Jump to content

Doğal seçilim makro evrimi açıklamaya yeterli midir?


Recommended Posts

  • 2 years later...

Bu başlık belki daha sonra 'Evrim canlılar dünyasında gördüğümüz uyumu açıklamaya yeterli midir?' başlığıyla birleştirilebilir. Ya da belki bağımsız kalmaya devam edecektir. Ortaya çıkacak cevaplara göre karar verilecek.

Bu başlık daha yeni dikkatimi çekti. Bir başka başlık altında yaptığım açıklama bu sorunun cevabını kısmen de olsa veriyor..

Onu aşağıya alıyorum.

Evrimi makro ve mikro olarak ikiye ayırarak inceleyebiliriz.

Mikroevrimde küçük evrimsel adaptasyonlar gerçekleşir.

Örneğin ispinoz kuşlarının gagalarının şekli gıda kaynağına göre değişir.

Makroevrimsel süreçlerde ise yeni türler ve onları destekleyen eko sistemleri ortaya çıkarlar.

Ve türler geniş bir çevreye dağılırlar.

Makroevrimler mikroevrimlerin bir araya gelmesinden mi ortaya çıkmışlardır, yoksa makroevrimleri tetikleyen başka nedenler mi vardır?

Mikroevrimlerin bir araya gelerek zamanla makroevrimlere neden olması yapılan gözlemlerle bağdaşmamaktadır.

1972 yılında Niles Eldredge ve Stephen Jay Gould sürekli ve tedrici evrimsel süreç teorisine meydan okumuşlar ve punctuated equilibrium hipotezini ortaya atmışlardır.

Bu hipoteze göre türler kısa bir süre içinde ortaya çıkmaktadırlar.

Daha sonraları Jerry Fodor ve Massimo Piattelli-Palmarini doğal seçilimle ilgili bazı felsefi sorunlara değinmişlerdir.

Mikroevrimlerin makroevrimlere neden olabilmesi için çevresel değişikliklerin evrimsel süreçlerle çok yakından ve direkt ilişkileri olmalıdır.

Örneğin buzul çağlarının yeni koşullara adapte olmaya çalışan türlerin yaşamını açıkça etkilemesi gerekmektedir.

Hatta türlerin çoğundan tükenmiş olmaları bile beklenmelidir.

İlginç olarak bu beklenti gözlemlenmemiştir.

Çevresel değişikliklerle evrimsel süreçler arasında oldukça entrikalı bir ilişki vardır.

Çevresel etmenlerin evrimsel süreçleri bire bir etkilediğine dair gözlemler yoktur.

Türleşme ile çevresel değişiklikler arasındaki bağ zayıftır.

Ve zaten son yıllarda çevre-canlı ilişkilerinin karşılıklı olduğu ve canlıların çevrede önemli ölçüde değişikliklere neden oldukları anlaşılmıştır.

Eğer çevresel etmenler evrimsel değişiklikleri dikte etmiyorlarsa, makroevrimsel süreçlerden ne sorumludur?

Adaptasyonlar şeklinde gerçekleşen mikroevrimsel süreçlerin zamanla birikip makroevrimlere neden olması olası değildir demiştik.

Bu durumda makroevrimlerin nedenlerini başka süreçlerde aramak gerekmektedir.

O nedenler ne iseler, genotipi ve fenotipi arasındaki ilişkinin dinamikleri ile de ilgili olmalıdırlar.

Başka bir deyişle makroevrim genotipi ve fenotipi arasındaki kompleks ilişki diyalektiğinin ürünü olmalıdır.

Evrimsel süreçlerin davranış örneklerini incelersek, onlardan sorumlu doğal seçilimin akılsız, amaçsız, mekanik ve düzayak olduğunu görürüz.

Genotipik ve fenotipik değişiklikler arasındaki ilişkinin dinamiği temel olarak çizgisel olmayıp, kaotiktir.

Çünkü fenotipik özellikleri, organizmanın genleri ile çevre arasındaki karmaşık tepkileşmelerin sonucu saptamaktadır.

Bu bağlamda birbirlerinin davranışlarını sürekli olarak etkileyen onbinlerce gen söz konusudur.

Daha da ötesi bu ilişki çizgisel olmadığı gibi, sürekli bir değişim içindedir de.

Muntazam aralarla ortaya çıkan mutasyonlar yeni kuşaklara geçerlerken, onları bir tür etkilerler veya etkilemezler.

Eğer tek baz mutasyonu aynı amino asidi şifreliyorsa, proteinin yapısı değişmez ve yeni kuşaklarda olumsuz bir etki görülmez.

Ama mutasyonların yeni nesillerde önemli fizyolojik veya morfolojik değişikliklere neden olması da mümkündür.

Başka bir deyişle küçük bir değişiklik tahmin edilmesi olanaksız, yaygın etkilere neden olabilir.

Bir sistemdeki davranışların ilk koşullardaki değişikliğe duyarlı olması kaosun tipik bir özelliğidir.

Bu durumda başlangıç koşullarındaki değişikliklere son derece duyarlı olan evrim kaotik süreçler dizisinden başka ne olabilir!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...