ayrıca bunu yapan sen değilsin demişsin Bilakis Ben değilim demen lâzımdı. Çünkü burda senin algılarından evhâmlarından bahsediyorum. Evet bu cümlende doğruluklar var. Müslümanların ve diğer insânların birbirlerini öldürme sebebi genelde algılar ve algı yanılsamalarıdır (zann, tahmîn). Çünkü bu dünyâ hakikat yurdu değil Algılar ve hayâl yurdudur. Asıl hayât, gerçeklik hayâtı âhiret vatanıdır. Veliyler ve nebîler, Ölmeden önce ölmüş olan hakikat (gerçeklik) ehlidirler. Başta nebîlere kulak vermek ve DOĞRU ANLAMAYA ÇALIŞMAK GEREKİR.

 

 

5 saat önce, poiuz yazdı:

O bulunduğun dar sınırlar içinde gelişebilmek için biraz yer varsa...
Biz ateistler Kuranı tarfsızca okuyoruz, siz ise gerçeklerle uyuşmayan yerlere türlü türlü anlamlar yükleyerek mantığınıza uydurmaya çalışıyorsunuz. Komik olanı ise hepinizin, evet hepinizin, beynindeki Allah başka. Biri birine uymuyor!!!

Kurandan anladığınız da birbirini tutmuyor!


Öyle olsun, son sözü de sen söylemiş ol.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, HATEM yazdı:

 

 

 


Mark Gâvuru da bir kuldur.
Şeytân da bir kuldur.
Varlıktaki her şey kuldur.
Kulluktan kaçış yoktur. Kullukta Yön ve kapasite farkı var.
Şeytânlar Allah'ın celâl isimlerine kuluk eder Melelekler Cemâl isimlerine
Varlıkta O'ndan başkası olamayacağı için O'na tapmaktan O'na kulluk etmekten kaçış yoktur. Varlığın her yerinde kulluk vardır.
Gâvurlar Celîl olan, Kahhâr olan Müzill olan Allah'a kulluk ederler.Rahmân olan Allah'a kulluk etmezler edemezler sonuçta merhametten mahrûm kalırlar. Onlar ancak cehennemde Rahmete mazhar olurlar.
Müslümânlar genel anlamda Rahmân olan Allah'a kulluk ederler ve Merhâmet edilir Cennete girerler.
Mark Gâvuru da kuldur Çünkü Mark Gâvurunun varlığı da Mark ta emânettir. Mark'ın bedeni bile Aslen O'na âiddir. O'nun Özelde  Hakk'ın (O'nun) Hangi ismine kul olduğu mechûl olsa da O'na kul olduğu , bir kul olduğu kesindir. 
Eğer anlatılanlardan bir nebze bişey anladıysan benim açımdan Mark bana hizmet etmekle istihdâm edilmiş. Çünkü o da kul. 

Ayrıca yoktan yaratma anlamında i'câd yoktur.
Keşif vardır.

 

 

Sanki basbasa oturup tanri ile kahve icmis gibi anlatiyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 07.02.2019 at 02:23, HATEM said:

...

...

 

 


Bir kişinin suyun üzerinde yürümesi, suyu şarap yapması, ayı bölüp birinin bahçesine indirmesi, kanatlı bir atla göğe yükselip tanrıyla konuşması tarafsız bir kişiye çok mantıksız gelir.
Mantık ama bir inanç meselesidir!
Çünkü bir fikrin gerçekliği ile ilgisi olup/olmadığını iddia etmek inanç eylemidir!!!


Beyninin bir görevide, gördüğü "bilgiyi" mantığa uydurmasıdır.
Beynin, aşağıda hiç üçgen bulunmamasına rağmen, sana üçgenler gösterir!


dreieck-2-25.jpg

 


Çünkü gözlerinin beynine verdiği bilgiyi beynin böyle mantıksal şekilde açıklayabilir.


Sen mesela Kuranın tanrı sözü olduğunu "biliyorsun" (aslında inanıyorsun ama sen bildiğini sanıyorsun). 
Kuranda bir bebeğin "Ben peygamberim, bana tanrı kitap gönderdi" diye konuştuğu yazıyor. Kuran tanrı sözü olduğuna göre burda yazan da (sana ve müslümanlara göre) "gerçektir/bilgidir".


Bu iki "bilgi" arasındaki bilinmezliği kendin(iz)ce bir mantık üreterek beyninin anlayabileceği şekile uyduruyorsun(uz). 
Buna inanmak denir.


Bu yüzden aklı başında normal insanların gülüp geçtiği (bir insanın karıncalarla konuşup espri yapması gibi) olaylara müslümanların (kendilerince)  "mantıklı" bir açıklamaları vardır. Ve bu "mantıklı" açıklamaya sadece müslümanların inanmasının nedenini de yukarda yazdım. Komik gibi görünüp doğal olan ise her müslümanın, başka bir müslümanın "mantıklı açıklamasıyla" hemfikir olmamasıdır. Herkesin beyni/mantığı aynı işlemediğinden Kuranda yazan saçma şeylerin birçok değişik "mantıklı" açıklaması vardır.


Sana gelecek olursak:
Birisi "Ben ölü evliyaların dirildiğini, konuştuğunu gördüm", " Evliya pişmiş tavuğu canlandırdı", "evliya göğe yükseldi, uçtu" gibi şeyleri anlatanlar ile "cehennemde yanmaz kefen" satanlar benim icin aynı kategoriye girerler.
Bu kişiler artık "inanan" değil "inandırmak isteyen" kişilerdir. Yüzde yüz bu dinden çıkar sağlayan kişilerdir. Cahil müslümanları sömüren kişilerdir!!!
Bu kadar açık yazıyorum.


Ve bir önceki iletimde de yazdım...
Kuranda mesela Allahın insanları maymun yaptığı yazar. Senin buna bile (müslüman olmayanlara çok saçma gelse de) kendince "mantıklı" bir açıklaman vardır. 
Bu yüzden bunlar o kadar önemli değil, buyur Kuranın dünya görüşünü tartışalım.

Sana ayeti verdim, açıklamanı bekliyorum

 

tarihinde poiuz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...