Jump to content

Muhammed’in Torunu Hüseyin Doğduğunda 424.000 Melek Tebriğe Gelmiş.


Recommended Posts

dar düşünce sahipleri zaten ufak bi dairede hayat geçirenler ...

evliliği sehvete yoruyorlar...

halbuki büyük insanlar davasına hizmet ettirir

her anını adım atışını

sd

düşünceniz ne kadar d a dar ...

resulullah bütün insanlara örnek olmak için rehber olarak geldiğini de unutyorsunuz ...

said nursinin hayatını bile eleştiriyosunuz

boyle bi yaşam sahibini eleştiren ahmaktır ....yada tanımıyordur onu

neyse okuyun yukarıyı ...

Ya sen kuran paçavrasını,islam saçmalığını buradakiler kadar irdeleyen müslo mu gördün?

Bi git işne ya bilmiyomuşuz..İnsanlara örnekmiş rezilullah..peh..

Sen de tez vakitte bi sübyanı koynuna al da senden sonrakilere güzel örnek ol ok.. <_<

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 70
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben şahsen nurcu değilim ama bir müslüman olarak nurcuları sonuna kadar destekliyor,saidi nursi`ninde gayet aklı başında bir insan olduğunu savunuyorum.Kimse bana bu adam deli diye delil filan getirmeye kalkmasın çünkü ateistlerin getirecekleri delil benim için 5 para etmez.Bu ülkeye ne nurculardan nede saidi nursiden zarar gelmez ve gelmeyecektir tam tersine ülkeye faydalı gençler yetiştirmektedirler.Üniversiteler nur talebeleriyle doludur her ne kadar islam düşmanı kafirlerin zoruna gitsede.

tarihinde Karakter tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

alın bakalım mantıksızlar ...

peygamberimiz 52 yasındayken ne diye evlensinmis 17-18 yasında

bu soruyu senin gibi mantıksız biri sorar zaten

18 yaşındaki biriyle evlenmenin sapıklıkla ittiham etmek de ne ?

daha cok okumalısın

Bak okuda gör bunları sana söyleyenler ne kadar yalancı ve muhammed nasıl birisidir.

Muhammedin 9n yaşında kız ile evlendiği islam kaynaklarında sabittir.

O yüzden 18 yok 17 diyerek kıvırmayın.

ayrıca 18 bile olsa ne işi var 52 bir adamın 17 yaşında kız ile?

Üstelik bu adam peygamber.

Peygamberimizin eşleri şunlardır.

Hz. Hatice ®; Hz. Sevde binti Zem?a ®; Hz. Aişe ®; Hz. Hafsa binti Ömer ®; Hz. Zeynep binti Huzeyme ®; Hz. Zeyneb binti Cahş ®; Hz. Ümmü Seleme ®; Hz. Ümmü Habîbe (Remle binti Ebî Süfyan) ®; Hz. Cüveyriye binti Hâris ®; Hz. Safiyye binti Huyey ®; Hz. Mâriyetü?l-Kıbtiyye (Ümmü İbrahim) ®; Meymûne binti Hâris ®

Maşallah birde utanmadan sıkılmadan bu sapığı savunuyor.

Muhammed'in en tanınmış karıları:

1. Hatice

2. Sevde Binti Zem'an

3. Ebubekir kızı Ayşe

4. Ömer kızı Hafsa

5. Huzeyme kızı Zeynep

6. Ümmü Seleme (Hine)

7. Haris kızı Cuveyriye

8. Zeyd kızı Reyhane

9. Zeynep Binti Cahş

10. Ebu Süfyan kızı "Ümmü Habibe" (Remle)

11. Huvey kızı Safiye

12. Haris kızı Meymune

13. Sem'un kızı Marya Kıbti

Muhammed'in boşadığı kadınlar:

1. Dahhak kızı Fadime

2. Zabyan kızı Aliye

3. Kab kızı Mileyke

Muhammed'in nikahlayıp sonradan ayrıldığı kadınlar:

