Jump to content

Ali Nesin'in açıklaması


Recommended Posts

  • İleti 169
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

sayın gaye,

öncelikle hoşgeldiniz.. ikinci olarak sizin yazınızı okudum ve oldukça makul buldum. (Livaneli'nin yazısını okumadım açıkçası)

yukarılarda bir yerde dedim. insanların kaygı taşımalarını korkmalarını çok mantıklı buluyorum ve bunu eleştiremem. Bu sistemin korku noktaları vardır. Bu sistem korkularıyla ayakta durmaktadırlar.... Bundan dolayı da sürekli bir "düşman" yaratmak zorundadır kendine... SSCB'dir zamanında korkunun merkezi. Komünistler sistemin karşısına konulur. Bu ülkeyi emperyalizme peşkeş çekmek için, Nato'ya girebilmek için önce bir gerekçe haz ırlamak lazımdı. Ve yıllarca kuzeyden gelecek tehlike, boğazlarda gözü var yalanlarıyla uyutulduk, bu uğurda korelere asker gönderip, ABD askerlerini korum apahasına bu ülkenin genç evlatlarını ölüme sürdük...

Gün geldi, kuzeydeki tehlikenin içimizde de uzantıları olduğunu ilan ettik ve bu ülkenin sokaklarında komünist avına çıktık. Gencecik insanlarımız katliamlara uğradı, işkencelerden, idam sehpalarından geçti korkularımlızın yenilmesi için... Gün geldi alevileri gözümüze kestik, maraşları yarattık gün geldi azınlıkları gözümüze kesip kara pazarlara zemin hazırladık. Şu anda iki temel korkumuz var. Kürtler ve islamcılar... Bu korkular olmak zorunda birilerinin sömürülerini rahatça sürdürebilmeleri için. Ülkeyi yönetmek için insanların türk-kürt, laik/anti laik, türbanlı/türbansız diye kamplara bölüştürülmesi gerekiyor...

Buyrun günlerdir türban tartıyması yapıyoruz. Neden kimse ergenekon konusunu masaya yatırmaya çalışmadı... bu ülkenin temel sorunlarından biri çeteleşme değilmidir. devlet içindeki gizli devletcikler değil midir de bu olay türbanın gölgesinde kaldı. küçük veliyi nasılda türbanın gölgesinde cezaevine koyup olayın arkası gizlendi. Ya sizde bu ülkede yaşıyorsunuz ben de bu ülkede yaşıyorum.. Vatandaşların ağzında türban sorunu mu var geçim sorunu mu var... Bu ülkede kaç milyon işsiz var. Google uygun kelimeler yazılırsa rakam görülür.. Bu ülkede asgari ücret nedir. google yazalım öğrenelim... bu ülkede kayıt dışı ekonomi ne durumda... bu ülkede sigortasız olarak çalıştırılan insanların sayısı nedir... davutpaşada ölen insanların hangi koşullarda çalışıtğını kaçımız okuduk. 11-12 saat sigortasız asgari ücret ve altındaki ücretlere çalışan bu insanları kim konuştu... İnşaatk sektöründe sigortasız çalışan, tekstim sektöründe çalışan genç kızların durumundan, çocuk işçiliğinden haberimiz var mı.. Peki sizce bu ülkenin gündemi nedir sizce. bu ülkenin gündemi ne olmalı sizce...

İnsanların çarşaf altına sokulması kabul edilecek bir şey değildir. Ama cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi sokaklarda insan avına çıkarsanız sorunu çözmezsiniz büyütürsünüz. Zaten ne akp nin ne de başkasının sorunu çözme konusunda bir girişimi yok ki. AKP bir pastayı yemeye çalışıyor laiklerimizde onların ekmeğine yağ sürüyor sadece... Bu tür forumlarda seçimden önce AKP'ye oy vermeyin CHP'ye vermiyorsanız bile mhp ye verin denildi. Alın CHP'nin alternatifi olan partiyi de gördük. Laklik bayrağı şu anda baykal'ın ve bu sefer kendini geride tutan TSK'nın elinde değil mi. Eee onları da gördük. 12 Eylül sonrası yapılanlar ortada. Evren paşanın, kurandan ayetler sunduğu mitingleri unuttuğumu sanmayın. Şeriatı önlemek için geldiğini iddia eden 12 Eylül solu silmeye çalıştı islamı geliştirmeye... Başyka bir başlıkta hizbullah örneğini verdim. Hizbullahı bu devlet desteklemedimi. Diyarbakır'da liselerde kızlarımız saldırılara maruz kalırken neden kimse hizbullaha tepki göstermedi. çünkü pkk nini karşısındaydı hizbullah... İşte o günlerde sessiz kaldığımız, devlet tarafından plazlanan hizbullahın meyveleriyle karşı karşıyayız...

