Jump to content

İnsan neden intihar kararı alır?


Recommended Posts

Her depresyonda olan kendini öldürmeyi düşünmez.

Bazan depresyon o kadar ağırdır ki, kişi kendini öldürmeyi planlayamaz.

Antidepresanlarla tedavi edilirken kendine zarar verebilecek kadar düzelir ve intihara teşebbüs eder.

Çoğu kere intihara antidepresan ilaçların hepsini alarak teşebbüs eder.

Antidepresan ilaçların intihara neden olması nedeni budur. Hastaya kendini öldürme cesaret ve olanağı verebilir.

Bu nedenden dolayı depresyonda olan hastaya en fazla bir haftalık doz verilmelidir.

Eskiden kullanılan antidepresanların bir aylık dozları öldürücüdür.

Görünüşe göre Akrep depresyonda ve kendini öldürebilecek kadar da duruma hakim.

Ama iletisinden anladığım kadarıyla intiharı düşünmesine rağmen, ona hemen teşebbüs etmeyecek.

İlerde yakınmaları, umutsuzluğu ve çaresziliği artarsa, intihar edebilir.

İntihar düşüncesi onu şu anda rahatlatıyor.

Ağır bir depresyonda olanlarla son dönem kanserden yakınanlar için intihar düşüncesi son bir umut ve kesin bir kurtuluştur.

Bu gibi durumlarda intiharı kimseden esirgemeye hakkımız yoktur.

Hatta bu hastalar için ötenazinin uygulandığı kurmlara gereksinim vardır.

İsviçre'de öyle bir yer vardır.

Bir gün önce gidiyorsunuz.. Bir mülakattan geçiyorsunuz. Forumları dolduruyorsunuz. Ücretini ödüyorsunuz.

Sonra size letal dozda nembutal veriliyor.

Onu içip son uykunuza dalıyorsunuz.

Ben bundan daha mutlu bir son düşünemiyorum.

Bir doktor olarak ötenaziye ve hatta intihara sıcak bakıyorum.

Yeri gelince onlardan birine baş vurmaktan çekinmeyeceğim.

Başkaları için intiharı tavsiye etmek ve hatta kabul etmek kimse için uygun değildir.

Herşeyden önce başkalarının kendilerine zarar vemesini istemek doğru değildir.

Çünkü onların ızdırabını bizim anlamamız mümkün değildir.

Izdırap tümüyle kişisel bir algılamadır. Nesnel olarak ölçülemez. Ağrı gibidir.

Yine de bu konuda kişinin isteğine saygı göstermek gerekmektedir.

Nedeni ne olursa olsun birisi kendini öldürmek istiyorsa ve bu kararından eminse, onun bu kararına saygı göstermek, onu kınayıp eleştirmemek gerekir.

Ölüm nihai umuttur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesela ben seni karşılıksız seviyorum akrep senden hiç bir beklentim ve menfaatimde yok.Sana ne kadar yardımcı olur sevgim ama seviyorum işte hatta sana bir şiir bile yazdım abicim şimdi hem de;

Aslında güzeldir belki sonbahar ne bileyim

Kasımda balığa gitmiştim Haliç'e ,beni balık tutmuştu

Rüzgardı belki kadın ve etekleri uçuşunca bütün kenti utandıran

Ellerimin arasından kayan giden bu denizlere ne demeli

Perşembeydi belki ne bileyim ben balığa tutunmuştum,tutulmuştum,tutmuştum,tutmuştu.....

Requiem

Not: Görüldüğü gibi emek verilip sevgili Akrep adına akrostiş yazılmıştır.Şiir artık onundur.

Diğer üyeler hiç elleşmesin sağda solda kullanmasın telif hakkı akrebindir.

Ek not: depresyon stresli kent yaşamında her insanın başına gelebilen tedavisi basit bir durumdur.

requıem çok hoşsun ya :rolleyes:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Her depresyonda olan kendini öldürmeyi düşünmez.

