Jump to content

Müslümanlık ve Nurculuk


Recommended Posts

Turan Dursun'un müslüman iken yazdığı bir kitap var: Müslümanlık ve Nurculuk. Bu kitaptan bazı alıntılar yapacağım. Said Nursi'yi savunan müslümanlar cevap versin.

SAİD-İ NURSİ'NİN, KUR'AN-I KERİM AYETLERİNDEN KENDİSİ VE RİSALE-İ NUR İÇİN ÇIKARDIĞI MÂNALAR VE RİSALE-İ NUR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

a) Kur'an-ı Kerim Ayetlerinden Kendisi İçin Çıkardığı Mânalar

Nûr Suresi'nin 35. ayeti şöyle demektedir:

"Onun nuru içinde ışık bulunan bir kandil yuvasına benzer. O ışık bir cam içindedir, cam ise, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır, bu, ne yalnız Doğu'da ve ne de Batı'da bulunan bereketli zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile neredeyse yağın kendisi aydınlatacak! Nûr üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara örnekler verir, o her şeyi bilir."

Said-i Nursi, anlamı yukarıda yazılı ayeti bakın nasıl yorumluyor:

"Hem işaret eder ki: Risale-i Nurları müellifi (Said-i Nursi) de Ateşsiz yanar, Tahsil için külfet ve ders alma zorluğuna katlanmadan nûrlanır âlim olur."1

"Evet âyetteki bu cümlenin bu mucizeli 3 işareti elektrik Risale-i Nurlar hakkında doğru olduğu gibi müellifi (Said-i Nursi) hakkında da tamamiyle doğrudur... (Said-i Nursi) medrese usulünce 15 yıl ders alınarak ancak okunabilen kitapları, yalnızca 3 ayda okuyup öğrenmiştir."2 (Ek:l)

Said-i Nursi'nin kendi ifadeleri çok dolaşık ve ağdalı olduğundan ifadeler genellikle anlaşılır biçime sokularak yazılmıştır.

Said-i Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Arap harfleriyle teksir), s.60, sat. 14-17. (Ek: 1)

Ek: 1'de fotokopisini gördüğünüz bu ifadelerle Said-i Nursi demek ister ki: "Allah Nur'undan söz ederken elektriği Risale-i Nur'u ve beni anlatmak istemiştir. Bu âyette benden ve eserimden özellikle söz edilmek istenmiştir. Benim özelliğimde bir başka kimse, kitabımın özelliğinde de bir başka kitap bulunmadığı için Allah'ın Nuruyla ancak ben ve kitabım anlatılmış olabilir. Kitabım da bir nurdur ben de bir nurum. Çünkü ben herkesin ancak 15 yılda okuyabildiği kitapları, sadece 3 ayda okuyup öğrendim..."

Bir insan nasıl kendinden böyle söz edebilir, kendisini nasıl elektriğe benzetebilir ve nasıl Allah'ın Nuru diye tanıtabilir? Sonra; "herkesin ancak 15 yılda okuyabildiği kitapları, ben sadece 3 ayda okuyup öğrendim", anlamındaki sözler hangi tevazu anlayışına sığabilir?

Soruların karşılığını okurlarımıza bırakarak başka örnekler verelim:

Hûd Suresi'nin 112. ayetine, "Ey Muhammed emrolunduğun gibi doğru hareket et", anlamındaki bir cümleyle başlanır. Said-i Nursi Tann'dan doğrudan doğruya emir aldığını anlatmak ve kendisine bir peygamber süsü vermek için, bu ayetle kendisine hitap edildiğini ileri sürüyor.

Aynı surenin 105. ayetinde, "...İçlerinde bedbaht olanlar da, Said olanlar da vardır", anlamında bir cümle bulunmaktadır. Said-i Nursi bu cümlede mutlu anlamına gelen Said sözüyle de kendisinin kastedildiğini iddia ediyor. Ve amacına ulaşmak için cifir oyunlarına başvurarak iddiasını şöyle ispatlamaya çalışıyor:

