Jump to content

Işıktan Hızlı Hareket Edilemez Efsanesinin Kaynağı Nedir?


Recommended Posts

  • İleti 178
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Takyon'lar sanal parcaciklardir. Onlarin isiktan hizli gidebilmesi normal bir maddenin gidebilmesi anlamina gelmez. Zaten takyon'larin gercek dunyada birseye karsilik gelip gelmedigi belli degildir.

Isiktan hizli gidememek, isiktan hizli gitme durumunda nedensellik yasasinin cignenecek olmasindan kaynaklanir. (Yani sonucun nedenden once gelmesi). Nedensellik yasasinin cignendigine hic tanik olunmadigindan, isiktan hizli gitmenin de mumkun olmadigi ortaya cikmaktadir.

Bir populer fizik kitabinda okudugum, bunun sebebini anlatan bir ornek hatirliyorum. Bu forumda daha once de vermistim bu ornegi.

Bir kavsak dusunun. Kuzey - guney dogrultusunda bir yol var ve dogu - bati dogrultusunda baska bir yol ile kesisiyor. Kavsagin guney ucunda, biraz geride bir gozlemci var. Kuzeyden, guneye dogru, kavsagin obur tarafindan kavsaga dogru hareket etmekte olan bir bisikletliyi gozlemliyor. Bir de dogudan batiya dogru hareket etmekte olan bir araba var, ve o da kavsaga yaklasiyor.

Farzedin ki bisikletli tam kavsaga ulastiginda, araba da kavsaga ulasiyor ve bisikletliye carpiyor, bisikletli de yere dusup oluyor.

Simdi bir de isin su yonunu dusunun. Arabadan gozlemciye gelen isik C hiziyla gelmektedir. Bisikletlinin kavsaga dogru geldigi bir V hizi vardir, ve bisikletliden gozlemciye gelen de bir isik vardir. Eger isik hizi asilabilsedi, bisikletliden gozlemciye gelen isigin C+V hiziyla gelmesi gerekecekti. Bu durumda ise, bisikletlinin isigi, gozlemciye arabanin isigindan daha erken ulasacagindan (arabanin isigi C hiziyla, bisikletlinin isigi ise C+V hiziyla geliyor cunku), gozlemci once bir bisikletin kavsaga geldigini, sonra durup dururken yere dustugunu ve bisikletlinin oldugunu, sonra da kavsaga bir arabanin vardigini gorecekti.

Halbuku gozlenen hicbir zaman bu degildir. Sonuc sebepten once hicbir zaman gozlenmez. Dolayisiyla, hem bisikletliden, hem de arabadan gozlemciye gelen isik C hiziyla gelmektedir, C'ye baska hiz eklenememektedir.

Bu yuzden de isiktan hizli hareket mumkun degildir.

Sevgili Mantık....

Bu sorunun ışık hızı ile alakası yoktur.

Işığın hızı gözlemcinin hızından bağımsızdır.

Senin de değindiğin gibi, ışık hızı C+V hızı ile hareket etmez. Işık hızı her zaman C'dir.

C her hangi bir değer olabilir.

C'nin saniyede 600 bin km olduğu bir evrende yaşadığımızı düşünelim.

Bu ışık hızı geçilmiş demek değildir.

Işık hızı saniyede 300 bin km değil, 600 bin km demektir.

Ve sonuç değişmeyecektir.

Eğer bilgi ışık hızı ile yayılıyorsa, o evrende bilginin yayılma hızı saniyede 600 bin km'dir.

Ama C+V gözlemlenmeyecektir.

Çünkü ışığın hızı gözlemcinin hızından bağımsızdır.

Gözlemcinin hızı ne olursa olsun, ışığın hızı her zaman C olarak kalacaktır.

Ayrıca...

Işığın hızını geçmek elbette mümkündür.

Işık hızını yine ışık geçebilir.

Bunun için farklı bir ortamın var olması gerekmektedir.

Çünkü ışığın hızını içinde yayıldığı ortam saptamaktadır.

Bilgi ışık hızından daha hızlı hareket edebilir mi?

Edebildiğini dolaşık (entengled) parçacıkların varlığından kesin olarak biliyoruz.

Bu konuda yaptığımız gözlemlerden şüphemiz yok.

Big Bang sırasında da ışık hızının aşıldığını kurguluyoruz. O kesin değil tabii ama mantıklı.

Çekim dalgaları ışık hızından hızlı hareket edebilirler mi?

Edebilirler elbette..

Bunu kesin olarak bilmiyoruz.

Çünkü çekim dalgaları gösterilmemişlerdir.

Bilginin ışık hızından daha hızlı hareket edemediği iddiası doğru olmayabilir.

Çünkü çekim dalgalarının varlığını ve hızını bilmiyoruz.

Onların hızını ölçemiyoruz.

Çekim dalgalarının ışık hızını geçemeyeceği hakkında tek bir delil bile yoktur.

Çekim dalgaları dolaşık parçacıklar gibi hareket ediyor olabilirler......

Ve muhtemelen ediyordurlardır da.........

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki ışığın "yavaşlaması" nasıl açıklanır?

Mesela suda ışığın daha "yavaş" gittiğini biliyoruz, ne olmaktadır ki boşlukta C ile giden fotonlar, suda 0.9C ile gidiyorlar. Bu ışığın soğrulması ile açıklanamaz, fotonlar diğer atomlara çarpıp soğrulurlar, bunu anlamlandırabiliriz ama suya giren ışığın yavaşlamasını, sudan çıkan ışığın ise "hızlanmasını" nasıl açıklarız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Çekim dalgalarının ışık hızını geçemeyeceği hakkında tek bir delil bile yoktur.

Sevgili Hacı, kızma ama, malum moronlarla muhatap ola ola onlara benzemiş gibisin :)

Sanki bir an "Yok olduğunu kanıtlayın" diyecekmişsin gibi geldi..

Olmayan bir şeyin ışık hıznı geçip geçemeyeceğini tartışıyor olmak çok vahim bir durum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> Çekim dalgalarının ışık hızını geçemeyeceği hakkında tek bir delil bile yoktur.

Sevgili Hacı, kızma ama, malum moronlarla muhatap ola ola onlara benzemiş gibisin :)

Sanki bir an "Yok olduğunu kanıtlayın" diyecekmişsin gibi geldi..

Olmayan bir şeyin ışık hıznı geçip geçemeyeceğini tartışıyor olmak çok vahim bir durum..

Çekim dalgaları yoktur diyemeyiz. Einstein'ın genel görelik kuramına göre olmaları gerekiyor.

Aktif bir şekilde aranıyor bu dalgalar.. Çok zayıf olduklarından gösterilmeleri zor deniyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"""""Bu biraz yanlış öngörü hacı.. Uzay dokusu eğilip bükülüyorsa, hız o doku üzerinde gene ışık hızı olarak kalacaktır. Işıktan hızlı gidemezsiniz. Ama uzayı becerip bükerek arada bir delik açıp oradan gideceğiniz yere daha çabuk gidebilirsiniz, belk, neden olmasın?"""""

Anibal bey ,bende bunu Taşkın Tuna 'nın kitabında okumuştum."" Uzay zaman ağında gülle "" ye falan girmye gerek yok..

Normal bir dosya kağıdının iki ayrı ucuna birer nokta koyalım. Bu noktaları birbirine en kestirmeden, düz bir çizgi ile bağlayabiliriz. Ama bir yol daha var. Kağıdı bükerek bunları birbirine en yakın hale getirebiliriz. ( Her nasıl olacaksa artık ) uzay zamanı nı bükebilirsen ,100 ışık yılında gideceğin zamanı 1 kaç ışık saniyesinde gidebilirsin.

Ama gene ışık hızında hareket etmen lazım.

