Jump to content

halkı aptal yerine koymak


Recommended Posts

sahtemesih:

Mekanizmanın başka parçaları olması mekanizmanın belli bir parçasının olmadığı anlamına gelmez. Önce şartlara göre işlemez dedin, sonra şartlara göre işler dedin. Bir karar ver.

Evrim şartlara dayalı bir mekanizmaya sahip. Sadece şartlara değil demek şartlara dayalı değil anlamına gelmiyor. Evrim şartların dışına çıkamaz. Dediğinizin bilimle uzaktan bile ilgisi yok. Mantıkla da yok. Böyle olunca art niyetli olduğunuz düşünülüyor.

Türleşme için milyarlarca yıl gerekir de demez.

Türleşme için milyarlarca mutasyona gerek var da demez.

Mutasyonlar radyasyon bazlıdır da demez.

Türler sadece bir arada yaşayan canlılardan çıkar da demez.

Laboratuvar ortamında ve dışında faydalı mutasyona uğramış canlılara en büyük örnek bakteri ve virüslerdir.

Basit sayılabilecek bir deneyle kısa bir sürede çevre için yararlı bir mutasyon gerçekleştirilebileceği gözlenebilir. Değişimlerin türleşmeye kadar gitmesini engelleyecek hiçbir unsur da yoktur.

En iyi yanı da bunların hiç biri dine karşı değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 173
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

aynı şey ateistler için de geçerlidir. hala ideolojik açıdan ''itici'' buldukları için bigbang teorisini alternetiflendirmeye çalışan ateistler vardır.

bunu da görmelisin öyleyse.

bu kötü mü?

belki de değil.

çalışmalarını bilim sınırları içerisinde yapacaksa amenna. yapsın, çalışsın.

yeni bir sahteciliği kimse kaldıramaz değil mi?

Bu Big Bang'i Tanrı'ya delil sanıyorsunuz galiba?

Big Bang'i "itici" bulup yalanlayan ateistler kimlermiş? Merakla bekliyorum. İsim ver lütfen.

bilimin elde ettiği veriler, sonuçlar kesindir.

ama bu sonuçlar ''üzerinde kurulduğu veriler değişirse'' değişebilir.

bilimin değişkenliği budur.

veriler yoluylaa elde edilen sonuçlar kesindir. buna dikkat et. ama bilim adamı elde ettiği sonuca ''şimdilik'' ifadesini ekler.

yada eldeki verilere göre şu sonuçlar elde ediliyor der.

eğer veriler değişirse elbette sonuçlar da değişir.

ama veriler değişmedikçe sonuç değişmez. çünkü elde edilen sonuçlar verilerin ''mantıklı'' sonucudurlar. bilimin güvenirliliğinin kaynağı budur.

Bilim nedir bilmiyorsun. Bilimin yönteminden ve amprik sonuçlara yaklaşımından zerre kadar haberin yok...

Bak şimdi..

50 yetişkin sağlıklı erkeğin idrarlarındaki ve kanlarındaki üre miktarları ölçülür. burada amaç normal üre seviyesini tespit etmek ve ileride yapılacak testlerde tanı koymaya yardımcı olmaktır.

Ama 50 ile sınırlı bir deney uzayı çok kısıtlıdır. Sayıyı arttırdıkça veriye güven artar.

Ayrıca ölçümleri yaptığımız yöntem de hata oranına sahiptir. Bu da sonuçlarda belirtilmelidir. Yani konstantrasyonu bilinen bir üre çözeltisini aynı yöntem ile test ettiğimizde sapma ne kadardır bilinmelidir. Konstantrasyonu bilinen diyorum ama onu da ölçüp hazırlıyoruz, ölçerken de hata yapıyoruz. Ölçüm aletlerimizin hiç biri %100 isabetli değil. Elimizdeki imkanlara göre en iyisini yapmaya çalışıyoruz. O yüzden ölçümleri bile tekrarlıyarak hata payını azaltmaya çalışıyoruz.

Bu 50 erkeğin ırklara göre dağılımı, beslenme alışkanlıkları, günlük aktivite seviyeleri, karaciğer ve böbrek fonksiyonları hakkındaki bilgiler de alacağımız ortalamanın sağlıklı olup olmadığını etkiler.

