Jump to content

Dandik tasarım


Recommended Posts

3 saat önce, teflon yazdı:

 

Tamam işte zaten şu, bu.. ..Sürekli geri vites sürekli tornistan..:)

 

"Ben korktuğum için ahlak kurallarını benimsemiyorum iyi biri olmak için benimsiyorum ve vicdanıma uyuyor." Seküler ahlaktan ne farkı var bunun? Hele hele vicdanınla eşleştiği müddetçe?

 

Allah iyi şeyler yap diye "tehdit" ediyor. Trajikomik bir cümle, insansı bir tanrı. Bu durumda dahi insandan farklı yaptığı ne var? Daha iyinin neden iyi olduğunu ya da aksini dahi açıklayamıyor. Sorunca dut yemiş bülbüle dönüyorsunuz.

 

Ama ibret olsun, bundan sonra desturla alırsın ahlak kelimesini ağzına.

 

2 saat önce, Geta yazdı:

 

yavrum benim bilgimi beğenmediğini söylemişsin, beğenme çocuğum.

bana saygı gösterme fakat teflon'un şu yazdıklarından bir şey öğrenmen senin menfaatinedir!

senin cahil olduğunu görmek için bir tek iletini okumak yeterli.

ne "dil"ini biliyorsun ne de "din"ini. yanlışlarını sıralasam buradan ankara'ya yol olur!

bak, tanrı tehdit ediyor demişsin! senin bütün iletilerin akıl, mantık ve ahlak dışı.

ben akıl ve ahlakı falancanın filancanın dinine göre temellendirmediğim için konulara nesnel bakabiliyorum.

örneğin bir ateist olarak tanrıya inanmasam da fikir bazında bir tanrı tezine muhalefet etmem.

çünkü bir tanrının olduğunu düşünmenin inansam da inanmasam da bir fikir değeri vardır.

ancak "tehdit eden bir tanrı" fikrinin benim gözümdeki değeri sıfırdır.

mesele, benim olaylara kişisel olarak nasıl baktığım değildir.

nesnel olarak o düşüncenin tartışılabilir ve ispatlanabilir olmasıdır.

bugün ispatlanamayan bir şeyin yarın ispatlanma olasılığı vardır.

ancak bu durum her saçma tezin ciddiye alınması anlamına gelmez.

tehditkâr bir tanrı tavrı eski yunan'da olur, mısır'da olur, bilmem nerede olur...

ben onları ciddiye almayacak kadar akıl, bilgi ve fikir sahibiyim.

bu evrenin sahibinin bir adı var ve de üstelik bir din göndermiş de ben onu inkâr etmiyorum.

piyasadaki bütün dinler atalardan mirastır.

yani düşüncenin yeterince gelişmediği, yağmurun bile nasıl yağdığının bilinmediği dönemlerden kalma.

dünyada 8 milyar insan var, bir tane bile peygamber gelmiyor şimdi!

ama zamanında bir kabileye bile peygamber gönderilmiş...

hatta bir değil, bakıyorsun peygamberin oğlu da peygamber, hatta kardeşi de peygamber!

evladım sana peygamberler tarihinden mi başlayayım anlatmaya, yoksa islam tarihinden mi?

uhud savaşı'nın kaybedilmesini, şehit edilen sahabeleri gözyaşları içinde okuduk yıllarca!

bir tanesi de demedi ki "lan bu sahabeler gece sabaha kadar içki içtiler!"

daha savaş bitmeden "ganimet kapacağım sevdasına düştüler!" demedi.

ben de müslüman olduğum dönemlerde bu adamların yasını tutuyordum adları her anıldığında!

iki cihan peygamberi öldüğünde cesedi kokana kadar kimse kılmadı namazını! Neden?

nasıl ki uhud'dakiler ganimet peşinde gittilerse hayatta kalanlar da halifeliği kapma derdindeydiler!

yeter yavrum yeter, cahillikte bu kadar ısrar edilmez, zorla da kimse sana bir şey öğretemez!

cümlelerin büyük harfle başlamasının dışında ne biliyorsun ki sen? 

sen bu toplumun ve dünyadaki çoğunluğu oluşturan geleneksel dinlerin taşıyıcılarından sadece bir tanesisin.

yahudilik, hristiyanlık, islamiyet, hinduizm, budizm... sırtınızda taşımaya devam edin!

hindistan gibi yoksulluğun yaygın olduğu bir ülkede dinler insanların tek umududur.

bu durum bizim ülke için de geçerli, daha birçok ülke için de...

bir cennete inanan milyonlara/milyarlara "yav aslında cennet yok!" dersen şok geçirir.

senin gibi, o zaman niye hırsızlık yapmıyorum, kimseye tecavüz etmiyorum gibi saçmalamaya başlar!

