Jump to content

Yok olacağını bile bile yaşamak?


Recommended Posts

  • İleti 138
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Söylediğinin tersini düşün şimdi.

İyi de yaşasan kötü de, uzun da yaşasan kısa da, mutlu da olsan mutsuz da, en nihayetinde ulaşacağın son belli; ölüm.

Ölüm, büyük eşitleyen. Kim veya ne olursan ol, ölüyorsun zaten. Seçme, tercih yapma şansızn sıfır. Mutlaka ölüyorsun.

O halde ben tercih hakkımı, bana ait olan hayatımı yönlendirmek için neden kullanmayayım? Öleceğim diye neden her şeyi bırakıp anlamsız bir yaşam süreyim?

Bak, hayata anlam yüklemeye çalışıyorsun ama beceremediğin için işi öteki tarafa havale ediyorsun. "Anlam bulamadım, bari bu anlamsızlıktan sonrası için bir ümidim olsun" diyorsun.

İşte sen bu düşünceyle aklını kullanmıyorsun. Korkuların ve umutsuzluğunla hayatını harcıyorsun. Bütün yaptığın bu ne yazık ki. Bence tabii.

Gereklilikle muhtaç olmayı birbirine karıştırıyorsun. Benim dünyaya gelmem için annemle babamın çiftleşmesi gerekiyor. Ama ben, onlar bu eylemi yapmadan önce yoktum zaten. Dolayısıyla böyle bir ihtiyacım yoktu, onların keyfine bakmasına muhtaç filan değildim.

Onlar bir çocuk yapmak için çiftleşmek zorundaydı ve beni yaptılar. Ben onlara muhtaç değildim çünkü yoktum. Onların basit bir eyleminin sonucuyum sadece.

Benim yaratıcım bir Tanrı değil, sadece annem ve babam. Yaratmak, her anlamda sadece ve sadece insana mahsus bir özelliktir.

peki ya öteki alem gerçekse senin yaptıkların ne olur bunu hesaba kattınmı.

peki annen baban sırf kendi ihtiyaçlarını giderirkenmi seni yarattılar.yoksa bu evrimin bir parçası olman içinmi.yada bu dünyaya gelme zaruriyetin olduğundan dolayımı

peki senin tanrın annen ve babansa onların tanrıları kim.

peki atomun tanrısı kim.

kendin de diyorsun ihtiyacım yoktu.bir boşluktaydım diye.buda seni hazır beklediğin ve günü geldiğinde ,sıra numaran geldiğinde,veya anonsun yapıldığında gelmek zorunda kalmadınmı.bu da daha önce sıranı beklediğini göstermiyormu.yada kura çekimi geldiğini.bu da bu yoklukta bir görevlinin olduğu ve sırası geldiğinde dünyaya postaladığğnı göstermiyormu.aynı şekilde bu görevli diğer tarafta da görevini yapıp yapmadığını kontrol için seni bekliyor.anne ve babanın seçim şansının olmadığı hatta senin ise hiç olmadığını ve bu seçim şansının bu görevliye ait olduğunu öğrenmedinmi.

seçim şansı sana kalsaydı veya herkesin seçim şansı olsaydı.

,

bu sadece yaratıcının elindedir.istediğini senin gibi zorla getirir, istediğini geri alır.sen sadece bir maşasın.onun emir ve yasaklarına uyduğun sürece korkmana gerek yok .ama bu kafayla bu akıl ve fikirle gidersen ergeç bu görevlinin karşısına çıkacaksın.aynı zorla geldiğin gibi.

herşeyin bir nedeni var.bir çakıl taşı bilem nedensiz değildir.halbuki sen geliş nedenini bulamamışsın.

Cevabi postlarınızda QUOTE özelliğini kullanınız...

Andromeda

Link to post
Sitelerde Paylaş
+++ Nasıl çıktıysa çıktı.

Ahh hanım sen pek hırçınsın?

Bana düşün diye talimat vermişsin. Ben de düşündüm. Ve senin kendi iletinde kendi kendine verdiğin cevaba katılıyorum.

Hırçın değilim de ilk canlının nasıl oluştuğu bilgisiyle ölüm gerçeğinin ilişkisini kuramadım.

"Madem öleceğini biliyorsun ve bu kesin, ilk canlı nasıl oluştu?"

Düşün diye talimat vermedim. Bir istekti sadece.. Ama düşünmemişsin, hazıra konmuşsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yok olacağımı bilmek, yaşıyor olmanın acısını tesilli ediyor.

Onun dışında fazla bişey ifade etmiyor bana.

Bu saçmalıkların tersine ben ''yokolmayacaksak neden varız'' diye sorabilirm.Evet ikiside aynı matıkda/mantıksızlıktadır.

Yokolmak iyidir, güzeldir, yokolalım, yokolmayanları yokedelim...

Hail annihilation...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yaşam sevinci şeytan vesvesesiyse şu sizin şeytana benim adıma teşekkür edin.

cehennemde şeytan kürsüden size seslenecek o vakit sen teşekkür edersin.

İş bitince şeytan onlara şöyle diyecek: "Şüphesiz ki Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size vaad ettim, ama sonra caydım! Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ancak ben sizi (küfür ve isyana) çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Ben, önceden beni Allah'a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim." Doğrusu zalimler için acı bir azab vardır!

Link to post
Sitelerde Paylaş

<!--quoteo(post=498287:date=Oct 13 2009, 16:28:name=evrimboz)--><div class='quotetop'>QUOTE(evrimboz @ Oct 13 2009, 16:28) <a href="index.php?act=findpost&pid=498287"><{POST_SNAPBACK}></a></div><div class='quotemain'><!--quotec-->peki ya öteki alem gerçekse senin yaptıkların ne olur bunu hesaba kattınmı.

peki annen baban sırf kendi ihtiyaçlarını giderirkenmi seni yarattılar.yoksa bu evrimin bir parçası olman içinmi.yada bu dünyaya gelme zaruriyetin olduğundan dolayımı

peki senin tanrın annen ve babansa onların tanrıları kim.

peki atomun tanrısı kim.

kendin de diyorsun ihtiyacım yoktu.bir boşluktaydım diye.buda seni hazır beklediğin ve günü geldiğinde ,sıra numaran geldiğinde,veya anonsun yapıldığında gelmek zorunda kalmadınmı.bu da daha önce sıranı beklediğini göstermiyormu.yada kura çekimi geldiğini.bu da bu yoklukta bir görevlinin olduğu ve sırası geldiğinde dünyaya postaladığğnı göstermiyormu.aynı şekilde bu görevli diğer tarafta da görevini yapıp yapmadığını kontrol için seni bekliyor.anne ve babanın seçim şansının olmadığı hatta senin ise hiç olmadığını ve bu seçim şansının bu görevliye ait olduğunu öğrenmedinmi.

seçim şansı sana kalsaydı veya herkesin seçim şansı olsaydı.

,

bu sadece yaratıcının elindedir.istediğini senin gibi zorla getirir, istediğini geri alır.sen sadece bir maşasın.onun emir ve yasaklarına uyduğun sürece korkmana gerek yok .ama bu kafayla bu akıl ve fikirle gidersen ergeç bu görevlinin karşısına çıkacaksın.aynı zorla geldiğin gibi.

herşeyin bir nedeni var.bir çakıl taşı bilem nedensiz değildir.halbuki sen geliş nedenini bulamamışsın.<!--QuoteEnd--></div><!--QuoteEEnd-->

Öte alem gerçek filan değil. Var mı gidip de gelen? Hani, nerede kanıt? Kur'an mıdır? O da bedevi masalı zaten..

Annemle babam ne düşünerek beraber oldular bilmiyorum, sormadım. Ama muhtemelen "hadi bir çocuk yapalım" diye çiftleşmemişlerdir. Tövbe tövbe...

Benim tanrım annem babam değil. Size göre bir yaratıcı olmalı ve ona da "Tanrı" denmeli ya hani, ben o bakımdan öyle demiştim. Yani öyle bakınca benim tanrım annemle babam, onlarınki de kendi anne ve babaları vs.....

Ben babamın bedenindeki milyarlarca spermden biriydim ve yumurtaya ulaşan da ben oldum. Sıra mıra yoktu. Milyonlarca sperm, hep birlikte koşmaya başladık, içlerinden sıyrılan ben oldum.

Yani sıram geldiği için biletimi kesen ve beni dünyaya postalayan metafizik bir güç yok.

Yaw ne masallar yazıyorsunuz siz böyle. Nasıl da dramatize ediyorsunuz, hayret!

Şimdi senin anlattıkların geri zekalı bi çocuğa masallar gibi olunca, benim biyolojik süreci anlatmam da 6 yaşındaki bir çocuğa hitab eder gibi oldu..

"Yumurtayla sperm çarpıştı, biz olduk."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar bakıyorum yaşam sevinci fikrine alışamadınız. Yok şeytanmış yok unicornmuş başladınız zırvalara yine.

