Jump to content

Sevimlilik ve Güzellik ve Süslülük


Recommended Posts

  • İleti 58
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Allahın güzel mi?

.

Elbette...Mesela, güneşin varlığını inkar eden biri, herbir parlayan şeyin güneş olduğunu kabul etmek zorunda kalır. Yani, mesela, kırık bir cam parçalarında güneşin aksi görünüyor. Yani, güneş, o kırık cam parçalarına ışığı, ısısı ve 7 rengi ile tecelli ediyor. O cam parçalarındaki güneşin gökteki güneşin tecellisi olduğunu inkar eden biri, cam parçalarının her birinde güneşin sıfatlarına sahip güneşlerin varlığını kabul etmek zorunda kalır. Aynen öyle de, kainattaki her bir varlıkta Allah'ın ilim ve iradesi ve kudreti tecelli ediyor. Bu ilim ve irade ve kudret kainattaki varlıkları güzelleştiriyor ve süslüyor..Allahın ilim ve irade ve kudretini inkar eden biri, Allahın ilim ve kudretinin tecellisine tabiat namını takıyor. Yani, Allah'ın sıfatlarını akılsız ve şuursuz ve kör tabiat aynasına veriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

güzellik bir kere kişiye göre değişen bir kavram. senin güzel dediğine ben güzel diyemem, evrensel bir güzel yoktur. insana nasıl güzel diyebiliyorsunuz onu hiç anlamadım. dünyadaki insanların büyük çocunluğu çok çirkin bence. yüzleri de orantısız. yani akıllı tasarım olsaydı keşke de gözümüz gönlümüz açılsaydı biraz. insan kendini neden bu kadar üstün görüyor onu da anlamadım, hemen insan güzeldir diye yapıştırıyorlar. ayrıca çiçek böceklere gelince, dünyada çok çirkin pis kokan çiçekler de var. siz çevrenizdeki 5 çiçek çeşidinden bütün çiçekler güzeldir diye karar veriyorsunuz. güzel gözüken çiçeklerin ise bu güzelliği sizi kendisine hayran bırakmak ve allahım ne büyüksün demeniz için değil, böcekleri kendine çekip döllenmek içindir. insanlar da en güzel ve en zeki çocuğu ortaya çıkarmak için, en güzel ve en zeki eşi bulmaya çalışırlar yani bütün bunlarda aslında yaratıcı allah değil canlıların kendisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şöyle bir baktım da bu ilim denen arkadaşın açtığı konular forumda epey bir kirlilik yaratmış.

Estetik gibi son derece göreceli bir kavramdan yola çıkarak Tanrı'yı kanıtlamaya çalışmasıda algısının ne kadar sınırlı olduğunun göstergesi.

Bize göre güzel olan bir obje, dünyadışı bir varlık için bakmaya katlanılmayacak kadar korkunç olabilir.

Güzellik kavramının ne kadar öznel olduğunu anlamak için uzaya gitmeye bile gerek yok,

bir örnek;

Çürümüş et kokusu insanlar için dünyanın en berbat kokularından biridir, 10 metreden duyduğum çürük et kokusu kusmama sebep olabilir.

Aynı koku bir sırtlan için dünyanın en çekici, en karşı konulmaz, en hoş kokularından biridir. Çiğ ve çürümüş et kokusunu alan sırtlanın hemen salyalarının akmaya başladığını görebilirsiniz.

Tamamen öznel olan güzelik kavramını evrensel zannedip, bunu da Tanrı'nın kanıtı sayan bu çok zeki arkadaşımıza kafasını biran önce kumdan çıkarmasını tavsiye ediyorum.

Yıllar önce köyünden hiç dışarı çıkmamış kör bir ozan olayın özünü hepimizden daha iyi kavramış,

"Güzelliğin on par'etmez Şu bendeki aşk olmasa"

Link to post
Sitelerde Paylaş
Güzellik kavramının ne kadar öznel olduğunu anlamak için uzaya gitmeye bile gerek yok,

bir örnek;

Çürümüş et kokusu insanlar için dünyanın en berbat kokularından biridir, 10 metreden duyduğum çürük et kokusu kusmama sebep olabilir.

