Jump to content

Işıktan Hızlı Hareket Edilemez Efsanesinin Kaynağı Nedir?


Recommended Posts

>>> Çok uzaklara yollanacak ve daha da önemlisi oradan alınacak bilgiler gravitasyon dalgaları ile çok daha emin olarak değerlendirilebilir.

Bunlarda aynı sorundan veya daha fazlasından muzdarip olabilirler. Henüz onların ne olduklarını bilmiyoruz. ama kalsik madde bpyutları içinde kaldıklarını biliyoruz. Çünkü, var olmalarını bize düşündüren şey, o madde boyutları.. Boyut denince, 3 boyut, 4 boyut filan demiyorum. MAdde (fizik olarak madde) uzayından (matematik uzay, düzlem, küme vs.) bahsediyorum...

>>> Işığın tayfı gözlemci ile ışık kaynağı arasındaki mesafenin genişliğine bağlıdır.

Değildir sevgili Hacı.. Eğer ışık kaynağı ile gözlemci birbirlerine göre sabitse, ışığın tayfı bellidir. Mesafe artsın veya azalsın değişmez. Ama hareket ediyorlarsa, bu değişir ama değişimin miktarı mesafeyle gene alakaslı değildir.

Pratikte, uzaydaki çok uzak iki cisim uzaklaştığı için, kainatın genişlediği öngörüsüne uyn bir şekilde tayf kayması olacaktır. Ama, mesela, galaksinin iki ucundaki iki kişi için böyle bir durum söz konusu olmaz..

^

Sevgili Anibal.

Diyorsun ki:

Değildir sevgili Hacı.. Eğer ışık kaynağı ile gözlemci birbirlerine göre sabitse, ışığın tayfı bellidir. Mesafe artsın veya azalsın değişmez. Ama hareket ediyorlarsa, bu değişir ama değişimin miktarı mesafeyle gene alakaslı değildir.

Bize ulaşan ışık zaten her zaman hareketli bir objeden kaynak alıyordur.

Uzayda duran objelerden bahsedilmez.

Dolayısıyla ışık kaynağı ile gözlemci asla birbirlerine göre sabit olmazlar. Olamazlar.

Galaksilerin iki ucundaki iki kişi için de bu böyledir, evrenin iki ucundaki iki kişi için de bu böyledir.

Galaksiler de kendi etraflarında dönmektedirler.

Galaksilerdeki yıldızlar da sürekli bir hareket halindedirler.

Ancak galaksi içindeki dopler etki çok az olabilir. Ama yine de olmadığı söylenemez.

Özellikle galaksilerin merkezindeki kara deliklere yakın yıldızlar büyük hızlarla dönmektedirler.

Onların red shift olması çok daha belirli olmalıdır.

Evrende hiç bir gözlem durağan değildir. Herşey sürekli hareket halindedir.

Tabii hareketin hızı vardır.

Çekim dalgalarının elektromanyetik dalgaların muzdarip olduğu deformasyondan etkilenmemeleri gerektiği söyleniyor.

Tabii senin de işaret ettiğin gibi bu dalgalar gösterilmedikleri için, bu konuda da kesin bir şey söylemek mümkün değildir.

Işığın tayfı neden gözlemci ile ışık kaynağı arasındaki mesafenin genişliğine bağlıdır?

Bu da yanlış anlaşılan bir husus.

Hubble evrenin genişlediğini göstertiği zaman, uzaktaki galaksilerin yakındakilerden daha hızlı hareket ettiğini de bulmuştur.

Bir galaksi bizden ne kadar uzakta ise, red shift o kadar belirlidir.

Yani gözlemci ile ışığın kaynağı arasındaki mesafe önemlidir.

Çünkü bu mesafe aslında hareketin hızlı olduğunu göstermektedir.

Özet olarak diyebiliriz ki, kuramsal çekim dalgaları maddenin içinden geçerken değişmemektedirler. Ama güçlerini yitirmektedirler. Bu iddia bir gözlemdir ve kanıtlanmamıştır. Dolayısıyla bu konu üzerinde kesin bir yorum yapmak doğru değildir.

Ama red shift kesin olarak hem hız hem de uzaklıkla ilgili bir fenomendir.

Ne yalnız hız, ne de yalnız uzaklık değildir nedeni. İkisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 178
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Başlık konusu ile yakın alakalı olmasa da konunun geldiği noktada bir yan bilgiyi paylaşmak istedim.

Kozmolojide mesafe tahminleri çok önemli.

Bu öneme binaen uzay cisimlerinin dünyaya göre uzaklığını ölçmek çok hassas bir hal alır.

Bu sebeple bir çok uzaklığa göre , uzaklık ölçme yöntemi geliştirilmiş.

Daha doğrusu uzaklık ölçme yöntemine göre uzaklıklar belirlenmiş.

Ne demek istediğimi bir tablo vererek anlatmak daha doğru olacak:

post-6181-1228522719_thumb.jpg

Hubble teleskobu ile yapılan gözlemler ve Hubble-Humanson kanunu olarak bilinen kanunun yorumları gerçekten doğru ise evren gerçekten genişlemektedir.

Evrenin genişlemediği fikrinden yola çıkılarak ve "ışığın yorulması-ışığın enerji kaybetmesi" temeline dayanarek geliştirilen teoriler, genişleyen evren modeline göre çok daha fazla problemler oluşturur.Olbers paradoksu gibi.İlgili teorilerin hemen hemen hepsi, bilinen fizik kuralları ile açıklanamayan kabullerin, kabulünü gerektirmektedir.Bu detaylara girmek başlıktan tamamen uzaklaşmak anlamına gelecektir.Bu sebeple verdiğim tablodan da anlaşılacağı üzere kırmızıya/kızıla kayma, diğer ölçüm metodları ile de sorunsuz örtüşmektedir şeklinde özet bir cümle yerinde olacaktır.Bunun şu ana kadar zıddı ispatlanamayan ve en güvenilir yorumu da evrenin genişlediğidir.

tarihinde WerderBremen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 years later...

Ben ışıktan daha hızlı hareket edilebilceğine inanıyorum. Kainatta keşfedilmemiş daha hızlı ŞEY lerin olduğuna hatta teknolojik olarak bile bir gün (Tabi yeterince süremiz varsa) ışık hızının geçilebileceğine inanıyorum.. Amabu sadece bir inanç neticede....

Fakat bu konu açılmışken merak ettiğim birkaç şey var..

- Öncelikle neden ışık hızı sabit. Yani ışık daha hızlı hareket edemez mi.? Onun hızını sabit kılan nedir. Dalga hareketi mi, fotnlar mı, yoksa uzay mı ?.

- Farklı ışık kaynakları nasıl hep aynı hızla hareket ediyor.

- Işık bilgiyi nasıl taşıyor.

- Işığın taşıdığı şey sadece şekil ve renk ile mi sınırlı.

- Mesela güneşin yaydığı ışık; Sıcaklığı ve Kütlesi ile orantılı olarak düşünüldüğünde, daha sıcak yada soğuk başka bir yıldızın ışığı ile nasıl aynı hızda hareket ediyor.

- Işık enerjisini ve ışımasını somuran ve bir noktadan sonragörünmez hala getiren etken nedir.?

Şimdiye kadar bu konuda okuduklarımdan bu sorularımın cevabını bulamadım.. Zaman, Hareket ve ışık meselesi benim ilgi alanıma giriyor ve kainattaki ve Bana göre ahiretteki pek çok sorunun cevabı bu meselelerde saklı... Bilgi sahibi olanların paylaşımlarını bekliyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu sorulardan bazılarının cevabını aşağıdaki adresde verdik.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=46874

Işığın bilgiyi taşıması demek, fotonların çıktıkları kaynak hakkında daha sonra karşılaştıkları akıllı yaratıklara bilgi vermesi demektir.

Kaynağın uzaklığı, büyüklüğü, şekli, hareket edip etmediği vb gibi bilgiler uzayda ancak fotonlarla iletilebilir.

Fotonlar bir kaynaktan etarafa parçacık olarak yayılırlar. Parçacık oldukları için de uzay boşluğunda rahat hareket ederler.

Dalga olsalardı, uzayın dalgaları ileten bir dokusu olmak zorundaydı. Her ne kadar uzayın bir dokusu varsa da o doku kütle çekim dalgalarından ibarettir.

Fotonlar uzayda parçacık olarak hareket ederler ama hedeflerine dalga olarak ulaşırlar ve çıktıkları kaynak hakkında bu dalgalar geniş bir bilgi içerirler.

Işık yansıdığı gök cisimleri hakkında tonla bilgi içerir. Örneğin aydan bize ulaşan bilgilerin kaynağı ışıktır.

Tabii ışık tek kaynak değildir. Ayın kütle çekim dalgaları da dünyada gel-git olayına neden olacağından, ay hakkında bizim başka türlü bilgiler kazanmamızı sağlayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Düşünce hızı ışıktan hızlıdır...

Işık bir saniye içinde dünyanın etrafını 7 kere dönüyor.

Ne kadar hızlı düşünebilirsiniz?

Hızlı düşündüğünüzü zannedebilirsiniz. Hepsi o kadar. Onu zannederken bile ışık hızını geçemezsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Düşünce hızından kasıt. Maddi bir varlığın a noktasından kalkıp b noktasına varışı demek değildir.

Işığın bir saniye içinde dünya etrafını yedi kere döndüğünün bilincine varmaktır.

böyle olunca.

"güneş ışını güneşten dünyaya 10 dakikada varır" veya "dünyanın yaşı 4 milyar yıldır" dediğimiz zaman ışıktan hızlı düşünmüş oluruz.

Işık bir yerden başka bir yere saniye saniye yaşayarak ilerler. Ancak düşüncenin böyle bir zorunluluğu yoktur.

Diyeceksiniz ki. Düşünce de ne ola?

Şöyle bir şey; "Kısa yoldan sonuca varmak" ola.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu soru bilim fenerinde sorulmuştu. Güzel bir soru.

Elimizde 300 bin km uzunluğunda bir bilardo sopası var.

Onunla bir bilardo topuna vurunca ışık hızından daha hızlı hareket etmiş olmuyor muyuz?

Bilardo topuna vurmak için sopaya ileri doğru bir kuvvet uygulamak gerekir. Bu kuvvet doğal olarak sopa üzerinde hareket edecektir. Bu kuvvet uygulanır uygulanmaz sopanın tümünü hareket ettirmez. Sopayı tutuğunuz yere da bağlıdır. ortasından tuttuğunuzda farklı, arkasından tuttuğunuzda farklı sonuç elde edersiniz. Örneğin sopanın arkasından bir çekiç ile vurduğunuzu düşünün. Bu kuvvet sopa boyunca molekül molekül birbirine aktarılarak ucuna kadar gidecek ve buradan da topa intikal edecektir. İşte bu moleküller arası kuvvet aktarımı süre gerektirecek ve bu süre her zaman ışık hızından düşük olacaktır.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

elimizde beşyüzbin km lik bir ip olsa ve ucundada bir top...

biz bu ipi çevirdiğimizi varsayalım...

bir saniyede bir tur attırdığımızda topun aldığı yol ve hız ışık hızının çok üstünde olacaktır...

mantık açısından doğru ama.

gerçekleştirmek mümkün değil.

mantık açısından; saniyede 10 km hızla giden bir otomobilin farlarından çıkan ışık. 300 bin+10 km olması gerekirken öyle olmuyor.

sevgiler.

tarihinde drekinci tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilardo topuna vurmak için sopaya ileri doğru bir kuvvet uygulamak gerekir. Bu kuvvet doğal olarak sopa üzerinde hareket edecektir. Bu kuvvet uygulanır uygulanmaz sopanın tümünü hareket ettirmez. Sopayı tutuğunuz yere da bağlıdır. ortasından tuttuğunuzda farklı, arkasından tuttuğunuzda farklı sonuç elde edersiniz. Örneğin sopanın arkasından bir çekiç ile vurduğunuzu düşünün. Bu kuvvet sopa boyunca molekül molekül birbirine aktarılarak ucuna kadar gidecek ve buradan da topa intikal edecektir. İşte bu moleküller arası kuvvet aktarımı süre gerektirecek ve bu süre her zaman ışık hızından düşük olacaktır.

Sevgiler.

Doğru bir açıklama. Sopaya olan etki bilardo topuna doğru ışık hızından çok yavaş hareket edecektir.

Işık hızının geçildiği bir düzenek yapılamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fotonun kütlesi sıfır ve kendi hızından hızlı gidemiyorsa negatif kütleli şeyler ( ne olduğunu bilmediğimden ) ışık hızını geçebilir. Sonuçta fotonun ilk kütlesi sıfırken hızlandıkça bir kütlesi dolayısıyla bir momentumu oluyor. Öyle de negatif kütleli bir cisim de hızlanırsa yine kütlesi artmaya başlar ve belirli bir noktadan sonra yine fotonda olduğu gibi sınıra ulaşır.

F=m.a olarak düşünürsek biz cisme bir kuvvet uygularsak o cisim harekete geçer ivmelenir. Tabii ki cisimlerin hızları arttıkça enerjileri, enerjileriyle beraber kütleleri de arttığından dolayı cismin ivmesi zamanla azalır azalır o kadar azalır ki sonsuz F uygulasak yine debelirli bir sınırı aşamaz. o sınır ışık hızı mıdır bilemiycem.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fotonun kütlesi sıfır ve kendi hızından hızlı gidemiyorsa negatif kütleli şeyler ( ne olduğunu bilmediğimden ) ışık hızını geçebilir. Sonuçta fotonun ilk kütlesi sıfırken hızlandıkça bir kütlesi dolayısıyla bir momentumu oluyor. Öyle de negatif kütleli bir cisim de hızlanırsa yine kütlesi artmaya başlar ve belirli bir noktadan sonra yine fotonda olduğu gibi sınıra ulaşır.

F=m.a olarak düşünürsek biz cisme bir kuvvet uygularsak o cisim harekete geçer ivmelenir. Tabii ki cisimlerin hızları arttıkça enerjileri, enerjileriyle beraber kütleleri de arttığından dolayı cismin ivmesi zamanla azalır azalır o kadar azalır ki sonsuz F uygulasak yine debelirli bir sınırı aşamaz. o sınır ışık hızı mıdır bilemiycem.

Negatif kütle diye bir kavram yok.

Negatif kuvvet var. Çekim kuvveti negatiftir.

Aslında f=ma doğru bir formül değildir. Yanlış veya eksik, kusurlu bir formüldür.

Güneş sisteminde işe yarar.

Newton ışığın bir hızı olduğunu bilmiyordu. Dolayısıyla bir kütleyi hızlandırmanın bir sınırı olabileceğini de bilmiyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...