Bilim kesinlik üzerine çalışmaz. Bilim kâti konuşmaz. Hep olasılıkları konuşuruz. Gözlemlerin, deneylerin hep güven aralığı vardır. Bazen bu matematiksel değer olarak ölçülebilir. +/- değerler verilir.

Hayatında bir kere laboratuvarda deney yapsan bu dediklerimi anlarsın.

Olayı başka bir açıdan ele alalım. Bir fosil bulundu diyelim... Bu fosil daha önce binlerce fosilini bulduğumuz A türü ve halen yaşayan C türü ile benzerlikler gösteriyor. Bu türe B türü diyelim. Bu B türü fosillerinden daha fazla buldukça, ve anatomi, genetik ve dağılım konusunda veriler birbiririni tuttukça türlerin akrabalığı ihtimali güç kazanır.

İnsanlar genelde bu tip haberleri gazetelerin çarpıtmalı haberlerinden aldıkları için bilimadamları çok kesin konuşuyorlar sanırlar ama az ve tutarsız ver ile bilim dünyası sarsılmaz.

Bir örnek daha vereyim... Mitokonrial DNA'nın sadece anneden geçtiği sanılıyordu ve neslin anneden takibi ile zaman skalaları çıkartılıyordu. Bir grup araştırmacı çok nadiren de olsa babadan MtDNA geçtiğini gösterdiler, bu durumda yapılan zaman skalalarının güvenilirliği düştü... Veriler yeniden ele alınıp yeni skalalar yapılması gerekti.

Umarım anlatabilmişimdir. Eğer tatmin olmadıysan daha fazla örnek vereyim.

bak gördün mü?

evrim kuramını kurcaladığım için gerçek bilimden uzak olduğumu söylüyorsun..

oysa böyle mi yapılmalıdır?

Einstein oturup Newtonun kuramlarını kurcaladığı zaman dışlansaydı, bilim alanındaki o büyük başarıları sağlayabilir miydi? o uğraşmasaydı evrenin bükülebileceği kaç yıl sonra bulabilirdik hiç düşündün mü?

Einstein, Newton'un kuramlarını kurcalamadı. Rölativistik fizik ile klasik fiziğin farkı Einstein'ın Newton'un kuramlarını kurcaladığı anlamına gelmiyor.

Ama şunu söyleyeyim, Einstein kuantum fiziğini kabul etmedi ve bilimsel bir tavırla karşı tezler üretti deneyler önerdi. Einstein'ın karşı olduğu kuantum fiziğinin öngördüğü belirsiz doğaydı. Einstein bilimsel çabaları ile kuantum fiziğinin gelişmesine yardımcı oldu, zira zekice testler üretti. Önerdiği testler uygulandı, teorinin öngördüğü sonuçlar alındı.

Peki evrim karşıtı olan ve Einstein seviyesinde olan biri var mı? Evrim karşıtları bilimsel bir tane argüman üretebiliyorlar mı? Varsa söyle lütfen.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben BilgehanBengi'den cevap bekliyorum. Ben herşeyi bildiğim bilgiye dayanarak söylüyorum. Yanlışsam yanlışımı, eksiksem eksiğimi dile getirmesini ve beni aydınlatmasını bekliyorum. BilgehanBengi sorununu inanclı insanlara evrimi anlatamamak olarak dile getirmişti. Ben inançlı bir insan olarak aydınlanmak istiyorum.

Lütfen önce yanlışlarımı bilimsel olarak dile getirin.

Sonra lütfen eksiklerimi dile getirin.

Ve sonra lütfen milyarlarca yıl sonra kanatlı at pegasus'un varolma ihtimali olup olmadığını, olma ihtimali yoksa neden olmadığını bana anlatın.

Beni bu kara cehaletten kurtarmanı istiyorum BilgehanBilge...

Evrim konusundaki sorularınızı sorabileceğiniz bir başlık var. Sorunuzu orada sorunuz.

Buyrun; http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=18421

Mantıklı mantıksız herşeye yanıt verme kararı aldık. Ama sorular soru sahibinin kalitesini yansıtır unutmayın.

