Jump to content

DİYALEKTİK ve TARİHİ MATERYALİZM


Recommended Posts

Kapitalizmin şu an içinde bulundugu ve hızla ülkemizi de sarmaya başlayan kriz aslında kapitalizmin sonunun da başlangıcı olacaktır.

Dur o kadar acele etme !!

Soru 12: Sanayi devriminin öteki sonuçları neler oldu?

Yanıt: Buhar makinesi ve öteki makineler ile, büyük sanayi, sınai üretimi kısa bir zamanda ve küçük bir masrafla sınırsız bir ölçüde artırmanın araçlarını yaratmış oldu. Bu üretim kolaylığı ile, büyük sanayiin zorunlu sonucu olan serbest rekabet, çok geçmeden son derece yoğun bir nitelik kazandı; çok sayıda kapitalist, sanayie atıldı, ve çok geçmeden kullanılabilecek olandan daha fazlasi üretilmeye başlandi. Sonuç, imal edilen malların satılamaması ve ticaret bunalımı denen şeyin ortaya çıkması oldu. Fabrikalar durmak zorunda kaldı, fabrika sahipleri iflas etti, ve işçiler ekmek kapılarını yitirdiler. Her yerde büyük bir sefalet vardı. Bir süre sonra fazla ürünler satıldı, fabrikalar gene çalışmaya başladı, ücretler yükseldi ve işler her zamankinden daha bir canlılık kazandı. Ama çok geçmeden gene çok fazla metalar üretildi, bir başka bunalım ortaya çıktı ve bir öncekiyle aynı yolu izledi. Böylece, bu yüzyılın başından beri sanayiin durumu, bolluk dönemleri ile bunalım dönemleri arasında dalgalandı durdu, ve hemen hemen her beş ya da yedi yılda bir, düzenli olarak, benzer bir bunalım meydana geldi,[<A href="http://www.kurtuluscephesi.com/marks/ilkeler.html#nt47#nt47">47] ve her keresinde işçilerde en büyük sefalete, genel devrimci coşkuya ve tüm mevcut sistem içinde en büyük tehlikeye yolaçtı.

Engels 1847 de yuzyılın basından berı her 5 ya da 7 yılda bır krız oldugunu soyluyor,yanı 210 yıldır bu krızler oluyor ve bırak cokmeyı kapıtalızm gıttıkce guclenıyor,coken ıse nedense sosyalızm oldu !!

tarihinde DEHA tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 867
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İlkel komünal toplumları irdeleyebilmek için magara dönemlerine gitmeye gerek yok. Yakın zamana kadar bu paylaşımcı topluluklar degişik araştırmacılar tarafından incelendi, bu toplumların ortak yapısına bakmak ve ortak olan özelliklerini gözlemek yeterli. Tüm paylaşımcı komünal toplulukların ortak bir özelligi var, o da avcılık ve toplayıcılıkla geçiniyorlar. Tarımı henüz bilmiyorlar ya da henüz ilkel bahçe tarımı aşamasındalar. Mülkiyeti tanımıyorlar.

Kuzey Amerikalı kızılderili toplulukları en bariz örneklerden bir tanesi. Ortaklaşmacı topluluklarda öne çıkan bir özellik daha var o da soy ana tarafından yürüyor, yani anaerkil toplum özelliklerini gösteriyorlar. Ancak içlerinde babayanlı soy esasına da geçmiş olanlar var. Aslında bu örgütlenme biçimlerinin hepsi tarihsel bir süreci temsil ediyor ve gözlendikleri degişik toplumlarda birbirlerinin içine geçmiş olarak, dünü ve bugünü içinde barındırabilecek bir biçimde bir arada bulunuyorlar.

