Jump to content

yaşamın başlangıcı..


Recommended Posts

En iyi tahminlere göre yaşam; bundan üç milyar yıl önce, o zamanlar iki milyar yaşında olan dünya canlıları barındıracak kadar soğuduğunda başladı. Son derece küçük ve oldukça basit deniz yaratıklarının iki milyar yıldan daha eski fosilleri var. Bu fosilleşmiş yaratıkların ataları herhalde daha da küçüktü. En ilkel canlı biçimi, belki de bugün bolca bulunan basit tek hücreli canlılara hiç benzemeyen bir tek-hücreydi.

Öyleyse bizim yoğunlaşacağımız soru şu: bir hücre, yaşamaya ilk olarak nasıl başlamış olabilir, bu nasıl mümkün olabilir? Soru "hücre nasıl yaşamaya başladı?" değil; bu hiçbir zaman yanıtlanamayacak bir sorudur. Çünkü bu olaya tanıklık edecek kimse yoktu o zaman, ama yaşamın nasıl oluşabileceğini sormak hakkımızdır. Akıllıca tahminler ve olasılıkları gösteren deneyler yapabiliriz.

Gerekli Maddeler: Jeologların, paleontologların, fizikçilerin, biyologların çalışmalarına dayanarak, dünyanın üç milyar yıl önce nasıl bir yer olabileceği konusunda oldukça iyi bir fikrimiz var. lav ve kayalardan oluşmuş, gri, tümüyle kısır, hiç yeşili olmayan manzaralar, patlayan yanardağlar, sivri dağ tepeleri, buharlaşan denizler, alçak bulutlar, arada çakan şimşeklerle gürültüyle parçalanan ve sürekli yağan yağmurlar. Herhangi bir canlı tarafından görülmemiş ve duyulmamış olaylar. Yaşamın başlangıcı için iyi bir düzen. Her şeyi harekete geçirmek için gerekenler şunlardı:

1. Ilık bir ortam.

2. Çok miktarda su.

3. Gerekli atomların kaynakları (karbon, hidrojen, oksijen, nitrojen ve fosfor).

4. Enerji kaynağı.

Su ve ısı, sorun değildi. Dünya soğurken, milyonlarca yıllık yağmur okyanusları doldurmuş hâlâ sıcak olan dünya bu okyanusları ısıtmıştı. Şimşekler bol bol enerji sağlıyorlardı. Bulutlar aralandığı sıralarda da güneşten ultraviyole ışınlan geliyordu. (Bu ışınlar o zaman şimdi olduklarından çok daha güçlüydüler, çünkü atmosferimizi saran ozon tabakası henüz oluşmamış. Ozon, yeryüzünde bitki yaşamının sonucu olarak yavaş yavaş birikmiş bir oksijen tabakasıdır. Bu tabaka ultraviyole ışınlarını geçirmez.)

Bu koşullar; kuşkusuz başlangıçta, en basit birimlerin, bilgi zincirlerinin (DNA) ve hücre maddesi zincirlerinin (protein) oluşması için yeterince basitti. Ama zincirlerimiz olmadan önce halkalarımızın olması gerekir. Önce DNA nükleotidleri ve proteinlerin amino asitleri oluşmalıdır. Bildiğimiz gibi, bu halkalar ufak moleküllerdir. Bunlar, karbon, hidrojen, oksijen, nitrojen ve fosfor elemanlarının kimyasal olarak bağlanıp düzenlenmeleriyle oluşurlar.

Basit Moleküllerin Doğuşu: Deniz suyunda erimiş karbon, hidrojen, oksijen, nitrojen ve fosfor içeren basit bileşikler, ultraviyole ışınlan ve şimşeklerle sürekli bombardıman ediliyorlar. Bu arada bir kısmı kalıcı ve dengede olan, değişik kombinasyonlara da zorlanıyorlar.

İşlem yüz milyonlarca yıl boyunca sürerken, deniz, elemanlarının değişik kombinasyonları yönünden giderek zenginleşiyor. Yeni moleküller, bu arada nükleotidler ve amino asitler birikiyor. Sonunda, denizin son derece bol ve bütün yeni molekül çeşitlerini içeren koyu bir çorbaya dönüştüğü bir zaman geliyor.

Zamanın Önemi:Söz konusu süreçte zamanın önemini kavramak için biraz duralım. Zaman ne kadar uzun olursa birşeylerin olması da o kadar olasıdır. Kimyasal reaksiyonlar için de bu doğrudur. Zaman sınırlaması olmazsa, yeterince uzun süre beklenirse en olanaksız reaksiyonlar gerçekleşebilir. Eğer bu reaksiyonların ürettikleri bileşikler kalıcı (dengeli) iseler, deniz suyunun nispeten değişmez maddeleri haline geleceklerdir.