çünkü senin ahlakı temellendirmen tamamen dinler üzerinedir.

oysa hırsızlık yapmamak, tecavüz etmemek için dinlere ihtiyaç yoktur.

fakir olman da zenginin malını çalma hakkını vermez sana.

ama bir toplumun/devletin fakirlerine iş bulma görev ve sorumlulukları vardır.

ona zekat/sadaka vermek değil; açsa doyurma, eğitimsizse eğitme görevi vardır.

din üzerinden yapılan yardımların bir sömürü aracına dönüşmesi kaçınılmazdır!

bireyler olarak bizim de çevremizdeki yoksul insanları görmezden gelmemiz düşünülemez.

yardımlaşmak hem vicdani bir tavrın hem de ortak çıkarlarımızın bir gereğidir.

 

@teflon

İyinin neden iyi olduğunu kötünün neden kötü olduğunu bilmiyor ve benim sana öğretmemi istiyorsan öğretebilirim sorun yok. Ama ahlakı ağzına almaması gereken sensin yukarıda bahsettim. 

Bu durumda dindarları sınırlayan ve yasaklar koyan bir yaratıcısı var en azından aklından geçirse bile ona engel oluyor. Sizler için öyle bir durumda yok vicdanı sakat bir ateist her türlü pisliği sınırsızca yapabilir. Ben iyiyim vicdanlıyım demen martavaldan ibaret kalır. Şu kalın kafanıza sokamadık şunu. 

@Geta

Hala aynı şeyleri yazıyorsun yavrucuğum senin iyi olman diğer ateistinde iyi olmasını gerektirmiyor. Seni sınırlayan ve engel koyan bir güç yok ama Müslümanları sınırlayan dini kuralları ve yaratıcıları var diyorum.

Belki dediğiniz gibi bazı Müslümanlar dinleri ve Allahları olmadığında kötü birileri olabilirlerdi ama o zaman ateist olarak kötü olacaklardı. Yine değneğin boklu ucu sizlere dönüyor. 

tarihinde rahip tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 421
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

13 dakika önce, rahip yazdı:

vicdanı sakat bir ateist her türlü pisliği sınırsızca yapabilir.

 

yavrum sen geri zekalılıkta rekor denemesi mi yapıyorsun?

bu kadar tecavüzün, hırsızlığın kaçını ateistler yapıyor?

sen demedin mi toplumlar dinsiz olmadığı için ateist toplum yoktur diye.

bu kadar pisliği, olmayan ateist toplum mu yapıyor!

 

ben iyiyim, vicdanlıyım demek tabii ki martaval.

bunu davranışlarında göstereceksin!

mesela sen bir cahil olmadığını iddia ediyorsun

ama iletilerinden cehalet akıyor...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 saat önce, rahip yazdı:

Tamam işte zaten iyi şeyler yap diye tehdit ediyor insanları. Sırf korktuğun halde ve içine sinmeden ahlaklı olursan bu dediklerin geçerli. Yani sen bir ateist olarak inanmadığın halde korkudan ahlaklı olursan senin dediğin geçerli olur. Bunu inan biri için söyleyemezsin ki. Ben korktuğum için ahlak kurallarını benimsemiyorum iyi biri olmak için benimsiyorum ve vicdanıma uyuyor. Sen inançlı olmayan kafanda kurguladığın şeyleri düşünüyorsun ama inan bizler senin düşündüğün gibi bir dayatmaya göre yaşamıyoruz hayatımızı. 

 

 

 

Götü boklu bir cöl bedevisinin arkasina siginarak tehtit mi ediyormus minik allah. 

Bir minik ficicik , ici dolu tursucuk muymus.

Oovvvvv, korkudan dizlerimin bagi cözüldü. Allah ne korkutucu!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 30.08.2021 at 10:05, Buzul yazdı:

Bir başka garabette, insanların kendilerine eziyet eden bir tanrıdan bağışlanma dilemesi, onu övmesi, ona tapınmasıdır.

 

Neyin nasıl olması gerektiğine dair kriteriniz kendi indi görüş ve yargılarınız. Gerçek neden sizin yargılarınıza tâbi olsun ki? 

 

 "Şayet gerçek onların heveslerine uysaydı, gökler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi."