hepimizin korkusu, kaygısı aynı. sadece çözüm yolumuz farklı.. onları güçlendirecek şeylerden kaçınalım. bir kız çocuğunu türbanlı diye sahneden indirdik ama o kız artık sıradan türban takan bir kız değil o laik bildiği sistem tarafından onuru zedelenen aşağılanan, islam tarafından da sahiplenip umreye gönderilen bir kız. şimdi iyimi ettik o kızı oradan indirmek ile siz söyleyin... Yasaklamalarla bir sorunu ortadan kaldırılamaz. bildiğim tek şey budur.. Bırakın okusunlar, hayatı öğrensinler.. evlerine mahkum ettiğiniz bir insanın gelişmesini beklemeyin. o sadeüce, hakkını gasp eden laik (!) sisteme karşı gelişir...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayrıca hiç demogoji yapıp knouyu saptırma, konu türban ve senin o türbanlıların ezilmişliğine, hadi biraz daha ezilin diye destek vermen..

bırak demagoji memagojii anlamam ben .Sen bana neden duygusal davranmamak gerek,duygusal olmanın zararı nedir.Şeriatla kadınlara baskı yapanlarda duygusal davranmadıkları için yapmıyor mu ?Bunların cevabını ver.Ama hemen verme.Düşün bugün lütfen Mistral seni çok sevdiğim için düşünmeni istiyorum,çünkü kalbinin burda seninle aynı fikirde olan bazıları kadar kin ve nefretle dolu olmadığını biliyorum.En ilk sayfadan beri Ali NEsinin,Kodomanın,Benim yazdıklarımı tekrar oku bir düşün.Sonra yine ısrar edersen duygusal davranmamakta ve 20 yaşındaki bir kadına "çıkart o türbanı" diyerek onu aşağılamakta artık sana cevap yazmayacağım.

Onlar zaten aşağılanıyor bir de biz aşağılayalımdan başka birşey değil bu.

Macchiato ben de seni severim bilirsin, fakat ciddi şekilde hayal kırıklığına uğruyorum hem saldırganca uslubun, hem de dinci faşizme verdiğin destek konusunda......O kişiler bir yargı kararı yüzünden mağdur veya mazlum değiller, tam tersi kendilerini dinci siyasete alet ettikleri için sadece birer maşadır....

onlara destek verdikçe ezilmişlikleri çoğalarak artacaktır, burda kişisel eziklikten söz etmiyoruz, toplumun gidişatından ve arap kültürünün dayatılarak varılacak rejim değişikliğinden söz ediyoruz, olaylara kişisel baktığınız müddetçe siz zaten yaklaşan ve toplumun tüm hak ve özgürlüklerini kısıtlayacak, özellikle de kadınların ezildiği şeri toplum haline dönüşmesini, türbanlıları sevdiğiniz için kabullenmiş oluyorsunuz..... bu nasıl bir saçmalık....

Kadını insan olarak bile görmeyen bir kültürden gelenler, kadınlara verilen hakları ve özgürlükleri sindiremedikleri için şimdi artık toplumda geriye gidiş başlamıştır.... devrimcilik ileriye ve yeniliğe açık olmak demektir, geriye gidişe destek vermek değil.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten biz de o türbanlıları kazanabilmek için üniversiteye çekmek istiyoruz.

Türbanlılar üniversiteye girmelidir, inandığını savunandan savunduğuna inanan kişi yararlıdır, gözü dünyaya baktığı sürece.Durdurulması gereken bu vahşi ülkücüler, fethullahçılar, anlaşmacı sözleşmeci tarikatlar, kurutulması gereken bu adamların ottan boktan para toplama işleridir, insan arasına karıştığı sürece o kızlar aydınlanacaktır, değişecektir, hepsi değişir.

Bu kızları o fetoş kamplarına mahkum etmediğiniz sürece o kızlardan size bir zarar gelmez. Kadın erkekten daha akıllıdır, yaşama, sevince sizden, dinden daha çok bağlıdır, o kızlar kendi kızları bunlara mahkum olmasın diye savaşacaktır, bundan şüphe etmeyiniz, o kara çarşaf, o türbanı inancı üzerinde de bir yüktür...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Macchiato ben de seni severim bilirsin, fakat ciddi şekilde hayal kırıklığına uğruyorum hem saldırganca uslubun, hem de dinci faşizme verdiğin destek konusunda....

Mistral hayal kırıklığına uğramanız normal çünkü beni anlamıyorsunuz.Ben türbana ve dine destek vermiyorum,ben dinden ve türbandan farkı olmayan sizin faşizminize karşı çıkıyorum.Türbana sizin kadar karşıyım,ama türban yasağına değil.Saldırgan üslubuma gelince bu üslupla bir dindara yazsam sorun çıkmayacak ama size karşı sizden farklı birşey yazınca sorun oluyor.Üslubum her zaman böyleydi ama sizinle aynı fikirde olduğum ve size kullanmadığım için farketmemişsiniz.Nesse anlaşamayacağız belli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle şeyler söylüyorsunuzki kendimi türbanı savunuyormuş gibi hissediyorum.Halbuki benim için türban yasağı neyse türban zorunluluğuda o. Yani

dinin buyurduğu "türban tak" ile

"sizin buyurduğunuz "türban çıkar"

arasında hiç fark yok.

ürbanlılar üniversiteye girmelidir, inandığını savunandan savunduğuna inanan kişi yararlıdır, gözü dünyaya baktığı sürece.Durdurulması gereken bu vahşi ülkücüler, fethullahçılar, anlaşmacı sözleşmeci tarikatlar, kurutulması gereken bu adamların ottan boktan para toplama işleridir, insan arasına karıştığı sürece o kızlar aydınlanacaktır, değişecektir, hepsi değişir.

Katılıyorum.Biz o kadınları bilerek tarikatların kucağına bırakıyoruz,onlara dinlerinin davrandığından farklı davranmıyoruz ve çıkıp onları suçlama,dinlerini suçlama hakkını kendimizde görüyoruz bunada gerekçe olarak "onlar zaten ezik insanlar bizde ezebiliriz"i gösteriyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Zaten biz de o türbanlıları kazanabilmek için üniversiteye çekmek istiyoruz.

Türbanlılar üniversiteye girmelidir, inandığını savunandan savunduğuna inanan kişi yararlıdır, gözü dünyaya baktığı sürece.Durdurulması gereken bu vahşi ülkücüler, fethullahçılar, anlaşmacı sözleşmeci tarikatlar, kurutulması gereken bu adamların ottan boktan para toplama işleridir, insan arasına karıştığı sürece o kızlar aydınlanacaktır, değişecektir, hepsi değişir.

Bu kızları o fetoş kamplarına mahkum etmediğiniz sürece o kızlardan size bir zarar gelmez. Kadın erkekten daha akıllıdır, yaşama, sevince sizden, dinden daha çok bağlıdır, o kızlar kendi kızları bunlara mahkum olmasın diye savaşacaktır, bundan şüphe etmeyiniz, o kara çarşaf, o türbanı inancı üzerinde de bir yüktür...

Sevgili bilelimöğrenelim

Bu yaklaşımın güzel. Kendine güvenli.

Türbana karşı olan hocalarımız için de geçerli.

Eğer gelsinler biz onların kafalarının içini de dışını da açarız, diyorsanız.

Bu yönde kendinize güveniyorsanız.

Elbette en barışcıl,

en doğru

en akılcı yaklaşımdır.

Ben gençliğimde, gelişmeyi, ilerlemeyi, eşitliği, kardeşliği, sömürüyü ortadan kaldırmayı ve bilimi vs birçok şeyi öğrendiğimde. Herkesi kendim gibi zannetmeye başlamıştım. Artık toplumumuzun sürekli ileriye gideceğini, en kısa sürede devrim yapıp bu bezirgan, bu sömürücü. bu eşitsiz düzene son vereceğimizi zannediyordum. Artık kimse bir kez doğruyu öğrendikten sonra yanlışa itibar etmez diyordum. Kimse attan inip eşeğe binmez diyordum.

Ama geçen yıllar pek çok şeyde yanıldığımı ortaya koydu.

Toplumlar basbayağı geri gidebiliyormuş.