Başka bir şey : Güneşten an itibari ile yola çıkan ışık Plüton gezegenine 5.5 saat sonra varacak. Biz ışık hızında hareket ediyor olsaydık ,ve plüton 'a gidiyor olsaydık bu 5.5 saatlik zaman 8 dk oynama gösterecekti.

( Dünyadan hareket ettiğimizi var sayarsak )

Link to post
Sitelerde Paylaş
Normal bir dosya kağıdının iki ayrı ucuna birer nokta koyalım. Bu noktaları birbirine en kestirmeden, düz bir çizgi ile bağlayabiliriz. Ama bir yol daha var. Kağıdı bükerek bunları birbirine en yakın hale getirebiliriz. ( Her nasıl olacaksa artık ) uzay zamanı nı bükebilirsen ,100 ışık yılında gideceğin zamanı 1 kaç ışık

Bu ışık hızını aşmak değildir. Bu uzay zaman dokusunda "yırtık" açıp kestirme yoldan gitmektir. Yani işin hızla alakası yok. Alınan yol kısaltılıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Çekim dalgaları yoktur diyemeyiz. Einstein'ın genel görelik kuramına göre olmaları gerekiyor. Aktif bir şekilde aranıyor bu dalgalar.. Çok zayıf olduklarından gösterilmeleri zor deniyor.

Sevgili Hacı, mesele bu değil.. Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir elbette.. Ama Einstein yanılmış olabilir vs. ayrı bir tartışma..

Bizim bağlamımızda mesele, varlığı bile henzü sorgulanır haldeki o dalgaların ışık hıızndan hızlı gidip gidemediği.. Bu, varlığı malum olan Zeus'un şarap bağları arasnıda nemf ve sirenlere dolu bir kamelyasının olup olmadığını tartışmak gibi abes bir şey..

Ama tartışmak iyidir hacı, sen genede devam et..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorun o dalgaların var olup olmadıkları değil.

Eğer varlarsa ışık hızından daha hızlı yayılıp yayılmadıklar sevgili Anibal.

Onların kuramsal olarak varlığını kabul ettikten sonra hızlarını düşünmek hiç de mantıksız değil.

Ama öyle dalgalar yoktur denirse onların hızını tartışmak, yaşamadığına inanılan Muhammed'in karakterini tartışmaya benzer.

Ama burada yokun kanıtlanması söz konusu olduğu için çözümü zor bir sorun ortaya çıkıyor.

Einstein'a göre gök cisimleri uzay-zaman dokusunu deforme ediyorlar ve büyük cisimlerin etrafında geodesic denen yollar ortaya çıkıyor.

Işık o yolları izliyor ve çekime maruz kalıyor. Kütlesiz ışığın çekim gücüne maruz kalma nedeni o.

Ayrıca gök cisimleri birbirlerinin etrafında yine geodesic'leri izleyerek dönüyorlar.

Bu kavramda bile hız devreye giriyor. Uzay-zamanın deforme olması instantane bir olay mı, yoksa ışık hızında mı hareket edililiyor.

Bu dalgalar gösterilemedikleri için bu husus bilinmiyor.

Bu sana bir şaka gibi geliyor belki ama, bilim çekim dalgalarını aktif olarak araştırıyor.

O dalgaları göstermek için, çekimin son derece büyük olduğu binary yıldız sistemleri yakından inceleniyor.

Uzaya gönderilen birkaç uydu aracılığı ile bu konu ile yakından ilgili araştırmalar yapılıyor.

Çekim dalgalarının olmadığı belki de hiç bir zaman kesinlik kazanmayacak.

O dalgalar gerçekten var olmasalar bile, var olduklarını kabul etmek zorunda kalınabilir.

Çünkü kuramsal da olsalar çekim dalgaları ile bazı gözlemleri açıklamak mümkün oluyor.

Bilim böyle ilerliyor.

Önce kuramsal bir parçacığın olması gerektiği tezi ortaya atılıyor.

Çok sonraları o parçacık bulunuyor.

Higgs bozonu da bulunabilir. Bulunmayabilir de..

Ama bulununcaya kadar veya bulunmasına gerek olmadığı anlaşılana kadar, bu bozon aranacak ve var olduğu kabul edilecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle madde nedir,anti madde nedir,ışık nedir bunları belirlemek gerekir. Bunların ne olduğunu ve hareket biçimlerini kapsayan kanıtlanmış fiziksel gerçekleri anlamadan söyleyeceğinniz her söz boş spekülasyondan ve hayalden ibaret olacaktır.

Işık hızının sabit ve geçilemez olma nedeni basittir. Işık hızı demek ışık demektir ve ışık kendi bağıl halinde zamandan muaftır. Dolayısıyla aslında ışık hareket etmez, ışık olsaydınız maddenin değişim hızının çok çabuk olduğunu zannedecektiniz. Işık olsaydınız bir anda güneşler oluşup ölecekti ve aslında bir an tarifiniz bile olmayacaktı çünkü o an sonsuz zaman ile aynı anlama gelecekti.

Anlamadınız mı? Bu nasıl olur, ışığın sınırlı bir hızı var ölçebiliyoruz mu diyorsunuz? Ölçtüğünüz kendi zamansal süreciniz içersindeki fotonun, iki farklı uzay-zaman bölgesi arasındaki yer değiştirmesinin ne kadar zaman aldığıdır. Yani siz ışık bir saniyede buradan 300 000 km öteye gider dediğinizde kendi uzay-zaman eğrinizden bir yorum yapmaktasınızdır. Hızınızı ne kadar arttırsak da ışığın uzaklaşma hızı yine aynı ölçülecektir. İşte sıradan insanın aklının almadığı bu nokta, aslında zamanın da hızın da ne olduğunu açıklayan temel noktadır ve özel görelilik tam da bu konuyu açıkladığı için deneylerle uyuşup kanıtlanmıştır.

Maddeyi hızlandırmak demek ona eşlik eden enerjinin arttırılması anlamına gelir ve bu aynı zamanda maddenin dıurağan hale göre kütlesinin de artması demektir. Bir elektronu 299 999 km/sn hıza ulaştırabiliriz çünkü elektron çok küçüktür. (Işık hızının tam 300 000 km/sn olduğunu kabul edersek) Ancak 299 999,99 km/sn daha hızlandırmak için çok daha fazlasına ihtiyaç var. Peki tam ışık hızı için ne kadar enerji gerekiyor?

Sonsuz.

Elektronlar çok hızlı hareket ederler, ancak ışık hızına elektron halinde ulaşamazlar. Ancak ışık hızına ulaşabilirler. Nasıl sonsuz enerjiyi nereden alıyorlar? Bir elektron pozitron ile karşılaşabilir ve onunla çarpışırsa kütlesiz ve yüksüz fotonlara dönüşür o zaman.

Pozitron nedir? Anti elektrondur. Niyedir? Pozitron zamanda geri gittiği için ters manyetizma yaptığı gözlenir. Hızı nedir? Işık hızından biraz az ve elde tutmak zor çünkü her yerde madde bulunduğundan hemen yokolur.

Pozitronun minimum hızı nedir? Pozitron yavaşlatılabilir mi? Zor. Aslına bakılırsa anti maddenin minimum hızı ışık hızıdır. Yani aslında pozitron zamanda geri giden pozitif yüklü algıladığımız normal bir elektrondur. Fakat onun hızını kendi uzay-zamanımızda ne ışıktan hızlı ölçebiliriz ne de yükünü değiştirebiliriz. Burası madde evreni ve her şey kendi bağıl ölçülerimiz dahilinde gerçekleşmek zorunda.

Bu nedenden uzay-zamanımızdaki maddesel yani baryonik evreni oluşturan fiziksel yasalar geçerli. Aynı nedenden madde için limit hız ışık hızı çünkü ışık,madde ile anti madde ve foton geçişini belirleyen durum.

Aynı nedenden evrenin başlangıç anı ilk saniyelerden sonra sonsuz zamana uzar,aynı nedenden madde-anti madde oranının maddece baskın olmaması durumunda zaman tersine işleyebilir ve bağıl zaman olgusu ortadan kalkar. Aynı evrensel yasalar nedeniyle sanal bir anti madde evreninde olsanız bile anti maddeden oluşacağınız için yine ışık hızı limit hız olup,madde denilen ters zamanda hareket eden fakat koruyamadığınız kararsız yapılar göreceksiniz. Kuram budur ve kanıtlanmıştır. Efsane olan olmayan bir yaratıcı, akıllı tasarım gibi spekülatif mitolojik hayali varsayımlardır. O yüzden de kanıtları yoktur lafla yıldız gemisi yürütülüp, ya tutarsa mantığı ile ya ışık hızı limit değilse şeklinde göle maya çalınırken göl ve mayanın özellikleri hiç düşünülmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Işıktan hızlı hareket edilemez" demenin bilimsel bir dayanağı yok. Bu sözün izafiyet teorisinin eksik anlaşılmasından kaynaklandığını sanıyorum. Ancak kütlesi olan parçacıklar ışıktan hızlı hareket edemez. (yukarıda da hep söylendiği gibi). Olmayanlar da ışık hızında seğirir.

Ya da şöyle diyelim: Kütlesi olan parçacıklar, zaten ışıktan yavaş hareket ettiği için kütlesi vardır. Genel İzafiyet Teorisine tersten bakmanın sonucu bu. Einstein'in da yöntemi; hani: yerçekimi ivmeye sebep olur, o zaman ivmeye sahip herhangi bir kütlenin hareketinin, düşen bir cisminkinden hiç farkı yoktur... gibi. Yani yerçekimi etkisi yaratmak için illa dev bir gezegene ihtiyaç yoktur.

O zaman, kütle yaratmak için illa bir kütleye ihtiyaç yok; Bir şeyi ışık hızından yavaş hareket ettirirsin, o şey kütle sahibi olur... (biraz havada gibi oldu ama, ifade edebilmişimdir belki)

genel izafiyete göre, cismi ivmelendirip ışık hızına çıkarmak için sonsuz enerji kullanmamız lazım. Fakat kütle sıfır olduğunda enerjinin sonsuz olması gerekmez. Aslında cismin kütlesi negatif ise, hızını arttırmak için enerji vermen gerekmez, bu sefer enerji almalısın, zaten ışık hızını geçmiştir. Takyon böyle bir nesneydi teorik olarak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci,

Bu sorunun ışık hızı ile alakası yoktur.

Işığın hızı gözlemcinin hızından bağımsızdır.

Verdigim ornek isigin neden C'den hizli hareket edemeyecegini gosteriyor gibi sadece ama aslinda dusununce isiktan baska seyleri de etkileyen bir durum ortaya cikiyor.

Isik hizini gecen sey, isik degil, normal cisim de olsa ortaya ayni durum cikiyor. Sonucta isik hizini asan bu cisimden gozumuze gelecek isik, sonucu sebepten once algilamamiza neden olacaktir. Isik hizini asmak, bir bakima, zamanda da geriye gitmek anlamina gelecektir.

Zaten bu yuzden takyon'larin (yani isiktan hizli hareket ettigi dusunulen sanal parcaciklarin) zamanda da geriye dogru yolculuk ettigi dusunulur. Bu parcaciklar, bugun yola cikarlarsa, hedeflerine dun varabilirler.

Isiktan hizli hareket fikri, tum algilayisimizi, evrenle ilgili bildigimiz her seyi alt ust etmektedir.

Işık hızını yine ışık geçebilir.

Bunun için farklı bir ortamın var olması gerekmektedir.

Çünkü ışığın hızını içinde yayıldığı ortam saptamaktadır.

Bunun bir yolu, yani en azindan bilim kurgu hikayelerinde ve bilim kurguyu andiran bazi populer bilim kitaplarindaki sekli, uzayin bukulmesi mantigina dayaniyor. Eger uzay buzusturulebilirse, bu egilip bukulmus olan bolgeden isik hiziyla ya da daha dusuk bir hizla gecen bir cisim, diger bolgelerin bakis acisindan isik hizini asmis gibi gorunecektir. Star Trek ve benzeri bazi bilim kurgu hikayelerindeki "Warp Drive" fikri bu mantiga dayanir.

Dolayisiyla, isik hizini asmanin teorik olarak boyle bir yolu vardir. Tabi pratik olarak, hickimse uzayin nasil bu sekilde bukulebilecegini bilmiyor.

Bilgi ışık hızından daha hızlı hareket edebilir mi?

Edebildiğini dolaşık (entengled) parçacıkların varlığından kesin olarak biliyoruz.

Bir bilim dergisinde okudugum bir yaziya gore, dolasik parcaciklarin arasinda bir bilgi transferi gerceklesmemekte, bu yuzden de bunlar ozel relativite kuramini cignememektedirler.

Ozel gorecelik kurami, sadece bir transferin oldugu, veya bir yerden baska bir yere hareketin oldugu durumlari kapsar. Entangled parcaciklarin nasil olup da birbirleriyle ilgili bilgilere aninda sahip oldugunu fizikcilerin nasil acikladigini bilmiyorum ama bildigim kadariyla isin icinde bir hareket ya da bir bilgi transferi olmadigini dusunuyorlar.

Big Bang sırasında da ışık hızının aşıldığını kurguluyoruz.

Burada da bildigimiz bir cismin bir hareketi soz konusu olmadigindan, ozel gorecelik teorisinin kapsamina giren ve bu teori tarafindan kisitlanacak birsey yok benim bildigim kadariyla.

Yani uzayin kendisinin genisleme hizina limit koyan bir teori degil ozel gorecelik teorisi. Bu teori sadece hareketi ve hareket eden cisimleri sinirliyor. Bir hareket yoksa (ornegin entangled parcaciklar arasinda bir yerden digerine giden bir bilgi transferi yoksa), ozel gorecelik teorisi acisindan ortada bir problem kalmiyor. Uzayin kendisinin genislemesi, bir hareket anlamina gelmediginden, ozel gorecelik teorisi acisindan bir sorun teskil etmiyor diye biliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mantık

Işıktan hızlı, hatta belki de sonsuz hızla harekt etmek özel görelik kuramını çiğnemez.

Çünkü hem özel hem de genel görelik kuramlarına göre ışıktan hızlı hareket edilebilir.

Dolayısıyla ışıktan hızlı hareket edilemez iddiası bir efsanedir.

Kimin ortaya attığını bilmiyorum.

Ben önce bunu vurgulamak istiyorum.

Üzerinde durmak istediğim ikinci husus dolaşık parçacıklardır.

O parçacıklar arasında bir tür bilgi alışverişi olmalıdır ki, birbirlerinin akibetini bilebilsinler.

Normal insan mantığı böyle düşünüyor.

Bu yanlış bir düşünce olabilir ama, onun yanlış olduğunu bir insandan duymak istemem doğrusu.

Üçüncü husus uzayın genişlemesi ve evrenin ilk ortaya çıktığı andaki koşulların uzayın ışık hızından daha hızlı genişlemesine izin vermesi.

Burada daha da büyük bir sorun var.

Çözümü olanaksız bile diyebilirim. Tabii yine insan mantığı açısından.....

Diyelim uzay genişliyor.

Peki bu genişleme galaksileri nasıl oluyor da birbirlerinden uzaklaştırıyor.

Bu galaksiler uzaya tutunmuşlar mı?

Bu galaksileri uzay itiyor mu?

Bu bağlamda itici bir güçten bahsediliyorsa onu anlayabilirim.

Karanlık enerji örneğin..

Ama bu da bir hipotez. Kuram bile değil.

Nasıl bir mekanizma ile milyarlarca galaksiyi ışık hızına yakın hızlarla itebiliyor?

Düzgün insan mantığı ile düşündüğümüz zaman, quantum fiziği sağduyumuz ve rasyonalitemizle bağdaşmıyor.

Quantum fiziğinin öngördüğü ve hatta laboratuvarda deneylerle açıkça demonstre ettiği gözlemler de insan mantık, sağduyusu ve rasyonalitesi ile bağdaşmıyor.

Hal böyle iken ne zaman konusunda, ne de ışık hızı konusunda son sözü söyleyemez, şu olmaz bu olur gibisine yorumlar yapamaz, kesin olarak doğru olduklarına inandığımız kuramlar geliştiremeyiz.

Hiç kuşkusuz bugünkü halleriyle hem Einstein'ın görelik kuramları, hem de quantum mekaniği ile igili kuramlar doğru olamazlar.

İkisinin de yanlış ve eksik yönler olmalıdır. Bu bir zorunluktur.

Onların birbirleri ile uyuşmasını sağlamadan, evrendeki düzenini anlayamayız.

Selamlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Işıktan hızlı, hatta belki de sonsuz hızla harekt etmek özel görelik kuramını çiğnemez.

Çünkü hem özel hem de genel görelik kuramlarına göre ışıktan hızlı hareket edilebilir.

Dolayısıyla ışıktan hızlı hareket edilemez iddiası bir efsanedir.

Soyle demek daha dogru olur belki: isik hizinin asilip asilamayacagi konusu, Einstein'in ozel relativite teorisinin kapsaminin ve ne dediginin tam olarak anlasilmamasindan kaynaklanir.

Relativite teorisine gore, bir madde (kutlesi olan birsey) veya bir sinyal isik hizini asamaz. Ama bu 'isik hizi asilamaz' anlaminda degildir.

Ornegin dalgalarin 'faz hizi' ve 'grup hizi' tanimlidir. Grup hizinin isik hizini gectigi durumlar vardir ve deneysel olarak gosterilmistir.

Fakat grup hizinin isik hizini asmasi Einstein'in relativite kuramini cignemez, cunku burada bir 'bilgi tasima' veya bir 'seyahat' soz konusu degildir.

Evrenin genislemesinde de bir 'seyahat' soz konusu degildir.

Bir grup lise ve universite ogrencisi, baslarindaki ogretmenlerinin yardimiyla, ses dalgalarinin isik hizini astigi bir deney gerceklestirmistir. Ve bu deneyi, bir bilgisayarin ses karti ve plastik borular kullanarak, cok basit bir duzenekle gerceklestirmislerdir.

Fakat burada da relativite teorisinin kisitladigi anlamda hareket eden bir sey olmadigindan, bu da ozel relativiteyi ihlal eden bir durum degildir.

Üzerinde durmak istediğim ikinci husus dolaşık parçacıklardır.

O parçacıklar arasında bir tür bilgi alışverişi olmalıdır ki, birbirlerinin akibetini bilebilsinler.

Kuantum fiziginin bir yorumuna gore, gercekten de bu parcaciklar arasinda bir bilgi transferi olmalidir. Fakat herkes boyle yorumlamiyor. Yorumlamayanlar nasil yorumluyor, onu bilmiyorum.

Fakat boyle yorumlayanlarin bakis acisindan olaya yaklasan Smarandache hipotezine gore, evrende bir ust hiz limiti yoktur ve hatta sonsuz hiz olasidir.

Fakat pek cok uzmanin yorumuna gore, bu hipotezin uygulanabildigi durumlar sadece reel bir kutlesi veya tasidigi bir bilgi olmayan birimler, ve tunel etkisinin gecerli oldugu non-lokalite durumlaridir. Dolayisiyla, bunu relativite teorisine bir tehdit olarak gormemektedirler.

Bunu diyen fizikcilerin verdigi ornek, wavefront velocity ile phase velocity (faz hizi) arasindaki farktir. Faz hizinin wavefront hizini gectigi durum olagan bir durumdur, fakat bu herhangi bir gercek enerjinin isiktan hizli hareket ettigi anlamina gelmemektedir.

Hiç kuşkusuz bugünkü halleriyle hem Einstein'ın görelik kuramları, hem de quantum mekaniği ile igili kuramlar doğru olamazlar.

Bence de oyle. Ikisi birden, bu sekliyle, bir arada dogru olamazlar. Ya biri, ya digeri, ya da ikisi birden yanlis veya eksiktir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya sevgili dostlarım belki de bunun tek açıklamasını string teorisi veriyor. Bilim sayılmıyor belki ama gerçekten bu dolanık parçacık olayı diğer türlü havada kalıyor gibi. Eğer string teorisi gerçek ise bilgi? boyutlar arasında bizim bilmediğimiz bir şekilde iletiliyor olabilir. Bizler ise ışık hızını sadece 3 boyutlu bir düzenekte ölçümlenebilen bir hız olarak alıgılıyor olabiliriz.

http://tena4.vub.ac.be/beyondstringtheory/branes.html

Şu Cern'den bir şey çıkmayacak mı yahu!!!:)

tarihinde Dragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Hacı, "ışık hızı geçilemez" dediğin zaman, bunun kapsamı, madde ve maddeye alakalı kütlesiz parçacıklardır. Bu parçacıkların dışında bir şeylerin bu kurala uyup uymadığı abes bir tartışmadır.

Madde olamayan bir şey, ışık hızını geçebilir, uçabilir, kaçabilir, tanrı olup her bir şeyi yaratabilir, break dans yaparken aynı zamanda 40 kadehe şarap doldurabilir vs. vs. Bunlar hayalgücüne dair şeylerdir.

Bu noktada sorun, öyle parçacıkların, dalgaların, zart ve zurtun mevcut olmamasıdır. İşte mesele budur.

Bu bahsettiğin önerme (diyeyim), yani "hiç bir şey ışıktan hızlı gidemez" önermesi, zaten kimsenin önermesi değil. Bunun doğrusu "madde ve dalga ışıktan hızlı gidemez" şeklindedir. Ama madde ve dalga hareketi dışında zaten hiç bir şey mevcut olmadığı için, bunu elbette "hiç bir şey" olarak ifade edebilrsin ve öyle yapılmaktadır zaten.

Sence hiç bir şey ışıktan hızlı gidebilir mi? Yada yoktan var edebilir mi? Mesela allah ışıktan hızlı gidebilir, hemde gani gani. Süper zenci sonsuz hıza çıkabilir. Zeus ise, ışık hızını sunsuz kere hızla geçebilir. Hatta takyonlar da ışıktan hızlı gidebilir..

Evet, hayali bir şeylerin ışıktan hızlı gitmeleri mümkündür. Ama sorun, onların var olmamasıdır. Var olmadıkları içinde "şey" değildirler ve hiç bir şey ışıktan hızlı gidemez..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili anibal, henüz gözlemlenmemiş olması olmadıkları anlamına gelmez diye düşünüyorum.

Madde yoktan var olabilir mi? Henüz bu gözlemlenmedi diye böyle bir şey olamaz diyeker, bunun aksini kabul etmemiz termodinamiği bir şehir efsanesi ilan etmemiz mi gerekiyor?

Birileri bunların varlığını ortaya çıkarana kadar, bu teori "her şey için" geçerlidir: "Hiç bir şey ışıktan hızlı gidemez."

Eğer birileri onların varlığını keşfeder, gösterirse, o zaman bu "Madde ve ona bağlı şeyler ışıktan hızlı gidemez. Züppermadde ve ona alakalı şeyler, ışıktan yavaş gidemez" gibi bir hale gelir.

Ama şu anda, "hiç bir şey" denince, bu "şeyleri" kapsayan ve "şey" tanımı gereğince var olan, var olduğu bilinen "şeyler" olmakta ve teori bir gerçek olmaktadır..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...