Jump to content

Ali Nesin'in açıklaması


Recommended Posts

  • İleti 169
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Süngüyle her şey yapılabilir ama üzerine oturulmaz / Napolyon

Her zaman derim insanların yaşam alanlarını asla kısıtlamayacaksınız. Karşıtı olduğunuz düşünceyi fiziksel olarak değil düşünsel olarak ortadan kaldırmaya çalışacaksınız. Aksini yaptığınız takdirde karşınızda saflarını sıklaştırıp kemikleşen bir grupla karşı karşıya kalırsınız...

Daha önce de dedim, sistemin türban diye bir kaygısı yok. Rant savaşının suni gündemidir. Burada yazan insanların öyle bir kaygısı ve korkusu olabilir. Bu doğaldır. Ama korkumuzu yenmenin yolu baskıdan geçmemeli... Evet her devletin kırmızı çizgileri varmış, yasalar koyulurmuş, edilirmiş. Doğrudur... önemli olan o yasaların gerçek yaşama uygunluğudur... Önemli olan o yasaların halkla uyumudur...

Türbandan önce AKP konusuna değinecem. Hafıza kaybına uğrayan bir toplumuz çünkü. AKP'nin 28 Şubat ürünü olan MGK'nın partisi olduğunu hepimiz unutmuşuzdur. O dönem medyanın gerek RTE'yi gerekse A. Gül'ü nasıl pohpohladığını sanırım çoğumuz hatırlamıyordur... AKP'yi iktidara getirenler bugün farklı şeyler yazıp çiziyor. Ama AKP'nin daha büyük bir oy oranıyla iktidara taşınmasında genelkurmayın katkılarını da unutuyoruz... Sistem AKP'nin iktidarını zorunlu kılmasaydı, öncülleri gibi RTE, ABD yollarında icazet almasaydı AKP'nin iktidar koltuğuna oturması imkansızdı.. Ama AKP'nin türban sorunun çözme gibi bir kaygısı yok... O sadece bunun rantını yemeyi düşünüyor...

Hafıza kaybımız sürüyor... Bugün hizbullah'ın vahşetini lanetleyenler, aynı hizbullah'ın devlet tarafından geliştirilmesine sesiz kalmıştı. Diyarbakır'da lise önlerinde ellerinde sallama diye tabir edilen satır/kılıçlarla terör estiren hizbullahçılar, genç kızları, saçları açık, kolları açık diye kesip doğrar iken kimse tepki göstermedi. Çünkü onlar PKK'ye karşı kullanılan vatanseverlerdi... İşte o vatanseverler, domuz bağı. ölüm evleri ile Türkiye gündemine oturduğunda herkes vahşet karşısında şok yaşadı... Millet neyin şokunu yaşıyordu niye yaşıyordu... Liseli genç kızlara sallanan bıçaklardan belliydi oysa ileride olacaklar...

Her neyse bunları niye anlattım... Birincisi, ilk başta söylediğim gibi, baskılarla, yasaklarla hiç bir sorunun üstü örtünemez. Bu yasaklar nereye kadar gidecek. Bu ülkede milli eğitim bakanını türbandan dolayı protesto eden 15 yaşındaki genç bir kız tutuklanmıştı... Bu nasıl bir iş biri bana açıklasın... 15 yaşındaki kızı, tepkisini dile getirdiği için tutuklamak.. Gerçi kızcağız ilk mahkemede serbest kaldı... Bu baskılar, karşısında olduğunuz düşüncenin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz...

"Yineliyorum. Özgürlüğü yerli yersiz sınırlayan bir hukuk ve devlet, insanı insan yapan temel öğeye, özgürlüğe ihanet etmiş bir hukuk ve devlettir. Böyle bir düzende hukuk da, devlet de meşru değildir. " Bunu ben demiyorum. Bunu 6 Eylül 1999'da dönemin yargıtay başkanı Sami Selçuk diyor. Yani hepinizin laik cumhuriyetin savunucusu diyebileceğiniz bir isim diyor...

http://www.belgenet.com/belge/yargitay99.html

Türbanlıları okula almadınız.. sokaktakileri ne yapacaksınız.. evden dışarı çıkartamayacak mısınız. Eee sizin bu anlayışınız ile kadını eve mahkum eden islamiyetin anlaşıyı arasındaki fark nerede. Onlarda kadını eve mahkum ediyor siz de... O genç kızçların okum ahakkını sizçlerin savunması lazımdır. Okusunlar, öğrensinler aralarında mutlaka gerçeği görecek insanlar çıkacaktır. İnsanlar okumadan etmeden evde oturarak mı islamiyetin gerçek yüzünü görecek... Bu forumda, bira içen türbanlı kızın g3örüntüleri yayınlanmış ve eleştirilenr yapılmıştı. Bırakın içsin ya. Siz islamcılardan daha çok baskı oluşturuyorsunuz insanların üzerinde. Onları kemikleşmiş müslüman haline getirmeye çalışıyorsunuz...

