Jump to content

Bir Yalanı Ciddiye Almanın Şanssız Sonuçları


Recommended Posts

İslam ile ilgili o kadar çok çelişki var ki. Yetmezmiş gibi 200 yıl sonra yazılmış hadisler var ortada. Eğer Muhammed ve etrafındaki kişiler yaşamadı ise her şey çok daha anlaşılır olur. O zaman bu kadar çelişkinin neden var olduğunu anlarız.

haci yı araştırmaları ve bu konudaki açık fikirliliği için kutluyorum. Ben fikrinin değişeceğini sanmıyordum ama değişmiş.

Eğer biz bir takım insanların sonradan yazdığı bir din hakkında konuşuyorsak, kandırılmışlığımız çok acı. Sinir bozucu bir durum. Ama iyi yanı, artık bunları okuduktan sonra din tartışmalarını ciddiye alamayacak olmamdır. Hep aklıma yeldeğirmenleri ile mi savaşıyorum acaba sorusu gelecek.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 402
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Neden İlhan Arsel ve Turan Dursun'un kitaplarının hazin öyküsü?

Aslında Kur'an hakkında yorum yapan herkesin düşünüp yazdıklarının hazin öyküsü.....

Bu konuda yorum yapanları şimdiye kadar Kur'an, İslam ve Muhammed konusunda yanıldıkları için suçlamak gibi bir küstahlık yapmak da çok yanlış...

Bu konuda The Qur'an in its historical context kitabında bakın neler yazıyor.

Revisionist scholars seem to agree on one basic percept: the link between the Qur'an and the biography of Muhammad is illusory. The story of Qur'an's origin must be seen in a much broader perpective. Only once the Qur'an is freed from the narrow category of that biography can it be fully appreciated.

Revizyonist bilim adamları görünüşe göre bir kuralda fikir birliği yapıyorlar: Kur'an ile Muhammed'in biyografisi arasındaki ilişki bir illüzyondur.

Kur'an'ın kökeni öyküsü çok daha geniş bir perspektiften incelenmelidir. Kur'an'ın bu dar görüşlü biyografiden soyutlanması onun tümüyle değerlendirmesini sağlayacaktır.

Yani açıkça Kur'an ile Muhammed'in hiç bir alakası yoktur deniyor.

Böyle bir alaka kurulunca Kur'an çok farklı bir şekilde değerlendiriliyor ve ana teması yeterince anlaşılmıyor denmek isteniyor.

Bundan İlhan Arsel ve Turan Dursun Kur'an'ı Muhammed'in yaşamından soyutlayamadıkları için, bilimsel olarak değerlendirmemişlerdir sonucunu çıkarmak mümkün.

Kur'an'ın gerçek tarihsel önemini anlamak için, onun dar bir konteksde değil de, çok daha geniş bir konteksde değerlendirilmesi gerekiyor.

Görünüşe göre Kur'an kimsenin tekelinde olan bir kitap değil. Arap toplumunun kollektif eseri.

Dolayısıyla ona atıflara bulunmak ve ayetleri şu veya bu şekilde değerlendirerek yorumlamak ki geleneksel İslam öğretileri bunda israr ediyor, yanlış bir yaklaşım.

Kur'an'ı çok daha geniş bir konteksde yorumlamak gerekiyor.

Bunu da şimdiye kadar kimsenin yapmamış olduğunu biliyoruz.

İslam'ı eleştirmek isteyenler Kur'an'ı Muhammed'in yazdığı savından hareket ederek, her ikisini de yerin dibine geçirebiliyorlar.

Muhammed'i aradan çıkaralım.

İslam'ı eleştirirken neyi eleştiriyoruz?

Eğer Kur'an'ı Muhammed yazmadı ise ve Kur'an Arap toplumunun kollektif bilincinin bir eseri ise, biz doğrudan doğruya antik Arap toplumunun kollektif bilincini eleştiriyoruz. Daha doğrusu hala devam etmekte olan cahiliye dönemini eleştiriyoruz.