Çünkü daha bebekken insanlar şartlandırılır. Robot haline dönüştürülürse, bunlar yetişkin hale geldiklerinde bu robotik hallerinden memnun olduklarını gördüm.

turbanlı kadın tv de bas bas bağırıyor KİM KARIŞABİLİR BENİM TÜRBANIMA. NE HAKLARI VAR BENİM TÜRBANIMA KARIŞMAYA. diye

Artık akıl çağında, insanların akıl dışı şeylere itibar etmeyeceklerini düşünüyordum.

radyo televizyon medya, kitle iletişim araçları insanların kafalarını açıp dünyayı daha doğru tanıtacağını öngörüyordum. Ama tam tersi gelişmelere şahit oldum. Bunların, insanların kafalarını daha da ipotek altına aldığını gördüm. Hurafe ekip hurafe biçiyorlar. Masal anlatıp masal devşiriyorlar. Gençliğimden bu yana 78 kuşağı, 88 kuşağı, 98 kuşağını gördüm ve geldik 2008 kuşağına.

Bu örümcek kafalılar iktidardayken, bu medya bütün kuşakları hurafe bombardımanına tutmuşken, onlarca islami internet sitesi varken elimizdeki birkaç site ile üçbeş kişi birbirimizle yazışıyorken onuda mahkeme kararlarıyla kapatıyorlarken. Sizler kadar kendime güvenli olamıyorum. Sizler kadar kendimi rahat hissedemiyorum. Bu kadar örümcekkafalı, bu kadar türbanlı nereden çıktı diye hayret ediyorum. Kahraman maraş, sivas katliamlarını gördüm. Hizbullah katliamları, müslüman dünyadaki vıcıklık. Taşın etrafında milyonlarca insanın döndüğünü, şeytan taşlıyorum diye birbirlerini ezdiklerini. Namazda yanında kalp krizi geçiren birine dönüp bakmadıklarını vs vs vs vs vs vs saymakla bitmez ilkellikler.

Ne zaman düzelir. Nasıl ortadan kalkar bilmiyorum.

Vee korkuyorum.

korkuyorum.

it görürem gorkmuram,

kurt görürem gorkmuram.

in görürem gorkmuram

cin görürem gorkmuram.

harda bir musurman görsem

gorkhuram gorhuram gorhuram.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Zaten biz de o türbanlıları kazanabilmek için üniversiteye çekmek istiyoruz.

Türbanlılar üniversiteye girmelidir, inandığını savunandan savunduğuna inanan kişi yararlıdır, gözü dünyaya baktığı sürece.Durdurulması gereken bu vahşi ülkücüler, fethullahçılar, anlaşmacı sözleşmeci tarikatlar, kurutulması gereken bu adamların ottan boktan para toplama işleridir, insan arasına karıştığı sürece o kızlar aydınlanacaktır, değişecektir, hepsi değişir.

Bu kızları o fetoş kamplarına mahkum etmediğiniz sürece o kızlardan size bir zarar gelmez. Kadın erkekten daha akıllıdır, yaşama, sevince sizden, dinden daha çok bağlıdır, o kızlar kendi kızları bunlara mahkum olmasın diye savaşacaktır, bundan şüphe etmeyiniz, o kara çarşaf, o türbanı inancı üzerinde de bir yüktür...

Bu çözüm yolunu elbette bütün varlığımla selamlıyorum..

Ama Amerikalıların dediği gibi.......

Too little, too late......

Çok az, çok geç.........

30 küsür yıl önce, türban henüz bir sorun değil iken, türbana karşı olan tutumunuz ne idi?

Ben şahsen 30 küsür yıl önce de, şimdi olduğum gibi, türban saplantılı bir ateist değildim.

Sevgili Drekinci'nin de olmadığına eminim..

Benim için zamanlama ve zaman çok önemli..

Hatta her şey..

Türban konusunda fikir beyan etmek zaman aşımına uğradı..

Artık çok geç arkadaşlar..

Bu konuda yapacağınız yorumlar ve ulaşacağınız sonuçlar, yine Amerikalıların terimi ile irrelevant...

Bu kelimenin ne olduğunu bilmiyorsanız, Redhouse sözlüğüne bakınız..

Selamlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
sayın gaye,

öncelikle hoşgeldiniz.. ikinci olarak sizin yazınızı okudum ve oldukça makul buldum. (Livaneli'nin yazısını okumadım açıkçası)

yukarılarda bir yerde dedim. insanların kaygı taşımalarını korkmalarını çok mantıklı buluyorum ve bunu eleştiremem. Bu sistemin korku noktaları vardır. Bu sistem korkularıyla ayakta durmaktadırlar.... Bundan dolayı da sürekli bir "düşman" yaratmak zorundadır kendine... SSCB'dir zamanında korkunun merkezi. Komünistler sistemin karşısına konulur. Bu ülkeyi emperyalizme peşkeş çekmek için, Nato'ya girebilmek için önce bir gerekçe haz ırlamak lazımdı. Ve yıllarca kuzeyden gelecek tehlike, boğazlarda gözü var yalanlarıyla uyutulduk, bu uğurda korelere asker gönderip, ABD askerlerini korum apahasına bu ülkenin genç evlatlarını ölüme sürdük...

Gün geldi, kuzeydeki tehlikenin içimizde de uzantıları olduğunu ilan ettik ve bu ülkenin sokaklarında komünist avına çıktık. Gencecik insanlarımız katliamlara uğradı, işkencelerden, idam sehpalarından geçti korkularımlızın yenilmesi için... Gün geldi alevileri gözümüze kestik, maraşları yarattık gün geldi azınlıkları gözümüze kesip kara pazarlara zemin hazırladık. Şu anda iki temel korkumuz var. Kürtler ve islamcılar... Bu korkular olmak zorunda birilerinin sömürülerini rahatça sürdürebilmeleri için. Ülkeyi yönetmek için insanların türk-kürt, laik/anti laik, türbanlı/türbansız diye kamplara bölüştürülmesi gerekiyor...

Buyrun günlerdir türban tartıyması yapıyoruz. Neden kimse ergenekon konusunu masaya yatırmaya çalışmadı... bu ülkenin temel sorunlarından biri çeteleşme değilmidir. devlet içindeki gizli devletcikler değil midir de bu olay türbanın gölgesinde kaldı. küçük veliyi nasılda türbanın gölgesinde cezaevine koyup olayın arkası gizlendi. Ya sizde bu ülkede yaşıyorsunuz ben de bu ülkede yaşıyorum.. Vatandaşların ağzında türban sorunu mu var geçim sorunu mu var... Bu ülkede kaç milyon işsiz var. Google uygun kelimeler yazılırsa rakam görülür.. Bu ülkede asgari ücret nedir. google yazalım öğrenelim... bu ülkede kayıt dışı ekonomi ne durumda... bu ülkede sigortasız olarak çalıştırılan insanların sayısı nedir... davutpaşada ölen insanların hangi koşullarda çalışıtğını kaçımız okuduk. 11-12 saat sigortasız asgari ücret ve altındaki ücretlere çalışan bu insanları kim konuştu... İnşaatk sektöründe sigortasız çalışan, tekstim sektöründe çalışan genç kızların durumundan, çocuk işçiliğinden haberimiz var mı.. Peki sizce bu ülkenin gündemi nedir sizce. bu ülkenin gündemi ne olmalı sizce...

İnsanların çarşaf altına sokulması kabul edilecek bir şey değildir. Ama cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi sokaklarda insan avına çıkarsanız sorunu çözmezsiniz büyütürsünüz. Zaten ne akp nin ne de başkasının sorunu çözme konusunda bir girişimi yok ki. AKP bir pastayı yemeye çalışıyor laiklerimizde onların ekmeğine yağ sürüyor sadece... Bu tür forumlarda seçimden önce AKP'ye oy vermeyin CHP'ye vermiyorsanız bile mhp ye verin denildi. Alın CHP'nin alternatifi olan partiyi de gördük. Laklik bayrağı şu anda baykal'ın ve bu sefer kendini geride tutan TSK'nın elinde değil mi. Eee onları da gördük. 12 Eylül sonrası yapılanlar ortada. Evren paşanın, kurandan ayetler sunduğu mitingleri unuttuğumu sanmayın. Şeriatı önlemek için geldiğini iddia eden 12 Eylül solu silmeye çalıştı islamı geliştirmeye... Başyka bir başlıkta hizbullah örneğini verdim. Hizbullahı bu devlet desteklemedimi. Diyarbakır'da liselerde kızlarımız saldırılara maruz kalırken neden kimse hizbullaha tepki göstermedi. çünkü pkk nini karşısındaydı hizbullah... İşte o günlerde sessiz kaldığımız, devlet tarafından plazlanan hizbullahın meyveleriyle karşı karşıyayız...

hepimizin korkusu, kaygısı aynı. sadece çözüm yolumuz farklı.. onları güçlendirecek şeylerden kaçınalım. bir kız çocuğunu türbanlı diye sahneden indirdik ama o kız artık sıradan türban takan bir kız değil o laik bildiği sistem tarafından onuru zedelenen aşağılanan, islam tarafından da sahiplenip umreye gönderilen bir kız. şimdi iyimi ettik o kızı oradan indirmek ile siz söyleyin... Yasaklamalarla bir sorunu ortadan kaldırılamaz. bildiğim tek şey budur.. Bırakın okusunlar, hayatı öğrensinler.. evlerine mahkum ettiğiniz bir insanın gelişmesini beklemeyin. o sadeüce, hakkını gasp eden laik (!) sisteme karşı gelişir...

saygılarımla

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sayin Hallac,

Farkindalik onemli bir olay..Ayni zamanda farkinda olmak kisiye saygin bir ayricalik veriyor. Ancak farkindalik salt hafiza tazeleme islevi goruyor ve eyleme donusmuyorsa, bu ozelligimizi hayatin kendisine yayamiyorsak pek bir onemi kalmiyor.

Ben eger ogrenmek istediklerimi, ogrendiklerimi, tecrubelerimi, dogrularimi sizle paylasirken, yazdiklarinizin gerceklegini bile bile alternatif yaratma cabasina girersem, sizinle baslattigim bilgi alisverisini sabote etmis olurum. Hayir..Bunu yapmiyacagim. Cunku tarzim degil. Bu nedenle sunu ozellikle belirtmeliyim ki, yazdiklariniza hicbir itirazim yok. Hepsine yurekten katiliyorum..

Haklisiniz.. Profili bize benzeyen hemen hemen her ulke korku politikasiyla yonetilir. Toplum yapay olarak yaratilan gundemlerle mesgul edilir. Bakarsiniz turban gundemdedir..Ortalik alevlenince baska bir gundem yaratilir..Bu kez de misyonu bitirilen bir Ergenegon olayi gundeme gelir. Dikkatler bu gundemde yogunlasir ve tam da hassas sorular sorulmaya baslandiginda hemen gundem degistirilir. Ilk gunlerde buyuk puntolarla verilen Ergenokon olayi, kucuk baslikli ara haberlerine doner ve bu kez de basbakana suikast gundemini konusmaya baslariz falan....Bu boyle gider Sayin Hallac..Egemen gucler tekellerindeki medya ile iste halki boylesine mesgul tutarak, somurunun sorgulanmasini engellerler..Ulkenin gercek sorunlarinin tartisilmasi, halkin ulke sorunlarina sahip cikmalari engellenir. Dedigim gibi bu ozellikle medya aracailigi ile yapilir. Medyanin cagimizin en onemli beyin yikima araci oldugunu unutmayalim.Bunlarin farkindayiz..

Ancak Turkiye bugun yuzyuze oldugu tehlike nedeniyle gercekten korkmayi gerekltirecek bir durumdadir.

Bana gecmisin kronolojik bir ozetini cikardiginizda cok onemli bir olayi aktarmayi unuttugunuzu goruyorum. 12.Mart,1971 doneminin Genelkurmay Baskani darbe gerekcesini su sozlerle aciklamisti " Sosyal uyanis, ekonomik kalkinmanin onune gecti." Elbette egemen gucler icin halkin uyanisi kendi somuru duzenleri icin tehlikelidir. Bu uyanisi bastirmak icin yeni ideolojiler gelistirmek zorunda kaldilar.. Alternatif ne olabilirdi? Elbette Islamiyet..Islamiyet ozunde tevekkul vardir..Elindekileriyle yetinen, "Sukur Allaha" diyen, obur dunyadaki cennet masallariyla avutulan, uc maymunu oynayan, bu ozelligiyle somuru duzenine yol veren, bas kaldirmayan, sorgulamayan insanlar toplulugu..Iste 1971'de kapisi aralanan islamiyet kapisi 1980 de ayetlerle geldi..Bugun dehsetli bir ogutlenmeyle yuzyuzeyiz. Ve bundan ne kadar korksak azdir.. Yani sozunu ettigimiz olay bize gunubirlik sunulan korku hikayelerine benzemiyor Sayin Hallac..Ciddi bir tehlikeyle karsi karsiyayiz. Elbette sokaklardan turbanli kizlari toplayip onlari potansiyel dusman durumuna getirelim demiyorum.

O halde ne yapmali?

Bu kadar farkindayken hicbirsey yapamamanin ezikligine nasil katlaniyoruz?

Verilmesi gereken cevaplar bunlardir.

