Jump to content

ATEİST= İNSANİ DEĞERLER Mİ?


Recommended Posts

>>> bir insanı iyi eden şey ateizm değildir. o insanın; kendi vicdanı, aklı, ve değer yargıları, karakteridir..

Ateizm için doğru tespitler..

Fakat, biyoloji ve buna bağlı olarak psikolojinin ortaya koyduğpu bazı gerçekler mevcuttur. Bunlar ateizmin kitabında yazar demiyorum, bunlar vardır diyorum dikkat et..

Eğer siz insana vicdanını, aklını ve değer yargılarını kullanmayı öğretmezseniz, bunlar körelir. Malum mevzudur, pazarda hiç adam ağzı görmeme mevzusu. eğer iyi, mutlu ve huzurlu bir toplum istiyorsanız, kişilerin bireysel vicdanlarının sürekli onların kararlarında yer alıyor olması gerekir.

Ama din denen kurum, kişilerin vicdanlarına değil, bir ulemaya, bir kitaba vs. sorulmasını gerektirir. Çocuğunu dövmek için sopayı eline alan babanın aklından "bu dayak caiz mi, allah cevaz vermiş mi, hadisler ne diyor?" gibi sorular geçiyorsa, emin olun o baba bir gün hadiste, ayette vs. ne yazarsa yazsın, çocuğunu feci dövecektir, dövebilecektir. Çünkü, o artık yaptığı şeyin doğru veya yanlış olduğunu göremez hal gelir. Artık vicdanı çalışmıyor haldedir. Kabaca, vicdansız olmuştur..

İşte dinlerin insan hayatına doğrudan etkisi budur. İnsanları vicdansızlaştırmak.

Pratik bir örneğe bakalım. Üzmez vakası malum.. Üzmez, yaptığı hareketin iyi mi kötü mü olduğunun cevabını dinde arıyor. Ondan vicdan muhasebesi yapmasını, o kızın yerien kendini koymasını filan bekleyebilir misiniz?

Ateizmin bir kitabı yoktur elbette, ahlaka ilişkin herhnagi bir söylevi de. Ama ateizmin doğal sonucu, insanın kendi vicdanını kullanabilir olması gereğidir. İşte buda insanın vicdan güdüsünü alevler, geliştirir. Böylece dinlerden çok daha etkili şekilde insan iyi insan olur.

Vicdan mekanizması, genetik, temelde sosyal dürtülerimize, sürü psikolojimize bağlı olduğu için, tüm insanları iyi insan yapmak gibi bir hayal elbette gerçekleşemez. Kötü insanlarda var olacaktır hep. Ve ateizm, kötü insnaların "ama allah helal kılmış.." gibi bir kılıfa saklanmaları şanslarını yok edecektir. Dahası, genel vicdana ters durumlara meyledecek arz veya doğaya sahip kişilerin tespit ve terapi edilebilmesine imkan sağlar.

Eğer dünya bir gün ateist olursa.. Emin olun 3-4 nesil boyunca hemen hiç bir değişiklik olmaz. Ama 5-6. Nesillerde değişim gözlenmeye başlar ve nesiller akabinde barış, huzur ve mutluluk, olası en yüksek seviyeye çıkar..

"Müneccim misin sen denyo?" diyebilirsiniz.. Çünkü siz şu andakinden farklı olmayan bir düzen içinde huzur noktası arıyor olursunuz. ama benim bahsettiğim durumda, her şey çok farklı olacaktır. Nasıl olur bilmiyorum. Yani, ne bileyim, tüm kadınlar çarşafla mı gezer? Yoksa anadan doğma mı? Bu önemli değil, bunlardan biri tüm herkes için en iyi yol olacaktır. Din varsa, bu yolların denenmesinin önü tıkalıdır. Ama ateizm varsa, insanlar bu böyle iyi olmuyor diyerek derhal ve süratle bir diğerini deneyebilir olurlar. Ve bu, emin olun uzun vadede insan için en iyi sosyal düzeni ortaya koyacaktır.

Ama dinler varoldukça bunun gerçekleşmesi imkansızdır. Ve insanlıkta, zulüm, baskı, huzrusuzluk ile yaşayıp gidecektir. İşin kötüsü, bu mutsuzluk, insanların huzuru ahirette bulacakları gibi bir yapışacak yılan aramalarına yol açacak, dini sürekli kuvvetlendirecek, besleyecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizm insanlara hiç birşey vermez insan kendisine birşeyler verebilir ancak.

Dinleri reddetmek kendisi için iyi birşeydir.

Ateist bir insan herşey olabilir tecevüzcü hırsız pezevenk dolandırıcı katil vs.. buna birşey demiyoruz zaten.

Fakat görüyoruz ki yaşadıgımız dünyada bu saydıklarımı dine mensup kişiler yapuyor.

Burdan ateist insan dürüst ahlaklı gibi bir sonucta cıkmaz ateist insanın tek farkı olmayan bir gücün kuralları ve isteklerine uymak zorunda olmamasıdır.

Yani her fikre ve görüşe acıktır tabi mantıklı oldugu sürece.

Link to post
Sitelerde Paylaş
ama köşeye sıkıştıklarında 360 derce dönüp ateizm sadece şudur canım derler. yüzlerindeki sırtma biçimi fotoğraflanmaya değer elbette.

yazık o çocuklarını "matematik olimpiyatlarına hazırlıcam" diye paralarını aldığın insanlara.bir de çıkıp ahlaktan bahsetme bari

Link to post
Sitelerde Paylaş
Felsefeni yesinler Murat,

Yazayımda tur at.

Din, bir insanın ve dolayısıyla insanlardan oluşan toplumun tüm değer yargılarını, ahlak kurallarını, yaşam biçimlerini içerir.

Muhammed

İslam dininin sözde tanrısının esasında muhammed olduğunu kabul ettiğimize göre,

İslamın tamamen arap kültürünü sergilemesi ne ilginçtir?

(Örtünme, falaka, el kesme, esir alma fidye, bir erkek=iki kadın gibi)

Yaşlı dünyanın üzerinden binlerce din geçti,

Her dinde "yaratıcı" rolündeki kişinin, üretildiği toplumun kültürünü yansıtması ilginç değil midir Antikafir?

Örtünme arap toplumunun kültürü değildir.

Şayet eğer böyle bir durum olsa idi kuranda kadınlarınza söyleyin ; örtülerini şu şekilde bağlasınlar diye bildririlirdi.

Halbuki kuranda örtünmeleri emredildi.

Falakayı nerden çıkardın bilmiyorum fakat el kesme toplumsal ahlak için gereklidir.

El kesmede arap toplumuna islamla birlikte girmiştir.

Esir alma fidye ise savaş gereksinimidir.Kültürle alakası yok.

Bir erkekle iki veya daha fazla kadının evlenmesi yine arap toplumuna islamla birlikte girmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Halbuki kuranda örtünmeleri emredildi.

Kuranda cilbab örtünmeleri emredildi. Bu da çarşaftır bildiğimiz ve dönemin arap kıyafetidir. Ayet bunu açıkca gösterir: Cilbablarını örtsünler. Yani var olan cilbablarını.. Yani zaten kullanmakta oldukları şeyi..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
Ateizm insanlara hiç birşey vermez insan kendisine birşeyler verebilir ancak.

Dinleri reddetmek kendisi için iyi birşeydir.

Ateist bir insan herşey olabilir tecevüzcü hırsız pezevenk dolandırıcı katil vs.. buna birşey demiyoruz zaten.

Fakat görüyoruz ki yaşadıgımız dünyada bu saydıklarımı dine mensup kişiler yapuyor.

Burdan ateist insan dürüst ahlaklı gibi bir sonucta cıkmaz ateist insanın tek farkı olmayan bir gücün kuralları ve isteklerine uymak zorunda olmamasıdır.

Yani her fikre ve görüşe acıktır tabi mantıklı oldugu sürece.

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrısızlar ahlaktan söz edemezler mesela bir ateist hırsızın yaptığını ahlaksızlık olarak nitlerse haklı değildir.Çünki hırsızın kendisine görede bu eylem gayet ahlaklı olabilir.Yani onlar kendi ahlaklarını kendileri belirlerler.Ve bu sadece kendi düşünceleridir.Evrensel ahlak kurallarıyla uyuşmaz.Ahlak dediğimiz o kavram yalnızca kusursuz bir yaratıcının koyduğu kurallardır.Onun içindir ki ahlak bir kural koyucu(tanrı) olmazsa saçmalıktan ibarettir.

Evrensel ahlak kuralları ile uyuşmayan İslamdır aslında... Ötekilerin malını, canını, ırzını müslümanlara helal kılmak veya çocuk yaştaki kız çocukları ile nikah kıymak, karı üstüne karı almak, aklı başına gelmemiş küçük çocukları örtmek, namaza, oruca zorlamak, istenmeyen şekilde cinsel ilişki kuranları (zina?) ve dinden dönen fikir suçlularını işkenceyle (meydanda taşlayarak, kırbaçlayarak, asarak, kafasını vurarak) öldürmek (had) gibi şeylerin nesinin evrensel ahlak kuralları ile ilgisi vardır?...

