Jump to content

Kader ve özgür irade


Recommended Posts

Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası değil. Çünkü zaten yapacaklarımızı biliyor. Bu dünya "eğer sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı sembolize eden" bir minyatür -örnek hayat. Ve biz olacakları bilmediğimizden, bizim açımızdan bir imtihan dünyası.

Bu yüzden kimi insanların imtihanı "tam da inkârcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti.

Aynı şekilde bir başkası da "tam da cennetlik-imanlı anında" vefat ettiriliyor Allah tarafından. Ama belki 2 yıl daha yaşayıp ölseydi inkârcılardan biri olarak ölecekti.

"Sonsuz olarak iyiysek veya kötüysek" ona göre temsili kısa bir ömür yaşattırılıyoruz. Ve bu 2 günlük ömrümüz, eğer bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı özetleyen bir kâğıt örneği oluyor.

— Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rast geldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!" (kehf suresi 74. ayet)

"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası inanmış kişilerdi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk. " (80. ayet)

"Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin. " (81. ayet)

İşte burada çocuk daha büyüyüp günahlarını işlemeden imtihanı sonlandırılıyor. Yani bir kişinin neyi hak edip etmediği en başından belli gibi… Ayrıca çocuk yaşasaydı anne ve babasını saptırabilecekmiş. Ama sapmayı hak etmedikleri için onlar kurtarılıyorlar.

Yine bazı ayetlerde cehennemdeki inkarcıların dünyaya geri dönmeyi talep edecekleri ama onlara, eğer tekrar tekrar imtihana gönderilmiş olsalar bile yine imtihanı kaybedenlerden olacakları söyleniyor. Yani sonsuz imtihanlarda bile neyi yapıp neyi yapmayacağımız zaten biliniyor..

Yine aynı şekilde bir ayet, bazı insanların cehennem ehli olarak yaratıldığını söyler. Yani onlar kalben kötü olanlar ve gidecekleri yer en başından belli. Yine bu kısa özet imtihan hayatı yaşattırılıyor o kötülere ki, ahirette kalplerindeki pislikleri görebilsinler, itiraz hakları olmasın. Yanlış anlaşılmasın, o kişiler özgür iradeleriyle kötülüğü seçecekleri için ve Allah da bunu bildiğinden dolayı, onları cehennem için yaratmış oluyor. Yoksa cehenneme gidecek olanları hiç yaratmazdı ve yalnızca cennetlikler var olurdu. Ama onların da, yani kötülerin de vücuda gelmesine izin veriyor.

Uzun lafın kısası, hak ettiğine kavuşturuluyorsun. Bu dünya hayatı da kalbindeki erdemi veya hıyaneti temsil eden-özetleyen bir örnekten başka bir şey değil. İyiler mutlaka bir vesileyle cennetin yoluna koyuluyorlar, kötüler ise mutlaka bir vesileyle sapıyorlar ve de tam da cehennemlik anlarında imtihanları sonlandırılıyor. Bir insan ömrü boyunca iman ederken son günlerinde inkârcı olup kaybedebiliyor, buna karşılık diğer bir insan da ömrü boyunca inkâr ederken ömrünün son günlerinde iman ve tövbe edip cenneti boylayabiliyor. Başka bir deyişle "iyiler mutlaka kazandırılıyor", "kötüler ise mutlaka kaybettiriliyor".

Yüce Allah karşımıza A ve B seçeneklerini çıkartırsa, hangisini seçeceğimizi bildiğinden, böylelikle yine tamamıyla özgür irademizi kullanarak hak ettiğimiz sonucu almamızı sağlıyor. Yani bu 2 günlük imtihan örneğinde de bir robot değiliz ve hakikaten seçimler bize ait. Ama dediğim gibi, karşımıza hangi şıklar çıkarsa ne yapacağımız bilindiğinden, karşımıza hak ettiğimize kavuşmamızı sağlayacak şıklar(senaryo) çıkartılıyor ki kalbimizdeki iyilikle veya kötülükle yüzleşebilelim.

