Jump to content

Allah Aramice bilmiyor mu?


Recommended Posts

küçük bir yanlışından dön bari, gururu bırakıp.

beni korkutan cehemnnem değil malesef. gerçek müslim cehennem riskini göze almalı. asıl korkutucu olan ise bir fikir olarak hiçlik. karşındakileri sığ değerlendiriyorsun. o kadar basit olmadı hiçbir zaman. Bu yazıyı, Tanrı'yı hortumlu bir hayvan olarak tasvir edmiş "south park"ın reklam arasında yazlıyorum. kaçırmamak için.

incil konusunda ise bir derdim yok. Allah fikri bende senin sandığın gibi yada sendeki gibi değil.

Öncelikle Kuran'a göre Allah İsa'ya kitap göndermedi, Ruh'ül Kudüs üfledi,

bunun üzerine "haber/mesaj/ileti/gönderi" anlamına gelen incil'i* gönderdi. (Kuran'da öyle yazar). İsa'nın söylediği kelimeler engila yani ileti idi.

*incil Kureyş aksanına göre incil okunur. Yoksa Kuranın yazıldığı ortak Samice'de (aramice gibi) (bknz yemen parşomenleri) gerçekten engila olmalı.

İsa havarilerine aynen bu grek kökenli kelime ile "size iletilerim/haberlerim" diye aktarmış olabilir. Ne de olsa Roma yönetiminde. euangelion: iyi-haber demek. Romaya giden Petrus "iyihaberlerim" adıyla yayınlamış.

Ne kadar çok önemli obulmasam da, bu başlıkta şimdi ortaya konması gereken bu. İsa, havarilerine Grekçe-Aramice "Engila" olarak mı bahsetti mesajlarından. (hoş: İsa diye birinin varlığına inanmadıktan sonra bu da zor.)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 219
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İsa havarilerine aynen bu grek kökenli kelime ile "size iletilerim/haberlerim" diye aktarmış olabilir. Ne de olsa Roma yönetiminde. euangelion: iyi-haber demek. Romaya giden Petrus "iyihaberlerim" adıyla yayınlamış.

Senaryolar, senaryolar...

Arkadasim Isa Yunanlara mi gonderildi, yoksa Israilogullarina mi?

3:49.
Allah onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek
(ve o da onlara şöyle diyecek): "Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim.

Allah ayrica Isa'yi kendi dilini konusan halka gonderdigini iddia ediyor;

14:4.
Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Isa'nin gonderildigi kavim Israilogullari..

Isa'da "kuranda tasdiklendigi gibi" kendi dilini konusan, Israilogullarina gonderildigi icin bu kitabin Allah tarafindan Yunanca bir ismi olmasi imkansiz..

Allah'in israilogullarina gonderdigi bir peygamber gerizekali mi kitabina Yunanca bir isim koysun?

Demekki kitaba bu ismi verenler Yunanlar..

Allah'ta kendi indirdigi kitaba orjinal ismi ile degil, Yunanca bilinen ismiyle hitap etmistir.

Bunun baska izahi yok..

Sen istedigin kadar "efendim iste isa havarilerine soyle demis, boyle demis" senaryolari uret..

tarihinde Sexy Huri tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İncil bütünüyle İsa'ya mı verildi? Bildiğim kadarıyla isa öldükten sonra incil isanın öğrencileri tarafından derlenip yazılmaya devam etti. İncil isa ayetleri kadarsa kısacık bir kitap.

tarihinde teenspirit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 years later...

Ayetlerde yazan "Onlara gökleri ve yeri kim yarattı, güneş ve ay’ı kim size musahhar kıldı diye sorarsan, mutlaka Allah derler" ifadesindeki allah, arapların allah dediği tanrı değildi. O zamanki insanların pagan ritüeli ibadetleriyle ulaştıkları allah kast ediliyordu ama adı, kuran'dan önce allah değildi. Olasılıkla ona süryaniler eloh, ibraniler eloah, aramiler allaha diyorlardı. araplar ise kültürlerine en yakın aramiler'den etkilenerek kuran'ı yazarken tanrıya allah dediler. Muhammed, kuran'dan önceki allah adlarının tüm versiyonlarına allah demiş olması, gökte tek tanrı bileneni 3-4 farklı ad ile andıkları gerçeğini değiştirmiyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

 

İNCÎL KELÎMESİ KÖKEN İ'TİBÂRİYLE GREKCE...
HZ: ÎSÂ'YA ARÂMİCE İNDİRİLEN İNCÎL NEDEN KUR'ÂNDA GREKCE ZİKREDİLİYOR?
 

Cevap verilecek soru bulmakta zorlandığımı söylemiştim. Şuâna kadar cevâbı verilememiş ciddî bir soru buldum.

Misyonerlerin sorması gereken soruyu ateistler toparlamış sormuş. Ateistler, müslümânın bile hayâline gelmeyecek soruları bulmakta mâhirler. Dînsizliklerini bir dîn hâline getirmişler....

Kafası çalışan mâkul misyoner bulmak pek mümkün değildir. Çünkü yeryüzünde gerçek hristiyân yoktur. Hristiyanlık son peygamberin tebliğinin ulaşmasyla bitmiştir. Son Peygamberin doğumundan sonraki bütün insânlar, psikolojik ve fiziksel isti'dâdları (kabiliyetleri) bakımından artık muhammedî dirler (Her Ümmet ve Peygamberi arasında kendi içinde yapısal bir bağ vardır). Yeryüzündeki bütün insânlar, Şerîat-ı Muhammedîyi uygulama kâbiliyet ve yeterliliği bakımından muhammedîdirler ve Ümmet-i Muhammeddirler. Ümmet-i Îsâ dan tek bir ferd bile şu ânda yeryüzünde yoktur. Ne kadar isteselerde gerçek bir hristiyân olmalarına psikolojik ve fiziksel yapıları müsâde etmez. Yetmiş yaşındaki bir kişinin gençlik yaşlarındaki enerjisine dönmesinin mümkün olmaması gibi... Ancak Ümmet-i Muhammed içinde İsevî (hz. Îsâ vârisi, benzeri) Müslümân veliyler vardır.

Bu kısa girişten sonra mühimm ve mantıksız olmayan soruya geçiyorum. Soruyu Ateist forum hayvanat bahçesinden aldım. Aşağıdaki alıntılardan google da kopyala yapıştır ile arama yaparsanız ilgili linke ulaşabilirsiniz.
 

SORU:

YUCE ALLAH KUR'AN-I KERIM'DE EFENDIMIZ MUHAMMED'DEN ONCE GONDERDIGI KITAPLARI KENDI "ORJINAL ISMI" VEYA ARAPCA KARSILIGI OLAN, YANI AYNI ANLAMA GELEN BIR KELIME ILE TELAFUZ ETMISTIR.

ORNEGIN;

NISA 163.
BIZ NÛH'A VE ONDAN SONRA GELEN PEYGAMBERLERE VAHYETTIĞIMIZ GIBI, SANA DA VAHYETTIK. İBRAHIM'E, İSMAIL'E, İSHAK'A, YAKUB'A, TORUNLARINA, İSA'YA, EYYÜB'E, YÛNUS'A, HÂRÛN'A VE SÜLEYMAN'A DA VAHYETMIŞTIK.
DAVÛD'A DA
ZEBÛR
VERMIŞTIK.

ZEBUR'UN ORJINALI IBRANICE "ZIMRA" KELIMESIDIR. BU KELIME IBRANICE SARKI ANLAMINDADIR.

ALLAH'IN IBRANICE ORJINALI "ZIMRA" OLAN KELIMEYI KURAN'DA ARAPCA "ZEBUR" OLARAK TELAFUZ ETMESI GAYET DOGAL. SONUCTA KU'RAN ARAPCA OLARAK ARAPLARA INDIRILEN BIR KITAPTI.

ALLAH AYNI HASSASIYETI IBRANICE "TORAH" KELIMESI ICINDE GOSTERMISTIR. BU KELIMENIN ARAPCA KARSILIGI TEVRATTIR.

AYRICA ALLAH DUNYAYA GONDERDIGI HER PEYGAMBERI, ELCISININ DILINI KONUSAN HALKA GONDERMISTIR. BUNU KURAN'DA ACIKCA BELIRTIR;

14:4.
BIZ HER PEYGAMBERI, ANCAK KENDI KAVMININ DILIYLE GÖNDERDIK KI
, ONLARA (ALLAH'IN EMIRLERINI) IYICE AÇIKLASIN. ALLAH DILEDIĞINI SAPTIRIR, DILEDIĞINI DE DOĞRU YOLA ILETIR. O MUTLAK GÜÇ SAHIBIDIR, HÜKÜM VE HIKMET SAHIBIDIR.

YINE YUCE ALLAH BU AYETTE ISA'YI ISRAILOGULLARINA GONDERDIGINI IDDIA EDIYOR;

3:49.
ALLAH ONU İSRAILOĞULLARINA BIR PEYGAMBER OLARAK GÖNDERECEK
(VE O DA ONLARA ŞÖYLE DIYECEK): "ŞÜPHESIZ BEN SIZE RABBINIZDEN BIR MUCIZE GETIRDIM.

MÜSLÜMANLARA GÖRE İNCIL, DOĞRUDAN TANRI SÖZÜ OLARAK İSA'YA VERILMIŞTIR;

5:46.
O PEYGAMBERLERIN IZLERI ÜZERE MERYEMOĞLU İSA'YI, ÖNÜNDEKI TEVRAT'I DOĞRULAYICI OLARAK GÖNDERDIK. ONA, IÇERISINDE HIDAYET VE NUR BULUNAN, ÖNÜNDEKI TEVRAT'I DOĞRULAYAN, ALLAH'A KARŞI GELMEKTEN SAKINANLAR IÇIN
DOĞRU YOLA ILETICI VE BIR ÖĞÜT OLARAK İNCIL'I VERDIK.

BURAYA KADAR HERSEY NORMAL..

ASIL SORUN SIMDI BASLIYOR..

DILERSENIZ ONCELIKLE INCIL KELIMESININ KOKENI HAKKINDA BIRAZ BILGI EDINELIM;

TÜRKÇEYE ARAPÇADAN GEÇEN KELIMENIN ASLI YUNANCA "ΕΥΑΓΓΕΛΙΟΝ" (EVANGELION) ŞEKLINDEDIR VE 'IYI HABER, MÜJDE' ANLAMINA GELIR. (KAYNAK VIKIPEDI)

SIMDI BU BILGIYIDE OGRENDIKTEN SONRA HEMEN SORULARIMIZA GECIYORUZ;

1) ALLAH KU'RAN'DA ISA'YA "İNCIL'I VERDIK." DERKEN NEDEN INCIL'IN ORJINAL ARAMICE ISMINI TELAFUZ ETMIYORDA BU KELIMENIN YUNANCASINI KULLANIYOR?

2) ALLAH ISA'YA INCIL'I YUNANCA MI VERDI?

3) ALLAH ISA'YA YUNANCA INCIL'I VERDI ISE, ISA ISRAILOGULLARINA DEGILDE YUNANLARA MI GONDERILDI?

4) "ZIMRA" KELIMESININ ARAPCA KARSILIGINI BILEN VE BUNU "ZEBUR" OLARAK TELAFUZ EDEN ALLAH, "MUJDE" ANLAMINDAKI "INCIL" KELIMESININ ORJINAL ARAMICE ISMINI, YA DA ARAPCA KARSILIGINI BILMIYOR MUYDU?

5) ALLAH INCIL'I ISA'YA DIREK OLARAK VERDI ISE VE ISA'NIN ARAMICE KONUSTUGU BILINIYOR ISE ISA'YA VERDIGI KITABIN ORJINAL ISMININ YUNANCA BIR KELIME OLMASI IMKANSIZ. YOKSA INCIL'IN ORJINAL ISMINI ALLAH DEGIL DE MUHAMMED MI BILMIYORDU?

 

Cevap:

1) ALLAH KU'RAN'DA ISA'YA "İNCIL'I VERDIK." DERKEN NEDEN INCIL'IN ORJINAL ARAMICE ISMINI TELAFUZ ETMIYORDA BU KELIMENIN YUNANCASINI KULLANIYOR?

Şimdiye kadar cevap verilemeyen bu soruya cevap vermek aslında çok basit.fakat çok özet önbilgiler vermeden konuya geçemeyiz.

İncîl, Hz Îsâ'nın Ana dili olan Arâmîce Hz. Îsâ'ya indirilmiş bir kitaptır. O dönemde yahûdîlerle birlikte bütün bölge insânlarının konuştuğu dil Arâmîce idi. Dîn dili olarak İbrânice konuşulurdu. Bu günkü ingilizce gibi emperyal işgal dili ve resmî dil olarak Latince ve Grekçe dili hâkimdi.

Hristiyânlara göre, Allah tarafından Îsâ'ya vahiy yoluyla indirilmiş İncîl adında bir kitap yoktur. Nasıl olsun ki, elerrindeki kitaplar, mektuplar Hz. îsâ'dan 50-150 sene sonra yazılmış rivâyetlerdir. Ortada orjinal Arâmice bir metin veyâ enazından ilk ağızdan doğrudan kayda geçirilmiş tek bir belge yoktur. İsteseler de böyle bir kitabın varlığını iddiâ edemezler. Hz. îsâ'nın son peygamber olamayacağını ortada orjinal bir kayıt kuyut olmamasından herkes kolaylıkla anlayabilir. Hristiyanlar,, Ortada biz müslümânların anladığı anlamda orjinal bir kitabın yokluğuna paralel olarak, Îsâ'yı Allah olarak değerlendirdikleri için vahye dayalı incîl adında bir kitâbın varlığını kabûl etmezler. Onlar Hz. Îsâ'yı Tanrı yerine koyduklarından, Îsâ Hakkındaki Biyografi yazarlarını Peygamberler olarak yorumlarlar. Hz Îsâ'yı anlatma ve sözlerini nakletme anlamında bu elçilerin (peygamberlerin) yazdıklarına itimâd ederler. Hz. Îsâ'yı Allah olarak değerlendirmelerine paralel olarak Yeni Ahid yazarlarını peygamber olarak değerlendirdikleri için Yeni Ahid yazarlarının Kutsal Rûhun desteğiyle kalem oynattıklarını söyleyerek ellerindeki kitapların muteber olduğuna inanırlar.
 

Dikkat edin; Kutsal Rûhun Ahd-i Atik yazarlarını desteklemesi ve te'yîd etmesi asılsız bir iddiâ değildir. Hz. Îsâ'nın biyografisi ve Hz. İsâ'nın târihini nakletme bağlamında ilk dört kitap (Markos Matta Luka Yuhanna) bence de çok başarılıdır. Lâkin En yüksek ihtimâli düşünecek olsak, Ya'ni Ahd-i Cedîd yazarlarının gerçek velîyler olma ihtimâlinin doğruluğunu kabûl etsek bile, İlhâm vahiy gibi değildir. İlhâmda hatâ ihtimâli vardır. Yine en yüksek ihtimâlle düşündüğümüzde Kutsal rûhun veyâ Cebrâilin, Yeni Ahit yazarlarının her kalem oynatışlarını te'yîd etmediklerini, İncîllerdeki maddî yanlışlıklardan görebiliriz..
 