Bu arada Bilgehan Bengi... Bilgehan Bilge değil...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu Bilgehanbengi,onalr senin bu bilimsel aciklamalarini anlamalari icin cok okumalari gerekiyor.Böyle elestiri yapacaklarina okusalar kendileri kazanacaklar.Böylede söyleyince,aciklama yapinca ,soru sorunca kaliyorlar sap gibi ortada.

Onu bunu biraksinlarda az önceki iletimde sordugum soruya bende bir ateist olarak cevap bekliyorum.

Bana,"INSANLARIN CAMURDAN NASIL YARATILDIGINI BILIMSEL TEORILERLE NASIL ACIKLAYACAKSINIZ??"

Bende buna cevap ariyorum.

Daha Ensest iliskikonusuna bile girmedim.)))

Link to post
Sitelerde Paylaş
Lütfen önce yanlışlarımı bilimsel olarak dile getirin.

Sonra lütfen eksiklerimi dile getirin.

Sen BilgehanBengi'den istemişsin ama ben açıklayayım:

At kanat çıkaramaz... çünkü, her bakımdan dünya atmosferi buna uygun değildir.

Atın havalanabilmesi için gereken kanat açıklığını destekleyecek kasları besleyecek oksijeni, bu atmosferden edinemez. Atmosferdeki oksijen oranı yükselmelidir. Bir de, atmosfer daha yoğun olursa, o zaman mümkün olabilir; yolu açılır. Ama yine olmaz, embriyolojik açıdan olmaz. At'ın, bilindik memeli özellikleri ile, o kanatlarla anasının karnından, anasını öldürmeden çıkması mümkün değildir.

At kanat çıkarabilmesi için, atın önce bambaşka, daha küçük, daha makul bir şeye evrilmelisi gerekir. Ondan sonra, daha hafif bir iskelet sistemi gerekir.

Özetle: At, evrimsel açıdan kanat çıkaramaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
sahtemesih:

Mekanizmanın başka parçaları olması mekanizmanın belli bir parçasının olmadığı anlamına gelmez. Önce şartlara göre işlemez dedin, sonra şartlara göre işler dedin. Bir karar ver.

Evrim şartlara dayalı bir mekanizmaya sahip. Sadece şartlara değil demek şartlara dayalı değil anlamına gelmiyor. Evrim şartların dışına çıkamaz. Dediğinizin bilimle uzaktan bile ilgisi yok. Mantıkla da yok. Böyle olunca art niyetli olduğunuz düşünülüyor.

Türleşme için milyarlarca yıl gerekir de demez.

Türleşme için milyarlarca mutasyona gerek var da demez.

Mutasyonlar radyasyon bazlıdır da demez.

Türler sadece bir arada yaşayan canlılardan çıkar da demez.

Laboratuvar ortamında ve dışında faydalı mutasyona uğramış canlılara en büyük örnek bakteri ve virüslerdir.

Basit sayılabilecek bir deneyle kısa bir sürede çevre için yararlı bir mutasyon gerçekleştirilebileceği gözlenebilir. Değişimlerin türleşmeye kadar gitmesini engelleyecek hiçbir unsur da yoktur.

En iyi yanı da bunların hiç biri dine karşı değil.

Sen ve diğerleri beni anlamak "istemiyorsun". Ve dahası beni başkalarıyla kıyaslıyorsun.

Açık konuşayım... İnançlı bir insan olarak, evrim teorisinin kanıtlanmasını senden cok ben isterim. Benim yeryüzündeki varlığımın sebebi şehadettir yani şahitlik. Neye şahitlik? İnandığım Allah'ın gücüne ve sanatına. Şehadet ederim ki diye başlayan kelime-i şehadet'in aslı esası budur. Evrendeki sisteme "tanıklık" etmektir. Bu da dilde geveleyerek olmaz Allah'ın ayetlerim dediği kainatı okuyarak olur. Benim inandığım Allah herşeyi bir düzen ve intizam içerisinde yarattım diyor. Bir bak bakalım her hangi bir bozukluk yada çelişki görebilecek misin? diyor. Benim yaptığım da bu. Açıkçası herşeyin bir anda puf diye ortaya çıkması, herşeye gücü yeten ve herşeyi düzen içinde yarattığını soyleyen bir varlık için fazla "kolay".

