Jump to content

Legemada...


Recommended Posts

Legemada....

Kendi doğal yaşam bölgesi Abanoz ormanlarının en mükemmel avcısı annesinin korumalığınd; onun tatlı kızıydı.İlk üç aylık dönem dışında, kah eğitimle kah oyunla birliktelik yaşadığı annesi..Birlikte ava çıktığı,av sırasında annesine yardımcı ama, genetik öğrencisi olarak onun tek kızı..

Dişilerin hükümranlığındaki bölgelerinin tek hakiminin biricik mirasçısı.O yüzden biraz şımarıktı.En güçlü avcı, en cesaretli annesinin yanında güvende ve mutluydu.

Legemada;yetişkinliğe hazırlanırken hep oyun gibi görüyordu yaşadıklarını, oysa annesi yaşam kurallarını öğretiyordu.

Avın başarılı olması; sessiz,hızlı ve sabırlı olunmasına bağlıydı. Ve annesi de her zaman başarılı olmuştu.Son av dersine gelinceye dek.

Son av; başka yaşamların başlangıcı olacaktı kendisi için ama henüz bunu bilmiyordu, Legemada...

Yaraladığı avı öldürme görevini Legemada''ya bıraktığında; annesi sessizce bir kenarda onu izliyordu.Bir süre oynadı yaralı impala yavrusu ile.Eğlenceli gelmişti.İmpala düşerken bırakıyor, patileri ile dürtüklüyor, kaçabilirmiş hissi vrerek ayağa kalkmasını sağlıyor sonra tekrar güçlü pençelerinin altına alıyordu.Oyunu sürdürmesi annesini tedirgin etmeye başlıyordu.Kan kokusunu duyan birilerinin heran ortaya çıkma olasılığı vardı ve bunu en iyi annesi biliyordu.Yeter der gibi homurdanmaya başladı.

Legemada; bu uyarıyı çok da önemsemeden biraz daha uzaklaştı, önünde yaralı impala yavrusu ile.

Bu bir hataydı!

Etrafında yaklaşan tehlikeyi farkettiğinde ise yapacak fazla bir şeyi yoktu. Orman da bir kez Babunlarla karşı-karşıya gelmiş ve onların saldırısından annesi sayesinde kurtulmuştu. İşte yine onlarla karşılaşmıştı.Dönüp annesini aradı.Fazla uzakta olmayan annesi bir anda yanında belirdi.Güveni tekrar yerine gelmişti. Legemada avı ağaca taşırken, annesi Babunları uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Annesi ağaca döndüğünde;o çokdan beslenmeye başlamıştı.Her zaman oyunculuk yönünü öne çıkaran kızına yaklaşan anne hiç ummadığı bir davranışla karşılaştı. Sevgili kızı; yemek sırasında rahatsız edilmek ve paylaşmak istememek gibi anlamlara gelebilecek sesler çıkarıyordu.Sessizce, arkasını döndü ve her koşulda rahatça gizlendiği ağaçdan aşağıya indi.

Legemada; yine çok rahattı ve impaladan gelen kan kokusunu diğer hayvanlara davet çıkardığını umursamıyordu.

Bir hata daha.!...

Avı; ağacın dalları arasından düşürdüğün de gördü yaklaşan sırtlanları.O sırtlanlar ki; ormanların kralı Aslan bile iki kez düşünmek zorundaydı, sırtlan saldırılarına karşılık vermek için,inemedi.

Bir anda impalanın etrafına üşüştü sırtlanlar.Annesi bir kenar da, olmaması gereken olayı, avını elinden kaçırmanın kızgınlığı ile sırtlanların etrafında dolanarak izliyordu.Son derece sinirliydi.Sırtlanlar avı paylaşırken; aşağıya indi. Yetişkinlerin yaptığı gibi; bir kenar da artanı beklemek yerine düşen bir parçayı almaya çalıştı.Annesinin öğrettiklerinden ders almamıştı ki; az daha canından oluyordu.

Annesinin yanına sığınmaya çalıştı; ama kuralları değişmişti annesinin üstelik bu kuralları kendisi değiştirmişti. Yanına yaklaştırmadı, annesi...Bir süre önünde oynayarak yumuşatmaya çalıştı ama nafile... Annesi kuralların değiştiğini anlatan kızgın homurtular içinde uzaklaşırken, kavradığı tek şey vardı:

Artık annesi yoktu.

Yanlızdı, yanlız yaşamak zorundaydı ve yanlız ölecekti.

Legemada;yaşamak için kendi gücüne güvenmek zorunda olduğunu anlamıştı. Yanlızlığında, annesinin öğretilerini hatırlamaya çalıştı. Aç dolaşırken artık avını kendi yakalamak zorundaydı.Ve av olmamaya çalışması gerekiyordu.İlk başarılı avı onun yetişkinliğe de ilk adımı olacaktı.

Üç aylıktan itibaren annesi ile nasıl avlandıklarını gözünün önüne getirmeye çalıştı. O zamanlar oyun gibi gördüğü derslere, şimdi ihtiyacı vardı.Uzaklarda gördüğü impala sürüsüne sessizce yaklaştı.Otların arasına uzandı...Bulunduğu ortama uyan harika kürküne güveniyordu.Sabırla beklemeye başladı, taki; sürüden ayrı kalan bir İmpala görünceye kadar!

2.5 milyon yıl öncesine kadar süren genetik evriminin sağladığı özellikleri onu yeterince güçlü kılıyordu. Sadece bunu farketmesi ve kullanabilmesi gerekiyordu.Öyle de oldu.

Legemada; ilk avının üzerine sıçradığında bu genetik kodlar devredeydi ve kuvvetli çenesi ile sıkıca kavradı İmpala''nın ağız ve burun kısmını.Kurbanın son çırpınışlarıydı, boğulmadan önceki...Hareketsiz avı kendi bölgesine götürmek de de geç kalmamıştı, paylaşmak zorunda kalmamak için...Üç yıl süren bir eğitimin başarısı onunla birlikteydi artık.

Güvenle yoluna devam ederken duyduğu ses onu durdurdu.Üç günlükten itibaren ana-kız arasında özel bir haberleşme yerine geçen bir sesleniş tarzıydı bu.

Onca zaman sonra....

Onca zaman sonra; işte annesi karşısındaydı ve hesaplaşma zamanı gelmişti,ilk avın başarısının ardından. Annesinin hükümranlığında ki bu topraklarının tek varisi olarak, kozlarını paylaşacaklardı.Ya o; yada annesi buradan gidebilirdi.Bekledi ama nedense annesi kızgın görünmüyordu.Ne var ki; Üç yıl boyunca kendisiyle de iletişim kurarken çıkardığı sesler bu kez farklı bir yöne doğru seslenişe dönüşüyordu.

Devrilmiş iki kalın gövdenin arasından yanıt geldi, annesinin seslenişine...Onun varlığına aldırmadan yürüdü yıkık ağaç gövdesine doğru.Kendisini karşılıyan iki küçük bedene sarıldı.Bir zamanlar kendisinin duyduğu sesler eşliğinde. Kendisinin yaşadığı; mutluluk, güven ve yaşam çığlıklarıydı bunlar.

Ortada paylaşılacak koz kalmadığını gördü,arkasını dönüp uzaklaşırken.

Geçen zaman içinde; artık tek varisi değildi mükemmel avcı annesinin.

Yanlızlığında; yürüdü,olası kendi topraklarına doğru.....

Hayran olduğumuz ama bir o kadar korktuğumuz, büyük kediler....Leoparlar...Bugün sadece sayıları 2000 le sınırlı!

Bir zaman gezegenimizi ortak paylaştıklarımızdan...Aslında yaşam kurallarımız çok farklı değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu belgeseli kaç kez izledim bilmiyorum ama

her izlediğimde sanki ilke defa izlemiş gibi oluyorum.

Özellikle, öldürdüğü babunun yavrusunu önce garipseyip,

sonra da koruma çabaları ve gecenin soğuğunda yavru maymunla

koyun koyun uyumaları insanlığımdan utanmama neden oluyor.

Onlardan öğreneceğimiz çok şey var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Keklikciğim, teyze lafımı neden üstünüze aldınız anlamadım demeyeceğim....Her neyse başlık güzel ben sabote etmeyeyim...

Sizin anlattığınız ve benimde üç gün sevdiğim bir teyzemden dinlediğim olaydan çıkardığım bir sonuç var. İnsanlaşma sürecini yaşayan insanoğlunun hayvanlardan öğreneceği çok şey olduğudur..

NOT. Bu arada bu hikayenin forumda yazıldığını sevdiğim teyzeme söylediğimde isimde hata olduğunu söyledi. Teyzem der ki, leoparın adı legedema imiş... (Teyzemin yalancısıyım)

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş
Keklikciğim, teyze lafımı neden üstünüze aldınız anlamadım demeyeceğim....Her neyse başlık güzel ben sabote etmeyeyim...

Sizin anlattığınız ve benimde üç gün sevdiğim bir teyzemden dinlediğim olaydan çıkardığım bir sonuç var. İnsanlaşma sürecini yaşayan insanoğlunun hayvanlardan öğreneceği çok şey olduğudur..

NOT. Bu arada bu hikayenin forumda yazıldığını sevdiğim teyzeme söylediğimde isimde hata olduğunu söyledi. Teyzem der ki, leoparın adı legedema imiş... (Teyzemin yalancısıyım)

saygılarımla

:D

Farkedermi?

Ama ben ilk seyrederken yazmaya başladım..Ve legemada diye not almıştım..Yanılmışda olabilirim!..Yazılanlar birebir ( cümle anlamındal...) aynı değil tabii...Belgeseli seyrettikten sonra kısaltarak yazdım,kendi anlatımımla... :) Yeni de değil... Sanırım 1 yılı aşkın bir zaman öncesi yazmıştım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu belgeseli kaç kez izledim bilmiyorum ama

her izlediğimde sanki ilke defa izlemiş gibi oluyorum.

Özellikle, öldürdüğü babunun yavrusunu önce garipseyip,

sonra da koruma çabaları ve gecenin soğuğunda yavru maymunla

koyun koyun uyumaları insanlığımdan utanmama neden oluyor.

Onlardan öğreneceğimiz çok şey var.

Nedense bu tip belgesellerin yeterli tüketicisi olmadığı için ülkemizde CD veya DVD si çıkarılmıyor...

Her zaman üzülmüşümdür! :(

Link to post
Sitelerde Paylaş
tabi ki farketmez. burada isim edğil anlatılandır önemli olan..

ama siz de mazur görün ki isimler konusunda takıntılı mı takıntılı bir teyzem vardır. onu kıramadığım için buraya yazdım :)

saygılarımla

:lol:

Bende takıntılıyımdır...Benden dinlediğinde "legemada" teyzenden dinlediğinde de "legemeda" olsun... :P

Şu teyzeyi de merak ettim doğrusu... :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
sen hallaca bakma sevgili pinkfloyd, onun canı dayak istiyor :)

farketmez tabiki. önemli olan bu konuyu buraya taşıman.

yarappim ne diyeyim sana...

keklikciğim sizin benimle alıp veremedinğiniz şey nedir?

Tamam bir ara size teyze demiş olabilirim ama tüm samimiyetimle söylüyorum bu hikayeyi galiba cuma gaünüydü sevdiğim bir teyzemden sözlü olarak dinledim... her şeyi üstünüze alma huyundan vazgeçerseniz güzel olur...

saygılarımla teyzeciğim pardon keklikciğim :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

hallaç adı bundan böyle pembe çakmaklı repunzel olarak biline,

şeklinde bir fetva verdikten sonra tekrar konuya dömek istiyorum.

loparların yetişkinlikten sonra akrabalarından çok uzaklaşmasının

bir sebebi de akrabalarıyla çiftleşmeyi engellemek ve genetik bozuklukları

en aza indirgemek içinmiş. aynı şekilde bu sabah izlediğim, balinalarla ilgili bir

belgeselde de erkek balinalar kendi sürülerinden farklı sürülerden eş seçiyorlarmış.

hayvanlar bile bunun farkına varmışlar da insanlar hala emmi kızı, dayı oğlu

diye tuttururlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

pembe rengini bilmiyorum.. ama pempe renkli bir çakmağım vardır doğrudur... bu çakmağı da yukarıda ismini zikrettiğim sevdğim teyzem hediye etmişti. Bi saniye ya bu çakmaktan nasıl haberdar oldunuz ya... noluyoruz yaaaaaa

Link to post
Sitelerde Paylaş
hallaç adı bundan böyle pembe çakmaklı repunzel olarak biline,

şeklinde bir fetva verdikten sonra tekrar konuya dömek istiyorum.

loparların yetişkinlikten sonra akrabalarından çok uzaklaşmasının

bir sebebi de akrabalarıyla çiftleşmeyi engellemek ve genetik bozuklukları

en aza indirgemek içinmiş. aynı şekilde bu sabah izlediğim, balinalarla ilgili bir

belgeselde de erkek balinalar kendi sürülerinden farklı sürülerden eş seçiyorlarmış.

hayvanlar bile bunun farkına varmışlar da insanlar hala emmi kızı, dayı oğlu

diye tuttururlar.

Kedigillerin ortak özelliği;Aslanlar hariç genelde yanlız yaşarlar...Sadece çiftleşme zamanları partner ararlar...Ve; anaerkil bir sosyalite sergilerler...Bu yüzden;ana kedigilin hakim olduğu alan yasak alandır.

Yavru kedigil anayı tanır ama ana kedigil yeni yavrular sonrası önceki yavruyu unutur.(korumak anlamında unutmak zorunda...)

Ama doğru bir yere klavyeyi tıkladın...

Akraba evliliği demek, gen havuzunun nimetlerinden enaz faydalanmak demektir. :P

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 years later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...