Jump to content

Ateizmin ahlak problemi


Recommended Posts

ama ben müslümanlar ahlaksızdır diyebilirim !

Bunu kanıtlayamaz isen 3 dakika içinde özür dileyeceksin.

ÇÜNKÜ..

Bir toplumun ahlak kuralları tüm bireyleri kapsamakla beraber,bir iki tane çürük elmanın yaptıkları tüm breyleri kapsamaz.Yani, çakalsız orman olmaz.

tarihinde HuseyinUzmez tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 47
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bunu kanıtlayamaz isen 3 dakika içinde özür dileyeceksin.

ÇÜNKÜ..

Bir toplumun ahlak kuralları tüm bireyleri kapsamakla beraber,bir iki tane çürük elmanın yaptıkları tüm breyleri kapsamaz.Yani, çakalsız orman olmaz.

Madem müslümanlardan bahsediyorsunuz;

Müslüman birinin kendine ait ahlâkı yoktur. Allah tabanlı ahlâkı ve teslimiyeti vardır. Başka birşey kabul ederse cehennem ehli olacağına inanır.

Yani müslüman insanın ahlâksız olduğunu, ahlâkın din bazlı olduğunu söyleyen kişidir. Neyse ki Türkiye'de ciddi sayıda müslüman yok.

Despot bir yönetim başa gelmedikçe de olacağı yok. İstedikleri kadar saf tutsunlar, istedikleri kadar devletin her yerine sızsınlar, eninde sonunda türklerin bir seçim yapması gerekecek. Ya çevreden sevdiklerini toplayarak ahlâklarını kurmaya devam edecekler, ya da orta çağ arabistanına merhaba diyeceğiz. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında bu konu sn Dehri nin Şu linkte bulunan ilstisinde , gayet güzel işlenmişti. Sn Uteybe okumamış olmalı.

Okusa da anlayacağını sanmam.

İlahi bir güç tarafından vehyedildiği iddia edilen kavramlara ınanan birisi , zorlanır.

Saygılar.

tarihinde taklamakan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Dinlerin dayattığı ahlak yapaydır. Dinlerin dayattığı ahlak sahtedir. Bu yapay ahlak kuralları uyduruldukları dönemde bile insanlığın tamamını kapsayamadılar, aradan geçen yüzyıllar içinde ise ahlakı değil ahlaksızlığı dayatır oldular.

Her topluma uyacak, her insanın içine sinecek bir yaşayış biçimi "icad" edemezsiniz. Ahlak toplum içinde şekillenir. Birileri kafasından ahlak uydurup artık böyle yaşayacaksınız diyemez.

Ateizm'in ahlak kuralı koymak gibi bir sorumluluğu yoktur, ateizm tanrı kavramına karşı takınılan bir tavırdır. Bu sitede birileri öldürüldüğü için bayram eden, katillerini yücelten ateist de var, cinayeti kınayan ateist de var. Ateistler tek blok değildir.

İnsanın içinde yetiştiği ortam o insanın değer yargılarını belirliyor, ben İslam denen saçmalığa inanırken bile anneme babama birşey olurda bir miras paylaşımı olursa hepsini kız kardeşim alsın, ben başımın çaresine bakarım diyordum. İslam'ın saçma miras hukukunu asla kabul etmedim. Köleliği, cariyeliği, çok eşliliği, ganimet için öldürmeyi, "kafirleri" dost edinmemeyi vs. asla kabul etmedim. Zira için de büyüdüğüm ve zihnimi şekillendiren kültür böyle şeyleri reddediyordu.

Dinin ve tanrı kavramının saçmalığını farkettikden sonra da yaşayışımda büyük bir değişiklik olmadı; hala haksız kazanç peşinde koşmuyorum, hala içki, uyuşturucu, fuhuş vs. alemine dalmış değilim, nasıl olsa ateistim, cehennem felan yok çalayım çırpayım demiyorum, beni tutan şey cehennem korkusu ya da cennet vaadi değil. İyi olmaya gönüllüyüm ben. Kendi kendine adam olamayanlar, içinde yaşadıkları toplumdan şer öğrenenler kendilerini din yalanı ile dizginlemeye devam etsinler.

Ateist değilim deistim ancak ben de bu yazılanlara aynen katılıyorum....(deist olmam nedeniyle bir Tanrı korkusu falan da duymuyorum,olabileceğine inandığım,ihtimal verdiğim Tanrı'yı savunmaya da gerek duymuyorum,bunu da belirteyim) imza gercekisim!

tarihinde gercekisim tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu kanıtlayamaz isen 3 dakika içinde özür dileyeceksin.

ÇÜNKÜ..

Bir toplumun ahlak kuralları tüm bireyleri kapsamakla beraber,bir iki tane çürük elmanın yaptıkları tüm breyleri kapsamaz.Yani, çakalsız orman olmaz.

keşke bir hata yapsaydımda

doğrusunu öğrenip özür dileseydim

Bu gerçekten beni mutlu ederdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dinler salt ahlak sistemleridir.. Ortaya cıkan tüm peygamberler içinde yaşadıkları toplumların ahlaki zaafları, bozulmaları sonucu bir anlamda tepki olarak yeşermiştir..

Salt ahlak sistemi olduğunu söylemek absürd olurdu. Dinler çoğunlukla hem bireysel hemde toplumsal yaklaşım yapar. Bizim ahlak dediğimiz bir toplumun zaman içinde geliştirdiği sosyal yaşamı kolayşlaştırıcı ve denge sağlayıcı unsurlardır. Ancak her toplumda farklılık gösterir. İklimsel farklar olsun, ırksal farklar olsun, coğrafi farklılıklar olsun yaşam farklı şekilde ilerlediği için toplumda farklı şekilde sosyal evrim geçirir ve kendine uygun ahlak kurallarını oluşturur. Mesela Avustralya'nın çölünde +45 derece sıcakta yaşan bir aborjin kabilesi için çıplak gezmek bir ahlaksızlık olarak görülmeyeceği gibi kuzey bölgelerde eksi sıcaklık değerlerinde yaşayan inuitler gibi yerli kabileler içinse giyinmek iklimin doğal sonucu olduğu için zamanla ahlak kuralına dönüştürebilir. Herşey imkanların bize getirdiği şekilde değişir. Her iklimin doğal farklılığı sonucu yediğimiz yiyecekler de ona göre farklıdır, Hindistanda yaşayan bir topluluk fillerden etkilenip ve ondan faydalanıp saygı duyabilirken, hayatında fille tanışmamış başka topluluklar için bir anlam ifade etmeyecektir.

kutsal kitaplarda insanın görevi tanrının buyruklarını yerine getirmek olarak çizilir.. Tanrı ibadet adını verdigi ritüellerle insanı kendine yöneltirken ahlaki yönü es gecmez.. Emredilen ibadetlerin icinde insanı iyi ahlaklı olmaya itecek yönelişler vardır ( örn. zekat)..

Zekatın ahlaksal yönü olduğunu pek sanmıyorum, daha çok gelir dağılımı adaletini sağlamak için muhammed yazmıştır.

Aynı zamanda genel ahlak kaidelerinin tümünün dinlerde karşılık buldugu gözlenebilir , örnegin ; adam öldürmek zina etmek hırsızlık yapmak dedikodu, yalan, samimiyetsizlik ikiyüzlülük tüm dinlerde yasaklanmış bunları yapan insan büyük azapla korkutulmuştur..

Tümü dinler karşılık görmüyor aslında, genel ahlak kuralları diye birşey yoktur. Toplumlar kendileri toplumsal yaşam kurallarını zamanla kendileri icad ederler.

Din , ibadet adını verdigi ritüellerle akıl üstü bir varlıga yönelişi emrederken insan özünün iyiye ve güzele olan tarafını es gecmez

Din, cevabı bilenemeyen sorulara varsayımsal ve somut olmayan cevaplar verir. Halbuki kendi açıkladığı birşey yoktur sadece varsayımsaldır. Mesela tanrının nasıl varolduğunu anlatmaz ne şekilde varolmdığını anlatır. Bunu anlatırken yine varsayımsal cevaplar uydurur mesela o doğmadı doğruldu gibi ne şekilde olamayacağını anlatır ama tam olarak ne şekilde olduğunu yazmaz, yazamaz da zaten çünkü dini uyduranların kendileride bilemez...

Geçmiş kavimlerin helak oluşu anlatılırken büyük ahlaki zaaflar icinde oldukları örneklenir ( örn.. eşcinsel ilişki , hayvanlara eziyet vs) İslamiyet sizden önce yaşamış olup da sapıklaşanların haline bir bakın diyerek modern insan tipine bir anlamda gözdagı verir , bu sebepledir ki dinler ahlaksız birey yetiştirme konusunda suclanamaz

Dinler ahlaksız birey yetiştirmez, geldikleri zamana göre ve geldikleri topluma göre ahlaklıdır, dinin hatası daimi değişmezliği iddia etmesidir. Halbuki ahlak kavramıda zamanla değiştiği için din muhafazakar ve yobaz kalır. Dünya da bir çok dinin olduğunu düşünürsek birbirleriyle çakışmaya uğrarlar. Dünya toplumların gelişim süreci aynı ivmede değildir, A ülkesi daha fazla gelişirken B ülkesi çok daha geride kalabilir. Zamanla geri kalmış ülkeler küçülecek gelişmiş ülkelerin egemenliği altında kalıp o ülkelerce yozlaştırılacak ve o ülkeler içinde asimile olup tamamen dinlerini, kültürlerini unutmaya başlayacaktır. Böylelikle dinler sürekli değişmeye ve evrim geçirmeye başlayacaktır.

Doğa kanunları eşitlik vaad etmez, doğa bize bunu sağlamayabilir ancak biz insan olarak adaleti, eşitliği isteriz. Kimimiz sakat doğar kimimiz sağlıklı, adaletli olan birşey yok adalet yanılsamadır sadece. İşte dini inançlarda bu duyguları bastırıp motivasyon görevi görür sadece.

Arabistan da çöl ikliminde ve islamın hortladığı yıllarda yaşamıyoruz şuanda çok farklı bir dünya var, günmüze baktığızda islamın 100lerce yıl önceki kavramları korumaya çalışmasıyla artık dinin ahlaklı birey yetiştirdiğini söylemek absürddür.

Değişmeyen tek şey değişimin varolduğudur.

Siz ahlakı standartlaştıramazsın zamanla değişecektir, dinlerse standart bir ahlak dayatmaya çalışır sadece...

Ateizmin en önemli sorunu kendisine bir ahlak anlayışı geliştirememiş olmasıdır.. Din taraftarı insanlar en büyük eleştirileri bu yönden getirir..

Ateizmin en büyük sorunu ahlak anlayışı getirmemiş olması değil, ateizmin en büyük sorunu dinlere alternatif olmaması. Yani insanlar eşitlik özlemine, sonsuzluk özlemine bir çözüm bulmaz ateizm.

Ateizm, bir inanç ve ritüel değildir, ahlak anlayışı da getirmez. Zaten öyle birşey yapmış olsaydı ateizm de dinler gibi zamanla eriyecekti ve değişen zamanla birlikte geri kalacaktı ve tarihin sayfalarına gömülecekti.

Ateizm sana objektif bir bakış açısı, farklı düşüncede ki ve yaşam tarzında ki insanları anlama konusunda ki empati gücünü verir. Sana bireysel kararlarında ve seçimlerinde özgürlük vaad eder.

Ahlakı kendiniz kazanırsınız, öyle kitaptan okumayla ahlak olmaz.

Ateist insan ne kadar niçin ve neye göre ahlaklı olmak zorundadır..?

İnsan dini için değil toplumla uzlaşmak için ahlaklı olmak durumundadır, bir toplumda yaşıyorsanız bunun geliştirdiği kurallarla o insanları üzmeden ortak bir noktayı hedeflersiniz eğer yapmazsanız zaten toplumda yer edinemezsiniz.

Bu dünyanın ötesinde hicbirşey olmadıgını ve herşeyin gözün gördügü maddeden ibaret oldugunu söyleyen birisi , yalnızca bir kere gelecegi bu dünyada - tadını çıkarmak , keyfine bakmak ve olabildigince iyi yaşamak isteyecektir -..

Hepimizin istediği bu zaten, bu yüzden yaşama daha çok bağlıyız. Yaşamı daha çok seviyoruz.

Bu ateist ahlak açısından düşündürücüdür.. Madde ötesine yönelmeyen insan , mesela hayatta istedigi şeyler olmadıgı sürece , yada cok sevdigi birisini kaybettiginde nasıl ayakta kalır.. ? yaşama baglanmak icin bulacagı sebepler nelerdir..

Bu senin geliştirdiğin yaşam felsefenle alakalı, biz amaçlarımızı kendimiz belirleriz. İstediğiniz birşey olmadığı zaman başka bir şey isterseniz. Çok sevdiğiniz birini kaybettiğinizde başka bir sevdiğinize sarılırsınız, eğer yoksa böyle birisi ölenin size verdiği duygunun benzerini tattıracak başka insanlar ararsınız. Yaşama bağlanmak için birşeye inanmanıza ihtiyaç yok sadece kendinize inanın.

Modern ateist insan modelinin özgürlük adını verdigi davranışların sınırı nedir..? Yirmili yaşlarını yaşayan genc bir kız begendigi her adamla yatarken , insan ruhunun maddi yönelişlerle hicbir zaman tatmin olmayacagını , sıkıntının daha da cogalıp doyumsuzlugun getirdigi sahte doyumla neticenin hüsranla sonuclanacagını o kıza kimse söylemiş midir..?

Davranış bireyseldir, kendi başınıza yaptığınız ve sadece sizi etkileyen davranışlarda sınır yoktur ama toplumu etki ettiğinde siz o toplumun bakış açısına göre davranmak durumunda kalırsınız. Hayatta sadece cinsellik, sevişmek yok. Birşeyden doyduğunuzu hissediyorsanız başka şeylere yönelirsiniz, sıkıntı yaratan yine sizsiniz.

Ünlü işadamı Henry ford'un oglunun hikayesi akla geliyor ( başka bir işadamıda olabilir).. Hayatta her zevki tattım bir tek ölümü tatamadım diyerek 25 yaşında intihar eden bu gencin hayat , anlam , insan , ölüm ve yaşam kavramlarına bakışı eminim ki dinden bagımsızdır

İntar bireysel bir tercihtir, biz varolmayı seçmedik bize sormadılar. Ancak ölüm bizim seçimimiz olabilir. Seçemediğimiz tek şey doğmuş olmamızdır. Biz insanların intihar tercihleri için onları suçlayıp yadırgayamayız.

İnsanlar yaşamları boyunca amaçlarını kendileri belirler, siz insanlara amaç dayatamazsınız. İnsanlık tarihi 100.000lerce yıl geriye dayanıyor bu süre içinde 1000lerce din gelip geçti ve bu süreç içinde toplumsal yaşamın geldiği noktayı yaşıyoruz. Bir çocuk sıfır olarak doğar ve toplumun getirdiği değer yargılarına göre şekillenir. Ateist olarak doğarız, çevremiz tarafından yönlendiririz. Yaşamda ki temel amaç sadece "mutlu olmak"tır. Yaşamı bir doğru gibi düşünürsek doğrunun bir tarafı mutsuzluk diğer tarafı mutluluğa tekabül eder. Biz bu iki nokta arasında gidip geliriz, yaşam dalgalıdır, bir günümüz mutlu geçerken diğer mutsuz geçebilir. Bizi hayata bağlayan bu mutlu olduğumuz anlarda aldığımız duygunun ileriki bir tarihte tekrarlanacağını düşünmemizdir. Eğer sürekli mutsuz olarak kalacağınıza kendizi inandırırsanız o zaman yaşamdan vazgeçmişsiniz demektir. Halbuki yaşamda birşeyin sürekliliği yoktur, ne kadar mutsuz da olasanız zaman size mutlu olacağınız anları yaşatacaktır.

Dinler insan kişiliğini törpüleme görevini es geçmemiştir.. Allahın sıfatlarından cogu - kibir ululuk azamat büyüklük - olarak belirtilir.. Kibir dinlerde en büyük günahlardan birisidir , büyük olan Allahtır, insan kibirlenerek hem allaha karşı suç işlemiş olacak , hem toplumsal ahlaka zarar verecek , hem de kişisel bunalımlarını tavana vurduracaktır..

Kişiliği törpülemiyor sadece törpilemeye çalışıyor, dindar olsada olmasada yapan yapacağını yapıyor zaten...

Ateist insan kişilik yapısını neye göre ve niçin saygılı sevgili mütevazi tutmak zorundadır..? Misal ; iki üniversite bitirmiş ingilizce bilen maddi durumu iyi olan ateist bir insan kendisini topluma karşı mütevazi hoşgörülü yardımsever bakmak zorunda hissetmez.. Zira maddi başarılar madde ötesi sebeplerden bagımsızdır zaten madde ötesi yoktur , insan bir kere gelecegi bu dünyada ne kadar - başarılı - olursa digerlerine o kadar üstünlük saglayacaktır.. Darwin Evrim Teorisinde sıkca - Güclü olanın gücsüzü ezdigi - doga sisteminden bahseder..

Ben ateistim anlatim, sevdiğim zaman mutlu oluyorum, saygılı olduğum zaman birilerine yardım ettiğim zamanlar onların mutlu olması beni de etkiliyor. Kendi mutluluğum için bunları yapıyorum. Evet söylediğin gibi ne kadar başarılı olursak o kadar üstünlük sağlayabiliriz ama biz birbirimize muhtacız.

Yaptığımız herşeyin temel sebebi mutlu olmak içindir, biz bizi bu mutluluğa götüren yolları ararız sadece. Bazen bu yoldan gitmek için kendimize araçlar edinmeye çalışırız. Bu öyle bir yol ki herşey birbirine bağlıdır, bir grubun eksilmesi diğerlerini de engelleyebilecektir.

Küçük bir çocuğa neden çiçeklere zarar vermemesini anlatmak için buna günah deyip korkutmak yerine onlar sayesinde nefes alabildiğimizi, dünyada bitkiler olmasa oksijen de olmaz ve yaşayamazdık diyerek anlatabilirsiniz.

Neden sokaktaki hayvanlara eziyet etmemeleri gerektiğini onlara günahtır diyip korkutmak yerine, onlara da yaşamımızda ihtiyacımız olduğunu köpekler insanlara bekcilik görevlerinde çalıştırılabileceğini anlatabilirsiniz.

.

.

.

.

.

.

.

Örnekler çoğaltılabilir..

Dinlere göre üstün insan cok parası olup çok başarılı olan degil - Takvaca en ileri gitmiş olan - dır.. Kalplerdeki takva seviyesini yalnızca Allah bilebilecegi için kimin üstün kimin aşşağılık oldugu Allah katında sabittir.. Ahlaki görevlerini yerine getirmeyip Allahın yasakladıgı şeylerden kacınmadıgın sürece dünyanın en başarılı en zengin insanı bile olsan - Hayvandan aşağı - makamındasındır , dinler böyle söyler

Zaten üstün insan hala çok parası ve başarısı olan insan değildir, üstünlükten kasıt yetenekse insanların farklı farklı yetenekleri vardır. Senin para dediğin mübadele aracından başka birşey değil. Verdiğin emeğin karşılığı olarak almak istediğin ve sana satın alım gücü veren bir araçtan başka birşey değil. Her insanın beklentisi çok para sahibi olmak çok başarılı olmak değildir. Az paraylada mutlu olan insanlar var, mühim senin mutlu olmak için nelere ihtiyacın olduğunu ve bunu başarmak için neler yapman gerektiğini bulabilmen.

Lafı fazla uzatmadan , ateizmin ahlak anlayışı nedir..? ateizm tükettikce mutlu olacagım düşüncesine kendisini inandırmış küstah kibirli çok bilmiş aynı zamanda cahil modern insan tipine ahlaki bakımdan ne vadeder..? Ateist ahlak var mıdır , ateist insan neden iyi güzel ahlaklı mütevazi yardımsever samimi olmak zorundadır..?

Ateizmin bir ahlak anlayışı yok, çünkü ateizm bireysel olarak seninle zamanla sorgu sonucu oluşabildiğin ve bireysel örneklem ve argümanlarınla oturttuğun bir düşünce biçimi. Ateizmin kitabı kuralı vesairesi olmaz..

Tükettici mutlu olmanın konusu ateizm değil, farklı sonuçları farklı nedenlerde arıyorsun. Senin anlattığın şey tüketim toplumunun konusunu oluşturuyor, reklamlar, tüketimi mutluluk olarak gösteren çok uluslu şirketler vesaire...

Biz bilinmeyen bir evrende yaşıyoruz, bir şeyleri öğrenip açığa çıkarttıkca yerini yeni bilinmeyenlere bırakıyorlar. Doğru bildiğimiz yanlış çıkıyor, yanlış bildiğmizse doğru. Biz bu evren içinde kendisi anlamak için bir yoluz sadece.

tarihinde Colours tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bencede ateizler ahlksizlar ama hepsi deil tabi.iclerinde azda olsa ahlaklilar olabilir belki.ama onlari ahlaksiz ve iffetsiz diyerek dislamakta yanlis olur.ahlaksiz iffetsiz ve serefsiz olan bir insani bile hz allah yarattigi icin hor gormeyiz

bencede ateizler ahlksizlar ama hepsi deil tabi.

Sana ne denir , salak desem , salaklığa hakaret olacak. Demeyeyim bişey , bari hiçbirşeye hakaret olmasın.

1-) bence derken " B " büyük B ile başlamalıydın. Cümle başlangıcı çünkü.

2-) " ateizler" diye bişey yoktur. Doğrusu Ateistler olacaktı.

3-) "ateizler ahlksizlar" kelimeleri arasına " ,"virgül " koymaz isen , manada düşme olur. Ve sanki bikaç grup ismi sayılıyormuş manasına gelir ,

şöyle ki " ateizler ahlaksızlar müslümanlar ve diğerleri" cümlesinden anlayacağın şey gibi. Yani burada da hatan var.

4-) " deil " kelimesinin yazılışı da yanlış. Değil olacaktı doğrusu.

Toplam yedi kelimesi olan cümlede dilbilgisi olarak dört basit hatan var. Ama nın ve tabi nin kullanışına girmedim.

Gelelim ifade etmek istediğin şeydeki hata ya.

Sen ne biliyorsun ki , Ateizm ve Ahlak konusunda.

Sn Dehri nin açtığı başlığı en az 7 defa oku. Kafana takılan bişey var ise , gel anlatayım.

Eğer o kadar uzaklara gidecek bilgin ve yeteneğin yoksa , bir üstteki iletiyi de okusan olur.

"Peki bu iletiyi kaç defa okumam gerekiyor sorusunu duyar gibiyim" , 4 defadan fazla oku da , ne kadar okursan oku.

Seni müslümanımsı varlık.

Saygılar.

tarihinde taklamakan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu kanıtlayamaz isen 3 dakika içinde özür dileyeceksin.

ÇÜNKÜ..

Bir toplumun ahlak kuralları tüm bireyleri kapsamakla beraber,bir iki tane çürük elmanın yaptıkları tüm breyleri kapsamaz.Yani, çakalsız orman olmaz.

bu ülkenin hapishanelerine ve genel evlerine bak

bunlar kimler acab

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Bir toplumun ahlak kuralları tüm bireyleri kapsamakla beraber,bir iki tane çürük elmanın yaptıkları tüm breyleri kapsamaz.Yani, çakalsız orman olmaz.

Bir toplum ahlak kurallarının işte şu kaynaktan/kitaptan geldiğini söylüyorsa, o kitapta da "kadınlar tarlanızdır, dilediğiniz gibi varın, yetim kızları üçer beşer alıp büyütüp yatağa atın, karınızı dövün, esir ettiğiniz kadınlara tecavüz etmekte hürsünüz, karınızın üzerien boy boy kuma getirin.." vs. yazıyorsa..

Bu o toplumun ahlakk kuralıı denen şeyin bir rezillik, bir kepazelik, bir utanmaz, arsız iğrençliğin ta kendisi olduğu demek olmaktadır. İşte bu tarife uyan yeğane toplum, islam denen cibiliyetsiz rezilliğe tabi olan toplumdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak her yerde ve zaman tartışılan bir konudur ve salt bu husus, ahlakın değişken ve devinim içinde olduğunu gösterir.

Dinlerin ahlak analyışı veya ahlak kuralları diyelim, icat edildiği zamanda çekilmiş bir fotoğraf gibi o zamanın ahlak anlayışıdır ve devinimden mahrumdur. Din ahlakı eleştirisine cevap bulmak isterken kıvrılıp kıvranan din adamlarının sıkıntısı da buradan gelir zaten. Dinlein ahlakı çiviyle çakılmış dogmalardır ve toplumlar bu dogmaları yıkamadılar veya yıkmaya cesaret edemediler fakat yine de bir çok farklılıklar getirmişlerdir.

Buna örnek olarak ama sadece örenek olarak Kuran'ın hırsızlara öngördüğü cezayı, yani hırsızın elinin bilekten kesilme cezasını verebiliriz. Bu hüküm 1400 yıldır geçerli olmasına rağmen insanlarda her zaman sıkıntı yaratmıştır ve aslında çok az insan bu hükmü sorgusuz bir şekilde kabul etmiştir. Fakat bu hüküm Tanrı'ya atfedilen bir hüküm olduğu için ve Tanrı sözünüm asla değişmeyeceği için de, hüküm değişmemiş fakat hükmün uygulanmasını için şnkoşullarda farkılıklar olmuştur. Hırsızlığın cezası kesin ve açık fakat hırsızlığpn tanımı kersin ve açık olmamıştır. Bu sabeptendir ki, açlıktan hırsızlık yapan, ailesini beslemek için çaresiz hırsızlıklar için bu ceza hükmü uygulanmamıştır. Halbuki hüküm kesindir ve bu sebeplerden hırsızlık yapan da pekala elinin kesilmesi cezasına çarptırılabilirdi.

Görüyoruz ki, dinlerin dogmatik hükümlerince ortaya gelen ahlak anlayışı dahi devinimden tamamen yoksun değildir. Bu ise ahlak anlayışının ve kurallarının değişkenliğini bir kez daha, hemde dinlere rağmen gösterir.

Ahlakilik ayrıva her hangi bir dine veya iedolojiye özü bir gerçek değildir. Ahlakilik insan türü için yaşamsal bir gerektir. Eğer ortak bir ahlak çekirdeği olmasaydı insan türünün yaşamı mümkün olmazdı. Bunun bilimsel araştırmları ve sonuçları mevcuttur fakat burada bu kadarına değiniyorum.

Varsayalım ki, bugün Dünya'nın çeşitli yerlerinde çeşitli toplumlara aynı görevi vererek, ahlak kuralları geliştirmelerini istiyoruz. Sonuçları topladığımızda biribirine benzer kurallar bulacağımızdan hi. şüphe olmasın. Hemen hemen hepside cinayetin, hırsızlığın, başkasının eşine gçz dikmenin, çocukları bakımsız bırakmanın ahlaksız olduğunu söyleyecektir.

Çünkü bu ahlakilik insanların doğasında vardır ki, bu da evrimin beraberinde getirdiğidir.

Günümüzün medeni kanunlarının dayandığı ahlak anlayışının din kitaplarından alınmış olması bu sebepten tamamen bir saçmalıktır. Çünkü insan türü hep aynı ahlak ekseninin etrafında dolaşır ve hep benzer bir ahlak geliştirecektir. Tam aksine olarak bu husus, din kitaplarının insanlar tarafından yazıldığını kanıtlar. İnsanlar kendi ahlak merkezlerine göre din kitaplarına yazdığı ahlak anlayışını Tanrı'ya atfetmişlerdir.

Bu uzunca açıklmadan sonra ateist ahlak'ın aslında diğer ahlak anlayışından pek farklı olmadığını anlamak mümkündür. Bundan 1400 yıl önce bir ateist insan da hırsızın elininin kesilmesini belki gayet normal görmüştür. Fakat ateist ahlak anlayışı diğer anlayışlar gibi din kitaplarınca çivilerle çakılmadığı için evrimleşmiş ve değişmiştir ve bazen de ileriye doğru gelişmiştir. Ateist ahlak çoğunlukla çağdaş bir anlayıştır ve din kitapları sayesinde dindar insanlarda olduğu gibi geriye ve geride saplı değildir.

Ahlak, insanın genlerinde yatar ve yaşamsaldır. Ahlak bir din icatı değil, aksine dinlerin insan tarafından icat edilmiş olmasına dair bir kanıttır. Ahlak, insanın genlerinde hala bulunan yabaniliği ve becilliği bastırmak için yaşamsal bir dürtüdür. Ahlak, insanın son derece bencilliğini aşarak toplumsal bir yaşantı sürebilmesi için asgri müşterekler merkezidir. Böylece birey insanların toplum halinde varoluşu sağlanmıştır. Ahlak, medeniyetin getirdiği değil, medeniyeti getiren unsurdur.

Onun için, ahlakın ateistlere veya dindarlara ait olması gibi ne bir soru vardır ne de kimsenin ahlakı tekeline alma hakkı vardır.

Ateistlerin ahlakı varmıdır yokmudur sorusu tamamen cahillik ve bilgisizlikten kaynaklanan bir sorudur ve aslındfa sadece gülünç bir sorudur. Bu soru tıpkı ateistlerin nefes almak iöin burnu varmıdır yokmudur? sorusu gibi abes ve absürdtür.

Fakat... ateist ahlak farklımıdır? diye sorarsak cevap kesinlikle Evet olur. Çünkü ateist ahlak zamana göre devinir ve akılcılıklaö tekrar ediyorum: AKILICILIKLA gelişir.

İşte bu sayede dinlerin aksine ateist ahlak anlayışı tüm insanları kapsar ve eşitlik talep eder. Din ahlakı ise ayırıcıdır ve ahlakiliği kendi tekeli altına alıp, kendine özgü ahlakiliği sadece kendi kavmi için geçerli bilir ve insanları sınıflara ve sıfatlara ayırır. Böylece kendi din mensubuna karşı geçerli olan bir ahlak kuralı, başka bir dine mensup bir şahısa karşı geçersiz olabiliyor. Aynı zamanda bşaka din mesuplarından veya dinsizlerden beklediği ahlak anlayışlı da farklı oluyor, daha doğrusu onlardan ahlak dahi beklemiyor ki, bu başlığın açılış sebebi de bunun gibi dandik ve her türlü bilgelikten uzak bir ahlak anlayışıdır.

Sevgiler

Darvinist

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dinlerin dayattığı ahlak yapaydır. Dinlerin dayattığı ahlak sahtedir. Bu yapay ahlak kuralları uyduruldukları dönemde bile insanlığın tamamını kapsayamadılar, aradan geçen yüzyıllar içinde ise ahlakı değil ahlaksızlığı dayatır oldular.

Her topluma uyacak, her insanın içine sinecek bir yaşayış biçimi "icad" edemezsiniz. Ahlak toplum içinde şekillenir. Birileri kafasından ahlak uydurup artık böyle yaşayacaksınız diyemez.

Ateizm'in ahlak kuralı koymak gibi bir sorumluluğu yoktur, ateizm tanrı kavramına karşı takınılan bir tavırdır. Bu sitede birileri öldürüldüğü için bayram eden, katillerini yücelten ateist de var, cinayeti kınayan ateist de var. Ateistler tek blok değildir.

İnsanın içinde yetiştiği ortam o insanın değer yargılarını belirliyor, ben İslam denen saçmalığa inanırken bile anneme babama birşey olurda bir miras paylaşımı olursa hepsini kız kardeşim alsın, ben başımın çaresine bakarım diyordum. İslam'ın saçma miras hukukunu asla kabul etmedim. Köleliği, cariyeliği, çok eşliliği, ganimet için öldürmeyi, "kafirleri" dost edinmemeyi vs. asla kabul etmedim. Zira için de büyüdüğüm ve zihnimi şekillendiren kültür böyle şeyleri reddediyordu.

Dinin ve tanrı kavramının saçmalığını farkettikden sonra da yaşayışımda büyük bir değişiklik olmadı; hala haksız kazanç peşinde koşmuyorum, hala içki, uyuşturucu, fuhuş vs. alemine dalmış değilim, nasıl olsa ateistim, cehennem felan yok çalayım çırpayım demiyorum, beni tutan şey cehennem korkusu ya da cennet vaadi değil. İyi olmaya gönüllüyüm ben. Kendi kendine adam olamayanlar, içinde yaşadıkları toplumdan şer öğrenenler kendilerini din yalanı ile dizginlemeye devam etsinler.

dünden beri bu mesajı düşünüyorum. benim hayatımda devrim niteliği taşıyor. teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
dünden beri bu mesajı düşünüyorum. benim hayatımda devrim niteliği taşıyor. teşekkürler.

Haklisiniz. BilegehanBengi'nin bu dort dortluk ve yurekten gelen mesajinin ustune gercekten bir sey demeye gerek kalmiyor.

tarihinde Aragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
zaten ateizlerin hepsi ahlaksiz serefsiz irz dusmani asagilik insanlar demek yanlis.butun ateizleri suclayici konusan musluman arkadaslari kiniorum.

O zaman sen Kuranı da kınıyorsundur çünkü Kuran'da "Ey iman edenler müşrikler ancak pisliktirler" yazıyor ve ayrım yapmıyor. Hepsi pisliktir ve aynen ben de katılıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> O zaman sen Kuranı da kınıyorsundur çünkü Kuran'da "Ey iman edenler müşrikler ancak pisliktirler" yazıyor ve ayrım yapmıyor. Hepsi pisliktir ve aynen ben de katılıyorum.

Pedofil ve azgın uçkur düşkünü bedevinin müritleri, ateistler hakkında böyle düşünse kaç yazar ki? Peygamberine bak, müridini, al, Pis bedevi muhammed değil mi sizin şu kuranı söyleyen?

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> O zaman sen Kuranı da kınıyorsundur çünkü Kuran'da "Ey iman edenler müşrikler ancak pisliktirler" yazıyor ve ayrım yapmıyor. Hepsi pisliktir ve aynen ben de katılıyorum.

Pedofil ve azgın uçkur düşkünü bedevinin müritleri, ateistler hakkında böyle düşünse kaç yazar ki? Peygamberine bak, müridini, al, Pis bedevi muhammed değil mi sizin şu kuranı söyleyen?

Ya sen her lafa zıplamaya ne meraklısın, bırak muhatabım cevaplasın sana ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş

kuranda müşrikler pisliktir der dogrudur , ama ben allahın benim hakkımda ne düşündügünü umursamıyorum.. ben yalnızca insanlık adına yapar insanlık adına çile çeker bedel öderim , yaptıgım her fedakarlık insanlıgın daha güzel günler görmesi icindir , allah rızası denen şeyi umursamadıgım icin allah isimli şahsiyetin beni pislik olarak görüp görmemesi hic önemli degil

Link to post
Sitelerde Paylaş
O zaman sen Kuranı da kınıyorsundur çünkü Kuran'da "Ey iman edenler müşrikler ancak pisliktirler" yazıyor ve ayrım yapmıyor. Hepsi pisliktir ve aynen ben de katılıyorum.

cübbeli bu yönünde seni tebrik ediyorum !

Genelde tipik müslüman gibi yontma kuranı desteklemiyorsun

Ama bu düşüncenden dolayıda seni kınıyorum !

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...