Jump to content

İslam'da Araplaşma sorunu


Recommended Posts

Birinci mesele Orta doğu diyeceğime Orta Asya demişim tamamen hatalıyım bu hususta, 2.si de Orta doğu ülkelerinden, Türki cumhuriyetlerden gelen vatandaşlar sohbetlerimize katılıyorlar ve onlar dile getiriyorlar, Kafamdan Atmış değilim. Zaten Ortadaki durum alelade bunu gösterir vaziyette. Şimdi bana demeyin Amerika ve israil bölgeye barış, teknoloji ve bilim getiriyor diye?

tam tersı nurculardan yaka silkiyor adamlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 250
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Birinci mesele Orta doğu diyeceğime Orta Asya demişim tamamen hatalıyım bu hususta, 2.si de Orta doğu ülkelerinden, Türki cumhuriyetlerden gelen vatandaşlar sohbetlerimize katılıyorlar ve onlar dile getiriyorlar, Kafamdan Atmış değilim. Zaten Ortadaki durum alelade bunu gösterir vaziyette. Şimdi bana demeyin Amerika ve israil bölgeye barış, teknoloji ve bilim getiriyor diye?

amerika ve israili savunmuyorum senin kafanda illaki ya amerikancı olacaksın ya da arabcı olacaksın diye bir imaj var ikiside değilim. anladın mı?

diğer husus türkler gibi merhametkli bir devleti buldular ah vah ederler zamanında düşüneceklerdi onları. şimdi öcümüzü alıyor sanki israil müslüman kardeşlerimizden

tarihinde analiz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
amerika ve israili savunmuyorum senin kafanda illaki ya amerikancı olacaksın ya da arabcı olacaksın diye bir imaj var ikiside değilim. anladın mı?

diğer husus türkler gibi merhametkli bir devleti buldular ah vah ederler zamanında düşüneceklerdi onları. şimdi öcümüzü alıyor sanki israil müslüman kardeşlerimizden

Ya amerikancı ya bilmem neci olacaksın değil! İsteyen istediğin olur veya olmaz bu beni ilgilendirmediği gibi kimseyide ilgilendirmez. Ama müslüman olursan bak bu herkesi ilgilendirir. Çünkü insanlar isteyerek müslüman olmuyorlar ya!!! Baskı ve zulümle bizi müslüman yaptılar ya! Hatta müslümansan Ajansın ya!

tarihinde SuNGuR1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
bılıyosunki batı geçirdiği toplumsal aşamalardan sonra hayatın her kademesınde rasyonel yönde düşünmeyı ilke edındi ve bu da onların çağdaş medenıyete bızden daha kolay ulaşmalarına olanak sağladı....yanı anlıyacağın ılkel arap dını ıle kıyaslanamaz bıle!!

Evet o kadar rasyonel ve realistlerdi ki,çağdaşlaşmak adına diğer coğrafyalardaki insanların hayatlarına da el attılar,zinhar onların güzel şeylere sahip olmaya hakkı yoktu.

Yalnızca ve yalnızca bu dünya da güzel yaşamayı hakeden onlardı.

Bu zihniyete dayanan bir felsefe ile yola çıktıklarından herşey mubahtı onlara.

Sömürüyle gelen çağdaşlık medenilik!Bu mudur yani?

vesselam..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Birinci mesele Orta doğu diyeceğime Orta Asya demişim tamamen hatalıyım bu hususta, 2.si de Orta doğu ülkelerinden, Türki cumhuriyetlerden gelen vatandaşlar sohbetlerimize katılıyorlar ve onlar dile getiriyorlar, Kafamdan Atmış değilim. Zaten Ortadaki durum alelade bunu gösterir vaziyette. Şimdi bana demeyin Amerika ve israil bölgeye barış, teknoloji ve bilim getiriyor diye?