 

İnsanın değerleri ve değer yargıları içinde yaşadığı sosyal düzeni ve doğal düzeni devam ettirebilmek ve korumak için var. Bu değerler gerçeği yargılamak için kullanılamaz. 

 

Gerçekte Celâl ve Cemal bir arada, yapım ve yıkım beraber ve iç içe. Yaratma ve yok etme eşit ölçüde övgüye layık. İyi- kötü, acı- haz, eziyet- lütuf ... Bunlar gerçeğin birliğinin insana ait zıt kelimelerle ifadesinden başka şeyler değiller. Birliğin ikilik ve zıtlıkla ifadeleri...

 

Acı çeken, yok edilen biziz diye trip atarsak gerçeği subjektif yargılarla yargılamış oluruz. Hâlbuki gerçek söz konusu olduğunda egomuzun yeri yokluk ve hiçlik mertebesidir. Egomuzu ait olduğu hiçliğe gönderebilirsek o zaman bütün ihtişamı ve kusursuzluğu ile gerçeğe ait oluruz. 

 

Bütün dinler insana nefsini disipline etme, temizleme ve terbiye etmeye çalışır. Çünkü var oluşu bize eğri gösteren egomuzdur. Ego bizdeki hâkimiyetini kaybedince bütün taşlar yerine oturacak, eğrilik, yamukluk bitecek, herşey tastamam olacak...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Bütün dinler insana nefsini disipline etme, temizleme ve terbiye etmeye çalışır. Çünkü var oluşu bize eğri gösteren egomuzdur. Ego bizdeki hâkimiyetini kaybedince bütün taşlar yerine oturacak, eğrilik, yamukluk bitecek, herşey tastamam olacak...

 

Bakıyorum siz de diğer dindarlar gibi taptığınız tanrıya hiç toz kondurmuyorsunuz. Onun hiç mi suçu yok?

 

Bu neye benziyor biliyor musun?

Birinin evi soyulmuş. Millet ha bire ev sahibine yükleniyor. Halbuki hırsızın hiç mi suçu yok?:D

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Yeni Üye yazdı:

Bütün dinler insana nefsini disipline etme, temizleme ve terbiye etmeye çalışır. Çünkü var oluşu bize eğri gösteren egomuzdur. Ego bizdeki hâkimiyetini kaybedince bütün taşlar yerine oturacak, eğrilik, yamukluk bitecek, herşey tastamam olacak...

 

Ülkemizde yıllardır misafir ettiğimiz Suriyeli, Pakistanlı ve son sönemde sayısı iyice artan Afganistanlı din kardeşlerimiz sayesinde bu dediğinizi iyice görüyoruz. Dinden başka hiçbir şey bilmeyen, din yüzünden savaşın içinde hayat geçiren bu insanların nefsi şahane disipline edilmiş, tertemiz ve terbiyelerinin yanına yaklaşabilmemiz mümkün değil. Laiklik yüzünden dinden uzaklaşmış biz Türklere, dindar oldukları için medeniyet, ahlak, terbiye, temizlik getirdiler şükür. Tastamam olduk.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

Neyin nasıl olması gerektiğine dair kriteriniz kendi indi görüş ve yargılarınız. Gerçek neden sizin yargılarınıza tâbi olsun ki? 

 

 "Şayet gerçek onların heveslerine uysaydı, gökler, yer ve onlarda bulananlar bozulup giderdi."

 

İnsanın değerleri ve değer yargıları içinde yaşadığı sosyal düzeni ve doğal düzeni devam ettirebilmek ve korumak için var. Bu değerler gerçeği yargılamak için kullanılamaz. 

 

Gerçekte Celâl ve Cemal bir arada, yapım ve yıkım beraber ve iç içe. Yaratma ve yok etme eşit ölçüde övgüye layık. İyi- kötü, acı- haz, eziyet- lütuf ... Bunlar gerçeğin birliğinin insana ait zıt kelimelerle ifadesinden başka şeyler değiller. Birliğin ikilik ve zıtlıkla ifadeleri...

 

Acı çeken, yok edilen biziz diye trip atarsak gerçeği subjektif yargılarla yargılamış oluruz. Hâlbuki gerçek söz konusu olduğunda egomuzun yeri yokluk ve hiçlik mertebesidir. Egomuzu ait olduğu hiçliğe gönderebilirsek o zaman bütün ihtişamı ve kusursuzluğu ile gerçeğe ait oluruz. 