Bir de bu dünyanın bir işlevi daha var. O da bazı küçük sıkıntı ve mükâfatları tattırmaktır. Yine kısacası, bu dünyanın ilk işlevi iyi ve kötüleri ayırmak ise, ikinci işlevi de küçük ceza ve mükâfatların da daha bu dünyada verilmeye başlanmasıdır.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 224
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

QUOTE (stenger @ Aug 7 2008, 08:49 PM)

İnanmayanlar daima cehennemde kalacaklar..Edison gibi dahi,hristiyan olduğu için sonsuza kadar yanacak.Allahın sonsuza kadar süren işkencehanesi var.İnanmamak neden bu kadar büyük suç?

CEVABIM:

Selam;

1- Cehennemden cennete transfer diye birşey yok.

2- Edison'un cennete gitmeyeceğini kim söyledi? Allah ayetlerinde diğer dinlerden birçok insanın da cennette gideceğini söylüyor.

3- Bu dünya, sonsuz seni temsil eden 2 günlük bir özet sunuyor. İyiler cennetlik, kötüler cehennemlik anlarında bu imtihan hayatını bitirmiş oluyorlar. Yani iyi bir insanın kazayla cehenneme gitme talihsizliği diye birşey söz konusu değil, endişelenme.

Konuyla ilgili yazım:

http://www.diniyazilar.com/dy/oku/1228/kad...ade-uzerine.htm

A'raf Suresi 168 Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere böldük. İçlerinde barışsever iyiler vardı ama böyle olmayan aşağılıklar da vardı. Belki dönerler ümidiyle onları güzelliklerle de kötülüklerle de imtihana çektik.

A'raf Suresi 170 Kitap'a sarılanlar ve namazı kılanlara gelince, biz, barışsever iyilerin ödülünü zayi etmeyiz.

------------------------------------------------------------ --------------------

Nahl Suresi 122 Dünyada ona güzellik verdik, âhirette de o mutlaka barışsever iyiler arasında yer alacaktır.

------------------------------------------------------------ --------------------

İnfitar Suresi 14 kötülerse cehennemin ta ortasında.

------------------------------------------------------------ --------------------

A'raf Suresi 5 Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka birşey olmamıştır. Biz gerçekten zalimlerdik.

Selam ve sevgiler.

tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konuda kafasında kuşku olanlar için birkaç örnek daha verelim:

Kasas Suresi 50 Bunun üzerine sana cevap veremezlerse bil ki, onlar sadece iğreti arzularına uyuyorlar. Allah'tan bir kılavuzluk olmaksızın, kendi arzularına uyandan daha sapık kim vardır! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Tevbe Suresi 85 Malları da evlatları da seni imrendirmesin. Allah bunlarla, Dünyada onlara azap etmek istiyor. Kâfir olarak çıkaracaktır canları.

Yunus Suresi 70 Dünyada biraz nimetlenme, ardından dönüşleri bize! Sonra biz, inkâr ettikerinden ötürü şiddetli azabı onlara tattıracağız.

9:55 Onların paraları ve çocukları seni etkilemesin. ALLAH bunlarla, onları dünya hayatında cezalandırmayı ve canlarının inkarcı olarak çıkmasını istiyor.

A'raf Suresi 179 Yemin olsun ki biz, insanlardan ve cinlerden birçoğunu cehennem için yarattık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.

Kısacası Allah yaratmadan evvel o kişinin iyiliği mi yoksa kötülüğü mü seçeceğini bildiğinden, kötülüğü seçeceğini bildiği kişiyi cehenneme gideceğini bile bile yaratıyor. Ve o kötüye de bu 2 günlük özet örneği sunuyor. Ama yine tamamiyle özgür iradeler kullanılıyor.

27. Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: "Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek."

28. İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi. geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.(Enam)

Yani zalimler, milyonlarca kez imtihan da edilseler yine imtihanı kaybedeceklermiş. Zaten şu 2 günlük senaryo da kalbimizdeki iyilik veya hainlikle-kötülükle yüzleşmemizi sağlıyor. Yoksa Allah zaten biliyor hakettiğimiz şeyi.

