Jump to content

Canlı molekül oluşumuna matematiksel bakış


Recommended Posts

Aslında DNA'nın yüzde 90'ı lüzümsuz demek doğru değil.

İşlevsiz olduğu sanıldığı için hurda DNA denmişti ama, her geçen gün araştırmalar ona bazı işlevler yüklüyor.

Hurda DNA'nın önemi henüz tam olarak bilinmiyor .

şu noktayada değinelim

hurda dna lar çok sıkı evrim teorisi ispatıdır !

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

şu noktayada değinelim

hurda dna lar çok sıkı evrim teorisi ispatıdır !

Bu hurda DNA meselesi tartışmaya açık bir konu.

Teistlerin anlam veremedikleri her olayı tanrıya bağlamalarına benziyor.

DNA nın bir çok kısmını ne işe yaradığının bilinmemesi o kısımların hurda olduğu anlamına gelmezki.

Zira eskiden hurda sanılan bir çok kısmının aslında bir işlevi olduğu keşfedildi ve her geçen gün DNA hakkında bir çok yeni keşif yapılıyor bu konuda.

Ayrıca daha önce de söylediğim gibi %90 ı hurda olan bir yapının dış müdahalelere (Mutasyon vs.) karşı bu kadar hassas olması önemli bir paradoks değil mi?

tarihinde SerdenGecti tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hurda DNA hakkında benim bir teorim var.

Yeri geldiği için ondan kısaca bahsedebilirim sanıyorum.

Mutasyonlar sürekli olarak vuku bulan süreçlerdir. Belli aralarla tekrarlarlar.

Ve çoğunun zararlı olduğu da bilinmektedir.

DNA'yı bozan bu mutasyonlardan DNA veya canlı kendini nasıl savunabilir?

Tümüyle savunmasızdır.

Ancak, kendini şifrelemede kullanmadığı ve kendisi için gerekli olmayan bir DNA zinciri oluşturursa, mutasyonların çoğu oraları tutacağından, esas işlevsel DNA mutasyonların zararlı etkisinden önemli ölçüde kurtulabilir.

Yani hurda DNA aslında bir savunma mekanizmasıdır ve DNA'yı rastgele mutasyonlara karşı korumak gibi önemli bir evrimsel görevi vardır..

Bu savunma mekanizması doğal seçilimle kazanılmıştır.

Bu Hacı'nın kuramıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu hurda DNA meselesi tartışmaya açık bir konu.

Teistlerin anlam veremedikleri her olayı tanrıya bağlamalarına benziyor.

DNA nın bir çok kısmını ne işe yaradığının bilinmemesi o kısımların hurda olduğu anlamına gelmezki.

Zira eskiden hurda sanılan bir çok kısmının aslında bir işlevi olduğu keşfedildi ve her geçen gün DNA hakkında bir çok yeni keşif yapılıyor bu konuda.

Ayrıca daha önce de söylediğim gibi %90 ı hurda olan bir yapının dış müdahalelere (Mutasyon vs.) karşı bu kadar hassas olması önemli bir paradoks değil mi?

Tamamda bu dediğinin neresi benim dediklerimi yalanlıyor ?

Hurda DNA lar evrimin sıkı ispatıdır dedim

Elbette hurda DNA nın tam anlamıyle işlevi olup olmadığı bulunmamıştır

Ancak şuan itibari ile bilim x bölümün y canlısı için önemi yoktur diyorsa

bende "yav nerden biliyorsun ilerde bulunmayacağını " diyemem !

Peki Hurda DNA Nasıl Evrimin ispatıdır ?

Evrimleşerek komplex yapıları oluşturan canlıların DNA larında hurda dna diye tanımlanana kısımların daha ilkel yada farklı canlılarda bulunması,

Mesela bezelye ile ineklerde ortak bulunan HURDA DNA olması Evrimi kanıtlar.

Bu tıpkı İLETİ GEÇMİŞİ TUTMAK gibidir.

Hurda DNA hakkında benim bir teorim var.

Yeri geldiği için ondan kısaca bahsedebilirim sanıyorum.

Mutasyonlar sürekli olarak vuku bulan süreçlerdir. Belli aralarla tekrarlarlar.

Ve çoğunun zararlı olduğu da bilinmektedir.

DNA'yı bozan bu mutasyonlardan DNA veya canlı kendini nasıl savunabilir?

Tümüyle savunmasızdır.

Ancak, kendini şifrelemede kullanmadığı ve kendisi için gerekli olmayan bir DNA zinciri oluşturursa, mutasyonların çoğu oraları tutacağından, esas işlevsel DNA mutasyonların zararlı etkisinden önemli ölçüde kurtulabilir.

Yani hurda DNA aslında bir savunma mekanizmasıdır ve DNA'yı rastgele mutasyonlara karşı korumak gibi önemli bir evrimsel görevi vardır..

Bu savunma mekanizması doğal seçilimle kazanılmıştır.

Bu Hacı'nın kuramıdır.

Haci yazdıklarına itiraz etmek benim boyumu aşar,

Ancak ben HURDA DNA ları seçilimle oluşturulmuş bir savunma mekanizması olarak görmekten çok,

bunun bir yan fayda olduğunu düşünüyorum.

Ve bu fayda açığa çıktıktan sonra elbette seçilim eleğinden geçmiştir.

Merak ettiğim ise

En ilkel canlıdan en gelişmişinde bulunan genlerin benzerliğini kuramınız nasıl açıklar?

Yani amaç işe yaramayan bir DNA parçası oluşturmaksa neden bu işe yaramayan DNA kısmında benzer genleri görüyoruz.Rastgele dizilimler olması gerekmezmiydi ?

Ve son olarak bu rastgele sistemde iş görebilecek DNA dizilimlerin olması olası değilmidir ?(başlangıç ve stop kodonu olması gerek sanırım eğer böyle ise sorunun yanıtını aldım ben)

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Castro

Ben sizi yalanlamak veya yanlışlamak için asmadım o yazıyın.

Şu anki bilgiler ile "Hurda DNA evrimin kanıtıdır." sonucuna ulaşmak; "Yağmur nasıl oluşuyor bilmiyoruz, o zaman Tanrı vardır." demeye benziyor dedim.

@Hacı

Kuramınız bana yanlış gibi göründü.

Eğer dediğiniz gibi olsa idi mutasyonların çoğu zararlı olmazdı.

Çok azı zararlı olurdu değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

DNA hakkında bilgisi olmayan, elbette sizler gibi şeyler söyleyip duracaktır..

DNA'nın %90'ı hurdadır.. Peki hurda nedir? Yani sizin DNA bilgisinden önce, biraz sözlük bilgisi öğrenmeniz gerekiyor. Bir zahmet edip bakıverseniz, ne demekmiş hurda?

>>> %90'ı luzumsuz olan bir şeyin en ufak müdahaleye bile korkunç bir tepki vermesi (ölüm, anormal hastalıklar vs...) biraz çelişkili olmadı mı?

Yok böyle bir şey.. DNA'ya isabet eden müdahalelerin %90'ı hiç bir şey ifade etmez, nötr bile olmaz.

En basit yoldan, işte o %90'lık kısımda yer alan telomerler, her bölünmede mutasyona uğrar ve kısalır ama bu bir sorun teşkil etmez. Evet, hücrenin kaç defa bölünebileceği, telomerlerin boyuna bağlıdır, ama bu canlı için genel olarak soruın olmaz, çünkü, canlılar yaşalnamadan ötürü pek ölmezler, başka bir şey gelir onları öldürür.

Buna istisna olabilecek tek canlı belki insan olabilir. Ama bu da açıkca DNA'nın aptalca yapılmış bir şey olduğundan başka bir anlama gelmez..

Benzer şekilde, DNA'da daha bir sürü "lüzumsuz" yer vardır elbette.. Ama siz, hruda ne demek bilmediğiniz gibi, lüzumsuz ve işe yaramaz ne demektirler onuda bilmezsiniz, eminim. İnsan için, dışkı üretmek lüzumsuz bir faaliyettir, bunu üreten bakteriler, barsaklar vs. de lüzumsuz birer bileşendir. Nasıl yani, şöyle yani, insanın dışkıya ihtiyacı yoktur. İhtiyacı olanı alabilmesi için katlanılan bir yan üründen ibarettir. DNA'nın genetik görevi dışında klan kısmı, lüzumsuz, DNA'nın genetik verisine etkisi olmyan bir yapıdır. Bu onun iş göremeyeceği anlamına gelmez. Tıpkı, anüs nasıl lüzumsuzda olsa bir iş görüyor olduğu gibi..

>>> bildiğim kadarı ile mutasyonların çok büyük bir kısmı yıkıcı etkiye sahiptir, çok azı faydalı veya nötrdür.

Yanlış biliyorsun. Mutasyonların çok büyük kısmı külli etkisiz veya nötrdür . Etkisiz mutasyon, proteni vs. kodlama sürecine katılmayan ve katılamayacak mutasyondur. Bu sürece katılabilen ama üretilen proteinin vs. formülünü değiştirse de işlevini değiştirmeyen mutasyonlara ise nötr denir. Geri kalanların büyük bir kısmı için, faydalı da zararlı da denemez. Genel olarak bir şeyler için faydalı iken, başka şeyler için zararlı olurlar. Basitçe, boyu uzatan mutasyonlar örneğin, sıcak iklimde yaşayan için zararlı, soğuk iklimde yaşayan için faydalı olur gibi.. En iyi bilinen örnek, akdeniz anemisine yol açan mutasyonlardır. Bunlar, anemi yaptığı için zararlı mı diyeceğiz? yoksa malarya ve sıtmaya direnç sağladığı için faydalı mı diyeceğiz?

Geri kalan çok az sayıdaki mutasyonunsa büyük kısmı zararlıdır. Pek az kısmı ise faydalıdır. Yani külli zararlı, külli faydalı denecek şekilde.. Kaldı ki, zararlı görülen bir mutasyonun bir diğer mutasyon yoluyla süper faydalı hale gelivermesi sadece bir zaman meselesidir.

Eee, yahu bu lüzumsuz falan filan ne oluyo peki.. Basit bir şey oluyor. Hemoglobin örneğin.. Bunun bilme kaç yüz elemanından %70'i gereksiz ve önemsizdir.. Acaba bu ne demektir?

Bu amanda olur mu hiç vs. diyenlerin, non-coded, yani iş yapmayan DNA üzerinde görülen mutasyon sayısının neden işe yarar DNA üzerinde görülenden çok çok daha fazla olduğuna bir cevap getirmesi beklenir. Ama nedense bunları sayıklayanlar, kendilerini sorulardan münezzeh kabul eder, susar, gık çıkarmaz, mevzunun unutlmasını bekler, bekler.. Sonra başka bir allame sandıkları saçma soruyla sallanır gelir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
@Castro

Ben sizi yalanlamak veya yanlışlamak için asmadım o yazıyın.

Şu anki bilgiler ile "Hurda DNA evrimin kanıtıdır." sonucuna ulaşmak; "Yağmur nasıl oluşuyor bilmiyoruz, o zaman Tanrı vardır." demeye benziyor dedim.

@Hacı

Kuramınız bana yanlış gibi göründü.

Eğer dediğiniz gibi olsa idi mutasyonların çoğu zararlı olmazdı.

Çok azı zararlı olurdu değil mi?

Aslında mutasyonlar için yararlı veya zararlı demek yanlış bir ifadedir.

Zararlı mutasyonlarla sık karşılaşılmasının nedeni onların göze çarpmasıdır. Belirli olmasıdır.

Yararlı mutasyonları tanıyamazısınız. Dolayısıyla mutasyonların çoğu zararlı gibi dururlar.

Bir ortamda ve koşulda zararlı olan bir mutasyon, başka bir ortamda yararlıdır.

Örneğin Afrika'lı zencilerin bir kan hastalığı vardır. Orak hücreli anemi adıyla bilinir.

Bundan basit bir mutasyon sorumludur. Bir protein zincirinde yalnız bir amino asitin yerini başka bir amino asit almıştır.

Ama bu zararlı mutasyon doğa tarafından yeğlenmiştir. Çünkü orak hücreli anemisi olanlar, Afrika'da yaygın ve öldürücü bir hastalık olan sıtmaya dirençlidirler.

Hurda DNA aslında çok yanlış bir nitelendirmedir.

Vücutta hurda diyebileceğimiz hiç bir yapı, molekül vs yoktur.

İşlevleri bilinmeyen dokular vardır. Bazılarnın anlage dediği artıklar bile işlevsel olabilirler.

DNA uzun bir zincir oluşturur. Mutasyonlar ise olağan doğal baskılardır. Onların bir kısmının hurda kısma isabet etmesi, doğal seçilimle yeğlenir.

Hurda dediğimiz DNA olmasaydı, mutasyonlar işlevsel DNA mokelülüne isabet edecek ve çok daha zararlı sonuçlara neden olacaktı.

DNA kendisine, mutasyonları ve zararlı etmenleri üstüne çekecek, işlevsel olarak gereksiz bir molekül ekleyerek bu sorunu halletmiştir.

Hurda DNA hurda falan değildir. Bu absürd bir iddiadır. Daha ne olduğu bile bilinmeyen, hakkında benim yaptığım gibi kuramlar ortaya atılan bir molekülün gereksiz olduğunu idda etmek bilimsellikle bağdaşmaz. Saçmalamak demektir. Bilim bu durumun farkındadır ve hurda DNA teriminin yerini ilerde başka ve daha uygun bir terim alacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet çok mantıklı.

Aslında elimizde bazı rasyolar var. Yani evrendeki H miktarının Dünya'ya yansıması doğal bir sonuçtur. Ve Dünya üzerinde en fazla bileşiğin organik bileşik olması da ya da organik bileşik varyasyonunun milyonları bulması da bu temel H,N,O,C atomlarının bolluğu ve temel atomlar olmalarından bağ yapmadaki başarılarının canlı oraganizmalar üzerine yansıması sonucu şu an canlılar doğal olarak organik moleküllerden oluşmuş gibi görünüyor.

Bu bir realite. Elde ne varsa o kullanılıyor. Yani dünya verebileceğini veriyor. Tüm verimini üst seviyede kullanmak için çırpınıyor. Bence buna entropi neden oluyor. Maksimum düzensizliğe itilirken bu çırpınmada iş ortaya çıkıyor iş prosese işleme dönüşüyor, işlem varyasyona, varyasyon da verime dönüşüyor. :)

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> DNA uzun bir zincir oluşturur. Mutasyonlar ise olağan doğal baskılardır. Onların bir kısmının hurda kısma isabet etmesi, doğal seçilimle yeğlenir. Hurda dediğimiz DNA olmasaydı, mutasyonlar işlevsel DNA mokelülüne isabet edecek ve çok daha zararlı sonuçlara neden olacaktı.

bundan ne dediğini nlamış değilim sevgili hacı.. birim kodon başına mutasyon oranı, gamet hücresi başına 1.8 sayısına göre hesaplanabilir insan için. Bu nedenle non-coding DNA, hurda DNA, iş yapan DNA'vs her tarafta aynı oranda mutasyon görülür. Ve sanılanın aksine mutasyon zararlı filan değildir. Mutasyon olmadan canlılar değişen çevreye adapte olamaz, evrimleşemez. Ama zararlı, ahanda şöyle ediyor, böyle ediyor.. Geçin bunu, bir milyon yumruta bırakan bir balık için, ha mutasyondan ölmüş, ha yengeç yediği için ölmüş, 999.999 yavrunun ölmesi anlamsızdır istatistik olarak.. Kısaca, eğer genelrin elind eolsaydı, hruda DNA'ya isabet eden mutasyonları hep genetik kodun üzerien getirmeye çalışırdı.

Ama bugün bakarsanız, hurda DNA üzerine kodon başına mutasyon sayısının diğer bölgelere göre çok çok daha fazla olduğunu görürsünüz.. Bu acaba senin söylediğin gibi evrimin bir tercihi mi? Değil elbette. Bu bir sebep değil zaten, sonuç.. Bu hurda denen kısma isabet eden mutasyonlar doğal seçilime tabi kalarak ayıklanmaz. O yüzden canlının nesilleri boyunca birikir gider. Diğer kısımlardaki mutasyonların büyük kısmı fenotipe zarar verdiği için, bunlar süratle elenir, yok olur. Bu yüzdne hruda dna üzerind eçok yoğun bir mutasyon birikimi ortaya çıkar.

Yani, DNA zararlı etmenler üzerine çeken bir paratoner filan yapmış değil. Bu çok abes bir öngörü..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Guest simonperes

Yaaaaa...

Şimdi elimizde dev bir hangar var. Orada da motor parçaları, hemde eksiksiz.

Bu hangarı bir fırtına vursa her parça bir yere uçuşsa, her raf devrilse karşımıza ne çıkar.

Akıl sahibi isen akıl ile cevapla.

Ben cevaplayayım. Karışıklık.

0 km bir otomobil çıkar diyen var mı ?

Evrim ve Yaratılış arasındaki fark da bu şekildedir.

tarihinde simonperes tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Elbette anlamazsı, kafatası salça olan sen gibiler kim, anlamak kim..

>>> 0 km bir otomobil çıkar diyen var mı ?

Var.. Yaratılışçılar diyor ki:

Şimdi elimizde dev bir hangar var. Orada da motor parçaları, hemde eksiksiz. Bu hangarı bir fırtına vursa her parça bir yere uçuşsa, her raf devrilse karşımıza cillop gibi 4x4 bir sıfır km araba çıkar.. Çünkü, hangar ruhu böyle buyurmuştur, o yüce hangar ruhu herşeye kadir olduğu için, oradaki hurdayı böyle karıştırınca araba çıkması elzemdir..

İşte yaratılışçılar aynen bunu söylüyor..

Şimdi kaç satrı oldu.. Ama eminim sen hala anlamadın.. Say kaç satrı diyecem de, saymasını bile bilmiyorsundur sen şimdi kesin..

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> DNA uzun bir zincir oluşturur. Mutasyonlar ise olağan doğal baskılardır. Onların bir kısmının hurda kısma isabet etmesi, doğal seçilimle yeğlenir. Hurda dediğimiz DNA olmasaydı, mutasyonlar işlevsel DNA mokelülüne isabet edecek ve çok daha zararlı sonuçlara neden olacaktı.

bundan ne dediğini nlamış değilim sevgili hacı.. birim kodon başına mutasyon oranı, gamet hücresi başına 1.8 sayısına göre hesaplanabilir insan için. Bu nedenle non-coding DNA, hurda DNA, iş yapan DNA'vs her tarafta aynı oranda mutasyon görülür. Ve sanılanın aksine mutasyon zararlı filan değildir. Mutasyon olmadan canlılar değişen çevreye adapte olamaz, evrimleşemez. Ama zararlı, ahanda şöyle ediyor, böyle ediyor.. Geçin bunu, bir milyon yumruta bırakan bir balık için, ha mutasyondan ölmüş, ha yengeç yediği için ölmüş, 999.999 yavrunun ölmesi anlamsızdır istatistik olarak.. Kısaca, eğer genelrin elind eolsaydı, hruda DNA'ya isabet eden mutasyonları hep genetik kodun üzerien getirmeye çalışırdı.

Ama bugün bakarsanız, hurda DNA üzerine kodon başına mutasyon sayısının diğer bölgelere göre çok çok daha fazla olduğunu görürsünüz.. Bu acaba senin söylediğin gibi evrimin bir tercihi mi? Değil elbette. Bu bir sebep değil zaten, sonuç.. Bu hurda denen kısma isabet eden mutasyonlar doğal seçilime tabi kalarak ayıklanmaz. O yüzden canlının nesilleri boyunca birikir gider. Diğer kısımlardaki mutasyonların büyük kısmı fenotipe zarar verdiği için, bunlar süratle elenir, yok olur. Bu yüzdne hruda dna üzerind eçok yoğun bir mutasyon birikimi ortaya çıkar.

Yani, DNA zararlı etmenler üzerine çeken bir paratoner filan yapmış değil. Bu çok abes bir öngörü..

Sevgili Anibal.

Bunun neresini anlamadın..

Anlamadığını sanıyorsun ama, anlamışsın.

Yoksa aşağıdaki cümle sana ait değil mi?

Ama bugün bakarsanız, hurda DNA üzerine kodon başına mutasyon sayısının diğer bölgelere göre çok çok daha fazla olduğunu görürsünüz..

Ben bunun evrimsel bir tercih olduğunu iddia etmedim ki..

Sadece istatistiki olarak rastgele mutasyonların hurda DNA'da daha sık olduklarını söyledim ve sen de bunu onayılyorsun.

Anlaşılmayan hususu anlamadım doğrusu..

Daha açık yazamazdım.

Paratöner lafı ile bana atıfta bulunuyorsan yanılıyorsun. O saçmalık bana ait değil. Senini iletinde geçiyor.

Önce bu laflarla benim yazımı şişiriyor, sonra onları gerçekten yazmışım gibi devam etmeyi düşünüyorsan, yanılıyorsun.

Ve korkarım sevgili Anibal, sen bazan itiraz etmiş olmak için itiraz ediyorsun.

Tabii yazılanları doğru anladığını kabul ediyorum..

Anlayamaman uzak da olsa bir olasılık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Sadece istatistiki olarak rastgele mutasyonların hurda DNA'da daha sık olduklarını söyledim ve sen de bunu onayılyorsun.

Sevgili Hacı, burada bir semantik problem söz konusu..

İstatistik olarak rastgele mutasyonların hurda DNA'da daha sık oldukları gibi bir veri elimizde yok.

Herhangi n sayıda birey karşılaştırılırsa, hurda DNA bölgelerinde daha fazla sayıda mutasyona raslandığı ise kesin bir gözlem..

Eğer sen, "hurda DNA'da daha sık olduklarını" derken, "hurda DNA'da daha sık oluştuklarını" kastediyorsan bu biraz muallakta kalmış bir tespit. Ama "hurda DNA'da daha sık olduklarını" derken, "hurda DNA'da daha sık mevcut olduğunu" kastediyorsan bu evet, gözlemlere uyan bir sonuç.

Kısaca, mutasyonların DNA'nın herhangi bir yerinde görülme olasılığı aynıdır ve bu mutasyonlar DNA boyunca dengeli olarak gerçekleşir. Yani, 1000 tan sper hücresi alırsak.. 23 kromozom varsa, elimizde 1800 mutasyon vardır ve bunlar o 23 kromozoma rasgele dağılmış olur. Eğer kormozomları ucuca eklesek, 23 cm boyu olsa, her santime ortalama 1800/23 mutasyon düşer ve bu cm'in ifade ettiği DNA kodonlarının hurda, non-coding vs. olması veya olmaması bu durumu değiştirmez.

Ben yazılanlardan yanlış/doğru anlayabilirim. Bu önemli değil. Ama bu duruma dair gözlemsel vaziyeti bilmeyen birinin, bunu o yanlış anlama paralel anlaması ve "DNA kendinin %80'inin hurda yapmış, bu sayede de mutasyona urğamaktan korunmuş" olarak anlaması ve yanlış bir çıkarıma ulaşmış olması mümkündür.

Yazdıkların her iki şekilde de kolayca anlaşılabileceği için, yazdıklarından ne dediğini anlamadığımı söyledim sevgili Hacı..

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> Sadece istatistiki olarak rastgele mutasyonların hurda DNA'da daha sık olduklarını söyledim ve sen de bunu onayılyorsun.

Sevgili Hacı, burada bir semantik problem söz konusu..

İstatistik olarak rastgele mutasyonların hurda DNA'da daha sık oldukları gibi bir veri elimizde yok.

Herhangi n sayıda birey karşılaştırılırsa, hurda DNA bölgelerinde daha fazla sayıda mutasyona raslandığı ise kesin bir gözlem..

Eğer sen, "hurda DNA'da daha sık olduklarını" derken, "hurda DNA'da daha sık oluştuklarını" kastediyorsan bu biraz muallakta kalmış bir tespit. Ama "hurda DNA'da daha sık olduklarını" derken, "hurda DNA'da daha sık mevcut olduğunu" kastediyorsan bu evet, gözlemlere uyan bir sonuç.

Kısaca, mutasyonların DNA'nın herhangi bir yerinde görülme olasılığı aynıdır ve bu mutasyonlar DNA boyunca dengeli olarak gerçekleşir. Yani, 1000 tan sper hücresi alırsak.. 23 kromozom varsa, elimizde 1800 mutasyon vardır ve bunlar o 23 kromozoma rasgele dağılmış olur. Eğer kormozomları ucuca eklesek, 23 cm boyu olsa, her santime ortalama 1800/23 mutasyon düşer ve bu cm'in ifade ettiği DNA kodonlarının hurda, non-coding vs. olması veya olmaması bu durumu değiştirmez.

Ben yazılanlardan yanlış/doğru anlayabilirim. Bu önemli değil. Ama bu duruma dair gözlemsel vaziyeti bilmeyen birinin, bunu o yanlış anlama paralel anlaması ve "DNA kendinin %80'inin hurda yapmış, bu sayede de mutasyona urğamaktan korunmuş" olarak anlaması ve yanlış bir çıkarıma ulaşmış olması mümkündür.

Yazdıkların her iki şekilde de kolayca anlaşılabileceği için, yazdıklarından ne dediğini anlamadığımı söyledim sevgili Hacı..

Sevgili Anibal.

Elimde bir veri olmasına gerek yok.

Buna itiraz edenin de elinde veri yok değil mi?

Hala aynı minval üzere devam ediyorsun. Yazdıklarımı çok iyi anlıyor ve kabul ediyorsun ama, itirazın devam ediyor.

Benim sorumluluğum işlediğim konuyu anlayanadır.

Şırnak'ın bir köyündeki imamın beni anlayıp anlamadığı beni hiç ilgilendirmiyor.

Sen anlıyor musun beni?

Gerisi ayrıntıdır..

Onun için lütfen itiraz etmiş olmak için itiraz etme..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yaaaaa...

Şimdi elimizde dev bir hangar var. Orada da motor parçaları, hemde eksiksiz.

Bu hangarı bir fırtına vursa her parça bir yere uçuşsa, her raf devrilse karşımıza ne çıkar.

Akıl sahibi isen akıl ile cevapla.

Ben cevaplayayım. Karışıklık.

0 km bir otomobil çıkar diyen var mı ?

Evrim ve Yaratılış arasındaki fark da bu şekildedir.

Süper bir açıklama, hemen iman ettim :P

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yaaaaa...

Şimdi elimizde dev bir hangar var. Orada da motor parçaları, hemde eksiksiz.

Bu hangarı bir fırtına vursa her parça bir yere uçuşsa, her raf devrilse karşımıza ne çıkar.

Akıl sahibi isen akıl ile cevapla.

Ben cevaplayayım. Karışıklık.

0 km bir otomobil çıkar diyen var mı ?

Evrim ve Yaratılış arasındaki fark da bu şekildedir.

Eğer evrim bir anda ortaya çıksaydı, haklı bile olabilirdiniz.

Yartılış ile evrim arasındaki en büyük fark ortaya çıkış süresidir.

Tabii ortaya çıkış mekanizması da farklıdır ama, en önemlisi zaman faktörüdür.

Yukardaki yanlış bir benzetmedir.

Yaratılış bir anda gerçekleşen bir süreçtir.

Big Bang bir yaratılıştır. Evren son derece küçük bir şeyden yaratılmıştır.

Ama evrenin yaratıldıktan sonraki evreleri evrimle açıklanmalıdır.

Evren evrilerek, Big Bang'in ilk anlarından günümüze ulaşmıştır.

Ve hala evrilmeye devam etmektedir.

Görüldüğü üzere evrimle yaratılış arasındaki fark, yukardaki iletinin açıklamaya çalıştığı gibi değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...