Tabiki Amerika ve İsrail bölgeye barış,teknoloji ve bilim götürmüyor.Tıpkı osmanlının Viyanaya adalet götürmek için gitmediği gibi :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
9/97 El a'rabü eşeddü küfrav ve nifakav ve ecderu ella ya'lemu hudude ma enzelellahü ala rasulih* vallahü alımün hakım

9:97 Araplar küfürde ve ikilikte şidetli ve ileri gider bilmeme/tanımamada resule allahın indirdiklerinin hududunu allah alim ve hakimdir.

Şüphesiz ki Muhammed'e inenler en çok Arapların geleneklerini ve onların alışkanlıklarını ve onların düşünce sistemlerini eleştiriyordu.Ve bu da onları daha inkarcı ve ikiyüzlü yapmış ve resule inenleri tanımamışlardır.

İslam'ın Araplaşma ve Araplaştırma sorunu bu dinin mantığını çökertmiş emeviler ve Muhammed'in ölümüyle İslam Arap emperyalizmine çevrilmiştir.Hatta kendisi hayattayken bu konuda çok reflexle karşılaşmıştır.

Lakin Ruh'u yani mantığı almadan Arabizm ve araplaştırılmış İslam'ın içine düşülmek kaçınılmazdır.

Selam.

Evet manyak bir araplaşma var. Bu bir gerçek. Osmanlıyı da bu yıktı bence. Gerizeklalılar Avrupaya ayak uyduracakları yerde gitiler 'onlar ahlaksız' deyip bıraktılar bu işi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrensel olduğunu iddia bir din,kutsal kitabındaki beyanlar ve uygulamalarda dahil olmak üzere toplumların ihtiyaçlarını karşılayamamış,diğer inanç ve düşünceleri kendine entegre etmek suretiyle sindirmiş..Tarihte bir fazlalık olarak kendini koruyagelmiştir..

Kuran ve muhammedin uygulamaları arapların 7.yy bilinç haritasına göre çizilmiştir..

Günümüze uygulanamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet o kadar rasyonel ve realistlerdi ki,çağdaşlaşmak adına diğer coğrafyalardaki insanların hayatlarına da el attılar,zinhar onların güzel şeylere sahip olmaya hakkı yoktu.

Yalnızca ve yalnızca bu dünya da güzel yaşamayı hakeden onlardı.

Bu zihniyete dayanan bir felsefe ile yola çıktıklarından herşey mubahtı onlara.

Sömürüyle gelen çağdaşlık medenilik!Bu mudur yani?

vesselam..

osmanlı amerıkaya gıtse ne yapardı pekı? ya da avustralyaya?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet manyak bir araplaşma var. Bu bir gerçek. Osmanlıyı da bu yıktı bence. Gerizeklalılar Avrupaya ayak uyduracakları yerde gitiler 'onlar ahlaksız' deyip bıraktılar bu işi.

2. abdulhamid döneminde Japonyada bir sergi yapılır ve dünya ülkeleri bu sergiye katılırlar. Batı ülkeleri bu sergiye teknolojileriyle katılı ve Osmanlının semazen gibi bir folklorik gösteriyle katılacağını düşünürler ancak osmanlıda teknolojiyle katılır. Bu tür çok belge mevcuttur. Abdulhamid Graham bell'e telefonu bulduğu için ödül veren ilk hükümdardır mesela. Osmanlı sanıldığı gibi Teknoloji ve bilime düşman değil, Onu düşmanmış gibi gösterenler vardı. Şimdi Osmanlının son zamanlarında yapılan yenilikleri aşağıya yazacağım. Ayrıca Abdulhamid samsunda bir kız lisesine ik defa piyano getirtmiştir, 200 olan modern okul sayısını 9000 küsüre çıkartmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

II.ABDULHAMİT HAN'NIN YAPTIGI BAZI ŞEYLER

lk defa elektriği, gazı getiren, ilk modern eczanemizi açtıran,

*ilk otomobili getiren,5 bin km kara yolunu yaptırtan,

*Dünyanın ilk metrolarından birini Karaköy-Taksim arasına yaptıran, atlı ve elektrikli tramvaylar kuran,

*Kudüs-Yafa,Ankara-İstanbul ve Hicaz demir yollarını yaptıran (Haydarpaşa Tren İstasyonunu da tabi),

*İstanbul’un binlerce fotoğrafını çektiren,Arkeoloji müzeciliğini başlatan,

*Chicago'daki turizm fuarına ülkemizi ilk kez sokan,

*Kuduz asisinin bulunmasından sonra Ülkemizin ilk Kuduz Hastanesini(İstanbul Darü'l-Kelb Tedavihanesi) açtıran,

*Polisiye romanların ülkemize girişini sağlayan,(14 yıl içinde basılan 4000 kitaptan sadece 200 kadarı dinle ilgili idi.) [sonradan Medreseler dini eğitime dayandığı için kapatılmıştı ya!.]

*Okullara(Hıristiyan okulları dâhil) gönderdiği emirde Türkçenin iyi öğretilmesini isteyen, Azerbaycan okullarında Türkçe yasağını kaldıran, Paris’te İslam Külliyesi kuran!

*Teselya savaşı sürerken saraylı hanımlara askerler için çamaşır diktirende, hastaneleri ziyaret edip hastaların ihtiyaçlarını soranda, sarayın bahçesinde bile hastalara hizmet ettirtende!

*Midilli adasını eşi Fatma Pesend Hanımın şahsi mülkünden ISRARLA verdiği para ile Fransızlardan geri alanda O!

*Israrla yerli kumaş giyen, Hereke bez fabrikası ve Ferhaneyi kuran,

*Ziraat Bankasını kuran, Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odalarını açtıran,

*Yıldız Çini fabrikasını, Beykoz ve Kâğıthane kâğıt fabrikalarını,

*Toplu sünnet merasimleri yaptırıp her bir çocuğa çeyrek altın gönderen bu yüzden yaz aylarında toplu sünnetleri moda eden [Günümüze kadar geldiği haliyle Yaz ayları .],

*Mezuniyet törenlerinde öğrencilere hediye kitap gönderen,

*Yoksul halkına kendi cebinden ödeyerek kömür dağıtan,

*Onnik adında bir Ermeni'nin mektubu üzerine kendi parasından takma bacak yaptırtan,

*Biriktirdiği parasından bir kısmını her sene borç yüzünden hapse düşenleri kurtarmaya tahsis eden,

Modern matbaa makinelerini Türkiye ye getirten, ücretsiz kitap dağıttıran,6 bin kitabın Türkçeye çevrilmesini sağlayan, Beyazit kütüphanesini kurup 30 bin kitap bağışlayan (10 bini el yazmasıdır),

*Yabancı bilim adamı ve yazarlara Nisanlar veren,

*Her yıl 30 bin saksı satın alıp çiçek ektiren(Çiçek saksılarının tahsis edildiği çiçek dükkânının sahibi yapılan röportajda; Sultanın bu yönüne her seferinde "şaşkınlık deryasında yüzerek" hayran kaldığını dile getirmiştir) ,

*Bizim Hekimbaşı Çöplüğü dediğimiz yerde gül yetiştiriciliği yaptıran da(Isparta'daki gül yetiştiriciliği de O'nun öncülüğünde başlamıştır)

* [Aradaki uçurum: O'nun zamanında Hekimbaşı Çiçek Yetiştirme Merkezi, günümüzde Hekimbaşı Çöplüğü.],

*Türkiye'nin birçok yerinde saat kuleleri yaptıranda O dur! (İzmir,Dolmabahçe..),

*Hindistan,Cava,Afganistan,Çin,Malezya,Endonezya,Açe,Zengibar,Orta Asya ve Japonya ya elçiler ve din adamları gönderen,

*Latin Amerika ülkeleri ile diplomasiyi başlatan,

*Yalova Termal kaplıcalarını kurduran,Termos’un sularını İstanbul’a taşıtan,Bursa’nın bir köyünde bile çeşme yaptırabilen O'dur ,(Sadece İstanbul’daki çeşme sayısı 4000'dir),

*Sarayında yaptırdığı tiyatroda oyunlar ve opera izleyen,

*Sarayda müzik okulu kurduran,çocuklarına piyano çaldırtan,hatta sarayda kızlar bandosu oluşturan,

*Kendi elleri ile yaptığı marangozluk (Aynı zamanda mesleği)eşyalarını hediye etmeyi seven,

*Kendisine yapılan feci bombalı suikasta rağmen Ermeni katili affedip Avrupa da hafiyelik yapmaya, yani adeta kendisine silah doğrultanları kendi silahlarıyla vuran bu siyasi deha da O'dur.

*Doğu Türkistan'a gönderdiği askeri yardım ile Çinlilere karsı onları örgütleyen, Çinin göbeği Pekinde Hamidiye Üniversitesini kurdurtan da,

*Beş vakit namazını aksatmadan kılan, hiçbir evrakı abdestsiz imzalamayan(hatta abdestsiz yere bile basmayan[yatağının dibinde, sabah kalktığında abdestsiz yere basmamak için teyemmüm tuğlası bulundurup, onda teyemmüm aldıktan sonra gidip abdestini alırdı.]),

*Yeni gemiler alan, toplar(Çanakkale savaşımızdaki çoğu top[Kropp]),tüfekler(yine Çanakkale savasında en çok yararlandığımız tüfekleri) getirten de!

*Telefonu Avrupa'dan 5 yıl sonra ülkemize getiren de o’dur!

* Kiliselere, sinagoglara yardım eden (hatta Vatikan da kilise yapılmasına bile yardım eden) [ve yardımlarından dolayı şuan ki Taksim istiklal Caddesi üzerindeki Santa Maria Kilisesinin girişindeki tabelaya ismi yazılmıştır. Günümüzde halen mevcut olan tabela Vatikan'a bağlı olan bir kilisenin giriş levhasında ismi anılan ''ilk ve tek'' Halife-Sultan’dır),

*Peygamberimize, dinimize veya Osmanlıya hakaret içeren oyunları kaldırtan(Fransa-İngiltere-Roma-ABD)(Bir piyes için bile Alman İmparatorunu devreye sokmuştur),

*ABD'nin Erzurum'da konsolosluk açmasını reddeden, İzmir limanına izinsiz girmeye kalkan ABD savaş gemisini top ateşine tutturan,

*İstanbul boğazı için iki köprü projesi çizdiren (bir tanesi tam bu günkü Fatih S.M.köprüsünün bulunduğu mevkidedir),

*Darülaceze yaptırıp içine Sinagog, Kilise ve Cami koyduran,

*Çocuk hastanesi (Bugünkü adıyla: Sisli Etfal[çocuk] Hastanesi) açtıran,

*Kendisine, bir yazısında "Allah’ın belası"diyen Namık Kemal'i Rodos ve Sakız Adası valiliklerine atayan! öldüğünde, parasını cebinden ödediği yerde kabir yaptırtan,

*Posta ve Telgraf teşkilatını kurduran(Sirkeci [Türkiye'nin] en Büyük Postane binası..),

*Abdülhamit ve Abdülmecit (Dünyanın ilk torpido atan denizaltısı) adında denizaltılarımızı Taskizak tersanesinde yaptırtan da,O ! (üstelik Hazine-i Hassa’dan. Yani Padişahın kendi mülk ve hazinesinden. Yani: kendi cebinden.)

