Jump to content

Evrimci Müslimanlar


Recommended Posts

Biyoloji Felsefesi, alan olarak diğeri biyoloji alanlarına göre daha çok yenidir. Biyoloji felsefesi diğer alanlardan farklı olarak deney yapabilme ve bir şeyi ispatlayabilme şansı yoktur.Bu nedenle Biyoloji Felsefesi'nin amacı labarotuvarda ispatlanamayan problemleri varsayımlar üreterek çözmektir.Bu problemlerden en büyüğü ve en sık tartışılanı da "Dünyanın ve ilk insanın var oluşu" konusudur.

İşte bu problemler tartışılırken, tarafsız olan bilim maalesef bazı gruplarca siyasallaştırılıyor ve bilim subjektif olmaya zorlanıyor.Bu problemler tartışılırken biyoloji ile uzaktan yakından ilgisi olmayan kişiler bile bu tartışmanın içinde yer alabiliyor. İşte bu nedenle "Biyoloji Felsefesi" objektif olmaktan uzaklaşıyor.

Günümüzde en sıcak tartışmaların yaşandığı konu: "Evrim Teorisi-Yaratılış Teorisi çatışması" yani ateist-dindar çatışması...

Allah'a inanan bir insan olarak Yaratılış Teorisi'nin su götürmez bir gerçek olduğuna inanıyorum. Fakat bu konuda inanç yetmez. Yüce Yaratıcının dünyayı ve ilk insanı nasıl ve ne şartlarda yarattığını anlamak için Allah'ın vermiş olduğu beyini kullanmamız gerektiğine inanıyorum. "Allah'ın takdiridir", "Hey Yüce Allah'ım ne güzel yaratmışsın" sözleriyle yetinmek yerine bu konuda araştırmalar yapılmalıdır. Nitekim ilk vahiyi "Oku!" olan bir dinin ve "İlim Çin'de de olsa bulup getiriniz" diyen bir Peygamber'in ümmeti olarak bu en temel en vazifemiz olmalıdır.

Zaten İslam toplumları salt "Kaderci" anlayışla bu duruma düşmüşlerdir. Bilimi gavur icadı olarak görerek, bilimin dinsizlik olduğunu söyleyerek Batı'nın gerisinde kalmış ve Batı toplumlarının oyuncağı olmuşlardır.

Evrim Teorisine gelince, ben birtakım çevreler gibi tamamen reddetmiyorum. Çünkü Evrim Teorisi'ne tamamen yanlış dersem bilime ve bu zamana kadar, bu konuda objektif araştırmalar yapmış bilim adamlarına haksızlık etmiş olurum ve subjektif olurum.

Evrim Teorisi bazı çevrelerin anlattığı gibi sadece "İnsan maymundan gelmiştir" tezinden ibaret değildir. Evrim Teorisi'ni bilmeyen bir insanın bu konularda yorum yapması bana göre yanlış. Nasıl bir biyologun ülkenin para politikaları konusunda çözüm üretmesi ne kadar abes ise biyoloji ile alakası olmayan bir kişinin bu konuda yorum yapması abestir.

Biyolojide her zaman rastladığımız Adaptasyon, Modifikasyon, Mutasyon gibi olgular vardır.Evrim teorisi tamamen reddedilirse o zaman bu olgulara yokmuş gibi davranmamız gerekir yada bazı çevreler gibi "Allah'ın takdiridir" deyip kestirip atmak gerekir.

Evrim Teorisinde Düşülen Bazı Yanlışlar:

1."İnsan maymundan gelmiştir." görüşü: İnsanın maymundan gelme gibi bir şansı yoktur. Çünkü türün tanımına baktığımızda çiftleştiklerinde verimli döller verebilen canlı topluluğu olarak tanımlanır. Ama bir insan ile maymuna çiftleştirmeye kalktığımızda türün tanımına uyulmayan bir durum görülür. Yani döl meydana gelmez.

2."Doğa tesadüfen meydana gelmiştir" görüşü:Doğa öyle bir intizam içinde varlığını sürdürmektedir ki çoğu doğa olayı insanda hayranlık uyandırmış ve icatlara ön ayak olmuştur.Bir kompozisyon yazdığımızda kelimeler tesadüfen değil bizim istediğimiz şekilde yanyana gelir.

"Yararlı mutasyonlar vardır." görüşü: Şu ana kadar görülen yararlı mutasyon yoktur. Eğer olsaydı çevremizde bir sürü X-men olurdu.

Ayrıca Darwin'in "İnsanın Türeyişi" adlı kitabında insanın bazı uzuvlarının hiçbir işe yaramadığını ve fazlalık olduğunu savunmuştur. Örnek:Kulak kepçesi... Oysa kulak kepçesi ses dalgalarını bir anten gibi toplar. Yani vücudumuzdaki her uzuv(organ) bir işe yarayacak şekilde yaratılmıştır.