Ve bu temsili imtihanda , karşımıza hangi şıklar çıkarılırsa neyi seçeceğimiz bilindiğinden, tam da kalbimizdekilerle yüzleşeceğimiz şıklar yani senaryo karşımıza çıkartılıyor. Sonra imtihanımızın sonlanma anı da, yine iyilerden isek cennetlik, kötülerden ise cehennemlik bir anda gerçekleşiyor.

Yoksa bir insanın düşünceleri sürekli değişebilir, bir insan ömrü boyunca bazen imanlı , bazen imansız olduğu dönemler yaşayabilir. İşte burada o insanın vefat anının imanlı mı yoksa imansız anına mı denk geleceği bir şans-tesadüf işi değildir. Cenneti hakedenin imanlı, haketmeyenin imtihanı ise imansız bir anında noktalanıyor Yaratan tarafından.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bütün karşımıza çıkarılan şıklar(senaryo), kalbimizdeki iyilikle veya kötülükle yüzleşmemizi ve ayrıca hakettiğimize kavuşmamızı sağlıyor.

Ali İmran Suresi:

154-Sonra o kederin arkasından size içinizden bir zümreyi saran bir güven, bir uyku indirdi; diğer bir zümre ise kendi dertlerine düşmüş, Allah'a karşı cahiliyye kanaatine benzeyen gerçek dışı bir kanaat besliyorlar: "Bizim yapacağımız bir şey var mı?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz, bütün iş Allah'ındır." Onlar, içlerinde sana açıklamadıkları bir şey gizliyorlar, "Bizim bu işte görüşümüz alınsaydı burada öldürülüp gitmezdik" diyorlar. De ki: "Evinizde bile olsaydınız öldürülmesi takdir edilmiş bulunanlar çaresiz yine çıkıp ölecekleri yerleri boylayacaklardı. Allah içinizdekileri yoklamak ve yüreklerinizdekini meydana çıkarmak için bunu başınıza getirdi. Allah sinlerin özünü bilir.

165-Düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela kendi başınıza gelince mi: "Bu nereden?" dediniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Çünkü Allah, her şeye gücü yetendir.

166-O iki ordu çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allah'ın izniyledir. Hem müminleri belli edeceği

167-hem de münafıkları belli edeceği için ki, bunlara "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunma yapın!" denilmişti. Onlar: "Savaşmayı bilsek arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar, o gün imandan çok küfre yakındılar, ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı, Allah onların kalplerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir.

178-Bir de inkar edenler, kendilerini bırakışımızın, sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onları sadece günahlarını artırsınlar diye bırakıyoruz.Onlara alçaltıcı bir azap vardır.

Muhammed

29. Yoksa o kalplerinde maraz olanlar, Allah kendilerinin şiddetli kinlerini hiçbir zaman ortaya çıkarmayacak mı sandılar?

30. Dileseydik onları sana mutlaka gösterirdik de sen onları yüzlerinden kesinlikle tanırdın. Zaten sen onları, sözlerinin tarzından da tanırsın. Allah tüm yaptıklarınızı biliyor.

Tevbe Suresi 64 İkiyüzlüler, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir surenin tepelerine inmesinden çekinir dururlar. De ki: "Siz alay edin. Allah, o çekinip durduklarınızı ortaya çıkaracaktır."

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir de olayın melekleri-cinleri kapsayan tarafı var.

Onlar da kalplerindekilerle yüzleştiriliyorlar.

İblis'in Adem'e secde olayında kalbindeki hainlikle yüzleşmesi, onun aslında üst kademe bir melek olamayacağı gerçeğini kendisine gösterdi.

Çünkü İblis özgür iradesiyle kötülüğü seçen zalimlerden idi. Sadece bunun bir vesileyle açığa çıkması gerekiyordu:

ARAF

11. Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis etmedi, o secde edenlerden olmadı.

12. (Allah) buyurdu: "Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan nedir?" (İblis): "Ben, dedi, ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

13. (Allah) buyurdu: "Öyle ise oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın!"

14. (İblis) dedi: "(Bari) bana (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar süre ver."

15. (Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin."

16. Öyle ise, dedi, beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onlar(ı saptırmak) için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.

Dikkat edin, İblis, Allah'ın bu olayla onun kalbindeki kötülüğünü ortaya çıkardığını anlıyor. Yani Allah'ın kendini saptırdığını-azdırdığını fark ediyor. Tabii burada bütün suçun kendisinde olduğunu biliyor İblis, çünkü özgür iradesiyle kalbindekileri ortaya döktü. Gerçekle yüzleşti.

Bu yüzden öfkeyle isteğinde de bulundu:

HİCR

39. (İblis): "Rabbim, dedi, beni azdırmandan ötürü andolsun ki, ben de yer yüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini azdıracağım.

40. Ancak içlerinden kendilerine ihlas verilen kulların hariç. (Benim azdırmam, onları etkilemez.)

İblis gerçek kimliği ortaya çıkarılınca, maskesi düşürülünce çok sinirlenip, kendisi de insanları saptırmak istiyor.

Ama biliyor ki İblis, kendisinin insanları saptırması da, aslında bazı kötü insanların kalbindeki hainlikle yüzleşmesini sağlamaktan öteye gidemeyecek. Bu yüzden "ihlas verilen kulların hariç" diye çaresizliğini de dile getiriyor.

Kısacası bir taşla en az 2 kuş vurulmuş olunuyor. Hem İblis'in gerçek yüzü ortaya çıkarıldı, hem de aynı şekilde kötü insanların maskelerinin düşürülmesine de kendisi kıyamete kadar vesile olacak duracak.

Zühruf Suresi 36 Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.

Meryem Suresi 83 Görmedin mi biz, şeytanları inkârcıların üzerine salmışız da onları oynatıp kıvırttırıyorlar.

Kısacası bu dünya-evren hayatında kullar, hakettiklerine özgür iradeleri aracıyla kavuşuyorlar, kalplerindeki iyilik veya kötülüğü görüp deneyimliyorlar.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evvelden dediğimiz gibi, Allah hem özgür iradelerinden faydalanarak herkesi kalbindekilerle yüzleştiriyor, hem de hakettiklerine kavuşmalarını sağlıyor bu 2 günlük imtihan örneğinde:

ENFAL

8:5 Nitekim Rabbin seni belli bir planın gerçekleşmesi için evinden çıkarmıştı. İnananlardan bir grup bundan hoşlanmamıştı.

8:6 Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle onu tartışıyorlardı.

8:7 ALLAH iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.

8:8 Ki suçlular hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin ve haksızlığı ortadan kaldırsın.

8:11 Kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyüp yatıştırıyordu. (Susuzluğun oluşturduğu bunalımdan) sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (umutsuzluğu) sizden savmak, kalbinizi ikna etmek ve ayaklarınızı pekiştirmek için üzerinize gökten su indiriyordu.

8:17 Onları siz öldürmediniz, fakat ALLAH öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun; ALLAH atıyordu. Fakat böylece inananları güzel bir sınavla sınadı. ALLAH İşitendir, Bilendir.

İyiler emredileni yapma, kötüler de peygamberle savaşıp kaybetmeyi hakettiklerinden, herkesin hakettiğine kavuşması için karşı karşıya gelmeleri sağlandı:

8:42 Hani siz vadinin beri yamacında, onlar da vadinin öte yamacında mevzilenmişti. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Bu karşılaşmayı siz kararlaştırsaydınız karşılaşma konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Oysa ALLAH, yapılması önceden planlanmış bir işi gerçekleştirmekte idi. Böylece, yok edilen, apaçık bir delille yok edilsin, yaşayan da apaçık bir delille yaşatılsın. ALLAH İşitendir, Bilendir.

8:43 ALLAH onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat ALLAH (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir.

8:44 Zamanı gelip kendileriyle karşılaştığınızda sizin gözlerinizde onları az gösteriyor, onların da gözlerinde sizi az gösteriyordu ki ALLAH önceden planlanmış işi gerçekleştirsin. İşler, sonunda ALLAH'a döner.

Ve tabii şeytan da, kötüleri peşinden sürükledikten sonra panik içinde olay mahilinden kaçıyor:

8:48 Şeytan, işlerini onlara süslemiş ve: "Bu gün halktan kimse sizi yenemez, ben sizin yanınızdayım," demişti. İki ordu yüz yüze gelince de, topukları üzerine geri dönüp, "Sizinle bir ilgim yok, sizin görmediğinizi görüyorum ve ALLAH'tan korkarım. ALLAH'ın cezası çetindir," demişti.

8:51 "Bu, ellerinizin yaptığına karşılıktır. ALLAH elbette kullara zalim değildir."

8:54 Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.

İnsanları cehenneme yuvarlamak için çalışanlar, aslında sadece gerçekten kötü olanların kalbindekilerle yüzleşmelerine vesile oluyorlar. Yoksa iyi hiçbir insanı cehenneme yuvarlayamazlar.

Saffat

161. Siz ve kulluk ettiğiniz şeyler,

162. O'na karşı kimseyi fitneye düşüremezsiniz.

163. cehenneme salınacak olan müstesna.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası değil. Çünkü zaten yapacaklarımızı biliyor. Bu dünya "eğer sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı sembolize eden" bir minyatür -örnek hayat. Ve biz olacakları bilmediğimizden, bizim açımızdan bir imtihan dünyası.

Bu yüzden kimi insanların imtihanı "tam da inkârcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti.

Aynı şekilde bir başkası da "tam da cennetlik-imanlı anında" vefat ettiriliyor Allah tarafından. Ama belki 2 yıl daha yaşayıp ölseydi inkârcılardan biri olarak ölecekti.

"Sonsuz olarak iyiysek veya kötüysek" ona göre temsili kısa bir ömür yaşattırılıyoruz. Ve bu 2 günlük ömrümüz, eğer bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı özetleyen bir kâğıt örneği oluyor.

Ateistlerin neredeyse tümünün ortak olarak düşündükleri bu sınav ve herşeyi bilen tanrı ikilemesinin birbiri ile çeliştiğidir.

Kendi ağzınla bile bunu açıkça dile getirirken hala neye inanıyorsun...

Link to post
Sitelerde Paylaş
"Sonsuz olarak iyiysek veya kötüysek" ona göre temsili kısa bir ömür yaşattırılıyoruz. Ve bu 2 günlük ömrümüz, eğer bu dünyada sonsuza dek yaşasaydık yapacaklarımızı özetleyen bir kâğıt örneği oluyor.

Uzun lafın kısası, hak ettiğine kavuşturuluyorsun. Bu dünya hayatı da kalbindeki erdemi veya hıyaneti temsil eden-özetleyen bir örnekten başka bir şey değil. İyiler mutlaka bir vesileyle cennetin yoluna koyuluyorlar, kötüler ise mutlaka bir vesileyle sapıyorlar ve de tam da cehennemlik anlarında imtihanları sonlandırılıyor. Bir insan ömrü boyunca iman ederken son günlerinde inkârcı olup kaybedebiliyor, buna karşılık diğer bir insan da ömrü boyunca inkâr ederken ömrünün son günlerinde iman ve tövbe edip cenneti boylayabiliyor. Başka bir deyişle "iyiler mutlaka kazandırılıyor", "kötüler ise mutlaka kaybettiriliyor".

Bu durumda dinlerin gerekliliği nedir? -yada, cenent için çabalamak veya cehennemden sıyırmak için çabalamak tamamen boş bir çaba olmuyor mu?

İnamanın, ibadet etmenin, iyi adam olmak için kendini kasmanın hiçbir mantığı yok o halde. Tanrı nereye gideceğini biliyor, seçim ne kadar sana ait olsa da onun bilgisi değişmez olduğu için sonuçta gideceğin yer belli, yani doğmuş olduktan sonra -ki buda kendi kontrolünde değil- ne yaparsan yap boşuna.Sonuçta nereye gideceğin zaten belli, sadece temsili bir hayat yaşıyorsun.

kendinin veya bir başkasının seçimini değiştirmek için çabalamak tanrının bilgisini değiştirmek için çabalamak olur, bu da imkansız olduğu için boşa çabalamak olur.

Bu boşunalığın mantığı nedir?

tarihinde NiHiL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu durumda dinlerin gerekliliği nedir? -yada, cenent için çabalamak veya cehennemden sıyırmak için çabalamak tamamen boş bir çaba olmuyor mu?

İnamanın, ibadet etmenin, iyi adam olmak için kendini kasmanın hiçbir mantığı yok o halde. Tanrı nereye gideceğini biliyor, seçim ne kadar sana ait olsa da onun bilgisi değişmez olduğu için sonuçta gideceğin yer belli, yani doğmuş olduktan sonra -ki buda kendi kontrolünde değil- ne yaparsan yap boşuna.Sonuçta nereye gideceğin zaten belli, sadece temsili bir hayat yaşıyorsun.

kendinin veya bir başkasının seçimini değiştirmek için çabalamak tanrının bilgisini değiştirmek için çabalamak olur, bu da imkansız olduğu için boşa çabalamak olur.

Bu boşunalığın mantığı nedir?

Hayır bilinmesi olaya bir etki etmiyor.

Yine sen şu 2 günlük dünyada çabalarınla hakettiğin amelleri, kendi özgür irade ve alınterinle elde ediyorsun.

Kendi seçimini değiştirmek için veya başkasının seçimini değiştirmek için çabalamak ve değiştirmek, yani sonuç, senin ve o etkilediklerinin gerçek seçimi oluyor.

Yani çabalar sonucu şekillenen en son hali biliyor Allah.

Sen ve diğer insanlar sonucu bilmiyor.

Bu yüzden her an yanlışla mücadele etmeli ve doğruya uzanmak için çabalamalısın.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hayır bilinmesi olaya bir etki etmiyor.

Yine sen şu 2 günlük dünyada çabalarınla hakettiğin amelleri, kendi özgür irade ve alınterinle elde ediyorsun.

Kendi seçimini değiştirmek için veya başkasının seçimini değiştirmek için çabalamak ve değiştirmek, yani sonuç, senin ve o etkilediklerinin gerçek seçimi oluyor.

Yani çabalar sonucu şekillenen en son hali biliyor Allah.

Sen ve diğer insanlar sonucu bilmiyor.

Bu yüzden her an yanlışla mücadele etmeli ve doğruya uzanmak için çabalamalısın.

Selam ve sevgiler.

Bizim bilmemize gerek yok zaten. Allah biliyor, -en başından beri biliyor. Bu durumda doğruğun anda nereye gideceğini zaten biliyor.

Şimdi bütün çelişkiye rağmen özgür irade var diyelim. Sen burda bu konuyu açtın, ve diyelimki ben bundan habersiz bir müslimanım, şimdi öğrendim. Allahın nereye gideceğimi zaten bildiğini ve benim bütün hayatımın bu bilgiye uygun şekilde geçeceğini öğrendim. Bundan sonra beni cennet için herhangibir şey yapmaya yiten ne olabilir? Neden bişeyler için uğraşayım? Ne kadar uğraşsamda-uğraşmasamda allahın sabit bilgisi dışına çıkamyacağımı öğrendikten sonra herşeyi boş vermemek için tek bir neden var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
''kalbindekiler'' nerden geliyor? ''Kalbinde''(!) zaten bişeyler varsa nasıl özgür irade oluyor?

Yaratılışta kötülüğe ve iyiliğe eşit uzaklıkta yaratılıyorsun.

Sen kendi özgür seçiminle iyiliği veya kötülüğü seçiyorsun.

Allah da senin gelecekte, hatta sonsuza dek bu dünyada yaşasaydın ne yapacağını biliyor.

Şu 2 günlük minyatür imtihan örneğinde de, sana kalbindeki iyilik veya kötülüğü gösteriyor.

Özgür iradenle iyiliği mi , yoksa kötüğü mü seçip duran biri olduğunu sana yaşatarak gösteriyor.

Böylelikle ahirette itiraz hakkın kalmıyor.

Bir şans daha isteyene de "tekrar tekrar dünyaya gönderilseniz-imtihan edilseniz yine kötülerden olacaksınız" deniliyor.