Sevgiler

Gaye

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında bu türban konusu tam Nasrettin Hocalık. Herkes haklı. Seneler önce daha AKP iktidara gelmeden önce bayan iş arkadaşımla sık sık tartışırdık. Müslüman bir bayan olarak kesinlikle türbana karşıydı. Bense gayrimüslim olarak türbanın özgürlük olduğunu savunuyordum. En sonunda dediki, sen erkek olduğun için böyle konuşuyorsun. Bu konuda herhangibibir kaygın yok, üniversite çağına gelmiş kızında yok dedi. Git bide türbansız kızlara sor dedi. Ondan sonrada bir dahada tartışmadık. Bu konudada her konuda olduğu gibi hep erkekler ahkam kesiyor ama sanırım en doğrusunu kadınlar bilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

okudukça umutsuzluğum gittikçe artıyor. neden bazı arkadaşlar ortada bir savaş olduğunu anlamak istemiyorlar? cumhuriyetin kuruluşundan beri süren bir savaş bu. bu savaşın büyük oranda bir rant savaşı olduğuna da katılırım ama ben yaşadığıma bakarım. ben rantçı değilim, sıradan bir vatandaşım. söyleyin bana sizler rantçı mısınız? değilsiniz (olsanız burada işiniz ne?) sıradan vatandaşlarsınız. o zaman siz de yaşamınıza bakacaksınız. hesap kitap yapacaksınız, ne sizi ne kadar etkileyecek, neler değişecek, ne kaybınız, ne kazancınız olacak, bunlara bakacaksınız.

bu savaşta (şimdilik) insanlar birbirini öldürmüyorlar ama taktik manevralar, taciz ateşleri vs devam ediyor. uygun konuma gelen harekete geçecektir. (belki de geçti) savaşta duygusallık olmaz. üniversite kapısında ağlaşan kızların kafalarını kapatma özgürlüğü de kimsenin umrunda olmaz. bir savaş varsa tarafını seçmen gerekir. tercih edeceksin. iki taraftan birinde değilsen ortada kalırsın. savaşta iki tarafın ortasında kalan en çok zarar gören olur. ortada örnekler var, tecrübeler var. demokrasiyi tramway görenlere demokrasi adına destek verirsen safsın, enayisin.

ne zaman ki savaş biter, risk ortadan kalkar, o zaman isteyen üniversiteye peştemalle gelsin, dileyen kara çarşafa girsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

‘Başörtüsünü yasaklamaya çalışmak aptallıktır. Başörtülü kızların okullara alınmamasına karşıyım. Başlarını örtmesinler demek, demokrasi veya laiklik demek değildir. Neden? Çünkü, ilkokuldan beri aldığı eğitim sonucu o ister istemez bir gün başını örtecektir. ‘Örtme’ demek, ‘Oranı buranı, aç’ demek kadar saçma. Ben başlarını örtmelerinden yanayım. Ama, okullardaki din derslerinin kaldırılması lazım. Veya o dersi gerçekten din dersi yapsınlar.’ (Oğlunun tavrından sonra kemiklerinin sızladığı öne sürülen Aziz NESİN...)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Gaye,

size söyleyeceğim tek şey... Benden daha güzel yazıyorsunuz. Tüm samimiyetimle kutlarım sizi...

NOT: Doğrudur 12 Mart'tan bahsetmedim ama din ve milliyetçiliğin kullanılabilecek en önemli silah olduğunu sürekli olarak vurguladım... Din olgusu zaten yeni bir olgu da değildir. Cumhuriyet dönemiyle de sınırlı değil, osmanlı ile dönemiyle de sınırlı değil...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
‘Başörtüsünü yasaklamaya çalışmak aptallıktır. Başörtülü kızların okullara alınmamasına karşıyım. Başlarını örtmesinler demek, demokrasi veya laiklik demek değildir. Neden? Çünkü, ilkokuldan beri aldığı eğitim sonucu o ister istemez bir gün başını örtecektir. ‘Örtme’ demek, ‘Oranı buranı, aç’ demek kadar saçma. Ben başlarını örtmelerinden yanayım. Ama, okullardaki din derslerinin kaldırılması lazım. Veya o dersi gerçekten din dersi yapsınlar.’ (Oğlunun tavrından sonra kemiklerinin sızladığı öne sürülen Aziz NESİN...)

Ya Aziz Nesin'in kemikleri sızlıyor diyenler ne diyorsunuz bu işe....

Yoksa şimdi Aziz Nesin'e de mi saldıracaksınız...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ya Aziz Nesin'in kemikleri sızlıyor diyenler ne diyorsunuz bu işe....

Yoksa şimdi Aziz Nesin'e de mi saldıracaksınız...

saygılarımla

yok aziz nesine saldırmayız saldırmasına da, bütün arkadaşlarıma bu ropörtajı okumalarını öneririm. hakikaten ilginç, madımaktan sonra acaba birşeyler mi oldu?