".. 'İçlerinde bedbaht olanlar da, Said olanlar da vardır', anlamındaki âyetin cifır yönünden sayı değeri 1303 eder. Hûd sûresinde 'Emrolunduğun gibi hareket et', anlamında bir âyet olduğu gibi şûra sûresinin 2. âyetinde de aynı anlamda bir âyet vardır. 'Vav'la başlayan Şûra süresindeki âyetin cifır yönünden sayı değeri de 1309 eder. Bu tarihte bütün muhataplar içinde özellikle birine Kur'an adına iltifat ediliyor, doğru olmak yolunda buyruk veriliyor. Birinci tarih (1303) de ise, Risale-i Nurlar müellifi (Said-i Nursi) nin ilim tahsiline başladığı tarihtir. İkinci âyetin tarihi ise O müellif (Said-i Nursi) nin Hârika bir şekilde pek az bir zamanda ilimce en son noktaya ulaştığı, tahsili bitirdikten sonra ders vermeye başladığı ve 3 ayda, bir kış içinde, 15 senede ancak okunabilen 100'den çok kitap okuduğu ve o zamanın o muhitte en ünlü âlimlerinin yanında o 3 ayın mahsulü fakat 15 yılın mahsulü kadar olan ilimleri kazandığı, ne kadar büyük bir âlim olduğunu; hangi ilimden olursa olsun sorulan her soruya en doğru cevap vermekle ispat ettiği tarihe rastlar."3 (Ek: 2)

Bunları iddia eden, Said-i Nursi'nin kendisidir.

O'nu, kendisinden öğrenmeye devam edelim:

Said-i Nursi'ye göre Said-i Nursi, bakın ne büyük bir âlimmiş...

Said-i Nursi, kendisini şöyle tanıtıyor:

"İngiltere'nin en yüksek bilim kurulu, Şeyhûlislâmlık'a 6 soru sorup cevabını istediği zaman; o 6 soruya, 6 kelimeyle son derece beğenilen bir cevap veren;

"Yabancıların en çok önem verdikleri ve bilginlerinin en esaslı düstur saydıkları ilkelerine, gerçek ilim ve marifetle karşılık verip, üstün çıkan;

"... Gerek Avrupa Filozoflarına, gerek Üleması'na ve gerek okullarda yetişmiş olanlara meydan okuyan, kendisi hiç soru sormadan sorulan sorulan eksiksiz cevaplandıran;

"Bütün ömrünü bu milletin mutlu olması için harcayan;

"100'den çok kitap yazarak ve Türkçe yayınlayarak bu milleti aydınlatan... bir marifet ehli olan kişi..."4

Bu sözler başkası tarafından söylenmiyor, Said-i Nursi'nin kendisi tarafından yazılıp kitabına konuluyor (!) yani; Said-i Nursi kendisinde böyle meziyetler bulunduğunu kitaplarında anlatıyor.

Said-i Nursi demek ister ki: "Ne Şeyhülislâmlıkla ne de okuldan yetişmiş olanlar arasında benden daha büyük bir âlim bulunmadığı için İngiltere'den gelen Bilim Kurulu'nun bütün sorularına ben cevap verdim. Ve ben bütün bilim adamlarına meydan okudum. Hangi ilimden olursa olsun sorulan, bana yöneltilen soruların hepsine cevap verdiğim için yapılan ilmi tartışmada herkese karşı üstün çıktım, ne Avrupa Filozofları ne İstanbul uleması bana yetişebildi, ben işte böyle bir âlim böyle bir marifet ehliyim."

Evet, Said-i Nursi, açık açık böyle diyor, bunu anlatmaya çalışıyor. En'âm Suresi'nin 161. ayetinde Peygamberimize şöyle hitap edilir:

"De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola iletmiştir."

Said-i Nursi bu ayetle de kendisine hitap edildiğini iddia ediyor. Ve şöyle ispatlamaya çalışıyor:

"Bu âyetin sayı değeri 1316 eder ki; Risale-i Nur yazarı (Said-i Nursi) nin Nurları hazırladığı tarihi gösterir." (Said-i Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybî (Arap harfleriyle teksir), s.67.

Demek ki, Said-i Nursi'ye göre; Tanrı bu ayetle Said-i Nursi'ye sesleniyor. Çünkü Said-i Nursi'nin nurları hazırladığı tarihle bu ayetin cifir yönünden sayı değeri aynı rakamları ifade ediyor; aynı tarihe denk geliyormuş!..

O zaman Said-i Nursi'ye göre ayetin anlamı şu demek oluyor: "Ey Said-i Nursi de ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola iletmiştir."

Said-i Nürsi, bu ayet hakkında yaptığı yorumla; bir yandan kendisine Peygamber süsü vererek Hz. Muhammed'in yerine koyuyor ve bir yandan da doğru yolda olduğuna Allah'ın ayetini şahit gösteriyor, daha doğrusu alet ediyor.

Bakara Suresi'nin 269. ayetinin anlamı şöyledir:

"Hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse şüphesiz ona büyük iyilik edilmiştir. Bundan ancak akıl sahipleri ibret alır."