Irokualar kazıklarla çevrilmiş, anaerkil esasa göre örgütlenmiş köylerde yaşıyorlardı. Yaşadıkları evin sahipleri kadınlardı, kocaları bu eve ziyaretçi gibi geliyorlardı. Ailenin erkek reisi en büyük kız kardeşin erkek kardeşi idi. Topragın ve üzerinde yaşanan yerlerin mülkiyeti kabileye ve de kabile kadınlarına aitti. Kız kardeşler ve kız evlatlar aynı büyük evde yaşarlardı ve bu büyük evler sekiz on aileyi barındırırdı. Irokualar köleligin ne oldugunu bilmiyorlardı. Esirler ya öldürülür ya da kabile içerisine alınırlardı. Irokualar artı deger ve onun nimetlerini tanımadıkları için köleye ve köle emegine de gereksinim duymuyorlardı.

1452 yılında beş kabile birleşerek Irokua konfederasyonunu kurdu, aslında bu oluşum devlete giden yolda son aşama idi ama devlet degildi. Irokua birligi üye ıluslar arasında eşitlik, huzur ve refahı saglamak üzere tasarlanmıştı ve yalnızca savaş sorunları ile ilgileniyordu. Birlik elli sakhem, yani kabile önderi tarafından yönetiliyordu, bunlar ulustaki kadınlar tarafından seçiliyor ve gene tüm ulus tarafından onaylanıyordu. Konfederasyonda her ulus nufusu oranında eşit bir biçimde temsil ediliyordu. Konfederasyon toplantılarında herkesin konuşma hakkı vardı ama oy kullanma hakkı sakhemlerindi. Birlik savaşa ancak oy birligi ile karar verebiliyordu ve bir üye bile savaşa karşı oy kullansa birlik savaş kararı alamıyordu. Birlik üyesi her kabile birlige gidecek önderlerini kendileri seçiyorlardı ve konfederasyonun buna etki hakkı yoktu.

Bu birlik 1777 yılına kadar sürmüştü ve Amerikan İç savaşı sırasında dagılmıştı. 1777 de büyük kurulun ateşi resmi tören ile söndürülmüştü.1614 de Hollandalılar Hudson Irmagına geldiler ve Huronlara ticareti ögretmeye başladılar. Kunduz kürkü karşılıgı ateşli silahlar vererek 1600 ların ortalarında yerel kunduz varlıgını tükettiler. Ticareti sürdürebilmek için de batıya dogru göç etmeye başladılar ve Huron topraklarını işgal etmeye başladılar. Beyaz adamın gelişi bu toplulukların sonu oldu. Ürünlerin degişim degerlerini ögrendiler ve bugünkü Abd ye dogru yol alındı.

Şimdi bu kabilelerin ortak bir özelligi var. Bunlar mülkiyetin ne oldugunu bilmiyorlar. Bunlar köleligin ne oldugunu bilmiyorlar, bunlar suç ve ceza kavramını bilmiyorlar. Bu kabilelede adam öldürmek, yani kendi kabileleri içerisinden birini öldürmek bagışlanamaz bir şey ve tüm komünal toplumlarda oldugu gibi derhal tecrit edilmeyi gerektiriyor ve kabile dışına atılıyorlar. Bunlar cinsel suç tanımıyorlar, çünkü böyle bir kavram yok. Özgür cinsel ilişkiler var. Bunlar hırsızlık diye bir kavram bilmiyorlar, çünkü zaten mülkiyet kendilerinin ve kimden çalacaklar. Ortaklaşa üretip, ortaklaşa tüketiyorlar.

Şimdi sormak lazım, Hacı nın insanın dogasında gördügü özellikler neden bu kabilelerde görülmüyor. Bu kabileleri şu anda bizim bildigimiz ve tanıdıgımız suç kavramlarının dışında tutan etmen ne. Bu bir önek ve de geniş kapsamlı bir örnek hem de şu andaki kapitalist ideolojinin ve çarpıtmanın beşigi olan bir ülkenin geçmişinde yatıyor. İnsanın dogasının kötü ve mülkiyetçi oldugunu iddia eden bir düşünce yapısının şekillendigi ülke topraklarında yaşanmış. Ama ne yazık ki insan beyni çabuk unutuyor ya da yeni düşünce çarpıtmaları çok çabuk gelişebiliyor. Buna resmi ideoloji deniyor ama biz Marksistlerin işi de resmi ideolojileri yıkıp gerçekleri gün ışıgına çıkarabilmek.