Yaşama değer katmanın en iyi yolu yaşamın önemini kavramaktan geçer.

Öldükten sonra ben olmayacağım. Yani yokluğu hissetmeyeceğim. Yokluk zaten hissedilmez. Yaşarken ne ideallerim, ne hayallerim varsa onların doğrultusunda yaşayacağım. Siz de farkında olmadan yapıyorsunuz bunu. Kıskanmayın o kadar. O kadar farklı değiliz.

Kieslowskii arkadaşın da dediği gibi, dondurma bitecek diye dondurmayı sevmemek olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşım:

Burası tuvalet değil!

Bir güzel etmişsin verilen yanıtların içine. Bilimden zerre anladığın yok, zorunlu olarak inanca sığınıyorsun bunun için de...

Ve "işte o zaman tanrı vardır" diyerek bilimde ispat nasıl yapılır bihaber olduğunu ortaya koyuyorsun. Bilimin yaşamın nasıl varolduğunu şuan açıklayamaması, tanımlanamayan ve açıklanamayan bir gizemin varlığına kanıt olamaz. Tersine, bu olsa olsa senin daracık düşünce dünyanın arazlarına kanıttır!

Tek yaratıcı güç insandır!

Yaşamımızda işe yarayan herşeyin yanı sıra binlerce tür dini ve allahları yaratan da insan oğlu insandır!

İşte inanç denilen psikolojik sığınma yolu, doğayı ve olguları göremeyen körler için devreye sokulan bir avuncadır. Göremediğin sürece, görenlere kul olan bir ezik olarak hayatını devam ettirmeye mahkumsun!

İnsan yaratıcıysa, neden kendi kendini var etmesine bir cevap bulamıyor? hadi ben kendimi yaratmadım ve bilimden de zerre kadar anlamıyorum, kör cahil bir bedeviyim. o kadar aklıllı isen cevaplarını sırala. tanrıysan, tanrılığını göster ve bilim adlı o kutsal kitabından bize vahiyler sırala ve deki şu şudur, bu budur. hadi!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kalınlaştırdığım cümleni açıklayabilir misin?

Önünde sonunda öleceğimiz konusunda hemfikiriz. E başka şansımız yok zaten..

Ama o veya bu şekilde yaşadıktan sonra mutlaka öleceğini bilmekle dinlerin, öteki alemlerin ve hepsinden önemlisi de akıllı insan olmanın ne ilgisi vardır?

Anlamak istemediğin şey şu: Senin, öldükten sonra yok olmayacağımız ve mutlaka cennete ya da cehenneme gideceğimiz inancın var. Bu, senin için koşulsuz kabul edilmiş edilmiş bir öncül zaten. Başka türlüsüne ihtimal dahi vermiyorsun ve yüzde yüz eminsin.

O nedenle bizim söylediklerimiz sana ya akılsızlık, ya mazoşizm ya da deli cesareti gibi geliyor. Anlayamıyorsun.

Belki bir an Allah inancı ve cehennem korkusundan sıyrılabilsen anlayacaksın. Ama zaten sorun da bu değil mi?

Aslında Allah ya da dinler sadece banahe.. Asıl derdiniz ölmekle. Ölmek ve yok olmak.. Bu düşünce size kabul edilemez, kabul edilmesi dahi düşünülemez, ihtimal verilemez bir düşünce.

Bizim içinse basit, sıradan bir gerçek. Bunu görmek için belki bir özel akıla bile ihtiyaç yok. Ama sizin inandığınız şeylere inanmak için, mutlaka manipüle edilmiş, potansiyeline ulaşması engellenmiş bir akla gereksinim var.

Evet.