İkincisi, sürekli olarak diyorum, laik cumhuriyetin laik kurumları sözlerinin kullanılması yanlıştır. Hem bu ülkeyi tanımıyoruz demektir hem de karşısında olduğumuz dinin fonksiyonunu bilmiyoruz demektir. Dünyanın en gelişmiş ülkelerin başında olan ABD'de yöneticiler din olgusunu kullanıyorlarsa türkiye de neler yapılır... Türkiye Cumhuriyeti laik değildtir. Resmi bir dini vardır bu da islamdır (En sünnisinden hemde). Dini kullanarak iktidar koltuğunc oturma sevdalısı olan tek parti de AKP edğildir. Darbecilerinden, Özal'na, CHP'sinden MHP'sine DSP'sinden DTP'sine kadar tüm partiler dini kullanmaktadır. Kullanmak zorundadırlar da... Ayrıca üniversitelerden bahsederken bilim yuvaları denildiğinde de içim bir hoş oluyor.. Atıldık matıldık ama 2 üniversitenin koridorlarında dolaştık.. biliriz gecekondu üniversitelerimizin bilim yuvalığını...

Aklıma gelmişken... zülfikar takan alevi öğrencilere, haç takan hristiyanlarımıza neden "simgesel" bir tepki gösterilmiyor

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Aklıma gelmişken... zülfikar takan alevi öğrencilere, haç takan hristiyanlarımıza neden "simgesel" bir tepki gösterilmiyor

saygılarımla

Onlar baskı oluşturacak bir çogunluğa sahip değiller o yüzden

Hristiyan bir ülkedeki universitede türban ne ise bizim içinde haç o dur ayrıca

Umursamayız

Türbanın durumu oldukca başkalaşmış bayraklamıştır

Bunu yapan yine kendileridir vakti zamanında

Özgürlük özgürlük diye konuşan ateist solcu liberal arkadaşlarımız hep beraber görecekler özgürlüğü Allah izin verirse AKP yola devam ederse

Özgürlük deyince sadece türban mı vardır?

Madem bu kadar özgürlük yanlısı bu hükümet kapsamlı bir paket hazırlasın

Diğer mezheplerin bazı taleplerine "onlara istediklerini verirsek satanistlerede vermek" gerek demesin

Alevi açılımı dediler dediler altından türban çıktı ayrıca :D

Ne kadar ilginç dimi

Orda göz boyayacaklardı

Bakın biz bunlarıda düşünüyoruz ayaklarına yatacaklardı

Ve herşeyden önce yargının bağımsızlığını güvence altına alsın ordan elini çeksin

tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Simdi bu basortusu tartismalarina dini ozgurluk ekseninde degerlendirelim. Inanc ozgurlugu dersen cok genis bir kavrama girersin, ben Turkiye'de satanist haklarini savunan bir allahin kulu gormedim. O da din/inanc ozgurlugudur. Aksine AKP'li vekiller Aleviler'e hak verirsek satanistler de ister gibi rezil bir aciklama yapmislardi. E sen inanc ozgurlugunden bahsediyorsan satanist hakkini da savunacaksin, yoksa inanc ozgurlugu degil, kendi inancinin ozgurlugunu savunuyorsun. Gene sen belirliyorsun kendi inanclarina gore hangi inanclarin mesru oldugunu. 1999 senesinde, 2001'de satanist avi diye uzun sacli genclere yapilanlara kim birsey demisti? Onlar satanist degildi gerci ama satanistte olabilirlerdi, satanist olma ozgurlugu yok mu?