Bu durumda İslam'ın eleştirisi için şöyle bir strateji izlememiz gerekiyor.

Müslüman'lara hala cahiliye devrinde yaşadıklarını hatırlatmalıyız.

Aynı şekilde yalnız Kur'an diyen 19'culara da aynı şeyleri hatırlatmakta yarar var.

Kur'an açıkça İslam'dan çok, cahiliye döneminin anayasasıdır.

Kur'an ve İslam bu dönemin yasallaşarak formalize edilmiş halini simgelemektedirler.

İslam ülkeleri tam bir batağa batmış durumdalar.....

Ve İslam'dan kurtulmadan bu bataklıktan asla kurtulamayacaklardır.

Ne acı...

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Neden İlhan Arsel ve Turan Dursun'un kitaplarının hazin öyküsü?

Aslında Kur'an hakkında yorum yapan herkesin düşünüp yazdıklarının hazin öyküsü.....

Bu konuda yorum yapanları şimdiye kadar Kur'an, İslam ve Muhammed konusunda yanıldıkları için suçlamak gibi bir küstahlık yapmak da çok yanlış...

(...)

Bu durumda İslam'ın eleştirisi için şöyle bir strateji izlememiz gerekiyor.

Müslüman'lara hala cahiliye devrinde yaşadıklarını hatırlatmalıyız.

Aynı şekilde yalnız Kur'an diyen 19'culara da aynı şeyleri hatırlatmakta yarar var.

Kur'an açıkça İslam'dan çok, cahiliye döneminin anayasasıdır.

Kur'an ve İslam bu dönemin yasallaşarak formalize edilmiş halini simgelemektedirler.

İslam ülkeleri tam bir batağa batmış durumdalar.....

Ve İslam'dan kurtulmadan bu bataklıktan asla kurtulamayacaklardır.

Ne acı...

HACI

Sayın Hacı !

Üstte alıntıladığım yazınızı baz olarak ele alırsak , aslında aynı şeyleri söylediğimizin farkında olamamamız mümkün değil .

Benim , sizin başlığınızda ortaya koyduğunuz iddianıza , yani Muhammed'in yaşamamış olabileceğini öngören iddianıza ne tek bir itirazım var ne de olumsuz manada söylediğim herhangi bir şey .

Böyle bir iddianın ispat edilmesi bizleri de sevindirir , ama önceki yorumumdaki örneklerde de verdiğim üzere , kanaatimce değişecek olan pek de bir şeyin olamayacağı görüşünü öne sürdüm sadece , yoksa amacım sizi bu hayli iddialı araştırmadan soğutmak değildi , öyle anlaşılmışsa sizden özür diliyorum .

Bu iddianın ispat edilmesi halinde neden pek de birşeylerin değişmeyeceği ise , daha önce yaşanmış durumlarla alakalı .

Nedir bu durumlar ?

Batılı araştırmacılar İsa peygamberin , kesinlikle yaşamamış , ondan geriye kalan tek bir ispatının dahi olmadığı , uyduruk ve tamamen efsane bir kişilik olduğuna dair tonlarca kitap yazdılar .

Ama netice ne oldu ; günümüzde dünya nüfusuna göre en yaygın olan din yine bu din , yani sözde yaşamış İsa'nın Hristiyanlık adlı dini .

Her ne kadar günümüz Hristiyanları bizdeki barbar zihniyetliler gibi acımasız , anlayışsız olmasa da yine de inanıyorlar , inanmaya devam ediyorlar .

Peki Hristiyanları sekülerleştiren unsur gerçekte İsa'nın yaşamamış bir kişilik olduğunun ispatlanması sonucu mudur , yoksa Batılı aydınların kanları canları pahasına verdikleri o , üçyüz yıllık amansız aydınlanma mücadelesi midir ; Batılı aydınlar bu mücadeleyi direk İsa'nın şahsında mı yapmışlardır , yoksa dinlerdeki saçmalıkları ta ciğerini sökercesine tek tek gözler önüne sererek mi ?