 

Bütün dinler insana nefsini disipline etme, temizleme ve terbiye etmeye çalışır. Çünkü var oluşu bize eğri gösteren egomuzdur. Ego bizdeki hâkimiyetini kaybedince bütün taşlar yerine oturacak, eğrilik, yamukluk bitecek, herşey tastamam olacak...

 

 

Kuranda allah maide 106da ölümü bir musibet olarak görüyor. Musibetlere yol açan insan eylemlerini eleştiren, başınıza gelen her musibet kendi yaptıklarınız nedeniyledir diyen allah, bu musibete yol açan yaratma eylemiyle de övünüyor. Peki bu neden böyle? Allah neden yaratıp, yaratıp ölüm musibetine uğratıyor? Ölümlü çocuğu var eden, bunla övünen, ama çocuğun ölümünü musibet, kötü bir durum olarak gören, çocuğun ölümüne üzülen anneyi, babayı düşünün. Ölümü musibet olarak gören, var ederek ölüm musibeti veren, ölüm musibetine yol açan yaratma eylemiyle övünen yapı. Görüldüğü gibi ortada tutarsız, zihinsel uyumsuz bir yapı var. İşte allah bu zihin yapısın bir ürünüdür. Yakınıp, yakınıp, yaratan, yakınıp, yakınıp dayatan, yakınıp, yakınıp, tapınan, sorunun kaynağını övüp, bu acılar nasıl biter, niye bitmiyor diye de soran bir yapı. Değerli gördüğünüz, varlığını güzellediğiniz yaşam fabrikası bunları ürettiği için bitmiyor olabilir mi acaba? 

 

Evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşayan kimseler varken, evlat acısı yaşattığı söylenen allaha, allah kimseye evlat acısı vermesin diye yakarmak nedir ayrıca? Milyarlarca kişinin var edildiği ve ölümün olduğu bir yerde, evlat acısı yaşayan kimseler var işte. Üstelik o yapı, ölümlü çocuğu var eden, kendine evlat acısı veren bir yapı. Şimdi bu yapı mükemmel mi, kusursuz mu?  

 

Yine allah bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir diyor. Ama aynı allah ölümlü varlıkları var ediyor, ölmeyi dayatıyor, ölüm sürecini ve psikolojisini yaşatıyor, öldürülmeden kaçamazsınız, sizleri öldüreceğim diyor, ölüm korkusu veriyor. Ölümün bulma şekline karşı çıkan, ama ölümlü bir varlığı var eden, ölüm veren o yapının aynısı.

 

Kibirlenmeye karşıyım diyorsunuz ama yalvarıp, yakartmak için muhtaç eden, aciz bırakan, yoksunluk gidermek durumunda bırakıp, açlık, susuzluk yaşatıp, siz bana muhtaçsınız acizler, sizi yediren, içiren benim diyen kibirli, küstah, pişkin bir anlayışın yani el- kebirin, yani allahın yancılığını yapıyorsunuz.

Yaptığınız çocuğa, var ettiğiniz o muhtaç bedene hakkımızı ödeyemezsin, bize borçlusun, bize şükür et diyorsunuz. Kuranda lokman 14de allah ile birlikte anne, babaya da şükür istenmiyor mu? İsteniyor. Sizin kibriniz mi allahta kendini gösteriyor? Yoksa gerçekten var olan allahın kibri mi sizde tecelli ediyor, yani kendini gösteriyor? İki türlü de kibirlenmeye karşıyım demek oksimoron bir durum olur. Ama tuhaflık bu ya. İslama göre bu anlayışın, kibrin eleştirilmesi kibir. Susuzluk yaşatıp, su verdiği için neden şükür edeyim ki? Sorunu oluşturan o değil mi desen. Kibir bu. Yalvarıp, yakartmak aciz bırakanı, muhtaç edeni, bu küstah ve pişkin anlayışı  övmüyorum, bu anlayışa boyun eğmiyorum desen. Bu kibir bu anlayışa göre.

 

İslama göre allahın yarattıklarına eziyet etmesi, acı çektirmesi merhametsizlik, zulüm, kötülük değildir. Ama allahın bundan dolayı eleştirilmesi islama göre zalimliktir. Bir dakika. Nasıl yani? O nedenle müslümanlarla bu konular hakkında tartışırken garabet bir durum oluşur. Eziyetçiye değil de, eziyetçiyi eleştirene zalim diyor, çünkü o yaratıcı ve merhametsizlik yapmayan eziyetçi birde kendini bundan dolayı eleştireni sonsuza dek yakacak. 