Gene inanc ozgurlugu ekseninden olaya bakalim. Ben inanclarim geregi siddete karsiyim, silahlanmaya da. Elime silah almak istemiyorum. Ancak bildiginiz gibi anayasamiz geregi boyle bir zorunlulugum var, askere gitmek zorundayim ve sanirim yakin zaman da gitmem gerekecek. Baska bir sansim da yok. Sahte curuk raporu da alamam, ki almam da, curuk degilim gayet saglikliyim. Sahte curuk raporu almak da inanclarima aykiri bir davranis olacaktir zaten. Yani askere gitmezsem hapise gidecegim. Birakin gitmemeyi, gitmek istemiyorum demek bile suc kapsaminda degerlendirilebiliyor, zorunlu askerlik kalksin demek dahi suc. Ancak kim savunuyor benim hakkimi? Bunun tartismasini yapmak dahi yasak. E ne oldu inanc ozgurlugune? Bence bu bahsettigim de hic uc bir ornek degil, erkekler gorur tahrik olur diye saclarini ortmek, gerekce ne olursa olsun adam oldurmek, silahlanmak yanlistir demekten cok daha asiri ve mantiksiz bir hareket.

Baska noktalarda var. Inanclarin disarida birakilmasi gereken yerler vardir. Bilim ve bilimsel yontem olayina detayli girmek istemiyorum ama hepimiz zaten biliyoruzdur bilimin ne oldugunu ve bilimsel yontemin nasil calistigini. Bilimde inanc olmaz. Bilimsel yontemle ugrasirken inanamazsiniz. Meshur bir tartismadir: Bilimsel bir tartisma yapilirken "I believe..." (Inaniyorum ki) diye cumlesine baslayan bir biliminsanini baska meshur bir bilimadami 'Inanma, burada inanamazsin, burasi kilise degil akademi. Inanma, kanitla' diye azarlamistir. Cok da haklidir bana gore. Nasil gozleriniz kapaliyken araba suremezsiniz, inanirken de bilim yapamazsiniz. En azindan simgesel olsa da, inancinizi disarda birakarak girmeniz lazim labaratuvara, derslige. Ayrica nasil kutsal mekanlarda giyinme kurallari varsa, camiye nasil belli kurallarla giriliyorsa, universitelerde de bunun olmasi normaldir. Universitelerde bence en az camiler kadar kutsaldir.

Olayin bir de siyasi simge yani da var. Su anda kadar inanc ozgurlugu ekseninde degerlendirdim, siyasi simge olarak turban olarak da degerlendirebilirim isterseniz. Cunku olayin bu boyutu da var, siyasi bir simge de olmustur turban. Tek tip uniforma giymek, belli amblemler takmak bugun avrupada cogu parlementoda yasaktir mesela. (Nazilerden sonra gelen bir yasak.) Turbanin buna benzer ogeleri de vardir. Bunun degerlendirmesini de baska zaman yaparim artik. Ayrica olayin bir de mahalle baskisi konumu da var. Basini kapatmaya izin verirlerse, basi aciklara bir baski mutlaka olacaktir. Ben Ankara'da Gazi universitesinde saclarim uzun olmadigi icin okuyamadim ve Odtu'ye gectim. Dusunun bu Ankara'da. Ben namusum/inancim icin basimi kapatiyorum demek, basi aciga namussuz/inancsiz demek anlamini da gizlice barindirir. Bu noktanin da atlanilmamasi lazim. Birgun gelir kadinlar sokakta laf yememek, tecavuze ugramamak, siddete maruz kalmamak icin ortunmek durumunda kalabilir. Siyasi simge olarak turban/basortusu de bu tip bir refleksi icinde barindiran bir ideolojiden koklenmistir, ondan dolayi tehlikelidir. Bu tehlikeler de yadsinamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaç kez söyledik

Kendisi demokrat olmayan bir görüşün demokrasiden yararlanmak istemesi sahtekarlıktır.

Türbanlı kafa bilime kapalı bir kafadır. Bilim eğitimi almak isteyen her türlü yeniliğe ve gelişime açık olmalıdır. Bir bez parçasından vazgeçemeyen kafa bilim eğitili almak için değil bilim yuvalarına inançlarını sokmak misyonu yüklenmiş meczuplardır.

Yarın sınıflarda belli bir çoğunluk yakaladıkları zaman.

Namaz vakitlerinde sınıfı terk etmek isteyeceklerdir.

Okullarında mescit isteyeceklerdir.

Cuma günlerini tatil yapmak isteyeceklerdir.

