TunBagaTarhan 0 Mart 14, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 14, 2008 gönderildi (düzenlendi) Peki bu rakamları neye göre hesaplarlar. Bunun için bir çok yöntem vardır. Kısa geçmiş için en çok kullanılan yöntem, C14 yöntemidir. Buda topu topu 40-50000 yıl öncesini hesaplar. Gel gelelim bu yöntem, kozmik ışınların tüm zamanlarda sabit geldiği, dolayısıyla Karbon-14 miktarının sabit kalacağı tezine dayanır. Gel gelelim , kozmik ışınların artık sabit gelmediği anlaşıldı. En sık kullanılan yöntem bile güvenirliğini kaybetti. Gelelim milyar yıllara kadar tarihlendirilen yönteme. Kararsız atomların radyoaktif bozulması. Elementlerin kararsız izotoplarının yarılanma sürelerine göre hesaplanıyor. Bozunma sonucu, mevcut atom sayısının yarıya inme süresi. Mesela uranyum toryum için 5 milyar yıla yakın yarılanma suresi varmış. Potasyum argon için 2 milyar yıl gibi. Sanki başlangıçtaki radyoaktif maddenin miktarını biliyorlarmış, kararsız atom sayısını biliyormuş gibi hesaplar yaparlar. Bu öyle 2 + 2 = 4 hesabına benzemez. Bilim adamlarının hayal gücünden başka bir şey değildir. İşte, milyar yaş, milyon yaş iddialarının temeli budur. Ne dersiniz? Çok sağlam değil mi? Ben ne yapayım şimdi bu Japon savaşcılarını? Ne dersiniz hehehehe Arkadasim siz ezikler yillardir Ingilterede British Museum daki "colde olmus adam" mumyasini "secdeye vararak olmus firavun Ramses" olarak tanitmadinizmi insanlara. Hangi sahtekarliktan bahsediyorsun? Bundan ote sahtekarlikmi olur. Bilim adamlari karbon 14 yontemiyle kemik yasini olcuyor. Siz bunu yeterli gormuyorsunuz. Kesin sonuc olduguna inanmiyorsunuz. Ama bir kitapta Firavunun secde ederek oldugu yazdigi icin Hristiyanlar tarafindan bulunmus bir mumyanin o bahsi gecen Ramses oldugunu soyluyorsunuz. Hangi testi yaptiniz ne tur bir arastirma yaptiniz bunun icin? Hicbirsey, sadece Kuranda yaziyor. Sen once bunu bir izah et. Ondan sonra bilim adamlarinin testlerine kafa yorarsin. Birde su yazilarindaki "BAKIN GORDUNUZMU milyonlarca insanin inandigi bir kavrami curuttum" havani sonlandir artik. Haline gulsemmi acisammi karar veremiyorum. "İşte, milyar yaş, milyon yaş iddialarının temeli budur. Ne dersiniz? Çok sağlam değil mi? Ben ne yapayım şimdi bu Japon savaşcılarını? Ne dersiniz hehehehe" Kendi kendine sorup, kendi kendine cevap veriyorsun. Evrimini tam tamamlayamamissin sen. Mart 14, 2008 tarihinde TunBagaTarhan tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
john 0 Mart 15, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 15, 2008 gönderildi Arkadasim siz ezikler yillardir Ingilterede British Museum daki "colde olmus adam" mumyasini "secdeye vararak olmus firavun Ramses" olarak tanitmadinizmi insanlara. Hangi sahtekarliktan bahsediyorsun? Bundan ote sahtekarlikmi olur. Bilim adamlari karbon 14 yontemiyle kemik yasini olcuyor. Siz bunu yeterli gormuyorsunuz. Kesin sonuc olduguna inanmiyorsunuz. Ama bir kitapta Firavunun secde ederek oldugu yazdigi icin Hristiyanlar tarafindan bulunmus bir mumyanin o bahsi gecen Ramses oldugunu soyluyorsunuz. Hangi testi yaptiniz ne tur bir arastirma yaptiniz bunun icin? Hicbirsey, sadece Kuranda yaziyor. Sen once bunu bir izah et. Ondan sonra bilim adamlarinin testlerine kafa yorarsin. Birde su yazilarindaki "BAKIN GORDUNUZMU milyonlarca insanin inandigi bir kavrami curuttum" havani sonlandir artik. Haline gulsemmi acisammi karar veremiyorum. "İşte, milyar yaş, milyon yaş iddialarının temeli budur. Ne dersiniz? Çok sağlam