Allah şu 2 günlük dünyada yaptıklarından ziyade, sonsuza dek yaşasalardı bu dünyada, yapacaklarından dolayı onları sonsuza dek cehennemde tutuyor.

İnançsızlık vs. gibi sapmalar da bu kötülüğe delil oluyor.

Yani başkalarının canını yakmadan, kendi içinde kötülüğünle yüzleşme.

Diğer şıkda, insanlar kötülükleriyle, başkalarına kötülük yapma yoluyla yüzleşiyorlar.

İçlerindekileri görüp bizzat yaşıyorlar.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bizim bilmemize gerek yok zaten. Allah biliyor, -en başından beri biliyor. Bu durumda doğruğun anda nereye gideceğini zaten biliyor.

Şimdi bütün çelişkiye rağmen özgür irade var diyelim. Sen burda bu konuyu açtın, ve diyelimki ben bundan habersiz bir müslimanım, şimdi öğrendim. Allahın nereye gideceğimi zaten bildiğini ve benim bütün hayatımın bu bilgiye uygun şekilde geçeceğini öğrendim. Bundan sonra beni cennet için herhangibir şey yapmaya yiten ne olabilir? Neden bişeyler için uğraşayım? Ne kadar uğraşsamda-uğraşmasamda allahın sabit bilgisi dışına çıkamyacağımı öğrendikten sonra herşeyi boş vermemek için tek bir neden var mı?

İşte senin bu uğraşıların sonucu ortaya çıkacak tabloyu biliyor Allah.

Eğer hiç çabalamaz veya kötülük için çabalarsan, hakettiğin bu oluyor.

Ya da iyilik için çabalar ve kötülükten uzak durursan, yine hakettiğin bu oluyor.

Allah senin ne yapacağını biliyor.

Ve sen bunları özgür iradenle, kendi gayretinle yapıyorsun.

Yapacaklarının bilinip bilinmemesi senin özgür iradeni etkilemez.

Bak yukardaki iletiyi senin yazdığını şimdi ben biliyorum, ama bilmem senin özgür iradeni etkilemiyor.

Ben senin özgür iradenle yaptığın şeyi görüyorum.

Selam ve sevgiler.

tarihinde Emre1974tr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Yaratılışta kötülüğe ve iyiliğe eşit uzaklıkta yaratılıyorsun.

Sen kendi özgür seçiminle iyiliği veya kötülüğü seçiyorsun.

Peki herkes iyiliğe ve kötülüğe eşit uzaklıkta yaratılıyorsa iyiyi seçenler ile kötüyü seçenelr arasında fark nedir?

basit bir örnek Buridan 'nın eşeği paradoxu.

Eşek kendisine tamamen eşit mesafe uzaklıktaki iki saman yığının önüne konuyor birini seçmek için diğerinden daha falza neden olmadığından dolayı eşek ikisine de gidemiyor ve açlıktan ölüyor.

Şimdi eşek gerçekte tabiki ölmez.Çünkü herzaman bir fark vardır gerçekte.

Bir insanın eşit uzaklıkta olduğu iyilik veya kötülüğü seçmeye yiten fark nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yapacaklarının bilinip bilinmemesi senin özgür iradeni etkilemez.

Aslında etkiler.Ama ben konunun o kısmında değilim.

Benim, allahın benim nereye gideceğimi en başında beri bildiğini -ve bu bilgisinin değişmez olduğunu- öğrenemem etkiler mi etkilemez mi, mesele bu.

Bak yukardaki iletiyi senin yazdığını şimdi ben biliyorum, ama bilmem senin özgür iradeni etkilemiyor.

Bu çok saçma bir örnek oldu.O ileti geçmiş zamana ait, biz gelecekten bahsediyoruz

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki herkes iyiliğe ve kötülüğe eşit uzaklıkta yaratılıyorsa iyiyi seçenler ile kötüyü seçenelr arasında fark nedir?

basit bir örnek Buridan 'nın eşeği paradoxu.

