Jump to content

Ergenekonda son dalga


Recommended Posts

  • İleti 69
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Efendim ergenekon adıyla şanıyla varolan bir örgüttür.. Ak parti bunun bilincindeydi , ne zaman ki akp'ye darpe planları ortaya cıkarıldı yani ak partinin damarına basıldı o zaman ergenekon foyası ortaya cıktı

Bu zamana kadar ak partiye dokunmayan yılan bin yaşarken şimdi iki haftada hastanelik olmaya başladı..

tarihinde Uteybe tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamamen yalan haberlerle ve dezenformasyonla,karalama kampanyalarıyla beslenen bir saçmalık benim gözümde...smanyolu,hbervaktim gibi gerçek müslüman (yalancı,sahtekar,ikiyüzlü) yerlerden haber takip edenler ne dediğimi anlayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleeeeeeee

Karadenizlilerin bir sözü vardir.

Ak göt , kara göt dereyi gecerken belli olur.

Az kaldi, ha gayret,ipin gerilimi sondemine geldi.

Ha kopdu ha kopacak.

Istemeyiz ama ne yazikki,cok gerilen IP KOPAR.

Coh sayin Uteybe :-))))

tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birincisi ,Ergenekon derin devletin ta kendisidir.

Ikincisi, Ergenekon davalarindeki bu sorusturmalar,gözaltilar bu cetenin kendisinin tadilatidir.

Ücüncüsü,Ergenekon davasi bitmeyecektir.Bitse bile baska isimle tekrar gündeme gelecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

- Genelkurmay'dan sızdırılmış Andıç Belgesi vardı ya ; o , Fetullah'ın adamlarının master teziydi . Bu Ergenekon da onların doktora düzeyinde bir çalışması ... Nihat Genç

Devamını izlemek için bakınız :

http://www.youtube.com/watch?v=GrakgKPKtz4

***

Haber :

http://www.ntvhaber.org/haber_detay.asp?haberID=6706

SİVAS'TA 9 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI , ARAMALARDA CEPHANELİK ÇIKTI

''Ergenekon soruşturması'' kapsamında Sivas'ta 9 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.

Soruşturması kapsamında Sivas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce yapılan operasyonda 9 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

Bu kişilerle birlikte 2 adet el bombası , 1 adet ''kalem silah'' , çok sayıda ruhsatsız av tüfeği , kesici aletler , 36 adet mermi ve bol miktarda dijital materyal ele geçirildiği belirtildi.

Soruşturmanın sürdürüldüğü kaydedildi.

***

Cephaneliğe bakın , hizaya gelin ; adamlar bu müthiş cephanelikle meğerse darbe yapacaklarmış !

Üstte şekil b'de de görüldüğü üzere ben basının yalancısıyım .

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 Eylül sonrasında MHP'li katillerin nasıl ve kimler tarafından kullanıldığı, Mehmet Ağar isimli faşistin aranan MHP'li katilleri nasıl kolladığı, bunlara polis kimliği vererek kaç adet cinayeti tezgahladığı ile devam edilebilir..

Evet oguz, madem konu böyle devam edebilir,ozaman Mehmet agarin yaptigi katliamlardan baslayalim.Sonra tek tek kimlerin katliam yaptiklarini yazariz,konu bloke edilmezse tabii..

Mehmet Ağar' in ismi katliam, işkence, ahlaksızlık, mafya ile işbirliği, entrika ve şantaj ile özdeştir.

Ağar, katliamlara 16 yıl önce başlamıştı. 20 Kasım 1980'de Hayrettin EREN'in kaybedilmesine Ahmet Karlangıç'ın işkenceyle katledilmesine adı karıştı.

Temmuz 1980 Sirkeci: Osman Korkmaz, Uğur Korkmazgil, Temmuz 1980 Topkapı: Talip Güldal,Yüksel Karan, İbrahim Karakuş’un infaz edilmelerinden sorumludur.

Eylül 1980: Faruk Tuna'nın işkenceyle katledilmesine adi karıştı.

18 Mart 1981: Bakırköy Abdullah Gözalan, 3 Nisan 1981 Karaköy Mehmet Selim Yücel, 3 Nisan 1981 Küçükköy Mustafa Işık, 7 Nisan 1981 Küçükköy Selçuk Küçükçiftçi, Haziran 1982; Maslak, Tahsin Elvan infaz edilmelerine adi karıştı.

Ekim 1987: Çengelköy'de Ali Demiralp'in infaz edilmesi, 30 Nisan 1988 İstanbul Salih Kul, Öztürk Acari'nin infaz edilmelerine adi karıştı.

Ankara Emniyet Müdürlüğü sırasında:

Eylül 1990; Nevruz Türkdoğan' in işkencede çocuğunu kaybetmesinden sorumludur.

5 Ekim 1989'da TAYAD' ın Ankara Şubesi’nin kapatılması, sosyalist dergilerin büro baskınları, gözaltına alınmalar, işkence ve tutuklanmalarından sorumludur.

Yeni görev yeri; İstanbul Emniyet Müdürlüğü:

Bebek katili Mehmet Ağar, 400 yeni araç, 10 binden fazla polis gücüyle takviye edilerek İstanbul’a gönderildi. Ankara işkence hanelerinde katlettiği 2,5 aylık, henüz doğmamış bebeğin kani ellerinde kurumadan geldi İstanbul’a.

1 Şubat 1991 saat 05.00'de binlerce asker-polis ile Küçük armutlu gecekondu bölgesini kuşatıp düşman topraklarına girer gibi saldırdı. Yaslı - genç demeden onlarca insan gözaltına alindi, işkence gördü, dayaktan geçirildi.

14 Mart 1991: İstanbul Belgrat kapı’da Yusuf Erişti ve 27 Ekim 1991 Kocamustafapaşa'daki evinin önünden alınan Hüseyin Toraman, Ağar'ın emriyle işkenceden geçirildikten sonra kaybedildiler.

Esma Polat, Halime Esmeray gözaltına alindi, işkence gördü, tecavüze uğradılar.

19 Mayıs 1991: İstanbul Hasanpaşa'da Hatice Dilek ve İsmail Oral katledildiler. Hatice Dilek'in 8 yasındaki oğlu Cihan, daha sonra gazetecilere polisin evi girdiğinde annesinin sağ olduğunu söyledi.

12 Temmuz 1991'de Nişantaşı, Balmumcu ve Dikilitaş semtlerinde üç ayrı yere düzenlenen operasyonlarda Niyazi Aydın, Zeynep Eda Berk, Yücel Simsek, Bilal Karakaya, İbrahim Erdoğan, Nazmı Türkan, Ömer Çoskunırmak, Hasan Eliuygun, Cavit Özkaya, İbrahim İlçi, Ağarcın emriyle katledildiler.

Ağustos 1990 -Mart 1991 arası:

Sakatlar Kültür Evi, EMEK- DER, IYÖ-DER, HAKAD, EMEKAD, ÇIKHAD, BAHKAD, GÜLKAD, PTT-ÇAYAD, TAYAD isimli dernek ve kuruluşlar kapatıldı. THD mühürlendi. Diğer dernekler sıksık basildi, gözaltılar yasandı.

16 Nisan 1991-27 Ocak 1992 tarihleri arasında Murtaza Kaya, Perihan Demirer, A. Haydar Alpdogan, Salih Çetin, Ahmet Kalamar, Rıfat Bahsut, Seher Şahin, Hasan Erdem, Burhan Remzi Kafadenk, Hüseyin Fidanoğlu, Cengiz Göznek, Servet Sanin, Mustafa Ateş Mehmet Ağarcın emrindeki polisler tarafından infaz edildiler. Ayni tarihler arasında Alaaddin Kürekçi, Salih Çetin ve Düzgün Ali Sanlı sakat bırakıldı. Hakan Polat, Nihat Sağlam yaralandı. Mehmet Ağar onlarca insanin katledlemesi ve tecavüze uğramasının, sakatlanmasının sorumluluğunu taşıyor. SUÇLUDUR!

MEHMET AĞAR ERZURUM VALISI

Valilik yaptığı süre içindeki her türlü baskı, saldırı ve katliamdan birinci dereceden sorumludur.

Emniyet Genel Müdürü Olan Mehmet Ağarcın Suç Dosyası

4 Eylül 1993: DEP Milletvekili Mehmet Sincar ve Metin Özdemir katledildi. Ankara DEP Genel Merkezi kapatıldı. İstanbul’da 1500 kişi gözaltına alindi. Ülke genelinde binlerce gözaltı..

8 Ekim 1993: Mehmet Sincar'in cenazesine gitmek isteyen A. Ü. Ö. P öğrencisi Engin Atay 8. kattan atılarak katledildi.

22 Eylül-26 Eylül 1993: Türabı Devrim Ünal, Turgay Dalyan; kaçırıldılar, her ikisine de muhbirlik teklif edildi.

21 Ekim 1993 günü Diyarbakır’ın Lice ilçesine tank, top ve makineli tüfek ateşleriyle yerle bir edildi. Yüzlerce savunmasız insan katledildi, yaralandı. 4 gün boyunca giriş- çıkışlar yasaklandı.

26 Ekim 1993: Ankara Balat’ta Yasar Yılmaz ve Tayyar Turhan Sayar isimli kisileri katledildiler.

7 Kasım 1993: Bitlis'in Tatvan ilçesini basan çevik kuvvet ve özel tim, yüze yakın genci gözaltına aldı.

26 Kasım 1993: İstanbul Hasköy'de Erol Yalçın Ve Selma Doğan adli solcular katledildi.

4 Mart 1994: gözaltına alınan Velat Han Gülsenoğlu kurşunlanarak öldürüldü. 17 Mayıs 1994: Adana'da Maksut Polat minibüsten indirilerek infaz edildi.

4 Ağustos 1994: İstanbul Bağcılar'da bir eve baskın düzenleyen polis Hüseyin Arslan, Güner Sar ve Özlem Kılıç’ı katletti.

28 Eylül 1994: İstanbul Beşiktaş Arzum Kafe'de güpegündüz halkın gözleri önünde , Fuat Erdoğan, Yalçın Elmas, İsmet Erdoğan katledildiler.

8 Ekim 1994: İstanbul Sultançiftliği'nde polis Güler Ceylan ve İbiş Demir'i katletti .

14. 10. 1994: Adana'da polis Leyla Orhan ve Asim Aydemir'i katletti.

26 Ekim 1994:

Mersin Arpaçbahsis beldesinde polis Ahmet Öztürk ve Zeynep Gültekin'i katletti. Sevgi Erdoğan’ı yaraladı.

2 Aralık 1994: Ankara'da bürosundan çıkan avukat Faik Candan kaçırıldı. 14 Aralık günü Bala ilçesi yakınlarında cesedi bulundu.

12 Ocak 1995'de Diyarbakır’da TÖDEF'li öğrenciler Refik Horoz, Hüseyin Deniz, Reyhan Havva İpek ve Selim Yeşilova polisçe katledildiler.

Ocak 1995'de Ayşenur Simsek polis tarafından kaçırıldı, 21 Mart'da Hasan Ocak gözaltına alindi, ikisinin de daha sonra polisçe kurşunlanan ve boğulan cesetleri bulundu. Polisçe kaçırılan Rıdvan Karakoç'un 26 Mart tarihinde İstanbul Beykoz'da cesedi bulundu.

GAZI KATLIAMI

12 Mart aksamı Gazi Mahallesi'nde üç kahve ve bir pastanenin taranması sonucu, Halil Kaya adli dedenin öldürülmesinden sonra kahveyi tarayan katiller karakol önüne doğru kaçtılar. Bir resmi ekip kendilerine eslik etti. Katiller gaspettikleri taksinin şoförü Mesut Efe'nin boğazını keserek öldürmüşlerdi. Saldırganların kurt işareti yapmaları ve polisle işbirliği yapmaları, ayni gece Gazi Mahallesi'nde Gazi Osman Pasa İlçe Emniyet Müdürü ve Gazi Karakolu'nun polisleri denetiminde bir katliam gerçekleşti. Bu saldırıdan sonra polis bilinçli olarak gelmedi . Alevi- Sünni çatışmasını yaratmaya çalıştı. Bunun bilincinde olan Gazi halkı Gazi Karakolu'na yürüdü. Bunun üzerine saldırıya geçerek halkı hedef alacak şekilde 21 kişiyi katletti. Onlarca kişiyi yaraladı.

Gazi'deki katliamı protesto etmek için Ümraniye'de yürüyen halka ateş açan polis 5 kişiyi katletti. 12 Nisan 1995'da Ankara Batıkent'de polis Mustafa Selçuk, Şirin Erol ve Seyhan Ayyıldız adli devrimcileri infaz etti.

21 Eylül 1995 Buca cezaevine saldırı düzenlendi.. Turan Kılıç, Yusuf Bağ ve Uğur Sarıaslan katledildi.. Onlarcasını da yaraladı.

6 Aralık 1995: İstanbul Kasımpaşa’da 52 yasındaki 6 çocuk annesi Zehra Baysal gördüğü işkenceler sonucu yaşamını yitirdi.

4 Ocak 1996: Ümraniye Cezaevi'ne düzenlenen saldırı sonucu Orhan Özen, Abdülmecit Seçkin, Rıza Boybaş ve Gültekin Beyhan katledildi. Onlarcası yaralandı.

8 Ocak 1996 günü Ümraniye'de katledilen Rıza Boybaş ve Orhan Özen'in cenazesine giden 2 bin kişi gözaltına alindi. gözaltına alınanlardan Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe gördüğü işkenceler sonucu yaşamını yitirdi.

9 Şubat 1996: İstanbul Bahçelievler'de bir eve baskın düzenleyen polis 10 dakika içinde Ayten Korkulu, Meral Akpınar ve Fuat Perk'i katletti.

Ayrıca 20 Ekim 93 ve21 Ekim 95 arası saptanabildiği kadarıyla Diyarbakır’da kaybedilenler: M. Sah Atala, Turan Demir, Bahri Simsek, A. Celil Yamak, M. Salih Akdeniz, Celil Aydoğdu, Ümit Tas, M, Şerif Aslan.

İstanbul’da kayıp edilenler:

Ali Efeoğlu, Lütfiye Kaçar, İsmail Bahçeci ve Düzgün Tekin.

İnfazlar:

Mersin: Şakir İbni, Celal Yanık.

Diyarbakır: Mehmet Ay, Abdülkadir Kadir, Necati Aydın.

İzmir: Ali Rıza Kurt...Ercan Özçeken

ADALET BAKANI MEHMET AĞAR

Adalet bakanı olduktan sonra kontrgerillanın adalet anlayışını uyguladı. Çıkardığı genelgelerle tutsakları teslimiyete, itirafçılığa zorlamaya çalıştı. Buna tavır alan tutsaklar, 20 Mayıs’ta SAG’ ne (Süresiz Açlık Grevi) başladılar. Açlık grevi 45. günden sonra Ölüm Orucu'na dönüştü. Bu süreçte kurulan Refahyol Hükümeti ile Mehmet Ağar İçişleri Bakanlığı’na kaydırıldı. baskı, işkence, katliam politikasını İçişleri Bakanlığı’nda da sürdürmeye devam etti. Ağarcın genelgesi ile başlayan Şevket Kazan’ın Adalet bakanı olmasıyla devam eden Ölüm Orucu sonucu 12 tutsak yaşamını kaybettikten sonra Refahyol Hükümeti ile tutsaklar arasında süren pazarlık anlaşmayla sonuçlandı. Ama Ölüm Orucu sonrası Refahyol hükümeti bu konuda verdiği sözü yerine getirmedi.....

Son olarak Susurlukta Kocadağ ve Çatlı' nin ölümü, Bucak’ın yaralanmasıyla ortaya çıkan çete de O'na bağlı olarak çalışıyordu..

Link to post
Sitelerde Paylaş
asıl darbeci marmariste resim çizerken, darbe tehditi yapacakları tutuklamak ne alaka? hazır yapmışı var zaten. onu tutuklasınlar önce.

O resim yapan ,zaten tutuklama yapacaklarla ayni hamurun adamidir.

O yüzden tutuklayamazlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
asıl darbeci marmariste resim çizerken, darbe tehditi yapacakları tutuklamak ne alaka? hazır yapmışı var zaten. onu tutuklasınlar önce.

Evet hadi tutuklasalar ya onu,ama olmaz,o kendi taraflarından çünkü,o da amerikan uşağı! Onu akıllarına bile getiremezler,g.tleri yemez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bi eşcinseli merak eden varsa, (kuyuya taşı atan deli):

"tuncay güney kimdir?

imam hatip lisesi mezunu olan tuncay güney, ismailağa dergahına yerleştirilmiş fethullah gülen tarikatına dahil edilerek, 1989 – 1991 yılları arasında gülen’in özel kaleminde görev yapmıştır.

tuncay güney abd istihbarat örgütü cia’ya bağlı new york institutes isimli kuruluşta çalışmaktadır. bu kuruluşun telif hakları, “lifeziyon inc” adlı internet şirketine aittir. anılan şirketin “http://www.instituteus.com/...rkish/about_us_tr.php/” bağlantılı internet sitesinde tuncay güney’in fotoğrafının yanında “editor in chief” (genel yayın yönetmeni) yazılıdır.

tuncay güney’in bu sitede yazdığı makaleler cia ve mossad bağlantılarını ortaya koymaktadır.

makalelerinden bir başlık : “ermeniler türkler tarafından baltalarla öldürüldü”.

bir başka başlık : “ evanjelizm kutsal kitaba yönelmektir… müslüman topluluklar yıllarca isa-mesih’e iman edenlere karşı asılsız iddialar ortaya attılar. bu yüz yılda da saçma sapan iddialar devam ediyor. kutsal kitabı okusalar iddia sahiplerinin suçlamalarının haksız olduğunu görecekler”

tuncay güney imzalı 5 mayıs 2006 tarihli ”sabatay sevi ve kuzu bayramı” başlıklı makalede siyonizm’e müthiş övgüler yer alıyor. makaleden kısa bir bölüm :

“ büyük israel sevdasından hiçbir zaman vazgeçmedi… yeni israel kurulurken destek ve diplomatik yardımlarını esirgemediler…rabay-sabatay sevi hareketi birkaç ailenin tekelinde gizli bir örgütlenme gibi gösterilmeye çalışılıyor. imanlılar sion’un ışık askerleri iken karanlığın ordusu gibi tanıtılmaya çalışılıyor…kutlu olsun bahar-kuzu ve sabatay’ın doğum günü”.

savcı zekeriya öz’ün şüphelilere sorduğu uydurma ergenekon belgelerin sahibi ermeni, hristiyan ve siyonizm sevdalısı! bu kişi, görüldüğü gibi müslüman düşmanı ve türk düşmanıdır. savcı öz’e hayırlı olsun! "

İmam-Hatip mezunu İsmailağa deghahından Fettullahçı, Eşcinsel, Musevi, Siyonist FBI ajan vs vs...

Bu nonoş cia'nın ülkemizdeki en büyük temsilcisinin adamıdır. FETOŞ

Link to post
Sitelerde Paylaş
ergenekon dıye bır örgüt yok uyduruyorlar vatanseverlerı tasfıye etmek için sız uyumaya devam edın arkadaşlar

Bakalim Ergenekon varmiymis,yokmuymus..

Özel Harp Dairesi'ni (ÖHD) 1971-74 arası yöneten Org. Kemal Yamak'ın kitabı (Doğan Kitap) kontrgerillayı yeniden gündeme getirdi.

İyi de oldu.

Çünkü Org. Yamak, tarihe damgasını vurduğu halde bir türlü açığa çıkarılamamış bir örgütün ve ona atfedilen olayların yeniden tartışılmasına kapı araladı.

* * *

Yamak'a göre, ÖHD, 1952'de NATO'nun "örtülü harekât konsepti" çerçevesinde kurulmuş. ABD, her yıl 1 milyon dolar gönderiyormuş. Anlaşmazlık çıkınca ihtiyacın örtülü ödenekten karşılanmasına karar verilmiş. 1974'te Ecevit'e brifing vermek zorunda kalmışlar.

"O güne kadar bu daireden Başbakan'ın bile haberi yoktu" diyor Yamak...

Yani ÖHD, tam 22 yıl sivil otoriteden gizli tutulmuş.

Sonrasını Ecevit de "Karşı Anılar" kitabında (1991, DSP yayını) yazmıştır. Yamak'ın anılarını Ecevit'in "Karşı Anılar"ı ve Evren'in "Hatıralar"ı ile birlikte okumakta yarar var.

* * *

Ecevit, 1974'te başbakan iken Genelkurmay Başkanı Org. Semih Sancar'ın kendisine gelip "acil bir ihtiyaç için" örtülü ödenekten birkaç milyon lira istediğini anlatıyor.

O yıllarda "milyon", büyük para...

"Ne amaçla istiyorsunuz?" diye sorunca, "Özel Harp Dairesi için" yanıtını alıyor Ecevit:

" Bugüne kadar giderler nereden karşılanıyordu?"

" Amerika'dan..."

Ulusal güvenlikle ilgili bir devlet dairesinden Başbakan'ın bile haberdar olmaması Ecevit'i hayrete düşürüyor. Derhal bu konuda bir brifing istiyor.

"Brifingden önce Başbakanlık Konutu'nun duvarları, gizli mikrofon olasılığına karşı iyice tarandı" diyor Ecevit...

Brifingde Özel Harp'in, adı gizli tutulan bazı "vatansever gönüllüler"i ömür boyu görevlendirdiğini ve Türkiye'nin bazı yerlerinde gereğinde kullanmak üzere gizli silah depoları oluşturduğunu öğreniyor Ecevit ve "dehşete kapılıyor".

Brifingden sonra Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'la, Özel Harp'in sivil uzantılarını ortadan kaldırmaya karar veriyorlar.

Araya Kıbrıs harekâtı giriyor. İş kalıyor.

* * *

Ecevit'in yeniden "Özel Harp"le ilgileniş tarihi 1 Mayıs 1977...

Taksim'deki katliamın, Özel Harp'in sivil uzantılarının provokasyonu olabileceğinden kuşkulanıyor. Bu kuşkusunu Cumhurbaşkanı Korutürk'e söylüyor. Korutürk, bunu yazılı istiyor ve Başbakan Demirel'e iletiyor. Sonra Ecevit "yıllarca içinde bir zehir gibi sakladığı bu acı devlet sırrı"nı İzmir mitinginde açıklıyor:

"Devlet içinde, fakat devletin bilgisi ve denetimi dışındaki bir örgüt"ten söz ediyor.

1978'de yeniden başbakan olunca kaygılarını bu kez Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evren'e iletiyor.

Evren, kaygıları paylaştığını söylüyor ve Özel Harp Dairesi'ni açıklık rejimine uygun hale getirmeye söz veriyor.

* * *

Evren, anılarında (Milliyet Yayınları) 5 Mayıs 1980 günü Başbakan Demirel'le yaptığı görüşmeyi şöyle aktarır:

"(Demirel), Özel Harp Dairesi'ndeki personeli teröristlerle mücadelede kullanmamızı ve onlarla çete savaşı yaparak öldürmelerini, vaktiyle de bu teşkilatın böyle kullanılmış olduğunu söyledi. 1971'de Kızıldere'de kullanılan personeli kastediyordu".

Yamak ise anılarında Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürüldüğü Kızıldere'de Özel Harp'in görevli olmadığını öne sürüyor.

Peki hangi olaylarda görevliydi Özel Harp Dairesi ve onun depolarda gizli silahlarla donatılmış, "çete savaşı" tecrübeli sivil uzantıları?..

Türkiye'nin gerçek tarihi, bu sorunun yanıtında gizlidir.

Yamak'ın kitabında eksik olan bilgi de bu...

O eksiği kapatmak ve tarihi "derin"lerden çekip çıkarmak için kim ne biliyorsa açıklamalıdır.

CAN DÜNDAR

Link to post
Sitelerde Paylaş

Derin devlet diye birşeyin varolduğu açık bir realitedir. Bunun adına ''ergenekon'' diyecek olursak, bugün bizim önümüze ergenekon diye sürülenler pek doyurucu değil. Bir kere MHP'yi içine almayan ergenekon soruşturması olmaz, olmamalı. K.Evren'e dokunmayan darbe karşıtlığı fostur, bu da çok açık. Ve en önemlisi de şu: Bu memlekette ABD desteği olmadan darbe olmaz, tüm darbelerin arkasında emperyalizm vardır. Bugün ABD, AKP'nin arkasındadır ve dolayısıyla da darbe yapabilecek tek potansiyel AKP'dedir. Zaten yapıyorda, bu ergenekon şovu aslında liberal-muhafazakar takımının sivil darbesi değil mi? Cumhuriyet tasfiye ediliyor ve yerine daha muhafazakar, daha işbirlikçi, daha emek düşmanı birşey konuyor. M.Kemal'in cumhuriyet projesi, o günkü Sovyet varlığı yüzünden emperyalizmin tahammül etmek zorunda kaldığı bir girişimdi ve Sovyetler ortadan kalktığında T.C'nin de bileti kesildi. Cumhuriyet projesinin burjuva içeriği ve komünizm düşmanlığı şimdi kendisinin sonu oluyor. Belki bu duruma sevineceğim düşünülebilir ama hayır, çünkü yerine daha gerici birşey konuyor.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Derin devlet diye birşeyin varolduğu açık bir realitedir. Bunun adına ''ergenekon'' diyecek olursak, bugün bizim önümüze ergenekon diye sürülenler pek doyurucu değil. Bir kere MHP'yi içine almayan ergenekon soruşturması olmaz, olmamalı. K.Evren'e dokunmayan darbe karşıtlığı fostur, bu da çok açık. Ve en önemlisi de şu: Bu memlekette ABD desteği olmadan darbe olmaz, tüm darbelerin arkasında emperyalizm vardır. Bugün ABD, AKP'nin arkasındadır ve dolayısıyla da darbe yapabilecek tek potansiyel AKP'dedir. Zaten yapıyorda, bu ergenekon şovu aslında liberal-muhafazakar takımının sivil darbesi değil mi? Cumhuriyet tasfiye ediliyor ve yerine daha muhafazakar, daha işbirlikçi, daha emek düşmanı birşey konuyor. M.Kemal'in cumhuriyet projesi, o günkü Sovyet varlığı yüzünden emperyalizmin tahammül etmek zorunda kaldığı bir girişimdi ve Sovyetler ortadan kalktığında T.C'nin de bileti kesildi. Cumhuriyet projesinin burjuva içeriği ve komünizm düşmanlığı şimdi kendisinin sonu oluyor. Belki bu duruma sevineceğim düşünülebilir ama hayır, çünkü yerine daha gerici birşey konuyor.

fredıı herşeyı ata ya bağlamaktan vazgeç ata öldukten sonra bozuldu herşey lutfen ıyı düşün.tom bu arada can dundarı sevmem ne olduğu bellı olmayan bır tip

tarihinde goddess tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Devam ediyoruz..

Ergenekon, devlet içinde devlet. Başlangıçta, NATO üyesi ülkelerde komünizmle mücadele etmek için kurulduğu belirtiliyor. Her ülkede, yerel adlar alıyor. İtalya'da Gladio, Türkiye'de Ergenekon. Genel bir isimle Kontrgerilla da denilebilir.

Bunlar, her kitapta rastlayabileceğimiz sıradan bilgiler. Ama iş, çok daha karışık. Muvazzaf veya emekli asker ve çeşitli mesleklere sahip "vatansever" sivillerden beslenen bu örgüt, hem ilk kurulduğu günkü amaca bağlı ve onunla sınırlı kalmamış, hem de, zaman zaman, "devletin çıkarı" ile "şahsi menfaat" birbirine karışmış. Dönem dönem, problem su yüzüne çıkıyor; bir tartışma başlıyor; sonra bir kenarda unutuluyor.

Kontrgerilla-Ergenekon

Meselâ, 12 Mart sonrasında, hedefteki adam Ecevit'ti ve "kontrgerilla"nın mevcudiyetini onun ağzından öğrenmiştik. Fakat, neydi bu kontrgerilla? Özel Harp Dairesi miydi? Tam anlaşılamadı.

Ergenekon ismi, emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk, Denizci binbaşı Erol Mütercimler'e üyelik teklifi götürdüğü zaman ilk defa duyuldu. Ünlütürk, Mütercimler'e, bu örgütün, hükûmetin, parlamentonun ve bürokrasinin de üstünde olduğunu anlatmıştı. Ziverbey Köşkü'nde, içlerinde İlhan Selçuk'un da bulunduğu "9 Mart darbecilerine" işkence yapanların komutanı Memduh Ünlütürk'tü.

Susurluk-JİTEM

1996'da Susurluk kazasında yepyeni bilgiler edindik. Jandarma İstihbarat (JİTEM) temelli bir yapılaşmadan söz edilir oldu. Ama nedense, JİTEM'in varlığını yetkili merciler hep inkâr etti. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Veli Küçük, Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı'yken, faili meçhule kurban giden birçok kişinin cesedi Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeninde bulundu. Zaten Susurluk kazasından sonra, Abdullah Çatlı'nın telefon kayıtlarından, o tarihte Giresun Jandarma Bölge Komutanı olan Veli Küçük'ü aradığı, JİTEM tetikçisi Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da, Veli Küçük'ün adına kayıtlı olan telefonu kullandığı ortaya çıktı.

Şimdi anlıyoruz ki, Susurluk da Ergenekon faaliyetleri kapsamında cereyan eden bir olay.

Link to post
Sitelerde Paylaş
fredıı herşeyı ata ya bağlamaktan vazgeç ata öldukten sonra bozuldu herşey lutfen ıyı düşün.tom bu arada can dundarı sevmem ne olduğu bellı olmayan bır tip

Tanışıyor muyuz? Benim ''herşeyi Ata'ya bağladığımı'' nereden biliyorsun? Sen bu siteye yeni üye olmadın mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...