kalınlaşmış cümlemi açıklayayım bir. o kalınlaştırılmış cümle benim düşüncemdir. yani, ben neredeyse hiçbirşey bilmeyen ve aciz bir insan olarak kendimi tanrısallaştırmam ve bilmediklerim hakkında bana cevaplar veren birşeye inanırım. bana ister ezik diyin, ister başka birşey, o nu size bırakıyorum. ben bir tanrı değilim annem babam bir tanrı değil. tanrı dediğin her istediğini yapabilendir. yaşamaktan sıkılan ve bu yaşama gelmeyi istemeden gelen, ölümsüzlüğü isteyip de ölüm karşısında aciz kalan, hayal edip de hayallerini gerçekleştiremeyen bir tanrının ben tanrılığından şüphe eder, yüzüne tükürür ve allah a inanırım. bu yaptığım akıllıca bir davranıştır bence. sence de akıllı olmak bilinmediğini iddia eden bir tanrı hakkında onun silahıyla onu vurmaya çalışmaktır. kimin akıllı olduğu zamanla anlaşılacaktır o ayrı. benim aklım bana, senin aklın sanadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
kalınlaşmış cümlemi açıklayayım bir. o kalınlaştırılmış cümle benim düşüncemdir. yani, ben neredeyse hiçbirşey bilmeyen ve aciz bir insan olarak kendimi tanrısallaştırmam ve bilmediklerim hakkında bana cevaplar veren birşeye inanırım. bana ister ezik diyin, ister başka birşey, o nu size bırakıyorum. ben bir tanrı değilim annem babam bir tanrı değil. tanrı dediğin her istediğini yapabilendir. yaşamaktan sıkılan ve bu yaşama gelmeyi istemeden gelen, ölümsüzlüğü isteyip de ölüm karşısında aciz kalan, hayal edip de hayallerini gerçekleştiremeyen bir tanrının ben tanrılığından şüphe eder, yüzüne tükürür ve allah a inanırım. bu yaptığım akıllıca bir davranıştır bence. sence de akıllı olmak bilinmediğini iddia eden bir tanrı hakkında onun silahıyla onu vurmaya çalışmaktır. kimin akıllı olduğu zamanla anlaşılacaktır o ayrı. benim aklım bana, senin aklın sanadır.

Tamam da biz hiçbir şey bilmeyen, aciz insanlar değiliz ki. Artık bilim bize pek çok şeyi açıklıyor.

Bak ne güzel "kendimi tanrısallaştırmam ve bilmediklerim hakkında bana cevaplar veren birşeye inanırım" diyorsun.

Ben de aynısını diyorum işte. Bilmediklerim hakkında bana cevap veren bir şeye inanırım. Ama ben aradığım her şeyin yanıtını sadece bilimde buldum. Bilim, bana somut kanıtlarla açıkladı hep. Hepimize...

Bizden farklı olarak sen bilime değil de, görünmeyen, bilinmeyen, varlığına dair en ufak bir emare olmayan mistik, metafizik bir güce inanıyor, onun peygamberler aracılığıyla yolladığı açıklamalara bel bağlıyorsun ve tatmin oluyorsun.

İnanç meselesi işte, ne diyeyim...

Ama sana bunun için neden ezik ya da başka bir şey diyeyim?... Dedim ya, inanç meselsi. Burada tıkanır her şey.

İyi niyetlisin. Allah yolunu açık etsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Varolmayı seçmemiş olduğumuz gibi, bu varoluşun nasıl olacağını da seçemedik. Bu varoluş ölümlü bir varoluşmuş. Napalım yani? Kalkıp daha iyi hissetmek için öte hayata dair hikayeler mi uyduralım?

Delilsiz ve sebepsiz olarak metafizik hikayeler uydurmaya hakkımız olmadığı gibi, bize gelenekle intikal etmiş İslam ilahiyatı da gayet zararlı bir politik sistemle birlikte geldiği için kesinlikle reddetmek zorundayız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam da biz hiçbir şey bilmeyen, aciz insanlar değiliz ki. Artık bilim bize pek çok şeyi açıklıyor.

Bak ne güzel "kendimi tanrısallaştırmam ve bilmediklerim hakkında bana cevaplar veren birşeye inanırım" diyorsun.

Ben de aynısını diyorum işte. Bilmediklerim hakkında bana cevap veren bir şeye inanırım. Ama ben aradığım her şeyin yanıtını sadece bilimde buldum. Bilim, bana somut kanıtlarla açıkladı hep. Hepimize...

Bizden farklı olarak sen bilime değil de, görünmeyen, bilinmeyen, varlığına dair en ufak bir emare olmayan mistik, metafizik bir güce inanıyor, onun peygamberler aracılığıyla yolladığı açıklamalara bel bağlıyorsun ve tatmin oluyorsun.

İnanç meselesi işte, ne diyeyim...