Aynı surenin 151. ayetinin anlamı da şöyledir:

"Nitekim biz size aranızdan, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmekte olduklarınızı bildirecek bir peygamber gönderdik."

Said-i Nursi bu ayetleri de kendi hakkında yorumluyor ve bu ayetlerde; "Kendisine anlatılan, hikmet verilen, kitabı hikmeti öğreten ve herkese bilmediği şeyleri bildiren" kişinin kendisi olduğunu iddia ediyor. Bu iddialarını da cifır hesaplarıyla ispatlamaya çalışıyor. (Aynı kitap, s.67-68.)

O zaman Said-i Nursi'ye göre ayetlerin anlamı şu demek oluyor:

"Allah hikmeti Said-i Nursi'ye vermiştir. Kime hikmet verilmişse şüphesiz ona büyük iyilik edilmiştir. Nitekim biz size aranızdan, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmemekte olduklarınızı bildirecek bir Peygamber, Said-i Nursi adlı bir zat gönderdik "

Said-i Nursi, Hûd Suresi'nin, "Onlardan kimileri bedbaht (Cehennemlik), kimileri de Said=mutlu (Cennetlik)tirler" anlamındaki 105. ayetini tekrarlıyor.

Said-i Nursi, bir yandan ayette geçen Said kelimesiyle kendisinin anlatıldığını ileri sürerken, bir yandan da cennetliklerden olduğunu kabulleniyor.

Tevbe Suresi'nin 33. ve Saff Suresi'nin 8. ayetinde şöyle buyurulur:

"Onlar istiyorlar ki, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürsünler. Oysa Allah kâfirler hoşlanmasalar bile, nurunun tamamlayıcısıdır."

Said-i Nursi'ye göre:

"Bu Nur, Risale-i Nur'un nurudur. Daha doğrusu Risale-i Nur'un kendisidir. Bu nuru ağızlarıyla söndürmek isteyenler de Said-i Nursi'ye ve kitabına karşı olanlardır."7

Said-i Nursi bunu ispatlamak için de şöyle diyor: "'Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah nurunun tamamlayışıdır.' anlamındaki cümlenin sayı değeri 1316 ya da 1317'dir. Bu sayıda Avrupa Müstemlekeler Bakanının, Kur-an'ın ışığını söndürmeye çalışmasına karşılık Risale-i Nur yazarının O nuru parlatmaya çalıştığı tarihe denk geliyor. Bu kadar âyetlerin sayı değeri de aynı tarihin denk gelmesi, işaretten de ötede bir anlam taşır ve Risale-i Nur'un yazan (Said-i Nursi) nin Kur'an âyetlerinde sözü edildiğini açıkça gösterir."8 (Ek: 3)

Yalnızca bu ayetler değil; Nur kelimesinin yer aldığı başka ayetler, hatta Peygamberimize seslenen birçok ayet de, Said-i Nursi ve Risale-i Nur hakkında inmiş gibi gösteriliyor Said-i Nursi tarafından.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nurculuk bir mezhep ya da inanış falan değildir. Düpedüz bir hastalıktır. Ölümcül olmaktan da beterdir. Zira ölü insan faydasızdır ama bir nurcu tamamen zarar ziyandır. Henüz etkin bir rehabilitasyon yöntemine rastlamadım. Ama Türkiye için çağın hastalığı budur. Bir an evvel tedavisinin bulunması da şarttır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nurculuk bir dindir. Daha doğrusu, bu oluşum, Nur dinidir. İslam üzerinden ve müslümanlar üzerinden rant sağladığı ve islamın hazır sofrasından beslendiği için islam postu giymiştir ama aslında ayrı bir dindir. Hem de kitaplı bir din.

Sait denen deli, peygamberdir. Allah tarafından kendisine vahiy yoluyla kitap yazdırılmıştır. Geleceği, bir önceki kutsal kitapta bildirilmiştir. Bu özellikler, ancak islam inancına göre bir din peygamberine ait olabilir. Zaten inanırları, Sait'e peygamber muamelesi yapar, peygambermişçesine hürmet ederler. Halifesi de vardır. Fethullah, Sait'in halifesidir. Sait, belli ırktan gelen bir peygamberdir, halifesi de aynı ırktandır ama güncel söylemlerinde bu konuya değinilmez.