Aynı koku bir sırtlan için dünyanın en çekici, en karşı konulmaz, en hoş kokularından biridir. Çiğ ve çürümüş et kokusunu alan sırtlanın hemen salyalarının akmaya başladığını görebilirsiniz.

insanın hayvanlardan ayrı olarak aklı vardır. İnsandaki bu akıl, kainattaki güzelliklerin derecelerini anlıyor, kavrıyor. O güzelliği var edeni biliyor. Sırtlanda ise akıl yoktur. Bu sebeple güzelliğin farkında değildir. Öyle ise, bir sırtlan ile bir insanı kıyas etmek, ancak sırtlan ile aynı soydan geldiğine inanan birinin fikri olabilir.

Mesela, çiçeklere, kuşlara, bebeklere, hayvanlara bakıyoruz ki, sevimli ve güzel ve süslü yaratılıyorlar. Hem de, basit bir sudan ve yumurtalardan. Akıl sahibi her varlık bunlara hayran oluyorlar. Öyle ise akıl varlığın güzelliklerinin derecelerini keşfeden bir kaşif gibidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hayvanları çok aptal varlıklar olarak gören insanlara iki kitap önerisi:

hayvanların sessiz dünyası/ marian stamp dawkins, tübitak yayınları

düşünen hayvanlar/marc bekoff, kitap yayınevi

her zaman insanların beğendiklerinin, gördüklerinin en doğru olduğuna inanıyorsunuz ancak tıpkı bazı hayvanların bizden iyi duyup bizim göremediğimiz renkleri görmeleri gibi onların dünyayı algılayışları farklı olabilir. bunu da kimse bilemez. lütfen hayvanları aşağılamayın. şahsen ben insanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

23. sözde geçen şu temsil insan ile hayvanın arasındaki farkı gösterir:

Bir adam, bir hizmetkârına on altın verip «Mahsus bir kumaştan bir kat elbise yaptır emreder. İkincisine, bin altın verir, bir pusula içinde Bâzı şeyler yazılı o hizmetkârın cebine koyar, bir pazara gönderir. Evvelki hizmetkâr on altın ile a'lâ kumaştan mükemmel bir elbise alır. İkinci hizmetkâr, divânelik edip, evvelki hizmetkâra bakıp, cebine konulan hesap pusulasını okumayarak bir dükkâncıya bin altın vererek bir kat elbise istedi. İnsafsız dükkâncı da kumaşın en çürüğünden bir kat elbise verdi. O bedbaht hizmetkâr, seyyidinin huzuruna geldi ve şiddetli bir tedib gördü ve dehşetli bir azab çekti. İşte edna bir şuuru olan anlar ki, ikinci hizmetkâra verilen bin altın, bir kat elbise almak için değil, mühim bir ticaret içindir.

<FONT face=Tahoma>Aynen onun gibi: İnsandaki manevi cihazların ve insani duyguların, herbirisi hayvana nisbeten yüz derece gelişmiş. Meselâ; güzelliğin bütün mertebelerini farkeden insan gözü ve yemeklerin bütün çeşit çeşit hususi zevklerini ayıran insanın dili ve hakikatlerin bütün inceliklerine nüfuz eden insanın aklı ve kemâlâtın bütün nevilerine müştak insanın kalbi gibi diğer cihazları, âletleri nerede... Hayvanın pek basit yalnız bir-iki mertebe inkişaf etmiş âletleri nerede...

İşte şu derece cihazatça zenginlik ve sermayece kesret, elbette ehemmiyetsiz muvakkat dünya hayatının tahsili için verilmemiştir..

tarihinde ilim tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İlim hiç kendi beynin olduğunu düşündün mü?

Sadece saitten arak yapıyorsun.

Bak Allah sana bir beyin vermiş.

Kullan onu.

Süs olsun diye vermedi herhalde.

Deli Sait, deli Saittir.

Sen onu yine peygamberin say, kimse karışmaz buna.

Ama şu tapındığın Allahına hakaret edip durma.

Biz kafirleri suçluyorsun, lakin ne hikmetse Allahın sana verdiğini iddia ettiğin aklını külliyatın içine gömmüş üstüne bir de hacetini gidermişsin.

Küfredip durma Allahına.

İnsan ol.

Hörmetle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ilimciğim dibâce saâdât sen lâfıgüzâf bilgiden bûdiyet sana okadar delâil söyüyoruz ama sen alanark olamyıor bu arap Vâcibülvücûd na bizi muacciz eğer bizden bir âdeten beliyorsan bâdemâ bâdelmemât râbıtaimevt ya sen, lâalettâyin

bunu yapmamalısın değilmi.

Şimdi bunlara cevap ver bakalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ne dedigini anlasak yanit verecegiz ama adam arapca konusuyor.

Bir adam, bir hizmetkârına on altın verip «Mahsus bir kumaştan bir kat elbise yaptır emreder. İkincisine, bin altın verir, bir pusula içinde Bâzı şeyler yazılı o hizmetkârın cebine koyar, bir pazara gönderir. Evvelki hizmetkâr on altın ile a'lâ kumaştan mükemmel bir elbise alır. İkinci hizmetkâr, divânelik edip, evvelki hizmetkâra bakıp, cebine konulan hesap pusulasını okumayarak bir dükkâncıya bin altın vererek bir kat elbise istedi. İnsafsız dükkâncı da kumaşın en çürüğünden bir kat elbise verdi. O bedbaht hizmetkâr, seyyidinin huzuruna geldi ve şiddetli bir tedib gördü ve dehşetli bir azab çekti. İşte edna bir şuuru olan anlar ki, ikinci hizmetkâra verilen bin altın, bir kat elbise almak için değil, mühim bir ticaret içindir.

Aynen onun gibi: İnsandaki manevi cihazların ve insani duyguların, herbirisi hayvana nisbeten yüz derece gelişmiş. Meselâ; güzelliğin bütün mertebelerini farkeden insan gözü ve yemeklerin bütün çeşit çeşit hususi zevklerini ayıran insanın dili ve hakikatlerin bütün inceliklerine nüfuz eden insanın aklı ve kemâlâtın bütün nevilerine müştak insanın kalbi gibi diğer cihazları, âletleri nerede... Hayvanın pek basit yalnız bir-iki mertebe inkişaf etmiş âletleri nerede...

İşte şu derece cihazatça zenginlik ve sermayece kesret, elbette ehemmiyetsiz muvakkat dünya hayatının tahsili için verilmemiştir..

Şu yukarıdaki cümlede bizim imla kılavuzumuzda geçmeyen sadece 3-4 tane kelime var. Onlar da cümle içinde geçtiği için cümlenin anlaşılmasına mani olmuyor. Elbette yukarıdaki yazıyı anlamak isteyen anlar. Fakat, devekuşu tabiatlılar anlamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

madem bu kadar mükemmel gözümüz var neden gece iyi göremiyoruz? aslanlar bizden daha iyi görüyor. ve bizim göremediğimiz renkleri gören hayvanlar var. bu renkleri görmekten biz niye mahrumuz? mor ötesi ışınlar gibi??

Link to post
Sitelerde Paylaş
madem bu kadar mükemmel gözümüz var neden gece iyi göremiyoruz? aslanlar bizden daha iyi görüyor. ve bizim göremediğimiz renkleri gören hayvanlar var. bu renkleri görmekten biz niye mahrumuz? mor ötesi ışınlar gibi??

Geceyi Allah bize dinlenmemiz için örtü yapmış. Yoksa sen gece ışıkları kapatmadan mı uyuyorsun.

Allah, hikmetiyle ve rahmetiyle her şeye layık olduğu mertebeyi vermiş. Mesela, bir sinek mikropları görüyor. Eğer senin gözün de, sinek gibi mesela yediğin yoğurdun içindeki bakterileri görseydi, elbette o yoğurdu yiyemezdin. Veya kulağın damarlarında dolaşan kanın sesini duysaydı, elbette hayat azap olurdu. Öyle ise, seni Anne rahmine atılmış bir sudan yaratan ve bu şekle çeviren Rabbinin sanatlarını tenkid değil, takdir et ki, nankörler defterine kaydolmayasın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlim şuur sahibi şahsiyetli ve haysiyetli bir insan olduğunu kanıtlamak istemiyor musun? Cevap vermemen senin şahsiyetsiz ve zavallı bir koyun sürüsünün mee leyip duran bir üyesi olduğunun göstergesidir.

Bu demektirki cevap vermemekle şahsiyetinin, kendi şuurunun olmadığını kısacası insan olmak için gerekli yetilere sahip olmadığını kabul ediyorsun ve koyunlar gibi mee lemek sana daha iyi geliyor..

Aferin sana.. Bizlerde senin gibi meeleyip duran insan suretine girmiş şahsiyetsizlere bakıp insanlığımızın tadını çıkartıyoruz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
ilim, sorumun cevabını verememişsin. gözlerin gece iyi görmesi uyumaya engel teşkil etmez ki. allah sırf gece uyuyalım diye mi gözlerimizi mükemmel yaratmamış. çok komik.

Sen uyuduğun zaman ışığı kapatıyorsun. Demek ki, uyurken ışıktan rahatsız oluyorsun. Öyle ise, gece senin görmemen hikmetli...Şükür et ki, seni yaratan gözünü bu şekilde yaratmış. Yoksa, mikropları görseydin, o zaman hapı yutmuşun. Yemek yiyemezdin. Çünkü, inan ki mikropların, yemeğin içine düşen bir böcekten farkı olmazdı.

Ayrıca, mesela, sen bir güle baktığın zaman, onun güzelliğinin mertebesini hemen anlıyorsun. Fakat, bir inek veya diğer bir hayvan anlamaz.

Son olarak, önce bu gözünü kör kuvvetlerin değil de, ancak senin gördüğünü gören ve gözün nasıl yapılacağını ve nereye takılacağını bilen biri yerleştirdiğini akıl etmen lazımdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bir ineğin gülün güzelliğinden anlamadığını nereden biliyorsun? hiç inek oldun mu? ineğin bir gülü koparıp bir öküze mi vermesi lazım bunu anladığını düşünmemiz için. çiçeklerin güzelliği böcekleri kendilerine çekmek içindir. böcekler güzellikten anlıyor da denebilir. ayrıca uyurken gözümü kapattığıma göre, gözümün iyi veya kötü görmesi hiçbir şeyi değiştirmez. gözün çok iyi görmesi ve tepende ışıkla uyumak karşılaştırılabilecek kavramlar değil. tepende ışıkla uyuyamazsın (bazı insanlar uyuyabilir mesela ben) çünkü göz kapağın ışığı engellemez. peki bunun iyi görmekle ne alakası var? hiçbir alakası yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İneğin bir çiçeğin güzelliğinden anlamadığını ineğin akılsızlığından biliyorum. Hatta ona çiçek değil, güzel bir yemek olarak bakar...her ne ise..

İkinci olarak, eğer karanlık olmasaydı, bu sefer ışığın kıymeti olmayacaktı ve ışık nimetinin derecelerini anlayamayacaktın. Aynı göz nimetinin derecesini anlamadığın gibi..

Üçüncü olarak, mesela, mikropları veya bakterileri görmek ister miydin...Elbette istemezdin. Çünkü, yemeğine düşmüş böcekler senin hoşuna gitmezdi. Şimdi, gözün mikropları görmüyor diye gözünü akılsız ve şuursuz ve kör kuvvetler mi yapmış demektir. Bu saçmalığa elbette kimse inanamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...