Ateizmi özdeşleştirebileceğim tek akım belki akılcılık yani rasyonalizm olabilir; hepsi bu... Ateist olmak,bilgi, cesaret, özgür düşünebilme, sürüden kopabilme kabiliyeti ister... Özgür düşünen ve her fikre açık olan bir insandan da rasyonalist olmasını beklemek makul bir beklentidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
... .............Ateist olmak,bilgi, cesaret, özgür düşünebilme, sürüden kopabilme kabiliyeti ister... Özgür düşünen ve her fikre açık olan bir insandan da rasyonalist olmasını beklemek makul bir beklentidir...

yüzde doksanın müslüman olduğu , ve müslüman olmanın adamdan sayıldığı bir ülkede ve toplumda

ateist olduğunu açıkça ifade eden biri senin yukarda saydığın değerlendirmeye uygun olabilir..

ama çoğunluğun ateist olduğu bir toplumda, ateist olmanın pekte senin söylediğin şekilde bir ölçüsü olacağını düşünmüyorum..

ve çoğunluğun ateist olduğu ve ateist olmanın erdemden sayıldığı bir ortamda, müslümanlığı benimseyen biri bu sefer

cesaret, özgür düşünebilme ve sürüden kopabilme kabiliyetine sahiptir.... ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş
yüzde doksanın müslüman olduğu , ve müslüman olmanın adamdan sayıldığı bir ülkede ve toplumda

ateist olduğunu açıkça ifade eden biri senin yukarda saydığın değerlendirmeye uygun olabilir..

ama çoğunluğun ateist olduğu bir toplumda, ateist olmanın pekte senin söylediğin şekilde bir ölçüsü olacağını düşünmüyorum..

ve çoğunluğun ateist olduğu ve ateist olmanın erdemden sayıldığı bir ortamda, müslümanlığı benimseyen biri bu sefer

cesaret, özgür düşünebilme ve sürüden kopabilme kabiliyetine sahiptir.... ;)

İslamiyet 7. yy'ın pagan dinlerine ve pagan dinlerinden alabildiğine etkilenmiş İbrahimi(?) kökenli dinlere göre bir devrim sayılabilir... Ama 21. yy'ın dinamik dünyasında dogmatik ve inanç temeline dayalı hiçbir akımın artık insanlığa verebileceği hiçbir fayda olamaz... Bu durumun orijinallik veya sayıca az olmayla değil ama değişen fikir özgürlüğü anlayışı ile ilişkili olduğunu düşünüyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş
şimdi gel gelelim ateizme... gördüğüm şudur ki, çoğu arkadaş; ateist= insani değerlere sahip kişi demek miş gibi dayatıyor..

eğer bir kişi ateistse, ateizmi benimsediğini söylüyorsa, kesin o kişi ;dürüst, erdemli, ahlaklı ve insani değerlere sahip bir kişilikmiş gibi gösterilmeye çalışıyorlar..

Boyle bir genelleme yapmak yanlis olur, ben ozellikle atesitler tarafindan bunun dayatildigi kanisinda degilim. Ama istatistiksel gercekler var. Ateistler daha az suc isliyor yapilan arastirmalara gore. Bunun nedenleri belki de istatistiksel olarak ateistlerin daha egitimli ve/veya varlikli ailelerden geliyor olmalarina baglanabilir. Baska degiskenler de bu sonucu etkilemis olabilir. Ne olursa olsun genelleme yapmak yanlis olur.

bu yüzden, fikirsel anlamda ateist olan bir insan pek ala, aynı zamanda hırsız, üç kağıtçı, tecavüzcü, işkenceci biride olabilir..

dedemin illa uzun sakalları olmak zorunda olmadığı gibi, her ateistte insani değerlere sahip değildir..

eğer ateist bir insan dürüst, erdemli biri olmayı, insan olmayı savunuyorsa bunun için çabalaıyorsa, bunu onda yapan şey ateizm değildir.

o insanin kendi kişilik yapısı ve insani vicdanından kaynaklanır...

kısacası ATEİZM= İNSANİ DEĞERLER değildir. bu yüzden, birilerinin burda ateizme bu vasfı yüklemesini doğru bulmuyorum.

insan olmanın gerekleriyle, ateizm ve din ayrı kulvarllardaki şeylerdir..

bunları birbiriyle karıştırmayalım.

Katiliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateist olmak insani değerlere sahip olmak ve onları savunmaya engel teşkil etmezken; dindar olmak bu evrensel değerlerden uzaklaşmayı teşvik eder ve emreder... İslamın bu dogmatik ve eski usul yaklaşımı da, neden suç ve malı götürme oranlarının ateistlerde çok daha az olduğunun cevabını teşkil eder...

merhaba

Muhammed'i tanıyalım biraz

bildiğimiz sevecen insancıl narin Muhammed'in yanında bakalım başka ne özellikleri varmış

DAYAKCI

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün." (Tirmizi'nin rivayetinde "Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir.)

Ebu Davud, Salat 26, (494); Tirmizi, Salat 299, (407)

ALDATICI

Hafsa : ?Tanrı elçisi! Sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. Öyle bir şey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! Benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!?

Muhammed: ?Vallahi Billahi Marya ile bir daha yatmayacağım!?

?Hafsa! Marya? yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaşmasam; bundan hoşnut olur musun?

?Evet!?

Muhammed hemen ant içmiştir:

?Hafsa! Aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı??

?Tamam!?

(Bkz. Taberi, Camiu?l-Beyan,28/102)

HILEKAR

Resulullah (sav) gazveye çıkmaya karar verdiği zaman, şaşırtarak başka bir zan uyandırır ve: "Harb bir hiledir" derdi.

Kaynak: Ebu Davud, Cihad 101, (2637); Buhari, Cihad 157; Müslim, Cihad 18, (1740)

ALAYCI (Hicv)

Resulullah (sav), Kureyza günü, (şairi) Hassan İbnu Sabit'e: "Müşrikleri hicvet, zira Cebrail seninle beraberdir!" dedi.

Buhari, Edeb 91, Bed'u'l-Halk 6, Megazi 30; Müslim, Fezailu's-Sahabe 153, (2486)

SARALI (Epileptik)

"Resûlu'llâh(...)'i, sogugu pek siddetli bir günde kendisine vahiy nâzil olurken görmüslügüm vardir. (Iste öyle soguk bir günde bile) kendisinden o hâl geçtigi vakitde sakaklarindan sapir sapir ter akardi"

(Bkz. Sahih-i... Cilt I. sh. 2. Hadis no. 2)

"Vahiy nâzil olurken en evvel vücûd(una) bir titreme gelirdi"; "Vahiy nüzûl ederken kendilerini (tasa ve kaygi kaplar yüzü kül gibi olur), gözlerini kaparlar ve horultuya (benzer) siddetli siddetli nefes alirlardi"

(Bkz. Sahih-i... , I, sh. 5)

KADIN DOVEN

"Resulullah benimle olduğu gecelerden birinde aba ve ayakkabılarını çıkardı ve örtüsünü yatağa serip uyudu. Bir süre sonra benim uyuduğumu zannederek sessizce elbise- sini giydi, ayakkabılarını aldı., kapıyı açıp dışarıya çıktı ve kapıyı yavaşça kapadı. Ben hemen elbisemi giyip başımı örttüm ve onun ardı sıra gittim. Resulullah (s.a.a.) Baki mezarlığına gitti ve biraz orada durdu. Ellerini üç kez göğe kaldırdı ve sonra hızla başka bir yöne doğru gitti ve ben de peşinden gittim. Sonra eve doğru geldiğini görünce ondan önce gelip hemen yatağa uzandım. Resulullah (s.a.a.) içeriye girdiğinde buyurdu ki: "Aişe! Sana ne oldu? Niçin böyle solukluyorsun? Neden kuşkulanıyorsun?" Ben: "Bir şey yok." dedim. Resulullah: "Sen söylemezsen Rabbim bana haber verir." buyurdu. Ben: "Ey Resulullah! Anam babam sana feda olsun." dedim ve sonra olup bitenleri ona anlattım. "Önümdeki karartı sendin öyleyse, değil mi?" buyurdu. "Evet bendim." dedim. Sonra eliyle göğsüme öyle vurdu ki, göğsüm ağrıdı. Sonra buyurdu ki: "Allah ve Resulünün sana haksızlık yapacağını mı zannettin?"

Sahih-i Müslim, c. 2, s. 669, h. 103; Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c. 6, s. 221.

PEDOFIL (Subyanci)

Resulullah (sav), ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Beni'l-Haris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü, (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Ruman, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, ensardan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, [kuşluk vakti aniden] Resulullah (sav)('ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim.

Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Müslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121), Edeb 63

MAFYA BABASI

Ortalık durulunca Nebi?nin huzuruna getirdi, affedilmesini istedi, Biat?ının kabulü için yalvardı. Bu rica üç kez tekrarlandıktan sonra ancak Rasulullah(sav) İbn Ebi?s-Sarh?ın biatını kabul etti.Onlar gittikten sonra Ashabına dönerek:

?Biat etmeden evvel içinizden bu adamı katledecek doğru biri çıkmadı mı? Diye sordu.

Onlar da: ?Biz işaretinizi bekliyorduk? cevabını verdiler. Bunun üzerine Rasulullah(sav): ?Bir Peygamber ima ile adam öldürtmez, açık konuşur.?

( İbn-i Sa?d, E.Davut, Nesei, Hakim, İbn-i Hişam, İbn-i Hacer)

TECAVUZCU

Resulullah (sav)'la birlikte Beni'l-Müstalik Gazvesi'ne çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resulullah (sav) varken, ona sormadan azil (Bosalmadan penisi cekmek) yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır!" buyurdular. "Bunu yapmamanız gerekir. Kıyametc kadar geleceği takdir edilen her canlı mutlaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."

[ Buhari, Nikah 96, Büyu 109, Itk 13, Megazi 32, Kader 4, Tevhid 18; Müslim, Nikah 125, (1438); Muvatt ]

ISKENCECI

Muhammed, Safiyye'nin babasi Huyey b. Ahtab'i, ve kocasi Kinâne b. Ebi'l Hukayk'i, ve kocasinin kardesi Rebi'b. Ebi'l-Hukayk'i esir olarak ele geçirir ve her birini, Benû'n Nadir kavmi'ne âid hazinenin yerini söylemeye zorlar, ve fakat onlardan olumlu bir cevap alamaz. Bu sirada Muhammed'in katina gelen Yahudilerden biri: "Ben Kinâne'nin her sabah iste su harabe etrafinda dolastigini görüyordum" diye bilgi verir. Muhammed Kinâne'ye sorar, fakat o bilmedigini söylemekte israr eder. Muhammed harabenin etrafinin kazilmasini emreder. Kazi sonucunda hazinenin bir kismi bulunur. Muhammed Kinâne'den hazinenin kalan kismini sorar fakat Kinâne bilmedigi söyler. Bunun üzerine Muhammed, Kinâne'yi iskence yolu ile söyletmege çalisir. Zübeyr b. Avvam adindaki adamina emir verir ve hazinenin nerede bulundugunu söyletmek üzere Kinâne'ye iskence yapilmasini ister. Zübeyr elinde tuttugu bilek kemigi ile Kinâne'nin gögsüne vurur ve ölecek dereceye gelinceye kadar onu döver. Bir rivâyete göre ateste kizdirilmis demiri onun gögsüne tutar.

Fakat her seye ragmen Kinâne, hazinenin nerede oldugunu bilmedigini söylemeye devam eder. Muhammed onun artik daha fazla iskenceye dayanamayip ölecegini anlayinca yaninda duran Muhammed bin Mesleme'ye teslim eder ve basini kesmesini emreder. Bu isi Muhammed b. Mesleme'ye vermesinin sebebi, ona kardesinin intikamini alma firsatini saglamak içindir. Çünkü Muhammed b. Mesleme ënin kardesi olan Mahmud b. Mesleme daha önce Yahudiler tarafindan öldürülmüstür ve iste simdi kardesi, onun intikamini alacaktir.

(Bkz. Taberi, age, 1966, Cilt II. sh. 610).

IRZ DUSMANI

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hayber'e geldi. Allah kaleyi fethetmeyi müyesser kılınca, kendisine Safiyye Bintu Huyey İbnu Ahtab'ın güzelliğinden bahsedildi. Safiyye'nin kocası savaş sırasında öldürülmüştü. Kadın daha yeni evlenmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ganimetten pay olarak kendisine onu seçti. Oradan Safiyye ile birlikte çıktılar. Revhâ nem mevkiye geldiler. Aleyhissalâtu vesselâm orada gerdek yaptı. Sonra küçük bir yaygı içerisinde hays (denen hurma, yağ ve keş'ten mamul bir yemek) hazırladı. Sonra bana: "Etrafındakileri çağır!" buyurdu. Bu, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın Safiyye için verdiği düğün yemeği idi. Sonra oradan Medine'ye hareket ettik. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Safiyye için, bineğinin terkisine bir örtü seriyordu. Sonra devesinin yanında çömelip dizini dayadı. Safiyye radıyallahû anhâ, dizine basarak deveye bindi."