Latin alfabesinden vazgeçmeye sıra gelecek

Arap harfleri ile besmele yazılı yeşil bayrakları dalgalandırmak isteyeceklerdir.

Biraz daha palazlandıklarında, tıpkı iranda afganistanda olduğu gibi başı açık bayan avına çıkacaklardır.

Üniversite hocalarımız üzerine baskı yapacaklardır.

İnançlarına ters düşen derslere boykot yapacaklar. Bu dersleri öğrenmeyecek. Sınıfta kaldıkları zaman da biz türbanlı olduğumuz için bize baskı yapıyorlar diyeceklerdir. Turbanın altında radyo alıcılarla rahatca kopya çekecekler, kimse bir şey yapamayacaktır.

Sonra sıra dinin gereklerini yerine getirmeyenleri cezalandırmalara gelecek,

Yeni şeriat yasaları çıkartılacak, dinden dönen için idam cezası uygun görülecektir.

Sonuç itibariyle

Gericiliği, ilkelliği, çağdışılığı, kulluğu, köleliği tercih etmek özgürlüğü olur mu?

Değişmez tanrı yasaları ile toplum yönetilir mi?

Değişmez tanrı yasaları hiç demokrat olur mu?

Türban basit ve önemsiz bir bez parçasıdır. Ama ne yazık ki şeriatcılar bu bez parçası üzerinden, bu bez parçasını bayrak yaparak şeriat çalışmalarını yürütmektedirler. Bu gidişi gören laik cumhuriyetciler aynı bayrağı bilimin kalelerine sokmak istemiyorlar. Umarım başarırlar. Aksi halde Türkiye yaşanası bir ülke olmaktan çıkar. Türbanlı kadınların yanında, karaçarşaflı kadınlar gün geçtikçe artmaya başlar. Sakallı, sarıklı, cüppeli eçmainler sokakları doldurmaya başlar. Bunların bir şekilde önü alımaz ise, madımak yangınları, kelle kesmelere sıra gelir.

Demokrat geçinenleri tekrar uyarıyorum. Bu gidiş iyi değildir.

Demokratik kazanımları koruyamayanlar, Kul ve köle olmaya mahkum olur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kaç kez söyledik

Kendisi demokrat olmayan bir görüşün demokrasiden yararlanmak istemesi sahtekarlıktır.

Türbanlı kafa bilime kapalı bir kafadır. Bilim eğitimi almak isteyen her türlü yeniliğe ve gelişime açık olmalıdır. Bir bez parçasından vazgeçemeyen kafa bilim eğitili almak için değil bilim yuvalarına inançlarını sokmak misyonu yüklenmiş meczuplardır.

Yarın sınıflarda belli bir çoğunluk yakaladıkları zaman.

Namaz vakitlerinde sınıfı terk etmek isteyeceklerdir.

Okullarında mescit isteyeceklerdir.

Cuma günlerini tatil yapmak isteyeceklerdir.

Latin alfabesinden vazgeçmeye sıra gelecek

Arap harfleri ile besmele yazılı yeşil bayrakları dalgalandırmak isteyeceklerdir.

Biraz daha palazlandıklarında, tıpkı iranda afganistanda olduğu gibi başı açık bayan avına çıkacaklardır.

Üniversite hocalarımız üzerine baskı yapacaklardır.

İnançlarına ters düşen derslere boykot yapacaklar. Bu dersleri öğrenmeyecek. Sınıfta kaldıkları zaman da biz türbanlı olduğumuz için bize baskı yapıyorlar diyeceklerdir. Turbanın altında radyo alıcılarla rahatca kopya çekecekler, kimse bir şey yapamayacaktır.

Sonra sıra dinin gereklerini yerine getirmeyenleri cezalandırmalara gelecek,

Yeni şeriat yasaları çıkartılacak, dinden dönen için idam cezası uygun görülecektir.

Sonuç itibariyle

Gericiliği, ilkelliği, çağdışılığı, kulluğu, köleliği tercih etmek özgürlüğü olur mu?

Değişmez tanrı yasaları ile toplum yönetilir mi?

Değişmez tanrı yasaları hiç demokrat olur mu?