Nur dini, islam sofrasından beslenir ama aslında Manişeist öğretiye dayanır. Manişeizm, İran`lı Mani`nin kurduğu Hıristiyan-Zerdüşt karması dualist bir dindir. Yahudilik ve islamın da öğretisinden yararlanmış olduğu Zerdüştilikten ve Hristiyanlıktan alıntılarla kurulmuş bir dindir. Her iki dinin de karışımı ve sentezidir. Mani kendisini Adem`den Buda, Zerdüşt ve İsa`ya kadar uzanan bir peygamberler zincirinin son halkası olarak görürdü. Aynen Sait'in de kendisini gördüğü gibi.

Nur dini de Manişeizm'den esinlenmiştir. Aslında islam gibi görünen tarafı Zerdüştilikten ve gören gözlerin görebildiği bir takım özellikleri de Hristiyanlıktan gelir. Sait'in ve Fethullah'ın evlenmemeleri, Hristiyanlıktan aldıkları bir gelenektir. Özel eğitilmiş personelle çalışır, dinlerini yaymaya çalışırlar. Bu gruplar islami gelenekten değildir. İslam bu şekilde yayılmamıştır. Bu gruplar, İsa'nın havarilerinin yerine geçer, onlar gibi çalışır. Bu düzen Yehova Şahitlerinde de görülür.

Sanırım düşünebilenler için oldukça fazla düşünmeye değer veri sağlamışımdır. Nur dininin ipliğini pazara çıkartmak gerekir. İnsanlığın başına İslamdan sonra ikinci bir bela da bu dindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...

Vay canına. Yaklaşık 2 yıl önce açılmış bir başlık bu. Sanki daha dün gibi. Bunu, bir kurandan ayetler ile, pekiştireyim.

23/112- Dedi ki: "Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?

23/113- Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor.

23/114- Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz.

bu başlığın site kurmayları tarafından tavanarasına taşınması kuvvetle muhtemel..nokta..

Vayy maldini. Nerelerdesin sen yav :)

tarihinde HARUNN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Vakti zamanında bu coğrafyada islam sömürgeciliği yapanlar kişileri islamdan uzaklaştırdılar.Uzaklaşmayan birileri çıkıp kurandan ve işari manalardan bahsedince yeni bir din gibi geliyor insanlara..Halbuki gerçek islam...

Kuranın işari manası ne demek?

Ayrıca konuyu yaza n arkadaş risalelerin tam metnini versin..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
katalan

Advanced Member

Normal Üye

5,885 Mesaj sayısı:

Gönderilme tarihi Bugün, 08:24 PM

Bu yeni din hakkında bilgisi olan arkadaş var mı?

ooo arkadaşım 1926dabn beri sadece elle 600bin nüsha Risale-i nur çoğaltılmış

şimdi 26 farklı dile çevrilmiş

dünyada abd den japonyaya binlerce nur medresesi faaliyet gösteriyor

100lerce internet sitesi tv radyo 10larca yayınevi bas bas bağırıyor nurculukla ilgili

hiçbirinden haberin yokmu gerçekten

ayda mı yaşıyorsun arkadaşım?

Link to post
Sitelerde Paylaş

ooo arkadaşım 1926dabn beri sadece elle 600bin nüsha Risale-i nur çoğaltılmış

şimdi 26 farklı dile çevrilmiş

dünyada abd den japonyaya binlerce nur medresesi faaliyet gösteriyor

100lerce internet sitesi tv radyo 10larca yayınevi bas bas bağırıyor nurculukla ilgili

hiçbirinden haberin yokmu gerçekten

ayda mı yaşıyorsun arkadaşım?

Güzel insan, bu kadar laf edeceğine bilgini paylaşsan. Detaylı bilgim olsaydı zaten sormazdım di mi ama?

Bak güzel güzel sormuşum, bilgin varsa anlat dinleyelim, detaylı bilgim yok sadece laf sokayım diyorsan, canın sağolsun

Link to post
Sitelerde Paylaş
katalan

Güzel insan, bu kadar laf edeceğine bilgini paylaşsan. Detaylı bilgim olsaydı zaten sormazdım di mi ama?

Bak güzel güzel sormuşum, bilgin varsa anlat dinleyelim, detaylı bilgim yok sadece laf sokayım diyorsan, canın sağolsun

Arkadaşım bunu izah etmek baya uzun çeker imzamdaki sitede bu vb sorulara ayrıntılı cevap verilmiş

Ama yinede senin hatırın için kısaca Bediüzzaman Said Nursinin kendi ağzından olayın özeti aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir.

"Eski Harb-i Umumîden evvel ve evâilinde, bir vakıa-i sadıkada görüyorum ki, Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım.

Birden o dağ müthiş infilâk etti. Dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı.

O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim: "Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir; O Rahîmdir ve Hakîmdir."

Birden, o halette iken, baktım ki, mühim bir zat bana âmirâne diyor ki: "İ'câz-ı Kur'ân'ı beyan et."

Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak.

O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur'ân etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur'ân kendi kendini müdafaa edecek.

Ve Kur'ân'a hücum edilecek; i'câzı onun çelik bir zırhı olacak.

Ve şu i'câzın bir nev'ini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.

Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

beğenmezseniz ben buralardayım

Link to post
Sitelerde Paylaş
katalan

Güzel insan, bu kadar laf edeceğine bilgini paylaşsan. Detaylı bilgim olsaydı zaten sormazdım di mi ama?

Bak güzel güzel sormuşum, bilgin varsa anlat dinleyelim, detaylı bilgim yok sadece laf sokayım diyorsan, canın sağolsun

Arkadaşım bunu izah etmek baya uzun çeker imzamdaki sitede bu vb sorulara ayrıntılı cevap verilmiş

Ama yinede senin hatırın için kısaca Bediüzzaman Said Nursinin kendi ağzından olayın özeti aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir.

"Eski Harb-i Umumîden evvel ve evâilinde, bir vakıa-i sadıkada görüyorum ki, Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım.

Birden o dağ müthiş infilâk etti. Dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı.

O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim: "Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir; O Rahîmdir ve Hakîmdir."

Birden, o halette iken, baktım ki, mühim bir zat bana âmirâne diyor ki: "İ'câz-ı Kur'ân'ı beyan et."

Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak.

O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur'ân etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur'ân kendi kendini müdafaa edecek.

Ve Kur'ân'a hücum edilecek; i'câzı onun çelik bir zırhı olacak.

Ve şu i'câzın bir nev'ini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.

Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

beğenmezseniz ben buralardayım

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

beğenmezseniz ben buralardayım

Ahmet Baha imzana binaen soruyorum...

böyle bir ispat varsa buna inanç değil bilgi denir...risalei nur yazarının yaratıcının varlığını bildiğini mi iddia ediyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşım bunu izah etmek baya uzun çeker imzamdaki sitede bu vb sorulara ayrıntılı cevap verilmiş

Ama yinede senin hatırın için kısaca Bediüzzaman Said Nursinin kendi ağzından olayın özeti aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir.

"Eski Harb-i Umumîden evvel ve evâilinde, bir vakıa-i sadıkada görüyorum ki, Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım.

Birden o dağ müthiş infilâk etti. Dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı.

O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim: "Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir; O Rahîmdir ve Hakîmdir."

Birden, o halette iken, baktım ki, mühim bir zat bana âmirâne diyor ki: "İ'câz-ı Kur'ân'ı beyan et."

Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak.

O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur'ân etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur'ân kendi kendini müdafaa edecek.

Ve Kur'ân'a hücum edilecek; i'câzı onun çelik bir zırhı olacak.

Ve şu i'câzın bir nev'ini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.

Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

beğenmezseniz ben buralardayım

Küfrün artacağını Kuran da söylemiş ne var bunda? 1400 yıldır Müslümanlar din elden gidiyor diye zaten ağlaşıyorlar, bu amca karabasan görmüş olmasın?

Bak sana ben daha büyük mucize yazayım hem de 2000 yıl önce adamlar neyi bilmiş gör. Hem Muhammed'i hem de Said i bilmişler, bu da mı mucize değil :D

--------------------------------------------------------

İşte Mesih burada’, ya da ‘İşte şurada’ derse, inanmayın.

Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek;

bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar.

Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.

İşte size önceden söylüyorum.

Bunun için size, ‘İşte Mesih çölde’ derlerse gitmeyin.

Bakın, iç odalarda’ derlerse inanmayın.(matta 24-23,26)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateeist olduğunu iddia eden arkadaş bana incilden delil getiriyor

katalan sen gerçekten ateist değilsin arkadaşım bırak bu işleri :)

---------------------------------------------------------------------------------

yağmur

AhmetBaha, on 06 September 2012 - 09:06 PM, said:

Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

beğenmezseniz ben buralardayım

Ahmet Baha imzana binaen soruyorum...

böyle bir ispat varsa buna inanç değil bilgi denir...risalei nur yazarının yaratıcının varlığını bildiğini mi iddia ediyorsun?

Evet elbette kesinlikle Risale-i nur yazarı Allahı biliyor tam iman ediyor katiyen inanıyor

soruna cevap olmuştur inşallah amma sorun Bediüzzaman Allahı görmüşmü ? ise bu başka bir konu ve cevabı farklı :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...