İncîllerdeki maddî yanlışlıklar dedim, teşbîh ve misâl ifâde eden Hz. Îsâ'ya âid sözlerin yanlış olduğunu söylemedim. Allah-u Teâlâ, hz. Mûsâ'ya tenzîh ağırlıklı bir kitap verdiği gibi Hz. Îsâ'ya da Teşbîh ağırlıklı vahyetmiştir. Hz Îsâ'nın sözleri Teşbîhî ve temsîlî ifâdelerle doludur. Bu ifâdelerin te'vîlini (yorumunu) yapamayan hristiyanlar sapıtmışlar yine bu ifâdeleri doğru te'vîl ve gereği gibi takdîrde yeterli olmayan müslümânlar, tahrif mantığı yaklaşımından başka bir çıkış yolu bulamamışlardır. Halbuki Îsâ'nın teşbîh ifâde eden sözlerini anlamayanlar Kur'ânı da gereği gibi takdîr edemezler. Yahûdîler hz. ÎsâyI Çarmıha gerdikleri gibi Mağrifetullahtan yana nasipsiz olan müslümânlarda Hz Îsâ'nın vârisi ve benzeri olan Hallâc-ı Mansûr'u katletmişlerdir. Kur'ânı anlamakta en yetkin olanlar Müslümanlar içersinde mutasavviflerdir. Çünkü marifetullah ehlidirler.

Genelde Müslümânlar, Peygamber Efendimizden önceki gerçek hıristiyânlar ile Peygamber Efendimizden sonra hıristiyân olması mümkün olmayan Ehl-i Kitabı birbirine karıştırıyorlar. Müslümânlar olarak o dönem hıristiyânlarının o devrin müslümânları olduğunu unutmamamız gerekiyor. Biyografi incîl yazarlarının birer evliyâ olma ihtimâli çok yüksektir. Biliyoruz ki veliyler kerâmetlere mazhardır ve İlhâm ehlidirler. En azından ashâb-ı Kehf'in Hıristiyân gençler olduklarını hatırlarsak bu konuda insaflı olmak gerektiğini anlarız.

Hristiyânlara göre incîl 27 bölümdür (9 yazar).

27 Bölümün ilk dört bölümü Matta, Markos, Luka ve Yuhanna incîlleridir.
Hıristiyânların İncîl (Müjde) dedikleri 27 bölümden oluşan Ahd-i Cedîd (yeni antlaşma), Bir Târih ve Îsâ hakkında biyorafi kitaplarıdır. Ortada Müslümânların anladığı anlamda vahye dayalı indirilmiş lafzen korunmuş bir kitap yoktur. İlginçtir, Hristiyanlara göre 27 bölümden oluşan İncîl, târih sâhnesine Îsâ'dan 400 sene sonra çıkmıştır. İlk 400 yılda 27 bölüm topluca ne görülmüştür ne de bir kaydı vardır. Konsiller tarafından sürekli güncellenerek bu son şeklini almıştır. İlginçtir, Yiyecek yemek bulamayan Hz. Îsâ ve Havârîlerinin yaşantısını İmparatorluklar, göbekli müreffeh papazlar! sürekli güncellemektedirler (17.yüzyıla kadar). Hâ kezâ, Vatikanın ne derece ma'nevî ve rûhânî olduğu da meydandadır.
 

1) ALLAH KU'RAN'DA ISA'YA "İNCIL'I VERDIK." DERKEN NEDEN INCIL'IN ORJINAL ARAMICE ISMINI TELAFUZ ETMIYORDA BU KELIMENIN YUNANCASINI KULLANIYOR?


Soru, Müslümânlar açısından dehşetli bir sorudur.
Şöyle ki;
Allah tarafından hz. Îsâ'ya indirilen kitabın ismi, Îsâ'nın ana dili Arâmîce olması gerekirken, Allah kendi indirdiği kitaba Grekçe bir isim vermiş oluyor. Daha da önemlisi, verilen bu isim, Îsâ'dan yaklaşık yüz sene sonra Ahd-i cedîd yazarları tarafından tercüme yoluyla icâd ettikleri orjinal dışı bir isim olarak gözüküyor. Allah Kendi indirdiği kitâbın ismini niçin Ahd-i Cedîd yazarlarından alıntı yapıyor, Orjinalini biimiyor mu? Veyâ (haşa ki) Kur'ân yazarı Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) orjinali zâten olmayan kitap ismini hristiyânlardan mı öğrendi?
 

Cevap:

Arapçadaki (Kur'ân'daki) İncîl kelîmesinin aslının grekçe (Antik yunancadır). olduğu bilinmektedir. Kelîmenin orjinal biçimi Grekçe euangeliondur. (ingilizce evangelion). Bu bileşik kelîmenin kökleri de Akatçadan gelmektedir.

Grekçedeki euangelion kelîmesinin Arâmîce karşılığı olan kelîmeyi aramak anlamsızdır. Çünkü bu kelîme Arâmîceye dâhil olmuş bir kelîmedir. Ya'nî Kökeni Antik yunanca olan Arâmîce bir kelîmedir. Nitekim, Grekçe olduğunu belirttiğimiz bu kelîme de köken i'tibâriyle Arâmice de zâten mevcûd bir kelîmedir Ve aynı kelîme Arâmice engiliyun biçimindedir. Engiliyun biçimiyle benimsenmiş ve Arâmîceye dâhil olmuş bir kelîmedir. Belki İsâ'dan 300-500 sene önce arâmîceye dâhil olmuş bir kelîmedir. Euangelion kelîmesi biçim değiştirerek engiliyun kelîmesi olarak Aramice de mevcûd olmasaydı, Euangelion kelîmesine arâmice bir karşılık aramak mantıklı olacaktı.
 

Dünyâ üzerinde hiçbir dil arı değildir.
Konuştuğumuz Türkçe dilinde köken i'tibâriyle saf Türkçe kelîmelerin oranı yarıdan azdır. Köken i'tibâriyle Yüzde doksanı yabancı kelîmelerden oluşsa bile biz türkçe konuşuyoruz. Çünkü dilimize giren kelîmeler benimsendiği ve telâffuz edildiği kalıplarla Türkçeye dâhil olmuştur. Bütün dillerde durum aynıdır.

Kur'ânın arapça olduğu ma'lumdur. Kur'ânın arapça indirilmesinden maksat indirilen şeyin anlaşılmasıdır. Kur'ânda kelîme kökeni i'tibâriyle birçok Arapça olmayan kelîme vardır. Fakat Kur'andaki zikrediliş biçimi kökendeki biçimden farklı olduoğundan o kelîme artık arapça dışı bir kelîme değildir. Arâmice deki engiliyun kelîmesinin İncîl e dönüşmesi gibi...


2) ALLAH ISA'YA INCIL'I YUNANCA MI VERDI?

Yunanca vermedi. Arâmice verdi. Köken i'tibâriyle başka dilden dönüşmüş bir kelîme kendi söyleniş biçimiyle benimsenmiş ve o dile dâhil olmuştur. Arâmîce konuşan bir topluluğa Müjdeli haber anlamında, grekçedeki orjinaliyle "euangelion" kelîmesiyle hitâb edildiğine dâir bir kanıt varsa bu âdetullaha aykırıdır. Fakat ârâmice konuşanlara Müjdeli haber anlamında "engiliyun" kelîmesiyle hitâb edilirse ârâmîce bilenler bunu anlayacağı için bu durum âdetullaha muvâfıktır. Eğer "Müjdeli haber" anlamını tâmm mâ'nâsıyla ifâde eden ârâmîce karşılık gelen bir kelîme olsaydı Saf ârâmice olarak Allah tarafından o kelîme tercîh edilirdi. Demekki böyle bir kelîme ya'ni anlatılmak istenen mâ'nânın tâmm karşılığını veren saf ârâmicede bir kelîme yok. Anlamın tâmm karşılığı değilde yakın anlamlı arâmîce bir kelîmeyi tercîh etmek mâ'nâdan ödün vermek olacağından. Dile yerleşmiş, kökeni grekçe olan "engiliyun" kelîmesinin tercîh edilmesinde hiç bir problem yoktur. "Engiliyun" zâten Grekçe "euangelion" kelîmesinin arâmîcesidir. Nitekim Arâbça indirilen Kur'ânda da yabancı kökenli birçok kelîme vardır. Dikkat edin olmaması imkânsızdır. Dünyâ hayâtında hiç bir şeyin mutlaklığı yoktur.
 

3) ALLAH ISA'YA YUNANCA INCIL'I VERDI ISE, ISA ISRAILOGULLARINA DEGILDE YUNANLARA MI GONDERILDI?

Allah (c.c.) hz. İsâ'ya Yunanca İncîl vermedi. arâmîce konuşanların yüzde yüz anlayabileceği, arâmîceleşmiş, arâmîce fakat köken i'tibâriyle grekçe daha da doğrusu akadça isimlendirdiği İncîli verdi.
 

Allah (c.c.) hz. Îsâ'yı Hz. İsâ'nın konuştuğu diller (Arâmice, İbrânîce, Yunanca) ve teblîğinin ulaştığı uluslar kapsamında herkese gönderildiği iddiâ edilsede Yahûdîleri adam etmek ve son peygamberi müjdelemek için gelmiştir. Hz. Îsâ'nın orjinal sözlerinin ulaştırılması mümkün olmadığından ve Tebliğ tercümelerine bâtıl yorumlar ilâve edildiğinden uluslararası görevli bir peygamber olduğu söylenemez. Hz Îsâ'nın beyn el milel husûsiyeti Peygamber Efendimiz ile olan yakın bağından ve bu bağlamda Allah ism-i şerîfinin bâtınına mazhar olmasından kaynaklanır.
 

4) "ZIMRA" KELIMESININ ARAPCA KARSILIGINI BILEN VE BUNU "ZEBUR" OLARAK TELAFUZ EDEN ALLAH, "MUJDE" ANLAMINDAKI "INCIL" KELIMESININ ORJINAL ARAMICE ISMINI, YA DA ARAPCA KARSILIGINI BILMIYOR MUYDU?

Aslı Akadça ve Grekçe olan, haber anlamında müjdeyi ifâde eden saf Arâmîce mevcûd bir kelîme olsaydı. O kelîme bilinir ve tercîh edilirdi. Arâmice de zâten mevcûd "Engiliyun" kelîmesi vardı. Bu kelîmenin köken i'tibâriyle saf Arâmîce bir kelîme olmaması, Grekçe veyâ akadça olması hiçbir problem teşkil etmez. Arâmice konuşanlar tarafından hiç bilinmeyen antik grekçe bir kelîme tercîh edilirse ki edilmez, o zamân problem olurdu. Nitekim Kur'ân Arâbçadır. Fakat Kur'ânda saf arâbça olmayan çok kelîme vardır. Fakat bu kelîmeler hiçbir Arab tarafından bilinmeyen, duyulmamış kelîmeler değildir, olamaz.
 

5) ALLAH INCIL'I ISA'YA DIREK OLARAK VERDI ISE VE ISA'NIN ARAMICE KONUSTUGU BILINIYOR ISE ISA'YA VERDIGI KITABIN ORJINAL ISMININ YUNANCA BIR KELIME OLMASI IMKANSIZ. YOKSA INCIL'IN ORJINAL ISMINI ALLAH DEGIL DE MUHAMMED MI BILMIYORDU?

Arâmîce Konuşan bir topluma Arâmîce de hiç bilinmeyen hiç duymadıkları yabancı bir kelîme ile hitâb edilmesi âdetullaha göre imkânsızdır. "Euangelion" kelîmesi böyle bir kelîme değildir, arâmîce de zâten "Engiliyun" olarak mevcûd ve anlaşılır bir kelîmedir. Bugün İncîl dendiği zamân bütün araplar bu kelîmenin orjininin Grekçe olduğunu bilmesede anlamına vâkıftır. İncîl, en az 1700 yıldır Arâbçaya dâhil bir kelîmedir.
 

Böyle olunca, İncîlin Araplar için İncîlden başka Orjinal bir ismi olamayacağı gibi, İngilizler için Evangel den başka bir ismi, Arâmice de Engiliyundan başka bir ismi yoktur. Ya'nî Arabçada İncilin karşılığı eş anlamlı bir kelîme aramak nekadar saçmaysa, Arâmice de aranmaz.
 

Dolayısıyla kökeni Grekçe ve akadça olan bu isim, Hz. îsâ'ya vahyedilen orjinal isimdir. Mütercim İncil yazarlarının (Markos, Matta, Luka, Yuhanna), Arâmice orjinal yazılardan, duyumlardan ve bizzat görerek, Grekçeye tercümeleri esnâsında oluşmuş bir kelîme değildir. Bu kelîmenin kaynağı hz İsâ'dır Yüz sene sonraki mütercîm incîl yazarları değil.

Hristiyânlar kendi incillerinde zikrigeçen incîl kelîmelerinin, îsâ'ya indirilen bir kitap anlamında (ıstılâhî anlamda değil) değil Lügat anlamında (müjde) olduğuna inanırlar. Halbuki incîllerde incîl kelîmesinin geçtiği ba'zI kullanımlar, kelîme anlamı (müjde) i'tibâriyle değil terîm anlam i'tibâriyle Hz. îsâ'ya açıkça indirilmiş bir kitâbı anlatır.

Mevcûd Tercüme incîllerin güvenilirliği konusunda Müslümânların eleştirilerinde haklılık payı olduğu gibi Hıristiyânların savunmalarında da haklılık payı vardır. Onlar Hz. Îsâ'yı Allah olarak gördükleri için Mütercim incîl yazarlarını peygamber olarak görürler. Bu peygamberlerin İncîlleri yazarken Kutsal rûhun desteğinde olduğunu belirtirler. Bu savunmada doğruluk payı çoktur. O dönemin İslâmını yaşayanlar devrin hıristiyânlarıdır. Bizim anladığımız anlamda peygamber değillerse de veliydirler. Allah'ın ve meleklerinin yardımına mazhar olmaları makul bir iddiâdır. Tercüme incîllerde genel mâ'nada bir sorun yoktur. Teşbîh ağırlıklı anlatımlar bir sorun değildir. Sorun ve sapma teşbîhî ifâdelerin ta'bîr ve te'vîlinde yapılan yanlışlardan kaynaklanmaktadır. Hıristiyânlar Tenzîhsiz teşbîh ile hakikatten saptıkları gibi hristiyânlarla fikir mücâdelesine giren müslümânlar da mâlesef teşbîhsiz tenzîh ehli olduklarından ma'rifetullahtan yana nasipsiz olmuşlardır.
 

Mutasavviflerden başkalarının anlamakta zorlandığı husûs, Hz. îsâ'nın Allah ism-i şerîfinin mazharı olmasıdır. Allah ism-i şerîfinin mazhârı demek ile kulu demek arasında fark yoktur, aynası demek arasında da fark yoktur. Sapanlar, Mazhar ile Zâhir olanın aynı Zât olduğunu düşünmüşlerdir. Halbukî Hakk Teâlâ, Zât'ı i'tibâriyle Zât'ı Îsâ'dan münezzehtir. Buradaki Tenz^h ve ayırım, iki ayrı varlık anlamındaki basit bir ayırım değildir.
 

ali aytâç şenol

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kur'an'da Allah ehli kitaba hitaben  diyor ki

ellerindeki Tevrat ve İncil ile hükmetsinler "

ve devam ediyor : 

Tevrat'a,İncil'e  ve Kur'an'a uymadıkça  iman etmiş  olmazlar .

 

yahu arkadaş demezler mi adama madem Tevrat ve İncil Allah'ın koruma kapsamında değil, niye bu kitaplara uyun dedi ? Tahrif olmuş kitap ,tahrife açık kitap güvenilmez kitaptır.böyle bir kitaba uyulur mu ? Böyle bir kitaba Uyun denir mi ?

soruların cevabının sızdırıldığını bilen hocanın sınavı iptal etmemesi gibi .

ve 

Madem İsa'ya verilen "İncil" piyasada yok , Allah niye ellerinde ki İncil ile hükmetsinler dedi ?

 

Demekki Allah'ın gözünde İncil kutsal bir kitap. Zaten İncil'de  NUR vardır diyor.Ahmetin Mehmetin yazdığı, Allah'ın korumaya tenezzül etmediği kitapta NUR mu olur ? Allah bu kitapla hükmeden der mi ? 

 

Allah , Hem bu kitapla (İncil ile  ) hükmetsinler diyor hemde Ehli kitaptan olup ,Kur'an 'ın ,Allah'ın ve Muhammed'in haram kıldıklarını  haram saymayanlarla  cizye verinceye kadar savaşın diyor. Kuzum, Allah bizimle kafa mı buluyor ? Aynı anda hem İncil ile hemde Kur"an ile nasıl hükmedilir. ?

 

Hristiyanlar Kur'an'a iman etmiyor ki , Kur'an'ın İncil ile hükmetsinler sözünü niye ciddiye alsınlar ? 

adamlar Hristiyan, İncil'e iman etmiş insanlar,

İncil 'e iman eden İncil ile hükmeder. Olması gereken budur. Hristiyanların İncil ile hükmetmesi için İsa 'nın çarmıha gerildiğini inkar eden ,İsa'nın  Tanrılığını inkar edip küfür sayan Kur'an'ın "İncil ile hükmedin " emrini mi ciddiye alacaklar ? 

 

Arkadaş 'a mantıklı cevap vermemişler. 

Veremezler tabi , cevabı verilemeyen o kadar çok soru var ki .

 

 

tarihinde fezadabirtürk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Fezadabirtürk, Senin konu dışındaki bütün sorularına satır satır cevap veririz de...
 

48 dakika önce, fezadabirtürk yazdı:

Arkadaş 'a mantıklı cevap vermemişler. 

Veremezler tabi , cevabı verilemeyen o kadar çok soru var ki .


Paylaşımdaki sorular ile alâkalı neye cevap verilememiş?
Konu dâhilinde verilen cevapta nasıl bir yetersizlik gördüğünü yazmak yerine konu dışı sorular sormuşsun?
Paylaşımın asıl problemin çözülmüş olduğunu ve buharlaştığını kabûl ediyorsan, senin sorularını cevaplayayım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, HATEM yazdı:

Fezadabirtürk, Senin konu dışındaki bütün sorularına satır satır cevap veririz de...
 


Paylaşımdaki sorular ile alâkalı neye cevap verilememiş?
Konu dâhilinde verilen cevapta nasıl bir yetersizlik gördüğünü yazmak yerine konu dışı sorular sormuşsun?
Paylaşımın asıl problemin çözülmüş olduğunu ve buharlaştığını kabûl ediyorsan, senin sorularını cevaplayayım.

Onayını konuyu açan sexy huri den al , benden değil  .

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 01.02.2019 at 22:32, HATEM yazdı:

Dikkat edin; Kutsal Rûhun Ahd-i Atik yazarlarını desteklemesi ve te'yîd etmesi asılsız bir iddiâ değildir. Hz. Îsâ'nın biyografisi ve Hz. İsâ'nın târihini nakletme bağlamında ilk dört kitap (Markos Matta Luka Yuhanna) bence de çok başarılıdır.


Yukarıda sehven bir yanlışlık yapılmış. Cümledeki "Ahd-i Atik" "Ahd-i Cedîd" olacak. Düzeltirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Piyasaya sürülmüş tonlarca dinler ve tanrılar dururken...

Aman da "Benim dinim en doğrusu, benim tanrım en yakışıklısı, diğerleri ise tü kaka" diye gazel okuyanları gördükçe, beni bir gülümseme tutar nedense.

Buna cahil cesareti mi desem, çok bilmişlik mi desem, yoksa saflık mı desem... tam olarak çözemedim.

Afrika´lı Maassai kabilesinin tanrısı Engai sizi kutsasın, emiii !

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 dakika önce, kavak yazdı:

Piyasaya sürülmüş tonlarca dinler ve tanrılar dururken...

Aman da "Benim dinim en doğrusu, benim tanrım en yakışıklısı, diğerleri ise tü kaka" diye gazel okuyanları gördükçe, beni bir gülümseme tutar nedense.

Buna cahil cesareti mi desem, çok bilmişlik mi desem, yoksa saflık mı desem... tam olarak çözemedim.

Afrika´lı Maassai kabilesinin tanrısı Engai sizi kutsasın, emiii !


Verilen cevaba ancak Cesâretli iki câhil cevap yazdığına göre bu cesâretliler konuyla alâkasız yorumlar yapmaktan başka kalem oynatamıyorlarsa, anlaşılıyor ki verilen cevap yerli yerine oturmuş i'tirâz da buharlaşmış demektir. Zâten ilim geldiği zaman sorular buharlaşır. 
 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateistler, dinsizliklerini din haline getirmişler...
Gerçek hrıstiyan yokmuş...
Hrıstiyanlık, mălum elçinin gelmesiyle bitmiş...
İsteseler de hrıstıyan olamazlarmış...
vs.


Yurdum müslümanlarının her zamanki çok bilmişlik taslayan teraneleri, elbette bunlara gülünüp geçilir.

Bu satırları yazarken de yine gülmeye başladım.

 

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, kavak yazdı:

Ateistler, dinsizliklerini din haline getirmişler...
Gerçek hrıstiyan yokmuş...
Hrıstiyanlık, mălum elçinin gelmesiyle bitmiş...
İsteseler de hrıstıyan olamazlarmış...
vs.


Yurdum müslümanlarının her zamanki çok bilmişlik taslayan teraneleri, elbette bunlara gülünüp geçilir.

Bu satırları yazarken de yine gülmeye başladım.

 


 

 

8 saat önce, kavak yazdı:

Ateistler, dinsizliklerini din haline getirmişler...


Dînsizliğinizin dîn hâline gelmesi ile sizin bâtıl da olsa belli kural ve kâidelere uymanız anlamında bir dînden bahsettiğimi zannedipte kendinizi zerre kadar da olsa bişey zannetmeyin. Kırmızı gören sığırın refleksi ne ise Dîn adına ne görürseniz kendi çapınızda dalıyorsunuz. Mantığınız bu dalmalar çerçevesinde çalışıyor buna mantık denirse... Dîniniz bundan ibâret ya'nî...
 

 

8 saat önce, kavak yazdı:

Gerçek hrıstiyan yokmuş...
Hrıstiyanlık, mălum elçinin gelmesiyle bitmiş...
İsteseler de hrıstıyan olamazlarmış...
vs.


Yazıda Yeryüzünde Gerçek Hıristiyanın olmadığı ve niçin olamayacağı açıklanmış. Sırf bir iddiâ olarak ortaya atılmamış. Bir insâna bu açıklama yetersiz geldiyse sorar daha fazla açıklama ister. En azından inkâr edebilmek için bi parça anlaman gerekir.


Hadi sizi saldım çayıra Mevlâm kayıra, burası sürekli kalınacak bir yer değil.

Gerçekten öğrenmek istediğiniz ciddî sorularınız olursa Şu adrese mesaj atabilirsiniz:
https://www.facebook.com/ateistleretasavvuficevaplar/
Allah (c.c.) izin verirse cevaplarız.
Lütfen sorular (i'tirâzlar) çok zor olsun ki yediğiniz dayaktan da tad alın.

 

tarihinde HATEM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, HATEM yazdı:

Hadi sizi saldım çayıra Mevlâm kayıra, burası sürekli kalınacak bir yer değil.

Gerçekten öğrenmek istediğiniz ciddî sorularınız olursa Şu adrese mesaj atabilirsiniz:
https://www.facebook.com/ateistleretasavvuficevaplar/
Allah (c.c.) izin verirse cevaplarız.
Lütfen sorular (i'tirâzlar) çok zor olsun ki yediğiniz dayaktan da tad alın.

 

Allahin izni ile degil Mark Zuckerberg'in sayesinde olacakti. Sen gitte kendi otaginda otla.

Link to post
Sitelerde Paylaş
20 minutes ago, HATEM said:

Gerçekten öğrenmek istediğiniz ciddî sorularınız olursa Şu adrese mesaj atabilirsiniz:

 

1400 yıl önce yaşamış yağmacı bir çöl bedevisine inanmazsa sonsuza kadar yanacağını sanacak kadar aptallığın zirvesine çıkmış birisi hangi soruyu cevaplayabilir ki?

 

Al soru cevapla: Yağmacı bir çöl bedevisine inanmayan milyarlarca insanın sonsuza kadar yanacağını iddia etmenin mantığı nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, deadanddark yazdı:

Allahin izni ile degil Mark Zuckerberg'in sayesinde olacakti. Sen gitte kendi otaginda otla.


Mark Gâvuru da bir kuldur.
Şeytân da bir kuldur.
Varlıktaki her şey kuldur.
Kulluktan kaçış yoktur. Yön ve kapasite farkı var.
Mark Gâvuru bana hizmet ediyor gördüğün gibi. Çünkü o da kul.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, HATEM yazdı:


Mark Gâvuru da bir kuldur.
Şeytân da bir kuldur.
Varlıktaki her şey kuldur.
Kulluktan kaçış yoktur. Yön ve kapasite farkı var.
Mark Gâvuru bana hizmet ediyor gördüğün gibi. Çünkü o da kul.

"kul" bu kullandığınız şekliyle tam olarak ne demektir? Tanımlar mısınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş
27 dakika önce, sağduyu yazdı:

Al soru cevapla: Yağmacı bir çöl bedevisine inanmayan milyarlarca insanın sonsuza kadar yanacağını iddia etmenin mantığı nedir?


Sonsuza kadar Yanmaları, Azaptan lezzt almalarını temin etmek içindir.
Cehennem azâbı, İntikâm alındıktan sonra Lezzete dönüşecek. Azâbtan Lezzet ve Hazz alma durumu başlayınca Cehennem ehlinin elinden bu nimeti almak Allah'ın şânına yaraşmaz.
Allah'ın Rahmeti herşeyi kuşattığı için Cehennem ehlinin, azâb içinde lezzet ve rahâta ermeleri muhakkaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, HATEM yazdı:


Mark Gâvuru da bir kuldur.
Şeytân da bir kuldur.
Varlıktaki her şey kuldur.
Kulluktan kaçış yoktur. Yön ve kapasite farkı var.
Mark Gâvuru bana hizmet ediyor gördüğün gibi. Çünkü o da kul.

Facebook üzerinden cebini mi dolduruyorsun , Dinine hizmet mi ediyorsun. Her soruya cevabin oldugunu biliyorum zaten, bu yüzden sana soru sormam, dindarlarin her soruya verecek bir cevabi vardir. Mark mi sana yoksa senin gibiler mi ona hizmet ediyor?

tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...