 

Kurandaki allah soy, sop, kuşak, oğul, torun edebiyatı yapar. Size oğullar ve torunlar verdim diyerek, bunu güzeller. Benim soyum, benim kanım diyen, soyunun sürmesini güzel bir durum olarak gören kişileri düşünün şimdi. Allah böyle bir anlayışın ürünü olabilir mi?

 

Kuranda siz atmadınız, allah attı, onları siz öldürmediniz allah öldürdü diye yazar. Peki karşı tarafın okunu atan, kılıcını sallayan, müslümanları öldüren kimdir? Allah mıdır? Allah ise, allah için kendisiyle bir savaş halinde diyebilir miyiz?

 

Yine savaşta korusunlar diye zırh yarattım diye yazar. Peki savaşta zarar versinler diye silah yaratan kim? Korunmak ondan da, zarar vermek kimden?

 

Yeryüzündeki her şey allahın tecellisi ise, hastalığı tedavi eden bir insanda şafi adıyla tecelli ediyorsa, merhametsizlik yapan bir insanda hangi adıyla tecelli eder, kendini gösterir? Bir adıyla kendini gösteriyordur herhalde. Ama her şeyi yapabilen allah mermametsizlik yapmaz değil mi?

 

Ayrıca siz islama göre şeytan tarafından kandırılan, şeytana uyan adem ile havvanın allah tarafından yaratılan çocukları değil misiniz? Sizin var edilişinizde bir şeytanlık var. Eeee var edilişinizi övüyorsunuz. Demek ki şeytanı da övüyorsunuz. Yaratan allah, tuzakçı şeytan. Hem övüyorsunuz, hem de sövüyorsunuz.


Eleştirilmemeli, karşı çıkılmamalı, çünkü o yaratıcıdır anlayışı, putlaştırılan yaratıcı kavramı da yıkılmalıdır. Yaratıcıysa ne olur yani, ona da karşı çıkarım denilmeli, bu anlayış eleştirilmelidir. Kuranda enbiya 23te de allah yaptıklarından sorumlu değil diye de yazar. Zaten islamın büyük bir sorun olmasının nedeni de budur. Yaratıcı kavramına dayandırılmasıdır. Yaratıcı kavramına dayandırıldığı için yalan, yanlış, oksimoronluk, tutarsızlık, nefret, şiddet barındıran islam paketi hak oluyor, doğru yol oluyor, hidayet oluyor. Bunu savunan kişi üstün oluyor. 

 

Yani allah garabet bir yapının ürünüdür. İslam bir garabet çorbasıdır. Dolayısıyla allah kusurludur. Çünkü onu oluşturan yapı kusurludur.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İslama göre allahın merhametine bir örnek verebilir misiniz?

-Allahın susuzluk yaşatıp, su vermesi allahın merhametine bir örnektir.

Sorunu oluşturanı, yoksunluk gidermek durumunda bırakanı, susuzluk yaşatıp, su veren allahı bu merhametinden dolayı ne kadar övsek azdır.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Beni var eden ögelerden biri olan, acı, ızdırap, keder, yoksunluk, acizlik, muhtaçlık üreten yaşamın, bu acıkıyım fabrikasının yakıtı olan suya şükürler olsun. Olmasaydın, olmazdım. Olmasaydın, seni içemezdim. Teşekkür ederim sana, bana seni içme ayrıcalığını, bu deneyimi yaşattığın için.

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

On 01.09.2021 at 02:13, Geta yazdı:

sen demedin mi toplumlar dinsiz olmadığı için ateist toplum yoktur diye.

bu kadar pisliği, olmayan ateist toplum mu yapıyor!

ben iyiyim, vicdanlıyım demek tabii ki martaval.

bunu davranışlarında göstereceksin!

mesela sen bir cahil olmadığını iddia ediyorsun

ama iletilerinden cehalet akıyor...

 

Ben geçmişten günümüze gelirken ahlakı oluşturan toplumlar genel olarak dindarlardır dedim. Yoksa ateistler yaşamadı demedim desem bile senin beynin yok hemen inanıverdin mi? 

Sende okuduğunu anlayamama sorunu var anlamadığın için de karşındakini cahillik ile suçluyorsun. Daha önceki iletilerimde de yazdım sizin algınız bozuk bu su götürmez bir gerçek. 

Hiç mantıklı bir itirazınıza denk gelmedim genelde yanlış anlamalarınızı düzeltmeye çalışıyor buradaki teistler.

Keşke sende cahil olsan da sana öğretebilsek. Ama sen hem bilmiyorsun hem bilmediğinin farkında değilsin. Senin gibilere ahmak diyorlar genelde. Normalde ahmak görünce arka bakmadan kaçarım ama sana anlatıyoruz işte ne yapalım. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 saat önce, Yeni Üye yazdı:

 

 

Bütün dinler insana nefsini disipline etme, temizleme ve terbiye etmeye çalışır. Çünkü var oluşu bize eğri gösteren egomuzdur. Ego bizdeki hâkimiyetini kaybedince bütün taşlar yerine oturacak, eğrilik, yamukluk bitecek, herşey tastamam olacak...

 

Evrimin bize sunduğu gözlükleri parçalayan bir oluşumdur din. Bizi bir gerçeklikten daha uzak bur gerçekliğe atar. Gerçeğe ancak bilimsel tutum ile ulaşılır. Din ile sadece gerçekten uzaklaşılır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 01.09.2021 at 01:05, rahip yazdı:

 

 

@teflon

İyinin neden iyi olduğunu kötünün neden kötü olduğunu bilmiyor ve benim sana öğretmemi istiyorsan öğretebilirim sorun yok. Ama ahlakı ağzına almaması gereken sensin yukarıda bahsettim. 

Bu durumda dindarları sınırlayan ve yasaklar koyan bir yaratıcısı var en azından aklından geçirse bile ona engel oluyor. Sizler için öyle bir durumda yok vicdanı sakat bir ateist her türlü pisliği sınırsızca yapabilir. Ben iyiyim vicdanlıyım demen martavaldan ibaret kalır. Şu kalın kafanıza sokamadık şunu. 

@Geta

Hala aynı şeyleri yazıyorsun yavrucuğum senin iyi olman diğer ateistinde iyi olmasını gerektirmiyor. Seni sınırlayan ve engel koyan bir güç yok ama Müslümanları sınırlayan dini kuralları ve yaratıcıları var diyorum.

Belki dediğiniz gibi bazı Müslümanlar dinleri ve Allahları olmadığında kötü birileri olabilirlerdi ama o zaman ateist olarak kötü olacaklardı. Yine değneğin boklu ucu sizlere dönüyor. 

Tüm insanları bir arada tutan ve aile yapılarını bir arada tutmalarını sağlayan şey genlerdir. Bu genler sayesinde insanlar bir arada durabildi. Ardından devlet kuruldu ve toplumsal yaşam daha çok gelişti. 

 

Din insanın ahlakına bir şey katmaz. Aksine iyi bir insan her şartta iyidir. Kötü bir insan her şartta kötüdür. Ama bir istisna var. Dinler iyi insanları bile kötü yapma potansiyeline sahiptir. Din insanları daha ahlaklı yapmaz. Dinin sağladığı tek fayda toplumu daha iyi bir arada tutabilmeni sağlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 dakika önce, Expecto yazdı:

Birde islam sayesinde ahlaklı olunmaz. Felsefi olarak düşünürsek baskı ile bir insanı ahlaklı yapamazsınız. Ahlakın ana koşulu özgürlüktür. Bu da demek oluyor ki dinin ahlaka katkısı tehlikeli emirlerinden dolayı eksilerde. 

 

Anlam genişlemesinden ve alternatifi etik gibi kelimelerin dinciler tarafından erozyona uğratılmasından dolayı ahlak terimini gündelik hayatta da kullanıyor insanlar.

Ama bu terim aynı miraç, kadir gecesi, nuh tufanı vs gibi bir dini terimdir.

Kastettiği anlam da iyi bir mümin olmaktır.

 

BU terim dincilerin.

Şunu kullanıp durmayın.

 

Senin ahlak ile kastettiklerin iyi niyet, sağduyu, empati.

Dincilerin imali olan bu ahlak kavramında yok bunlar.

Allah neye mutlu oluyorsa iyi niyet de, sağduyu da, empati de odur.

 

Ahlak dinlerle tanrılarla ilişkili bir kavramdır.

Dincilerin ahlakı vardır

Dincilerin kandili de, hanukası da, orucu da vardır.

Kandil ve Ramazan ne ise, Ahlak da odur.

Bu onların. Bu terimi onlardan alıp evine götürürsen seni takip edip bulurlar mallarını.

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 saat önce, rahip yazdı:

 

Ben geçmişten günümüze gelirken ahlakı oluşturan toplumlar genel olarak dindarlardır dedim. Yoksa ateistler yaşamadı demedim desem bile senin beynin yok hemen inanıverdin mi? 

Sende okuduğunu anlayamama sorunu var anlamadığın için de karşındakini cahillik ile suçluyorsun. Daha önceki iletilerimde de yazdım sizin algınız bozuk bu su götürmez bir gerçek. 

Hiç mantıklı bir itirazınıza denk gelmedim genelde yanlış anlamalarınızı düzeltmeye çalışıyor buradaki teistler.

Keşke sende cahil olsan da sana öğretebilsek. Ama sen hem bilmiyorsun hem bilmediğinin farkında değilsin. Senin gibilere ahmak diyorlar genelde. Normalde ahmak görünce arka bakmadan kaçarım ama sana anlatıyoruz işte ne yapalım. 

 

 

tamam ben cinlere, ruhlara, meleklere, şeytanlara vs. inanmadığım için ahmağım.

sen de bunların varlığına inandığın için zekâ küpüsün.

ben cehennemde zebanilerle cebelleşirken sen cennette hurilerle sefa süreceksin.

alemin uyanığı! rüyanda görürsen sen o tomurcuk memeleri!

beyefendi tenezzül edip bana cevap yazıyormuş.

yavrum sen ne mezunusun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, AteistBakish yazdı:

Anlam genişlemesinden

 

anlam genişlemesinden değil.

madem bayşapka tartışmayı geniş tutmak için yeni bir başlık açmış, oradan devam edeceğim.

bu arada orada yazacaklarımın tamamı sana cevap olarak değildir.

elbette itiraz ettiğim bir iki hususun altını çizeceğim.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.09.2021 at 11:21, Expecto yazdı:

Birde islam sayesinde ahlaklı olunmaz. Felsefi olarak düşünürsek baskı ile bir insanı ahlaklı yapamazsınız. Ahlakın ana koşulu özgürlüktür. Bu da demek oluyor ki dinin ahlaka katkısı tehlikeli emirlerinden dolayı eksilerde. 

Bu işe dar kalıplarla inanmayan kafayla bakarsan tehlikeli emirler der geçersin. Emirlere uymadan önce geçtiğin süreçler çok önemli. İslam'ı yaşamadan onu his etmeden yasak emirler diye algılarsın bu senin için normal tabi ki. Hep diyorum ya sizin inanmadığınız Allah, din ile bizim inandığımız aynı değil diye.!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Baskı ile ahlaklı olunmaz Bu doğru.
İslama ilk inanlar genelde köle fakir zayıf kimseler.
Misal bilali habeşi siyahi bir köle.
Yani zengin biri zaten zengin olsa köle olmaz ne de efendisi olanı yenecek fiziki bir kuvveti var.
Ama uzun süre aç sussuz bırakılarak çölde taşlar altında kırbaçlanarak islamdan vazgeçilmesi istendi vazgeçmedi.
İslam müşriklerin ayakları altında ezilen bu siyahi köleyi aldı  siyah kabenin en üstüne çıkardı ve o billur sesinden islamın ilk müezzini yaptı.
İslamı siyahı tahkir etmez hacerül esved de siyah taş onuda aldı kabenin bir köşesine koydu
ama modern medeni abd avrupa sırf renginden dolayı siyahileri hayvan taşınan trenlerde yolcu ederken  parası ile bilet alanları dahi beyazların 1. sınıf taşıma araçlarına kabul etmedi.
Havuzlarına köpekler ve zenciler giremez yazdı.
Malcolm x sırf siyah olduğu için dışlandı hacca gittiğinde 
yaptığı konuşma şura da :nasıl renk ve ırk ayrımı yapmadan sadece insan olarak kendisine bakıldığını
ve bir yerde de amerikalı beyaz olup müslüman olup hacca gidenlerin kendisine beyaz demediğini renk ve ırk ayrımı yapmadan kendisine nasıl kardeşçe baktığını ırkçılık çözümü için abd nin islam ile buluşması gerektiğini açıklıyor:


https://www.youtube.com/watch?v=dbzz4Y0yqvk

 