1. Numan kızı Esma

2. Kays kızı Kuiteyle

3. Esma veya Seba (Sena) Binti Salt

4. Necdet kızı Selma

5. Huzeyl kızı Havle

6. Seraf binti Halife

7. Yezit kızı Amre El-Gifariye

8. Yezit kızı Hind El-Kitabıye

9. Davud kızı Mileyke

10. Rufaa kızı Nesatlsat

11. Kab kızı Esma

12. Haris kızı (Saire) Kuteyle

13. Amr kzı Senba/Seyba/Sabiye

14. Cündüp bin Dimre Cind-i'nin kızı

15. Serahil kızı İmeyme (Binti Cevn)

16. Muaviye kızı Amre

17. Süfyan kızı Seba (Sena)

18.Ümmül Haram

19. Hakim kızı Leyla

Muhammed'in mehir parasını ödemeden aldığı kadınlar:

1. Haris kızı Meymune

2. Huzeyme kızı Zeynep

3. Ümmü Serik

4. Hakim kızı Havle

Muhammed'in cariyeleri:

1. Nefise

2. Cemile

Muhammed'in sözlendiği kadınlar:

1. Amir kızı Dubaa

2. Nuame Bel'anberi

3. Sehl kızı Habibe Ensariye

4. Cemre Binti Haris Bin Avf Bin Kab bin Zabyan

5. Sevde Kireşiye

6. Besame kızı Safiye

7. Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani (Fagite)

8. İsmi bilinemeyen bir kadın

Muhammed'in bazı nedenler yüzünden evlenemediği kadınlar:

1. Abbas kızı Ümmü Habibe

2. Hamza kızı Emame (Ammare)

3. Muhammed'e önerilen Baldızı

Muhammed'in ev işlerinde bakan cariyeler:

1. Bereke (Ümmü Eymen)

2. Emetullah binti Ruzeyme

3. Hudre

4. Redva

5. Sad kızı Meymune

6. Ruzeyne

7. Selma (Ümmü Rafi)

8. Marya (Ümmü Rebab)

9. Marya (Ceddetu'l Müsenna)

10. Ümmü İyas

11. Havle (Ceddetu Hafs)

12. Meymune binti Ebi Abis

13. Ümmü Dümeyre

14. Ümmü Ayas

15. Rebiha

16. Saibe

37 adet avrat

Peygamberimizin evliliklerini nefsanî ve şehevanî telâkki eden, eski zaman münafıkları gibi, yeni zamanın ehl-i dalaletine verilen kesin ve susturucu cevap, Üstad Bediüzzaman'ın izahıyla özetle şudur:

Okuyunda bu yalancı deli sahtekarın saçmalıklarını palavralarını görün.

Evliliğin iki ana gayesi vardır.. Biri neslin çoğalması, diğeri şehevanî duyguların meşru dairede tatmin edilmesidir.. Neslin çoğalması evliliğin illeti, yani en öncelikli gayesidir. Nefsanî arzuların tatmini ise o vazifeyi gördürmek için yaratıcı tarafından verilmiş cüzi bir ücrettir. Tıpkı şahsi hayatın devamı için yemeğin içine konulan lezzet gibi.

Gerek tarihî açıdan, gerekse insan yaratılışı açısından Peygamberimizin evliliklerini incelediğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor.

25 yaşına kadar, gençliğinin en heyecanlı çağında kavmi içinde bekar yaşamış ve hiçbir kadınla ilişkiye girmemiş, iffet sahibi olduğu, dost ve düşmanın ittifakıyla sabit olmuştur. Hatta kavmi ona her yönüyle güvenilen biri olarak "Muhammedül-Emîn" unvanını vermişlerdi.

Oysa içinde bulunduğu toplum, çok kadınla münasebeti normal addediyordu; Buna rağmen o, gerek 25 yaşına kadar ve gerekse daha sonraki hayatında pek çok hem de bakire kızla hayatını birleştirebilirdi. Ancak o, böyle yapmayıp kendisinden 15 yaş büyük, 40 yaşında dul bir kadınla evlenmiştir. Hem de bu evliliği eşi vefat edene kadar tam 25 yıl sürmüştür. Yani elli yaşına kadar tek ve dul bir hanımla yetinmiştir.

Çarpıtmanın bu kadarı 25 yaşına kadar açlıktan nefesi kokan muhammede kim kız verirdi?

25 yaşındaki bir adamın 40 yaşında hemde dul bir kadını almasının tek sebebi vardır oda o kadının zengin olması.

Hatice oraların en zengin kadını idi muhammedde her zaman yaptığı gibi kurnazlık ile bu hatice ile evlenmiştir.

Adama bak 40 yaşında dul bir kadın ile evlenen bir jigolonun yaptıklarını nasılda çarpıtıyor.

Muhammed bu evliliklerini koruma amaçlı yapmış haticenin 9 yaşındaki ebu bekirin kızı olan aişenin korunmayamı ihtiyacı vardı?

Onun evliliklerinde nefsaniyet olmadığının bir delili de

25 yaşındaki bir adamın 40 yaşında dul bir kadın ile evlenmesinin tek bir tane iyi niyeti olamaz.

O çağda gariban 40 yaşında başka kadın yokmuyduda muhammed en zengini ile evlendi?

, müşriklerin davasından vazgeçmesi için yaptıkları teklife verdiği cevapta saklıdır.

Müşrikler, amcası Ebu Talip'e gelip, "yeğenin eğer başımıza reis olmak istiyorsa onu reis yapalım veya en güzel kız ve kadınlarımızı ona verelim. Ta ki, bu davadan vazgeçsin." dediler.

Amcası bu teklifi ilettiğinde Efendimiz (a.s.m) şu karşılığı verdi:

"Ey amca! Eğer sağ elime güneşi, sol elime de ayı koysalar 'vallahi ben bu davadan yine vazgeçmem."

Geçmez tabi muhammed gibi aç gözlü birisi herşeyi almak var iken neden vaz geçsin.

Bu cevap onun neyin peşinde olduğunu, kadın gibi, reislik gibi insanların değerli addettikleri şeylerin onun nazarında ne kadar değersiz olduğunu ispata yeter.

Beyinsizler için yeetr ama bizler için yetmez hatta bir cevap niteliği bile yok.

Çünki ortada 25 yaşında iken 40 yaşında dul ve çağının en zengin kadını ile evlenen birisi var.

Adama sorarlar madem öğle neden muhammed gariban bir kadın ile evlenmedi diye.

Bu muhammedin ne olduğuna kesin ve tartışılmaz bir delildir.

İkinci evliliği ise Hz. Hatice'nin vefatından sonra yine yaşlı ve dul bir kadınla, Hz. Sevde ile olmuştur.

Hz. Sevde ile de üç yıl yaşadıktan sonra, yaklaşık 54 yaşına kadar hep tek kadınla yaşamıştır. İlginçtir ki, onun çok kadınla evliliği hayatının bundan sonraki son on yılı içinde gerçekleşmiştir Bu gerçekler karşısında evliliklerinde şehvani ve nefsanî arzuların tatmin gayesini aramak insan tabiatını ve tarihî gerçekleri inkar etmekle mümkündür. Ve bu yaklaşım asla insaflı ve mantıklı bir yaklaşım sayılamaz. Olsa olsa kasıtlı bir karalama maksadı taşır.

Muhammed otoriter bir kadın olan hatice ölene kadar tek kadınlıdır ve agriptirki kadınları dövün gibi ayetlerde hatice öldükten sonra inmiştir. Hatice öldükten sonra hayatının o kadar zamanını bu yaşlı kadın ile geçiren muhammed o öldüğü gibi 9 yaşında tazeler ile yatmıştır.

