Jump to content

Ugur Mumcu


Recommended Posts

vurulduk ey halkım, unutma bizi ;

dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,

babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.

arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken

bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı

kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,

yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.

ecelsiz öldürüldük

dövüldük, vurulduk, asıldık.

vurulduk ey halkım, unutma bizi...

yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.

işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,

isteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.

mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.

yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.

yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.

yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.

bizleri yok etmek istediler hep.

öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.

yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.

direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.

tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,

taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.

utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.

hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...

ölümcül hastaydık.

bağırsaklarımız düğümlenmişti.

hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. gelinliklerimizin

ütüsü bozulmamıştı daha.

cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.

vicdan sustu.

hukuk sustu.

insanlık sustu.

göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.

uydurma davalarla kapattılar hücrelere.

hastaydık.

yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.

bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.

önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik

önlerine.

sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.

ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.

doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.

istanbul'daki, ankara'daki işçiler, sizin için öldük.

adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.

vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...

bağımsızlık, mustafa kemal'den armağandı bize.

emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.

mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,

başlarımızı ezmek

kanlarımızı emmek istediler.

amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.

yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.

ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.

kurtuluş savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız

bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.

bir kez dinlemediler bizi.

bir kez anlamak istemediler.

vurulduk ey halkım, unutma bizi...

henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.

bir kadın eline değmemişti ellerimiz.

bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha

bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.

herkes tanıktır ki korkmadık. içimiz titremedi hiç.

mezar toprağı gibi taptaze,

mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

asıldık ey halkım, unutma bizi...

bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,

ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.

ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

öfkelerini bir gün bile karşısındakilere

bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.

hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.

batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.

korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...

bir gün mezarlarımızda güller açacak

ey halkım, unutma bizi.

bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak

ey halkim unutma bizi...

özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz

simdi hep birlikteyiz

ey halkım, unutma bizi...

ben öldürüldüğünde orta-1 deydim.. ve olayları anlayamamakla birlikte, annemin çok ağlayışından babamın sessiz buruk halinden etkilenip fen defterime çocukça bir şekilde elimin resmini çizip seni ve bu olayı asla unutmayacağım tarzı bir cümle yazmıştım.. çok hatırlayamıyorum.. evet unutmadım evet kitaplarını okudum ama öteye geçemediğim için kendimi kötü hissetmiyor değilim.. sevgilerimle..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu yobaz kemalist islam düşmanı sözde istihbaratcı adamdan hiç hoşlanmadım.. ölümüne üzülmüyorum

bir gün bombalı saldırı sonucu ölürsen ve "ölenlerden biri uteybe kimliğiyle ateistforumda yazıyormuş" metni ile karşılaşırsam bende o zaman üzülmeyeceğim.. dünyadan bir faşist silindi diye sevinebilirim bile..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Uğur Mumcu ile fikren çok uyuşmasak da,özellikle sağla ilgili cesur yazıları çok hoşuma giden,anısına sevgi ve saygı beslediğim bir kaybımız.

sağ sol çıkarımından çok yanlış gördüğünü irdeleyen eleştiren araştırmacı

saygıdeğer biriydi gerçekten gerçi ölümünden sonra tanıyabildik yaşımız gereği

uğur mumcuyla benim fikirlerimde pek uyuşmaz hatta hiç ama

ilerici fikirlerle çatışacak düşüncleri yoktu diyebiliriz

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 ocak 1993'de hain bir saldırı ile hayatını kaybeden Uğur Mumcu'yu 16. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum.

Kim olursa olsun hangi sebepten olursa olsun bir insani sirf düsüncesi baska diye öldürmek katletmek insanlik disi bir davranistir. Yurdumuzda ve Dünyada Ugur Mumcu ya ve bircok gazeteciye yapilan bu tip saldirilari nefretle kiniyorum.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu yobaz kemalist islam düşmanı sözde istihbaratcı adamdan hiç hoşlanmadım.. ölümüne üzülmüyorum

uteye kim ölürse üzüleceksin? her başlığa bu şekilde şeyler yazıp gidiyorsun, kabak tadı vermeye başladı artık.

toprağı bol olsun mumcu nun, saygıyla anıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gençliğimde Uğur Mumcu ile tanıştım. Kısa bir sohbetimiz oldu Ankara Hukuk Fakültesindeki odasında.

Uzun yıllar önceydi.

Ben o zamanlar komünist idim.

Uğur Mumcu'nun ne olduğunu bilmiyorum.

Sosyalist emelleri olabilirdi.

Ben kapitalist oldum.

Uğur Mumcu öldürüldü...

Kaderimize bakın siz..

Benim öldürülüp, onun kapitalist olması gerekmez miydi?

Ruhu şad olsun.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fikirleri için canını feda eden tüm aydınları selamlıyorum bu arada...

Uğur Mumcu'yu öldürmek bir saniyeden kısa sürdü muhtemelen. Abdi İpekçi kadar... Deniz Gezmiş'ten daha kolay ve acısız... Menderes'ten daha onurlu bir veda. Kenan Evren gibi kenanzedelerin gözünün içine baka baka resim yapıp, utanmazca yaşamaktan; Süleyman Demirel gibi pişkince ölmemekten daha iyi bir gidiş.

Tarihten notunu aldı da gitti. Öldürmek bir saniyeden kısa sürdü muhtemelen. Ölümsüzlük ise ebedi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Fikirleri için canını feda eden tüm aydınları selamlıyorum bu arada...

Uğur Mumcu'yu öldürmek bir saniyeden kısa sürdü muhtemelen. Abdi İpekçi kadar... Deniz Gezmiş'ten daha kolay ve acısız... Menderes'ten daha onurlu bir veda. Kenan Evren gibi kenanzedelerin gözünün içine baka baka resim yapıp, utanmazca yaşamaktan; Süleyman Demirel gibi pişkince ölmemekten daha iyi bir gidiş.

Tarihten notunu aldı da gitti. Öldürmek bir saniyeden kısa sürdü muhtemelen. Ölümsüzlük ise ebedi...

aynen katılıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uğur Mumcu katletildiğinde Türkiye'de sözde bir takım Atatürkçü kesim kudurduydu bu dincilerin işi diye. Aha şimdi kimlerin yaptığı bu işi tezgahlayanların pek de dindar olmadıkları son günlerde ortaya çıkıyor. O zaman kuduranlar şimdi ne diyecek acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...