Bazan depresyon o kadar ağırdır ki, kişi kendini öldürmeyi planlayamaz.

Antidepresanlarla tedavi edilirken kendine zarar verebilecek kadar düzelir ve intihara teşebbüs eder.

Çoğu kere intihara antidepresan ilaçların hepsini alarak teşebbüs eder.

Antidepresan ilaçların intihara neden olması nedeni budur. Hastaya kendini öldürme cesaret ve olanağı verebilir.

Bu nedenden dolayı depresyonda olan hastaya en fazla bir haftalık doz verilmelidir.

Eskiden kullanılan antidepresanların bir aylık dozları öldürücüdür.

Bir doktor olarak ötenaziye ve hatta intihara sıcak bakıyorum.

Yeri gelince onlardan birine baş vurmaktan çekinmeyeceğim.

Ölüm nihai umuttur.

Hastaya antidepresanı yazıp eve yolladığınızda sözettiğiniz risk mutlaka büyük olacaktır.

Antidepresanlar kolaylıkla tavsiye edilecek, kendiliğinden tedavi edecek ilaçlar değildir (uzun süreli ağır depresyonlarda).

Onun risklerinden korumak için, hasta sürekli takipte olmalıdır.

Psikoterapi eşliğinde kullanılmalı, dozu iyi ayarlanmalı ve kullanım süresi iyi belirlenmelidir.

Ayrıca uzun süreli kullanımdan sonra antidepresanın ani olarak kesilmesi de hastada daha büyük ve ani bir depresyona neden olmakta, intihar riski iki hatta üç katına çıkmaktadır.

O nedenle önce ilaç, sonra/beraberinde mutlaka terapi.

Ötenazi ve intihar konusundaki düşüncenize yüzde yüz katılıyor, ama bunu belirtmenin tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

Özellikle intihar eylemini hayata geçirmeye yakın olduğunu belirten birine cevap niteliği taşıdığında, oldukça tehlikeli olabilir.

Hatta herkes için...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İntihar etmek isteyen bir insan bundan nasıl caydırılır.

Birçok ülkede intihar acil numarası vardır. (Suicide hot line)

İntihar etmeyi kafasına koyanlar o numarayı ararlar ve karşılarına çıkan profesyonelle konuşurlar.

Çoğu bu konuşmanın sonuda intihardan vazgeçer.

Ve telefonun ucundaki profesyonel ki mesleği ne olursa olsun, bundan kendine pay çıkarır.

Ben bu acil numaraya hiç inanmıyorum.

İntihar etmek isteyen çoğu kere bundan kimseye bahsetmez.

Ama bazı ip uçları da vermez değil. Verir.

Onları bir detektif gibi izlemek gerekir ki bu da imkansız değilse bile çok zordur.

Sorumluluk psikiyatrist ve psikologlardan çok aile üzerindedir.

Profesyonel yaşamımda hiç beklenmedik ve bir çok trajik olarak intihar eden hastalarım oldu.

Hepsi de beni derin bir şekilde etkiledi. Çoğu gereksizdi. Önlenebilirdi.

Ama sorumlusu ben veya konsultasyonuna baş vurduğum psikiyatrist veya psikolog değildi.

Hastanın ailesi idi. Onları depresyon konusunda uyarmıştık ama, ayrıntılara dikket etmemiş ve önemli intihar işaretlerini yanlış değerlendirmişlerdi.

İntihar edeceğim deyip de bunu açıkça ve akıcı bir dille belirterek intihar edenlerin sayısı yok denecek kadar azdır.

Ama doktorlar emin oynamak için onların da intihar edeceğini dikkate alarak davranmak zorundadırlar.

Akrep intihar edecek mi?

Şu anda Akrep'in intihar etmesi için kendi ifadesine göre, bütün koşullar yerine gelmiş değil.

Kendisine yaşamın erdeminden bahsederek, intihardan caydırmaya çalışmanın işe yarayacağını sanmıyorum.

Çünkü intihar edenlerin çoğu gibi, fevri bir davranış içinde değil. Mantığını kullanıyor.

Yaşam ilerde çekilmez olursa intihar etmeyi düşünüyor.

Eğer gerçekten dibe vurduysa durumu daha kötü değil, daha iyiye gidecektir mutlaka.

Buna da kendisi karar verecek mental melekelere sahip.

Yaşam insana hiç bir şey vadetmez.

Önce bunu kabul etmek gerekir.

Mutluluk insanın içinde açan bir çiçektir. İnsan kendi mutluluğunu kendisi sağlar.

Tedavi ile insanları mutlu yapamazsınız.

Çoğu kere bütün yaptığınız onların mutsuzluklarını kabul etmelerini sağlamaktır.

Major depresyon çoğu kere iyileşmez ve bütün yaşam devam eder. Tabii ilaçla normallik idame ettirilebilir.

APA'ına göre, tekrarlayan major depresyonlarda artık iyileşmeye bakılmaz ve hasta iyileşse bile ömür sonuna kadar antidepresanlarla tedavi edilir.

İyileşenler minor denen depresyonlarla, reaktif depresyonlardır.

Major depresyon ciddi bir akıl hastalığıdır ve kişi Akrep'in yaptığı gibi, olguları doğru değerlendiremez.

Bu forumda tek bir cümle bile yazamaz.

Bütün bunlara rağmen kimin intihar edip, kimin etmeyeceğini, intihar eden kişinin kedisi dahil, kimse bilemez.

İntihar çoğu kere fevri ve anında alınan bir karardır..

Arkadaşları ve hastaları intihar eden biri olarak intihardan nefret etmeme rağmen, ilerde kendim için bu ölüm şeklini düşünüyorum.

Tabii ötenazi ilk başvurmayı düşündüğüm ölme şeklidir.

Bunlar acıklı konular ama, tartışılmalarında yarar olduğuna inanıyorum.

Ölüm de doğum kadar doğal bir süreçtir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Saçmalama sayın abim.Yaşamak güzel şey.

Korkarım sen saçmalamanın ne olduğunu bilmiyorsun.

Bilseydin bu kadar zırvalamazdın.

Kendini öldüren milyonlarca insanın hürmetine sus bari değersiz insan..

Hislerini belirtirken bile saygısızlık yapıyorsun.

Ve bunun farkında değilsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Akrep kardesim,senin hic birseyin yok,sadece biraz kizmissin.

Bak kendini ne guzel ifade etmissin.Daha once kendisini bu kadar acik ifade eden birisinin yazisinini okumamistim.

Hani derler ya "bazen zaman en iyi ilactir" iste bu soz tam da senin su anki durumun icin gecerlidir.

Biraz zamana birak,bak goreceksin hersey normale donecek ve su an ki dusuncelerine guleceksin.

Son olarak yine sunu oneriyorum sana : Zamana birak,zamana birak,zamana birak..

Opuyorum senin,akrep kardes.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim için şiir yapan liberty'den, ilaç öneren arkadaşlara, değişik yöntemlerle vazgeçirmeye çalışan arkadaşlara hatta psikolojik durumumu analiz eden IFeelGood ve Hacı'ya kadar hepinize teşekkür ederim arkadaşlar. (Liberty(reqiuem) sana ayrıca biraz daha teşekkür ederim)

Durumum son geçen birkaç aya kadar biraz iyi oldu. 4 gün yaptığım tatilinde biraz etkisi var galiba... :)

Ama hala hayattan zevk almıyorum, hala bana yapma geliyor, şu Adnan Oktar yazılarından bile etkilenmiyorum.... issiznehirin ve Hacı'nın tespitine göre biraz daha zamanım var sanırım, ama artık tırmanmakta istemiyorum. Tüm koşullar yavaş yavaş yerine gelecek gibi gözüküyor...

Şu an burda bunları yazıp insanlara zayıf yönümü ilk defa açıyorum. Bundan daha önce hiç insanlara ağlayıp sızlayıp sorunlarımı yakınmadım, Onların dertlerini dinledim, sorunlarını birlikte çözmeye çalıştık, bu çocukluğu ilk defa yapıyorum.. Büyük bir değişim geçiriyorum galiba, sebebi bu da olabilir. (budha değil)...

Yaşamın güzelliği de herşey gibi görecelidir ve bana basit geliyor. Hayatımda daha kötü günlerim oldu, ama yarınlarım hiç bitmezdi. Artık öyle değil. Yerimden uzaklaşmakta iyi bir çözüm değil. Antideprasan haplarını deneyebilirim, tabi doktorun gözetiminde...

Hepiniz sağolun kardeşlerim, insanlara içini açmak o kadar da kötü bir şey değilmiş, biraz rahatlattınız beni, galiba biraz da ilgi istiyorum. Dert dinleyicilikten; mızmız birine inmiş olmamın verdiği rahatsızlık duygusu da artık benimle birlikte, ama gayretlerinizin verdiği rahatlama duygusundan çok değil...

Allah razı olsun.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili /akrep,

Önce iyi hissetmenize çok sevindiğimi söylemeliyim.

Yaşadıklarınız, hissettikleriniz zayıflık değil. Çocukluk ya da mızmızlık ise hiç değil.

Mutsuz ve kötü hissetmek de bir tür sağlık belirtisidir aslında. Tek fark sizinki biraz daha yoğun; ve uzun sürmüş.

İnsanız, ve hepimiz dönem dönem sizin yaşadıklarınızın benzerlerini yaşıyoruz.

Siz sadece onları burada, bizimle paylaştınız.

Bunun için de size hayranlık duyduğumu söylemek zorundayım.

Hiç dramatize etmeden, son derece güzel ve doğru sözcüklerle anlatmış, kendinizle ustalıkla dalga bile geçmişsiniz.

En güzel yanı ise, intihara hiç niyetiniz yok...

Aklınıza geliyor ve gidiyor ama, siz onunla da dalga geçebiliyorsunuz.

Daha iyi olmanıza sevindim...

Tekrar sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İntiharın ne olduğunu iyi bilirim. İnsan ne zaman intihar eder? İnsan, büyük bir sıkıntıyla karşılaşınca değil, bu sıkıntının çözümünden umudunu kestiğinde intihar eder. Yarın da aynı sıkıntının olacağını düşünüyorsa intihar eder. Hele birde sıkıntısı içselse... İnsan, sıkıntının dışından değil kendi içindeki birşeylerin, yaşama sevincinin yokluğundan kaynaklandığını biliyorsa ve doğan güneş bile onu cezbetmiyor, hiçbirşeyden mutlu olamıyorsa intihar eder.

İntihar etmek demek, hem katil hem kurban olmanız demektir. Bir kişinin kendini öldürmesi de hiç kolay değildir. Mesela bileğini bir başkasının kesmesi, kendinin kesmesinden daha kolay gelir. Çünkü sen yaparken içinden birşey seni geri çeker. Bu yüzden intihar etmeye kalkıp da her başarısız olduğunuzda gururunuz kırılır ve kendinizi daha da sevmezsiniz. Ama iyice koptuğunuz birgün, bunu yaparsınız ve o an canınız hiç yanmaz. Acı olmaması sizi cesaretlendirir ve daha çok kesersiniz. Kanın akışı ve yara görüntüsü estetik gelir, içiniz heyecanla dolar. Bu işi mümkün olduğunca yavaş yaparsınız. Son anlarınızı doya doya yaşamak istersiniz. Ama o son anların yeni bir başlangıcın tohumlarını taşıdığını da duyumsayabilirseniz ne mutlu size. Kanla oynamak o an hoşunuza gidebilir. Ama en önemlisi o an, kendinizi keserken, kesen tarafınız kesilen tarafınıza baskın çıkar. Kendinizi kesiliyordan çok kesiyor hissedersiniz. Vicdan azabı yoktur çünkü kestiğiniz kişi sizsiniz. Keserken aktifliği duyumsarsınız, kazanma hissini tadarsınız. Kendinizi çok uğraştığınız birşeyi başarmış gibi hissedersiniz ve eski üzgün-güçsüz tarafınızı yok edersiniz. Her yok edişinizde, onu kesen aktif yan size hakim olur. Bu başka bir karakterdir ve bunu sizde farkedersiniz. Eğer ölmezseniz, bambaşka biri olarak ve artık kolay üzülmeyen biri olarak yaşamınıza devam edersiniz. Artık kesinlikle eski kişi değilsinizdir.

Bu durumu nasıl açıklayacağız? Diyalektiğin zıtlar mücadelesi ve zıtlığın içte olması yasası mı? Maddi tecrübelerin insan bilincinde yaptığı değişim mi? ''Kaostan çıkan düzen'' hikayesi mi? Bence hepsi...

Acıyı içinize atıp kendinizi yemektense, bir başkasına akıtıp gücü duyumsamak bize hayat verir. Yoksa biz hayatta kalamayız.

İntihar etmek eşsiz bir tecrübedir ve eğer ölmezseniz yeniden doğabilirsiniz. Ama bundan kimseyi intihara teşvik ettiğim sonucu çıkarılmamalıdır. Belki de herkesin hikayesi farklıdır veya öledebilirsiniz!... :(

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bazen hayatınız öyle çetrefilli bir hale gelir ki tek çözümün intahar olacağına karar verirsiniz. önce işten çıkartılırsınız, babanızı trafik kazasında kaybedersiniz, iki ay geçmeden annenizi kanserden toprağa verirsiniz. para yok, pul yok, ve o arada askere gitmek zorundasınızdır. ardınızda küçük kardeşinizi ananenize, dedenize emanet etmek durumunda kalırsınız. askerde sevdiğiniz aramaz sormaz, meraktan ölürsünüz. bi gün telefon eder, "ben hayatımı düşünmek zorundayım, üzgünüm" deyip çeker gider. normal şartlarda s.kimde aşağı kasımpaşa dersiniz ama askerdeyken bu durum öyle bir koyar ki... neye üzüleceğinizi şaşırırsınız... 3 ay içersinde olabilecek en kötü şeyler başınıza gelmiştir. en basit yol hazır silah da varken kafaya sıkmaktır. 1 saniyelik olaydır. sonrasında bütün hüzün sona erecektir. ama yapamazsınız, sineye çekersiniz. ve hayat devam eder... yaşıyorsunuzdur işte herkes kadar, bi şekilde...

Link to post
Sitelerde Paylaş
bazen hayatınız öyle çetrefilli bir hale gelir ki tek çözümün intahar olacağına karar verirsiniz. önce işten çıkartılırsınız, babanızı trafik kazasında kaybedersiniz, iki ay geçmeden annenizi kanserden toprağa verirsiniz. para yok, pul yok, ve o arada askere gitmek zorundasınızdır. ardınızda küçük kardeşinizi ananenize, dedenize emanet etmek durumunda kalırsınız. askerde sevdiğiniz aramaz sormaz, meraktan ölürsünüz. bi gün telefon eder, "ben hayatımı düşünmek zorundayım, üzgünüm" deyip çeker gider. normal şartlarda s.kimde aşağı kasımpaşa dersiniz ama askerdeyken bu durum öyle bir koyar ki... neye üzüleceğinizi şaşırırsınız... 3 ay içersinde olabilecek en kötü şeyler başınıza gelmiştir. en basit yol hazır silah da varken kafaya sıkmaktır. 1 saniyelik olaydır. sonrasında bütün hüzün sona erecektir. ama yapamazsınız, sineye çekersiniz. ve hayat devam eder... yaşıyorsunuzdur işte herkes kadar, bi şekilde...

:(:(:(:(:(:(:(:(:(:(

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...