Buhari, salat 12, Esan 6, Salatu'l-Havf 6, Cihad 102, 130, Menâkıb 27, Megazi 38; Müslim, Nikah 464, (1367); Ebu Davud, Harâc ve'l-İmaret 21, (2996, 2997, 2298); Nesai, Nikah 79, (6, 131-134).

PUTPEREST

"Lat'ı, Uzza'yı ve... üçüncü olan Menat'ı gördünüz mü? İşte bunlar, yüce tanricalardir... Sefaatleri de elbette ki umulur."

(Kuran 53: 19-20 Bknz; Seytan Ayetleri)

CIZYECI (Haraçci)

Bana ulaştı ki, "Resulullah (sav) Bahreyn Mecusilerinden cizye almıştır, keza Hz. Ömer (ra) İran Mecusilerinden, Hz. Osman (ra) da Berberilerden cizye almıştır."

Muvatta, Zekat 41, (1, 278)

Harb İbnu Ubeydillah, baba tarafından dedesi Umeyr es-Sakafi (ra)'den nakleder: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haraç Yahudi ve Hıristiyanlardan alınan vergidir. Müslümanlara haraç yoktur." Bir rivayette "uşur yoktur" buyurmuştur.

Ebu Davud, Harac 33, (3046-3049)

IFTIRACI

Nuaym b. Mes'ud (ra), gizlice müslüman olmuştu. Allah Resûlü, ona bir müddet daha müslümanlığını gizlemesini söylemiş.. ve onu bu muhasara esnasında, çok mühim işlerde kullanmıştı.

Nuaym, hem Kureyş'in hem de Yahudiler'in itimat ve hürmet ettikleri bir insandı. Efendimiz, ona harbin bir taktik olduğunu söylemiş ve idare-i kelâm etmesine de izin vermişti. Nuaym, bu ruhsat üzerine Yahudiler'e giderek: Kureyş sizi terkedecek ve Muhammed (sav)le baş başa bırakacak. Düşünün o zaman haliniz nice olur. Eğer bu durumda kalmak istemiyorsanız, onların ileri gelenlerinden bir kaçını rehin olarak yanınızda alıkoyun dedi. Onlar Nuaym'a olan itimatlarından dolayı bu sözlere kesin olarak inandılar.

Nuaym daha sonra Kureyşe gitti. Onlara da: Yahudiler Muhammed (sav)le gizlice anlaştılar. Sizin ileri gelenlerinizden birkaçını rehin edip ona teslim edecekler. O da onlara ilişmeyecek. Sakın sizden böyle bir talepte bulunurlarsa onların dediğini yapmayın dedi. Kureyşliler de, Nuaym'a itimat ettiklerinden, onun bu tekliflerinden zerre kadar şüphelen-mediler.

Kureyş ileri gelenleriyle Yahudi liderleri, birgün bir araya geldiler. Her iki taraf ta birbirinden şüpheleniyordu. Evvela Yahudiler sözü açtı ve: Siz başınız sıkışınca çekip gidecek ve bizi bu adamla baş başa bırakacaksınız. Teminat için bize birkaç rehin vermezseniz biz savaşı bırakacağız dediler. Kureyş, zaten böyle bir teklif bekliyordu. Nuaym'ın sözünü hatırladılar ve tabii bu teklifi reddettiler. Onların reddi, Yahudilere de Nuaym'ı tasdik ettirdi. Böylece ittifak bozulmuş oldu ve Yahudiler harp sahnesinden çekilmeye başladılar.

Nuaym Müslüman olalı birkaç gün olmuştu. Allah Re-sûlü'nün insanları tanımadaki isabetine bakın ki, hemen Nuaym?ın becerebileceği bir işi ona teklif etmiş, o da arızasız bu işi yerine getirivermişti.

(Ibni Ishak, Siret Resul.)

KATLIAMCI (Soykirimci)

Bu esirlerden erkek olanlar ?Üsame Bin Zeyd? evinde; kadınlar ve çocuklar ise ?Remle Binti Haris? evinde toplatılırlar. Muhammed erkeklerin idam kararını verdikten sonra Medine? nin bugünkü pazaryeri olan semtte hendekler-çukurlar kazılarak mezar gibi hazır hale getirilir. Daha sonra erkekler eli kolu bağlı bir vaziyette ve kafileler halinde oraya yanaştırılıp başları kesilir ve o çukurlara atılır. Muhammed bu kesim işleminde Hz. Ali ve Zübeyr bin Avam?ı görevlendirmişti. Bilindiği gibi ikisi de Muhammed tarafında cennetle müjdelenmiştir. Ali ve Zübeyr kesim işine devam ederlerken Muhammed de bir yerde oturmuş onları seyrediyordu. Ayşe (Hz.) nin aktardığına göre, bu kesim işi sabahtan akşama kadar sürmüş. Erkekler idam edilirken, Yahudi kadınlar ve çocuklar da buna feryat edip saçlarını başlarını yolmuşlar.

(Vakıdi, Meğazi, 2/512-517)

NAMUSSUZ

Muhammed, bu Yahudilerin karıları ve kızlarından 16 tanesini özel olarak ayırıyor ve bunlardan Reyhane?yi kendine seçip geriye kalan 15 tanesini de diğer önemli dostlarına dağıtıyor.

Bir Yahudi:?Artık her şeyimize el koydunuz, hiç olmazsa gözlerimizin önünde namusumuza el uzatmayın? diyor. Fakat, Muhammed bunu dinlemiyor

(Kaynak: Vakıdi, Meğazi, 2/250)

KADIN TUCCARLIGI

?Beni Kureyza Savaşı?nda kadınlar bölüşülürken bana üç tane düştü; hepsini de sattım?

(Kaynak: Diyarbekiri, Tarihi Hamis,1/499 ve Vakıdi age 2/523-25)

SEKS DUSKUNU

Ebu Râfi (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), birgün bütün hanımlarına uğradı. Her birisinin yanında ayrı ayrı yıkandı. Kendisine:

"Ey Allah'ın Resulü dedim, en sonunda bir kere yıkansanız olmaz mı?"

"(Olmasına olur, ancak) böyle yapmak daha temiz, daha hoş ve daha paktır!" buyurdular."

Ebu Dâvud, Tahâret 86, (219).

TUZAKCI

"Nafi'ye yazarak savastan once musrikleri Islam'a davet etme hususunda sordum. Su cevabi verdi: "Bu Islam'in basinda idi. Resulullah aleyhissalatu vesselam Beni Mustalik'e ani baskin yapti. Adamlari gafildi, hayvanlari su kenarinda sulanmakta idi. Savasabilecekleri oldurdu, kadin ve cocuklarini da esir etti. O gun Cuveyriye validemizi esir almisti.

Bunu bana Abdullah Ibnu Omer rivayet etti. Abdullah bu orduya asker olarak katilmisti."

Buhari, Itk 13, Muslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633).

GADDAR

?Rasulullah?a (sallallahu aleyhi ve sellem), müşriklerin, gece baskınlarında öldürülen çocuk ve kadınları hakkında soruldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), ?Onlar müşriklerdendir? diye cevap verdi. Başka bir rivayette ise şöyle geçmektedir: ?Rasulullah?a (sallallahu aleyhi ve sellem), atlı bir grubun geceleyin düşmana saldırması esnasında, müşriklerin çocuklarından isabet alanların durumu ile alakalı soruldu. Bunun üzerine şöyle cevap verdi: ?Onlar babalarındandır.?

Sahihu Müslim Şerhi, Nevevi, 12/48-50

SUIKASTCI

Kim, Allah?a ve Rasulü?ne karşı savaşan kafirleri suikast ile öldürmenin ihanet olduğunu veya İslam?ın bunu yasakladığını söylerse, Kitap ve Sünnet?i yalanlamış ve sapıtmış olur. Nevevi (rahimehullah) şöyle der: ?Kadı Iyad der ki: Hiçbir kimse onu öldürmenin hainlik olduğunu söyleyemez. Ali bin Ebi Talip?in (radıyallahu anh) bulunduğu bir yerde adamın biri bunun hainlik olduğunu söylemiş, bunun üzerine Ali (radıyallahu anh) bu kişinin hemen boynunun vurulmasını emretmiş ve öldürülmüştür.?

Sahihu Müslim Şerhi, Nevevi, 12/160

CAPULCU

Resulullah (sav) bir ganimet ele geçirilince, Hz. Bilal (ra)`e emrederdi, o da halka yüksek sesle duyulur, askerler de ganimet olarak ne ele geçirmişse getirip teslim ederdi. Peygamberimiz (sav) de önce beşte birini (humus) alır, geri kalanı taksim ederdi. Bir gün, (Bilal`in) çağırmasından sonra bir adam kıldan mamul bir yular getirdi ve: "Ey Allah`ın Resulü, ganimet olarak biz de bunu ele geçirmiştik!" dedi. "Sen," dedi, "üç kere bağırdığı vakit Bilal`i işitmedin mi? O zaman niye getirmedin?" Adam, Resulullah (sav)`a (gecikmenin sebebiyle ilgili olarak kabul görmeyen) özürler beyan etti. Ancak neticede şu cevabı aldı: "Hayır! Bunu senden kabul etmiyorum. Kıyamet günü sen bununla birlikte geleceksin."

Kutubu sitte, Cihad, Ravi: Amr Ibn'il As

NEZAKETSIZ

Bir kadın, perde gerisinden Resulullah (sav)'a eliyle bir mektup uzattı. Resulullah (sav) elini derhal geri çekip: "Ne bileyim, bu el kadın eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadıncağız: "Kadın elidir!" deyince Hz. Peygamber (sav): "Sen kadın olsaydın, tırnaklarının rengini değiştirirdin" buyurdu. Bununla kına yakmayı kastetmişti.

Ebu Davud, Tereccül 4, (4166); Nesai, Zinet 18, (8, 142)

FEMININ HIJYEN UZMANI

Ensardan bir Kadın, Resulullah, (sav)`a hayızdan nasıl yıkanacağını sordu. Bunun üzerine, Aleyhissalatu vesselam da nasıl yıkanacaksa öyle emretti ve dedi ki: "Miske bulanmış bir (bez, pamuk vs.) parçası al. Onunla temizlen!" "Onunla nasıl temizleneceğim?" diye Kadın tekrar sordu. Resulullah: "Onunla temizlen!" buyurdu. Kadın tekrar etti: "Nasıl?" Resulullah: "Sübhanallah! Temizlen!" dedi. (Baktım ki anlamıyor;) Kadını kendime çektim ve: "O parçayı, kan bulaşığına tatbik et!" dedim...

Sahih Muslim, Hayiz, Hadis 3790

ZAMPARA

Aklında bir şeyler olan bir Kadın vardı. Bir gün Resulullah (sav)`a: "Ey Allah`ın Resulü! Benim sana bir ihtiyacım var!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ey ümmü fülan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacını göreyim" dedi. Kadınla birlikte bir sokağa gitti, Kadın da ihtiyacını arzetti.

Kutubu sitte, Ravi: Enes, Hadis 3434

Ben Hz. Enes (ra)`in yanında idim. Onun yanında bir kızı vardı. Enes dedi ki: "Resulullah (sav)`a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti ve: "Ey Allah`ın Resulü! Senin bana ihtiyacın var mı?" dedi. Bunun üzerine Enes`in kızı: "Bu kadının hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!" dedi. Enes: "Hayır, o senden daha hayırlı! Resulullah`a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona arzetti" buyurdu."

Sahih muslim, Nikah, Ravi; Sabit, 5621

NARSISIST

?Allahü teâlâ, İbrâhim oğullarından İsmâil?i seçti. İsmâil oğullarından Kinâne oğullarını seçti. Kinâne oğullarından Kureyş?i seçti. Kureyş?ten Hâşim oğullarını seçti. Hâşim oğullarından Abdülmuttalib oğullarını eçti. Abdülmuttalib oğullarından da beni seçti.?

?Ben, Abdullah, Abdülmuttalib, Hâşim, Abdü Menaf, Kuseyy, Kilâb, Mürre, Ka?b, Lüveyy, Gâlib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Huzeyme, Mudrike, İlyâs, Mudar, Nizâr, Me?ad, Adnân oğlu Muhammed?im.

Ibn Sa'd, Tabakat, Cilt 1, Sayfa 27

BATIL (ilkel)

Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur."

Ebu Davud, Et'ime 49, (3844); Buhari, Tıbb 58, Bed'ü'l-Halk 14; İbnu Mace, Tıb 31, (3504, 3505); Nesai, Fera' 11 (7, 178).

IKTIDARSIZ (Ilerleyen yaslarinda)

Allah'in Resulu cinsi münasebetlerde onceden gucsuz oldugunu soylerdi. "Sonra Allah bana tas icinde pismis bir et gonderdi. Yedikten sonra her zaman kendimde gerekli gucu hissettim"

Ibn Sa'd, Tabakat, Cilt 8

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...