Hayatının son yıllarına rastlayan evliliklerinde yukarda zikredilen evliliğin dayandığı her iki gayenin, Neslin çoğalması ve nefsanî arzuların tatmininin bulunmadığını görürüz. Zira nesli, ilk eşi Hz. Hatice'den devam etmiştir. Daha sonraki evliliklerinde çocuğu olmamıştır. Sadece Mısır'lı Mariye'den İbrahim dünyaya gelmişse de bir buçuk yaşında vefat etmiştir.

Çocuğu olmamıştı ama çocuğu olmuştu. :lol:

Görüldüğü gibi evliliklerin ana gayesi olan neslin çoğalması, tarihî bir gerçek olarak Hz. Hatice'nin dışındaki evliliklerinde yoktur.

Geriye evliliğin ikinci derecedeki gayesi kalıyor, Yani nefsanî ve şehevanî duyguların tatmini. Peygamberimizin çok kadınla evliliğinde gerek fıtrat ve gerekse tarihî gerçekler açısından bu gayenin aranamayacağını gördük. Zira bir insanın nefsanî ve şehevanî arzularının en ateşli ve uyanık bulunduğu şüphesiz 15-45 yaş dönemidir.

Şayet Hz. Peygamber, bu dönemde birçok güzel kadınla evlenmiş, sonradan onları terkedip daha başka genç güzel kadınlar almış olsaydı, şehvanî hisleri tatmin yolunda ileri sürülen iddialar bir dereceye kadar haklılık kazanmış olurdu. Oysa o böyle yapmamış, tam tersine hayatının son on yılı içinde (53-63) aralarında Ümmü Seleme gibi yaşça ilerlemiş, ve birçok çocuğu olanlar da dahil, aldığı hanımları ileri yaşlarda ve dul olarak almıştır. Meselâ, Hz. Sevde 53 yaşında ve dul. Hz. Zeyneb binti Huzeyme, 5O yaşında ve dul. Ümmü Seleme 4 çocuklu ve 65 yaşında bir dul. Ümmü Habibe dul ve 55 yaşında, Meymune 2 çocuklu ve dul.

Aişe 9 yaşında bir taze.

Ama islami kaynaklar onun bir günde tüm karılarını dolaştığını gördüklerini söylüyorlar.

Hatta onun 30 erkek gücünde olduğunu söyleyende islamcılar.

Bir başka tarihî gerçek de şudur. Bu hanımlardan eceli gelip ölenlerin dışında hiçbirisinden de ayrılmayı düşünmemiştir.

Evet horoz kümesinden tavuk gitmesini istemez.

Gençlik çağı geçtikten sonra nefsanî ve şehvani arzularda gerileme olduğu inkar edilemez bir fıtrat kanunu ve yaratılış gerçeğidir.

İşte Peygamber Efendimizin çok evliliklerini tahlil ettiğimizde karşımıza bu ibretli tablo çıkmaktadır.

Gördüğümüz tek şey muhammedin yaşlı karılar ile para karşılığı evlenen bir adam olduğu ve bu olayı saptırmaya çalışan kişiler olduğunu gördük.

Özetle ifade edecek olursak, 15-45 yaş dönemindeki evliliklerde nefsanî ve şehevanî gaye aranabilir. Oysa Efendimiz, bu dönemde genç ve bakire kızlar ve kadınlarla evlenmemiştir. Tam tersine 40 yaşında, üstelik dul bir kadın olan, Hz. Hatice ile evlenmiştir. Ve bu evliliği Hz. Hatice'nin vefatına kadar sürmüştür.

Sonra ne olmuştur 9 yaşında taze aişe ile evlenmiştir.

neden ahtice sağ iken bunları yapmadıda o öldükten sonra yaptı bir fikrin varmı?

Yazının geri kalan kısımlarıda okullardan bahs etmişsin.

Bir daha kopyalarken hiç değilse alakasız yerleri sil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'in bütün evliliklerini 'ilahi bir hikmet'le açıklamaya çalışan Müslümanların bahane üretmek için 1400 senedir göbeği çatlıyor. Sayın arkadaşlar, ‘Keşke bizim sevgili peygamberimiz tek eşli yaşayıp da uslu uslu tebliğini yapsaydı, hem kendini hem bizi aptal zaptal kadın meseleleri ile zora sokmasaydı’ demek aklınıza gelmiyor mu? Olayın ‘akrabalık kurup İslam’ı güçlendirmek’ gerekçesine sığmadığı gün gibi aşikar. İşin eğlenceli -‘hazin’ mi demeli acaba?- tarafı bütün bu skandallar 'kutsal kitabınıza' da girip sayfalarca yer etmiş. Koca koca adamlar, sabah akşam bunları sanki bir marifetmiş gibi okuyup duruyorlar.

Aşağıda bunlardan hiç duymadığınız bir örneği okuyun da, 'sevgili peygamberinizin' küçük bir kız çocuğunun nasıl hakaret ve aşağılamasına uğradığını görün:

‘Resulallah, Hz. Hatice vefat ettikleri zaman çok üzüldü. Sevgili habibi böyle üzülünce, Yüce Allah, Cennet yapraklarından bir yaprağı, Cebrail vasıtası ile Resulallah Efendimize gönderdi. O yaprağın üzerinde Hz. Ayşe’nin sureti vardı. Cebrail , sevgili Peygamberimizin yanına geldiğinde şöyle dedi:

- Ey Allah’ın Resulü! Şanı yüce olan Allah’ın selamı var. O şöyle buyurur: “Bu yaprak üzerinde sureti olan kızı, biz sana semada iken nikahladık. Şimdi siz de onu yeryüzünde kendinize nikah ediniz.”

Cebrail böylece üzerinde Hz. Ayşe’nin resmi olan yaprağı Resulallah Efendimize verdi. Bunun üzerine Resulallah, kılavuzluk eden kadınları çağırıp bu resimdeki kızın kim olduğunu sordu. Onlar da Ebu Bekir’in kızı olduğunu söylediler. Peygamber, Ebu Bekir’i çağırdı.

- Ey Ebu Bekir! Kızını Allah semada Melekler arasında bana nikahladı. Yeryüzünde de onu nikahlamam için bana emir buyurdu. Şimdi sen kızın Ayşe’yi bana nikahlamalısın.

Hz. Ebu Bekir:

- Ey Allah’ın Resulü! Emrin başım üzerinedir. Fakat Ayşe henüz çok küçüktür. Mübarek hizmetinize layık değildir.

Bunun üzerine Peygamber:

- Ey Ebu Bekir! Eğer layık olmasaydı, Yüce Allah nikahlamam için emir buyurmazdı.

Bunun üzerine Ebu Bekir kızı Ayşe’yi Peygamberimize nikahladı.

Kızı Ayşe’ye gitti. Bir tabağın içine hurma koyup, Peygamber’e götürmesini söyledi ve şöyle dedi: “Babamdan istediğiniz budur. Bunun size yararı olup olmadığını anlamanız için gönderdi.” de. Ayşe hurma tabağını Peygamber’e götürdü. Önüne koydu.

Peygamber “Onu kabul ettik” dedi. Bu sözü üç kere tekrarlayan Resulallah, daha sonra mübarek ellerini Ayşe’ye uzatıp elbisesinin üst tarafını tuttu, kendine doğru çekip yüzüne baktı. Sevgili Peygamberin bu tutumundaki gayeyi anlayamayan Ayşe,

- Siz ki, dünyanın “Emindir” diye şehadet ettiği kimsesiniz, sizin bu hareketiniz ise buna aykırıdır.

dedi ve elbisesini zorla çekip babasının yanına döndü.’

(İslam’a Göre Kadın ve Cinsel Meseleler, s. 269-270, Abdullah Aydın, Mehdi Yayınları, İstanbul, 1988)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu hikaye bana geçenlerde TV lerede akseden bir olayı hatırlattı.

Hoca efendi müritlerinden birisini çağırır ve ona "allah senin karını bana nasip etti" der.