Yaratılış Teorisi'nde Düşülen Bazı Yanlışlar

1.Yüce Allah'ı sürekli ispat etmeye çalışmak... Yüce Allah zaten doğada insanoğluna varlığını göstermiştir. Anlayabilene...

2.Evrim teorisini tamamen yok saymak....

3.Evrim Teorisi'nin "İnsan maymundan gelmiştir" tezinden ibaret olduğunu sanmak...

4.Bilimi dinsizlik aracı olarak görmek...

Fakat baktığımızda Evrim Teorisi ile Yaratılış Teorisi'nin birbirini desteklediği noktalar var:

Örneğin Kuran-ı Kerim'de Saffat Suresi'nin 11. ayetinde "Biz insanı yapışkan çamurdan yarattık" ibaresi vardır. Bu ibare Evrim Teorisi deneylerinden biri olan Stanley-Miller deneyini doğrular nitelikte. Stanley-Miller yaptıkları deneylerde inorganik maddelerden bulamaç hazırlamışlar ve bu bulamaçtan o zamanın ortam şartlarını labarotuvarda sağlayarak aminoasit elde etmişlerdir. Aminoasit de bilindiği gibi proteinlerin temel yapıtaşıdır.Kuran-ı Kerim'de bahsi geçen bu yapışkan çamur kanaatimce işte bu bulamaçtır.

Sonuç olarak bilim ve din bir arada bulunabilir. Bazı çevreler aksini savunsa da...

http://www.biyolojidunyasi.com/Biyoloji_Felsefesi.asp

Burda bilime karşı ayakta duramıyacağı anlaşılan dinin, son çare olarak yeni icatlarla bilim ile dini kardeş göstermeye çalıştıklarını görebilirz.

Bugüne kadar bilimin anasını ağlatan her yerde önüne takoz olan dinciler, sonun yaklaştığını görünce çareyi ''biyoloji felsefesi'' diye bişey uydurup ''ılımlı din ve ılımlı bilim birlikteliği'' lafı altında dine yama yapmaya çalışıyor bence.

Bu yazı islam ile fazlaca çeliştiği halde nasıl biri ikisini birden kabul edebilir:

1-Arkasını çoğunluğun gücüne (dincilere) dayamak isteyen biri

2-İnançların batmasının çıkarlarına zarar vereceğini bilen biri

3-Kafası karışmış arda kalmış (deist-agnostik gibi) kişileri kendi safına çekmek isteyen biri

vs vs

Şimdilik benden bu kadar.sizin yorumlarınızı bekliycem.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 68
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

yok:)

niye mi?

darvinci evrim teorisi bile iki nedenden ötürü yaratanı dışlayamaz..

1-- tesadüfler ((ve zorunlu fiziksel yasalar)) yaratana göre kati bilgi bize göre tesadüf olabilir..

zaten bilmediğmiz ölçemeğimiz

nedenini bulamadığımız

bulsak bie anlam veremeyeceğimiz için tesadüf diyoz olup bitene..

2-- insan Dehr süresi 1. ayete bakarsan oradan yaratılışın Dehr gibi çok uzun zaman dilimlernde gerçekleştiğini görürsün..

Dehr içün çok sevdiğin gelenekçi Elmalı'nı tefsirine bakabilirsin..

yovm veya yevm değil.. basbaya dehr.. uzun zaman..

Link to post
Sitelerde Paylaş
evrimle dinin çelişen yanı yok.. ama ben evrimci değilim.. kanıt yok çünkü..

hikayeler kanıt değil..

insan süresi 1. ayet """insan insan olana kadar çoook uzun zaman geçmedi mi""" diye sorarak başlar..

dinle evrimin celisen yani var mi????

İNSAN SURESİ:

1. İnsanın üzerinden, kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu geçmemiş midir?

2 Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.

3 Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör.

Burda evrimcilerin dayandığı 2. ayette geçen halden hale, durumdan duruma geçiririz ibaresidir ki bu evrim teorini çürütür, yani desteklemez. insanı bir spermden yaratmış ve şu an donanımlı insan safsahına getirmiş ve bu aşamaya işaret etmektedir Allah. Sperm hali, embriyo hali, cenin hali, vs ilerlemedir burda işaret edilen. Yani sudaki canlıdan ya da maymundan gelme iddiaları tamamen safsatadır, ancak bilim adına yapılan herşeye saygıda duymak gerekir ve duyarımda. Bu yüzden din ile bilim çelişmez.

Eğer evrimcilerin sudan bugünkü insana ulaştık teorisi doğruysa, ben onlara bir soru soruyorum. Suda tek hücreli canlı iken coğrafik şartlar, sosyal şartlar vs ile eliniz kolunuz bacağınız oluştu? Peki ya, akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke gibi melekeler o tek hücreli canlı nasıl idi ve nasıl evrimleşerek bugünkü donanımlı insanı meydana getirdi?

Hepiniz Rahmana emanet olasınız...

Link to post
Sitelerde Paylaş
evrimle dinin çelişen yanı yok.. ama ben evrimci değilim.. kanıt yok çünkü..

hikayeler kanıt değil..

kanıt yok çünkü..

hikayeler kanıt değil..

O halde neden dinciler ''evrim'' lafını duydukları anda ''allahuekber'' deyip kılıçlarını çekiyorlar.

kanıt yok çünkü..

hikayeler kanıt değil.. dinlerin anlattığı hikaye değil de bilimsel bulgular hikaye öylemi?Bir biyolojici bile kabul etmiş işte müsliman olduğu hade sen neden bahsediyosun?Senin biyoloji alanından ihtisasın var mı?

insan süresi 1. ayet """insan insan olana kadar çoook uzun zaman geçmedi mi""" diye sorarak başlar.

Bunu neden yazdın anlamadım.Hem ''evrime inanmam'' deyip hemde ''bak kuranda evrimden bahsediyor'' mu diyosun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
İNSAN SURESİ:

1. İnsanın üzerinden, kendisinin anılmaya değer bir şey olmadığı bir zaman periyodu geçmemiş midir?

2 Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.

3 Biz onu yola kılavuzladık. Artık ya şükredici olur ya nankör.

Burda evrimcilerin dayandığı 2. ayette geçen halden hale, durumdan duruma geçiririz ibaresidir ki bu evrim teorini çürütür, yani desteklemez. insanı bir spermden yaratmış ve şu an donanımlı insan safsahına getirmiş ve bu aşamaya işaret etmektedir Allah. Sperm hali, embriyo hali, cenin hali, vs ilerlemedir burda işaret edilen. Yani sudaki canlıdan ya da maymundan gelme iddiaları tamamen safsatadır, ancak bilim adına yapılan herşeye saygıda duymak gerekir ve duyarımda. Bu yüzden din ile bilim çelişmez.

Eğer evrimcilerin sudan bugünkü insana ulaştık teorisi doğruysa, ben onlara bir soru soruyorum. Suda tek hücreli canlı iken coğrafik şartlar, sosyal şartlar vs ile eliniz kolunuz bacağınız oluştu? Peki ya, akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke gibi melekeler o tek hücreli canlı nasıl idi ve nasıl evrimleşerek bugünkü donanımlı insanı meydana getirdi?

Hepiniz Rahmana emanet olasınız...

Evet işte bu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

nihil..

az kafanı çalıştır..

dehr kelamının manasını araştır..

ya da araştırmam diyorsan hazır bilgi olarak arkadaşın dehri'ye sor..

bakalım niki ile müsemma mı

muhtemelen seza araştırıyordur..

o gıcık olur bu mesele..

sizin gibi ebleh argümanlarla gelmez..

fena saldıracaktır buraya..

siz bülmezsiniz:)

çekilin kenara..

berguzar

o ayetleri baştan sona okudum...

1. ayet dokuz aylık periyoda karşılık gelmez..

kelimenin anlamını araştır..

elmalı tefsirine bak..

maymundan kormaya gerek yok..

ben de inanmam evrime..

kanıt yok..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nihil Kardeş kolay gelsin sana;

kemikleşmiş kafalara bişeyler anlatabilmek ve körelmiş beyinlere bişeyleri gösterebilmek gerçekten zor!

Sadece dinlerin bu güne kadar dünyaya ne verdiğine baksalar anlayacaklar ama dedik ya körleşme var, kemikleşmede yanında hediyesi, ne kadar kanıt gösterirsen göster bilimsel verilerin herbirini ortaya dök istersen

hepsine verecek bir (cevapları) var. Söyledikleriyle kendilerini çürüttüklerinde dahi bunu yalanlayıp (yorumlayıp) aklayabiliyorlar kendilerini.

Link to post
Sitelerde Paylaş
nihil..

az kafanı çalıştır..

dehr kelamının manasını araştır..

ya da araştırmam diyorsan hazır bilgi olarak arkadaşın dehri'ye sor..

bakalım niki ile müsemma mı

muhtemelen seza araştırıyordur..

o gıcık olur bu mesele..

sizin gibi ebleh argümanlarla gelmez..

fena saldıracaktır buraya..

siz bülmezsiniz:)

çekilin kenara..

berguzar

o ayetleri baştan sona okudum...

1. ayet dokuz aylık periyoda karşılık gelmez..

kelimenin anlamını araştır..

elmalı tefsirine bak..

maymundan kormaya gerek yok..

ben de inanmam evrime..

kanıt yok..

Karun Dokuz aylık periyoda bebeklik, gençlik, yaşlılık gibi durumları da ekleyebilirsin. Buna itiraz edilmez, çünkü insanın durumdan duruma sokulması bu demektir, yani bilimle bugünün geldiği nokta. Maymundan da korkmam, bilimden de ama evrime de inanmam, ancak bilim adına yapılana saygı duyarım....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba Arkadaşlar:

Aşağıdaki sorum öncelikle bizlere yalancı diyenlere ve sonrasında evrimcileredir?

Hodri meydan...

Eğer evrimcilerin sudan bugünkü insana ulaştık teorisi doğruysa, ben onlara bir soru soruyorum. Suda tek hücreli canlı iken coğrafik şartlar, sosyal şartlar vs ile eliniz kolunuz bacağınız oluştu? Peki ya, akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke gibi melekeler o tek hücreli canlı nasıl idi ve nasıl evrimleşerek bugünkü donanımlı insanı meydana getirdi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki ya, akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke gibi melekeler o tek hücreli canlı nasıl idi ve nasıl evrimleşerek bugünkü donanımlı insanı meydana getirdi?

(Aslında bu farklı konu şimdi bulandırmayalım başlığı)

Ancak bu melekeler hayvanlarda da vardır.Sadece vucut evrilmdi beyin de evrildi ve bu melekeler daha çok baskın hale geldi--Kısaca cevap bu.

Öfkeyi ele alalım:Öfkeyi neden hissederiz? Öfke istenmeyen durumkarşısın da çaresiz kalan metapolizmanın kendini rahatlatmak için kullandığı bişeydir.devamı saldırmaktır...

Sonuçta üm duygular beyinde salgılanan sıvılardan ibarettir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki ya, akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke gibi melekeler o tek hücreli canlı nasıl idi ve nasıl evrimleşerek bugünkü donanımlı insanı meydana getirdi?

melekeler dediklerin beynin fonksiyonlarindan baska bir sey degil,

inanmiyorsan o zaman sen adam ve havva nin cocuklarinin ciftlesmesinden oldugunu ispatla

uzatmadan..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke...

bütün bunların bundan bin yada ikibinyıl (yada kendin bir tarih belirle istersen) önceki insandaki durumları ile şu andaki durmları arasındaki farkı görebilirsen bunun cevabını kimseden beklemene gerek kalmaz herhalde değilmi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
melekeler dediklerin beynin fonksiyonlarindan baska bir sey degil,

inanmiyorsan o zaman sen adam ve havva nin cocuklarinin ciftlesmesinden oldugunu ispatla

uzatmadan..

Tek hücreli canlıda hem fiziksel bir takım hücreler hem de ruhi olguları gösterecek beyine ilişkin hücreler olması gerekmiyormuydu, adı üstünde tek hücreli... Eğer sen tek hücreliden bu kadar donanımlı hale geldiğine inanıyorsan, ben neden adem ve havvanın genlerinden geldiğine inanmayım ki, hem benimki daha mantıklı, atam olarak kabul ettiklerim kendim gibi, aynı bana benzeyenler, ya senin ataların olarak kabul ettiklerin? Al sana ispat......

Link to post
Sitelerde Paylaş
Akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke...

bütün bunların bundan bin yada ikibinyıl (yada kendin bir tarih belirle istersen) önceki insandaki durumları ile şu andaki durmları arasındaki farkı görebilirsen bunun cevabını kimseden beklemene gerek kalmaz herhalde değilmi.

İlk insan ne kadar akıllıysa sen de o kadar akıllısın, seninki bugünkü durumun yani bilimin durumu ise devam eden gen aktarımı ya da bilgi aktarımı diyebiliriz kısaca...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Akıl, zeka, bilinç, şuur, sevgi, korku, öfke...

bütün bunların bundan bin yada ikibinyıl (yada kendin bir tarih belirle istersen) önceki insandaki durumları ile şu andaki durmları arasındaki farkı görebilirsen bunun cevabını kimseden beklemene gerek kalmaz herhalde değilmi.

Taşların üstündeki resimlere bakarak bu sonuca varamazsın, bugün de maymunlar bizler gibi elleriyle yemek yiyorlar.... Bugünkü yaşam standartlarının olmadığı bir dünyada insan kendi sürekliliği için kendince yöntemler bulmuştur, bunda da şaşılacak ya da evrime götüren birşey yoktur....

Bin yıl sonra insan nasılsa bin yıl öncede aynıydı, geçen yüzyılda tv den birine bahsetsen sana uzaylı muamelesi yapardı ya da aklını yitirmiş gözüyle bakardı. Bilgi aktarımı diyoruz, gen aktarımı diyoruz, bilmem bu size birşey anlatıyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...