*İlkokulu ilk kez zorunlu tutan(kız ve erkeklere), ilk kız okullarını açtıran, 15 tane okulda karma eğitime ilk defa gecen,

*Öğretmen yetiştirmek için okullar yaptıran(32 tane)(örneğin; şimdiki adi ile Bursa Çelebi Mehmet okulu),Kız öğretmen Okullu açan (Daarül Malumat),

*Cami yaptırdığı her köyde birde ilkokul yaptıran(Mesela sadece Sivas'taki ilkokul sayısı 1637), Okuma yazma oranını 5 kat arttıran,(1900 yılında ilkokul sayısı 29.130'u bulmuştu. Sadece Anadolu da, 14 bin ilkokul vardı)

*Ortaokul(Rüsdiye)sayısı 619'a cıktı, Fransızca dersleri konuldu,

*Lise eğitimi için idadiler açan(109 tane),(İstanbul Erkek-Kabataş Lisesi.)

*İstanbul’da Darülfünün(Üniversite)açan, Dünyanın ilk Disçilik okulunu kuran,

Ayrıca Deniz Mühendis Okulu, Askeri Tıp Okulu(GATA'nin atası),Kuleli Askeri okulu, Mekteb-i Harbiyeler(Harp Okulları yani),Askeri Baytar Okulu, Kurmay Okulu, Mekteb-i Mülkiye(Siyasal Bilgiler Fak.),Mekteb-i Tibbiye-i(Marmara Ünv. TIp Fak.),Mekteb-i Hukuk, Ziraat ve Baytar Mektebi, Hendese-i Mülkiye(Yüksek mühendis okulu),Daarül Muallim-i Adliye(Yüksek Adalet Okulu),Maliye-i Mekteb-i Ali(Yüksek Ticaret Okulu),Ticaret-i Bahriye(Deniz Ticaret Okulu),Sanayi-i Nefise Mektebi(Güzel sanatlar fak.),Hamidiye Ticaret Mektebi(İktisadi ve Ticari ilimler Akademisi),Asiret Mektebi(Osmanlıcılık fikrini yaymak için),Bursa'da ipekböcekçiliği okulu, Dilsiz ve Âmâ Okulu, Bağcılık ve Aşıcılık Okulu, Orman ve Madencilik Okulu, Polis Okulu O'nun tarafından kurulmuştur.

Unutmadan bide Ankara'da ÇOBAN OKULU var. [ Çobanları dahi okutmak... ]

SULTAN II. ABDÜLHAMİT HAN

Belki de gerçekten suçluydu, kötü bir insandı çünkü Osmanlı topraklarında petrol araması yaptırıp 65 yerde petrol buldurması, bunun üzerine Musul topraklarını şahsi parasıyla alıp sömürgecilerin eline geçmesine mani olması…

Ya da Yahudilerin ''Osmanlı’nın tüm dış borçlarının ödenmesi'' teklifine rağmen Filistin'e yerleşmelerine ''Vatan toprağı parayla satılmaz! Ve yasadığım müddetçe o topraklara adımınızı atamazsınız'' diyerek izin vermemesi (tahtan indirildikten sadece 8 yıl sonra emellerine kavuşacaklardır),

Vatan hainliğidir,

Ne bileyim; 240 üyeli Osmanlı meclisine 140 Türk! Vatanına sokmayı beceren ittihatçıları dinlemeyip meclisi kapaması,

Baskı yaparak devletin ömrünü 33 yıl uzatması böylece o yıllarda daha genç bir subay olan Mustafa Kemal'in Türk milletinin kaderinde rol almasına vesile olmak—suçtu!

Peki, çok değerli! Bilgili! Tecrübeli! Vatansever ittihatçıların 1908 de meşrutiyeti ilan edip! Abdülhamit’i tahttan indirmesi ve kendilerinin ülkeyi yönetmeye başlaması sonrası neler olduğunu kısaca hatırlayın.

İstanbul’da zorunlu ikamete tabi Ortadoğu aşiret liderlerinin serbest bırakılması! İle Ortadoğu da çıkan isyanlar ve milyonlarca kayıp.

Balkanlarda Yunanlılar-Bulgarlar arasındaki sorunları giderip Osmanlıya karsı tek güç olmalarının sağlanması ve akabinde ki en büyük hezimete ve göçe neden olan Balkan savası.1912. Bulgarlar Edirne’yi dahi işgal etmişti. Milyonlarca Türk balkanlardan --İstanbul’a, Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştı. Gün yüzüne çıkmayan tarihin en büyük soykırım ve göçlerinden.

Kafkas cephesinde (Sarıkamış) yitirilen 100 binlerce asker.

Hiç bir gereği yokken girilen ve uzun surede toparlanıp güçlendirilen ordunun yok olduğu Çanakkale Savaşı…

Kısacası, 10 yıl gibi sürede koskoca bir impratatorluğu çökertme başarısı!

VE 10.000 kişilik askeri ordu ile Abdülhamit’i tahttan indirmeye gelen askeri birliğe karşı, Sultan’ın kendisine bağlı 30.000 kişilik Hassa Ordusuyla istese o ayaklanmayı bertaraf edebilecekken " Hayır, Müslüman’ı Müslüman'a kırdıramam. Allah öteki dünyada bunun hesabını benden sormaz mı? " diyerek reddeden ulu kişilikte o’dur.

Düşmesi an meselesi olan başkent İstanbul’un Anadolu'ya, Bursa'ya nakledileceği haberi kendisine verilince, "Bizans imparatoru Konstantin kadar da mı olamadık?" demiş ve bu çıplak gerçeği yanına gelen heyetin yüzüne çarpan da O'dur [ Heyete verdiği cevabın tam metni; Konstantin bile teslim olmaktansa çarpışarak ölmeyi tercih etmişti. Onun kadar da mı cesaretimiz kalmadı? Bana derhal bir tüfek verin, tek başıma düşmanla savaşmaya hazırım. Hiç bir yere gitmiyorum! ]

[ Bir yere gitmiyorsun Sultanım! Buradasın ve ölümünden sonra pahan giderek yükseliyor. Bir vizyon, bir akıl, bir ruh, bir diriltici nefes üflüyorsun küresel denizlerde bocalayan sevdamıza. Bir direniş ruhu, akıllı davranış bilinci, kavrayış ve zekânın vatanseverlikle el ele kurduğu görkemli taht, inançlı bir insanın cağının gelişmeleriyle hem hal oluşu, çok yönlü düşünebilme ve hareket edebilme yeteneği...]

Abdülhamit, adeta elini silahı alarak, parmak tetikte; ama silahı asla patlatmadan direnen son büyük muhafız. Son adanın son büyük kalecisi bir başka deyişle.

Belki de Prof. Dr.ilber Ortaylının dediği gibi;

"Osmanlı son hükümdarı, son evrensel imparator II. ABDÜLHAMiD’dir"

Belki de Necip Fazıl’ın dediği gibi;

"Abdülhamit’i anlamak her şeyi anlamaktır"

Ve belki de Fransız, François Georgian'in dediği gibi;

"Abdülhamit’i anlamak Türkiye'yi anlamak olacaktır!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne bileyim; 240 üyeli Osmanlı meclisine 140 Türk! Vatanına sokmayı beceren ittihatçıları ..??????????????????????matbaayı kaç yüzyıl sonra getıren de osmanlıydı abdülhamıt tek diktatör değildi!!!

tarihinde goddess tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu TUBİTAK'ın aylık olarak yayınladığı bilim ve teknik dergisinin ağustos 1993 tarihli 309 sayısında Türklerin M.S. 8.yy matbaayı bildikleri ve baskı tekniğini kullandıklarını şöyle bildirmektedir. ?basım işinin bulunması Çinliler ve Türklere aittir. Berlin Brandenbug Bilimleri Akademisi'nce yapılan araştırmalarda, Doğu Türkistan'ın tufan yöresinde yapılan kazılar ve elde edilen ipuçları basım işinin Türkiye'de sanıldığı gibi ilk defa Gütenberg tarafından bulunmadığına, buna karşılık M.S.8.yüzyılda Türkistan'da Türkler tarafından bulunduğunu ortaya çıkarıyor? ibaresi yer almaktadır.

Türklerin islamiyeti kabul ettikleri tarihte göz önünde bulundurulursa, İslam öncesi ve İslam sonrasında hiçbir şekilde ne teknoloji ne de matbaacılığa karşı çıkmadıkları ortaya çıkmıştır.

Matbaanın Osmanlıya geç gelmesinin bir kısım sebep ve gerekçeleri vardır. Yalnız şunu hemen belirtmekte yarar vardır Osmanlılarda ilk kurulan matbaa İbrahim Müteferrika'nın kurmuş olduğu matbaa değildir. Azınlıklardan Yahudiler 1495'te Selanik'te, 1505 ve daha sonraki tarihlerde İstanbul da bir çok matbaa kurmuşlardır. 16.yüzyılda Musevilerle birlikte Rum, Ermeni, Momen gibi azınlıkların matbaaları vardı. bunlara en küçük müdahale dahi yapılmamıştır.

Matbaacılığın 15. yüzyıl ortalarında Avrupa'da yayılmasına rağmen, Osmanlılarda 1727'ye kadar gelmemesinin en önemli sebebi, gerek İstanbul da ve gerekse taşrada hattatlıkla geçinenlerin çok büyük bir sayıya ulaşmasından kaynaklanmaktadır. Yani önemli sebeplerden biri ekonomiktir. Osmanlı askeri kuruluşunu Avrupa'da tanıtan Kont Marsigli, kendisinin İstanbul'da bulunduğu zaman bu şehirde 90 bin hattat olduğunu söylemektedir. Yani 90 bin ailenin el yazması ile geçinmesi söz konusudur. Padişahlar bu kadar insanın işsiz kalmasının doğuracağı sosyal ve ekonomik krizleri düşündükleri için izin vermemişlerdir. Yukarıda belirtilen ekonomik nedenlerden ayrı olarak aşağıda belirtilen iki endişede Türk matbaacılığının gecikmesinde bir ölçüde rol sahibi olduğu ortaya çıkmıştır.

1-Dini kitapların baskı sırasında gerekli saygıyı görmemesi endişesi,

2-Yazma kitapların sanat değeri ve estetik güzelliği yanında basılı eserlerin, rağbet görememesi endişesi.

Nitekim, Osmanlıda matbaanın İbrahim Müteferrika tarafından kurulmasına izin verilirken dini eser basmama şartı konulmuştur. Bunun yanında daha ucuz ve hatasız olmasına rağmen basılmış eserler yerine pahalı yazma nüshalar tercih edilmiştir.

tarihinde SuNGuR1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1-Dini kitapların baskı sırasında gerekli saygıyı görmemesi endişesi,

2-Yazma kitapların sanat değeri ve estetik güzelliği yanında basılı eserlerin, rağbet görememesi endişesi.

Nitekim, Osmanlıda matbaanın İbrahim Müteferrika tarafından kurulmasına izin verilirken dini eser basmama şartı konulmuştur. Bunun yanında daha ucuz ve hatasız olmasına rağmen basılmış eserler yerine pahalı yazma nüshalar tercih edilmiştir.

özrünüz kabahatinizden büyük.

insanların aydınlanması nere

üç beş kişinin cebinin dolması nere?

din kitapları basılırken gerekli saygıyı görüp görmese ne olur?

putperest misiniz?

önemli olan içeriği değil mi?

çok komik gerekçeler bunlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evrensel olduğunu iddia bir din,kutsal kitabındaki beyanlar ve uygulamalarda dahil olmak üzere toplumların ihtiyaçlarını karşılayamamış,diğer inanç ve düşünceleri kendine entegre etmek suretiyle sindirmiş..Tarihte bir fazlalık olarak kendini koruyagelmiştir..

Kuran ve muhammedin uygulamaları arapların 7.yy bilinç haritasına göre çizilmiştir..

Günümüze uygulanamaz.

iletinizde önemli doğrular var bana göre...

gerçekten de kuran ve peygamber kendi zamanına hitap etmiş...

o zamanda yaşanılabilecek doğru dürüst bir hayatın örneğini vermiştir...

bu gün dürüst bir insanı o zamana gönderseniz yapacağı şeyler aynı olurdu bana göre...

oradaki örnekten alınacak mesaj ve ibret evrensel olabilir...

aynı davranışların bu gün için gösterilmesi istenmiyordur bence de...

Link to post
Sitelerde Paylaş
özrünüz kabahatinizden büyük.

insanların aydınlanması nere

üç beş kişinin cebinin dolması nere?

din kitapları basılırken gerekli saygıyı görüp görmese ne olur?

putperest misiniz?

önemli olan içeriği değil mi?

çok komik gerekçeler bunlar.

Babamla telefonda konuşurken sanki babam karşımda gibi toparlanırım. Babam baskıcı biri olduğu için mi? Yoksa babam beni her yerde görebildiği veya babam HAŞA ilah olduğu için mi? tabiki de hayır. Çünkü O Benim Babamdır. Benşim olmama sebep olandır, onun sesinin ulaştığı, hayalime giren yerde Kutsaldır. Sadece babamın sesine bu kadar hassas davranıyorum. Peki Benim Rabbim olan Allahın kitabına karşı nasıl lakayt davranabilirim.

Evet birilerinin kutsalı birilerine komik gelir. Ama aynı kişiler kendi inançlarına saygı isterler, saygı onlardan istendiğinde alay ederler. sen 90.000 kişiye 3-5 kişi olarak bakıyorsun ama, burada da özgürlükten, hürriyetten, Haktan hukuktan bahsediyorsun. Osmanlıda 1 kişninde olsa hakkı haktır. verilmelidir. Ama size göre 3-5 kişi canım verilmesede olur tabi!!!!!

Bu arada yazıyı tamamen okudun mu, yoksa gene okumadan mı yorum yaptın?

tarihinde SuNGuR1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Babamızla telefonda konuşurken sanki babam karşımda gibi toparlanırım. Babam baskıcı biri olduğu için mi? Yoksa babam beni her yerde görebildiği veya babam HAŞA ilah olduğu için mi? tabiki de hayır. Çünkü O Benim Babamdır. Benşim olmama sebep olandır, onun sesinin ulaştığı, hayalime giren yerde Kutsaldır. Sadece babamın sesine bu kadar hassas davranıyorum. Peki Benim Rabbim olan Allahın kitabına karşı nasıl lakayt davranabilirim.

Evet birilerinin kutsalı birilerine komik gelir. Ama aynı kişiler kendi inançlarına saygı isterler, saygı onlardan istendiğinde alay ederler. sen 90.000 kişiye 3-5 kişi olarak bakıyorsun ama, burada da özgürlükten, hürriyetten, Haktan hukuktan bahsediyorsun. Osmanlıda 1 kişninde olsa hakkı haktır. verilmelidir. Ama size göre 3-5 kişi canım verilmesede olur tabi!!!!!

yüzbinlerce insanın aydınlanması nere,

kitap yazmakla para kazananların geçimini sağlaması nere?

hangisi maslahata uygun?

yobazlığa kılıf bulmaya çalışmayın.

16. yüzyılın sonunda rasathaneyi caiz değil diye kapatan zihniyetin

matbaya karşı çıkmasında bir anormallik yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...