Jump to content

Evrim - Sık Sorulan Sorular


Recommended Posts

  • İleti 218
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

  • 2 weeks later...

>>> bir çok canlının değişim içinde olduğu bir gerçek fakat coelacanth balığı yaklaşık 400 milyon yıldan beri değişmeden türünü devam ettiriyor bu konuda bilgisi olanların cevap vermesini rica ederim.

Tam olarak öyle değil.. Fosilleri bulunan balıklar, tatlı suda yaşayan Coelacanthidae ailesi gibi balıklardır. Canlı olanlar ise tuzlu suda yaşayan Latimeriidae aliesine dahil olan balıklardır.

Yapılmaya çalışılan ve pek çok evrimi savunanın da kandığı şey, evrimin mutasyonlarla gerçekletiği iddiasıdır. Ama evrimde asıl etmen, mutasyonlar değil, doğal seleksiyondur. Eğer doğal seleksiyon değişmiyorsa bir canlı için, o canlının değişmesi de elbette ki mümkün olmaz..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Evrim hakkında gerçekten merak ettiğim konular ;

Basit bir hücreden gen gibi karmaşık sofistike bir hücre ( gen hücre içindedir ancak ilk oluşumda gen oluşması pek olası gelmiyor. ) oluşumunu evrim açıklıyabiliyormu,

Bana canlılardaki göz ün evrimini açıklayabilirmisiniz çünkü bildiğim kadarıyla canlı evrimleşmeden çok önce göz mükemmel şekilde oluşmuş oluyor. Bildiğim kadarıyla kitabında darvin bile ben teorimi yazarken göz ü hesaba katmadım der diye biliyorum emin değilim.

Daha çok var ama bukadarı aklıma geliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Bildiğim kadarıyla kitabında darvin bile ben teorimi yazarken göz ü hesaba katmadım der diye biliyorum emin değilim.

Yanlış biliyorsun. Darwin öyle demez, gözde evrimle ortaya çıkması en basit şeylerden biridir. O nedenle farklı canlılarda defaten farklı gözler evrimleşmiştir.

http://fikirsel.ipbfree.com/index.php?showtopic=25&st=0

>>> Daha çok var ama bukadarı aklıma geliyor.

Evet, biliyoruz, daha çok yalan, martaval, zırvalık filan var. Ama emin ol ciddi hiç bir itiraz yok, tek bir itiraz bile.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biyolojik evrim kuramını araştırıp irdelemek bilim adamlarının işi olduğu tartışılmazdır.

Dinsel teoriler ve yazılar evrimi araştırma zahmetinin gereksiz olduğunu bunun dine aykırı olduğundan bahseder..

Ama her ikisinden ayrılıp başka bir boyuta geçelim..

İnsan aklının terazi olduğunu farzedelim. Tartma gücü 1000 gram olsun..

Evrim sentezi yada varoluşu çözmek için gerekli ağırlığı 1 ton kabul edelim. İnsan aklının 21.yüzyıl model mantık tartısı 1 kğ ise aradaki tartılmayan fark 999 kğ dir.

Şimdi bir karşılaştırma yapalım.

17 YY da Yer çekimi kanununu bulan newtonun zeka terazisi bu ağırlığı kaldıracak kadar güçlümüydü. Bence Hayır Durup dururken ağaçtan Başına düşen elmanın neden-niçin ilişkisini çözmesinden kaynaklıyordu.

Bu bir evrim sürecidir. Hemen ispatlayalım.

dünyanın yuvarlak olduğu macellan ve kristof kolomb tarafından deklare edilmiştir.

Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk farkeden bilim adamı M.Ö. 500 Pisagor'dur. Ancak Genel kanı oluşturmadığı için Bu Teori Pisagor ve öğrencileri arasında kalmıştır.

Neden?

Çünkü Pisagor döneminin genel insan zeka tartısı bu kavramı tartamazdı. Ancak Colomb döneminde Kabul görmüş ve benimsenmiş olması zeka tartısı grostonunun daha yüksek olduğunu bize göstermektedir.

Zeka ve mantıksal açıdan insanın evrimleştiği açıktır.

icatlar ve buluşlar kronolojisinde sıralama hatası olamaz.

Örneğin Tekerleğin icadından önce kuduz aşısının bulunması gibi..

şimdi bu bilgiler ışığında Evrim kuramının toplumda genel kabul görmesi babına bakalım.

Bigbang ile ilgili teoriler sağlam temellere dayansa da teist toplum nezdinde salt gerçekliği

Oluşturacak kadar ileri bir teknoloji şu anda yoktur. S.hawkings in evren modeli bilimsel bakış açısından mantıklı görünse de teolojik fikirleri ikna etmeye yetmeyecektir.

Ta ki 2012 somut sentez ve 2039 varlık doktrininin kesin kanı oluşturması gibi.. (21.yüzyıl delisi’nden

Alıntıdır. Digital yayın 2045.)

Oysa bir volkmeni ortaçağa götürseydik. Varlığı kesin kabul görmekle birlikte olağanüstü varlıklara ait bir nesne olarak algılanacağı muhakkaktı.

Temel prensip te hızlı evrim söz konusu olmadığı gibi yavaş evrim de mümkün değildir. Evrim gerektiği gibi işler..

Tıpkı hücre metobolizmasının geniş zaman diliminde mükemmel mutasyon oluşturma sürecini teolojik kuramcıların ilahi komedya ya dönüştürüp “İşte un, işte yağ, işte şeker , haydi helva yapında görelim” deyişini güya bilimselleştirerek “işte potasyum, işte karbonat, işte fosfor haydi hücre yapın da görelim” dayatması gibi ..

Evrim teorisi emekleme dönemindedir. Teoriye inananlar bu emekleme döneminin bir gün evrimleşerek sabit adımlara dönüşeceğinin bilincinde olanlardır.

Zaten içinde bulunduğumuz zaman diliminde fikir çatışması oluşturan biyolojik evrim olmayıp odak noktasının felsefik evrim de yoğunlaşmasıdır. Çünkü biyolojik evrim labaratuar sonuçlarına dayandırılmaktadır. Örneğin bir canlının gen haritasının çıkarılması yada bir hücrenin klonlanması gibi tartışmaya gerek kalmayan somut bilimsel çalışmaların evrim kuramını reddeden çevrelerce kabul görmesi gibi..

Rasyonel çağın başında son tesadüfün puzzle ı tamamlanması ile ortaya çıkan gerçek, doğmatik fikirleri kasırga gibi yeryüzünden silerken, bu fikirlerin yerine geçecek olan fantastik inançlar varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> gelecekde gen bilimi sayesinde insanlar istedikleri anatomiye kavusabilirlermi?

Hayır. İstedikleri demeyelim, ama çok geniş bir sahada anatomilerini belirleyebilirler. Kaslı olayım, süper koşayım, gözlerim yeşil olsun filan gibi. Ama 4 ayağım olsun da diyebilirler, olabilirde. Kanatlarım olsun uçayım derlerse, aslen bu da mümkün. Fakat Ayda uzay giysisi olmadna yaşayayım derlerse bu mümkün değil.

>>> Eger oluyosa bunun evrime etkileri nasıl olur evrimi durdururmu ?

Bu evrimin bir başka türüdür. Doğal seleksiyon illa da çiçekler, böcekler, mevsimler demek değildir. Bu genlerin insan yani gene doğal tarafından seçilmesi yoluyla gene bir tür doğal seleksiyon olur ve gene evrimin ta kendisidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BİRİ BANA EVRİMLEŞEN MADDENİN NASIL ÇİFT CİNSİYET OLUŞTURDUĞPUNU VE HER BİR CİNSİN NASIL HEMEN DİBİNDE OLUŞMUŞ GİBİ DİĞER CİNSİNİ BULDUĞUNU ANLATABİLİR Mİ. NE BİLEYİM KANGRU MESELA EVRİ,MLEŞTİĞİNİ VARSAYARSAK DİŞİSİNİ NASIL OLUYORDA HEMEN DİBİNDE BULUYOR. İKİSİ FARKLI KUTUPLARDA EVRİMLEŞSE BULUŞMADAN NASIL ÇOĞALIYOR VE BİR NESL OLUYORLAR.

AYRICA İLK HÜCRE AMİNO ASİTKEN NASIL PROTEİN SENTEZLEDİ VE HEMEN YANINDA VEYA İÇİNDE NASIL BİR GIDA BULDU VE ENERJİ EDİNDİ. BÜYÜDÜĞÜNDE AŞAMA AŞAMAYSA SOOLUNUM SİSTEMİ SİNDİRİM SİSTEMİ VE DOLAŞIM SİSTEMİ AYRI ZAMANLARDA OLUŞİTUYSA NASIL SOLUMADAN SİNDİRDİ. DOLAŞIM YOKTUYSA NASIL OKSİJEN TAŞINDI. YOKSA ÜÇÜDE AYNI ANDA VE MÜKEMMEL İŞLER VAZİYETTEMİ OLUŞTU?

Link to post
Sitelerde Paylaş
NE BİLEYİM KANGRU MESELA EVRİ,MLEŞTİĞİNİ VARSAYARSAK DİŞİSİNİ NASIL OLUYORDA HEMEN DİBİNDE BULUYOR. İKİSİ FARKLI KUTUPLARDA EVRİMLEŞSE BULUŞMADAN NASIL ÇOĞALIYOR VE BİR NESL OLUYORLAR.

sakarsarkan

aşağıda sana yardımcı olacak bir yer var:

http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/rh/dal.asp

yalnız belirmek lazım yinede:

cinsiyetin evrimleşmesi diye bir şey var. erkek dişiden evrimleşmiştir. senin gender male ise elini vücudunun yukarılarında gezdir memelerin olduğunu göreceksin.

tarihinde convert tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
BİRİ BANA EVRİMLEŞEN MADDENİN NASIL ÇİFT CİNSİYET OLUŞTURDUĞPUNU VE HER BİR CİNSİN NASIL HEMEN DİBİNDE OLUŞMUŞ GİBİ DİĞER CİNSİNİ BULDUĞUNU ANLATABİLİR Mİ. NE BİLEYİM KANGRU MESELA EVRİ,MLEŞTİĞİNİ VARSAYARSAK DİŞİSİNİ NASIL OLUYORDA HEMEN DİBİNDE BULUYOR. İKİSİ FARKLI KUTUPLARDA EVRİMLEŞSE BULUŞMADAN NASIL ÇOĞALIYOR VE BİR NESL OLUYORLAR.

AYRICA İLK HÜCRE AMİNO ASİTKEN NASIL PROTEİN SENTEZLEDİ VE HEMEN YANINDA VEYA İÇİNDE NASIL BİR GIDA BULDU VE ENERJİ EDİNDİ. BÜYÜDÜĞÜNDE AŞAMA AŞAMAYSA SOOLUNUM SİSTEMİ SİNDİRİM SİSTEMİ VE DOLAŞIM SİSTEMİ AYRI ZAMANLARDA OLUŞİTUYSA NASIL SOLUMADAN SİNDİRDİ. DOLAŞIM YOKTUYSA NASIL OKSİJEN TAŞINDI. YOKSA ÜÇÜDE AYNI ANDA VE MÜKEMMEL İŞLER VAZİYETTEMİ OLUŞTU?

Senin derdin, yaratıcı denen zımbırtıyı kaldırıp, yerine evrimi koyman. Yani her şey aynı oldu, aynı şekilde geldi ama yaratıcı yokta, tesadüfen evrimle oluverdi sanman.

>>> BİRİ BANA EVRİMLEŞEN MADDENİN NASIL ÇİFT CİNSİYET OLUŞTURDUĞPUNU

Bunu anlamak için cinsiyetin ne olduğunu, üremenin ne olduğunu anlamış olman gerekir. Üremek için, cinsiyet, dişi, erkek filan lazım değildir.

Canlılarda üreme, aminoasit zincirlerinin, mesela RNA, DNA gibi zincirlerin kendi kopyasını katalizleyip yapmaları demektir. Bunu yapabilen ilk zincirler, aynı zamanda ilk canlılardı. Bu olayda eşey, dişi, erkek filan yok. Ve canlılar bu şekilde üreyip gittiler. Buna kısaca, bölünerek ürem diyoruz.

Çoğalan, kopyalanan bu zincirler aynı zamanda canlının formunu da belirler. Yani senin anlayacağın şekilde söylersek, boyu posunun vs. nasıl olacağını. Bu durumda, kopyalama başarısı, aynı zamanda canlının bu formunun nasıl olduğundan büyük oranda etkilenecektir doğal olarak. Daha fazla hayatta kalabilen daha avantajlı olacaktır.

İşte bu noktada, her canlı sadece kendi kopyasını yaparken, daha ilk canlılar zamanında, yani 3.8 milyar yıl önce, evrimin en başında, bir diğer özellik ortaya çıktı. Canlılar birbirleriyle simbioz yapabilir oldular. Yani birinin ürettiğini diğeri tüketebilir oldu. Böylece canlılar birbirini yemeye başladılar. Bu aşamada bir canlı diğerini yerken onun DNA'sını da almış oluyordu. Ve bu DNA yiyen canlının DNA'sına karışınca yeni canlı aynı zamanda onun genlerini taşıyor oluyordu. Bu durum dışarıdan DNA alımına uygun genlerin ortaya çıkmasını sağladı. Yemek, yutmak suretiyle gen transferi ortaya çıkmış oldu.

Elbette bu yeğane kimya transferi değil. Aynı zamanda başka tür kimyasal bileşenlerin transfer edilmesini mümkün kılan mekanizmalarda ortaya çıktı haliyle.

Yiyen bunlaır yaparken, yenense yenmemek için bir şeyler geliştirdi. Fakat DNA'sını avcıya aktarmak beleş yoldan üreme garantisi demektir. Avcı DNA lama özelliğine sahip olduğu için, geriye DNA verme özelliği kaldı. Bu işlem için bir kaç farklı yol ortaya çıktı. Tip 1, Tip 2 vs. gen transfer mekanizmaları.

Sonuçta, avcı avın DNA'sını da aldığı için, onun genlerini de üretiyor, yeni nesiller bir tür melez oluyordu. O dönemin avcı av meselesi, günümüzün yemek meselesi değil, çok çok daha ilkel, basit kimyasal malzeme edinme süreçleriydi elbette.

Nihayetinde, canlılık diğer yönlerden de gelişirken, aynı zamanda karşılıklı gen değişim mekanizmaları da ortaya çıktı. Bunun avantajı, bir bireyin avantaj sağlayan bir geni varsa, bunu yatay olarak diğerlerine aktarabilmesiydi. Yatay, yaşayan, mevcut canlıar demek, yavrular değil. Biz, yatay gen transferi yapamayız, ancak dikey gen transferi yapabiliriz.

Bu süreçte, canlılar karmaşıklaştıkça, hangi genlerin transfer edilecekleri daha kritik olmaya başladı ve kromozomlar ortaya çıktı. Bu aşamadan itibaren, geni letimini sağlayan mekanizma "verici" "alıcı" bağıntıları belli kromozomlarda toplanıp, cinsiyet dediğimiz mekanizma ortaya çıktı.

İlk çok hücreli, gelişimişçe canlılarda cinsiyet şimdiki gibi değildi, hala da değil zaten. Örneğin deniz tavşanları aynı zamanda hem erkektir, hem dişi. Bir salyangoz, hem erkektir hemde dişi. Bazı türler dişi olarak doğar, büyüyünce erkek olur. Bazı türlerde ailenin dişisi ölünce, erkeklerden biri dişi oluverir vs vs.

Sana uzaydan bakarak cinsiyetin evrimini izah etmeye çalıştık. Gördüğün gibi, senin sandığın gibi pat diye bir dişi ve bam diye bir erkek yaratılıvermişliği yok.

Diğer mevzularda aynı aynı şekilde. İlk canlılar hava solumazdı zaten mesela. Hepsi karşılıklı olarak daha basit mekanizmalardan ortaya çıkıp geldi.

Git, evrim ne demekmiş onu bir öğren. Evrim, senin yaratılış masalındaki tanrının yerine geçen bir mefhum değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Selamın aleyküm arkadaşlar ben islam mensubuyum ve islamın gayet net hatasız ve kusursuz olduğunu svunuyorum ve bunu ispat etmek istiyorum ALLAH İZİN VERİRSE SORU SORARSANIZ KURANDAN VE HZ MUHAMMEDS.A.V. İN HAYATINDAN CEVAPLAR VEREBİLİRİM HATA DEĞİL DOĞRUYU ARAYANLARA BU BİR TEBLİĞ GİRİŞİMİ İSTER KBUL EDİN İSTERSENİZDE ETMEYİN TEŞEKKÜR EDERİM

Link to post
Sitelerde Paylaş
Selamın aleyküm arkadaşlar ben islam mensubuyum ve islamın gayet net hatasız ve kusursuz olduğunu svunuyorum ve bunu ispat etmek istiyorum ALLAH İZİN VERİRSE SORU SORARSANIZ KURANDAN VE HZ MUHAMMEDS.A.V. İN HAYATINDAN CEVAPLAR VEREBİLİRİM HATA DEĞİL DOĞRUYU ARAYANLARA BU BİR TEBLİĞ GİRİŞİMİ İSTER KBUL EDİN İSTERSENİZDE ETMEYİN TEŞEKKÜR EDERİM

Teklifin için teşekkürler.. Ama emin ol, bu forumdaki ateistler senden daha iyi bilir islamı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Selamın aleyküm arkadaşlar ben islam mensubuyum ve islamın gayet net hatasız ve kusursuz olduğunu svunuyorum ve bunu ispat etmek istiyorum ALLAH İZİN VERİRSE SORU SORARSANIZ KURANDAN VE HZ MUHAMMEDS.A.V. İN HAYATINDAN CEVAPLAR VEREBİLİRİM HATA DEĞİL DOĞRUYU ARAYANLARA BU BİR TEBLİĞ GİRİŞİMİ İSTER KBUL EDİN İSTERSENİZDE ETMEYİN TEŞEKKÜR EDERİM

seyfullah, birkaç ileti daha yazdıktan sonra başlık açabilirsin ,istediğin herhangi bir konuda tartışırız hatırlarsan seninle face de bir tartışma yapmıştık ve yarım kaldı , şimdi buyur tartışalım

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 weeks later...

anibal gardas neandartellerin zeka seviyesi homo sapiensikiyle aynımıydı ? hangi sebebten yok olup gittiler

sahsım adına bu konu üzerine düşünüyorum galiba salgın bi hastalıktan gittiler eger baska türlü olsaydı geriye bi kac tane mutlaka kalırdı yani ,bide neadartel ve sapiens haricinde baska bir tür hiç oldumu ? olduysa ne zaman nerde ?

şimdiden sağolasın gardas

Link to post
Sitelerde Paylaş

hazır aklıma gelmişken unutmadan sorayım bazen bilimsel yazılarda okuyorum insalarda hiçbir işe yaramayan genler var diye aynı apandisit gibi ,şimdi bunlar insan vucudunda resmen cöp gibi kalcakmı ,gelecekte dahada ilerleyen teknolojiyle bunların degerlendirilme ihtimali varmı ? varsa ne gibi konularda degerlendirilir ? aynı özellikler hayvanlarda ve bitkilerdede varmı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> anibal gardas neandartellerin zeka seviyesi homo sapiensikiyle aynımıydı ?

Hayır, sanallaştırma kabiliyetleri ve ilişki kurma becerileri daha kıttı. Örneğin, alet yapacakları taşları alıp mağaralarına istiflemektense, her defasında taşın olduğu yere gidip, taş yapar ve kullanırlardı. Elbette, kar basıp taş bulunamazsa, alet eksikliği yüzünden aç kalmaları an meselesi olurdu.

>>> hangi sebebten yok olup gittiler

Büyük ihtimalle bu sebepten. Neanderthal ve h.sapiens'in neden anayurtları olan afrikadan çıkıp gittiklerini bilmek gerekir. Günler, kara günlerdir. Her şey gittikçe daha kötüye gitmektedir Afrika'da. İnsanın adapte olduğu yaşam alanı ve benzer bölgeler giderek azalmaktadır. İşte o yüzden bunlar dağları aşıp dünyaya yayıldılar. Giderek kötüye giden çevrede, aynı kaynakları paylaşan bu iki tür karşılaşınca, rekabet kaçınılmazdı. Şansımıza bizim üstünlüğümüz olan zeka baskın çıktı, hepsi bu. O dönemi düşününce, zekanın baskın olmasının yetmeyebileceğini hatırlatırım.

>>> sahsım adına bu konu üzerine düşünüyorum galiba salgın bi hastalıktan gittiler eger baska türlü olsaydı geriye bi kac tane mutlaka kalırdı yani

Kalmaz.. Bir türün doğal ortamda ayakta kalabilmesi çin belli bir kritik kütleyi aşması gerekir. Yani, bir iki birey kalması durumunda o tür yok olmaya mahkumdur. Örneğin, Avustralya'ya ilk gidenlerin en azından 150 - 200 kişilik bir grup olması gerekirdi. Öyle fırtınada yolunu şaşırıp oraya düşen bir iki aile, orada yok olmaya mahkum olacaktır.

>>> bide neadartel ve sapiens haricinde baska bir tür hiç oldumu ? olduysa ne zaman nerde ?

Olmaması için hiç bir sebep yok. Ama olduğuna dair çok fazla kanıt yok. Bilinen tek diğer insan (homo) türü, H. Floresiensis'tir. Yaklaşık 90 bin yıldan önce, Florens adasında yaşamış, 18 bin yıl önce de yok olmuştur. Yok oluşları büyük bir volkanik hareketle örtüşür, buda o sebepten yok olduklarını düşünmemize yol açar.

>>> hazır aklıma gelmişken unutmadan sorayım bazen bilimsel yazılarda okuyorum insalarda hiçbir işe yaramayan genler var diye aynı apandisit gibi ,şimdi bunlar insan vucudunda resmen cöp gibi kalcakmı ,gelecekte dahada ilerleyen teknolojiyle bunların degerlendirilme ihtimali varmı ? varsa ne gibi konularda degerlendirilir ? aynı özellikler hayvanlarda ve bitkilerdede varmı ?

Hiç bir işe yaramayan gen diye bir şey yoktur. Apandisit bir gen değil, bir organdır. Genlerin işleyiş mekanizması biraz daha farklıdır. İnsanda da, bir apandist geni veya karaciğer geni gibi bir şey yoktur. Yan, var olunca bir organın oluvermesini sağlayan bir gen yok.

Apandist gibi organlar ise, hiç bir işe yaramayan organlar değildir, olamaz. Hiç bir işe yaramayan organ, yok olacak olan organdır, yılanın bacakları gibi. Apandisit gibi organlar, asli görevini kaybedip yan fonksiyonlaır ile asli işlevinden farklı bir işleve sahip olan organlardır. Bunlar bazen ek fonksiyonlarda kazanmış olabilir elbette.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...