Jump to content

Allah Neden Arapçayı Bu Kadar Sever?


Recommended Posts

- İlk insanlar olan Adem ve Havva, Arapça konuşurlarmış.

- Kuran Arapça indirilmiş.

- Arafta ve Cennette Arapça konuşulacakmış.

Bu görüşü Allah'ın, meleklerin, cinlerin ve şeytanın da Arapça konuştuklarına genişletebiliriz.

'Allah'ın 'kullarına' da layık gördüğü tek dil bu mudur?' diye soracak olursanız, önceki 'kutsal kitapların' (Tevrat, Zebur ve İncil) İbranice ve Aramice/Yunanca yazıldıklarını teslim etmemiz gerekir.

Ama son yüzyıllarda, Arapçayı kesin olarak öne çıkarmaktadır. Bazen gökteki bulutlarda, bazen Etyopya'nın bir dağ köyündeki yeni doğmuş bir kuzunun tüylerinde veya bazen de Konya'daki Kuran Kursunun yıkıntısı altında kalarak ölen kızlardan birinin alnında kendi adını Arapça yazdığını görüyoruz. 'Din alimleri'nin 'mealden, tefsirden din öğrenilmez' demelerine de bakarak illa ki bu dili öğrenmemiz gerektiği anlaşılıyor. Arapça duaların çok rağbet gördüğü ve 'kabul edildikleri' de söylenir.

Benim merak ettiğim, Allah'ın neden kullarının ana dilleri arasında bu ayrımı yaptığı ve 'Siz bana bildiğiniz gibi dua edin. Ben her şeye kadir yüce yaratan değil miyim? Sizi elbette her dilden anlarım' diyeceğine, neden 'son peygamberinin' dilini angaje ettiğidir.

Uzun yıllar önce Aşık Mahsuni Şerif çalıp söylemişti:

Hey Arapça okuyanlar,

Allah Türkçe bilmiyor mu?

İngilizce Fransızca

Bize lisan olmuyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlk insanlar olan Adem ve Havva, Arapça konuşurlarmış.

Bunu ilk kez duyuyorum

- Arafta ve Cennette Arapça konuşulacakmış.

Bunu yalan diye duymuştum..

Bunların dayanağı nedir eyetisyen?

Hadis ise hadislerin sıhhati nasıldır?Çünkü arapları öven bir çok hadis var hepsi yalan bunlarda onlardan olmasın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
- İlk insanlar olan Adem ve Havva, Arapça konuşurlarmış.

- Kuran Arapça indirilmiş.

- Arafta ve Cennette Arapça konuşulacakmış.

Bu görüşü Allah'ın, meleklerin, cinlerin ve şeytanın da Arapça konuştuklarına genişletebiliriz.

'Allah'ın 'kullarına' da layık gördüğü tek dil bu mudur?' diye soracak olursanız, önceki 'kutsal kitapların' (Tevrat, Zebur ve İncil) İbranice ve Aramice/Yunanca yazıldıklarını teslim etmemiz gerekir.

Ama son yüzyıllarda, Arapçayı kesin olarak öne çıkarmaktadır. Bazen gökteki bulutlarda, bazen Etyopya'nın bir dağ köyündeki yeni doğmuş bir kuzunun tüylerinde veya bazen de Konya'daki Kuran Kursunun yıkıntısı altında kalarak ölen kızlardan birinin alnında kendi adını Arapça yazdığını görüyoruz. 'Din alimleri'nin 'mealden, tefsirden din öğrenilmez' demelerine de bakarak illa ki bu dili öğrenmemiz gerektiği anlaşılıyor. Arapça duaların çok rağbet gördüğü ve 'kabul edildikleri' de söylenir.

Benim merak ettiğim, Allah'ın neden kullarının ana dilleri arasında bu ayrımı yaptığı ve 'Siz bana bildiğiniz gibi dua edin. Ben her şeye kadir yüce yaratan değil miyim? Sizi elbette her dilden anlarım' diyeceğine, neden 'son peygamberinin' dilini angaje ettiğidir.

Uzun yıllar önce Aşık Mahsuni Şerif çalıp söylemişti:

Hey Arapça okuyanlar,

Allah Türkçe bilmiyor mu?

İngilizce Fransızca

Bize lisan olmuyor mu?

Koyu yazılarınızda mantıktan kırıntı yok ; çünkü Tanrı size nasıl bana bildiğiniz gibi dua edin diyecek ? Demişsiniz. Kalbinize mi fısıldayacak ? Hangi dille size aktaracak ? Arapça olmasından yakınırken bile kendi dilinizde olmasını istemişsiniz (inananlar için)...

Yoksa Dünyadaki 500e yakın dilde çevirip mi gönderecek ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adem ile Havvanın Arapça konuştukları tamamiyle bir safsatadan ibarettir.Hangi dil veya lehçeyle konuştukları bilinemez.Söylenenler ise hurafedir.Buna inanmış olman bir kere çok şaşırtıcı bir durum.İkincisi günümüzde Arapça yapılan ibadetlere ise kesinlikle karşıyım.Tanrının bir dili olmadığına göre her insan kendi anlayacağı dil ile ibadet etmelidir.Bu konu gayet açıktır.Kutsal kitap neden Arapça indi dersen o beni aşar.Çok merak ediyorsan onu Ahirette yaratıcıya sorarsın ^_^

Link to post
Sitelerde Paylaş
Adem ile Havvanın Arapça konuştukları tamamiyle bir safsatadan ibarettir.Hangi dil veya lehçeyle konuştukları bilinemez.Söylenenler ise hurafedir.Buna inanmış olman bir kere çok şaşırtıcı bir durum.İkincisi günümüzde Arapça yapılan ibadetlere ise kesinlikle karşıyım.Tanrının bir dili olmadığına göre her insan kendi anlayacağı dil ile ibadet etmelidir.Bu konu gayet açıktır.Kutsal kitap neden Arapça indi dersen o beni aşar.Çok merak ediyorsan onu Ahirette yaratıcıya sorarsın ^_^

Sen karşısın ama çarşı karşı değil arkadaşım... Dini de sana sormadıklarına göre...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Koyu yazılarınızda mantıktan kırıntı yok ; çünkü Tanrı size nasıl bana bildiğiniz gibi dua edin diyecek ? Demişsiniz. Kalbinize mi fısıldayacak ? Hangi dille size aktaracak ? Arapça olmasından yakınırken bile kendi dilinizde olmasını istemişsiniz (inananlar için)...

Yoksa Dünyadaki 500e yakın dilde çevirip mi gönderecek ?

Biz çeviriyoruz ama allah onu da kabul etmiyo anlamıyo musun?İlle de takmış arapçaya.Muho arap ya,allah da muhoya aşık ya o bakımdan arapça da arpça diyo başka bişey demiyo. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Koyu yazılarınızda mantıktan kırıntı yok ; çünkü Tanrı size nasıl bana bildiğiniz gibi dua edin diyecek ? Demişsiniz. Kalbinize mi fısıldayacak ? Hangi dille size aktaracak ? Arapça olmasından yakınırken bile kendi dilinizde olmasını istemişsiniz (inananlar için)...

Yoksa Dünyadaki 500e yakın dilde çevirip mi gönderecek ?

Koyulaştırdığım sözlerinde mantıktan kırıntı yok;çünkü hem Al-lah'ın herşeye gücünün yeteceğini söylersiniz hem de "Yoksa Dünyadaki 500e yakın dilde çevirip mi gönderecek ?"dersiniz. :) Neden gücü yetmiyor mu,yada zor mu gelmiş? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
- İlk insanlar olan Adem ve Havva, Arapça konuşurlarmış.

- Kuran Arapça indirilmiş.

- Arafta ve Cennette Arapça konuşulacakmış.

birinci ve sonuncu şık yanlış.. ilk insan süryanice konuşurdu , ayrıca cennette müslümanlar süryanice konuşacaktır ( islam inancına göre )

bunu nerden biliyorum dersiniz..? Müslümanlık zamanlarımda okudugum tasavvufi kitaplardan biliyorum.. Muhiddin arabi kitaplarında gecer , başka veliler de yazmıştır.. Bununla ilgili allah tarafından resmi bir acıklama yok.. Sadece keşif yapan evliyaların beyanatları var

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir İslamcı siteden alıntı:

'İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir:

"Üç hasletten dolayı Arabi seviniz: Çünkü ben Arabım Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur. Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır." (1)

Arapça belagat edebiyat fesahat ve zenginlik bakımından dünya dillerinin en güzelidir. Aynı zamanda ses ahenk ve cümle yapısı bakımından da diğer diller arasında apayrı bir yeri vardır. Cenab-ı Hak da kendi kelâmı Kur'ân-ı Kerim'i Arap diliyle indirmiştir. Peygamber-i Zîşân (a.s.m.) da zaten bu dili konuşuyordu; kendi milletinin kavminin dilini...

Bu hadis-i şerifi bazı âyetler de tasdik etmekte desteklemektedir.

"Halkı Allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye onu apaçık bir Arapça lisan ile senin kalbine Cebrail getirdi." (2)

"Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki emrolunduklarını onlara apaçık anlatsınlar" (3) mealindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle tebliğde bulunduklarını bildirir.

Evet Kur'ân'ın dili son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa'nın (a.s.m.) konuştuğu dil Arapça olunca Cennet dilinin de Arapça olacağı şüphe götürmez bir gerçek olur. Hz. Âdem de yeryüzüne indirilmeden önce Cennette bulunduğu zamanlar Arapça olarak konuşurdu. Ayrıca bu dil Peygamberimizden başka diğer peygamberlerden bazılarının da konuştuğu dildir. Meselâ Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. İsmail, Hz. Salih, Hz. Şuayb Arapça konuşuyorlardı.

Ayrıca İmam Kastalânî Hz. Âişe'den "Cennet ehli Muhammed Aleyhisselâmın diliyle konuşacaklar" mealinde bir rivayeti zikreder. (4)

Cennet dilinin Arapça olduğu yukarıda mealini verdiğimiz hadis-i şerifin ifadesinde ve Hz. Âişe'nin rivayetinde sabit olmakla beraber Üstad Bediüzzaman Mehtubat' ta İmam Âzam'ın bir fetvasının hikmetini izah ederken şöyle bir ifadeye yer verir: "Bir rivayette lisan-ı ehl-i Cennetten sayılan Fârisî lisanı...(5)

Bu beyanla yukarıdaki ifadeler birarada düşünülürse şöyle bir neticeye varmak herhalde yanlış olmaz: Esas itibariyle Cennet lisanı Arapçadır; fakat Farsça da konuşulabilir. Yani Cenab-ı Hak her iki dili de Cennet lisanı olarak yaratabilir.

Hadis-i şerifte "Arabi seviniz" ifadesini mutlak olarak anlamamak lâzımdır. Çünkü Araplar içinde gayrimüslimler olduğu gibi günümüzde dinsizler de vardır. Onların sadece Arap ırkına mensup olmaları Arapça konuşmaları onları sevmeye kâfi gelen hususlar değildir. Hadiste yer alan beyandan maksat Müslüman olan dinini yaşayan Resulullahın izinde olan Araplardır. Zaten bunlar din kardeşimizdir. Onları din kardeşimiz olarak sevdiğimiz gibi ayrıca Kur'ân'ın Resulullahın ve Cennetin lisanını konuştukları saff-ı evvel olarak İslâmiyeti yaydıkları İslâmiyete hizmet ettikleri için de diğer milletlerden farklı olarak bir derece daha fazla sevgiye lâyıktırlar.'

(1) Feyzü'l-Kadîr 1:178 Hadis no: 225.

(2) Şuarâ Sûresi 195.

(3) İbrahim Sûresi 4.

(4) Mevâhib-i Ledünniye 1:276.

(5) Mektûbat s. 406.

..................................................................

Kaynak: http://www.tekplatform.com/sohbet-bolumu/3...onusurdu-3.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
Adem ile Havvanın Arapça konuştukları tamamiyle bir safsatadan ibarettir.Hangi dil veya lehçeyle konuştukları bilinemez.Söylenenler ise hurafedir.Buna inanmış olman bir kere çok şaşırtıcı bir durum.İkincisi günümüzde Arapça yapılan ibadetlere ise kesinlikle karşıyım.Tanrının bir dili olmadığına göre her insan kendi anlayacağı dil ile ibadet etmelidir.Bu konu gayet açıktır.Kutsal kitap neden Arapça indi dersen o beni aşar.Çok merak ediyorsan onu Ahirette yaratıcıya sorarsın ^_^

Ademle havvanın ilk insan olduğu tamamiyle bir safsatadan ibarettir

çocuklarının çapraz evlenip insan soyunu oluşturuduğu hakkında Söylenenler ise hurafedir

dinler uydurma ve hurafedir.

buna inanmış olman bir kere çok şaşırtıcı bir durum.İkincisi günümüzde dinler adına yapılan herşeye kesinlikle karşıyım.Tanrı olmadığına göre her insan kendi hayatını yaşamalıdır.

Bak sözlerindeki mantıkdan neler cıkıyor!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir İslamcı siteden alıntı:

'İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir:

"Üç hasletten dolayı Arabi seviniz: Çünkü ben Arabım Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur. Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır." (1)

Arapça belagat edebiyat fesahat ve zenginlik bakımından dünya dillerinin en güzelidir. Aynı zamanda ses ahenk ve cümle yapısı bakımından da diğer diller arasında apayrı bir yeri vardır. Cenab-ı Hak da kendi kelâmı Kur'ân-ı Kerim'i Arap diliyle indirmiştir. Peygamber-i Zîşân (a.s.m.) da zaten bu dili konuşuyordu; kendi milletinin kavminin dilini...

Bu hadis-i şerifi bazı âyetler de tasdik etmekte desteklemektedir.

"Halkı Allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye onu apaçık bir Arapça lisan ile senin kalbine Cebrail getirdi." (2)

"Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki emrolunduklarını onlara apaçık anlatsınlar" (3) mealindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle tebliğde bulunduklarını bildirir.

Evet Kur'ân'ın dili son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa'nın (a.s.m.) konuştuğu dil Arapça olunca Cennet dilinin de Arapça olacağı şüphe götürmez bir gerçek olur. Hz. Âdem de yeryüzüne indirilmeden önce Cennette bulunduğu zamanlar Arapça olarak konuşurdu. Ayrıca bu dil Peygamberimizden başka diğer peygamberlerden bazılarının da konuştuğu dildir. Meselâ Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. İsmail, Hz. Salih, Hz. Şuayb Arapça konuşuyorlardı.

Ayrıca İmam Kastalânî Hz. Âişe'den "Cennet ehli Muhammed Aleyhisselâmın diliyle konuşacaklar" mealinde bir rivayeti zikreder. (4)

Cennet dilinin Arapça olduğu yukarıda mealini verdiğimiz hadis-i şerifin ifadesinde ve Hz. Âişe'nin rivayetinde sabit olmakla beraber Üstad Bediüzzaman Mehtubat' ta İmam Âzam'ın bir fetvasının hikmetini izah ederken şöyle bir ifadeye yer verir: "Bir rivayette lisan-ı ehl-i Cennetten sayılan Fârisî lisanı...(5)

Bu beyanla yukarıdaki ifadeler birarada düşünülürse şöyle bir neticeye varmak herhalde yanlış olmaz: Esas itibariyle Cennet lisanı Arapçadır; fakat Farsça da konuşulabilir. Yani Cenab-ı Hak her iki dili de Cennet lisanı olarak yaratabilir.

Hadis-i şerifte "Arabi seviniz" ifadesini mutlak olarak anlamamak lâzımdır. Çünkü Araplar içinde gayrimüslimler olduğu gibi günümüzde dinsizler de vardır. Onların sadece Arap ırkına mensup olmaları Arapça konuşmaları onları sevmeye kâfi gelen hususlar değildir. Hadiste yer alan beyandan maksat Müslüman olan dinini yaşayan Resulullahın izinde olan Araplardır. Zaten bunlar din kardeşimizdir. Onları din kardeşimiz olarak sevdiğimiz gibi ayrıca Kur'ân'ın Resulullahın ve Cennetin lisanını konuştukları saff-ı evvel olarak İslâmiyeti yaydıkları İslâmiyete hizmet ettikleri için de diğer milletlerden farklı olarak bir derece daha fazla sevgiye lâyıktırlar.'

(1) Feyzü'l-Kadîr 1:178 Hadis no: 225.

(2) Şuarâ Sûresi 195.

(3) İbrahim Sûresi 4.

(4) Mevâhib-i Ledünniye 1:276.

(5) Mektûbat s. 406.

..................................................................

Kaynak: http://www.tekplatform.com/sohbet-bolumu/3...onusurdu-3.html

Gerçekten çok ilginç eyetisyen konuya bir bakacağım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de müslümanların birbirlerine ballandıra ballandıra anlattıkları şöyle bir hikaye vardır;

"Japon bilimadamlarının yaptığı bir deneyde (isviçreli de olabilir) yeni doğmuş bir bebeğin yanında kimse hiç bir şekilde hiç bir dil konuşmayınca hangi dili konuşacağını merak etmişler ve deney yapmışlar bir bebeği odada tutmuşlar ama yanlarında hiç bir sekilde konuşmamışlar. İşin en ibretlik ve ilginç yanı bebek büyüdüğünde KURAN-I KERİM dili yani ARAPÇA konuşmuş. Japonlar bunu kimseye duyurmamışlar insanlar ibret alıp müslüman olcaklar diye..."

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir de müslümanların birbirlerine ballandıra ballandıra anlattıkları şöyle bir hikaye vardır;

"Japon bilimadamlarının yaptığı bir deneyde (isviçreli de olabilir) yeni doğmuş bir bebeğin yanında kimse hiç bir şekilde hiç bir dil konuşmayınca hangi dili konuşacağını merak etmişler ve deney yapmışlar bir bebeği odada tutmuşlar ama yanlarında hiç bir sekilde konuşmamışlar. İşin en ibretlik ve ilginç yanı bebek büyüdüğünde KURAN-I KERİM dili yani ARAPÇA konuşmuş. Japonlar bunu kimseye duyurmamışlar insanlar ibret alıp müslüman olcaklar diye..."

:D ha ha ha

Bende uzun zaman kimseyle konuşmadım baktım arapça konuşmaya başlamışmışım dedim ateistliğe çamur sürmiyelim unut arapçayı :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu yalan diye duymuştum..

Bunların dayanağı nedir eyetisyen?

Hadis ise hadislerin sıhhati nasıldır?Çünkü arapları öven bir çok hadis var hepsi yalan bunlarda onlardan olmasın...

Illegal bu dediklerinde emin misin?

istersen sunlarida bir oku:

Cenâb-ı Hak da kendi kelâmını Arapça indirmiştir. Peygamberimiz de zaten bu dili konuşuyordu, kendi kavminin dilini... Bu hadisi bazı âyetler de destekliyor. "Uyarıcılardan olasın diye apaçık bir Arapça lisan ile Kur'ân'ı senin kalbine Cebrail indirdi." (Şuarâ Suresi, 195) "Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, emrolunduklarını onlara apaçık anlatsınlar" (İbrahim Suresi, 4) meâlindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin (a.s.m.) kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle hak dini anlattığını bildirir.”

“...Esas itibariyle Cennet lisanı Arapçadır; fakat Farsça da konuşulabilir. Cenab-ı Hak her iki dili de Cennet lisanı olarak yaratabilir" demis Sitedeki yazar.

Bunlara vere bilecek bir cevabin varmi? Halen daha inanmamakta kararlimisin Cennette arapca konusulmayacagina dair?

buda baska bir alinti:

İbrahim Suresi 4. ayette buyrulan “Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” sözü ile anlaşılıyor ki uyarıcı olarak seçilen yalvaçların, içinde yaşadıkları toplumu açıkça bilinçlendirebilmeleri ve uyarıya yönlendirebilmeleri için Tanrı Öğüdü o toplumun dili ile verilmiştir[2]. Kaldı ki Tanrı katında seçkinlik “öğüde uy”madadır. Kuran, Arapça olduğundan değil; Tanrı’nın bir öğüdü olduğundan kutsaldır.

Yine, Fussilet Suresi, 44. ayette “Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi.

alinti yapilan yer:

http://www.dilimiz.com/forum/viewtopic.php...e77f5bd10f1f85e

Link to post
Sitelerde Paylaş

arapça iğrenç bir dil bu yüzden aşağılık komplexıne gırıp böyle şeyler uydurmuşlar üstelık bızımkıler kraldan çok kralcı çocuklarına arapça isim koyuyorlar sevapmış ondan :lol: sonra da islam evrensel dıye ortalığı ınletırler bu ınsanlara ne demelı sızce :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...