Jump to content

Kıyamet Gününde Ateist olanlar veya kafirler


Recommended Posts

Ben şimdi Allah inancıyla ikilemede kalan bir insanım arkadaşlar.

Şimdi Allaha inancım tam olsa iyi ne güzel kıyamet geldiğinde bişe olmadan atlatırım cennetde yasarım. diyelim

Birde ateis Allaha inanmayan biri olursam diyelim Kıyamet geldi Ve kıyameti arastırdım Arkadaşlar

Allah gercekten varsa Kıyamet geldiğinde Ateis ve kafir kişilerin düşeceği durumu tahmin etmek istemiyorum.

Şimdi bana kim verebilir kıyametin olmadıgı güvencesini?

Ve ayrıca ateist lerin nasıl bu dünyanın olustugu ile bi fikirleri olmadıgını öne sürüolar acıklayan olursa sevinirim.

Bir müslüman Haci adlı kişi bir de biri daha vardı önceki konuma yazmıslardı cok tesekkür ediyorum onlara bir daha cevap atarlarsa sevinirim bölece daha net bir acıklık olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sen kücüklüğünden beri cok korkutulmussun. allahı sorgulamaya bile korkuyorsun aman cehenemde yanacağız diye.

ateistlerin dünyanın olusumu hakkında fikirleri olmadığını kim söledi sana?

ben bir peygamberim , beni gönderen tanrı kitapların gercek olmadığını. onun asıl amacının düşünen insanları ayıklayıp düşünmeyip inananları yakmak olduğunu söyledi. bunun olmadığının güvencesini verebiliyormusun?

tarihinde ares tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bunun diğer adı beyin yıkamadır. haytının her yerine sokarlar dini olayları.

din beyin yıkama aracıdır . cevre beyni yıkayandır. cevrene göre dinini secersin. doğal olarak tabii ki. cünkü senin beynini hep o sekilde yıkamıslardır. sen derin düsünmeye baslayınca yavas yavas bu etkiden kurtulursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evren yokluktur asıl olan suret olmayan ''Hu'' dur.Mevlana hazretlerinin dediği önemli olan sureti kovalamak değil aslı,hakikati kavramaktır...

Yunus “ İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsin bu nice okumaktır?“ dizeleriyle insanın kendine arif olması hususunu ince ve renkli bir biçimde dile getirerek, bizlere çok anlamlı mesajlar ulaştırmıştır. Dikkât çeken nokta, bu mesajın muhatabının cahil birinin değil, özellikle belirli bir eğitimden geçmiş insanın olmasıdır..

Keza, Hz Resulullah’ın “ Nefsini bilen, Rabbini bilir” hadisi de insanın bu mantıkla ve aklın derinliklere dalarak, kendinle ilgili ipuçlarını yakalaması bakımından, yine uyarı mahiyetinde söylediği örnek bir sözdür.

Hz. Mevlana, insanı kendine ,özüne, yaratıcıya götürmeyen ilim sahiplerini Tevrat yüklü Eşeklere benzetir.Yine yunus Emre ''Bir ben vardır beni benden içeri'' diyerek bir hakikatı yine gözler önüne sermiştir.

Müslüman teslim olmuş olandır.Zaten ''Hu'' dan başka birşey yoktir ki sen o bilinç okyonusunda bir damlasın.. bunu idrak edip hey yolun ona çıktığını kabul edip buna işaret eden Peygamberimizin de 'Hu' nun elçisi ve kul'u olduğunu kabul edip tasdikliyen kimse

Eline ilk anahtarı almış olur lakin anlayabilene..

Saygılar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir zamanlar eski sufiler boşa dememişler Macro kozmos micro kozmos diye..

Biraz olaylara bilimsellikte katmak isterim müsadenizle çünki insanoğlu uzayın sonsuzluğu karşısında nasıl aciz kaldıysa atomun içinde de kendini aynı şekilde adeta sonsuzluk içinde bulmuştur?

Gözle görünen fiziki alem,görülemeyen parçacıklardan oluşmuştur.Gözle görülebilen bu Alem ayrıca varolan alemin tamamı değildir.

Bilinenlere göre evren,farklı titreşim seviyelerine sahip olan boyutlardan oluşur.Bizler sadece belirli titreşim seviyelerine ait maddeleri görebiliriz.Örneğin Kur'anda yedi farklı boıyuttan yedi gök olarak bahsedilir.''Yedi kat gök,yer ve bunların içinde bulunanlarO'nu tesbih ederler.Herşey O nu tesbih eder ancak siz onların tesbihlerini anlamazsınız''..(İsra 17/44)

Maddenin yapı taşı Atom dur.100 milyon Atom birleştiğinde uzunluğu yaklaşık 1 cm dir.Atom'un da %99 u boşluktur.Geri kalanı ise atom altı parçacık dediğimiz proton,nötron ve elektron dan oluşur.Eletron bir mikroskobunn altında incelendiğinde bir toz bulutundan başka birşey değildir.Nötron ve proton birbirine kenetlenmiş durumdadır lakin onlarında altında quark adını verdiğimiz yapı vardır.Kısaca Atom'un içine baktığımızda dört temel kuvvet çıkar

1Çekim kuvveti

2elektomanyatik kuvvet

3Güçlü nükleer kuvvet

4 zayıf nükleer kuvvet

Birçok fizik profösörümesala Maxplank enstitüsü başkanı hans peter Dürr gibi ilim adamları Madde madde den yapılmamıştır sözleriyle dehşet verici itiraflarını belirtmek zorunda kalmışlardır.

Mesala 20. yy. Fizikçilerinden Sir. Arthur Eddington:

Bir masada oturuyorum ve bu yazıyı yazıyorum.Ancak bu masayı tarif ettiğimde bilim dilinde bu masanın bir hayalet olduğudur.Masa aslında büyük bir kısmı boşluktan oluşan atomlardan meydana gelmiştir.

Diyerek bir itirafta bulunmuştur.Termodinemiğin ilk kanunu '' hiç bir enerji yoktan varedilmez,varolonda yok edilmez '' prensibidir.

Fizik alem Ruhsal alemin bir yansıması bir gölgesi niteliğindedir.Dünya bir hayaldir.

Allah Alemlerin olmasını tahayyul etmiş ve herşeyiyle ''O ''tek hakimdir.Bu tahayyül küresi herşeyiyle en incesinden kabasına kadar,her türlü titreşimi içinde barındıran fizik ve ruh Alemlerini barındırır.Mevlana hz.:

''Bu cihan,Külli aklın bir düşüncesinden ibarettir''(Mesnevi,2/4) demiştir.

Tasavvufta, İnsan-ı Kâmil veyahut da “Ruh-u A’zam”- veyahut da “Akl-ı Evvel”diye hakikat itibariyle anlatılan; bizim “KÂİNAT” adını verip, o şekilde algıladığımız, sonsuz-sınırsız olarak değerlendirdiğimiz, tüm yaratılmışlardan oluşan evren, Allah indindeki “BİR AN’LIK YARATIŞ”dır!

Saygılar....

Link to post
Sitelerde Paylaş
sen kücüklüğünden beri cok korkutulmussun. allahı sorgulamaya bile korkuyorsun aman cehenemde yanacağız diye.

ateistlerin dünyanın olusumu hakkında fikirleri olmadığını kim söledi sana?

ben bir peygamberim , beni gönderen tanrı kitapların gercek olmadığını. onun asıl amacının düşünen insanları ayıklayıp düşünmeyip inananları yakmak olduğunu söyledi. bunun olmadığının güvencesini verebiliyormusun?

Peki o Tanrı düşünenlerin kendisini reddetmesini, yoksaymasını mı istedi... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kullarından bir şey isteyen tanrı inancı paganizmden gelmedir. Yüzbinler de sırf bunun için tanrılara kurban edilmiştir yüzyıllarca... Tanrı niye bir şey istesin ya...

Ama siz, sizden bir şey istemeyen belkide sadece "Saygı" bekleyen Tanrı'yı da reddediyorsunuz... Bence asıl böyle bir Tanrı'dan korkulmalıdır... :lol:

tarihinde AteshBey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ve ayrıca ateist lerin nasıl bu dünyanın olustugu ile bi fikirleri olmadıgını öne sürüolar acıklayan olursa sevinirim.

Olmasa nolacak anlamadım....

Onların cevabı çok mantıklı sanki ''ol dedi oldu''---oha artık böyle cevap mı olur ''cevap olsunda boktan olsun'' mantığı.

Böyle bir duruma karşı cevap olmaması olmasından daha iyidir.en azından bu ateistlerin öğrenmeye ve gelişmeye açık insanlar olduğunu gösterir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yarattığı varlıklardan bişeyler isteyen, cezalandıran ve ödüllendiren bir tanrı olduğuna inananlara bende inanamıyorum

İşte karizma hastalığı böyle başbelası bir şeydir.Allah ezelden beri tek olacağım diye tuturmuş ve asosyal olup çkmış.Tanrıda olsan yalnızlık çok kötü bir şeydir. Kolaymı koskoca evreni tek başına idare etmek? stres yapar.

Allah kendine eş olarak çillop gibi bir tanrıça yapsa idi,sıkıldığı zaman onunla dertleşir,onunla sohbet eder, aganigi yapar rahatlardı. Böylec insanlarla kafayı bozmaya gerek kalmazdı.

O kadar söyledim ona abicim sen evlen,çoluk çocuğa karış onlarla meşgul ol bırak bizimle uğraşma diye ama adamda allah inadı var. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 years later...

Ben şimdi Allah inancıyla ikilemede kalan bir insanım arkadaşlar.

Şimdi Allaha inancım tam olsa iyi ne güzel kıyamet geldiğinde bişe olmadan atlatırım cennetde yasarım. diyelim

Birde ateis Allaha inanmayan biri olursam diyelim Kıyamet geldi Ve kıyameti arastırdım Arkadaşlar

Allah gercekten varsa Kıyamet geldiğinde Ateis ve kafir kişilerin düşeceği durumu tahmin etmek istemiyorum.

Şimdi bana kim verebilir kıyametin olmadıgı güvencesini?

Ve ayrıca ateist lerin nasıl bu dünyanın olustugu ile bi fikirleri olmadıgını öne sürüolar acıklayan olursa sevinirim.

Bir müslüman Haci adlı kişi bir de biri daha vardı önceki konuma yazmıslardı cok tesekkür ediyorum onlara bir daha cevap atarlarsa sevinirim bölece daha net bir acıklık olur.

İnsan fizyolojisi gereği ölümlüdür. Binyıllardır ölümü sorgulamıştır, ölümden korkmuştur çünkü sonrasında ne olunacağı bilinememektedir. Ölümle birlikte hayat, varoluşun sebebi de sorgulanmıştır ve dinler ortaya çıkmıştır. Helen, İskandinav ve Mısır dinlerinde çoktanrılılık vardır ve Tanrılar insana ölümden sonra hayat vermemişlerdir. Bu dinlerden sonra ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet gibi günümüzün en çok inanılan Tek Tanrılı dinlerinde ise ölümden sonra hayat, dünyada işlediğin sevap ve günahlara göre de cennete ya da cehenneme gitme sözkonusudur. Bu görüş insanlara cazip gelmiştir ve kayıtsız şartsız benimsenmiştir.

Ama bu dinler gerek birleştirildiklerinde gerekse kendi aralarında incelendiklerinde pek çok çelişki ortaya çıkar.

Mesela üç dinde de ortak olarak kabul edilen cennet, cehennem inanışı. Bu inanışa göre insanlar yaşadıkları süreçte işledikleri sevap ve günahlara, tam tabiriyle Tanrı'yı tatmin etme seviyelerine göre cennete ya da cehenneme gideceklerdir. Ama üç dinde de sevap ve günah değerlendirmeleri farklıdır. Her din, diğer dinleri reddettiği için de uzlaşma sağlanamaz. Uzlaştıkları tek alan, kendi dinlerine mensup olan kişilerin cennete gideceği, diğer dinlere mensup olan kişilerin ise erdem ve ahlaklarına göre ya cehenneme gideceği ya da cennet cehennem arası bir yerde azap çekerek kalacaklarıdır.

Mantıklı düşündüğümüzde, erdemli insanlar bile suçlu oldukları halde insanları affedip kin gütmezken, nasıl olur da Tanrı yarattığı ve dinlere göre "çok sevdiği kullarını" sırf ait oldukları toplum yapısına göre "esas dinden" olmadığı için onu cezalandırır? Mesela Afrika'da açlıktan, susuzluktan ölmek üzere olan birey nasıl Tanrıya inanıp ona ibadet edebilir ki? Ya da göksel dinler yokken yaşayan insanlar nasıl esas Tanrı'ya inanıp o Tanrı'nın isteklerine göre ibadet edebilir ki?

Bir diğer çelişkili madde gene bu dinlerin ortak ifadeleri olan Adem ve Havva'da birleşir. İnanışa göre insanlık Adem ve Havva'dan oluşmuştur, onlar ilk insanlardır. Yani Adem ve Havva'nın çocukları birbirleriyle ilişkiye girip insan yaşamının devamını sağlamışlardır. Bilimsel olarak iki kardeşin çocuğunun sağlıklı doğması hemen hemen imkansızdır. Ayrıca göksel dinlerin zinayı, karşıcinse kötü amaçla bakmayı yasakladıkları göz önüne alınırsa enseste, yani en yakın akrabayla ilişkiye girmesine izin vermesi muammadır.

Bu çelişkilerin sayısını arttırmak mümkün.

Bir de dinlerin kendi içinde çelişkileri var. Yahudiliğin ve Hristiyanlığın çelişkilerini saymıyorum bile. Toplumumuzu ilgilendirdiği için Müslümanlığın çelişkilerini açıklayacağım.

Öncelikli olarak Allah'ın her şeye kadir olduğunu, onun izni olmadan yaprakların bile kıpırdayamayacağı söylenir. Allah'ın kullarını çok sevdiği, ama vakti zamanında Allah'a isyan eden Şeytanın Allah'ın kullarını yoldan çıkardığı, yoldan çıkanların Allah tarafından cezalandırılacağı söylenir. Kullarını yalnız bırakmadığını göstermek için de kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Tüm bu belgelere rağmen gene inanmayanlar Allah'ın intikamcı yapısı gereği cezalandırılacaklardır. Dünya hayatı geçicidir ve kulları orada imtihan için bulunmaktadır.

Madem Allah her şeye kadirdir, neden kulları şeytana uyup Allah'a isyan eder? Şeytan bu konuda Allah'ı yenebilecek kadar güçlü mü? Ya da şeytan nasıl oluyor da Allah'ın varlığını bilmesine rağmen o muktedire isyan ediyor? işin ilginci de kendisine inanmayan kullarına kin güden ve en ağır şekilde cezalandırmak isteyen Allah Şeytanı neden cezalandırmıyor? Üstüne üstlük kullarının dünyadaki imtihanında şeytanla işbirliği yapıyor. Eğer şeytan olmasaydı dünyada yoldan çıkan, kötülük eden kul olmayacaktı ve imtihan olmayacak, herkes cennete gidecekti.

Madem Allah her şeye kadir, neden gönderdiği her kitap tahrif ediliyor, koruması altındaki peygamberler öldürülüyor, tartaklanıyor? Tüm bu peygamberlere, kitaplara rağmen de dünya kötülük yuvası?

Gördüğün gibi dinler tamamen çelişki dolu ve bilime hitap etmiyor. Ölüm sonrası yaşam fikrinin cazibesi ve dinsizlerin de cezalandırılması fikrinden korkan, sorgulamadan kaçan insanların sayesinde de dinler nesilden nesile yaşamaya devam ediyor.

Ateizme gelecek olursak, Ateizmin bir inanç, akım olmadığını belirterek söze başlayayım. Ateizm Tanrıya ya da Tanrılara inanmamaktır, bir görüştür kısacası. Dinlere karşıdır, bilimden yanadır.

Ateistlerin varoluşa karşı fikrinin olmadığı yalandır. Varoluş illaki bir yaratıcı, bir zeka gerektirmez. Evrendeki varoluşu bu şekilde açıklar. Dünyadaki varoluşu ise evrim teorisiyle açıklar. Evrim teorisinin eksik yanları vardır. Ancak bu eksiklikler evrimin gerçek olmadığını göstermez. Mesela 110 milyon yıl öncesine ait 12 metrelik bir timsah fosili bulundu. Şekil olarak günümüzdeki timsahla aynı ama daha iri ve uzun. Bu timsahlar hayatta kalabilmek için incelmişler ve küçülmüşlerdir bunun kanıtı en uzunu 4-5 metre olan günümüz timsahlarıdır. Evrim geçirmişlerdir yani.

Evrende varoluş meselesine gelirsek, dindarlar bizi bu konuda bilimsel olmamakla suçlar. Ama aynada kendi suretlerine bakmazlar. Onların açıklaması kısa ve bilime aykırıdır: Tanrı "Ol!" dedi ve oldu.

Savunmaya geçtiklerinde de evrendeki düzeni savunurlar. Eğer güneşle dünya arasındaki mesafe 149 milyon 596 bin kilometre olmasaydı canlılar varolmazdı işte Allah canlılık için bu mesafeyi 149 milyon 596 bin kilometre olarak yaratmıştır derler. Dünya Güneş arasındaki mesafe 149 milyon 596 bin kilometre olduğu için canlılığın varolduğu akıllarına gelmez.

Daha fazla ayrıntıya girmeyi gerek görmüyorum şimdilik. Teizm ve ateizm konusunda kısa bir özet bu. Daha fazla bilgi edinmen için pek çok kaynak var. Benim fikirlerimi yukarıda sıraladım. Kısacası bana göre Tanrı yok ve varolsa bile bizimle oynayan küçük bir çocuktan başkası değil.

tarihinde emekcan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bende bir şey diyeyim bariii,

bayramlar gelince, bayram geldiği için bende önce sevinen ateistlere yazıkkkklar olsun

birde son zamanlarda ramazan bayramının adını değişmek isteyenler var . şeker bayramıymış :p siz siniz şekerr :))

1. Kurban bayramından bir vejetaryen olarak zerre hazetmem.

2. Ramazan bayramında da devletin verdiği hayvani ölçüde tatil nedeniyle işletme sahibi olarak girdiğim zarara da sevinmem beklenemez. (bu birici şık için de geçerli)

3. Şükran bayramı zaten kutlanmaz ülkemizde.

4. Yılbaşını severim. :) Zira yılsonu vergi dairesiydi, SSKsıydı (bizde bir az farklı, fakat genel mantık aynı) derken beyin çemçüklemesi(anladın sen onu) geçiren bünyeye bol votkalı, binlerce dansözlü, ehl-i hal dost meclisi iyi gelir.

5. Bizde nevruz da resmi olarak kutlanır. Fakat ortada dini bir sebep olmadığı için bu kapsama girmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...