İçinde Canlı Olmadığı İçin Çorba Varlığını Sürdürebilir: Şimdi denizin çorba gibi olması düşüncesi bize aşırı görünebilir. Bunun bugünkü deneyimlerimizle karşılaştırılabilecek hiçbir yanı yoktur. Böyle zengin bir oluşumun birikmesi, canlılar onu hemen yiyip bitireceği için bugün belki de, olanaksızdır. Bakteriler ve diğer açgözlü yaratıklar şimdi çok kalabalıklar ve ne zaman iyi bir besin kaynağı belirse, hemen onu tüketiyorlar. Kaynak kuruyana kadar üreyip sayılarını arttırıyorlar. Görüyorsunuz ki eskiden yaşam olmadığı için okyanuslar çorba gibi olabilirdi.

laboratuvarda bunların olabileceği gösterildi. Üç milyar yıl önce denizde bulunduğu düşünülen basit bileşikler bir cam kapta suda eritilebilirler. Kap, şimşeklerin enerji katkısını sağlamak üzere bir elektrik kaynağına bağlanır. Sistemin bütün parçalan hiçbir canlı hücre olmadığından emin olabilmemiz için önceden sterilize edilir. Sonra kaptakilerin bir süre pişmesi için elektrik verilmeye başlanabilir. Sonunda kap açılıp içindekiler incelenir.

Hem nükleotidler hem amino asitler beş elemandan bu şekilde oluşturulabildiler. Yani yaşam zincirlerinin halkaları, deniz ve benzeri bir ortamda şimşekleri enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla üretildi.

Kaynak: hayatın kökleri

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu çok önemli bir konu...

Yazılan her şeyi kabul ediyorum...

İlkel şartlarda aminoasitler oluşabilirdi... Burda önemli bir sorun var...

Aminoasitlerin oluşmasına neden olan süreçte aminoasitleri yok eden maddelerde oluşuyordu... Ve yazıda geçen deneyde aminoasitleri bu zararlı maddelerden koruyabilmek için "Soğuk Tuzak" denen, oluşan aminoasitleri ortamdan anında izole eden bir düzenek kullanılıyordu...

Halbuki doğada böyle bir düzenek yoktur...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu çok önemli bir konu...

Yazılan her şeyi kabul ediyorum...

İlkel şartlarda aminoasitler oluşabilirdi... Burda önemli bir sorun var...

Aminoasitlerin oluşmasına neden olan süreçte aminoasitleri yok eden maddelerde oluşuyordu... Ve yazıda geçen deneyde aminoasitleri bu zararlı maddelerden koruyabilmek için "Soğuk Tuzak" denen, oluşan aminoasitleri ortamdan anında izole eden bir düzenek kullanılıyordu...

Halbuki doğada böyle bir düzenek yoktur...

Olmadığını kesin olarak nasıl biliyorsunuz?

Dr. Ümit Sayın, Dünyada Organik Yaşamın Başlangıcı başlıklı makalesinde bu konuya değiniyor ve şöyle diyor:

Yaratılışçılar, ilk dünya koşullarında amonyak olmadığını, Miller’in ise soğuk tuzak denilen bir yöntemle amino asitleri elde ettiğini, Miller’in koşullarının bilinçli olarak çok yapay hazırlandığını ve sonuçların bilimsel bir sahtekarlık olduğunu söylemektedirler. Öncelikle Miller’in düzeneği tabii ki yapaydır; ama biyokimyada yapay olmayan koşullarda kontrollü deney yapılamaz ki; soğuk tuzak denilen ve reaksiyon ürünlerini soğutan bir düzenek kullanılmış olabilir; ama doğada bunun bir benzerinin var olmadığını söylemek, üstelik de 3.5-4.5 milyar yıl öncesinde gelişen olaylardan çok emin ifadelerle bahsetmek ancak, Yaratılışçılar gibi bilimi ayaklar altına alan, çıkaracakları sonuçlara önceden fikse olmuş insanlarda görülebilen bir düşünce hatasıdır. Örneğin okyanusların tabanlarındaki sıcak su kaynaklarının birden soğuyarak okyanusa karışması bahsedilen “soğuk tuzağı” doğal koşullarda oluşturabilir; doğadaki bugün tahmin edilemeyen pek çok yapı bunu meydana getirebilir. Nitekim, sadece sıcak su kaynaklarında mevcut bu ısının bile sığ okyanus sahillerinde suda çözünmüş amonyum (NH4), metan (CH4), karbon dioksiti (CO2) (veya su yüzeyindeki atmosferdeki gazları da katarak) reaksiyona sokabileceğini gösterir. Organik maddelerin ve ilk yaşamın denizlerdeki, gollerdeki, volkanik ortamlardaki sıcak su kaynaklarının bulunduğu yerde oluştuğu konusunda pek çok fikir de ortaya sürülmüştür.

tarihinde pinkfloyd tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben sadece soğuk tuzaktan bahsetmedim ki...