değil mi? Ben ne yapayım şimdi bu Japon savaşcılarını? Ne dersiniz hehehehe" Kendi kendine sorup, kendi kendine cevap veriyorsun. Evrimini tam tamamlayamamissin sen. Yobazın en büyük özelliği, yobaz olduğunu bilmemesidir. Bu nedenle yobazdır. Eğer bilse yobazlıkta diretirmi? Kim bile bile yobazlığı seçer? Hayır güzel kardeşim, yobazlık bilinçli bir şey değildir. Bilinçli olmadığı gibi, bu sıfata sahip insanın mantığının da saf dışı kalması gerekmektedir. Gerekmektedir ki; göremesin kendini.. Link to post Sitelerde Paylaş
dindar20 0 Mart 16, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 16, 2008 gönderildi Bu soruyu dindarlar atlamasın lütfen. Çernobil'de bu canlı nasıl yaşıyor? Hadi bakalım kolay gelsin Boldpilot samuray kardeşim, anibalın saçmaladığını neden görmüyorsun. Anibal samuray, önce diyorki, evrim milyonlarca yıl alan bir süreçtir. Ondan sonrada bak Çernobilde leb demeden leblebi oldu, mantarcım kısa sürede evrim geçirerek gamma ışınlarıyla kardeş oldu. Anibal samuraya sorsana bakalım, hani evrim uzun bir süreçti. Anibal ve andromeda samuraylar takmışlar bakterilere, virüslere. Göstersinler, şöyle etli butlu bir canlı evrim geçiren. Mesela ayıyı incelesinler. Tamam takıntıları var ama bu kadarda bakteri, virüs takıntısı olmazki. Sor bakalım onlara, mantar nasıl kısa sürede gamma ışınlarına dayanmayı başarmış ? Al işte bir başka samuray diyalektik. marsta evrim gösteremiyence anında arkasına bakmadan kaçıyor. Kaçma diyalektik samuray kaçma. Bakteriler yesin seni. John samuray kardeşimde bu yobaz evrimcileri çok güzel tarif etmiş. Allah razı olsun kendisinden. Bakteri gibi direniyorlar ama nereye kadar bilmiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Ebu Cehil 0 Mart 16, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 16, 2008 gönderildi Boldpilot samuray kardeşim, anibalın saçmaladığını neden görmüyorsun. Anibal samuray, önce diyorki, evrim milyonlarca yıl alan bir süreçtir. Ondan sonrada bak Çernobilde leb demeden leblebi oldu, mantarcım kısa sürede evrim geçirerek gamma ışınlarıyla kardeş oldu. Anibal samuraya sorsana bakalım, hani evrim uzun bir süreçti. Anibal ve andromeda samuraylar takmışlar bakterilere, virüslere. Göstersinler, şöyle etli butlu bir canlı evrim geçiren. Mesela ayıyı incelesinler. Tamam takıntıları var ama bu kadarda bakteri, virüs takıntısı olmazki. Sor bakalım onlara, mantar nasıl kısa sürede gamma ışınlarına dayanmayı başarmış ? Al işte bir başka samuray diyalektik. marsta evrim gösteremiyence anında arkasına bakmadan kaçıyor. Kaçma diyalektik samuray kaçma. Bakteriler yesin seni. John samuray kardeşimde bu yobaz evrimcileri çok güzel tarif etmiş. Allah razı olsun kendisinden. Bakteri gibi direniyorlar ama nereye kadar bilmiyorum. yoğurt ekmek peynir domates patates cips mısır yiyen kediler bi kaç yüz yıl gibi kısa sürede milyonlarca yıllık beslenme alışkanlıklarını değiştirerek siz gibi cahillere kapak olmuşlardır Link to post Sitelerde Paylaş
john 0 Mart 16, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 16, 2008 gönderildi marsta evrim gösteremiyence anında arkasına bakmadan kaçıyor. geyik adamsın sen:) sizleri bunları yazarken görmek sevindirici. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Mart 17, 2008 gönderildi Raporla Share Mart 17, 2008 gönderildi >>> Ondan sonrada bak Çernobilde leb demeden leblebi oldu, mantarcım kısa sürede evrim geçirerek gamma ışınlarıyla kardeş oldu. Elbette sen igib kaz kafalı moronların anlayabilmesi için daha açık yazmalıydık, haklısın.. Evrim neslilere sari bir olaydır. Binlerce nesil geçmesi gerekir. Mesele insan için beyin haciminin iki katına çıkması, yaklaşık 100 bin nesil gerektirmiştir.. Ne eder, 3 Milyon yıl filan işte.. Bir mantarın 100 bin nesli ne eder? Eh, 11-12 yıl filan işte.. Zira mantarların nesilleri dakikalarla ölçülür.. Elbette bunu bilmeyen siz kaz kafalı angutların böyle boş boş konuşması normaldir.. Link to post Sitelerde Paylaş
dindar20 0 Mart 18, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Mart 18, 2008 gönderildi Selamun aleyküm kardeşlerim Anibal samurayı şimdi köşeye sıkıştırdık. Konumuz mademki mantarlara geldi. Evrimcilerin nasıl bataklığa yuvarlandıklarını bi görelim. Evrimin en temel ilkelerinden biri, canlılar tek başlarına yaşam mücadelesi verir. Ancak iş mantarlara gelince, bu ile yerle bir olur. Mantarlarla bitkiler arasında, evrime inat, birbirlerini yaşatma mücadelesi vardır. Mycorrhizae denilen mantarlar, bitkilerin yaşaması için inanılmaz bir mücadele vermektedir. Adeta yavrusunu yaşatmaya çalışan bir anne gibi. Bu mantarlar, evrimciler büyük bir zevle yerle bir etmektedirler ve evrimcilerin görmezden geldiği konulardan biridir. Nasılki tavus kuşu evrimciler için bir kabustur, bu mantarlarda ayrı bir kabustur. Bir çok bitki, bu mantarlar olmadan hayatta kalamaz. Şimdi soralım bakalım bu bambamlara, bu yardımlaşmada ne demek oluyor he ne demek oluyor?????? Söylesenize aldatılmış samuraylar nedir bu yardımlaşma !!!!!!!! Gülermisin, ağlarmısın. Link to post Sitelerde Paylaş
Mutant 0 Haziran 29, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 29, 2008 gönderildi Söylesenize aldatılmış samuraylar nedir bu yardımlaşma !!!!!!!! Gülermisin, ağlarmısın. O yardimlasmayi Allah yapiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi (düzenlendi) konu ile ilgili bilgin yok anlşaşılan.. uzun yazmaktan sıkılan biriyim kısaca açıklayayımm kan uyuşmazlığındaki esas sorun anne kanı ile çocuğun kanının karışmasından kaynaklanır.. anne kanı ile çocğun kanı normalde birbirinden ayrıdır.. ancak doğum esnasında yada hamilelik döneminde annenin çocuğu besleyen damarları çatlayabilir ve kanları birbirine karışabilir. ilk çocukta annenin damarları henüz yıpranmamıştır..bu nedenle bu damar kolay kolay çatlamaz ve dolayısıyla anne kanı ile çocuğun kanının karışması çok nadirdir. oysa her yeni çocukta anne damarları biraz daha yıpranır ve çatlaması kolaylaşır.. dolayısıyla çocuk sayısı arttıkça kanların karışma ihtimali artar.. ikinci yada üçüncü çocukta kesin ölüm olur denilemez..ama ölüm ihtimali yüksektir denilebilir.. keh keh ateistlerin heyacanlı olduğunu bilirdim de dindarların heyacanlı olduğunu ilk defa gördüm.. sakin olalım lütfen, abartılacak bir olay değil Haziran 30, 2008 tarihinde cem81 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi >>> ilk çocukta annenin damarları henüz yıpranmamıştır..bu nedenle bu damar kolay kolay çatlamaz ve dolayısıyla anne kanı ile çocuğun kanının karışması çok nadirdir. Sen neler sayıklıyorsun ki? Bilmiyorsan sus, adam sansınlar.. Yoksa böyle sayıkladığın sürece, ancak bir soytarı sanılacaksın.. Gebelikte, kanın karışması muhakkaktır, zira, palsenta üzerinden antikor değiş tokuşu yapılır. İlk çocukta bu sorun olmaz, zira anne Rh- kana bağışık değildir. Ama ikinci çocuk anneden gelen antikorlar yüzünden ciddi tehdit altındadır.. Bu bir tehdit.. Anne 0 çocuk diğer gruplardansa, gene bir sürü risk ortaya çıkar ki, saymakla bitmez.. Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi (düzenlendi) >>> ilk çocukta annenin damarları henüz yıpranmamıştır..bu nedenle bu damar kolay kolay çatlamaz ve dolayısıyla anne kanı ile çocuğun kanının karışması çok nadirdir. Sen neler sayıklıyorsun ki? Bilmiyorsan sus, adam sansınlar.. Yoksa böyle sayıkladığın sürece, ancak bir soytarı sanılacaksın.. Gebelikte, kanın karışması muhakkaktır, zira, palsenta üzerinden antikor değiş tokuşu yapılır. İlk çocukta bu sorun olmaz, zira anne Rh- kana bağışık değildir. Ama ikinci çocuk anneden gelen antikorlar yüzünden ciddi tehdit altındadır.. Bu bir tehdit.. Anne 0 çocuk diğer gruplardansa, gene bir sürü risk ortaya çıkar ki, saymakla bitmez.. şu zavallıya bak hele.. cahil yobaz seni.. İlk çocukta bu sorun olmaz, zira anne Rh- kana bağışık değildir. ilkokul çocukları bile güler buna.. Rh- kana bağışıklık da ne demek.. dingil.. Rh- demek zaten ortada protein yok demektir.. olmayan birşeye bağışıklık mı kazandırıyorsun sen.. seni cahil... bilmediğin şeylere burnunu sokup başlığı kirletme.. sen git eğlen hopla zıpla..özgürlüpğün tadını çıkar..ateistleri aşar bu konular.. yada git ezberlerine bi dada bak.. ezberci palyoço seni Haziran 30, 2008 tarihinde cem81 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi Rh- kan bağışıklığı ne demek? Rh+ proteinine bağışıklık demek, elbette sen ne anlayacaksın ki, kabahat bende.. Teknik terim yazmamak lazımdı.. Moron, annenin kanı ne zaman bebeğin kanına karışıyor, doğumda yırtılmayla mı? Peki, ABO, Kell, Duffy gibi kan uyuşmazlıkları? Sayıklıyorsun işte, bilir bilmez.. Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi gel de çıldrma.. bilimin ateistlerin oyuncağı olduğunu görmek gerçekten çıldırtıyor beni.. anibal zavallısının şu iletidine bakar mısınız: Anne 0 çocuk diğer gruplardansa, gene bir sürü risk ortaya çıkar ki, saymakla bitmez.. ulan tehlikede olan çocuk mu anne mi? velev ki herhangi bir yırtılma nedeniyle anne ve çocuğun kanı karışırsa burada çocuk değil anne zararlı çıkar.. düldül.. ne yapalım adam katıksız bir ateist.. dolayısıyla ezberlediği her cümleyi yazmak zorunda.. Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi Rh- kan bağışıklığı ne demek? Rh+ proteinine bağışıklık demek, elbette sen ne anlayacaksın ki, kabahat bende.. Teknik terim yazmamak lazımdı.. Moron, annenin kanı ne zaman bebeğin kanına karışıyor, doğumda yırtılmayla mı? Peki, ABO, Kell, Duffy gibi kan uyuşmazlıkları? Sayıklıyorsun işte, bilir bilmez.. şu kıvırtmaya bak hele.. bilmiyorum demiyor da.. hey millet duyduk duymadık demeyin.. Rh- bağışıklık demek aslında Rh+ kana bağışıklık demektir.. zavallı seni... insan yanlış yaptım bilmiyorum der..ama nerde o cesaret.. mors olmazsın korkma..senin yüzünün sık sık morslaşmasına alışık biriyim.. aynı saçmalıkları evrim konusunda da yapmış ve ağzının payını fazlasıyla almıştın.. Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi bunu bir başlık haline getirip rezilliğini tüm siteye göstereceğim.. bi daha da bilimsel konulara o pis ateist elini atmazsın.. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi Angut, Rh- bağışıklığı, kendi kanında Rh+ olmamasından kaynaklanan bağışıklıktır.. Elbette bilmeyebilirsin, zira dediğim gibi, teknik terimdir.. Şu kendi sayıkladığın lafa bir bak: >>> velev ki herhangi bir yırtılma nedeniyle anne ve çocuğun kanı karışırsa burada çocuk değil anne zararlı çıkar.. Söyle bakalım ne olur? Anne Rh-, bebek Rh+, bir yırtılma oluyro ve bebeğin kanı anneninkine karışıyor.. Ne olur bu durumda? Anne ne zarar görür? Bebek veya anne her zaman ikinci gebeliğinde mi risk altındadır? Fetomaternal alloimmun trombositopeni nedir hiç duydun mu sen? Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi (düzenlendi) Angut, Rh- bağışıklığı, kendi kanında Rh+ olmamasından kaynaklanan bağışıklıktır.. Elbette bilmeyebilirsin, zira dediğim gibi, teknik terimdir.. Şu kendi sayıkladığın lafa bir bak: >>> velev ki herhangi bir yırtılma nedeniyle anne ve çocuğun kanı karışırsa burada çocuk değil anne zararlı çıkar.. Söyle bakalım ne olur? Anne Rh-, bebek Rh+, bir yırtılma oluyro ve bebeğin kanı anneninkine karışıyor.. Ne olur bu durumda? Anne ne zarar görür? Bebek veya anne her zaman ikinci gebeliğinde mi risk altındadır? Fetomaternal alloimmun trombositopeni nedir hiç duydun mu sen? bak bak bak.. yabancı terimler eklemeye başladı garibim.. senin o yabancı terimlerini ünide tek tek altını çizerek okudum canım yemezler.. hatanı örmeye çalıştıkça batıyorsun... aşağıdaki linki ezberle.. http://www.nuhoglu.com/kanuyus.htm orada herşey var..rastgele internette buldum..google de yazınca çıkıyo..ayrıntılı okumadım zira çok uzun..ama senin gibi ezberci biri için iyi bir oyuncak oyalanıp durursun.. bıktım artık sizin gibi ezbercileri mors etmekten Haziran 30, 2008 tarihinde cem81 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi Bana ne o linkten, şaşkın ördek.. Ama sana lazım olduğundan eminim.. Zira hala sayıklıyorsun ve bir cevabın yok.. Neymiş efenim, kan uyuşmazlığı, bir yırtık olurda kan karışırsa olurmuş, birde neymiş, anne zara görürmüş.. Aç o google'u da kendi bir oku bakalım, neymiş işin aslı.. Link to post Sitelerde Paylaş
cem81 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi Bana ne o linkten, şaşkın ördek.. Ama sana lazım olduğundan eminim.. Zira hala sayıklıyorsun ve bir cevabın yok.. Neymiş efenim, kan uyuşmazlığı, bir yırtık olurda kan karışırsa olurmuş, birde neymiş, anne zara görürmüş.. Aç o google'u da kendi bir oku bakalım, neymiş işin aslı.. keh keh son çırpınışlar Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Haziran 30, 2008 gönderildi Raporla Share Haziran 30, 2008 gönderildi Haid cem81, biraz daha kıvır.. Hadi.. Farzet ben yanlış yazdım.. Yanlış oldu.. Bu neyi değiştirir? Farzet, + yerine - ye bastım.. Yada aklımdaki -öğrendiğim ve bildiğim- terimi türkçeye yanlış çevirdim.. Hiç önemi yok.. Dahası, benim onu yanlış biliyor olmamında önemi yok.. Önemli olan senin, kan uyuşmazlıklarını doğumdaki yırtılmalarla gerçekleştiğini sayıklıyor olman.. Buyur, bunu bir göster hadi, görelim.. Tama ben cahil olayım, ezberci olayım.. Ama benim öyle olmam, senin şu anda kendini bir foseptik çukuruna soktuğun gerçeğini değiştiremiyor. Buyur, bize bu işin öyle olduğunu bir göster: Ben sana,i tonla ilk çocukta kan uyuşmazlığı, hemde Rh- kan uyuşmazlığı yaşanan vaka gösteririm.. Bunlara nasıl izahat getirirsin.. Yada sana daha ilginç bir şey sorayım.. Anne, kendisi doğarken, Rh+ bir anadan doğmuşsa, o zaman ne olur, bir düşün bakalım.. Bu "amanda yırtılma olurda, kanlar karışırda vs." lafları sayıklamaktan ibarettir.. Sana başka bir kan uyuşmazlığı göstereyim: HDFN.. Nedir onu sen biliyorsundur mutlaka, çok biliyon ya.. Bu sorun, yırtılma, kanama filan aramaz, annenin antikorları plasentadan geçer ve bebek büyürken bebeği yer bitirir. Genelde doğum sonraıs çabucak bebek ölür.. Buyur, buna bir cevap ver, nasıl iştir.. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts