Jump to content

Atatürk'ün büyüklüğü ve liberalizmin ihaneti...


Recommended Posts

(Not: Uğraşıp yazdım, umarım okuyan ve görüş belirten olur)

Arkadaşlar, Atatürk'ün de eleştirilebileceğini her zaman için savundum ve bu konuda tepkiyle karşılaştıkça daha da eleştiresim geldi. Fakat eleştiriyi fazlaca öne çıkarıp bu büyük insanın övülmeye değer pek çok yanını göz ardı etmek istemem. Benim Atatürk'e olan çeşitli eleştirilerim, Atatürk'ün adını ağzına almayı hiç haketmeyen bazı liberallerin(sosyal demokrat değil) bile Ata'yı bana/bize karşı kullanmalarına ve kendi liboşluklarına malzeme etmelerine sebep oldu. Buna asla izin vermemek, Atatürk'ü liberallere bırakmamak gerekir. Bu çağrımı aynı zamanda piyasa ekonomisini savunmalarına rağmen en azından piyasayı sınırlandırarak sosyal adaleti sağlamayı ve sosyal devleti hayata geçirmeyi hedefleyen, herşeye rağmen işçi sınıfının rahat yaşamasını isteyen, tekellere karşı demokrasiyi savunan, ulusal sermaye ve devlet kontrolüne vurgu yaparak ülkemizin bağımsızlığına değer veren, piyasanın sınırlanması ve emperyalizmin tahakkümünün kırılması hedefiyle birlikte ülkemizde gerçek bir laikliğin hayat bulmasını isteyen Atatürkçü ve sosyal demokrat arkadaşlara da yapıyorum. Kendine kemalist, Atatürkçü, sosyal demokrat veya ulusalcı diyen arkadaşlar ile biz komünistler pek çok açıdan ortaklaşıyoruz. Hepimiz bu memleketin tam bağımsız olmasını istiyoruz, hepimiz piyasa düzeninin en azından sınırlandırılmasını ve emekçilere rahat bir yaşam sunulmasını istiyoruz, hepimiz tam bir laisizmi savunuyoruz ve bunun ancak sınırlı bir piyasa ortamında gerçekleşebileceğini biliyoruz.

Bugün ülkemizde emperyalizm işbirlikçisi tekelci burjuvazi laik bir görüntü vermekte ve yükselen islamcı burjuvaziye karşı ayakta kalmaya çalışmaktadır. Tekellere destek vererek emperyalizmden bağımsızlaşma olanağı olmadığı açıktır. Yükselen islamcı burjuvazinin de dinci-gerici olduğu açıktır. Dolayısıyla Atatürkçü ve sosyal demokrat arkadaşlar bu iki sermaye kesimini savunma yanılgısına düşmemelidir. Peki piyasa ekonomisinin doğruluğunu düşünüyorlarsa ne yapacaklar? Atatürk'ün yaptığını! Atatürk zamanında, ülkedeki mevcut burjuvazinin önemli bir kısmı yabancılardan oluşuyordu ve emperyalizm işbirlikçisiydi. Atatürk, bağımsızlığı savunan onurlu bir insan olarak elbette bunlara yüz vermedi ve hepsini tasfiye etti. Bir kısım burjuvazi de Atatürk'ün devletçilik ve halkçılık gibi emekten yana olan ve sosyal demokrat olarak tanımlanabilecek politikalarını engellemek için dinciliği kullandı. Atatürk bunlara karşı laik ve ulusalcı bir Türk burjuvazisi yaratma işine girişti. Atatürk tekellere karşıydı ve emekçi halkın da ezilmesini istemiyordu. Kendisine görüşü sorulduğunda ''devlet sosyalizmi'' diye cevap verdi. Bu tabirle elbetteki biliğimiz anlamda sosyalizmi değil, piyasa ekonomisinin son derece sınırlı olarak ve devlet kontrolü altında faaliyet gösterdiği laik ve bağımsızlıkçı bir ulusal sosyal demokrasiyi savunuyordu. Bu yüzden ulusal bir sermaye sınıfı yaratarak onu destekledi. Geleneksel olarak varolan ve Atatürk'ün halkçı-devletçi politikalarına düşmanlık besleyen tekel eğilimli gerici sermaye odakları ise kemalist dönemin sonunu getirmek için dini kullandı, sıkı bir liberalizm taraftarlığı yaptı ve sonunda dinci-liboş Demokrat Parti'yi iktidara getirerek hem liberalleşmenin hem de gericiliğin önünü açtı.

Atatürk'ün devlet destekli olarak yarattığı ulusal sermaye sınıfı ise -Atatürk'ün ölümünün ardından kendisine verilen desteğin ölçüsünün kaçırılmış olmasından olsa gerek- tekelleşti. Tekelleştikçe emperyalizm işbirlikçisi bir pozisyona girdi. 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle, gerçek Atatürkçülüğün sosyalist solla birlikte tasfiye edildi ve yerine milliyetçi yanı vurgulanmış bir gardrop ''Atatürkçülüğü'' geçirildi. Sosyalist sol ve gerçek Atatükçülüğün belinin bu Amerikancı-dinci-liboş darbelerle kırılması üzerine(ki 12 Eylül darbesinden sonra bu ülke 24 Ocak kararlarıyla liberalleştirilmiş ve dincilik de bu alt yapıyla birlikte toplumumuzu sararak çürütmüştür), ülkemiz de tam bağımsızlık düşüncesi, sosyal devlet, sosyal adalet, emeğin hakkı ve laiklik de yavaş yavaş silinmeye başladı. Emperyalizm işbirlikçisi liberaller, ''ya istiklal ya ölüm'' diyen bu halkçı liderin(M.Kemal'in) adını kendilerine sakız ederek ülkemizi yeni-Osmanlıcılık denen bir felaketin eşiğine kadar getirdi. Emperyalizmin bizim ülkemizin de içinde yer aldığı coğrafya için bir ılımlı islam yönetimini uygun gördüğü ve bu amacı gerçekleştirmek için de neo-liberalizm ve dinci-gericiliği kullandığını hepimiz biliyoruz. Sınırlanmamış bir piyasa düzenini ve emperyalist ülkelere bağımlılığı savunanların Türkiye'yi aydınlığa değil karanlığa götürecekleri açık ve nettir. Demokrat Partinin kemalist devrimleri bitirdiği günden 12 Eylül ve günüzüm gericiliğine kadar, işbirliçilik-serbest piyasacılık ve dincilik el ele yürümüştür... Tarih bize bunu göstermektedir.

Bugün tam bağımsızlık ve laikliği kendine şiar edinmiş, piyasanın en azından sınırlandırılarak emekçi halka nefes aldırılmasını savunan iki kesim, yani Atatürkçü/sosyal demokratlar ve komünistler yan yana savaşmakta, AKP'de cisimleşen liberallik, işbirlikçilik ve gericiliğin hışmına birlikte göğüs germekteler. Bunu ergenekon sürecinden de rahatlıkla görebiliyoruz.

Fakat gerçek hayattaki bu saflaşma ne yazık ki aydınlanma ve laisizm savunucluğunu sanal ortamda şiar edinen ateistforum'umuza yeterince yansımıyor. Daha doğrusu yansıyor ama çok yanlış yansıyor. Liberalizmin sadece sosyalizme değil devletin ekonomiye müdahelesine ve sosyal devlete de karşı olduğu açık olmasına, liberalizmin dinci-gericilik ve Fettoş tipi örgütlenmeyle paralel yürüdğü ve islamcı bir burjuvazinin yaratılmasını sağladığı açık omasına, emperyalizmin ülkemize ılımlı islam adlı bir dinci diktayı reva görmesine ve Atatürk'ümüzün emperyalizm karşıtlığı ile çağdaşlık sevdası bilinir olmasına rağmen forumumuzdaki bazı Atatürkçü/sosyal demokrat arkadaşlar bir kısım ''ateist'' geçinen liberallerle birlik olarak komünistlere saldırma gereği duymaktalar; emperyalist sistmeden kopmak ve tam bağımsızlığı savunmayı yoksulluk ve ''gericilik''(!) sebebi olarak görüp mahkum etmekteler; tekellerin hüküm sürdüğü bu düzende bireysel özgürlüğün olabileceğini düşünmekteler; ılımlı islam ve yeni-Osmanlıcılık sürecinin ardındaki aktörün ABD emperyalizmi olduğunu ve ülkemiz üzerindeki egemenliklerini de neo-liberalizm kanalıyla devam ettirdiklerini göz ardı etmekteler. Bunlar ölümcül hatalardır, liberallerle iyi geçinip sırf piyasanın gönlü olsun diye ılımlı islama boyun büken insanlar ne Atatürkçü olabilir ne ateist olabilir ne de sosyal demokrat olabilir.

Bu forumda belki biz komünistlerin de hatalı bir üslup kullanması sebebiyle gerçek hayatta varolan saflaşma hatalı bir biçimde yansımış ve sosyal demokrat arkadaşlarımız liberallerin yanında saf tutma yanılgısına sürüklenmişlerdir. Sosyal demokrat arkadaşlarımızın önemli bir kısmı, liberalizm ile gericilik bağlantısını göz ardı etmiş, emperyalizm ile dinci dikta yönetimini bağlantısını görmezden gelmiş ve yaşanmış sosyalizm deneyimlerine liberallerle birlik olarak küfretmeyi tercih etmişlerdir. Şunu açık seçik belirtelim ki sosyalizm de sosyal demokrasi de devletin ekonomide yer almasını savunan görüşlerdir, zaten sosyal demokrasi düşüncesi marksizm çıkışlıdır. Dolayısıyla bu iki görüş de liberalizmle uyuşmaz. Hele ki tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığını, ''insanları yoksullaştırdığı'' v.b. sebeplerle kötü göstermek ama diğer yandan da Atatürk'ü savunur görünmek tam bir ikiyüzlülüktür. Gerçekten Atatürkçü ve sosyal demokrat olabilen insanlarla sosyalistlerin bir problemi olmaz. Bunu Deniz Gezmiş'ler ve Mahir Çayanlar gibi solcu önderlerin kemalizmle olan dostane ilişkilerinden anlıyoruz.

Forumumuzdaki birkaç üniversite talebesi ''ateist'', kendini gelişmiş batı ülkelerinde yaşıyor sanarak ''liberterianizm'' denen ütopik bir düşüncenin borazancı başılığını yapıyor ve sosyalizme saldırıyorlar. Liberterianizm denen bu ütopyanın ülkemizi DP döneminden beri gericileştirmiş, bağımlılaştırmış, Atatürk'ün her biri tarihsel birer ilerleme olan devrimlerini törpülemiş, Amerikancı darbelere maruz bırakmış, halkımızı yoksullaştırmış, tarikatların ve sadakaların kucağına itmiş liberalizm görüşünün daha da kudurmuş bir hali olduğu ayan beyan ortadadır. Forumumuzda liboşluk özentiliği içinde bulunan üç-beş saftorik gencin yazılarına destek olmak için Gazi M.Kemal'in istiklali tam Türkiye idealini satmak mide bulandırıcı bir tutumdur. Liberalizm savunularak ülkeye getirilen şeyler bellidir ve bunlar tarihin birer gerçeğidir. Nedir onlar? Demokrat Parti gericiliği, 12 Mart ve 12 Eylül sağcı darbeleri, günden güne büyüyen ve iktidara uzanan bir islamcı-yeşil burjuvazi, ABD'nin yarı-sömürgesi olmuş bir ülkede Osmanlı'ya geri dönüş v.s.... Liberalizm, sınırlanmamış bir piyasa görüşü bizim ülkemize sadece felaket getirmiştir ve ne Atatürkçülükle ne de sosyal demorasiyle hiçbir alakası yoktur. Liberaller, emperyalizm işbirlikçisidir ve her ne kadar ''ateist'' geçinseler de ülkemizi dinci bir diktaya sürüklemektedirler.