Atatürk niçin Kazım Karabekir Paşa'ya şu meyanda sözler söylemiştir :

- Bana bak Karabekir ; ben de bu Kuran'ı Türkçeye tercüme ettireceğim , ta ki bu milletin evlatları gerçeği görsün ve budalalıkta ısrar etmesin .

Atatürk'ün , Kuran'ı tercüme ettirmekte bu kadar ısrarlı olmasındaki amaç Muhammet'in nasıl bir kişilik olduğunun ortaya serilmesi midir , yoksa bilakis Kuran denilen hurafeler bütününün ne olduğunun ortaya serilmesi mi ?

Bakınız ben önceki yorumumda ne demişim :

- Zira inanırlar inanmaya yine devam edecek ; İslam dininin öngördüğü , yemeden içmeden tutun da ta yatak odasına kadar hakim olmaya çalıştığı normlardaki saçmalığı insanların farketmesi sağlanmadığı müddetçe Muhammed'in yaşayıp yaşamamasının da bir önemi olmayacaktır .

Sayın Hacı ; bilinçli bir ateist için buradaki mesele Muhammet değildir , olamaz da .

Tamam , bazı arkadaşlarımız sürekli Muhammet'e çatıyor , amenna ; ama eminim ki birçoğunun derdi aslında direk Muhammet'le değil , aksine onun şahsında , çoktan bitirilmesi gereken ve sadece Ortaçağ'a yakışan gerici zihniyetledir . Bundan azade olan bir ateist bence henüz bilinçli bir ateist sayılmaz ve böyleleri bize yarar değil , zarar verirler sadece .

Evet , sizin de dediğiniz gibi müslümanlar hala daha cahiliye döneminde yaşıyorlar , kaldı ki Turan Dursun'un da , İlhan Arsel'in de bu düşüncelere vurgu yapan tonlarca sözü var . İslam'ı ta ciğerine kadar bilen bu iki araştırmacının bundan habersiz olduğunu düşünmek dahi bu insanlara yapılmış en katı ahde vefasızlık olur .

Sevgili Hacı ; aydınlanma bir süreçtir , zorlu ve uzun bir süreç . Bu zorlu süreçte en büyük görev yine bizlere düşüyor . Aydınlanma yolunda en az bu , tamamen Ortaçağ'a , hatta daha öncesine yakışan birtakım ipsiz sapsız hurafeleri hakim kılmak adına müthiş çaba gösteren Fetullahçılar , diğer bilumum tarikatçı ve dinciler kadar çalışmadığımız sürece bu bataklıktan kurtuluş da mümkün olamayacaktır .

Yol ve yöntemler değişebilir , ama esas amaç asla gözardı edilmemelidir .

Saygılarımla ...

tarihinde Azaz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Benim tek bir delilim bile yok mantık.

Müsade edersen bende mantık yürüteyim hacı abi. Kuran ve siyer bilgilerini titiz bir şeklide analiz edince söz konusu şahsiyetlerin yaşadığını öne sürebilirim.

Kurana göre muhammedin eşleri müslümanların anası sayılır ve onlarla evlenmek yasak kılınmıştır.Hem kuran hemde siyere göre ayşe zina ile suçlanmış muhammedin damadı Ali; 'senin için karımı yok boşa gitsin'' şeklinde muhammede bir teklif sunmuştur.Ayşe bu teklide çok içerlemiş ve aliye karşı kin beslemiştir.

Muhammed öldükten sonra ise ayşe daha çok gençtir.Evlenmek yasak oluğu için bir kadının ömür boyu dul kalması ciddi psikolojik sorunlar yaratır,birde bunun üstüne ayşenin aliye olan intikanını da eklersek durum dahada kronikleşir. Çoluğu çocuğu yok, anne şefkatinden yoksun,eşi yok,insan sevgisinden yoksun,yuvası yok ot gibi ortada dolaşıyor.

ne yapsın kadıncağız kafayı sıyırmış,adeta erkek olmuş, osmanın katlini bahane ederek ali ile savaşıyor.Yani kuran ile rivayetler arasında müthiş bir paralellik var.

Bu açıdan bakınca muhammedin ve halifelerin yaşadığı mantıken mümkün gözüküyor.

tarihinde Bruce lee tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Müsade edersen bende mantık yürüteyim hacı abi. Kuran ve siyer bilgilerini titiz bir şeklide analiz edince söz konusu şahsiyetlerin yaşadığını öne sürebilirim.

Kurana göre muhammedin eşleri müslümanların anası sayılır ve onlarla evlenmek yasak kılınmıştır.Hem kuran hemde siyere göre ayşe zina ile suçlanmış muhammedin damadı Ali; 'senin için karımı yok boşa gitsin'' şeklinde muhammede bir teklif sunmuştur.Ayşe bu teklide çok içerlemiş ve aliye karşı kin beslemiştir.

Muhammed öldükten sonra ise ayşe daha çok gençtir.Evlenmek yasak oluğu için bir kadının ömür boyu dul kalması ciddi psikolojik sorunlar yaratır,birde bunun üstüne ayşenin aliye olan intikanını da eklersek durum dahada kronikleşir. Çoluğu çocuğu yok, anne şefkatinden yoksun,eşi yok,insan sevgisinden yoksun,yuvası yok ot gibi ortada dolaşıyor.

ne yapsın kadıncağız kafayı sıyırmış,adeta erkek olmuş, osmanın katlini bahane ederek ali ile savaşıyor.Yani kuran ile rivayetler arasında müthiş bir paralellik var.

Bu açıdan bakınca muhammedin ve halifelerin yaşadığı mantıken mümkün gözüküyor.

Sorun da bu zaten..

İslam kaynaklarına göre Muhammed ve halifeler yalnız yaşamakla kalmıyor, Kur'an'ı yazıyorlar, İslam'ı yayıyorlar.

Ama tarihe göre bütün bunlar olmuyor.

Biz ateistler Müslüman'ların inançlarını paylaşıyoruz.

İslamsal kaynaklara inanıyoruz.

Sonra onları Müslüman'ların aleyhine kullanıyoruz.

Bunlar samimi olmayan yaklaşımlar..

Ali Sina da FaithFreedom sitesinde , Muhammed'in bir hırsız, ırza geçen vb gibi bir ahlaksız olduğunu iddia ederken, İslam kaynaklarına dayanıyor.

İslam'ı Allah'ın dini olarak lanse eden İslam kaynaklarına inanmıyor ama, onun dışında Muhammed'i ve halifeleri ve diğer Müslüman'ları kötüleyecek her şeye inanıyor.

Ateistlerin Müslüman'ların zaaflarından yararlanarak değil, bilimsel gerçekleri gözler önüne sererek din olgusuna karşı mücadele etmeleri zamanının geldiğine inanıyorum.

İkili oynamak hiç yakışık almıyor.

Muhammed ve çetesinin yaşamış olması hiç bir şekilde mümkün değil.

Onlar hakkında o kadar çok şey biliniyor ki, zamanın Arap uygarlığı bu kadar bilginin kaydedilmesi için gerekli sofistikasyona henüz ulaşabilmiş değil.

Muhammed'in 40 yaşından sonraki yaşamının gün be gün, en ince ayrıntılarına kadar bilinmesi sizi rahatsız etmiyor mu?

Bu mümkün mü?

Önce bu soruyu kendinize sorun.

Sonra bu konuda kesin kararınızı verin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed'in gerçekten yaşadığını nasıl anlayabiliriz?

Yaşadığı iddia edilen döneme ait tarafsız ve bağımsız kaynaklarda Muhammed'in varlığına dair referansların olup olmadığına bakabiliriz. Mesela komşu devletlerin veya ilişki kurdukları devletlerin tarihi belgelerinde Muhammed'le ilgili herhangi birşey geçiyor mu? Veya döneme ait Yahudi veya Hristiyan kaynaklarda Muhammed'in varlığına, peygamberlik iddialarına ve kurmaya çalıştığı dine ilişkin bilgiler var mı? Veya o dönemde yaşamış tarihçilerin eserlerin Muhammed'le ilgili yazılan birşeyler var mı?

Bu soruların cevaplarını bilenler varsa paylaşırsa bu tartışma açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Muhammed'in gerçekten yaşadığını nasıl anlayabiliriz?

Yaşadığı iddia edilen döneme ait tarafsız ve bağımsız kaynaklarda Muhammed'in varlığına dair referansların olup olmadığına bakabiliriz. Mesela komşu devletlerin veya ilişki kurdukları devletlerin tarihi belgelerinde Muhammed'le ilgili herhangi birşey geçiyor mu? Veya döneme ait Yahudi veya Hristiyan kaynaklarda Muhammed'in varlığına, peygamberlik iddialarına ve kurmaya çalıştığı dine ilişkin bilgiler var mı? Veya o dönemde yaşamış tarihçilerin eserlerin Muhammed'le ilgili yazılan birşeyler var mı?

Bu soruların cevaplarını bilenler varsa paylaşırsa bu tartışma açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Bunları daha önce araştırdık Davinci.

Bırak Muhammed'i, Muhammed'den sonraki 4 halife dönemine ait dahi tek bir tarihi belge, kanıt yok.

Özellikle DreiMal Ali bu konuda yoğun arayış içinde oldu ama kaydadeğer bir bilgiye ulaşamadı.

Dönemin Hristiyan kaynaklarında ve Bizans literatüründe 8. yüzyıldan önce İslam hakkında hiç bahis yok.

İslam hakkında ilk konuşan ise Şamlı Johannes denilen Johannes Von Damaskus.

Onun da yaşadığı tarih 650-749.

http://de.wikipedia.org/wiki/Johannes_von_Damaskus

Şamlı Johannes'in İslam hakkında yazdıkları, İslam tarihçi ve hadisçilerinden çok daha önce olduğu için önem arzedebilir. Ama belli ki o da Muhammed'den 50-100 sene sonrası bilgilere sahiptir.

http://www.orthodoxinfo.com/general/stjohn_islam.aspx

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammedin yaşayıp yaşamadığı konusu sonuna kadar araştırılmalıdır.

Ortada yaşayıp yaşamadığını gösterir doğru dürüst belge olmadığı için kuran ve diğer kaynaklardaki en ufak ipucunun değerlendirilmesi gerekir.

Kaynaklarda,ayetler indikçe bunların ezberletildiği anlatılıyor. Yeni bir din olduğunu, daha önce bilinmediği anlatılmak isteniyor.

Belki buda kasıtlı olarak uydurulmuştur.Yine de üzerinde düşünülmesi gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İslam masalını kimin uydurduğu çokmu önemli ?

Tabii ki çok önemli.

İslam masalını ve kitabını Muhammed'in uydurmadığını düşününce ortada bir peygamber kalmıyor.

Peygamber kalmayınca din de kalmıyor.

Müslümanlar buna inanmayacak, dinlerini de kaldırıp çöpe atmayacak elbette ama bizler tamamen bilimsel yöntemlerle tartışıp çürüteceğiz onları.

Kur'an'daki yatak odası ayetlerinin Muhammed'in fantazileri olduğunu, onları dinin içine sokarak bugünün kadınlarını bile köle yaptığını söylüyoruz mesela.

Muhammed yaşamadı ise sayısı hayli yüksek olan bu tür ayetleri nasıl açıklayacağız?

"Muhammed bir sapık; 9 yaşındaki çocukla evlenmiş, evlatlığının karısını elinden almış, ganimet adı altında milletin karısını kızını gaspetmiş" diyebilecek miyiz inanarak?

Kur'an'ın yarattığı pisliğin tek sorumlusu akıl hastası bir Muhammed idi.

Muhammed yaşamadıysa ve biz bundan eminsek yepyeni argümanlar sunmak zorundayız.

Varolmadığını bildiğimiz birini ve onun dinini ne savunabilir ne de yerebiliriz...

O nedenle gerçeği bilmek bizim için çok önemlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İddia sahipleri daha somut bilgiler sunmalı.

Hangi tarihten itibaren olanları kesin doğru kabul ediyor?

Örneğin Muaviye ve Yezid dönemleri tarihi gerçek midir?

Kerbela katliamı uydurma mıdır?

Emevi devleti ve yıkılışı, Abbasilerin kuruluşu tarihte doğru mu geçer?

12 imamların hangileri kesin olarak yaşamıştır?

Net kabul edilen bir tarih çizgisi çekip, "bu çizgiden geriye doğru anlatılanların kanıtı yoktur, gerçek olmayabilir." denilmelidir ki tartışılabilsin.

Ayrıca beklenen kitabın yazarı da sadece Muhammed ve ashabı üzerine red hipotezleri üzerinde duruyorsa yazdıklarının bir faydası olacağını sanmıyorum.

İslamî kaynakların doğru olmadığını çürütecek birtakım bilgiler elinde yoksa, hipotezleri havanda su dövmek olacaktır. Örneğin öyle kesin bir tarihi bilgiye ulaşmıştır ki Ömer dönemi dediğimiz zamanda başka bir Arap emirinin iktidarından söz edilmektedir. O zaman tüm ezberler bozulabilir.

Ama "Var mı bir tarihi belge? diye sorup duran bir kitabın fayda sağlayacağına inanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Karl-Heinz Ohlig'in islam hakkindaki tezleri Christoph Luxemburg takma adini kullanan bir sami dil bilimcisinin calismalarina dayali. Luxemburg 2000 yilinda "Die syro-aramäische Lesart des Koran - Ein Beitrag zur Entschlüsselung der Koransprache (Kuranin suriye-aramice okunusu - kuran dilini desifre etmeye bir katki)" bir calisma sunmusdur.

Bu calismada kuran surelerindeki kelimeleri benzeri suriye aramice kelimelerle tercüme ediyor ve cok daha farkli anlamlar cikariyor. Bu anlamlardan cikardigi temel düsünce kuranin yeni bir din getirmesi degilde, teslisi reddeden bir hristiyanligin kitabi olusu. Mesela Muhammed kelimesinin yeni bir peygamberin isminin olmadigini, sadece Isa icin kullanilan bir lakab oldugunu cikariyor.

Yukarida belirttigim gibi, bu tezler islam bilimleri dünyasinda henüz fazla onay görmemistir. Bazilarin cok hosuna gitmesi bu tezlerin dogrulugunu göstermez. Bu yüzden sabirli olunmali ve baska bilim adamlarin bu konudaki calismalari beklenmeli.

Almanca bilenler icin:

Karl-Heinz Ohlig

Christoph Luxemburg

Kuranda Noel

Kuran islami basörtüsü hakkinda

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayrıca beklenen kitabın yazarı da sadece Muhammed ve ashabı üzerine red hipotezleri üzerinde duruyorsa yazdıklarının bir faydası olacağını sanmıyorum.

İslamî kaynakların doğru olmadığını çürütecek birtakım bilgiler elinde yoksa, hipotezleri havanda su dövmek olacaktır. Örneğin öyle kesin bir tarihi bilgiye ulaşmıştır ki Ömer dönemi dediğimiz zamanda başka bir Arap emirinin iktidarından söz edilmektedir. O zaman tüm ezberler bozulabilir.

Ama "Var mı bir tarihi belge? diye sorup duran bir kitabın fayda sağlayacağına inanmıyorum.

Doğru sorular. Bir tarafta milyonlarca insanın rivayetleri, siret, Kuran ve Hadis Külliyatı diğer yanda 'var mı bir tarihi belge?' diyen bir kitap, ikincisinin ciddiye alınması zor. Hatta Ömer döneminde başka iktidara ait kanıt bulunması da bir şeyi değiştirmeyecektir. Çünkü bulunan o kanıtın doğru olduğunu kim nereden bilecek? Üstelik Ömer'in özel yaşamına ait bunca detaylı, yanlı belge dururken aksi örneği kimse takmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman'lara Muhammed'in yaşamadığını kabul ettirmemiz diye bir sorunumuz yok arkadaşlar.

Muhammed'in yaşamadığını ateistlere bile kabul ettirebileceğimizi sanmıyorum.

Hepimizin beyni İslam öğretileri ile öylesine yıkanmış ki, ateist olanlarımız bile bir tür Müslüman mentalitesine sahip.

İlhan Arsel ve Turan Dursun bile Müslüman mentalitesi ile yazmışlar kitaplarını.

Kur'an'ı aynı mentalite ile yorumlamışlar.

Bu öylesine büyük bir yalan ki hepimizi aşıyor.

Batı'yı bile etkisi altına alıyor. Ve orada da tartışmalara neden oluyor.

Kendinizi bir tünelde farzedin. Uzakta bir ışık görünüyor.

Ama o ışık çok uzaklarda. Tünelin dışında mı yoksa içinde mi, belli değil.

Bu tünelden çıkabilecek miyiz. Yoksa İslam bizi bir tür aydınlatarak, tünelde tutmaya devam edecek mi?

1400 yıl aldatıldık. İnsanlık kimbilir daha kaç yüzyıl yıl aldatılacak.

Bir yalanı ciddiye almanın şansız sonuçları yalnız kitap yazarken yanılmak veya yanıltılmak değil.

Aynı zamanda o yalandan kurtulamamak...

Daha da şanssız tarafı o müthiş yalanlar silsilesinin bazılarına inanmak...

İslam tarihi başından sonuna kadar yalan arkadaşlar.

O kadar büyük bir yalan ki, içinde mevcut tek tük doğruları bulup çıkamak tümüyle olanaksız.

O yalanı düzeltmek mümkün değil.

Bütün yapılacak onu olduğu gibi çöpe atıp, yeni bir tarih oluşturmak.

Ne kadar eksik ve kusurlu olursa olsun yeniden yazılacak İslam tarihi, eskisinden çok daha doğru olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kaynaklarım......

Benim bu konuda fikrimin değişmesine neden olan ilk kaynak İslam'ın kendisi....

Muhammed'in öyle bir zamanda yaşadığı kurgulanıyor ki, o zamana ait bilgilerin son derece kıt olması gerekiyor.

Arap'ların kökeni hakkında bile kesin bilgimiz yok.

Buna karşın 610-632 yılları arasında aniden müthiş bir bilgi enflasyonu ile karşılaşıyoruz.

Bu tarihler arasında Muhammed'in yaşamını gün be gün izleyebiliyoruz.

Bu tarihlerden önceki ve sonraki zamanlar yine tarihin karanlık sayfaları arasında kaybolup gidiyor.

Beni Muhammed'in yaşamadığını düşünmeye zorlayan ilk ve yegane kaynak bu.

Bu kaynak benim için yeterli..

Diğerlerinin hiç önemi yok.

Onlar sadece bu ilk kaynağı destekliyor.

Hepsi o kadar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...