Eğer yaradılışa dair evrim yada başka bir sistemli teori ben ölmeden önce kanıtlanacak olursa, sizlerden cok ben sevinirim. Bana, bak bakalım yarattığım sistemde her hangi bir çelişki görebilecek misin diyen yaratıcıma, sevinçle bulamadım deme şerefine erişirim. Aksi halde acaba bizi nasıl yarattı diye sormaya devam edeceğim...

tarihinde SahteMesih tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ne kadar karalamaya calisirsaniz calisin,BilgehanBengi´yi takip eden ,ondan faydalanan,onun Evrim ile ilgili bizlere asiladigi bilgileri hicbirzaman engelleyemeyeceksiniz.

Hicbir zaman BilgehanBenngi,halki asagilayan,dalga gecen,anlamadiklari icinde onlari kücümseyen bir tavir icinde olmamistir.

Evrim sizin dediginiz sekilde,hemen gözlemlenebilecek bir sey degildir.Bilim adamlarinin tarihi verilere göre,fosillere göre,dogayi incelemelerne göre yaptiklari ispatli verilerdir.

Ben cok defa evrimi inceleyen bilim adamlarinin gelecek hakkindaki tezlerini gördüm.

Mesela,bir ara bu forum´da maymun kromozomlarinin,insan kromozomlarindan bir fazla oldugu ile ilgili tartismada yasanmisti.Video´da vardi.

BilgehanBengi´yi elestiren arkadaslara sunu söylem ek istiyorum.

Onu halki kandiriyor,aldatiyor,kücük görüyor gibi safsatalarla,argümansiz ,temelsiz delillerle taslayacaginiza,bilimsel yönden delilllendirin ve delillerinizi onunla tartisin.

Daha BilgehanBngiyle tartisacak bilimsel bir seviyede olmayanlarin,onun bu bilgilerini baltalamaya calismasini,benim gibi digerleride sessizkalmayacaktir.

Yapmayin.

Arkadasimiz cok degerlidir,kiymetini bilelim.

tomclancy, çok teşekkür ederim. Bu yazını kız arkadaşıma çevireceğim. Henüz Türkçe bilmiyor. :) Sen napıyorsun öyle saatlerce bilgisayar başında diye yakınıyordu. Boşa zaman harcamadığımı görsün. :)

Benim kendimden menkul bir kıymetim yoktur. Ben ne okuduysam, ne öğrendiysem onu aktarıyorum. Benden kat kat fazla iş çıkaran kodoman, davinci, aragon gibi arkadaşlar var. Onların bloglarında derya gibi bilgi var. Evrim çalışkanları grubu var. evrimteorisi.org sitesindeki arkadaşlar var. Bu insanlar benden daha derli toplu iş çıkartıyorlar. Asıl onları tebrik etmek, el üstünde tutmak gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayin Bilgehanbengi,siz devam edin.Ben ve benim gibi insanlar sizi takip etmeye devam edecektir.

Bir sorum olacak Bilgehanbengi,bu müslüman arkadaslar benim sordugum soruya evap vermediler.Acaba diyorum siz evrim knusunda bilgilisiniz bana yukarida sordugum soruyu bilimsel olarak aciklarmisiniz?

Soru suydu;"Insanlarin camurdan yaratilislarini bana bilimsel olarak aciklayin"seklindeydi.

Saygilar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen BilgehanBengi'den istemişsin ama ben açıklayayım:

At kanat çıkaramaz... çünkü, her bakımdan dünya atmosferi buna uygun değildir.

Atın havalanabilmesi için gereken kanat açıklığını destekleyecek kasları besleyecek oksijeni, bu atmosferden edinemez. Atmosferdeki oksijen oranı yükselmelidir. Bir de, atmosfer daha yoğun olursa, o zaman mümkün olabilir; yolu açılır. Ama yine olmaz, embriyolojik açıdan olmaz. At'ın, bilindik memeli özellikleri ile, o kanatlarla anasının karnından, anasını öldürmeden çıkması mümkün değildir.

At kanat çıkarabilmesi için, atın önce bambaşka, daha küçük, daha makul bir şeye evrilmelisi gerekir. Ondan sonra, daha hafif bir iskelet sistemi gerekir.

Özetle: At, evrimsel açıdan kanat çıkaramaz.

Kanat açıklığı diyorsun, anasının karnından çıkmaz diyorsun, bir başkası fazla ağır diyor...