Ama sana bunun için neden ezik ya da başka bir şey diyeyim?... Dedim ya, inanç meselsi. Burada tıkanır her şey.

arkadaş, sen bilim bilim diyorsun da bilim neden senin herşeyine karşılık veremiyor? neden bir tanrı olarak bilime muhtaçsın? neden kendin yarattığın şeyleri açıklayamayıp bilim ve onun adamlarına ihtiyaç duyuyorsun? sen nasıl herşeyi bilen ve herşeye kadir bir tanrısın öyle?

tabi ki kendimi tanrısallaştırmam ve bilmediklerim hakkında ileri geri konuşmam ve bana gönderilenleri iyice bir etüt eder, üzerinde düşünür ve aklıma yatarsa -ki yatıyor- inanırım. bilim ilerledikçe ilerliyor ama ilerledikçe de bilmediklerinin çokluğunu fark ediyor. eğer bilim herşeyse ve insan tanrıysa neden bir tanrı ihtiyacı olan şeyi bilimin bulmasını bekliyor? neden icatlar ve buluşlar kademe kademe oluyor? neden insan ihtiyacı olduğu zaman hayal edip onu yaratamıyor? bilimin bulduğu şeyleri gizleyip bilimin bulması için gerekli olan koşulları var eden kimdir? bu fizik, kimya kurallarını düzenleyen kimdir? insanın en övündüğü şeyi, beyni yaratıp düzenleyen kimdir? yoksa kendi beynini kendisi mi yaratmıştır? neden geri zekalı insanlar var o halde? onlar kendilerini niye öyle var ediyor? onlar mazoşist mi? engelli insanlar mazoşist mi? ya da tanrıları anne babalarıysa onlar sado mazo mu ki? hem kendilerine hem çocuklarına eziyet ediyorlar? insan tanrı falan değildir, insan yaratılmışların arasında en yüce olduğu gibi bir tanrı karşısında da en aciz varlıktır. herşeyi gücü yetseydi bu dünyanın hali böyle mi olurdu? yok bu maddecilikten hayır gelmez, boş iş. en azından agnostik ya da deist olmak daha iyidir, ateizm ölmüştür.

tarihinde peopleoftheuniverse tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Varolmayı seçmemiş olduğumuz gibi, bu varoluşun nasıl olacağını da seçemedik. Bu varoluş ölümlü bir varoluşmuş. Napalım yani? Kalkıp daha iyi hissetmek için öte hayata dair hikayeler mi uyduralım?

Delilsiz ve sebepsiz olarak metafizik hikayeler uydurmaya hakkımız olmadığı gibi, bize gelenekle intikal etmiş İslam ilahiyatı da gayet zararlı bir politik sistemle birlikte geldiği için kesinlikle reddetmek zorundayız.

Ölümlü bir var oluş neden? neden sonsuz bir dünya hayatı değil? bir anlamı olmalı değil mi? tabi ki bir anlamı var. burası bir imtihan yeridir. cennet ve cehennem gibi kavramları barındıran bir öbür dünya varsa oradaki cennet veya cehenneme gideceklerin seçilmesi gerekir. aksi taktirde direkt cehenneme atılacak olan birisinin suçu, cennete gönderilecek olanın ne ayrıcalığı var? değil mi? bu dünya ahiretsiz bir hiç, anlamsız bir dünyadır. ben ne yapayım böyle bir dünyayı? madem yok olup hiçbirşey hatıramicam o zaman hemen yok olmak isterim. ne diye bu işkence, aynı ne diye bu zevk düşkünlüğü? ne diye bu hırs? başka bir dünya ve bir hükmedici bir güç şarttır. bu dünya hayatına anlam veren tek şey bir başka dünyadır. bu dünyada hiçbirşey mükemmel değildir. bu dünya adaletsizdir, bu dünyanın adaleti yoktur. insanlar birbirlerinin zaaflarından birbirlerini vuruyorlar, gizlice birbirlerinin arkalarından iş çeviriyorlar. yalancılık yapıyorlar, içlerinde kötü düşünceler besliyorlar. güçlü insanlar güçsüz insanlara zulmediyor. bu insanlık değildir. bu zalimler vahşi doğanın büyük balık güçük balığı yutar felsefesini meşru görüyorlar. oysa ki insanlar hayvanlardan üstün yaratılmıştır. düşünebiliyor ve zarar vermeden sorunları konuşarak halledebiliyor. ama işte bu vahşi felsefeyi belleyip bir hayvan gibi içgüdüleriyle hareket edip, düşünceyi ve konuşmayı bir kenara bırakanlar hayvanlıklarını konuşturuyorlar. bu materyalist felsefedir. işte kendisinin bir maymundan geldiğini söyleyenden de ancak böyle bir zihniyet beklenir. biz insanız ve insanlığa davet ederiz. hayvanlar o kadar meraklılarsa seve seve onları o benimsedikleri vahşi yaşama salabiliriz. varsınlar, ceylan kovalasınlar, fillerle, zürafalarla kapışsınlar, daldan dala atlayıp muz yesinler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...