herakles 0 Mart 23, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi - "Hatırlıyor musun, yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak istemiştin de 369 oy eksikti...(!) Link to post Sitelerde Paylaş
zencefil 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi Barısarock ve zencefil fıkralarınız baya iyiydi. Yanlız temel fıkrasını beyenmedim. :lol: Biraz müstehcen kaçtı diye herhalde? Ama benim en çok güldüğüm de o. :P Link to post Sitelerde Paylaş
Kıtipiyoz 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi Buda sonuncusu. Bir Kapıcının papağanı varmış . Apartmanda da Solcular, Sağcılar ve dinciler duruyormuş. Bu papağan Solcular gelince Yaasın komünizm kahrolsun şeriatçılar ve faşistler, Sağcılar gelice Kahrolsun komünizm yaşasın sağcılar islamcılar gelince Yaşasın şeriat ve kahrolsun komünistler ve ülkücüler dermiş. Bir gün bu üç grup papağanın yaptıklarının farkına varmışlar. Ortak bir ceza vermeyi kararlaştırmışlar. İlk önce uyarmışlar eğer birdaha bunu yaparsan senin tüylerini yolarız diye. Fakat papağan durmamış ve devam etmiş aynı şeyi yapmaya. Sonunda papağanın tüylerini yolup kümese atmışlar. Tavuklar papağana bakım kıskıs gülüşüp konuşuyorlarmış. En sonunda papağanın tepesi atmış; Susulan orospular ben sizin gibi buraya orospuluktan değil tamamen politik sebeplerden atıldım demiş. :lol: Link to post Sitelerde Paylaş
Kıtipiyoz 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi Biraz müstehcen kaçtı diye herhalde? Ama benim en çok güldüğüm de o. :P Açıkçası dostum bir ve üç baya iyi yazdıklarından. :P :P Link to post Sitelerde Paylaş
Kıtipiyoz 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi Hazır ateist forumdayız bir tanede inançla ilgili olsun. Vakti zamanında bir şehy varmış ve bu şeyhin tekkesinde şeyhine hzmet eden bir derviş. Bir derviş Şeyh inin huzuruna çıkmış demişki Şeyhim sana onca yıl hizmette bulundum artık beni bırakta gidem senin yolunu erkanını öğretem kendi tekkemi kuram demiş. Şeyhide madem öyle istersin var kit demiş ve ayrılırken öğrencisi olan dervişe bir eşşek hediye etmiş. Derviş az gitmiş uz gitmiş Şeyhinin verdiği eşşekle ve derken bir gün eşşek pat diye ölmüş. Derviş Şeyhinden tek yadigar olan eşşeği orda öylece bırakıp kurda kuşa yem olmasına gönlü razı olmamış ve onu oracığa gömüş fakat bu seferde başından ayrılamamış nede olsa şeyhinden ona kalan tek şey oymuş. Gel zaman git zaman bu dervişin başında insanlar birikmeye başlamış gelenler ilk başat dua ederken sonra çaput başlamaya kurbanlar kesmeye başlamış. Dervişte utancından bir şey diyemiyor yapmayın etmeyin bu böyledir falan filan. Derken Buranın ünü almış başaını gitmiş ki insanlar buraya dilek dilemeye kurban kesmeye hastalat şifa aramaya başlamışler. Bu ün dervişin hocası olan Şeyhin de kulağına gitmiş. Şeyhinde o sıralar dizlerine bir ağrı girmiş fakat bir türlü derman bulamamış ve sonunda müritlerine demişki Falanca yerde bir ermişin mezarı varmış gidip ondan şifa isteyek. Varmışlar yola Şeyh oraya vardığında ne görsün öğrencisi olan dermiş. Hayırdır demiş ne işin var burda yoksa burayı sen mi bekliyorsun. Derviş utana sıkıla Şeyhim demiş sizden ayrıldığımda bana hediye ettiğiniz bir eşşek vardı işte odur burda yatan fakat gelen geçen burada bir evliya yatır sanıp bu hale getidiler bende bir şey diyemedim demiş. Şeyhi dervişin kulağına eğilmiş Üzülme evlat demiş Hani bizm tekkenin bahçesindeki yatırı bilirmisin demiş. Derviş evet Şeyhim . İşte orda yatanda onun babasıdır. :lol: Link to post Sitelerde Paylaş
