ad hominem 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Benim başlıklarımın altına yorum yazma. Yüzsüsüzm ben yazarım. (Bak bu gereksiz -en az senin soruların kadar gereksiz- iletiyi bile üşenmedim yazdım.) Eleştirirm ben, işine gelmediyse raporla, konuyla alakaı olmadığı için kolayca sileceklerdir zaten. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi biz insanın evrimi bir okyanussa damla bile değiliiz. bu sistem zaten bizden önce omurgalı ilk hayvanlarda ortaya çıkmış. çünkü bildiğim kadarıyla böyle gelişkin bir sinir sistemi ilk omurgalılar olan balıklarda çıkıyor. gelişe gelişe son halini almış. insanla maymunun ortak atasında bile bu sistem muhtemelen tamamen bizdeki gibiydi. bu yüzden ölen bebekler olmasa gerek. yalnız gece uyurken kendini hala anne karnında zannedip nefesini tutarak bazı bebeklerin gece uykularında öldükleri gibi birşey duymuştum. kendilerini hala suyun içinde sanıyorlarmış. Tamam süngerlerde hiçbir sinir ağı yok. Sonra yavaş yavaş gelişiyo. Açık dolaşım sonra kapalı dolaşım. İlerlemeye okey diyorum. Çok mantıklı. Asıl soru şu: Ortaya bir baş yapıt çıkmış. Gelişim nasıl olursa olsun. İster yavaş ister hızlı. İster mucizevi, ister açıklanabilir şekilde. Ortada bir bayapıt var. Sen şöyel diyebilirisin: Baş yapıt ama bak uykusunda ölüyor nasıl bir başyapıt bu? Burada da şu devreye girer bu başyapıt mükemmel olacak diye mi çıktı yola. Kimse insana mükemmel kusursuz demiyor ki. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Gittikçe geriliyor musun yoksa bana mı öyle geliyor Muallakta kalan soruları soruyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Gayet açıklanabilir. Bilinçli bir şekilde nefes alıp vermek zorunda olan ve uyuyan canlılar nesillerini devam ettirememişlerdir. Kendi hayatlarını bile devam ettirememişlerdir. Bilinçsiz bir şekilde nefes alıp verme sistemi gelişmiş olan canlılar da uyurken nefes alıp verebilmişler, nesillerini devam ettirebilmişlerdir. Karmaşık sistemlerin evrim ile nasıl oluşabildiği, özellikle gözün evrimi konusunda defalarca tartışılmıştır. O zaman şu anda sınıflandırmada bir bölüm daha açtın. Uykuda soluyamayanlar. Hani nerde ben göremiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Iste böyleeeeeee Gözün üstündeki kas ,din isi deyil teknik isidir. Catilarin bitimine boydan boya sac oluk koruzki,sular toplansin köreye konan borudan asagi aksinda evin dört tarafini bataklik haline getirmesin. Kasda bu nedenle konmurtur göz üstune,suyu tutmasi icin. Nasilki ormanlar suyu tutarsa,kasda yagmuru tutar ve habar verir,Mendili al beni kurula,kapasitemi asdi diye. Kaslar cokda akillidir. Cokda güzelleri vardir. Insan bahmaya bülem giyamaz. 150 yil yasamazsam, cayir cayir yanarim Cehennem atasi viz,seninkiyle kanarim Karagas,gara kipik,ölmüsem YESIL GÖZE Hos yasantili ömür,gerektir böyle bize Menim ahlimi alir Senin gara GASLARIN Yüregime dolanir Zülüflerin saclarin. Gasin dersün yarum AY Tutusmusamki, vayki vay Getmeeeeee, tek kere baham Meniiiiii ne sayarsan SAY. tolonbeg not:Buda bilim ve tekniye giriy saniram:-))) Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Şöyle bir sendrom vardı adını hatırlamıyorum.Uyku esnasında beyin "nefes alma" ve "kalp atışı" gibi hareketleri yerine getiremiyor,bu yüzden insanlar makinelere bağlı uyumak zorunda kalıyordu.Çok nadir görülen bir sendrom ama var.Allah bu insanlarda program hatası yapmış demek Olabilir, kusursuz bir yaratılışı sen bekliyorsun. O böyle dedi mi? Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Iste böyleeeeeee Gözün üstündeki kas ,din isi deyil teknik isidir. Catilarin bitimine boydan boya sac oluk koruzki,sular toplansin köreye konan borudan asagi aksinda evin dört tarafini bataklik haline getirmesin. Kasda bu nedenle konmurtur göz üstune,suyu tutmasi icin. Nasilki ormanlar suyu tutarsa,kasda yagmuru tutar ve habar verir,Mendili al beni kurula,kapasitemi asdi diye. Kaslar cokda akillidir. Cokda güzelleri vardir. Insan bahmaya bülem giyamaz. 150 yil yasamazsam, cayir cayir yanarim Cehennem atasi viz,seninkiyle kanarim Karagas,gara kipik,ölmüsem YESIL GÖZE Hos yasantili ömür,gerektir böyle bize Menim ahlimi alir Senin gara GASLARIN Yüregime dolanir Zülüflerin saclarin. Gasin dersün yarum AY Tutusmusamki, vayki vay Getmeeeeee, tek kere baham Meniiiiii ne sayarsan SAY. tolonbeg not:Buda bilim ve tekniye giriy saniram:-))) Önce bu kullandığın dille kimseye bir şey anlatamdığının farkına varman lazım. Sonra belki gelir bir iki yararlanılabilir bilgi yazarsın. Biz soru soruyoruz cevaplasınlar diye millet şiir yazıyo. Aman ne ciddiyet ne ciddiyet. Link to post Sitelerde Paylaş
crossfox 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Olabilir, kusursuz bir yaratılışı sen bekliyorsun. O böyle dedi mi? yarattığını söylediğiniz şeyler bile kusursuz değilken, devamlı hatalar yaparken, nasıl olur da bizden kusursuz bir yaratıcıya inanmamızı bekliyorsunuz ki? Link to post Sitelerde Paylaş
jadi 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Olabilir, kusursuz bir yaratılışı sen bekliyorsun. O böyle dedi mi? Doğanın kusursuz olduğunu idda eden ve bunu tanrıya bağlayan sen değil miydin?Daha neyi savunduğunun farkında değilsin. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Size söylüyorum yaptığınız bir seçimdir evrim denilen bilimsel bulguyu bir yaratıcı olmadığı fikrine alet edemezsiniz. Ben gerçekten bilerek soruyorum. Bunu size herkes sorar. Öyle kabaca sınıflandırma basamaklarından yola çıkarak, bak baştaki canlı, evet bu da ikincisi, bak bu da üçüncüsü. Anladın mı? Demekle olmaz. Ağacın büyümesi bile sbu şekilde oluyor. Nereye çıktık şimdi. Ne oldu yani. Tüm bu bildiklerimiz yetecek mi karar vermeye. Bir kere evrim var o halde Tanrı yok asla denilemez. Tamam bu Peygamber Cebrail ilişkisi de komik görünüyor. Allah her yerde o halde neden Cebrail var. Bunlar oyun mu oynuyor neden kendilerini hiç göstermiyor. Ya bunların tamamı yalan olsa ne olur? Ortada koskoca gerçeklik var. Ya bırak koskoca gerçekliği en basit şekilde bir gözün üstünde bir kaş var. Bu nedir ya? Hiç mi ilgincinize gitmez. Nedir bu, ne? Bu kaş dediğin neden gözün üstünde. Daha bunun bile cevabı tam olarak verilemezken, hoooppppp din dediğimiz şeyi eski mitoloji ile birleştirip çöpe nasıl atabiliriz? Nasıl milletten bu seçimi yapmasınız beklersiniz ya? Bu kadar kola mı bu iş. Sadece bir düşünüş biçiminin içine giriyorsunuz eskisine yabancılaşıyorsunuz. E tabi sonra doğal olan yenisi oluyor eskisi yavaş yavaş eriyor. Çalıştırmaya çalıştırmaya eriyor. Link to post Sitelerde Paylaş
Unholy 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi O zaman şu anda sınıflandırmada bir bölüm daha açtın. Uykuda soluyamayanlar. Hani nerde ben göremiyorum. Görememe nedenin zaten doğal seçilim. Doğal seçilim sonucu hayatta kalamadılar ve bugün göremiyoruz. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Doğanın kusursuz olduğunu idda eden ve bunu tanrıya bağlayan sen değil miydin?Daha neyi savunduğunun farkında değilsin. Kusursuz değil ya. Mesela bir ağaca bak. Şimdi düşün ki ben bunu nasıl yapabilirim. O zaman gözünde kusursuz olmuyor mu? Kendini yapıcı yap. Bir de oradan düşün. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi yarattığını söylediğiniz şeyler bile kusursuz değilken, devamlı hatalar yaparken, nasıl olur da bizden kusursuz bir yaratıcıya inanmamızı bekliyorsunuz ki? Sana kim kusursuz olduğunu söyledi. Mesela Peygamber mi dedi? Ya o da bir insan. Taaaa 1400 yıl önce yaşamış inandığı Tanrıyı ataları gibi açıklamış. Kuran kusursuz olduğunu söylüyorsa o zaman orada durmak lazım. Şimdi sen diyorsun ki yarattıkları kusurlu o halde O da kusursuz olamaz. Ya sen tüme varım yapıyosun. Stop diyosun. Buna nasıl güvenebilirisin. Referansın kim? Birine dayanman lazım. Birilerinin fikrine dayanman lazım. O kadar filozof yapmaya çalıştı ne oldu. Tüme varım, tüme varım, tüm varım. Sonuç ne? Gerçi biz de tüme varım yapıyoruz ama gerçekliğe bakıyoruz. Dışarıda güneş var güneş. Normalinde bir insan güneşe bakınca ne düşünür. Ne düşünülebilir? Hemen cevap gelicek : Ne olucak sanki bir güneş var. Sen bir güneş olduğunu düşünürsen tabi onu oraya koyan biri var zannedersin. Evet işte bu paradok, hayatta bir çözüme kavulmuycak. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Görememe nedenin zaten doğal seçilim. Doğal seçilim sonucu hayatta kalamadılar ve bugün göremiyoruz. Peki 3 milyar yıl önce ortaya çıkan bakterilerin bile sınıflandırmada yeri varken bu 'uyurken soluyamayanların' neden yeri yok, göremiyoruz bu sınıflandırma basamaklarında? Vatikandan mı korkuyoruz? Link to post Sitelerde Paylaş
crossfox 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Sana kim kusursuz olduğunu söyledi. Mesela Peygamber mi dedi? Ya o da bir insan. Taaaa 1400 yıl önce yaşamış inandığı Tanrıyı ataları gibi açıklamış. Kuran kusursuz olduğunu söylüyorsa o zaman orada durmak lazım. Şimdi sen diyorsun ki yarattıkları kusurlu o halde O da kusursuz olamaz. Ya sen tüme varım yapıyosun. Stop diyosun. Buna nasıl güvenebilirisin. Referansın kim? Birine dayanman lazım. Birilerinin fikrine dayanman lazım. O kadar filozof yapmaya çalıştı ne oldu. Tüme varım, tüme varım, tüm varım. Sonuç ne? Gerçi biz de tüme varım yapıyoruz ama gerçekliğe bakıyoruz. Dışarıda güneş var güneş. Normalinde bir insan güneşe bakınca ne düşünür. Ne düşünülebilir? Hemen cevap gelicek : Ne olucak sanki bir güneş var. Sen bir güneş olduğunu düşünürsen tabi onu oraya koyan biri var zannedersin. Evet işte bu paradok, hayatta bir çözüme kavulmuycak. hayır, evreni kusursuzluğa yoranlaraydı sözüm. ancak yarattıkları da kusursuzluktan uzaktaysa -en azından bir standart tutturamamışsa- kusura bakmasın ama ben öyle tanrıya inanamam. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi hayır, evreni kusursuzluğa yoranlaraydı sözüm. ancak yarattıkları da kusursuzluktan uzaktaysa -en azından bir standart tutturamamışsa- kusura bakmasın ama ben öyle tanrıya inanamam. Yapma hocam ya. Ortada o kadar emek var. Ne yaptın. Öldürdün her şeyi. Bir kendinden kıyas yapsana. O, benden başka benim gibi olan yok diyor. O halde sadece kendimizle kıyas yapabiliriz. Sen ise kafanda milyonlarca Tanrı hayal edip bunları birbirleri ile kıyaslıyorsun. Sonra da ben ne yapiyim böle Tanrıyı diyorsun. Link to post Sitelerde Paylaş