Eşek kendisine tamamen eşit mesafe uzaklıktaki iki saman yığının önüne konuyor birini seçmek için diğerinden daha falza neden olmadığından dolayı eşek ikisine de gidemiyor ve açlıktan ölüyor.

Şimdi eşek gerçekte tabiki ölmez.Çünkü herzaman bir fark vardır gerçekte.

Bir insanın eşit uzaklıkta olduğu iyilik veya kötülüğü seçmeye yiten fark nedir?

Bu soruna bir çözüm sunabilecek müsliman varmı? Yada hristiyan, musevi, cuvcuvist, deist yada ateist.

Nedense tartışma buraya gelince bitiyor hep...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yanıt bana lazım değil, size lazım. Bediüzzamanda var olan yanıı buraya kendi cümelelerinle açıkca ve türkçe olarak aktarabilirmisin?

sanmam...

bide böle bişey var yazdıklarının yarısı arapça :D

Laf salatası yapıyorlar ki bişey söylemiş gibi olsunlar !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kader konusu, İslam'ın en zayıf tarafıdır.

Ne kadar çırpınırsanız çırpının, bu konuda kendinizi dahi inandıramıyacaksınız.

Konunun irade ile ilgisi yok. Bir örnekle açıklayalım;

Allah 2 insan yaratıyor diyelim.

Varsayalım ki bu insanlar her konuda eşit şartlardalar.

Ama sonunda biri cennetlik, diğeri cehennemlik.

Bu iki insanın yapısında bir müdahalesi olmalı ki biri inanca, diğeri inançsızlığa gitsin.

Ya da biri iyiliğe, diğeri kötülüğe gitsin.

Aksi halde her ikisi de aynı yere gider.

Demek ki Allah bu durumda hile yapıyor.

Ya birine bir zaaf veriyor. O zaafından dolayı kötülüğe gidiyor.

Ya da birini daha sorgulayıcı, daha kuşkucu yapıyor, inançsızlığa gidiyor.

Bu hiledir ve adaletli değildir. Sonuçta ne olacağını bilmesi de yaptığı hile nedeniyledir.

Ya da hileyi ömürlerini belirlerken yapıyor.

Diyelim ki biri 50 yaşına kadar inanmıyor ama o sıralarda kafasında inanca yönelik meyillenme başlıyor.

Belki 1 sene daha ömrü olsa inançlı ölecek. Ama Allah o imkanı vermiyor ona.

Diğeri ise inançlı ama 1-2 sene daha yaşasa yoldan çıkacak, gidişat o yönde.

Ama Allah öyle bir ömür biçmiş ki inançlı ölüyor.

Bu müdahale de hiledir ve adil değildir.

Kur'an'ın insanlara sunduğu Allah, bir oyun içindedir ve bu oyunda sadisttir aynı zamanda.

O yüzden kesinlikle Allah Tanrı değildir. Tanrıya bu tür yakıştırmalar yapmak olanaksızdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Peki herkes iyiliğe ve kötülüğe eşit uzaklıkta yaratılıyorsa iyiyi seçenler ile kötüyü seçenelr arasında fark nedir?

basit bir örnek Buridan 'nın eşeği paradoxu.

Eşek kendisine tamamen eşit mesafe uzaklıktaki iki saman yığının önüne konuyor birini seçmek için diğerinden daha falza neden olmadığından dolayı eşek ikisine de gidemiyor ve açlıktan ölüyor.

Şimdi eşek gerçekte tabiki ölmez.Çünkü herzaman bir fark vardır gerçekte.

Bir insanın eşit uzaklıkta olduğu iyilik veya kötülüğü seçmeye yiten fark nedir?

Fark şudur.

Birisi kötülüğü bilerek seçme zalimliğini işliyor.

Diğeri de özgür iradesi ile iyiliği seçme erdemini sergiliyor.

Ve sen bu yüzden , birisi sana kötülük yaparsa ona kızarsın.

Onun kötülüğü seçmeme özgürlüğü olduğu halde, yine de kötülüğü seçtiği için, suçlu olduğunu fark edersin.

İyilik ve kötülüğe eşit uzaklıkta olduğu halde, sana kötülük yapmayı seçtiği için o insanı suçlarsın.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...