tarihinde ForuMeydan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Yanıt: Bu, cinsiyetler arasındaki ilişkiyi, yalnızca ilgili kişileri ilgilendiren ve toplumun hiç bir müdahale isteminde bulunmayacağı salt özel bir ilişki haline getirecektir.

Sımdı de bır cok yerde boyle degıl mı??

Bunu yapabilecek durumdadir, çünkü özel mülkiyeti kaldırmakta ve çocukları komünal olarak eğitmekte, böylece bugüne kadar mevcut evliliğin ikiz temelini —özel mülkiyet sayesinde kadının kocaya ve çocukların da ana-babaya olan bağımlılığını— yoketmektedir.

Bunun ıcın ozel mulkıyetı kaldırmak gerekmez,esıtlık yapmak ıstıyorsan kadına da ozel mulkıyet verırsın olur bıter.Bır cok ulkede kadının ekonomık ozgurlugu vardır yanı bu yonden esıtlık vardır ,160 sene oncede yasamıyoruz !!

Ama fuhşun kökleri özel mülkiyettedir ve onunla birlikte o da kalkar.

Fuhus ıle ozel mulkıyetın ılıskısı ve alakası nedır???

Kaldı ki, burjuvalarımızın sözümona komünistler tarafından açıkça ve resmen yerleştirilecek olan kadınların ortaklaşalığı karşısında gösterdikleri erdemli öfkeden daha gülünç hiç bir şey olamaz. Komünistlerin kadınların ortaklaşalığını getirmelerine gerek yoktur; bu, çok eski zamanlardan beri zaten var.

Burjuvalarımız, kendi proleterlerinin karılarını ve kızlarını ellerinin altında bulundurmakla yetinmiyorlar ve resmi fuhşu bir yana bırakırsak, birbirlerinin karılarını baştan çıkarmaktan büyük zevk duyuyorlar.

Burjuva evliliği, gerçekte, evli kadınlarda ortaklık sistemidir, ve dolayısıyla komünistler, olsa olsa, kadınların ikiyüzlüce gizlenmiş ortaklaşalığı yerine açıkça yasalaştırılmış olanını getirmeyi istemekle suçlanabilirler. Zaten, apaçıktır ki, bugünkü üretim biçiminin kalkmasıyla birlikte, bu sistemden çıkan kadınların ortaklaşalığı da, yani resmi ve özel fuhuş da kalkacaktır.

Komunıst manıfesto

Link to post
Sitelerde Paylaş
Liselerde ve üniversitelerde şiddet hareketleri başladı, öğretmenler dövüldü; 1966'da çoğunluğu öğrencilerden, fanatik gençlerden oluşan milyonlarca Kızıl Muhafız'ın seferber edilmesiyle terör doruk noktasına ulaştı. Bu döneme hakim olan Kaostu. Komünizmin Kara Kitabı adlı eserde bu dönem şöyle tasvir ediliyordu: "Hepsi ölüme mahkum edilen devrim karşıtları, bütün halkın davet edildiği açık duruşmalarda, Kızıl muhafızlar tarafından parçalanıyorlardı. Halk ise bu esnada "öldür öldür!" diye bağırıyordu. Kızıl Muhafızlar bazen parçaları kızartıp yiyor ya da hala canlı olan mahkumun gözleri önünde ailesine yediriyordu; herkes "eski mülk sahibi"nin karaciğerinin ve kalbinin yendiği ziyafetlere ve konuşmacının yeni kesilmiş kafalardan yapılmış bir kazık dizisi önünde konuştuğu toplantılara davetliydi."

yorumsuz

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim yıllardır aklımı kurcalayan hatta az öncede kız arkadaşımla telefonda bunu konuşurken onunla yine kendime sorduğum bir soru var her ne kadar kendime alternatif cevaplar bulsamda (rekabet bazındadeğil) tatmin olmadığım bir şey!

Komik bir soru olarak algınabilir ama soracağım yinede, Şimdi diyelim ki logarları temizlemek işlemi gerek iş dağılımında bildiğiniz gibi bu tip işleri yapabilmek için extra bir yetenek gerekli değil bu işlem bu seçim kime ve neye göre yapılacak hemen hemen herkes bu işi yapabilir, adam yazar olabilir ben yazarım bu iş benim işim değil mi diyecek? sektörel baz olacak mı?

Dönüşümlü mü olacak bu iş ? bir istihdam oluşacak mı ?

Mesela adam logarı temizleyecek, hiç bir karşılık beklemeden, sonra fırından ekmeğini almaya gidecek,fırındaki adamda yeraltındaki temizlikten memnun ve hiç bir karşılık beklemeden ekmeği verecek?

Ama sorun şu ben neden logar temizliyorum derse adam fırına geçmeliyim gibi bir fikre istinaden durum nedir?

Şimdiden teşekkürler.

tarihinde Requiem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Komünistlerin kadınların ortaklaşalığını getirmelerine gerek yoktur; bu, çok eski zamanlardan beri zaten var.

...................................

Buradaki ifade garip,tıp kı ey nas derken tanrının erkeklere seslenip insan babında sonra kadınlarınıza sahip çıkın demesi gibi.Buradaki ortaklaşa kelimesi açılmalıdır,Komünistlerin derkende içlerinde kadın komünistlerin olduğu unutulmamalıdır v.sAli imran'a benzedi bu da.

tarihinde Requiem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi Değerli Deha siz günümüzde de böyle ama diyorsunuz iyi de ben zaten günümüzde böyle değil demiyorum,mantık yürütüyorum aile yapısı nasıl olacak sorusu vardı yukarıda bende alıntıladım ve cevap verdim buradan cıkaracagımız sonuc şudur demek ki günümüzdeki ilişki gibiymiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bilindiği gibi fuhuş özel mülkiyet edinmek için sektörel bir pazardır, ilişkisi açık ve nettir.

Hıc de acık ve net degıl,nasıl ozel mulkıyet edınecek??

Logar temızleme ornegı guzel ,konservatuarla bırlesırse daha da anlamlı olur!!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hıc de acık ve net degıl,nasıl ozel mulkıyet edınecek??

Logar temızleme ornegı guzel ,konservatuarla bırlesırse daha da anlamlı olur!!

Konservatuar örneğini bilerek vermedim bir obua çalmak yatkınlık gerektiren yetenekle alakalı olabilir, ama fırıncılık öyle değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Deha nasılımı var değerli Üstadım yüz dolardan yüzde elli karla günlüğünü bir yıllığına çalışırsa kadın, Eh kendine göre bir özel mülkiyet edinir herhalde

Fuhustan ozel mulkıyet edınmesı cok zor,ancak burada ozel mulkıyetın yerıne getırı elde etmeyı koyalım bunu sosyalızm de de yapabılır,sosyalızm neden fuhusu kaldırsın kı??

Pratık orneklere bakalım kaldırmıs mı arttırmıs mı??

Gayet acık !!

Konservatuar örneğini bilerek vermedim bir obua çalmak yatkınlık gerektiren yetenekle alakalı olabilir, ama fırıncılık öyle değil.

konservatuarın esprısı de surda,fırıncı bır deger uretıyor ,bır emek verıyor ama ortaya bır urun cıkıyor

Obuacı calıyor ama notalar havada kayboluyor urun yok,ama obuacı bedava calacak degıl o da yasayacak,o zaman obuacının parasını da fırıncı vs odemıs olacak,bunun ıcın

KARL MARX GOTHA PROGRAMININ ELESTIRISI nde yaptıgı sınıflamaya bakıyoruz

Önce "emek geliri" sözünü, emek tarafından yaratılan nesne anlamında alırsak, topluluğun emeğinin geliri toplam toplumsal üründür.

Bundan şunlar çıkarılmalıdır:

Birincisi, yıpranan üretim araçlarının yerine konmasının karşılığı.

İkincisi, üretimin genişletilmesi için ek kısım.

Üçüncüsü, doğa olaylarının vb. neden olduğu sıkıntılar ve aksaklıklar için yedek ya da sigorta fonları.

"Emeğin tüm geliri"nden yapılacak olan bu çıkarmalar, iktisadi bir zorunluktur, ve bunların büyüklüğü varolan araçlara ve güçlere göre, kısmen de olasılık hesabı ile belirlenebilir, ama hiçbir yönden adaletle hesaplanamazlar.

Geriye toplam ürünün tüketim aracı olarak iş görmek üzere öteki kısmı kalır.

Bu da bireyler arasında paylaşılmadan önce, gene şu çıkarmalar da yapılmalıdır:

Birincisi, üretime ait olmayan genel yönetim giderleri.

Bu kısım, ilk başlarda bugünkü topluma kıyasla çok sınırlıdır, ve yeni toplum geliştiği ölçüde azalır.

İkincisi, okullar, sağlık hizmetleri, vb. gibi, gereksinmelerin ortaklaşa karşılanmasına ayrılan kısım.

Bu kısım da, ilk başlarda bugünkü topluma kıyasla önemli ölçüde artmaktadır, ve yeni toplum geliştiği ölçüde de artar.

Üçüncüsü, çalışamayanların vb. geçimi için gerekli fonlar, yani bugün resmi olarak yoksullara yardım diye adlandırılan şeyin kapsamına girenler.

Bır sekılde bu sınıfların bırıne dahıl edecek ve ıscıden kesecek ve bunu ortakalsa adılane yapacak yanı dınlemesen de obuacıyı odemıs olacaksın,kapıtalızmde kım dınlerse o oder !!

Bunun yanında drekıncı'nın geyıgı vardı ya 10 cıft ayakkabı uretıyor ama ucretı ıle bır cıft alıyor

Is kendılerıne geldı mı maalesef oyle olmuyor

Marks yukarda o kadar cok kesıntı ongormus kı,kapıtalızmde 1 cıft ayakkabı alan ıscı sosyalızmde alsa alsa ayakkabının tabanını almakta !!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet sevgili ForuMeydan yoldaşın :D İletileri derli toplu ve güzel.

Sevgili deha daha onlar için yorumlarına sıra gelmedi.

Ben dehadan önce birkaç katkıda bulunayım.

Görüldüğü gibi ilkel komünal toplumlarda daha çok doğada bulunanlarla yetinme, doğada bulunanları paylaşma var. Doğanın cömert olduğu, üzerinde yaşayan tüm hayvanları (insan da dahil) besleyecek durumda olduğu zaman sorun yok. Ama ismi üstünde ilkel yaşam. Yalnız bitkilerle besleniyorlar. Bitkilerden ihtiyaç maddelerini üretiyorlar. Ama insanlar çoğalıyor. Doğanın sundukları yetersiz kalıyor ve insanlar doğada bulduklarıyla yetinmiyor. Daha rahat evler, daha rahat ulaşım, daha etkili ilaçlar, Üretimde bilim ve teknoloji kullanılarak fabrikasyon üretimler. Buluşlar yapıyorlar. vs. Toprak ve doğanin verdikleri yetmeyince bu problem nasıl çözülebilir. 1-Her şeyi yeteri kadara ayarlamak. 2-Başka coğrafyalara göç etmek.

İkincisi birincisinden kolay ama başka coğrafyaların durumu belirleyicidir. Bakir, boş, sahipsiz ve verimli yeni coğrafyalar bulduğunuzda sorun halledilir. Ama gel gör ki önceleri kolay bulunan böyle olanlar sonraları bitiyor. Bir bakıyorsunuz boş alan kalmamış. O zaman en barışcı yol birinci yol. Üremeni ve ihtiyaçlarını elde bulunana göre ayarlamak. Nüfus planlaması, ve ihtiyaçların sınırlanması. Bu sınırlandırmalar gelişme ve ilerlemenin önünde engel olur mu? Toplum yerinde sayar mı? Yani ilkel komünal toplumun ilkelliğini kaldırıp komünalliğini muhafaza nasıl edilebilirdi? Öyle görülüyor ki ilkel komünal toplumdan başlayıp ama ondan sonra ortaya çıkan diğer sınıflı toplumlar. Modernleşti, gelişti, ilkelliği kalmadı ama komünalliği de kalmadı.

Şimdi bizler ne yapmak istiyoruz. Modernliği, gelişkinliği muhafaza ederek, daha da geliştirerek komünale geri dönmek istiyoruz.

Kapitalistler de yok öyle şey müsaade etmem. Ne istiyorsanız söyleyin ben onları üretirim. diyor. Yeter ki yönetim ve dizginler bende olsun diyor. Sizler üretimi örgütlemeyi, üretimi yönetmeyi bilmiyorsunuz.

Bizler de. Hayır öğrendik. Sizler üretimi kendiniz için örgütleyip yönettiniz. Üretimi amacından saptırdınız. Kişisel tüketiminiz çok pahalıya patlamaya başladı. Kişisel yatlar, malikhaneler, coğrafyanın en güzellerine el koymalar. Bilim ve teknolojik üretimlerin en pahalısına el koylamalar. Gelişim ve ilerlemenin önünde engel olmaya başladılar. Onun için sizleri sırtımızdan atacağız.

Bizler hepimiz için örgütleyip yöneteceğiz. Yenerek-yenilerek bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Başaracağımızı umuyoruz.

Evet benim ayakkabı geyiğim ile konu Marksizm'in ekonomi politiğine geçti.

İsterseniz biraz da ekonomi politik (ücret, emek, fiyat, kar, para ve meta) konularını irdeleyelim ne dersiniz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Komünist devrim, bu yüzden, hiç de salt ulusal bir devrim olmayacaktır; bu, bütün uygar ülkelerde, yani en azından İngiltere, Amerika, Fransa ve Almanya'da, aynı zamanda yer alan bir devrim olacaktir.[

Engels 1847 de komunızmın ılkelerınde boyle soyluyor !!

Engels'e gore komunıst devrım uygar ulkelerden es zamanlı olarak baslayacaktır,cunku onlar daha sanayılesmıs oldukları ıcın daha gelısmıs bır proleterya sınıfına sahıptırler !!

Ingıltere ,Fransa,ABD ve Almanya da es zamanlı bır devrım beklemekte,ona gore bu devrım es zamanlı baslayacak ama devrım'ın suresı ulkeler arasında bır mıktar degısebılecektır.

Tabıatı ıle dunyanın bu en gelısmıs ulkelerınde sosyalıst devrım olduktan sonra,dunyanın kalan kısmının onlara katılması neredeyse bır nevı mecburıyet gıbıdır,boylelıkle Engels'ın akıl yurutmesıne gore tum dunya kısa surede komunızmın bırıncı evresıne gecebılecektır.

Oysa gerceklere baktıgımızda adına sosyalıst dedıklerı devrım gelısmıs,sanayılesmıs ulkelerın proleterya sınıfları tarafından baslatılmamıstır,tersıne sanayının dolayısı ıle proleterya nın pek gelısmedıgı,koylu nufusun agırlıklı oldugu ve egıtım sevıyesının cok dusuk oldugu SSCB,Çin vs gıbı ulkelerde baslamıstır.

Tabıı kı Engels yanıldıgını gorecek kadar yasamamıstır, aradan 160 yıl gecmıstır,sanayılesme kat kat artmıstır ancak 2008 yılına gelındıgı halde ne ABD,Almanya,Ingıltere ve Fransa gıbı ulkelerde devrımcı bır proleterya vardır ne de bu ulkelerın hepsınde bırden baslayabılecek bır komunıst devrım ısaretı gorulmektedır ve hatta bır cogunuzun bunu komık buldugunu da sanıyorum !!

Gelısmıs ulkelerdekı proleterya dedıklerı sınıf egıtımlıdır,donanımlıdır,her ne kadar Lenın onların rahatlıgını, emperyalıstlerın dıger ulkelerden edındıgı gelırden onları hosnut tutmak ıcın kısmen yararlandırmasına baglasa da ,salt ekonomık anlamda degıl,ust yapısal anlamda da gelısmıs bır yapıya ulasmıslardır !!

Buralarda vahsı kan emıcı olarak lanse edılen patronları veya burjuvazı dedıklerı tabaka ıle bır cok hususta salt ınsan haklarına ve kısmen de ekonomık dengeye dayanan kendılerı ıcın yeterlı gorduklerı kısmı bır denklıge sahıptırler.

Avrupa proleteryasının durumun bızzat gozlemleyebılmek varken maalesef bazıları hala 160 sene oncesının gozlemlerı ıle hareket etmeye calısıyor,o gun ve sartlara aıt hukumlerı gunumuzue uyarlamaya calısıyor !!

Burada kendılıgınden ortaya cıkan bır olgu,komunıst hareketın ıvmesının egıtım arttıkca dusmesıdır,tarıhe de baktıgımızda bu tıp devrım denılen hareketler her daım egıtım sevıyesının cok dusuk oldugu ulkelerde

gundeme gelmıstır,ıste bu gun Bolıvya da olan da budur gecmıste Kuba da olan da !!

Turkıye de bundan farklı degıldır,30 yıl oncekı egıtım duzeyı ıle bugun karsılastırılamaz bıle ve aynı sekılde egıtımın artısına paralel sekılde sol hareket sonmeye yuz tutmustur.

Egıtımın artmasının Marksıst teorının etkınlıgını azalttıgı gercegınden yola cıktıgımızda,

Marksıst teorının de aslında dın gıbı dogmalar ve duygulandırmalar'a dayalı kesif bır yapı arzettıgını soyleyemesekte,buna oldukca yakın oldugumuzun hakkını teslım etmek ısterım !!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Liselerde ve üniversitelerde şiddet hareketleri başladı, öğretmenler dövüldü; 1966'da çoğunluğu öğrencilerden, fanatik gençlerden oluşan milyonlarca Kızıl Muhafız'ın seferber edilmesiyle terör doruk noktasına ulaştı. Bu döneme hakim olan Kaostu. Komünizmin Kara Kitabı adlı eserde bu dönem şöyle tasvir ediliyordu: "Hepsi ölüme mahkum edilen devrim karşıtları, bütün halkın davet edildiği açık duruşmalarda, Kızıl muhafızlar tarafından parçalanıyorlardı. Halk ise bu esnada "öldür öldür!" diye bağırıyordu. Kızıl Muhafızlar bazen parçaları kızartıp yiyor ya da hala canlı olan mahkumun gözleri önünde ailesine yediriyordu; herkes "eski mülk sahibi"nin karaciğerinin ve kalbinin yendiği ziyafetlere ve konuşmacının yeni kesilmiş kafalardan yapılmış bir kazık dizisi önünde konuştuğu toplantılara davetliydi."

Kaynak wıkıpedia !!

Çin dekı Kultur Devrımı hakkında !!

Sızce bu gercekmıdır??

Yorumlarınızı beklıyorum !!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sonra o gomunistlerin boynuzları ve kuyrukları olduğu anlaşıldı...Çok pis sırıtıyor,kahkaha atıyorlardı, kol ve bacak yiyorlardı,ama bacak biraz zor gittiği için,su niyetine de kan içip, hazmı kolaylaştırıyorlardı.Sonra o gomunistlerden bazılarının cehenneme ruhani boyuttan geçiş yapabildikleri ve sırf bu dünyada allahsiz gomunizmi yaymak için zebanileri gettirdikleri oluyordu.

Zebaniler tipini beğendikleri herekese tecavüz ediyorlardı.Beğenmediklerinie de ediyorlardı...ortalık Pompei'ye dönmüştü, gomunistler olan biteni kahkahalarla izliyorlardı.

Çok pis,kaka görüntüler vardı,yeşil sahalarda görmek istemediğimiz türden.

Sonra bu gomunistler çok kötüydü,iğrençti,sapıktı,vahşiydi.Yüzleri kırmızıydı bazılarının 4 kolu 8 bacağı vardı.

Sonra bunlar pisti pis...Ayy kokarlardı......

Alıntı:Gomunistlerin Gara KitaPı-Deha yayınları syf:bilmem kaç.

Kaynak: McCarthy adında,nur yüzlü bir amca.

Daha da kaynak:Neremden sallasam da tutsa yayınları.

En kaynak:Pis gomunistler,sosyalistler,solcular...

tarihinde Sultangaliyev tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mantik

Acaip isabetsiz bir karar vermissiniz yonetim olarak.

Baktim su meshur Hodri MEydan'a demin 4-5 tane garip basliktan baska bir sey yok zaten.

Amma kiymetliymis yahu bu Meydan.

BEn konularimi Cafe'de de acarim. Dert degil. Ben politika da tartisirim, tartistim. Yasaklariniz beni baglamaz. Ancak ben tartistigimda bunun bir duzeyi olur ve karsima kimseyi alip da kolay kolay polemik yurutmem. Yani basligin gerilmesine musade etmem. BAsligi size ihtiyac kalmadan kendim yonetirim kendi iletilerimin dozunu ayarlayarak. Bugune kadar da kimseyle politik bir tartisma uzerinden sorun yasamadim. Bir suru de politik baslik actim. Bu da bu anlattigimin nisanesidir.

Ancah Deha'nin da konuya baska kisilerin mudahil olmamasi icin Hodri Meydan talebi vardi. O sebeple Meydan'da yapalim tartismayi dedim.

BEn ne bileyim boyle garip tefrruatlari oldugunu Meydan'da baslik acmanin. :)

Bu baslik mesela. BAzi yerlerde cigrindan cikmis. Toplasan 5 sayfalik dogru duzgun yazi ancak var. Takip etmek bu haliyle oldukca guc.

Deha,

sorularinin bir kismina bakabildim. Yanitlayacak vaktim yok.

Bu tartismayi daha sonra yeni bir baslik halinde Cafe'de yuruturuz. BAksana Hodri Meydan'a izin cikmadi. Mantik bize "Marksizm tartismak yassah hemserim" dedi.

Araya pek cok kisi girecektir ama en azindan daha derli toplu yazisabiliriz.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Deha,

sorularinin bir kismina bakabildim. Yanitlayacak vaktim yok.

Fuzulı,

Olsun vaktın olunca yanıtlarsın,benım nıyetım senınle bu ısı detaylıca harmanlamak,malum sımdı yenıden moda olmus,bakarsın Marksızm'e gerı donerız,bız onu defterden sılmıstık,ama bır daha alıcı gozu ıle bakalım, belkı de Macc haklıdır !!

Sorular daha da artacak ben saka yapmam,gercekten hazırlanıyorum tarısmaya su an Das capıtal ı tekrar gozden gecırıyorum ve Cın Kultur Devrımı'nı ıncelıyorum !!

Çın de proleterya yok ama sosyalıst devrım yapılıyor,proleterya yerıne koylulerle bu da onemlı bır husus

Bu nasıl sosyalızm tartısmak lazım !!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...