crossfox 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Yapma hocam ya. Ortada o kadar emek var. Ne yaptın. Öldürdün her şeyi. Bir kendinden kıyas yapsana. O, benden başka benim gibi olan yok diyor. O halde sadece kendimizle kıyas yapabiliriz. Sen ise kafanda milyonlarca Tanrı hayal edip bunları birbirleri ile kıyaslıyorsun. Sonra da ben ne yapiyim böle Tanrıyı diyorsun. kafamdaki tanrılar ya da tanrının sorumlusu bizzat kitaplarda anlatılan tanrıdır. özelliklerine bakıyorum, sıfatlarına bakıyorum. durup bir de ne yapmış bu tanrı diyorum... pek çok başarısız din girişimi, hastalıklar, adına yapıldığı söylenen savaşlar. tümünün sorumlusu bizzat kendisi olmasa bile, dolaylı yollardan sorumlu o. dünyaya mutsuzluktan -kişisel huzur değil- başka hiçbirşey vermiyor. ben de diyorum ki "ne yapayım böyle tanrıyı?" işte o zaman onu kaldırıp çöpe atıyorum. sen ne kadar kendimizle kıyaslayabilir desen de, onu kendi içinde de kıyaslayabiliriz; hatta sadece kendi içinde kıyaslayabiliriz. çünkü bir insanı tanrıyla kıyaslamak -o açıkça benim gibisi yok diyorsa dediğin gibi- abesle iştigal bile olamaz. tanrı eğer kitaplardan ayrı bir tanrıysa, yani aslında anlatılanlar gibi değilse; o da beni ilgilendirmiyor. madem kendini göstermek gibi bir derdi yok -ya da oldu ancak başarısız oldu, ben de pek tabi o olmadan da mutlu -bir insanın olabileceği kadar tabi- yaşamaya bakarım. durup da bir kez "ülen evreni kim yarattı?" demem. bilim insanları ne söylüyor diye bakarım. mantığımı dinlerim, o kadar. Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Önce bu kullandığın dille kimseye bir şey anlatamdığının farkına varman lazım. sen azericeyi anlayamıyorsun diye bizim suçumuz ne? Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi Sonra da ben ne yapiyim böle Tanrıyı diyorsun. ben esas bu tanrıyı naapayım. hiçbi halta yaramıyor.hala dünyaya meteor düşüyor. Link to post Sitelerde Paylaş
inevitable 0 Ocak 24, 2009 gönderildi Yazar Raporla Share Ocak 24, 2009 gönderildi kafamdaki tanrılar ya da tanrının sorumlusu bizzat kitaplarda anlatılan tanrıdır. özelliklerine bakıyorum, sıfatlarına bakıyorum. durup bir de ne yapmış bu tanrı diyorum... pek çok başarısız din girişimi, hastalıklar, adına yapıldığı söylenen savaşlar. tümünün sorumlusu bizzat kendisi olmasa bile, dolaylı yollardan sorumlu o. dünyaya mutsuzluktan -kişisel huzur değil- başka hiçbirşey vermiyor. ben de diyorum ki "ne yapayım böyle tanrıyı?" işte o zaman onu kaldırıp çöpe atıyorum. sen ne kadar kendimizle kıyaslayabilir desen de, onu kendi içinde de kıyaslayabiliriz; hatta sadece kendi içinde kıyaslayabiliriz. çünkü bir insanı tanrıyla kıyaslamak -o açıkça benim gibisi yok diyorsa dediğin gibi- abesle iştigal bile olamaz. tanrı eğer kitaplardan ayrı bir tanrıysa, yani aslında anlatılanlar gibi değilse; o da beni ilgilendirmiyor. madem kendini göstermek gibi bir derdi yok -ya da oldu ancak başarısız oldu, ben de pek tabi o olmadan da mutlu -bir insanın olabileceği kadar tabi- yaşamaya bakarım. durup da bir kez "ülen evreni kim yarattı?" demem. bilim insanları ne söylüyor diye bakarım. mantığımı dinlerim, o kadar. İşte bu bir seçimdir. Tek bir Tanrı varsa eleştirilir. Sen O'nu eleştiriyorsun, çünkü eylemde bulunuyor. Var ise bir eylem yapıcak. Yapıcaksa bu yorumlanıcak. Sen yorumlayıp seçim yapıyorsun. Bunu kabul et. Üzüntü olsa, sadece savaş olsa, sadece keder olsa ve bu senin sinirlerini bozsa yine de bir eylem var ortada. Bu sana ulaşıcak sen de bir yorumlamada bulunup seçim yapıcaksın. O da öyle diyor zaten. 'Akıl sahipleri için ibrettir, bir kıyastır, bir yorumlamadır, bir seziştir' diyor. Arkasından da yapılacak olan seçim için uyarıyor. Sen ona ister canavar de, -cehennem ile korkuttuğu için, istersen 'sapık' de -hurilerden bahsettiği için ya da sadist de. Bir tane olduğu için bir yol seçiiyor, sen onun yolunu eleştiriyosun. Bu benim fikrim tabi. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts