Jump to content

KRİZ MİTİNGİ


Recommended Posts

Önce "Krizi fırsata dönüştürmek"ten söz edildi, "kriz bize teğet geçecek" denilmeye başlandı.. Sonra "Kriz bizi etkilemeye başladı, hedefimiz en az zararla atlatmak" denildi.. Erdoğan'dan finans sektörüne uyarı geldi: "Kredileri geri çağırmayın, reel sektör olmazsa sizde olmazsınız".. TÜSİAD'dan, Erdoğan'a uyarı geldi: "IMF ile anlaşmalısınız."..Dünyadaki ekonomik bunalımın etkileri kendisini yakıcı bir şekilde hissettirmesine rağmen, neo-liberal kafayla, saçma sapan sözler sarfedildi, hiç birşey yapılamadı.. "İyimser hava" yaratılmaya, "piyasalara güven verilmeye" çalışıldı.. Yalan sözler,vaatler, boş beklentiler ve burjuva kesiminde tam bir hayal kırıklığı.. Sonuç; neo-liberallerin hezimete uğraması.. Herşey denilenin tersi bir şekilde gelişimine devam ediyor..

Her bunalım, krizlerle beraber, genel bir buhrana yol açar.. Bir durgunluk ortamı oluşur.. Finanse edilemeyen ve yenilenemeyen sermayeyle birlikte "reel sektör" denilen kesimde de iflaslar başlar.. Binlerce işçi, işsiz kalır.. Sonuçta burjuvazinin açgözlülüğüyle, artı-derğer hırsıyla oluşan aşırı üretim kaynaklı bunalımın faturası emekçilere yüklenir.. Bugün likit sıkışıklığı olarak gösterilen krizlerin, borsa çöküntülerinin, yükselen kurların ve faizlerin asıl kaynağı da aşırı üretimdir. Paramsı ya da hayali sermaye üzerinden yapılan üretimdir, finansal enstrümanlarla kurulan ilişkiler ağıdır..

Oluşan saadet zincirinin bozulması ve finans kanallarının, bankaların bunalımdan nasibini almasıyla, sanayi kesiminin etkileneceğini, iflasların ve işten çıkarmaların yaşanacağını düşünmemek alıklıktır.. Zaten işten çıkarmalar yaşanmıştır ve devamı da gelecektir.

Tekstilde son iki yılda işten çıkarılanların sayısının 200.000 civarında olduğu söylendi.. İşsizlik ödeneği alanların sayısının ise bu yıl 42.000 kadar olduğu söyleniyor.. İşsiz sayısının Temmuz 2008'de geçen yılın aynı aynına göre 202.00 kişi artarak, 2.353.000 olduğu belirtiliyor.Çalışma çağına gelenlerin istihdam dışına çıkması bu sayıyı düşük gösteriyor. Bunlar olurken, açgözlü patronlar gözlerini İşsizlik fonuna bile dikebilmektedir..

Dünya Merkez Bankaları'nın ard arda "kurtarma paketi" adı altında piyasayı fonlamalarının,faiz indirimlerinin, gelecek olanı ötelemekten başka bir işe yaramadığı görülmüştür.. Her kriz dalgası karşısında senaryo üreten burjuva kalemşörleri, hükümet adamları kriz dalgası atlatıldığında "piyasalara güven geldi" diyerek köşelerine çekilmiştir.

Mali krizin son (5.) dalgasının ardından bugün Tayyip Erdoğan'da yine aynı şeyleri söylemektedir.. "IMF'ye ümüğümüzü sıktırmamak" için debelenip durmaktadır, ama doğalgaz zammıyla enflasyon %30'a fırlayı vermiştir.. Ne yapacağını bilemediği için, şimdilik ipini koparmış köpekler gibi oraya buraya saldırmaya, çatmaya devam etmektedir.. Hiçbir şey yapmamaktadır..Zaten yapabileceği pek birşey olduğu söylenemez.. Çünkü üretimdeki veya piyasadaki anarşi ile baş edilemez.. Piyasalardaki bu tıkanıklığı "aşabilmek", yani geçiştirebilmek için, devletin müdahalesi gereklidir. Devletin müdahalesi ise, IMF'nin kucağına oturmakla zaten eşanlamlıdır.

Herkes sermaye kesiminin içine düştüğü sıkıntıdan bahsederken ve aslında olmayan sermayeyi kurtarma derdine düşerken, milyonlarca insanın işsiz kalması ve açlıkla yüz yüze gelmesi üzerinde kimse durmamaktadır.. Doğru dürüst bir sosyal güvencesi olmayan işçi ve işsizler ordusunun halini kimse aklına getirmemektedir.. Hal böyle olunca, 29 Kasım'da yapılacak kriz mitingi de önem kazanmaktadır...Kriz dalgalarının ergenekon dalgalarına karıştığı bir ortamda, sermaye kesiminin yalan, düzmece, aldatmaca, karalamaca işine giriştiği bir anda, açlıkla yüzyüze gelen milyonlarca emekçinin sesini bir şekilde duyarabilmek gerekmektedir. Devletin yalan kampanyasının emekçi halkı aldatmaya yetmeyeceği ispatlanmalıdır.. Krizin faturası emekçi halka çıkartılmak istenmektedir.. Hayali sermayeyi, batık kredileri rahat rahat kurtarabilmek, yükünü emekçi halkın omuzlarına yükleyebilmek için hayali örgüt (Ergenekon) yargılamalarıyla gündem meşgul edilmektedir. Neo-liberaller, burjuvazinin bütün günahlarını birkaç çapulcunun üzerine yükleyerek, bütün lekelerini temizleyebileceklerini sanmaktadırlar.. Oysa "derin" devletin komedyası Ergenekon üzerinde senaryolar yazılıp çizilirken, hemen hemen her türlü şey Ergenekon'a bağlanmaya çalışılırken, "derin" devletin tragedyası Susurluk davasının üstü örtülmektedir..

Paracilar Ve İnsancilar

Paracılar,bireyciler(kapitalistler) ,hep kar ister, geniş kitleler yoksulluk ve sefalet ile koyun koyuna ,sonu gelmez bir karanlıkta ,kör olsun ister ,paracılar isterki halklar parça parça olsun işçiler ;güçsüz, iradesiz ,kul köle olarak kalsınlar hep,

paracılar isterki ,az işçi ile çok üretip, çok kar edeyim. Geride kalanlar ,gebersin ;hastalıktan, açlıktan ,suçtan ve çaresizlikten. Boğularak yaşasınlar, her gün ama hergün tekrar ölsün ister .

Zayıf olalım, çaresiz olalım ki yakaralım direnmeyelim ister paracılar(kapitalistler)

Toplumcular ,insancılar (sosyalistler) isterki ;emeğin kölece zincirleri kırılsın, herkes çalışıp üretsin, hayatın içinde olsun ,bir tek vebalı cüzzamlı yarınsız tecrit edilmiş yoksul ve yoksun bırakılmış kalmasın yeryüzünde.

Toplumcular isterki; paranın saltanatı bitsin emeğin köleliği son bulsun, hiç bir şeye muhataç olmasın insan, akıldan başka..

toplumcular isterki özel mülkiyet adı altında mülksüz bırakılan yığınların acısı son bulsun. Bitsin bu yağma ve yıkım dünya hak edenlerin olsun ve kurtulsun!

Toplumcular isterki ;

Pandaların, Kel aynakların, Koalaların ,Yabani keçilerin ,Balıkların Denizlerin ,Havanın ve Suyun ,nesli sürsün ,insan nesliyle kardeşçe bir arada!

Toplumcular dünyanın tüm yaşayan ve yaşamayan her parçası için özgürlük ister!

Bu özgürlüğü toplumcular işçi sınıfının devrimci önderliğinde mümkün kılıyor.