antiyobaz 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi (düzenlendi) Erdogan ile Bush ilk buluşmalarında birbirlerine hava atarlar. Bush Erdogana'e: "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü diriltiriz" ,der. Erdogan altta kalmaz ve o da: "Bizdeki teknoloji çok farklı, partimizin bütün elemanları 100 metreyi 3 saniyede koşmayı beceriyor", der. Türkiye' ye döndüğünde Erdogan'i bir düşünce alır. Danışmanlarını çağırır, ve olayı anlatır. -Haftaya Bush geliyor, yalanımız ortaya çıkarsa ne yaparız?, diye sorar. Danışmanlardan biri hemen cevap verir: "Onlara ölüyü nasıl dirilttiğini sordunuz mu?" -Hayır sormadık. -O halde hiç korkmayın başkanım, alın Bush'u Anıtkabir 'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini isteyin.Diriltemezse o rezil olur. Yok eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3 saniyede koşarsınız. Mart 23, 2008 tarihinde antiyobaz tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Mr.Kont 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi Çok güzeldi Link to post Sitelerde Paylaş
zencefil 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi Açıkçası dostum bir ve üç baya iyi yazdıklarından. :P :P Peki dostum. :P Link to post Sitelerde Paylaş
hakanto 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi nasrettin hoca buharada kendisini peygember oldugunu ilan ediyor sonra buhara emiri onu sarayına getirtiyor ve ona "tum peygemberler mucize gostermi sende gercek pegember olursan bir tane goster " diyor nesredin ise "tamam, önce kılıc getirin sonra sizin kafanizi kesip sonra takrar yerine koyacam" diyor. "muhterem cemaat, allah yerde veya gökte değildir. o mekandan münezzehtir. kim ki ona mekan izafe eder, tamamen hata eder. o zamandan da münezzehtir. ne gündüz vardır ona ne de gece, ne yaz ne de kış. o bildiğin, düşündüğün, hayal ettiğin hiç bir şeye benzemez. aklına her ne gelirse o o değildir..." bekri dayanamış artık: "hoca, sen şuna yok diyeceksin de dilin varmıyor!" keşke : Wilson adinda birinin bir çivi fabrikasi vardir ve reklama ihtiyaci vardir. Pazarlamaci bir arkadasi ile konusurken arkadasi "Wilson Çivileri" diye bir reklam yarlayabilecegini ifade eder. "Bana bir hafta ver" der arkadasi, "sana bir kasetle dönecegim" Bir hafta sonra pazarlama uzmani wilsonu görmeye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalistirir. Romali bir asker Isa'yi Çarmiha çivilemekle mesgul, Yüzünü kamereya çevirir ve "Wilson çivileri kullanin, onlar herseyi tasirlar" der Wilson çilgina döner ve bagirir "Senin problemin ne? Bunu asla TVde göstermezler, Sana ikinci bir sans veriyorum, ama kesinlikle Romalilarin Isa'yi çarmiha germesi gibi seyler istemiyorum" Ikinci hafta pazarlamaci elinde baska bir kasetle gelir, Yine kaseti videoya koyar ve çalistirir. Bu sefer kamera Romanin disindan merkeze dogru yakinlasir ve çarmiha asili Isa'nin önünde durur. Romali bir asker yukari bakar ve 'Wilson çivileri, herseyi tasir'. Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen beni anlamiyorsun, Çarmihta bir Isa istemiyorum. Sana son sans veriyorum bir hafta içinde yayinlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum" Bir hafta daha geçer. Wilson sabirsizca beklemektedir. Pazarlama uzmani yeni kasetiyle gelir. Saçlari uzamis, çiplak bir adam nefes nefese kosmaktadir. Bir düzine romali askerde pesinden kovalamaktadir. Tepenin basina gelirler ve askerlerden biri kameralardan birine dönerek: 'Keske Wilson çivileri kullansaydik!'. Eksik Namaz Memleketin tekinde 3 kere camiye gitmeyeni idam ediyolarmış. Ama bu arada usülen idam edilmeden önce 3 dileğini yerine getiriyolarmış. Adamın teki 3 kere gitmemiş ve tabii yakalanmış. İdam edilmeden önce sormuşlar: Adam: - "Vezirin karısıyla yatağa girecem" demiş. Vezir "Olmaz" dese de padişah: - "Mecbur" demiş ve adam vezirin karısıyla beraber olmuş. Adam 2. dilek olarak Padişahın karısıyla beraber olmayı seçmiş. Bu sefer padişah "Hayır" dese de herkes itiraz edince mecbur kalmış. - "Son dileğin ne?" sorusundan sonra adam, bir vezire, bir padişaha bakmaya başlamış. Aradan 5 dakika geçtikten sonra vezir bakmış namus elden gidecek: - "Ben bunu sanki camide gördüm gibi geldi" diyince padişah da: - "Ne gibisi lan! Yanımda kılıyodu" alıntıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
hakanto 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi KAÇIRILMAYACAK FIKRA Küçük Abraham yedi yaşında Yahudi İmam Hatip Okul muadili ilk okula gitmeye başlamış. Birinci haftanın sonunda yani cuma günü saat onikide okul haftasonu Tatiline girince eve dönmüş. Annesi sormuş : - Abraham anlat bakalım bu hafta okulda NE öğrendiniz? - Dinle Anne, bu hafta Musa Peygamberi öğrendik, demiş küçük Abraham. - Peki anlatabilir misin? - Musa Peygamber bir Mossad ajanıydı. Gördüğü eğitim sayesinde Mısır Firavununun sarayına kimseye çaktırmadan girdi. Esir alınmış Yahudileri Kızıl denizin kenarına kadar kaçırmayı basardı. Denizi geçmek için bütün Yahudilere emir vererek yüzen köprüler kurdurdu ve Yahudiler Kızıl denizin doğusuna geçmeye başladılar. Tam geçerlerken General Firavun bunları orduları ve zırhlı birlikleri ile takip etmeye başladı. Musa Peygamber cep telefonunu kullanıp Mossad'a haber Verdi. Mossad İsrail hava kuvvetlerine bildirince hemen F-16 Larla Fantom uçakları köprüye varan Mısır ordusunu ve tankları bombalamaya başladılar, Köprünün yarısına kadar gelmiş Mısır ordusu ve general Firavun Denize düşerek boğuldular ve Yahudiler selametle karşı sahile geçtiler. Annesi dehşetler içinde sorar. - Abraham, haham hocan cidden, gerçekten böyle MI anlattı? - Anne tam olarak böyle anlatmadı, AMA herifin tam olarak anlattığı şekilde Sana anlatsam hepten inanmayacaksın. Bir bilgeye sormuşlar: "Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz? "Terzimi severim," diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar: "Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi?" Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş: "Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler. noel baba John sabah kalktığında vakit çok geçtir. Ve acele ile giyinip hemen bir taksiye atlayıp işe gider. Fakat işe geldiğinde patronu onu her zaman geç kaldığı için isten kovar. İşten kovulan John üzgün bir şekilde eve döner. Eve geldiğinde yatak odasında Karısını bir Zenci ile yatarken bulur. Ve kadın artık kendisini sevmediğini, evini ve arabasını aldığını söyleyip John'u evden kovar. İyice çaresiz kalan John sokaklarda dolaşırken kendini köprüden atıp ölmeyi düşünür. Tam köprüden atlarken bir Noel Baba gelir. Noel Baba niçin ölmek istediğini sorar. John başından geçenleri anlatır. Noel Baba da - Şöyle 20 yaşında sarışın bir kadının olsun istermisin? John - Elbette Noel Baba - Şöyle kendi işin, Porche ve muhteşem bir villan olmasını istermisin? John tereddütsüz - Tabi elbette isterim. Noel Baba -Ama bir şartım var. John - Nedir şartın? Noel Baba - Bir kere yapacağım!!!! John düşünür, biraz sabredeceğim ve muhteşem şeyler kazanacağım der. - Tamam der. John soyunmaya başlar ve bu işi yaparken Noel Baba sorar. - John kaç yaşındansın? John - 41 Noel Baba - John 41 yaşındasın ama hala Noel Baba'lara inanıyorsun!! Küçük temel annesine sorar, - Anne hepimiz laz miyuz? - Öyle - Dedem de laz miydu? - Lazidi. - Onun babasi? - Hepisi lazidi. - Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum. alıntıdır Link to post Sitelerde Paylaş
hakanto 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi (düzenlendi) memleketimden bir fıkra Erzurumlu harmanini kaldırmış, ekinini kurutuyormuş. Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış.. -'Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yağmurunu yağdırma! ' -'Allah'ım, birkaç gün daha yağmurunu yağdırma, ne olirsen' diye dualar edip durmuş. Ekini kurudu kuruyacak. Aksam üzeri, son yarim saatte bir yağmur bir boran. Tüm ekini çürümüş. O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşeğine de yıldırım çarpmış. Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama bir şey de yapamamış. Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu. İftara tam yarim saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini söyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş. -'Nasil? illet oliysen simdi değil mi?' demiş ve eklemiş: -'Ölen eşeği de gurbana saymazsam şerefsizim... Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri: -Keşke, Ramazan, senede iki kez gelse. Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi, hemen şu cevabı verir: -Öyleyse Ramazan gider gitmez neden bayram yaparsınız? İnsan, sevdiği gidince bayrım mı yapar hiç!... Mart 23, 2008 tarihinde hto tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Freddie 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi (düzenlendi) Hacı amcanın biri ölür ve öbür tarafa gider. Ama melekler orada amcaya, ''kusura bakma amcacım, seni yanlışlıkla biraz erken almışız. O yüzden bir süreliğine geri gitmen gerekiyor ama sadece iki kontenjanımız boş: biri profesör diğeri de ib.e, hangisi olmak istersin?'' derler. Bunun üzerine amca uzunca düşündükten sonra ''ben en iyisi ib.e olayım'' der. Bu cevap karşısında melekler şoke olmuştur, derler ki ''yaw amca sen hacı olmuş adamsın, profesör olsana niye ib.eliği tercih ediyorsun?''. Amca da cevap verir: ''Bilmediğim onca şeyi kafama sokacağıma, bildiğim şeyi dötüme sokarım daha iyi!'' NOT:Akademisyen varsa bu fıkradan alınmasın lütfen, hacı amcaların bilime verdiği değeri gösterebilmek açısından şeyettiydim. Yani kafaya bişey sokmaktansa popoya sokan bir zihniyet. Mart 23, 2008 tarihinde Freddie tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Elvis 0 Mart 23, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 23, 2008 gönderildi “Bill Gates diğer bütün insanlar gibi bir gün ölmüş. Onu sorgu melekleri karşılamış ve -Sizi, Tanrı huzurda bekliyor, diyerek tanrının huzuruna çıkarmışlar. Tanrı, Bill Gates’e -Senin insanlara hem çok iyiliğin hem de çok kötülüğün dokundu. Günahların eşit, bu yüzden de Cennete mi yoksa Cehenneme mi gideceğine kendi karar vereceksin, demiş. Bill Gates in yanına bir melek vermişler, önce cehenneme gitmişler. Cehennem de tam bir disko havası, insanlar çılgınca dans ediyor, içkiler, birbirinden güzel kızlar striptiz yapıyormuş. Bill Gates, -Peki şimdi cenneti görelim, demiş. Cennette insanlar bir gölün etrafına toplanmışlar kitap okuyor, sessiz sakin bir mekanda yemek yiyor, sohbet ediyorlarmış. Bill Gates tekrar Tanrının huzuruna çıkartılmış. Tanrı: -Evet, kararını bekliyorum, demiş. Bill Gates de: -Cehenneme gitmek istiyorum. Orası daha eğlenceli, demiş. Bir kaç ay sonra Tanrı Bill Gates’i merak etmiş ve cehenneme gitmiş. Bill Gates bir kazığa oturtulmuş vaziyette etrafında zebaniler, kırbaç ile Bill Gates’i kırbaçlıyorlar, bir taraftan da arada alttan ateş veriyorlarmış. Bill Gates acı içinde seslenmiş: -Tanrım, beni kandırdın, gördüğüm cehennem böyle değildi, demiş. Tanrı: -Ben seni kandırmadım, o gördüğün Ekran Koruyucuydu, demiş… Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Mart 24, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 24, 2008 gönderildi Temel Almanya;da Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen burosundaki Almanlar Temel'i taniyorlar, seviyorlarmış. Sormuslar ; "Niye donuyorsun" diye. Temel "homoseksueller yuzunden" demis. Burodakiler sasirmis ;"Seni rahatsiz filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu yuzden ayrilmana degmez demisler" Temel ; "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis. Burodakiler yine sasirmis; "Peki neden gidiyorsun?" Temel cevaplamis:"Burada 20 yil once homoseksuellik yasakti, 10 yil onceserbest oldu, 5 yil oncede evlenmelerine izin verildi. Homoseksuellik MECBUR olmadan donmek istiyorum." Kıssadan hisse : Turkiye'de de 30 yil once turban diyebir sey yoktu, 20 yil once takmaya basladilar, simdi serbest oluyor, MECBUR olmadan ailemizi alip bu diyardan gitsek mi acaba?... Link to post Sitelerde Paylaş
Antipati 0 Mart 25, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 25, 2008 gönderildi fıkrayı sayın chayanist'e armagan ediyorum bir fizikçi, bir kimyager ve bir iktisatçı ıssız bir adaya düşmüşler. yanlarında da kıyıya vuran bir sandık konserve var. birinci gün fizikçi bir konserve alıp bir ağaca çıkmış -şimdi bu yükseklikten konserveyi şu kadar hızla aşağı bırakırsam iç basıncın etkisiyle açılacak ama içindekiler dökülmeyecek der. nitekim dediği olur ve konserve açılır. bir güzel yerler. ikinci gün kimyager bir sürü bitki yaprağı toplar. özsuları karıştırır. alengirli bir şeyler yapar. sonra -bu karışım kapağın kenarlarını eritecek ama yiyeceğe zarar vermeyecek der. ve dediği gibi olur. konserveyi açar ve yerler. üçüncü gün sıra iktisatçıya gelir. eline konserveyi alır ve -farzedelim ki elimizde bir konserve açacağı var Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Mart 25, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 25, 2008 gönderildi Üç fizikçi bir tipiden kaçarken yaşlı bir adamın evine sığınırlar.. Sıcak odayı bir odun sobası ısıtmaktadır. Ama soba yerden bir metre yükseklikte taştan bir platform üzerine konmuştur. Adam odada yokken fizikçiler kendi aralarında bu anormal durumu açıklamaya çalışırlar.. Birisi der ki.. Sobanın yüksekte olma nedeni, döşemeyi ısıtarak zedelemesini önlemek olmalı.. İkincisi.. Sanmıyorum. Muhtemelen sobayı odadaki oksijenden optimum yararlanmak için yükseğe koymuş olmalı der.. Üçüncüsü ise hayır der. Sobanın bulunduğu taş platform odada ısı dağılımı için optimun bir yükseklik olmalı... Fikir birliğine varamazlar.. Yaşlı adam odaya gelince sorarlar.. Adam güler ve en bilimsel açıklamayı yapar... Boru yetmemişti de der.. O yüzden.......... Link to post Sitelerde Paylaş
hallac 0 Mart 25, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 25, 2008 gönderildi Gecenin bu saatinde benden temel fıkrası beklemeyin... Gülrürücek fıkralarda biliyoruz ama çıkınımızdaki bulunan bu.. Fıkra demek illada güleceğiz demek değil nasılsa... saygılarımla George Bush bir ilkokula ziyarete gider. Sınıfın birinde yaptığı konuşmadan sonra çocuklara soru sorabilmeleri için imkan tanır. Parmak kaldıran Bob der ki: Sayın başkan, üç sorum var size... 1. Niçin Amerika BM’nin onayı olmadan Irak’a girdi? 2. Siz rakibiniz Kerry’den daha az oy aldığınız halde nasıl oldu da başkan seçildiniz? 3. Afganistan’a asker gönderdiniz. Peki Usame bin Ladin’e ne oldu? Kücük Bob’un sorduğu sorular biter bitmez teneffüs zili çalar. Bush “Teneffüsten sonra devam ederiz” der ve hep birlikte teneffüse çıkılır. Sınıfa geri dönüldükten sonra Bush: - Evet, sorular kısmında kalmıştık, devam edelim... Sınıftaki başka bir öğrenci parmak kaldırır. Bush sorar: - Adın ne bakalım ufaklık? - Steve. - Senin sorun ne bakalım Steve? - Benim 5 sorum var sayın başkan... 1. Niçin Amerika BM’nin onayı olmadan Irak’a girdi? 2. Siz rakibiniz Kerry’den daha az oy aldığınız halde nasıl oldu da başkan seçildiniz? 3. Afganistan’a asker gönderdiniz. Usame bin Ladin’e ne oldu? 4. Teneffüs zili niçin 20 dakika erken çaldı? 5. Bob nerede? Link to post Sitelerde Paylaş
herakles 0 Mart 26, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 26, 2008 gönderildi Bir gün adamın biri evden işe döner posta kutusuna bir bakar normal halinden 4 kat fazla gelmiş telefon faturası, merak eder telefon şirketini arar bir sorun olamadığını söylerler adam der çaresiz ödeyecez sonra gece yarısı kalkar bir bakar papağanı telefonu açmış konuşuyor çok kızar ve papağanı kanatlarından duvara çiviler 1 hafta boyunca orada kalacağını söyler 15-20 dakika geçer canı sıkılır orada asılı duran hz.isanın haça girilmiş istavroz heykelini görür şöyle der; - Eeee, birader sen ne zamandır burdasın istavroz heykeli şöyle der; - Ben 2000 yıldır buradayım papağan; - Ohaaa nereyi aradın lan öyle... Link to post Sitelerde Paylaş
daldabiryaprak 0 Mart 26, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2008 gönderildi R.T.E. a sormuşlar.. ---iki iki daha kaç eder R.T.E. hiç düşünmeden cevap vermiş ---alırken mi satarken mi not : türkiye abd den aldığı savaş cihazlarının yıllık bakımı alım fiatından 2 kat daha pahalı..nokta.. Link to post Sitelerde Paylaş
muallim 0 Mart 26, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 26, 2008 gönderildi Yanlış Mail Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir. Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür. —Kime: Sevgili karıma Konu: Yeni ulaştım. Tarih: 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin. Not: Burası çok sıcak. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts