Jump to content

Muhammed az kalsın dinden çıkıyormuş!


Recommended Posts

İsra Suresinin aşağıdaki ayetlerine bakın;

''73. Cahiller gerçeğin dışında şeyler söylemeni istiyorlardı ve onlara sevgin nedeniyle nerdeyse başaracaklardı da,

74. Gerçeği bilmene rağmen, nerdeyse vazgeçmek üzereydin!

75. Dönseydin, şüphesiz sıkıntılarını kat kat arttırırdık ve ölüme karşı bir çare de

bulamazdın.

76. Sen onları seviyorsun, onlarsa seni yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bilmiyorlar ki, senin ardından kendileri de fazla kalamayacaklar.''

Ayet açık. Kendi yazdığı hikayeyi az kalsın peygamber bile bırakıyormuş! Ya da ''gerçeğin dışında'' şeyler söyleyip sonra toparlamaya çalışmış. Eee hikaye yazarken tutarlılığı sağlamak lazım, sonra böyle tükürdüğünü yalarsın işte!

Benzer bir durum da kendisinden mucize istendiğinde ortaya çıkıyor. Muhammed'in hiçbir mucizesi falan olmadığı için şu ayetleri yazıp bahane uyduruyor(yine İsra Suresinde);

''90. Diyorlar ki; Musa gibi yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.

91. Veya senin bağın bahçen olmalı, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.

92. Yahut iddia ettiğin gibi üzerimize gökten ateş yağdırmalı, El İlah?ı veya melekleri bize göstermelisin.

93. Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Okuyacağımız bir kitabı gerçekten gökten indirmediğin sürece de göğe çıktığına asla inanmayız. De ki; Rabbimi tenzih ederim, ben sadece bir insanım.

94. Zaten gerçeğin bilgisi geldiğinde insanların inanmasını engelleyen şey, Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi, demeleridir.

95. Şöyle söyle; Eğer yeryüzünde yaşayanlar melek olsaydı, peygamber olarak elbette bir melek gönderirdik.''

Kendisinden mucize istendiğinde muhammedin verdiği cevaba bak! Yeryüzünde yaşayanlar insan olduğu için peygamber olarak melek gönderilmiş ve o da insan olduğu için kendisinden istenenleri yapamazmış. İyi de kardeşim Musa ve İsa insan değil miydi???

Muhammed kendisine sorulan zor soruları da bilememekte ve kaçamak yanıt vermektedir. Bu yanıtları onun sahte peygamber olduğunu belli etmektedir. Yine İsra Suresinde şöyle deniyor;

'' 85. Sana ruhun ne olduğunu soruyorlar, de ki; Ruhun bilgisi insanlıkta saklanmıştır. Size bu bilginin ancak birazı verilmiştir.

86. Gerçekten, öncekilerin aktardıkları bilgi olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin?

87. Kuran ancak akıllı ve iyi insanların çabası sayesinde anlaşılmaktadır. Onların sana iyiliği çok büyüktür.''

Şimdi muhammed burada açık bir şekilde bilgisinin kaynağını Allah olarak değil, ''öncekilerin aktardıkları'' olarak belirtiyor ve ''öncekilerin aktardıkları olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin?'' diye yazarak, bilgi konusundaki acziyetini belli ediyor. ''Nasıl bilebilirdin'' diye yazıyor, ulan Allahın elçisi değil misin, sor söylesin değil mi? Ama nerdeee...

Ayrıca, ''Kuran ancak akıllı ve iyi insanların çabası sayesinde anlaşılmaktadır. Onların sana iyiliği çok büyüktür'' diyor. Yani kendisini zorlayan konularda muhammede yardım eden, muhammede ''iyiliği çok büyük'' olan birileri var! Bu kişiler sıkıştığı konularda muhammede yardım ediyor, kuranın kıvrak yorumlarını yaparak muhammedi içine düştüğü zorluklardan kurtarıyorlar!

Evet müslümanlar, ayetleri iyi okuyun. Bu çelişkileri tarafsız bir gözle değerlendirin, umalım ki gözünüz açılsın...

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yapamazlar, asla yapamazlar. Yaparlarsa, "günah" işleyeceklerinden, bu nedenle cehennemde cayır cayır yanacaklarından, "tomurcuk memeli" hurilere şimdiden elveda demek zorunda kalacaklarından korkarlar. Oysa ne "günahlar" işlediklerinin ayırdında değiller. Ne de olsa iman gözlüğü takmışlar. O gözlükleri atmak cesaret ister. Onların yapabileceği tek şey, abuk sabuk yorumlarla, Allah'ın aslında öyle değil, böyle demek istediğini söylerek, Allahlarına tercüman olmaya kalkarlar. Ne aciz bir Allahları varmış ki, anlaşılabilmek için kendi yarattığı kullarının savunmasına ihtiyaç duyuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

86. Gerçekten, öncekilerin aktardıkları bilgi olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin?

Mürit Kefer'in "Kur'an Oku" sitesindeki çeviri böyle. Ama bu çeviriyi hiçbir mealcide göremiyoruz.

86. Ve lein şi'na le nezhebenne billezı evhayna ileyke sümme la tecidü leke bihı aleyna vekıla

Diğer mealler şöyle:

Diyanet/ Andolsun, dileseydik biz sana vahyettiğimizi tamamen ortadan kaldırırdık; sonra bu konuda bize karşı kendine hiçbir yardımcı da bulamazdın.

Elmalılı/ Celâlim hakkı için dilersek sana vahyettiğimizi de tamamen gideriveririz, sonra bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın.

Yaşar Nuri/Yemin olsun, biz dilesek sana vahyetmiş olduğumuzu tamamen gideriveririz, sonra onu elde etmek için bizim katımızda kendine bir vekil de bulamazsın.

Edip Yüksel/ Dilesek sana vahyettiğimizi geri alırız ve bize karşı her hangi bir koruyucu da bulamazsın.

Diğerleri de aynı sayılır.

"Kur'an Oku" daki çevirilerin dayanağı nedir?

Fırsatım olursa diğer surelere de göz atacağım ama bana çarpıtılmış gibi geliyor. :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
  • 1 year later...

İsra Suresinin aşağıdaki ayetlerine bakın;

''73. Cahiller gerçeğin dışında şeyler söylemeni istiyorlardı ve onlara sevgin nedeniyle <u>nerdeyse başaracaklardı da</u>,

74.<u> Gerçeği bilmene rağmen, nerdeyse vazgeçmek üzereydin!</u>

75. <u>Dönseydin, şüphesiz sıkıntılarını kat kat arttırırdık ve ölüme karşı bir çare de

bulamazdın. </u>

76. Sen onları seviyorsun, onlarsa seni yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bilmiyorlar ki, senin ardından kendileri de fazla kalamayacaklar.''

Ayet açık. Kendi yazdığı hikayeyi az kalsın peygamber bile bırakıyormuş! Ya da ''gerçeğin dışında'' şeyler söyleyip sonra toparlamaya çalışmış. Eee hikaye yazarken tutarlılığı sağlamak lazım, sonra böyle tükürdüğünü yalarsın işte!

Benzer bir durum da kendisinden mucize istendiğinde ortaya çıkıyor. Muhammed'in hiçbir mucizesi falan olmadığı için şu ayetleri yazıp bahane uyduruyor(yine İsra Suresinde);

''90. Diyorlar ki; Musa gibi yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.

91. Veya senin bağın bahçen olmalı, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.

92. Yahut iddia ettiğin gibi üzerimize gökten ateş yağdırmalı, El İlah?ı veya melekleri bize göstermelisin.

93. Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Okuyacağımız bir kitabı gerçekten gökten indirmediğin sürece de göğe çıktığına asla inanmayız. De ki; Rabbimi tenzih ederim, <b>ben sadece bir insanım</b>.

94. Zaten gerçeğin bilgisi geldiğinde insanların inanmasını engelleyen şey, Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi, demeleridir.

95. Şöyle söyle; Eğer yeryüzünde yaşayanlar melek olsaydı, peygamber olarak elbette bir melek gönderirdik.''

Kendisinden mucize istendiğinde muhammedin verdiği cevaba bak! Yeryüzünde yaşayanlar insan olduğu için peygamber olarak melek gönderilmiş ve o da insan olduğu için kendisinden istenenleri yapamazmış. İyi de kardeşim Musa ve İsa insan değil miydi???

Muhammed kendisine sorulan zor soruları da bilememekte ve kaçamak yanıt vermektedir. Bu yanıtları onun sahte peygamber olduğunu belli etmektedir. Yine İsra Suresinde şöyle deniyor;

'' 85. Sana ruhun ne olduğunu soruyorlar, de ki; Ruhun bilgisi insanlıkta saklanmıştır. Size bu bilginin ancak birazı verilmiştir.

86. <b>Gerçekten, öncekilerin aktardıkları bilgi olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin? </b>

87. <b>Kuran ancak akıllı ve iyi insanların çabası sayesinde anlaşılmaktadır. Onların sana iyiliği çok büyüktür</b>.''

Şimdi muhammed burada açık bir şekilde bilgisinin kaynağını Allah olarak değil, ''öncekilerin aktardıkları'' olarak belirtiyor ve ''öncekilerin aktardıkları olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin?'' diye yazarak, bilgi konusundaki acziyetini belli ediyor. ''Nasıl bilebilirdin'' diye yazıyor, ulan Allahın elçisi değil misin, sor söylesin değil mi? Ama nerdeee...

Ayrıca, ''Kuran ancak akıllı ve iyi insanların çabası sayesinde anlaşılmaktadır. Onların sana iyiliği çok büyüktür'' diyor. Yani kendisini zorlayan konularda muhammede yardım eden, muhammede ''iyiliği çok büyük'' olan birileri var! Bu kişiler sıkıştığı konularda muhammede yardım ediyor, kuranın kıvrak yorumlarını yaparak muhammedi içine düştüğü zorluklardan kurtarıyorlar!

Evet müslümanlar, ayetleri iyi okuyun. Bu çelişkileri tarafsız bir gözle değerlendirin, umalım ki gözünüz açılsın...

Güzel ayetler

Link to post
Sitelerde Paylaş

75. Dönseydin, şüphesiz sıkıntılarını kat kat arttırırdık ve ölüme karşı bir çare de

bulamazdın.

muhmet ölüme çaremi bulmuş habermiz yok ölümün çarsi bulunmuş ölümsüz olduk gerki biz ateist olduğumuz için faydalanmayız müslümnalar kutulmuşlar bende neden bu müslümanlar ölmüyor diye düşünüyordum :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

muhmet ölüme çaremi bulmuş habermiz yok ölümün çarsi bulunmuş ölümsüz olduk gerki biz ateist olduğumuz için faydalanmayız müslümnalar kutulmuşlar bende neden bu müslümanlar ölmüyor diye düşünüyordum :D

evet inanmakla ölüme çare bulur insan. çünkü inanmakla ölüm yok oluş değil var olmaya açılan geçiş kapısıdır. islam korkutan bir din değil aslında. korkuları ortadan kaldıran bir din B)

tarihinde suartak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

muhmet ölüme çaremi bulmuş habermiz yok ölümün çarsi bulunmuş ölümsüz olduk gerki biz ateist olduğumuz için faydalanmayız müslümnalar kutulmuşlar bende neden bu müslümanlar ölmüyor diye düşünüyordum :D

Güven

Bu adalet mi, adamlar Allah la konuşuyorlar hala şüphe içindeler. Bizimse elimizde bir kuru sevda var ve şüphe duyuyoruz diye sonsuza kadar cehennemde yanacağız. Ben görmek ya da mucize istemiyorum, konuşsam yeter iman etmeme :D

Musa da illa göreyim demiş ki iyice iman etsin. Gördükten sonra imanı yerine oturmuş.

Araf 143. Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!" dedi. (Rabbi): "Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.

Bak İbrahim konuştuğu halde Allah iyice iman etmek mucize istemiş. Biz mucize değil konuşsak yeter, biz de onun kulu değil miyiz? :D

Bakara 260 - Hani, İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İsra Suresinin aşağıdaki ayetlerine bakın;

''73. Cahiller gerçeğin dışında şeyler söylemeni istiyorlardı ve onlara sevgin nedeniyle <u>nerdeyse başaracaklardı da</u>,

74.<u> Gerçeği bilmene rağmen, nerdeyse vazgeçmek üzereydin!</u>

75. <u>Dönseydin, şüphesiz sıkıntılarını kat kat arttırırdık ve ölüme karşı bir çare de

bulamazdın. </u>

76. Sen onları seviyorsun, onlarsa seni yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bilmiyorlar ki, senin ardından kendileri de fazla kalamayacaklar.''

Ayet açık. Kendi yazdığı hikayeyi az kalsın peygamber bile bırakıyormuş! Ya da ''gerçeğin dışında'' şeyler söyleyip sonra toparlamaya çalışmış. Eee hikaye yazarken tutarlılığı sağlamak lazım, sonra böyle tükürdüğünü yalarsın işte!

Benzer bir durum da kendisinden mucize istendiğinde ortaya çıkıyor. Muhammed'in hiçbir mucizesi falan olmadığı için şu ayetleri yazıp bahane uyduruyor(yine İsra Suresinde);

''90. Diyorlar ki; Musa gibi yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.

91. Veya senin bağın bahçen olmalı, içlerinden gürül gürül ırmaklar akıtmalısın.

92. Yahut iddia ettiğin gibi üzerimize gökten ateş yağdırmalı, El İlah?ı veya melekleri bize göstermelisin.

93. Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Okuyacağımız bir kitabı gerçekten gökten indirmediğin sürece de göğe çıktığına asla inanmayız. De ki; Rabbimi tenzih ederim, <b>ben sadece bir insanım</b>.

94. Zaten gerçeğin bilgisi geldiğinde insanların inanmasını engelleyen şey, Allah peygamber olarak bir insanı mı gönderdi, demeleridir.

95. Şöyle söyle; Eğer yeryüzünde yaşayanlar melek olsaydı, peygamber olarak elbette bir melek gönderirdik.''

Kendisinden mucize istendiğinde muhammedin verdiği cevaba bak! Yeryüzünde yaşayanlar insan olduğu için peygamber olarak melek gönderilmiş ve o da insan olduğu için kendisinden istenenleri yapamazmış. İyi de kardeşim Musa ve İsa insan değil miydi???

Muhammed kendisine sorulan zor soruları da bilememekte ve kaçamak yanıt vermektedir. Bu yanıtları onun sahte peygamber olduğunu belli etmektedir. Yine İsra Suresinde şöyle deniyor;

'' 85. Sana ruhun ne olduğunu soruyorlar, de ki; Ruhun bilgisi insanlıkta saklanmıştır. Size bu bilginin ancak birazı verilmiştir.

86. <b>Gerçekten, öncekilerin aktardıkları bilgi olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin? </b>

87. <b>Kuran ancak akıllı ve iyi insanların çabası sayesinde anlaşılmaktadır. Onların sana iyiliği çok büyüktür</b>.''

Şimdi muhammed burada açık bir şekilde bilgisinin kaynağını Allah olarak değil, ''öncekilerin aktardıkları'' olarak belirtiyor ve ''öncekilerin aktardıkları olmasaydı sen bunları nasıl bilebilirdin?'' diye yazarak, bilgi konusundaki acziyetini belli ediyor. ''Nasıl bilebilirdin'' diye yazıyor, ulan Allahın elçisi değil misin, sor söylesin değil mi? Ama nerdeee...

Ayrıca, ''Kuran ancak akıllı ve iyi insanların çabası sayesinde anlaşılmaktadır. Onların sana iyiliği çok büyüktür'' diyor. Yani kendisini zorlayan konularda muhammede yardım eden, muhammede ''iyiliği çok büyük'' olan birileri var! Bu kişiler sıkıştığı konularda muhammede yardım ediyor, kuranın kıvrak yorumlarını yaparak muhammedi içine düştüğü zorluklardan kurtarıyorlar!

Evet müslümanlar, ayetleri iyi okuyun. Bu çelişkileri tarafsız bir gözle değerlendirin, umalım ki gözünüz açılsın...

senin yaptığın ne peki.evrimi savunarak benim müslümanlığımı unutturman değilmi.bir teoriye bir hipoteze bir varsayıma bir düşünceye inanmam için kurandan seçme cımbızla seçilmiş mealini ve tefsirini dahi bilmediğin akılının ve zekanın orantısında ve kendi mantıkına göre yorumladığın ayetleri önüme sermiyormusun.bak orada yazdığın gibi kuran okumak işi akıllı insanlara göre.hem okuyacan hem anlayacan hem dinleyecen hemde bu yaptıklarını inanarak tasdik edeceksin.peki akılımısın yeterince evrim mutasyonuna uğradınmı.veyahut içindekileri idrak edemediğin algılayamadığın veya inanmadığın halde mantıken islamın ve yaratıcının var olabileceği endişesine kapılıp bu kadar yaygara koparman niye.mantığınla çelişki içinde olman kabus gibidir.bir şeyin varlığını ya kesin olarak ret edersin yada varlığını kabul edip yoluna devam edersin.ve bunu yapmak içinde cımbızla kuran ayetlerini seçip önüme sermiyormusunuz.sizin yaptığınız yıllarca deniz baykalın yaptığı muhalefete benziyor.gerçek olmayan bnir şeyi gerçekmişl gibi gösterip yıllar sonrada tereddütte kalıp yalanına kendisinin bilem inanmasına benziyor.yahu allah peygamber göndermiş ama eti ve kemiğe bürüyerek günahıyla sevabıyla yaşamıyla ölümüyle göndermiş.onun eline ilahi bir güç verip herkesi 1 günde müslüman yap dememiş.sırf peygamberler diye torpilli değiller.bilhassa insanların küfürlerine,dayaklarına,hakaretlerine,türlü işkencele maruz kalmışlar.kuran okuman için ilk önce inançlı olman gerekir.lakin bun yoksa zaten okuduklarına inanmassın.masal palavra bir roman havasında algılarsın.kusura bakma ama mantıkla akıl ve inanç farklı kavramlardır.mantıken göremediklerimizi duyamadıklarımızı ve algılayamadıklarımızı yok sayarız.lakin akıl ve inanç bunların gerçekliğini ve ispatını ortaya koyar.daha ne diyeyim.

şimdi gene kuranı eline alıp işte bilmem şu surenin şu ayeti ne diyor dersin.bu yüzden sana söylüyom.bırak okuma işini insanlar yapsın.kendini insandan saymayan veya insan kılıfında görenler zaten dilim varmıyor ama bir eşekten bir köpekten vaya insan süretinde bize benzeyen şebekten ne farkları kalır.

senin meselen şuna benziyor hani bizim elastiki türkçemiz varya herkes kendi kafasına göre yorumluyoritabi içi pis olanlar hariç her türlü anlama çakerler.

mercimeyi fırına verdim-gerçek anlamı yemek pişiyor peki sana göre

ananıda al git-annenide al götür

önden versene-ön taraftan teslim et

benimkini indirsene-herhangi bir şeyi yüksek bir yerden yer veya istenilen bir düzeye getirmek

kuranda işte böyle.bu yüzden akıllı olacaksın imanlı olacaksın inançlı olacaksın.bilgili dürüst ahlaklı olacaksın.

zaten ilahı görseydik,melekler gökyüzünde uçsalardı,kuranda yeni kitapları semadan inseydi söze ve yazıya ne gerek vardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte bu yüzden orta öğretimde mantık öğretmemeye çalışıyorlar. Apaçık ayetleri nasıl herkes yanlış anlıyor. Yoksa Allah mı doğru söylemiyor. Allah doğru söylüyorsa, anlaşılmıyor diyenlere Araf 36 diyor. Bırakın artık bu yanlış anlaşılıyor masalını. Allah ı yalanlıyorsunuz

----------------------

Hac 16- Böylece, biz onu apaçık ayetler olarak indirdik. ALLAH dilediğini ve dileyeni doğruya ulaştırır.

Araf 36- Ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, işte onlar ateşin arkadaşlarıdır; onda sonsuz olarak kalacaklardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

''73. Cahiller gerçeğin dışında şeyler söylemeni istiyorlardı ve onlara sevgin nedeniyle nerdeyse başaracaklardı da,

74. Gerçeği bilmene rağmen, nerdeyse vazgeçmek üzereydin!

75. Dönseydin, şüphesiz sıkıntılarını kat kat arttırırdık ve ölüme karşı bir çare de

bulamazdın.

76. Sen onları seviyorsun, onlarsa seni yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bilmiyorlar ki, senin ardından kendileri de fazla kalamayacaklar.

Şimdi sen bakıyorsun ve diyorsun ki; kendi yazdığı hikayeyi peygamber bile bırakıyormuş... Bıraktığını yazdıran kim ?

Ben bakıyorum ve diyorum ki; Kitabı haşa Hz Muhammed yazmış olsa, şu yukardaki ayetleri o yazmış olamaz.

Şimdi bir kez daha sizin bakış açınıza dönelim. Bu ayetleri kim yazdı ?

tarihinde musab-bin-umeyr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Esas duruşta bir soru sorayım sana

Cebraille konuşan bir insan nasıl vazgeçmek üzere olur? Bir sendeki imana bak bir de alemlerin efendisindeki :lol:

74. Gerçeği bilmene rağmen, nerdeyse vazgeçmek üzereydin!

Ayetin bu çevirisini hiçbir kaynakta göremedim. Bütün çevirenler aşağı yukarı aşağıdaki gibi çevirmiş.

İsra/74: Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin.

Ayette vazgeçmekten değil de, şirkten bahsediyor. Muhammed müşrikleri kendi safına çekebilmek için onlara zeytin dalı uzatmak istemiş ama Allah ortakları olmasından hiç hoşlanmadığı için, hemen olaya müdahele etmiş. Konu Muhammed olunca Allah'da hoşgörü sonsuz ama diğer insanlara gelince saptırdıkça saptırıyor. Allah'ın yanında bile torpilsiz oldun mu ağzınla kuş tutsan bir halt olmuyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aaa bu keşfiniz karşısında hayretten donakaldım. Bunu bütün müslümanlara ifşa etmek lazım. İlk önce El Ezher den başlayalım. Vay be! Heyecandan ellerim titriyor. Sİz tefsir alimi olacak kişilermişsiniz. Siyer derslereini de yalayıp yutmuşsunuz. Sizin rahle i tedrisatınızdan geçip İslam ı anlamak saadetine nail olmak isterim.

Tabi ki Peygamberimiz zaman zaman kafirlerin saldırıları karşısında bunaldı. Hatta müşrikler bazen gelip O'na: Bu ayet bize uygun değil, gel bunu biraz yumuşat da sana uyalım dediklerinde cevaben yukarıdaki ayetler O'nu ikaz ediyordu. Peygamberimiz de bir insan. Allah'ın yardımı olmadan doğru yolu bulamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aaa bu keşfiniz karşısında hayretten donakaldım. Bunu bütün müslümanlara ifşa etmek lazım. İlk önce El Ezher den başlayalım. Vay be! Heyecandan ellerim titriyor. Sİz tefsir alimi olacak kişilermişsiniz. Siyer derslereini de yalayıp yutmuşsunuz. Sizin rahle i tedrisatınızdan geçip İslam ı anlamak saadetine nail olmak isterim.

Tabi ki Peygamberimiz zaman zaman kafirlerin saldırıları karşısında bunaldı. Hatta müşrikler bazen gelip O'na: Bu ayet bize uygun değil, gel bunu biraz yumuşat da sana uyalım dediklerinde cevaben yukarıdaki ayetler O'nu ikaz ediyordu. Peygamberimiz de bir insan. Allah'ın yardımı olmadan doğru yolu bulamaz.

Çevir kazı yanmasın hesabı :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...