Bende diyorum ki :

1) At ağır olmak zorunda degil iskelet içi boşalarak hafifleyebilir. Hatta iskeleti oluşturan mineraller değişebilir, alüminyum sindirip, sentezleyecek bir metabolizmaya bile evrilebilir.

2)Atın ayakları var ama at anasının karından çıkabiliyor. Kanatlar açık çıkmayacak bu hayvan sırtına doğru katlanmış olacak.

3)Atın kanatları tüylü olmak zorunda değil, yarasa kanadı gibi deriden oluşabilir.

Bunlar oluşursa o at bal gibi pegasus olur, evrime inanmayan biri olarak, salt evrim bakış açısıyla bakabilirim ve evrim açısından bunların olabileceğine eminim. Olamamasının bir tek sebebi vardır o da "matematik".

Velev ki senin dediğin gibi olsun. Tavşan kanatlanabilir mi? Fare kanatlanabilir mi?

Eğer hala yok yok yok diyorsan o zaman soruyorum :

http://en.wikipedia.org/wiki/Quetzalcoatlus

Bu hayvan nasıl evrildi? Anasının karınından nasıl çıktı? Karada yürüyen bir hayvandan nasıl uçan bir hayvana dönüştü? Ve 200 - 250 kiloya ulaşabildiği tahmin edilen ağırlığıyla nasıl uçabiliyordu?

Evrim var ama inanmıyorlar sırf bir bedevi yüzünden demekle olmaz bu işler. Benim anlatmaya çalıştığım bu.

"Eğer Tanrı diye birşey yok, yaratılmadık evrim geçirdik anlayın artık" diyorsa birileri bana bu hayvanın nasıl ucabildiğini, sonra da bu hayvana lokma olacak atın niye ucamayacağını anlatmalı, ondan sonra isyan etmeli...

tarihinde SahteMesih tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu hayvan nasıl evrildi? Anasının karınından nasıl çıktı?

Yumurta olarak.

Sonra kanadı nasıl çıktı, zar nasıl oluştu, bilmemne, hep aynı yere getirilmeye çalışılıyor. Evrim teorisi bu rastgele örneğe nihai açıklama getirmedi, o halde evrim yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tek hücreli bir hayvanın 250 kiloluk ucan bir sürüngene dönüşebilmesi size mantıklı geliyor; hadi atı geçtim,bir kedinin, bir tavşanın, bir farenin bırak bir başka canlıya dönüşmek sadece kanat çıkarabilmesine ihtimal vermiyorsunuz. Yani tencerenin doğurduğuna inanıyorsunuz, ama öldüğüne inanmıyorsunuz ;).

Siz evrim teorisini falan savunmuyorsunuz. Çünkü evrimin iddiasını bile anlamamışsınız. Yada anlamışsınız ama dile getiremiyorsunuz.

Evet at, kedi, tavşan, fare bunlardan birinin milyar yıl sonra kanatlanabileceğini soylecek cesur ateist aranıyor.

tarihinde SahteMesih tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet at, kedi, tavşan, fare bunlardan birinin milyar yıl sonra kanatlanabileceğini soylecek cesur ateist aranıyor.

Sen cesur değil, kendin gibi salak ve cahil bir ateist arıyorsun. Bulabileceğini zannetmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tek hücreli bir hayvanın 250 kiloluk ucan bir sürüngene dönüşebilmesi size mantıklı geliyor; hadi atı geçtim,bir kedinin, bir tavşanın, bir farenin bırak bir başka canlıya dönüşmek sadece kanat çıkarabilmesine ihtimal vermiyorsunuz.

Canlıların aşama aşama karmaşıklaşması bana mantıklı geliyor. Mesihinizin dediği gibi balığın deniz yıldızına dönüşebileceği değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Off, hayvan vücuduna aliminyum iskelet konabileceğinden bahsediyor... bilgisizliğini ve daha da beteri cehaletini ortaya koyuyorsun.

Vakit kaybısın, başka birşey değil.

Bak arkadaş cehalet mehalet geç bunları. Yazdıklarıma verecek bir cevabın yok senin. Soyleyecek erdemli bir sozun yoksa susmayı dene. Vakit kaybı olanlar sen ve senin gibilerdir ki benim senin ve senin gibilerle zaten işim yok. "Üstüne varsanda dilini çıkarıp solur, varmasanda dilini çıkarıp solur" demiş bedevinin biri sizin gibiler için.

Bilgi sahibi olduğunu iddia edenlerle tartışıyorum. Ortalığı bulandırma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Israr üzerine uçan at konulu zihin cimnastiği....

Kanatlı at procesi

Şimdi, atın uçması için kanatlara gereksinimi var. Önce bu kanatların nereden gelebileceğini düşünelim...

1. 4 öge + kanat formülü

At bildiğimiz üzere iç iskelete sahiptir, omurgalıdır, tetrapoddur; yani 4 ögesi vardır, dört ayak yani...

Bu dört ayağıda muhafaza edip Pegasus tarzı yeni kanat çıkarabilmesi için omurgaya bağlı yeni kemik gruplarına, bunları bağlayan yeni ligamentlere, yeni kas ve tendonlara gereksinim duyacaktır. Bunlar olmayacak şey değildir. Zira tetrapodlar arasında bazen fazla öge ile doğanlar oluyor. Bu ögenin selektif olması da gerekir. Yani seçilecek ki nesillere aktarılsın.

Ancak burada en büyük açmaz genetik değil anatomidir. Kuşların uçmasını sağlayan kas pectoral kaslarıdır. Bu kasın atın sırtından çıkan bir kanada nasıl bağlanacağı belirsizdir. At büyüklüğünde bir hayvanın uçabilmesi için devasa bir pektoral kasa gereksinimi vardır.

Kuşlarda uçma kasları hayvanın toplam ağırlığının %17'si civarındadır. Bir at ortalama 450 kg kadardır. Bunun %17'si 76.5 kilogram eder. Sadece pektoral %15.5 tutar, bu da 70 kilo demektir. Yani devasa bir kastan bahsediyoruz. 70 kiloluk kas neye benzer bir düşünün.

Bu kas atın sırtından çıkacak bir kanada bağlanacak yer bulamaz, böyle bir hayvan ata kesinlikle benzemez, çok ciddi değişiklikler gerekir.

2. Ön ögeler kanat olsun formülü

Kanatlar sırttan biraz zor çıkıyor. O halde ön ögeleri kanada dönüştürelim...

Bu formül daha uygulanılabilir bir formüldür. Zira çok büyük anatomik değişiklikler gerektirmez. Yine de küçük bir değişim değil ama öncekine göre daha olası.

Şimdi evrimsel süreçte hiç bir organ pat diye ortaya çıkmaz. Herşeyin bir kökeni vardır. Bazı organlar görev değiştirebilir ama bu da bir nesilde olmaz.

Neyse geçelim... Ata kanat takacaz daha...

Şimdi... önce günümüzdeki atların bir şekilde sadece arka ayakları üzerinde yürümesini gerekli kılacak bir ortam hayal edelim. Benim aklıma böyle bir ortam gelmiyor ama diyelim oldu ve atlardan bir grup sadece arka ayakları üzerinde yürür oldular... Yani şaha kalkıp yürüyor arkadaşlar.

Bunlardan bir grup ise nasıl yaptılarsa dallarda yürümeye başladılar ve arasıra düşer oldular. (Oha... koca at daldan düşüyor...)

Sonra bu daldaki atların bazılarında ön ögelerde kemikler arası (muhtemelen ulna ve radius arası) daha açık olduğu için aralarındaki deri bir paraşüt etkisi yapmaya başlıyor. Şimdi bunu şöyle düşünün... Bir nesilde çat diye açılmıyor. Örneğin el boyutu açısından insanlar arasında büyük farklar var... Popülasyonda büyük çeşitlilik var... Büyük el avantaj ise ortalama el boyutu nesilden nesile daima büyür. Binlerce nesil içinde el boyutu ciddi şekilde değişir.

Neyse... Ulna ile radiusun arası açıldı, arada yarasa kanadına benzer deriden bir kanat oldu.

Rica ederim ata bir de kuş tüyü istemeyin! Kanatlar yarasa gibi olacak! Deriden olacak, tüylü değil.

Bu paraşüt etkisi gösteren ön öge zaten hali hazırda pektoral kasına bağlıdır, ve eklem yönündeki bir değişme ile (yine binlerce nesil demek bu) yukarı aşağı sallanır hale gelebilir.

Zamanla ön öge boyutu artar ve hayvanı havada süzülürken biraz daha uzun tutar, düşmelerde süzülme ciddi yaralanmalardan korunma demektir...

Neyse hızlı gidelim, ön öge kocaman bir kanat olsun... Daha önce hesapladığımız pektoral ağırlığı hala geçerlidir. Yani bu hayvanın kocaman 70 kiloluk bir göğüs kası olacaktır.

Peki bunu küçültemez miyiz? Normal yöntemle hayır. O kadar güç için o büyüklükte kas gerekir.

Ama bir yöntem daha var! Miyostatin!

Diyelim ki at öyle bir evrildiki pectoral kasında miyositatin ekspresyonu düştü, ya da inhibitorünün ekspresyonu arttı. Miyostatin azalınca, yada etkisi azalınca kas küçük kütle ile büyük güç üretebilir. Uzun bu konu kendiniz araştırın. Araştırıken çene kaslarına etkisini felan da görün... Şimdi ata kanat takmaya devam edelim.

Kası miyostatin ile küçülttük... Ama kas küçülünce enerji gereksinimi küçülmez, zira aynı işi yapacak. Enerjinin kasa ulaştırılabilmesi için atın kalbinde büyük değişiklik gereklidir. O kadar kanı pompalamak için kalbin kocaman olması gerek, ya da aşırı hızlı atması gerek.

Kuşların hemen hepsi bu yüzden kalp hastasıdır. Evet yanlış duymadınız. Ucucu kuşların hemen hepsi kalplerini olabilecek en sınırda, tehlike sınırında kullanırlar. Kalpleri aşırı hızlı çalışır ve krizin eşiğinde gezer.

Gelelim solunuma.... Burası daha karışık... Kuşları oksijen gereksinimi çok büyüktür. O kadar oksijeni alabilmek için memeli akciğeri yetmez. Kuşlarda havanın tek yönde aktığı değişik bir sistem vardır. Araştırın görün. Bilmiyorsanız çeneniz düşecek!

Bizim 450 kiloluk atın akciğerini bu sistem bile kurtarmaz. Zira memelilerin kemikleri ile kuşların kemikleri çok farklıdır, biz kuşlara göre gülle gibiyiz, çok yoğunuz. Sürüngenlerinden türeyen kuşların en başında beri herşeyleri uçmaya göre evrilmiştir. At gibi bir hayvanda yapılacak değişiklik sayısı çok çok çok büyüktür.

Daha olayın beslenme boyutu var. Oraya hiç girmiyorum, atların derhal daha yüksek kalorili besinlere yönelmeleri gerek, ot yiyerek olmaz, tohum yemeleri gerek... O kadar tohumu nereden bulurlar bilemem... Koca at günde kaç kilo tohum yer onu da bilemem. Ama durum aşırı absürd...

Neyse... Ben sıkıldım atlara kanat takmaktan... Bir arada balinaya pervane takalım...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bak arkadaş cehalet mehalet geç bunları. Yazdıklarıma verecek bir cevabın yok senin. Soyleyecek erdemli bir sozun yoksa susmayı dene. Vakit kaybı olanlar sen ve senin gibilerdir ki benim senin ve senin gibilerle zaten işim yok. "Üstüne varsanda dilini çıkarıp solur, varmasanda dilini çıkarıp solur" demiş bedevinin biri sizin gibiler için.

Bilgi sahibi olduğunu iddia edenlerle tartışıyorum. Ortalığı bulandırma.

Canlı vücuduna ağır metalden bir iskelet inşaa edilmesi önerecek kadar bilgisiz, kendisine söylenenleri anlamayacak kadar trolleşmiş birine; erdemli söz söylenemez.

Hee aliminyum iskelet diyordun, evrim saçma falan diyordun... en erdemlisinden.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bilgehan, bu vatandaşa harcadığın zamana yazık.

kısacası bilmem kaç milyon yılda tek hücreli bir canlısan biz ortaya çıktıysak,

attan hatta eşekten de koşullar uçan bireyleri avantajlı kılacak şekilde değişirse kanat çıkabilir.

tabi bu canlı bizim kafamızdaki unicorn imgesine ne kadar benzer bilemem. :)

tarihinde murteddd tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...