Birde izolasyondan bahsettim...

Yani canlı için gerekli olan aminoasitlerin yanında birde bu aminoasitleri yokedecek organik asitlerde oluşmaktadır... Bu asitleri nasıl izole edecek bu çorba?

Hadi diyelimki doğa bir şekilde bu izolasyonu da başardı...

Peki protein sentezi nasıl olacak? Suyun içinde protein sentezi yapılamaz ki? Yoksa yapılabilir mi?

Le Châtelier kanununa göre "açığa su çıkaran bir reaksiyonun, su içeren bir ortamda meydana gelmesi mümkün değildir"

Yani doğa hem soğuk tuzağı yapacak, hem amino asitleri organik asitlerden izole edicek hemde aynı amino asitler sudan uzaklaştıracak... ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Deney Pavlovskaia ve Peynskii tarafindan Rusya'da; Heyns, Walter, Meyer tarafindan Almanya'da; Abelson tarafindan ABD'de, cok farkli bilesikler ve gaz ortamlarinda tekrarlandi; oksidasyonun engellendigi ve metan, amonyak ve su buharinin oldugu kosullarda hep amino asitler ve organik maddeler olustu ; Gabel ve Ponnamperuma, cok farkli enerji ortamlarinda (isi, radyasyon, lineer akseleratorden cikan parcaciklar, mikrodalgalar vb) benzer sonuclar buldular, ayrica bazi seker molekullerini de primordial ortamda sentezlemeyi basardilar . Genetik materyeli tasiyan DNA ve RNA'nin temel taslari olan nukleik asitlerin bazilari da ilk atmosfer sartlarinin farkli bicimlerde ele alindigi kosullarda kimyasal olarak sentezlendi ve nukleik asitlerin temel yapi taslarinin primordial ortamda yeterli temel madde ve enerji sonucunda kendiliginden olusabilecegi gosterildi

Link to post
Sitelerde Paylaş
Le Châtelier kanununa göre "açığa su çıkaran bir reaksiyonun, su içeren bir ortamda meydana gelmesi mümkün değildir"

Bu benim aklıma hiç yatmadı...

Le Châtelier ilkesi var ama, su ile ilgili bu açıklama doğru olamaz.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu benim aklıma hiç yatmadı...

Le Châtelier ilkesi var ama, su ile ilgili bu açıklama doğru olamaz.

HACI

Richard E. Dickinson'dan alıntı

Eğer protein ve nükleik asit polimerleri öncül monomerlerden oluşacaksa polimer zincirine her bir monomer bağlanışında bir molekül su atılması şarttır. Bu durumda suyun varlığının polimer oluşturmanın aksine ortamdaki polimerleri parçalama yönünde etkili olması gerçeği karşısında, sulu bir ortamda polimerleşmenin nasıl yürüyebildiğini tahmin etmek güçtür.

Hatta bu durum karşısında Sydney Fox yeni bir deney yapmıştır...

Aminoasitler oluştuktan hemen sonra volkanik ve sıcak bir kayalığın üzerine atılmıştır diye farzetmiş sıcaktan dolayı suyun buharlaşmış olabileceğini ve susuz ortamda kuru aminoasitlerin rahatlıkla bir araya gelerek proteinleri oluşturabileceğini ön görmüştür... Ancak o sıcaklıklara aminoasitlerin dayanması mümkün değildir...

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben sadece soğuk tuzaktan bahsetmedim ki...

Birde izolasyondan bahsettim...

Yani canlı için gerekli olan aminoasitlerin yanında birde bu aminoasitleri yokedecek organik asitlerde oluşmaktadır... Bu asitleri nasıl izole edecek bu çorba?

Hadi diyelimki doğa bir şekilde bu izolasyonu da başardı...

Peki protein sentezi nasıl olacak? Suyun içinde protein sentezi yapılamaz ki? Yoksa yapılabilir mi?

Le Châtelier kanununa göre "açığa su çıkaran bir reaksiyonun, su içeren bir ortamda meydana gelmesi mümkün değildir"

Yani doğa hem soğuk tuzağı yapacak, hem amino asitleri organik asitlerden izole edicek hemde aynı amino asitler sudan uzaklaştıracak... ;)

Soğuk tuzak nedir ateşbey?

Bilmediğin ama duyduğun birşey sanırım.....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aminoasitler oluştuktan hemen sonra volkanik ve sıcak bir kayalığın üzerine atılmıştır diye farzetmiş sıcaktan dolayı suyun buharlaşmış olabileceğini ve susuz ortamda kuru aminoasitlerin rahatlıkla bir araya gelerek proteinleri oluşturabileceğini ön görmüştür... Ancak o sıcaklıklara aminoasitlerin dayanması mümkün değildir...

bu volkanik bir yerde değil,güneş tarafindan isitilan sicak bir yüzeyde de gerçekleşmiş olabilir.kisacasi o donemde neler olup bittigini tam olarak bilmedigimiz için yorum yapamiyoruz.sadece canliliğin olusum aşamalarini parça parça açikliyor bilim.

Le Châtelier kanununa göre "açığa su çıkaran bir reaksiyonun, su içeren bir ortamda meydana gelmesi mümkün değildir"

böyle sacma sapan bir şeyi akilyürütme bile çürütebilir..kimyasal reaksyonlar isi,basinç ve katalizör dişinda çevreden bagimsiz olarak gerçekleşen iç olaylardir..dolayisiyla "ortamda su bulundugu için,su cikaran bir reaksyon gerçekleşemez" şeklindeki bir yaklasim akla ziyandir..

la chatelier(lö şatölye) ilkesi ise senin anladiğin şekilde değildir..burada söz konusu olan derişim,sicaklik ve basinçtir.bu değişkenlerden birisi değiştirildiğinde kimyasal tepkimenin dengesi azalan tarafa dogru kayar,artan kisimdan uzaklaşir..yoksa "ortamda su oldugu için su veren reaksyonlar gerçekleşmez" demez.buyur tam olarak anlatan bir link;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Le_Chatelier_%C4%B0lkesi

tarihinde irr4ligion tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Canlıları oluşturan atom ve moleküllerin hepsi cansızdır.

Değil mi?

HACI

Tabiki öyledir,fakat bunu deneysel olarak gerçekleştirebilir miyiz.

Mesela Miller deneyi denen birşey var.Bu Miller denilen vatandaş böyle bir deney gerçekleştirdiğini söylüyor.

Biz de bir gözetim altında cansız varlıklardan canlı varlık elde edebilirmiyiz.

Malum bilim teorem-deney gözlem,sonuç ilişkisini inceler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tabiki öyledir,fakat bunu deneysel olarak gerçekleştirebilir miyiz.

Mesela Miller deneyi denen birşey var.Bu Miller denilen vatandaş böyle bir deney gerçekleştirdiğini söylüyor.

Biz de bir gözetim altında cansız varlıklardan canlı varlık elde edebilirmiyiz.

Malum bilim teorem-deney gözlem,sonuç ilişkisini inceler.

Mevcut teknoloji ile bunları yapamayız..

Miller deneyine ben fazla bir değer vermiyorum.

O sadece basit bir başlangıçtır.

Ama bu deney ilerde laboratuvarda canlı bir yaratık yaratılacak demek değildir.

Kaldı ki, laboratuvarda yaratılacak canlı yaratık doğal seçilim yasasına uymayacak ve yapay bir canlı varlık olmaktan kurtulamayacaktır.

Miller deneyi, yaşamın cansız moleküllerden başladığını gösterdiği için önemlidir..

Ben ona başka önem atfetmiyorum.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
bu volkanik bir yerde değil,güneş tarafindan isitilan sicak bir yüzeyde de gerçekleşmiş olabilir.kisacasi o donemde neler olup bittigini tam olarak bilmedigimiz için yorum yapamiyoruz.sadece canliliğin olusum aşamalarini parça parça açikliyor bilim.

böyle sacma sapan bir şeyi akilyürütme bile çürütebilir..kimyasal reaksyonlar isi,basinç ve katalizör dişinda çevreden bagimsiz olarak gerçekleşen iç olaylardir..dolayisiyla "ortamda su bulundugu için,su cikaran bir reaksyon gerçekleşemez" şeklindeki bir yaklasim akla ziyandir..

la chatelier(lö şatölye) ilkesi ise senin anladiğin şekilde değildir..burada söz konusu olan derişim,sicaklik ve basinçtir.bu değişkenlerden birisi değiştirildiğinde kimyasal tepkimenin dengesi azalan tarafa dogru kayar,artan kisimdan uzaklaşir..yoksa "ortamda su oldugu için su veren reaksyonlar gerçekleşmez" demez.buyur tam olarak anlatan bir link;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Le_Chatelier_%C4%B0lkesi

Akıl yürütmeden bahsetmişsin ama akıl yürütememişsin...

Sulu bir ortamda basınç zaten dengededir... Dolayısıyla tek bir molekül su açığa çıkması için ortamdaki suyun basıncının aşılması gerekir... Bu ise dış bir etki olmadan mümkün değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...