İŞÇİ SINIFI YA HER ŞEYDİR YA HİÇ BİR ŞEY

YA BARBARLIK İÇİNDE ÇÖKÜŞ YA SOSYALİZM!!!!!

Sorunlar karşısında birşeyler yapamamakta, bir yerde pasifleşmek, pasifleştirmektir.. Biz 29 Kasim'da alana çıkarak böyle bir platform olmadığımızı göstermiş olacağız.. Ve belki de herşey yolunda giderse, bu tür eylemlerimizin devamı da gelebilir.. Forum katılımcılarının bu konuya ilgi göstermesi gerekmektedir.. Sanalın ruhsuz, duygusuz ortamından, reelde işçi yoldaşlarla beraber olup, davalarına destek vererek onlarla empati kurulabilecektir..

-------------------------------------------------------------------

Kriz Için Eylem Klavuzu!!

Kapitalizmin ve sermaye sınıfının ifalasının faturasını ödemeye başladık .....

elektrikten doğalgaza, oradan odun kömüre, yakında doğal sonucu olacak iğneden ipliğe zamlar......

işten çıkarmalar,uzun vardiyalar.....

esnek çalışma ,kuralsız sendikasız sigortasız güvencesiz çalışmalar

yapısal bir sorun ve sonucu olan kapitalizmin dayattığı işsizlik gibi bir azgın canavarın pençesine düşeceğiz.

Küçük üreticiler bu tür sığ piyasalarda ve pazarların hızlı olmadığı dönemlerde batıp proleterleşeceklerdir

şimdi biz ne yapabiliriz önden ve ilk elden bunları tartışalım benim bir kaç önerim olacak

ülkemizde pek yaygın olmayan bir tarz , AKTİF BOYKOT ve eylem kültürünü geliştirmeli ve tabandan örgütler yaratmalıyız.

1-Doğalgaz ve elektrik kullanımını terk edebileceğimiz kadar terk edip, her gün çeşitli kampanyalarla bu sorun üzerinden eylemler yapmalıyız bu eylemleri iş yeri mahalle kampüs komitelerinden hareket ederek ortaklaştırmalıyız;

2-Her alanın öz sorunu üzerinden örgütlenmeli ve birleşik bir mücadele hattı yakalamalıyız (gençlik, işçiler, köylüler, emekçi, memurlar v.b.);

3-Elektrik, telefon, doğalgaz v.s. faturalarını ödemeyip kitlesel biçimde ilgili kurumları bloke edip işlemez hale getirebiliriz;

4-Borsayı durduracak bir eylem tezgahlamaya çalışmalıyız, borsayı bloke edebiliriz;

5-Örgütlü olan işçi kesimleriyle organik bağlar kurup, mücadeleyi birleştirip, onları daha ileriden talepler için mücadeleye yönlendirebiliriz

6-Parasız sağlık, parasız eğitim , sağlıklı konutlar, insan gibi yaşanacak çevre ve kent- köy yaşantısı......

Bu ve benzeri talepler için örgütlü birlikler kurup birleşebiliriz.

-------------------------------

Varsa benzer öneriler tartışalım. Bunların imkan ve olanaklarını hatta yaşadığımız sorunları tartışalım

Önümüz 29 Kasım bu 29 kasımda toplumumuzun tüm emekçi kesimleriyle omuz omuza.

KRİZİN FATURASI ZENGİNLERE

BİZ BAŞKA ALEM İSTERİZ !!!!

Demek için buluşalım

----------------------------------

not : KESK - DİSK - TÜRK İŞ'e bağlı sendikalar - MİMARLAR ODASI ve TÜRK TABİBLER BİRLİĞİ'NİN örgütlü olduğu illerden araçlar kaldırılarak tüm ülkeden katılım sağlanacaktır

Katılmak isteyen dostlar ve yoldaşlar, bu kurum ve sendikalara gidip isminizi yazdırın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...