Ateistforum üyeleri eğer gerçekten dine karşı mücadele ederek halkı aydınlatmak ve Atatürk'ün -bizlerin de gönülden paylaştığımız- laik ve çağdaş bir Türkiye idealini gerçekleştirmek istiyorlarsa, gericiliği doğuran maddi koşullar olan neo-liberalizmi hedef almalı, ülkemiz tarihinde liberalizm ile dincilik arasındaki bağlantıyı teşhir etmeli, sınırlanmamış bir piyasacılığın şu son krizin de gösterdiği üzere artık bittiğini ve ayakta kalabilmek için gericiliğe sarıldığını vurgulamalıdırlar. Sosyalizmi değil, liberalizmi hedef tahtasına oturtmadığınız sürece, ne ülkemiz daha aydınlık bir yer haline gelebilir ne de din karşıtı mücadelemizin verimli bir sonucu olabilir.

Sevgiler...

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 51
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Asıl senin mükemmel dediğin komünist ideolojinin dincilikten farkı yok. "Herhangi dinin" diğer dinlerin tüm tapınaklarını yıkmaktan sadece o dinin olması gerektiğini, böylece insanların artık savaşmayacağını savunmaktan hiçbir farkı yok.

YAŞASIN LİBERAL DEMOKRASİ

Neden biliyor musun?

Çünkü liberaller gerçekten olması gereken çok kutuplu dünyayı savunurlar; komünistlerin,müslümanların, hristiyanların, fırsat eşitliğinin, para hırsının, yardım severliğin, yahudilerin, milliyetçilerin, faşitlerin, ateistlerin hepsi bu ideoloji altında çatışabilir, ittifak olabilir, birbirine saygı gösterebilir. Ama bazıları bir yerde bazıları başka yerde birbirlerine üstünlük kurarlar ve kaybolmazlar.

Sadece müslümanların olduğu bir dünya olmayacak zaten, her çeşit insan olmalı, dünya hayatının amacı bu zaten, ÖZGÜRLÜK, BAĞIMSIZLIK.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Olmamış Freddie,

Bu yazıyı neden yazdığın ve samimi olmadığın hemen belli oluyor,ayrıca katılımcıları birer aptal ve birer enayi sanman da işin cabası.

Bakalım sonuç istediğin gibi olacak mı???

Link to post
Sitelerde Paylaş
Gerçekten Atatürkçü ve sosyal demokrat olabilen insanlarla sosyalistlerin bir problemi olmaz. Bunu Deniz Gezmiş'ler ve Mahir Çayanlar gibi solcu önderlerin kemalizmle olan dostane ilişkilerinden anlıyoruz.
ne yalan soliim ben yaziyi beendim.aslinda cogu yerine katilmasamda cogunu hikaye olarak gorsemde en azindan bu sefer ataturke cemkirmemis hatta ovguler bile duzmusun.neyse bu noktada ataturkculukle kemalizmin farklari nelerdir onlarin tartisilmasi gerekir.cizilen sosyal demokrat portresi ataturkumu yoksa inonuyumu anlatio yada kemalizmmi ismetizmmi bunlarin uzerindede durmak lazim.

ataturkculerin yada ataturkculuun dejenere olmus bi bicimini savunan kemalistlerin deilde ataturkun sosyal demokrasi ile ilgili fikirleri yada ekonomik alanda gerceklestirdii faaliyetlerin sosyal demokrasiyle bagdasip bagdasmadii konusulmali

tarihinde Zohan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu çağrımı aynı zamanda piyasa ekonomisini savunmalarına rağmen en azından piyasayı sınırlandırarak sosyal adaleti sağlamayı ve sosyal devleti hayata geçirmeyi hedefleyen, herşeye rağmen işçi sınıfının rahat yaşamasını isteyen, tekellere karşı demokrasiyi savunan, ulusal sermaye ve devlet kontrolüne vurgu yaparak ülkemizin bağımsızlığına değer veren, piyasanın sınırlanması ve emperyalizmin tahakkümünün kırılması hedefiyle birlikte ülkemizde gerçek bir laikliğin hayat bulmasını isteyen Atatürkçü ve sosyal demokrat arkadaşlara da yapıyorum.

Bu cümleni üzerime alındım ben de.

Liberalizm hem solcuların hem de sağcıların eleştirilerine hedef olmuştur hep.

Modern ülkelerde uygulanan demokratik liberalizm daha çok sosyal demokrasiye benzer ve "En iyi hükumet en az hükmedendir" diyen klasik liberalizmden ayrılır.

Türkiye'de Özal'la birlikte iyiden iyiye dejenere edilmiştir liberalizm.

Devlet eliyle yeni yeni niteliksiz zenginler yaratılmış, halk, vergi yükü altında ezilmeye mahkum edilmiştir.

Bu sistem hala devam etmektedir ne yazık ki. Şimdikiler de klasik liberaller değil, İslamcılardır.

Ülkemiz komünist/sosyalistlerinin artık demokrasiyle barışıp orta yola, yani sosyal demokrasiye yakınlaşması, Türk işçisinin bile kendine yakın bulmayıp korktuğu uç söylemlerden kaçınması gerekmektedir.

Türkiye gerçekten çok dar bir boğazdan geçmekte ve ağır bedeller ödemeye gebe durmaktadır.

Ve Sevgili Freddie,

Umarım samimisindir..

Tümüne değilse bile, yazdığın metnin pek çok yerine katılıyorum.

Ve dediğim gibi, samimi olduğunu farzediyorum.

Sabıkalısın biliyorsun..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili IfeelGood,

Samimiyim merak etme. Zaten sosyalistler ve Atatürkçü/sosyal demokratlar arasında gerçekte de yaşanmakta olan ve tarihte de Denizlerle Mahirlerle yaşanmış bir ittifak bu. Liberalizm geçmişten beri Türkiye'ye hep daha fazla gericilik getirdi. Siz sosyal demokrasiyi biz de sosyalizmi savunmaya devam edeceğiz tabi, kararı da işçi sınıfı ve halk verecek ama ne bu forumda ne dışarıda birbirimizi yemeyelim. Çünkü farklılıklara rağmen iki taraf da tam bağımsızlığı, emekçinin hakkını, piyasanın dizginsizce hareket etmemesini, tekellere karşı demokrasiyi ve laikliği savunuyor. Bizim sunduğumuz çözüm yolu sizinkinden biraz daha radikal ama ne farkeder? Baş düşman dinci-liboş tayfasıdır. Birleşerek onları hedef alalım. Dinciliğe karşı zaten bu forumda entelektüel bir mücadele veriyoruz. Ülkemizde tarih boyunca dinciliğin zemini olagelmiş neo-liberalizme karşı da aynı mücadeleyi el ele yürütmezsek aydınlanma mücadelemizin ayakları havada kalır. Aramızdaki siz-biz ayrımı da bu gerici liberalizme karşı ortak mücadelemizde ortadan kalkacak ve kardeşleşeceğiz diye düşünüyorum. Çünkü kalıcı dostluklar, omuz omuza verilen mücadeleler içinde şekillenir. Sosyalizmi veya Atatürk'ü değil, liberalizmi eleştirelim. Forumumuzda bazı ''ateist'' arkadaşlar koyu bir liberalizmi savunuyorlar, bu büyük bir hatadır, yeni-Osmanlıcılık ve ılımlı islama davetiye çıkarmaktır, bu arkadaşları da el birliğiyle uyandırarak kazanmak lazımdır.

Sevgiler...

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlık tam komedi olmuş Freddie, baktın kendi itiraflarında da belirttiğin gibi canın sıkıldıkça Atatürk'e saldırdığında tepki çekiyorsun, forumdaki liberaller de sizi habire rezil ediyor; Atatürkçüler ile liberalleri birbirine düşüreyim, sosyal demokratlarla Atatürkçüler de bize katılsın ki liberaller tartışmalarda bizi ezmesin diye düşünmüşsün, yemezler. Bu forumdaki liberaller de sosyal demokratlar da sosyalizmi de senin ne kafada olduğunu da iyi biliyor.

Darbelerin ve dinciliğin suçunu liberalizme atarak da cehaletini göstermişsin, libertarianizm falan sende hararet yapar zaten hiç girme, yatmadan önce dogmalarını oku uyu. Ütopyacının allahı gelmiş anlamadığı düşüncelere ütopya diyor, nedenlerini anlayamadığı krizi bile liberalizme bağlıyor; halbuki forumda nedenleri kaç kere yazıldı, tartışıldı.

Sosyalizmi değil, liberalizmi hedef tahtasına oturtmadığınız sürece, ne ülkemiz daha aydınlık bir yer haline gelebilir ne de din karşıtı mücadelemizin verimli bir sonucu olabilir.

Uğraşmayın sosyalizmle arkadaşlar, Freddie üzülüyor :D:lol::D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atatürkçülük Türk bayrağıdır.

Devrimin kızılı, liberalizmin yıldızı ve islamın hilali biraradadır.

Döneme göre hangisi lazım olursa çıkarır kullanırsınız, gerek kalmadığında da yerine geri koyarsınız. Türkiye'nin denge politikası, bayrağınının politikasıdır.

Türkiye devletçi atatürkçülük ile kuruldu, menderes dönemi ile liberal atatürkçülüğe geçti, kenan evren sonrasında da islamcı atatürkçülüğe emanet edildi.

Herkez Atatürkçü değil mi?

Öyleyse ben bu "büyüklükte" değil, sabıkalı kalmakta israrcıyım.

Beni sabıkalı ilan edenler, kusurlu olanın onlar değil de ben olduğumu kanıtlayabiliyor mu? Hayır.

Liberalizmin insanın özgürlüğü mü, yoksa sermaye köleliği mi olduğunu ben size kanıtlayabiliyor muyum? Hem de nası B)

Demokrasinin "cehalet iktidari" olduğunu ispatlayabiliyor muyum? İşte : http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=16823&st=0

Hikaye bitti öyleyse.

Hepimiz için üzgünüm gerçekten..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Übermensch ne zaman neyi kanıtladın hadi oradan, bir başlık açacağım demiştin, onu hala bekliyorum bu arada.

Verdiğin başlıkta insanlık Platon'u anlayamadı diyorsun ama, Aristo'nun meşhur sorusuna cevap verildi mi şu ana kadar? Hani koruyucular ile ilgili olan? Bir avuç bürokratın herkes için en iyisini bildiğine inanan senin aklından şüphe etmemek mümkün değil, bürokrat kölesi olsan rahatlayacağanı sanıyorsun herhalde.

Ben de senin için üzgünüm.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bu konudaki ilk mesajda yazdım nedenini mürteddd, olay ortada zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir avuç bürokratın herkes için en iyisini bildiğine inanan senin aklından şüphe etmemek mümkün değil, bürokrat kölesi olsan rahatlayacağanı sanıyorsun herhalde.

Konuları kendi başlıklarında tartıştıktan sonra, kaçmıyoruz bir yere merak etme.

Atatürkçülüğe karşı bir şey diyorsak; bunu dayanağının farkında olduğumuzdan yapıyoruz, keyfimizden değil. Ben de bayılmıyorum öyle sosyalizmin kızılına ya da platonun bilgi devletine, ama bunların temelinde yatan fikirleri görmezden gelecek ve her başa geçene iman edecek de değilim.

Forumda felsefe bölümü olmaması eleştirel tavrı kısıtlıyor. Fikir tartışmalarının ayrı bir yeri, önemi olmalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu yazıyı yazan şahsiyete saygı duyarım ama aynı şeyi daha kısa anlatabilirdi...

neyi savunursa savunsun iyi savunan adama saygı duyuyorum

şahsen komunizmle alakam yok ama yazıyı zevkle okudum

bende geçenlerde clinton ve tony blair'ın ortaklaşa yürüttüğü third way politikalarıyla atatürkün karma ekonomisini karşılaştırıyordum

elbette bu iki ekonomik politika farklı zamanlarda ve şartlarda oluştu ama ortak amaçları ülkerin kendi çıkarları doğrultusunda yeni fikirler ortaya atmalarıydı.

atatürk mevcut durumu ve şartları iyi analiz etmiş elindekini en verimli şekilde değerlendirmenin yolunu karma ekonomide bulmuştu yani devletin önderliğinde liberal bir ekonomi tasarlamıştı

devletin direkt olarak ekonomiye müdahalesi vardı

günümüze gelirsek washington konsensunda kararlaştırılan neoliberal politikaların dünya ekonomilerini stabil bir hale getirmediği latin amerika ve asya krizleriyle anlaşılınca third way politikaları sahneye geldi ve devlet daha verimli bir ekonomi için kollarını sıvadı

ideolojiye takılmamak gerek amacınız güçlenmekse zamanında ve uygun şartlar altında lazım gelen politikayı uygulamanız gerek

atatürkün komunist olmadığı gerçek ama devlet müdahalesiyle devletinin ve halkının çıkarı için ekonomisine yön vermiştir

aynı şekilde bill clinton neoliberal politikaları esneterek third way denilen politikalarla amerikan halkına tarihinin ekonomik anlamda en iyi dönemlerini yaşatmıştır

ayrıca sosyal demokrasinin bal gibi liberalizmle alakası vardır

bir insan liberal olduğu için yalancı ateist olmaz canım kardeşim

vatandaş olarak ben beni zenginleştirecek adama oy veririm ideolojilerini saplantı haline getirmiş ve onları uygulamak adına her şeyden feragat edecek ve beni fakirleştirecek olana değil!

tayyip ve tayfası vatandaşı zenginleştirmek uğruna ideolojilerinden feragat etmiş gözüküyor

3. dönemde de tek başlarına iktidar olacaklarından eminim ne zaman ideolojileri uğruna vatandaşın menfaatininden feragat ederler o zaman tarihe karışırlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiyedeki sermayeyi ikiye ayırmamız mümkün. Dinci Anadolu Burjivazisi ve Tekelci Büyük Burjivazi. Bu ikisi kitleleri kendilerine yedekleme konusundaki farklılıklardan dolayı ayrılırlar. Biri genel olarak İslam dinini kullanırken diğeri ise Atatürkçülüğü kullanmaktadır. DAB yeni değildir, kökeni Atatürk dönemlerine kadar gider. TBB'yi ise Atatürk oluşturmuştur diyebiliriz. TBB Emperyalizmin Türkiyedeki en büyük kurumu olmuştur, onun en sadık müttefiği olmuştur. DAB ise bu ayrıcalığa ise hiç ulaşamamıştır. Türkiye sınırlarına sıkışıp kalmıştır. Ama şimdi işler değişti. Mevcut dinci hükümet bu sermayeyi güçlendiriyor. DAB ile AKP'nin tabanı aynı. Son olarak geçen yıl yaşanan Tayip & Aydın Doğan dalaşması aslında DAB & TBB dalaşmasıdır. DAB yandaşları genel olarak Liberal böyle Demokrat tipler olarak lanse edilir. Sözüm ona bunlar hertürlü özgürlüğü savunur. Bide bu TBB ciler var ki bunlarda ulusalcı, Atatürkçü olarak lanse edilir. Türkiyenin son birkaç yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, Türbana özgürlük süreci, Deniz feneri davası, AK Partiye kapatma davası, Ergenekon davası bunların hepsi işte bu iki burjuva blok arasındaki savaştan kaynaklanır. Sosyal demokrat dediğimiz tayfada bu dalaşmanın bir parçası olmuştur. TBB ile aynı safta olmuştur. Bilerek veya niyetten bağımsız bunun bir parçası olmuştur. Şimdi biz Komünistler bu sosyal demokrat denen tayfayla bir olup bu gerici sürecin bir parçası mı olucaz, yoksa bu sosyal demokrat denen tayfa bizimle bir olup bu gerici dalaşmaların dışında durup düzenimi hedef alacak?

----------

Bir Komünist herzaman sınıf temelli çalışır. Sınıf temelli gençlik çalışması, sınıf temelli mahalle çalışması, sınıf temelli kadın çalışması vb. Biz herzaman ne diyoruz devrimi demokrasi okulunda eğitim görmüş işçi ve emekçiler yapıcaktır. Biz Komünistlerin kendimize yedeklememiz gereken kitle işçi emekçi kitlelerdir. Sosyal demokrat dediğin kitle her türlü katmandan insanı barındırır. Buradan işçi emekçi kitleyi nasıl çıkaracaksında kendine yedekliyeceksin? Sosyal demokrat dedğin kitlenin kendisini zaten TBB oluşturmuştur. Bir nevi onun tabanıdır orası. Kimler sosyal demokratları kendisine yedeklemek için uğraşır? Düzen içi siyasal partiler. İyi bir oy potansiyelidir onlar. Bu iş içinde iyi bir Kemalizim kuyrukçuluğu yaparsın olur biter. Hertürlü ilkesizliği, stratejik yön değişimlerini içinde barındırır bu çaba.

-----------

NOT: 1)Din karşıtı mücadele biz komünistlerin mücadele yöntemi değildir. Olsa olsa Ateist sosyal demokratların mücadele yöntemi olabilir.

2)Sınırlı piyasa ekonomisini savunsa savunsa Mustafa Özbek savunur. Şaka bir yana yukarıda da dedim gibi sosyal demokratlarla birleşmeye çalışmak bir süre sonra bizide onlar gibi gerici yapar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Din karşıtı mücadele biz komünistlerin mücadele yöntemi değildir. Olsa olsa Ateist sosyal demokratların mücadele yöntemi olabilir.
Sadece burayı aldığıma bakmayın yazınızın her satırına katılıyorum.

Saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında Atatürk'ün idealleri bu ülke için biraz fazla genişti. Kısmen özgürlükçü kaynaklardan esinlenmişti.

Dil, ırk, kadın, erkek ve din ayırmadan bağımsız ve barış içinde yaşamak. Ama atatürk genel olarak buydu.

Doğunca kimliğine islam yazılan bir ülkenin bunu savunduğunu söylemek tabii saçma.

Yazıda sosyalist-liberteryan kutuplaştırılması neden yapılmış anlamıyorum.

Evet dinciler "liboş" değerleri sömürüyor, ama burada sorun dinciler, "liboşluk" değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Atatürkçülük Türk bayrağıdır.

Devrimin kızılı, liberalizmin yıldızı ve islamın hilali biraradadır.

Döneme göre hangisi lazım olursa çıkarır kullanırsınız, gerek kalmadığında da yerine geri koyarsınız. Türkiye'nin denge politikası, bayrağınının politikasıdır.

Türkiye devletçi atatürkçülük ile kuruldu, menderes dönemi ile liberal atatürkçülüğe geçti, kenan evren sonrasında da islamcı atatürkçülüğe emanet edildi.

Herkez Atatürkçü değil mi?

Öyleyse ben bu "büyüklükte" değil, sabıkalı kalmakta israrcıyım.

Beni sabıkalı ilan edenler, kusurlu olanın onlar değil de ben olduğumu kanıtlayabiliyor mu? Hayır.

Liberalizmin insanın özgürlüğü mü, yoksa sermaye köleliği mi olduğunu ben size kanıtlayabiliyor muyum? Hem de nası B)

Demokrasinin "cehalet iktidari" olduğunu ispatlayabiliyor muyum? İşte : http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=16823&st=0

Hikaye bitti öyleyse.

Hepimiz için üzgünüm gerçekten..

bu ülkeye atatürk kadar yararı olmayanların onu acımasızca eleştırmesı ne acı!!!!!!!ben de sen gıbıler adına üzgünüm...gerçeklerı çarpıtmakta üstünüze yok.sen hangı hakla menderesı 12 eylulu falan atatürk ıle bağdaştırırsın.nasıl bır alaka kurdun?????????????

Link to post
Sitelerde Paylaş
Din karşıtı mücadele biz komünistlerin mücadele yöntemi değildir. Olsa olsa Ateist sosyal demokratların mücadele yöntemi olabilir.

Tabii ki,işinize gelen yerde dindarları da yanınıza almaktan çekinmezsiniz,bknz geçmiş.

Türkiye şu anda emperyalist bir ülkedir,bunu da ilerisi için not alın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...