aynı şey muhammed ali için de geçerli.
beyazın siyahdan,arabın acemden üstün olmadığı hepsinin ademden ademin ise topraktan olduğunu söyleyen islamdır.
Bu bakımdan zorbalık şiddet küstahça baskı hep küfür ve şirk ortamından gelmiştir.
Hitlerin ve ispanya haçlısının zulmettiği yahudileri de neden se yine müslüman osmanlı kucaklıyor
yani Kur'an ve islam yahudi düşmanlığı yayıyordu?
Firavun hz musaya mucize sonrası biat eden sihirbazları kesmekle tehdit ettiğinde aynen bilali habeşi gibi:
" ﴾70﴿ Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve “Biz Mûsâ ile Hârûn’un rabbine iman ettik” dediler.
﴾71﴿ Firavun şöyle çıkıştı: “Ben size izin vermeden ona inandınız öyle mi? Anlaşılıyor ki o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ama ahdim olsun ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece hangimizin cezasının daha şiddetli ve kalıcı olduğunu anlayacaksınız!”
﴾72﴿ Onlar şu cevabı verdiler: “Bize gelen bunca apaçık kanıtlara ve bizi yaratana karşı asla seni tercih edemeyiz. Artık sen neye hükmedeceksen et; ama sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.
﴾73﴿ Hatalarımızdan ve bize zorla yaptırdığın sihirden ötürü bizi bağışlaması için rabbimize kesin olarak iman ettik. Hayırlı ve sürekli olan Allah’tır." 
bir yandan firavun gibiler zorla ölüm ve işkence ile baskı ile iman edenleri caydırmaya çalışıyor
diğer yandan tüm zayıflığına rağmen korkmadan imanından dönmeyenler var.
Demek ki zorla ve baskıya rağmen hele ucunda ölüm var ise ahlakından dönmeyen kişi
zorla ve baskı ile ahlaklı görünmeye çalışandan daha faziletli.
İslamın özünde zor ve baskı yoktur.Hür irade ve akıl vardır.

ha emeviler ile siyasalaşan dini ve hele şimdi bir ideoloji olan vehabbizm işid taliban gibileri bana islamı temsil ediyorlar 

demeyin beşeri bir din soslu ideolojidir.
Hz ibrahim de ateşte yakıldı.
Hz yusuf hapse atıldı
Hz nuh denize atıldı
Hz isa öldürülmeye çalışıldı
son peygamber zaten her türlü işkenceye uğradı.
Görmekteyiz  ki baskı şiddet zulüm hep inkardan iman edenlere yapılmış
savaş ve meşru savunma hariç hangi islam kimi neye zorlamış.
Tehlikeli emirlere rağmen her müslüman sanki günahsız korkudan hiç günah işlemiyor
madem böyle olsa neden tevbe ye sık sık çağrı yapıyor.
Demek ki bütün bu cehennem korkusuna rağmen müslümanlarda da günah işleyenler var
Korkudan çok müslümanlar Allahın rahmetinin genişliğinden veya tevbe  ile nasılsa affedilirim mantığından daha çok günah işlemeye meyilli.
Kaç kişi cehennem korkusu ile günahdan vazgeçmiş?
Ha cennet nimetleri emin olun cehennem korkusundan daha cazip
çoğu da cennet için çalışır
ama bir kısmı da belki cehennem narından ürktüğü için yapmaz

Bu insanın fıtratında var.Misal:Yüzme bilmiyorsan denize açılmayacaksın
çünkü boğulmaktan korkarsın.
Ama balık tutma motivasyonu  bazen daha cazip gelip veya yüzmenin verdiği hazz galip gelip
kişi bazen yüzme bildiği halde tehlikeli manevralar ile boğulabilirde.
Yani korku ve cazip şeyler dengesi bazı yerlerde bozulabilir.
Kişi bulduğu cismi değerli bir şey sanıp kurcalarken patlayabilir.
Sigara içmek insanı kanser yapar öldürür 
ve sigara içmekten korkarsın içmezsin
niye umum sigara üreticileri artık korkutucu imajlar mesajları sigara üzerine bastırır
zira aklı başında kişi bundan ders ibret alır korkar vazgeçer
ha bağımlı hale gelip her halükarda içenlerde var korku bunlara işlemiyor
iki bacağı kanserden sigaradan kesilmiş gırtlağı alınmış hala içiyor
bunları normal statüde kabul etmiyoruz
normal kişi de korku duyusu onu hayata tuttar.
Boş bir duygu mu korku.
Elektirk hatlarında kurukafa ölüm tehlikesi yazar
niye?süs için mi korku ile onun hayatını kurtarır.
Cehennem de insanın kendine çeki düzen vermesine neden olur.
Ama cennet fikri daha caziptir.
Zira bazı radikal örgütlerin kişileri canlı bomba yapma motivasyonlarına baktığımızda cennetin cazip fikri daha baskındır.Şehadet ve cennet fikri daha çok ön plandadır.


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...