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=21057

Link to post
Sitelerde Paylaş
yok aziz nesine saldırmayız saldırmasına da, bütün arkadaşlarıma bu ropörtajı okumalarını öneririm. hakikaten ilginç, madımaktan sonra acaba birşeyler mi oldu?

http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=21057

ama "madımaktan sonra acaba bir şeyyer mi oldu" sorusu her türlü saldırıya açık cevapları barındırıyor.

"Korktu mu" dışındaki yanıtlar Aziz Nesin'e saldırmayı içinde barındıracak yanıtlar... (Korktu mu yanıtı da aslında saldırmaktır da)

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sayın Gaye,

size söyleyeceğim tek şey... Benden daha güzel yazıyorsunuz. Tüm samimiyetimle kutlarım sizi...

NOT: Doğrudur 12 Mart'tan bahsetmedim ama din ve milliyetçiliğin kullanılabilecek en önemli silah olduğunu sürekli olarak vurguladım... Din olgusu zaten yeni bir olgu da değildir. Cumhuriyet dönemiyle de sınırlı değil, osmanlı ile dönemiyle de sınırlı değil...

saygılarımla

--------------------------------------------------------------------------------------

Farkli bir platformda, farkli bir konuda yazisiyor olsaydik, verdiginiz yanit beni onore ederdi belki Sayin Hallac..Su anda gulumsuyorum! Cunku konumuz "En guzel yazi yarismasi" degildi sanirim.

Ben yine de gulmsemenin saglikli bir ruh halini yansittigini dusunerek, bunun ustunde fazla durmayayim ama, sordugum iki soru tartisilmak icin bekliyor..Bekletmeyelim onlari!

Gaye

Link to post
Sitelerde Paylaş
Mistral hayal kırıklığına uğramanız normal çünkü beni anlamıyorsunuz.Ben türbana ve dine destek vermiyorum,ben dinden ve türbandan farkı olmayan sizin faşizminize karşı çıkıyorum.Türbana sizin kadar karşıyım,ama türban yasağına değil.Saldırgan üslubuma gelince bu üslupla bir dindara yazsam sorun çıkmayacak ama size karşı sizden farklı birşey yazınca sorun oluyor.Üslubum her zaman böyleydi ama sizinle aynı fikirde olduğum ve size kullanmadığım için farketmemişsiniz.Nesse anlaşamayacağız belli.

Demokrasilerde hukuk vardır, yargı kararları vardır sen bunlara faşizm diyorsan zaten konuşulacak bir konu olamaz artık...

AİHM de faşist bir mahkeme oluyor senin için demek ki....

İslamla oyun oynanmaz, dinler özgür bırakılamaz....

Biz bir Avrupa ülkesi değiliz, biz tüm İslam coğrafyasında tek laik yüzü batıya dönük tek çağdaş ülkeyiz, bizim şartlarımız Avrupa şartlarına benzemez, din salgın hastalık gibi yayılıp herkesi içine çeker....

Laiklik çok sert ve sıkı bir şekilde uygulanmazsa da, bugün olduğu gibi sokağı, mahalleyi, devleti ve tüm kurumları işte böyle ele geçirir ve bunun da sonu bucağı yoktur.... bugünkü gelinen nokta planlı bir geliştir, o kızlar sadece piyon olarak kullanılıyor ve biz de tak, çıkar tartışması yapıyoruz.....

Şimdiki aşama imam hatiplerin katsayı meselesi, yakında katsayıyı kaldıracaklar bütün imam hatip mezunları, türbanlısı, çarşaflısı, şalvarlısı hepsi üniversiteye doluşacak, üniversiteler medreseye dönüşecek.... 2020 yılında da Türkiye İslam Cumhuriyeti olucaz...

Dine anlayış gösterilemez, anlayış gösterirseniz en uç noktasına kadar gider....

Dinler hafife alınamaz, taksınlar ne var bunda denemez.....

Şimdi bu konuya anlayış gösterip türban takanlar desteklenip, taksınlar denince şeriat geldiğinde ilk biz ne yaptık diyecek olanlar da kadınlardır....

Ben de erkek olsaydım umurumda bile olmazdı, şeriat gelmiş gitmiş bana ne... hatta şeriat erkeklerin pek çok işine gelen hükümleri barındırıyor.... ama kadınım ve aşırı bir şekilde kadınların bu işte başı çekmelerine ve kullanılmalarından üzüntü ve rahatsızlık duyuyorum.....

tarihinde mistral tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...