Jump to content

Işıktan Hızlı Hareket Edilemez Efsanesinin Kaynağı Nedir?


Recommended Posts

Işıktan hızlı gidilirse ne olur deyi "takyon" adı altında farazi parçacıklar üretilmiştir fizikçiler tarafından. Sözde bu partikül ışıktan daha hızlı haraket eder, varsayımlar yapılır. Bunun dışında ışıktan daha hızlı gidilemeyeceğinizi Einstein iyice izâh etmiştir, günümüzde "acaba?" sorusu pek çok kez sorulsa da hâlen bu yasa geçerliliğini korumakatadır. Özellikle son deneylerle nötrinolarında ışıktan hızlı gitmedikleri gözlemlenince iyice sağlamlaşmıştır.

Işıktan hızlı gitmek başka, ışığın hareketini geçmek başka şeylerdir.

Bu arada Einstein'ın görelik kuramları ışık hızının geçilemeyeceğini kurgulamaz.

Takyonlar fizikteki simetriden dolayı olması gereken hipotetik parçacıklardır ve en yavaş hareket edenleri bile ışık hızından daha hızlıdır.

Bu parçacıklara rastlanmamıştır.

Cherenkov radyasyonunda sıvı bir ortamda kütleleri olan parçacıklar fotonlardan daha hızlı hareket ederler.

Fotonların hızı suda saniyede 225 bin km dir. Oysa radyoaktif süreçlerin seyri sırasında açığa çıkan bazı parçacıkların hızı bundan daha fazladır.

Bu nedenden ortam mavimsi bir renk almaktadır. Burada radyoaktif parçacıklar ışık hızından daha hızlı gitmemektedirler. Sadece ortamdaki ışık hızından hızlı hareket etmektedirler.

Nötrinolara gelince.. Durum biraz karışık.

Son deneylerde yapılan gözlemlerde hata vardır. O yüzden onlarda nötrinoların fotonlardan daha hızlı hareket ettiği görüşü yanlıştır.

Ama bir süpernovanın gözlemi sırasında nötrinoların daha hızlı hareket ettiği şeklinde bir izlenim alınmıştır.

Dünyaya 100 bin ışık yılı uzakta olan bir yıldız süpernova olmuş ve oradan dünyaya önce nötrinolar, ardından fotonlar ulaşmıştır. Arada birkaç saat fark vardır.

Bunun nedeni nötrinoların hiçbir engel tanımamaları ve dünya ile süpernova olan yıldız arasındaki bütün yıldız ve gezegenlerin içinden hızla geçmesidir.

Fotonlar bunu yapamazlar ve onların etrafından dolaşarak dünyaya gelmek zorundadırlar. Bu süreç sırasında yolları uzamakta ve nötrinolardan daha yavaş hareket ediyor izlenimi uyandırmaktadırlar.

Işık hızı zamana tabidir.

Ama evrende zamana tabi olmayan süreçler de vardır.

Onlar için ışık hızından hızlı hareket etmek kavramı geçerli değildir. Çünkü onlar için hız kavramı geçerli değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 178
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Işıktan hızlı gitmek başka, ışığın hareketini geçmek başka şeylerdir.

Bu arada Einstein'ın görelik kuramları ışık hızının geçilemeyeceğini kurgulamaz.

Takyonlar fizikteki simetriden dolayı olması gereken hipotetik parçacıklardır ve en yavaş hareket edenleri bile ışık hızından daha hızlıdır.

Bu parçacıklara rastlanmamıştır.

Cherenkov radyasyonunda sıvı bir ortamda kütleleri olan parçacıklar fotonlardan daha hızlı hareket ederler.

Fotonların hızı suda saniyede 225 bin km dir. Oysa radyoaktif süreçlerin seyri sırasında açığa çıkan bazı parçacıkların hızı bundan daha fazladır.

Bu nedenden ortam mavimsi bir renk almaktadır. Burada radyoaktif parçacıklar ışık hızından daha hızlı gitmemektedirler. Sadece ortamdaki ışık hızından hızlı hareket etmektedirler.

Nötrinolara gelince.. Durum biraz karışık.

Son deneylerde yapılan gözlemlerde hata vardır. O yüzden onlarda nötrinoların fotonlardan daha hızlı hareket ettiği görüşü yanlıştır.

Ama bir süpernovanın gözlemi sırasında nötrinoların daha hızlı hareket ettiği şeklinde bir izlenim alınmıştır.

Dünyaya 100 bin ışık yılı uzakta olan bir yıldız süpernova olmuş ve oradan dünyaya önce nötrinolar, ardından fotonlar ulaşmıştır. Arada birkaç saat fark vardır.

Bunun nedeni nötrinoların hiçbir engel tanımamaları ve dünya ile süpernova olan yıldız arasındaki bütün yıldız ve gezegenlerin içinden hızla geçmesidir.

Fotonlar bunu yapamazlar ve onların etrafından dolaşarak dünyaya gelmek zorundadırlar. Bu süreç sırasında yolları uzamakta ve nötrinolardan daha yavaş hareket ediyor izlenimi uyandırmaktadırlar.

Işık hızı zamana tabidir.

Ama evrende zamana tabi olmayan süreçler de vardır.

Onlar için ışık hızından hızlı hareket etmek kavramı geçerli değildir. Çünkü onlar için hız kavramı geçerli değildir.

"Işığın hareketi" derken doppler etkisi misali yayılan foton dalgasından mı bahsediyorsunuz ? Ben bu tür terimlerin türkçesini çok az bilebiliyorum.

Işık hızı, relative bir şeyler formülüze edilirken temel olarak kullanılır. Bu hız bilinen üzere enerji ve maddeyle doğrudan ilişkilidir. Bir teoriye göre de evrenin kendisi ışık hızından daha hızlı büyümektedir. Tabi ki diyemem evrende ışıktan daha hızlı bir şey bulanamaz diye (Cherenkov radyasyonu gibi). CERN bu konuda bize zamanla daha değerli bilgiler verecektir.

Eskiden karadeliklerin etrafındaki her şeyi yuttuğunu ve içinden hiçbir şeyin geçemeyeceğini düşünürdük. Günümüzde bunun pekte öyle olmadığını anladık. Karadelikler ışığı da yutarlar ama uzayda bir anda oluşan pozitif-negatif parçacıklardan negatif olanları bir şekilde bundan kaçmayı başarırlar. Çünkü oldukça hafiftir. Ya kada madde, ışıkla iletişime girmez, henüz araştırdığımız hiçbir atomun çekirdeğine bile çarpmamıştır. Ancak ışık çarpar, kırılır, hatta günümüzde bazı üniversitelerde ışık yavaşlatılabilmektedir, sabah yıldızların yerini güneşin çekim etkisi yüzünden kırılmış ışıklarla farklı görürüz vs. Ancak bunlar ışığın yavaş olduğunu göstermez, madde ya da maddeciklerin temel olarak doğası ile ilgilidir. O nedenle nötrinoların daha hızlı gelmiş olması, açıkladığınız üzere ışıktan daha hızlı olduğuna tabi ki kesin kanıt sayılamaz.

Işık zamana bağlıdır dediğimiz de şunu da belirtmek gerekir ki zaman uzayla iç içe geçmiş kavramlardır, daha doğrusu uzay-zaman ile görecelidir. Diğer boyutlar için zaman bizim ki gibi "katı" değildir tabi ki, hız ise bizim bildiğimiz şeklinde anlamı yitirir ve farkılalaştırır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 months later...
  • 1 month later...

Elektriğin ya da mesela cep telefonu sinyallerinin hızı ışık hızında değil midir? Yanlış mı hatırlıyorum acaba?

Eğer doğru hatırlıyor isem bu bilginin bu başlığa ve de konuya herhangi bir yararı olabilir mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elektriğin ya da mesela cep telefonu sinyallerinin hızı ışık hızında değil midir? Yanlış mı hatırlıyorum acaba?

Eğer doğru hatırlıyor isem bu bilginin bu başlığa ve de konuya herhangi bir yararı olabilir mi?

Nerde ışık varsa orada ışık hızı vardır.

Ama elektriğin hızı ışık hızının altındadır. Elektroların kütlesi vardır.

Bu bilginin fazla yararı olacağını sanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nerde ışık varsa orada ışık hızı vardır.

Ama elektriğin hızı ışık hızının altındadır. Elektroların kütlesi vardır.

Bu bilginin fazla yararı olacağını sanmıyorum.

Cep telefonu sinyalleri ışık hızındadır. Orada elektronlar yayılmaz, elektromanyetik dalgalar yayılır.

Elektriğin hızıda ışık hızındadır, ama elektronların akış hızı çok ama çok daha düşüktür. Elektrik bir kuvvettir, elektronların akışına sebep olan bir kuvvet.

Diğer yandan, bir husus atlanıyor. Işık hızı, bir hız sabitidir. Evrendeki maksimum hızı verir. Ve bu hız, fotonların tam boşlukta hareket ettikleri hızdır. Yani, fotonlar bu hızda hareket eder, zira daha hızlı gidemezler, aynı sebepten.

Işık hızı terimi yanlış anlaşılıyor. Bu ışığın hızı değil, genel olarak en hızlı gidebilen şey olan fotonun ancak erişebildiği, ulaşılabilir en yüksek hızı ifade eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elektriğin hızıda ışık hızındadır, ama elektronların akış hızı çok ama çok daha düşüktür. Elektrik bir kuvvettir, elektronların akışına sebep olan bir kuvvet.

Elektriğin hızı elektronların hareketidir. Elektronlar kütlesi olan parçacıklardır ve ışık hızında hareket edemezler.

Elektronlar en fazla ışık hızının yüzde 99'u kadar hızlı hareket ederler.

Elektriğin hızı elektronların hızından bağımsız değildir. Bu çok saçma bir iddia..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elektriğin hızı elektronların hareketidir. Elektronlar kütlesi olan parçacıklardır ve ışık hızında hareket edemezler.

Elektronlar en fazla ışık hızının yüzde 99'u kadar hızlı hareket ederler.

Elektriğin hızı elektronların hızından bağımsız değildir. Bu çok saçma bir iddia..

Hacı sadece saçmalıyorsun. Elektrik ve manyetik alanlar, ışık hızıyla hareket eder. Elektronlarda, ışık hızının %99'una filan, hızlandırıcılarda ulaşabilirler sadece.

elektrik alanların hızı, aynen ışık hızı gibi iletildiği ortama bağlı olarak değişir. Mesela, bakırda bu hız ışık hızının %90'ı kadardır. Fakat antenden çıkan elektromanyetik dalga ışık hızıyla hareket ederek alıcıya ulaşır. Zira, havada ve boşlukta onunla ışığın hızı aynıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı sadece saçmalıyorsun. Elektrik ve manyetik alanlar, ışık hızıyla hareket eder. Elektronlarda, ışık hızının %99'una filan, hızlandırıcılarda ulaşabilirler sadece.

elektrik alanların hızı, aynen ışık hızı gibi iletildiği ortama bağlı olarak değişir. Mesela, bakırda bu hız ışık hızının %90'ı kadardır. Fakat antenden çıkan elektromanyetik dalga ışık hızıyla hareket ederek alıcıya ulaşır. Zira, havada ve boşlukta onunla ışığın hızı aynıdır.

Aslında bu çok ilginç bir konu.

Elektriğin hızı, elektrikten sorumlu elektronların hızı ile direkt olarak ilgili değil.

Elektrik ve manyetik alanların uzayda hızı ışık hızına eşit. Ama başka bir ortamda, ortamın elektrik ve manyetik özlliklerine göre değişen ve daha az olan bir hız söz konusu.

Elektriği ileten bakır kablolarda elektriğin hızı ışık hızından yavaş.. Buna Anibal de işaret etmiş zaten.

Ama biz burada elektrik alanının hızından bahsediyoruz. Bu elektriğin hızı mı, yoksa elektronların hızı mı?

Elektrik ve manyetik alanların ışık hızında hareket etmelerine rağmen, onları oluşturan elektronların hareketi ışık hızının altında...

Bunun da ilginç bir açıklaması var..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elektriğin hızı konusunu umarım DreMalAli kardeşimiz bize açıklar.

Bence ilginç bir konu.. Mantıklı ve bilimsel bir açıklaması olmalı.

Elektronlar hareketsiz duramazlar. Sürekli olarak hareket ederler. Bu hareket elektromanyetik kuvvete neden olur.

O kuvvet elektrikten sorumludur ve uzayda ışık hızı ile hareket eder.

Yani elektromanyetik kuvvetin elektronların hareketinden bağımsız olması durumu söz konusu.

Bundan elektronların hareketi ne kadar hızlı olursa olsun, elektriğin hızı uzayda ışık hızında olacaktır anlamı çıkıyor.

DreiMalAli'den mantıklı bir açıklama bekliyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Elektriğin hızı konusunu umarım DreMalAli kardeşimiz bize açıklar.

Bence ilginç bir konu.. Mantıklı ve bilimsel bir açıklaması olmalı.

Elektronlar hareketsiz duramazlar. Sürekli olarak hareket ederler. Bu hareket elektromanyetik kuvvete neden olur.

O kuvvet elektrikten sorumludur ve uzayda ışık hızı ile hareket eder.

Yani elektromanyetik kuvvetin elektronların hareketinden bağımsız olması durumu söz konusu.

Bundan elektronların hareketi ne kadar hızlı olursa olsun, elektriğin hızı uzayda ışık hızında olacaktır anlamı çıkıyor.

DreiMalAli'den mantıklı bir açıklama bekliyoruz.

Mantıklı bir açıklaması yok hacı. Bu böyle, yani bu bir fenomen. Birleşik alan kuramı, ki henüz sadece adı vardır, içi bir türlü doldurulamamıştır, bu bahsettiğin konuyu izaha çalışır.

Elbette, mantıklı derken, mantığa uygun bir sürü izahat var. Fakat hepside hipotez seviyesinde kalan şeyler.

Olay şu. Bir tel alırsın. Bu tleden elektrik geçirirsin. Elektriğin yönünü, o teldeki emk dalgasının hızına göre, telin boyuna uygun dalga boyunda olacak şekilde değiştirirsin. Acayip bir şey olur çıkar, verdiğin enerji, telden ışık hızıyla uzaya çıkar. O bildiğin tel ise, anten denen şeye dönüverir.

Evindeki radyonun anteni, cep telefonunun anteni vs. hepsi işte bu prensiple çalışır.

Ama bu gözlenen sonuçtur. Neden böyle oluyor, neden dalga boyunun tamı, yarısı, çeyreği, 5/8'i bu işi güzelce yapıyor gibi sorular hala havadadır.

Maxwell'den bugüne katedilen tek yol, esir denen şeyin aslının astarının olmadığı. Maalesef bu fiziğin karanlıktaki noktalarından biri.

Bu noktayı görebilmek için, dalga ve parçacık modelleri var. Parçacık modeli de zaten bildiğimiz fotonu işaret ediyor. Bu kapsamda, ışık ve orta dalga radyonun enerjisi, aynı şekilde fotonlarla taşınıyor. Birisi ışığı, diğeri elektriği taşısada.

Fakat bunun detayları, bilhassa elektrik alanları tarafında bir hayli bulanık. Zira bir yakın alan, birde uzak alan kavramı var. Bir teli yakarak elde edeceğin fotonlar için durum farklıyken, elektrik geçirerek elde edeceğin alanlar için durum farklı. Bu neden böyle, ne demek bu? İşte bunların cevapları tam olarak verilemiyor. Ama öyle oldukları, maxwell'den beri biliniyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Isı ve ışık aslında birbirlerine çok benziyorlar. İkiside bazı ortamlarda hızlı bazı ortamlarda yavaş ilerleyebiliyor. İkiside enerji kaynağı kesildikten sonra yoğunluklarını kaybedip yok oluyorlar. Işığın kütlesi var mı? Varsa eğer neden kütlesi sonsuza gitmiyor. Peki kütlesi yoksa neden karadelikler tarafından çekilebiliyor. Bunları bilmek şuan için imkansız gibi sanki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Isı ve ışık aslında birbirlerine çok benziyorlar. İkiside bazı ortamlarda hızlı bazı ortamlarda yavaş ilerleyebiliyor. İkiside enerji kaynağı kesildikten sonra yoğunluklarını kaybedip yok oluyorlar. Işığın kütlesi var mı? Varsa eğer neden kütlesi sonsuza gitmiyor. Peki kütlesi yoksa neden karadelikler tarafından çekilebiliyor. Bunları bilmek şuan için imkansız gibi sanki.

Fotonlar hem dalga gibi davranırlar hem de parçacık gibi davranan enerji paketidirler.

Fotondaki enerjiyi şöyle ifade edebiliriz.

h.n

h enerjdir. n ise frekansdır.

Fotonların enerjisi onların frekansı ile doğru orantılıdır.

Rölativistik teoriye göre hareket halinde olan her parçacığın kütlesi artar.

Foton enerjisini Einstein’ın ünlü formülü ile (e=mc^2) şöyle ifade edebiliriz.

hn=(m-m0) c^2

hn fotondaki enerjidir.

Fotonun hareketsiz kütlesi m0 dur.. Hareket halindeki kütlesi ise m dir.

Hareket eden her parçacığın kütlesi vardır.

Yukardaki denklemi (hn=(m-m0) c^2)

şu şekilde ifade edebiliriz:

hn=mc^2 veya m=hn/c^2

Burada momentum mc=hn/c dir.

Buna göre fotondaki kütle hn/c^2 ve momentum hn/c olarak ifade edilebilir.

Bu olayın bütün esprisi hareket halinde olan her parçacıkta potansiyel bir kütlenin olmasıdır.

Fotonlar hareket halinde oldukları için bir kütleye ve dolayısıyla bir momentuma sahiptirler.

Ve uzayda büyük cisimler tarafından çekilebilir ve bükülebilirler.

Yalnız karadelikler değil, güneş gibi yıldızlar ve büyük gezegenler de ışığı kendilerine doğru çekebilirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fotonlar hem dalga gibi davranırlar hem de parçacık gibi davranan enerji paketidirler.

Fotondaki enerjiyi şöyle ifade edebiliriz.

h.n

h enerjdir. n ise frekansdır.

Fotonların enerjisi onların frekansı ile doğru orantılıdır.

Rölativistik teoriye göre hareket halinde olan her parçacığın kütlesi artar.

Foton enerjisini Einstein’ın ünlü formülü ile (e=mc^2) şöyle ifade edebiliriz.

hn=(m-m0) c^2

hn fotondaki enerjidir.

Fotonun hareketsiz kütlesi m0 dur.. Hareket halindeki kütlesi ise m dir.

Hareket eden her parçacığın kütlesi vardır.

Yukardaki denklemi (hn=(m-m0) c^2)

şu şekilde ifade edebiliriz:

hn=mc^2 veya m=hn/c^2

Burada momentum mc=hn/c dir.

Buna göre fotondaki kütle hn/c^2 ve momentum hn/c olarak ifade edilebilir.

Bu olayın bütün esprisi hareket halinde olan her parçacıkta potansiyel bir kütlenin olmasıdır.

Fotonlar hareket halinde oldukları için bir kütleye ve dolayısıyla bir momentuma sahiptirler.

Ve uzayda büyük cisimler tarafından çekilebilir ve bükülebilirler.

Yalnız karadelikler değil, güneş gibi yıldızlar ve büyük gezegenler de ışığı kendilerine doğru çekebilirler.

İlginç bir denklem olmuş..

Hacı, uzayda hiç bir şey, öbür şeyi çekmez. Bunu bir hatırla. Fotonun da kütlesi yoktur, bunu da hatırla.

En son olarakta, kütlenin uzayı büktüğünü ve bu nedenle de ışığın yolunu saptıracağını bir hatırla.

Kütle, kütleyi çekmez, kütle sadece etrafındaki uzayı büker. Ve o uzayda yol alan fotonun da yolu elbette bükülmüş olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç bir denklem olmuş..

Hacı, uzayda hiç bir şey, öbür şeyi çekmez. Bunu bir hatırla. Fotonun da kütlesi yoktur, bunu da hatırla.

En son olarakta, kütlenin uzayı büktüğünü ve bu nedenle de ışığın yolunu saptıracağını bir hatırla.

Kütle, kütleyi çekmez, kütle sadece etrafındaki uzayı büker. Ve o uzayda yol alan fotonun da yolu elbette bükülmüş olacaktır.

Evet.. Einstein bunu iddia ediyor. Çok da haklı.

Atalet ve merkezkaç kuvvetleri hayali kuvvetler ve birbirlerinin aynısı.

Einstein çekim kuvvetinin de hayali olduğunu ileri sürüyor. Einstein'a göre öyle bir kuvvet yok.

Uzayın dokusunun deformasyonu o kuvvete neden oluyor.

Ve fotonlar gerçekten büyük cisimlerin etraındaki geodesic lerde hareket ediyorlar ve büyük cisimlere doğru çekildiklei izlenimi alınıyor.

Einstein'ın bu teorisini henüz kimse reddedemediği gibi, destekleyen gözlemler de yapılıyor.

Tabii olay bu kadar basit değil ve Einstein da yanlış olabilir. Şimdilik bu teori işe yarıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 weeks later...

Elektriğin hızı konusunu umarım DreMalAli kardeşimiz bize açıklar.

Bence ilginç bir konu.. Mantıklı ve bilimsel bir açıklaması olmalı.

Elektronlar hareketsiz duramazlar. Sürekli olarak hareket ederler. Bu hareket elektromanyetik kuvvete neden olur.

O kuvvet elektrikten sorumludur ve uzayda ışık hızı ile hareket eder.

Yani elektromanyetik kuvvetin elektronların hareketinden bağımsız olması durumu söz konusu.

Bundan elektronların hareketi ne kadar hızlı olursa olsun, elektriğin hızı uzayda ışık hızında olacaktır anlamı çıkıyor.

DreiMalAli'den mantıklı bir açıklama bekliyoruz.

Sevgili haci.

Elektrik hızı, elektrik akımının hızı vs. tartışmasında soran kişi ile cevap veren kişi birbirini dinlememiş/okumamış gibi durum oluşmuş yukarda.

Elektrik akımını veya şöyle diyeyim, elektronların bir tel içinde davranışını, bir hortumdaki suyun davranışına benzetebiliriz.

1. Hortum boş ise:

Musluğu açtığımızda su belli bir hız ile hortumdan geçerek hortumun diğer ucundan çıkar. Bu hız su moleküllerinin hızıdır. Hortumun bir ucundan diğer ucuna erişinceye kadar uzun bir süre geçer.

Benzer durum elektikte de var: Elektrik devresini açtığımızda elektronlar bir tel içinde hareket ederek giderler. Elektronun hızı elektrik akımı ile doğru, telin kalınlığı (kesit alanı) ile ters orantılı olup çok çok küçüktür. Mesela 200 Ampelik bir elektrik akımı 50 mm^2'lik bir telden geçiyorsa, elektronun hızı yaklaşık 0,3 milimere/saniye kadardır. Elektrik akımı 1 amper telin kesiti 2 mm^2 ise elektronun hızı yaklaşık 0,008 milimetre/saniye olur.

2. Hortum su ile dolu ise:

Musluğu açtığımızda su hemen hortumun diğer ucundan akar. Bu durum; musluktan çıkan su moleküllerinin aniden hortumun diğer ucuna eriştiği şeklinde anlaşılmasın. Musluktan hortuma giren su molekülü hortumda zaten mevcut olan su moleküllerini iter. İtilen molekül diğerini iter vs. ve nihyetinde hortumun diğer ucunda mevcut olan so molekülleri hortumdan dışarı düşerler. Bu; su akımının hızıdır. Su akımının hızı sudaki ses hızına eşittir. Yaklaşık 1500 m/s (Hortumun esnekliğini ihmal ettim).

Benzer durum elektrik akımı için de geçerli. Bir devreyi açtığımızda elektrik geriliminden tele giren elektronlar telin içindeni elektronları (elektron gazı, elektron bulutu) iterek elektrik/elektron akımı oluştururlar. Bu akımın hızı kablonun elekrik ve manyetik geçirgenliğine bağlıdır. Mesela bir koax kablosunda (TV anteni kablosu) elektrik akımının hızı (aslında elektrik sinyalinin hızı demem lazım) yaklaşık 200 000 km/s civarındadır.

Elektrik akımı değişken değilse, kablo etrafında sadece bir manyetik alan oluşur. Elektrik akımı bir değişken ise, kablo etrafa elektromanyetik dalga yayar. Bu elektromanyetik dalganın hızı ise tabiki ışık hızıdır...

3. Durgun suda su molekülleri raslantısal Brown Hareketi yaparlar.

Benzer durum elektrik geçmeyen kabloda da bulunur. Metaldeki elektronlar (elektron gazı) rastısal hareket ederler. Bu raslantısal hareketin ortlama hızı mesela bakırda 1500 km/s kadardır. Bu raslantısal hareket elektrik akımı akarken de mevcuttur ve kendisini elektronik gürültü (nois) olarak gösterir.

Sevgiler

tarihinde DreiMalAli tarafından düzenlendi
Yabancı yazı karekterleri düzeltildi.
Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlığı baştan sona okumadığım için başlığın sorusuna öüyle bir cevap verilip verilmediğini bilmiyorum.

Özel görelelik teorisi şu iki temel prensip (ön kabül) üzerine kurulmuştur:

1. Görelilik prensibi: Fizik kanunları her eylemsiz referans sisteminde aynıdır. Her hız (objenin veya sistemin hızı) göreli bir hızdır ve ancak referans sistemi de verildiğinde/bilindiğinde anlam kazanır.

2. Işık hızının sabitliği prensibi: (Boşlukdaki) Işık hızı gözlemciden, referans sisteminden ve ışığın kaynağından bağımsız olup her eylemsiz referans sisteminde aynıdır/sabittir.

Bu iki prensip doğru olarak kabul edildiğinde, Özel Göreliliğin bütün özellikleri matematiksel olarak hesaplanır. Dikkat ederseniz bu prensipler içinde ışık hızının sınır hız olduğu ve geçilemeyeceği bulunmuyor. Sadece her referans sisteminda sabit ve aynı olduğu kabul ediliyor.

Bu prensipleri temel alarak yaptığımız hesapların sonucu bize ışık hızının sınır hız olduğunu, geçilemeyeceğini veriyor.

Mesela hareket eden cisimde zamanın kısalması denkleminde

t1 = t0 / Karekök[1 - (v/c)^2]

cisimin hızı (= v) ışık hızından (= c) daha büyükse, denklemin sonucu anlamsız oluyor. t1 zamanı için bir karmaşık sayı çıkıyor. Sonuç matematiksel olarak doğru olsa da, fiziksel bir karşılığı bulunmadığından, anlamsız oluyor.

Özel göreliliğin diğer denklemlerinde de benzer sonuçlar ortaya çıktığından, ışık hızı geçilemez sonucu belirlenmiş oluyor.

Sevgiler

tarihinde DreiMalAli tarafından düzenlendi
Son iki cümlede anlam düşüklüğü.
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...