Bizim müritte çok mutlu ve gururlu bir şekide karısını alır hocaya götürür, aynı odaya koyar ve kabıda bekler.

Sonrada bu olayı başkalarına gurur içinde anlatır çünki, karısı hocası ile yatmıştır, bu olay bu gavat için çok gurur vericidir.

Tabi anllattığı kişiler arasında aklı başında kişilerde olduğu için olay açığa çıkar.

Bunlar kovadan taşan damlalar, birde hiç haberdar olmadıklarımız var.

Bu karısını hocaya götüren adam nasıl hocayı hala savunuyorsa bu müslümanlarda muhammedi o şekilde savunuyorlar.

Bu gibi sapık hocaların müridleri ile konuştuğunuzda, onlarında hocaları hakkında söyledikleri müslümanların muhammed için söyledikleri ile aynıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...

Iate böyleeeeee

Arhadaslar,Islami yayinlari fazla gurcalayipda,buralara ugrayan saf müslümanlari dinden cikarmayin.

Pur perest Hüseyinin dogumuna gelen 424 melek neye gelmiski?

Hüseyinin babasi putperest deyilmiydi?

Hüseyinde putperes dogduguna göre,ne isi vardi meleklerin Hüseyinlerin evinde.

Sonra bunlari putperest anasimi gördü,yohsa putperest babasimi.

Yosanam bu meleklerde putperestmiydiler?

Bahin olabülürde.

Insanin putperesti oliyda Melegin putperesti neden olmasin.

Müslümanlar iyice sacmaladilar.

Resmen, BIZ ATIYORUZ demektir bu sözler.

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben şahsen nurcu değilim ama bir müslüman olarak nurcuları sonuna kadar destekliyor,saidi nursi`ninde gayet aklı başında bir insan olduğunu savunuyorum.Kimse bana bu adam deli diye delil filan getirmeye kalkmasın çünkü ateistlerin getirecekleri delil benim için 5 para etmez.Bu ülkeye ne nurculardan nede saidi nursiden zarar gelmez ve gelmeyecektir tam tersine ülkeye faydalı gençler yetiştirmektedirler.Üniversiteler nur talebeleriyle doludur her ne kadar islam düşmanı kafirlerin zoruna gitsede.

İşte bu yüzden ülke bu halde zaten...

Link to post
Sitelerde Paylaş
..insan aklı küçük olduğundan meseleler dar aklına sığışmadığından hemen inanmaz inkar eder...

bu soruya kısaca cevap verelim ...

1) o kadar melek eve nasıl sığmış diye... kainatta sadece hem duyabildiğimiz hem görebildiğimiz hem hissettiğimiz duyu organlarımızın hepsinin algıladığı vücud mertebeleri yok ki...ışık elektrik hararet esir(sizin bildikleriniz) gibi cok cesitli vücudu bulunan alemler var ve bu alemler birbirlerine mani olmazlar (mesela su ışıga engel olmaz..demire hararet ısı akar elektiriğin gecmesine mani olmaz...)

Işık, elektrik başka konulardır.. Kainatta varolanları vücut organlarımız algılayamaz diyorsun.. Algılayamayacakları halde, varolduğu kesin olmayan bir şeyi nasıl iddia ediyorsun? Dahası bunu hangi düşünce ile bilimin karşısına çıkarıyorsun?

Kainatta varolan şeyler bellidir. Uydurma olanlar da bellidir. Şu meleklere dair bir kanıt getirebilir misin? Getiremezsin. Uydurma tebliğler, iddialar, efsaneler dışında bir içeriği yoktur bu konunun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

^

bazı meseleleri insan düşünür ancak dar aklı,meseleyi tam kavrayamadığından göremediğinden anlamaz inkar eder...

Ne kadar saçma olursa olsun , bu saçmalıkları savunmak için geliştirebildiğiniz tek savunma mekanizması "biz küçüçük beynimizle anlayamayız" oluyor.

Komik bir başlık güncelleyelim.

tarihinde CEBRrail tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...