Türban basit ve önemsiz bir bez parçasıdır. Ama ne yazık ki şeriatcılar bu bez parçası üzerinden, bu bez parçasını bayrak yaparak şeriat çalışmalarını yürütmektedirler. Bu gidişi gören laik cumhuriyetciler aynı bayrağı bilimin kalelerine sokmak istemiyorlar. Umarım başarırlar. Aksi halde Türkiye yaşanası bir ülke olmaktan çıkar. Türbanlı kadınların yanında, karaçarşaflı kadınlar gün geçtikçe artmaya başlar. Sakallı, sarıklı, cüppeli eçmainler sokakları doldurmaya başlar. Bunların bir şekilde önü alımaz ise, madımak yangınları, kelle kesmelere sıra gelir.

Demokrat geçinenleri tekrar uyarıyorum. Bu gidiş iyi değildir.

Demokratik kazanımları koruyamayanlar, Kul ve köle olmaya mahkum olur.

Sevgiler.

Süper tespitler, artık bu yazılanların anlaşılmayacak bir yanı yoktur....

İslam ülkelrinde türbansızlaştırma bir demokrasi sorunudur, İran'da kadınlar yıllardır bir tutam saçları, bez parçaları altından gözükebilsin diye mücadele veriyor.....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Süper tespitler, artık bu yazılanların anlaşılmayacak bir yanı yoktur....

İslam ülkelrinde türbansızlaştırma bir demokrasi sorunudur, İran'da kadınlar yıllardır bir tutam saçları, bez parçaları altından gözükebilsin diye mücadele veriyor.....

Katiliyorum,ayrica hersey apacik ortada yani..Gormemek icin ancak cahil olmak lazim diyebilirim

Her seyi bir merdiven cikar gibi yapacaklar..

1.adim turban universitelere girsin

2.adim yeni bir gundem yaratalim,”universiteden mezun olan kizlarimiz ne yapacaklar”

3.adim yeni bir yasa degisikligi

Imam hatipler gibi universiteler olacak.Bir universite yapacaklar bakacaksiniz tum akademisyenlerin basi kapali.O okulda kim okumak ister, tabi ki kendileri gibiler..

Bos kafalarini orten bir bez parcasinin baglama seklini degistirmek yerine zihniyetlerini degistirecekler once..

Turban ozgurlugun falan degil kadinin esaretinin simgesidir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Onlar baskı oluşturacak bir çogunluğa sahip değiller o yüzden

Hristiyan bir ülkedeki universitede türban ne ise bizim içinde haç o dur ayrıca

Umursamayız

Türbanın durumu oldukca başkalaşmış bayraklamıştır

Bunu yapan yine kendileridir vakti zamanında

Özgürlük özgürlük diye konuşan ateist solcu liberal arkadaşlarımız hep beraber görecekler özgürlüğü Allah izin verirse AKP yola devam ederse

Bu bayrak sadece üniversitelerde mi?

Her yer güllük gülistanlık, bir üniversitelerimizde bayrak sallıyorlar.

Özgürlük deyince sadece türban mı vardır?

Hayır, ama o, özgürlüğün bir parçası

Madem bu kadar özgürlük yanlısı bu hükümet kapsamlı bir paket hazırlasın

Diğer mezheplerin bazı taleplerine "onlara istediklerini verirsek satanistlerede vermek" gerek demesin

Alevi açılımı dediler dediler altından türban çıktı ayrıca :D

Ne kadar ilginç dimi

Orda göz boyayacaklardı

Bakın biz bunlarıda düşünüyoruz ayaklarına yatacaklardı

Ve herşeyden önce yargının bağımsızlığını güvence altına alsın ordan elini çeksin

Samimiyet sorgulama başka bir şey, türban konusu başka.

İsterdim ki, bu yasağı laikler kaldırsınlar. Ama bu bir hayal...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Asıl sorun samimiyet ve niyettir

Yoksa bir bez parçası değildir

"inancım gereği" diyerek talepte bulunamazsın

O zaman herkes bulunsun

Karaçarşef neden yasak olsun

Yüzünü göstersin tanınsın karaçarşafla girsin okula universiteye o zaman

Bunuda desteklermisiniz?

Ben sizin gibi düşünenlerin bu ülkeyi avrupada bir ülke zannettiklerini düşünüyorum kodoman

Hani avrupanın göbeğinde s.ki t.şşağına denk hollanda "ordunuzu küçültün" diye ahkam keser ya

Sizin tavırlarda benzer

tarihinde DeHRi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sistemin içine enjekte ediliyorlar ve bunda çok başarılılar

Adamları tebrik ediyorumki bir çok liberal solcu ateisti bile bunun bir özgürlük mücadelesi olduguna inandırdılar

Öyle olduğunu zannedecek kadar saf değilim!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sistemin içine enjekte ediliyorlar ve bunda çok başarılılar

Adamları tebrik ediyorumki bir çok liberal solcu ateisti bile bunun bir özgürlük mücadelesi olduguna inandırdılar

Ya siz kandırılmışsanız?Ya bu yasağın gündemi meşgul etmesi ve sizin bu yasağa karşı direnmeniz onların işine geliyorsa?

İnsanların özgürlüklerini kısıtlama özgürlükleri olmalıdır.Kişi kendini kısıtlayan bir dinin mensubu olabilir ancak o dine inanmakta gereklerini yerine getirmekte özgür olmalıdır.Buna müdahale edebilmemiz için kişinin inancının bize zarar vermesi gerekir.Türban takılmasının kimseye bir zararı olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"türban zaten kadını kısıtlar özgürlüklerini elinden alır, buna özgürlük verilmesi saçmadır" diyenleri okuyanda bu adamların türbanlı insanları çok düşündüğünden,önemsediğinden türbana karşı olduklarını sanacak.Size fırsat verilse hepsini bir kaşık suda boğazlarsınız.Dinlerle insanlara hükmeden,onları kendilerine köle eden insanlardan hiçbir farkınız yok sizin.Kızmayın.Öyle...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Simdi bu basortusu tartismalarina dini ozgurluk ekseninde degerlendirelim. Inanc ozgurlugu dersen cok genis bir kavrama girersin, ben Turkiye'de satanist haklarini savunan bir allahin kulu gormedim. O da din/inanc ozgurlugudur. Aksine AKP'li vekiller Aleviler'e hak verirsek satanistler de ister gibi rezil bir aciklama yapmislardi. E sen inanc ozgurlugunden bahsediyorsan satanist hakkini da savunacaksin, yoksa inanc ozgurlugu degil, kendi inancinin ozgurlugunu savunuyorsun. Gene sen belirliyorsun kendi inanclarina gore hangi inanclarin mesru oldugunu. 1999 senesinde, 2001'de satanist avi diye uzun sacli genclere yapilanlara kim birsey demisti? Onlar satanist degildi gerci ama satanistte olabilirlerdi, satanist olma ozgurlugu yok mu?

Yani, inanç özgürlüğü zaten yok... o halde, ha bir eksik, ha bir fazla mı diyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ormanın birinde...

Aslanlar toplanmış.

"Yahu" demişler, "Hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader... Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; fillere saldırsak, fazla büyük... Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor; e balık yakalayacak halimiz de yok... N'aapsak?"

Bir tanesi "En iyisi, öküzlere saldıralım" demiş, "iri yarı görünüyorlar ama, ne pençeleri var, ne dişleri diş... Tam dişimize göre!"

Olur mu? Olur.

Hücum!

Ama evdeki hesap çarşıya uymamış; öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer... Organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.

Aslanlar aç bilaç.

N'aapsak, n'aapsak?

"Tilkiye danışalım" demişler.

Tilki "kolay" demiş, "beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim..."

Kabul etmişler.

Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş, "saygıdeğer öküzler" demiş, "aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar... Ama şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o... Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü, kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın!"

Öküz heyeti düşünmüş taşınmış, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığıyla, verivemişler sarı öküzü...

Aslanlar da afiyetle yemiş.

Bir gün, iki gün...

Tilki gene gelmiş.

"Bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz" demiş ve eklemiş: "Ama şu benekli öküz var ya, benekli öküz, o burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş, canları çekiyor, verin, kurtulun!"

Öküz heyeti düşünmüş, "otlağın selameti için" teslim etmiş benekli öküzü.

Üç gün, dört gün...

Tilki gene gelmiş.

Kuyruğu uzun olanı...

Burnu beyaz olanı...

Tombul olanı...

Tek tek alıp, gitmiş.

Otlak seyrelmiş.

Aslanlar semirmiş.

Bir gün... Tilki gelmemiş!

Gerek kalmamış çünkü.

Direkt aslan gelmiş.

"Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz, adamı hasta etmeyin" demiş.

Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler, "keşke sarı öküzü vermeseydik" demiş ama, iş işten geçmiş.

*

İşte böyle çocuklar...

Öküzlük böyle bir şey.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/hab...amp;yazarid=249

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...