Jump to content

Yaratılış Evrim Kuramının Alternatifi Değil.


Recommended Posts

Bu sıklıkla yapılan bir hata.

Ve amaçlı olarak yapılıyor. Daha çok HY'nın kendisi ve motorları tarafından kasten yapılıyor.

Bir teoriyi çürütmek için başka bir teoriye gereksinim vardır.

Bu önemli bir bilimsel kuraldır.

Bir teori ortaya atılır. Önce hipotez olarak ortaya çıkar ve delilerle desteklenmeye başlayınca teori olur.

O teorinin doğruluğu, yapılan gözlemlerle ne kadar uyumlu olduğu ile ölçülür.

Yani yapılan gözlemler o teori ile çelişmediği süre o teori geçerliğni sürdürür.

Bir gün gelir.. Yeni gözlemler yapılmaya başlanır. Ve o teori ile uyumlu olmadığı görülür.

O zaman o teorinin doğru olmadığı anlaşılır ve ona alternatif bir teori geliştirilir.

Ya da o teori modifiye edilir. Düzeltilir. Yani gözlemlere uydurulmaya çalışılır.

Yaratılış bir teori midir?

Değildir. Yaratılışın evrim gibi bir başlangıcı yoktur. Daha kapsamlı bir başlangıcı vardır. Yaratılış bir hipotezdir.

Ama bir an için öyle kabul edelim. Ve diyelim ki...

Evrim nasıl bir hipotez olarak başlamışsa, yaratılış da öyle başlamıştır.

Ve her ikisi de başladığı zaman dilimi içinde hipotezdiler.

Ama deliller evrimi hemen desteklemeye başladı ve evrim kuram oldu.

Yaratılış hala hipotez olmaya devam ediyor.

İlginç olarak bir hipotezde birden fazla teori olabilir..

Yani yaratılış aslında bir hipotez ise, evrimle de bağdaşır, bir Tanrı tarafından yaratılmayla da bağdaşır, bir meczup tarafından yaratılmayla da bağdaşır.

Hemen her türlü yaratılışla bağdaşır.

Hinduların, Budistlerin, Hristiyanların, Yahudilerin, Şamanların yaratlışı öyküleri ile de bağdaşır.

Evrim kuramına bir alternatif getirmek istiyorsanız, onu da kapsamına alan bir hipotezden bahsetmemelisiniz.

Bize ona uygun bir alternatif getirmelisiniz.

Ve o alternatif bir teori olmalı.

Çünkü evrim bir teoridir. Hipotez değildir.

Açıkça görüldüğü üzere yaratılış bir hipotez olup, evrime alternatif oluşturmaz.

Yaratılış evrimin de içinde olduğu bir üst düzeyde yer alır. Evrim yaratılış grubuna ait bir kuramdır.

Ayrıca ilginç olarak evrim bir yaratılış kuramı değildir.

Bu da evrimin ayrı bir özelliğidir.

Yaratılış kuramı olmadığı için, bir yaratılışa gereksinimi vardır.

Yani iki nedenden dolayı yaratılış evrimin alternatifi değildir.

İlkinde yaratılış bir hipotezdir. Teori değildir. Ve teori olan evrimle bağdaşmaz.

İkincisinde evrim zaten bir yaratılış değildir. Yaratılmış olan bir şeyin zamanla değişmesidir.

Bu durumda diyebiliriz ki yaratılışın evrime bir alternatif olmaması, onu bu haliyle yanlışlamaz ama, bilimsel evrimle karşılaştırılmasına engel olur.

Yaratılış tek başına ve teori olan evrimin dışında ve üstünde yer alan bir kavramdır.

Son yıllarda bazı dindar çevreler, bu gözlemlerden hareket ederek, Tanrı'nın bir başlangıç yaptığını ve evrimin bu başlangıcı devam ettirdiği hipotezini ortaya atmışlardır.

Evet. Bu da bir hipoezdir ve delilsizdir.

Çok sayıda delil evrimi desteklemektedir.

Şimdiye kadar evrime zıt sayılabilecek tek bir delil bile bulunamamıştır.

İlginç olarak evrimi reddetmek için gerekli delil saysı, onu desteklemek için gerekli delillerden daha çok olmalıdır diye bir iddia yoktur.

Evrimi reddetmek için tek bir delil bile yeterlidir.

O tek delili bilim henüz bulamamıştır..

Bu demektir ki evrim kuramı şimdilik tek geçerli kuramdır.

Onun önemini ve değerini sorgulayan tek bir delilin bile olmaması, evrimin en ilginç niteliğidir.

Çünkü Big Bang'i bile sorgulayan deliller bulunmuştur..

Ona da sonra değineceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlginç olarak yaratılış, Big Bang'i de kapsamına alır.

Big Bang de bir teoridir.

Son yıllarda bu teorinin yapılan bütün gözlemlerle bağdaşmadığı anlaşıldı ve teori çöpe atılmak tehlikesi geçirdi.

Ama genişleme kuramı Big Bang teorisini kurtardı.

Şimdilik genişleme kuramı ile desteklenen Big Bang kuramı geçerli.

Yerini yeni bir teori alıncaya kadar Big Bang teorisi geçerli olacak.

Ama Big Bang'in yerini yeni bir teori alsa bile yaratılış hipotezi varlığını sürdürecek.

Son yıllarda yaratılış konusunda da bu hipotezi kuram yapabilecek bazı gözlemler yapılmaya başlandı.

Yaratılış kuram olunca evrime alternatif oluşturmayacak ama.

Çünkü yaratılış evrimle bağdaşan başka bir şeyin kuramı.

Ben şahsen yaratılışı hiç küçük görmüyorum. Big Bang'den çok daha önemli bir hipotez.

Daha sonra ondan bahsedeceğim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Son yıllarda yaratılış konusunda da bu hipotezi kuram yapabilecek bazı gözlemler yapılmaya başlandı.

Yaratılış kuram olunca evrime alternatif oluşturmayacak ama.

Çünkü yaratılış evrimle bağdaşan başka bir şeyin kuramı.

Ben şahsen yaratılışı hiç küçük görmüyorum. Big Bang'den çok daha önemli bir hipotez.

Daha sonra ondan bahsedeceğim.

Sevgili Hacı, bu cümleniz oldukça dikkati mi çekti? Yaratılış konusunu kuram haline dönüştürülebilecek ne tür gözlemler yapılmaya başlanmış? Bu çok ciddi bir durum...

tarihinde Dragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İlginç olarak yaratılış, Big Bang'i de kapsamına alır.

Big Bang de bir teoridir.

Son yıllarda bu teorinin yapılan bütün gözlemlerle bağdaşmadığı anlaşıldı ve teori çöpe atılmak tehlikesi geçirdi.

Ama genişleme kuramı Big Bang teorisini kurtardı.

Şimdilik genişleme kuramı ile desteklenen Big Bang kuramı geçerli.

Yerini yeni bir teori alıncaya kadar Big Bang teorisi geçerli olacak.

Ama Big Bang'in yerini yeni bir teori alsa bile yaratılış hipotezi varlığını sürdürecek.

Son yıllarda yaratılış konusunda da bu hipotezi kuram yapabilecek bazı gözlemler yapılmaya başlandı.

Yaratılış kuram olunca evrime alternatif oluşturmayacak ama.

Çünkü yaratılış evrimle bağdaşan başka bir şeyin kuramı.

Ben şahsen yaratılışı hiç küçük görmüyorum. Big Bang'den çok daha önemli bir hipotez.

Daha sonra ondan bahsedeceğim.

Sevgili haci, kendimi forumdaki ilk günlerime dönmüş gibi hissettim. O zaman yazılarınızı okur ve pek anlayamazdım. Sonra sonra anlamaya başladım. Şimdide bu başlıkta yazdıklarınızı anlamakta zorlanıyorum. Yaradılış hipoteziyle ilgili bilgilendirmenizi merakla bekliyorum. Acaba bu evrimsel süreçte olan bitenin arkasında bir seçili olasılıklar zincirine işaret etmemi? Ben bunu bir üstün bilince değil, evrendeki görünmeyen maddenin etkisine bağladım. Görünmeyen madde içinde de evrim olduğunu düşündüm. Bir etkileşimler zinciri yani. İnançlıların bir türlü anlayamadığı hareketlilik ve enerji ise onların fizik bilgisinden mahrum olmalarından kaynaklanıyor. Maddenin enerjiden oluştuğunu ve büyük bir güç barındırdığını anlamıyorlar. Yaradılış hipotezi dersek üstün bir bilinci kabul etmemiz gerekmez mi? Bunu inancın beyin yıkaması ile kabul etmek kolayda, bilimsellik açısından nasıl olur anlayamıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci iyi diyorsun da evrimin hatlarını tam olarak çizdiler mi ki, ya da tam olarak işte evrim bu denilebildi mi ki, evrimi çürütecek bir karşı fikir bulunsun.

Teori, teoridir. Onu yıkacak bir antifikir bulunamıyor diye Kanun olmaz. Eğer tam manası ile tüm yönleri ile çerçevesi belirlenir, ortaya konulur ve deneyi yapılır sonuçlar teoriye uygun çıkarsa kanun olur.

Ne yani teori 50 yıl çürütülemediğinde kanun olur diye bir kural mı var. Kaldıki çook kapsamlı bir teori olduğu için daha sınırları bile tam belli değilken onu çürütecek fikirler de ona göre olacak, ne olabilirdi başka?

Hem ortada çook bariz sorular var: Neden toprak katmanlarında evrim için ideal ara geçiş formlar tam olarak yok.

Ya da karada yaşayan bir canlı nasıl oluyor da kanatlanabiliyor. Mesela bunlar çok hayali ve fantastik şeyler.

tarihinde inevitablen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Haci

Yaradılış inancına yöneltilen eleştiriler genelde yaradılışın, evrendeki bütün canlı ve cansız cisimlerin aynı anda ve birden yaratılmış olduğuna ilişkin bir düşünce üzerine kurulur. Nedense aynı inanç, inananlar tarafından da kabul edilir ki aslında Kur'an’da bunu bu şekli ile ifade eden bir ayet yoktur.

Tam tersine yaratmanın sürekli ve bitip tükenmez bir oluşum olduğu ve bunun bir düzen ve terkip içerisinde devam ettiğini izah eden pek çok ayet vardır. Aynı şekilde evrenin ne zaman yaratıldığına dair de Kur'anda hiçbir bilgi verilmemektedir. Evrene zaman biçen anlayışlar genelde eski ve yeni ahitin muharref biçimlerinde görülür ki materyalist evrimciler için de sürekli bir saldırı vesilesi olmuştur. Öyle ya artık evrenin ömrünün 3-5 bin yıllık olmadığını hepimiz biliyoruz.

Oysa Kuranda her ne kadar ol desek oluverir diye bir auet varsa da bu Allahın yanında zaman mefhumu olmadığı için "ol" un bir anlık herşeyin oluşumu kapsamadığı rahatlıkla görülecektir.Evrenin önce bitişik iken dağılma sürecine girdiğine oluşumun bizim yanımızdaki günlerle ifade edilmeyecek günlerden oluştuğuna dair birçok ayet bulunmaktadır.Bu açıdan ilk yaratılışın dahi zamansal bir sürece yayıldığını görebilmekteyiz. Nitekim Allah'ın isimlerinden biri de "hallak"tır ve "çokça, sürekli yaratan" anlamına gelmektedir.Sürekli yaratma halinde olan yaratılanın tüm veritaşlarını bir anda meydana getirmesi gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Teori, teoridir. Onu yıkacak bir antifikir bulunamıyor diye Kanun olmaz. Eğer tam manası ile tüm yönleri ile çerçevesi belirlenir, ortaya konulur ve deneyi yapılır sonuçlar teoriye uygun çıkarsa kanun olur.

İnevitablen,

Bu konuyu yanlış biliyorsun arkadaşım.. Teoriler, kanun olmazlar..

Konuyu detaylıca öğrenmek için aşağıdaki linkteki konuyu okuyabilirsin..

http://evrimsel.blogspot.com/2009/01/teori...neden-yasa.html

Veya yanlış bilmeye devam edebilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya Haci ağabey iyi misin ??

Yaratılış bir inançdır..Hipotezle uzak yakın ne ilgisi olabilir..??

Yaratılışın hipotez olabilmesi için , kırık dökük de olsa bir tanrıya ihtiyaç vardır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci ögretmenim: Evrenin genislemesi sadece büyük patlamayla mi aciklanabiliyor? Genisleme ivmesinin artisi nasil baglaniyor peki bu kurama göre? Tamam, belki ivmenin artisi tartisiliyor olabilir ama bir genisleme ivmesine sahibiz.

Ve sence bu verilerden dolayi mi büyük patlama teorisine bu kadar büyük önem veriliyor? Yoksa bu aciklama ve teoremin arkasinda baska politik nedenler olabilir mi? (Örnegin Dünya nüfusunun yarisinin yaradilis teoremine inanmasi gibi!)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Usta ve sevdiğim insan,

Şimdi öncekiler başka konuya çekmek istedi ama üniversite yıllarında biyoloji okumuş olarak başka bir yöne çekmem gerek seni.

1 - Evrim teori değildir, Evrim Evrim'dir.

Bilimsel olarak canlıların yaşadıkları, geliştikleri, çiftleştikleri ve olgunlaştıkları ortamlarda evrim ile karşılaştığı ispatlanmıştır.

Yani sen bir canlıya 3-4 jenerasyon boyunca ellerini kullandırmazsan ellerini kullanmayan bir canlı haline geliyor.

Yani sen bir canlıya 10-11 jenerasyon boyunca yaşamakta kullandığı (misal kuyruk) bir beden parçasını kullandırmazsan kuyruğunu kullanmaz bir canlı haline geliyor.

Yani sen bir canlıya (en uzunu bu şu ana kadar keşfedilen) iletişim konuşusunda sadece sözel kontak kurup karşı cevap beklersen (gorillalar) o canlılar da o sözlere yanıt veren canlılar haline geliyor.

Bundan sonra da sadece tek jenerasyonda hem uçup hem yürüyen canlı, uçmasına izin vermezsen yürüyen canlı karakterini alıyor.

Hem yüzen hem yürüyen canlı tek jenerasyonda ona davranışın doğrultusunda seçimini yapıyor.

Yani ortada evrim teorisi diye bir şeyden önce, evrim diye bir şey var.

Hepimiz canlılar olarak evrimin bir parçasıyız.

Japonya'ya giden türk en fazla 3-4 jenerasyon sonrasında japon gibi davranır.

Tıpkı Almanya'ya giden türkün en fazla 3-4 jenerasyon sonra alman davranması gibi.

Gelgeleelim yıllar öncesine.

Yaradılış söylenebilecek en büyük bilimsel yalandır.

Hokus pokus abrakadabra İnsanlık deyişi sen de tahmin edersin ki saçmadır.

Olamaz ve imkansızdır.

Hani bir yandan (yahudiler için) 3600 yıl önce insanlar varoldu diyip 40000 yıl önceki insanların takı takması museviliği yokeder sözlerin, sadece İsa değil kimse öldükten sonra geri dönmedi aynı bedenle yaşama deyişin ve daha beteri "hani o zengin, karısının parasıyla ülke sahibi olan adam var ya, sizi yedi anam" deyişin sana karşı nefretler uyandırır.

Tek çözüm var. Kısa ve öz konuşman. Bu cevaplar iki adet. Birincisi "Yok" ikincisi "Sallamayın" ... O kadar...

tarihinde loituma tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hala kimsenin iletisini dikkatle okumadım. Kaldığım yerden devam ediyorum.

Big Bang bir yaratılıştır.

Evren ol demeye bile zaman kalmayacak kadar kısa bir zaman içinde oluşmuştur.

Siz ona rahatlıkla yaratılmıştır da diyebilirsiniz. Neden diyemeyesiniz?

Yaratılışın patenti mi var?

Ama bu yaratılış dinlerin temelini oluşturan ex nihilo, yani yoktan var oluş değildir.

Daha doğrusu evreni oluşturan bir varlık vardır. Evren yoktan var olmamıştır.

Ama var olan o varlık da aslında kendi zıttı ile ortaya çıktığından, yoklukla özdeş bir terimdir.

İlginç olarak bütün bu kelime salatası bilimseldir.

Bu konuyu bilim forumunda birçok kereler tartıştık ama, din forumunda da arada bir tartışılması ve öneminin vurgulanması gerekiyor.

Çünkü konu teistler tarafından sürekli abüz ediliyor.

Yaratılış kimsenin tekelinde değildir ve mutlaka teistik bir görüş değildir.

Kuantum fiziği yokluğu farklı şekilde yorumlamaktadır.

Kuantum fiziğine göre hiçliğin bir enerjisi vardır. Ona vaküm enerjisi denir.

Ve bu enerjinin varlığı Casimir deneyi ile kanıtlanmıştır.

Yani bu palavra bir enerji değildir. Gerçektir. Ve yaratılışın temeli bu enerjidir.

Bu enerji kendini yalancı zerreler (virtual particles) olarak manifest eder.

Yalancı zerreler, en temel bir ilke olan Heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre, kısa bir süre için karşıtları ile birlikte ortaya çıkar ve kaybolurlar.

Bu süre 10^-21 saniyedir.

Ama bu sürenin de belirsizliği vardır.

Bu süre içinde çok şeyler olabilir.

Nitekim bu sürenin 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında inflasyon, şişme fenomeni gerçekleşmiştir.

Bu şişme sırasında false vacuum içinde negatif basınç birikmiştir. Enerji karşıtı ile birlikte ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla doğanın en büyük yasalarından biri olan konservasyon yasası ihlal edilmemiştir.

Bu kısa süre sonunda artık false vacuum içinde karşıtı ile birlikte açığa çıkan enerji yok olamayacağından, evren ortaya çıkmıştır.

Enerji maddeye dönüşmüştür.

Nasıl keserseniz kesiniz bu bir yaratılıştır. Yoktan yaratılış değildir ama, varlıkla yokluğun birleşmesinin bir ürünüdür.

Ne tek başına varlık, ne de tek başına yokluk bu yaratılıştan sorumludur.

İkisi bir araya gelince evren yaratılmıştır.

Bu ateist yaratılıştır.

Teist yaratılışın bu şekilde ayrıntılı bir açıklaması ve deneylerle kanıtlanan gözlemleri yoktur.

Bu yaratılış deneylerle kanıtlanmıştır.

Ve bu yaratılışı sağlayan belirsizlik yasası hala geçerlidir.

Ve yaratılan parçacıkların davranış biçimlerinden sorumludur.

Başa dönelim..

Evrim bir benzeri olmayan muhteşem bir kuramdır.

Ama yaratılışı açıklayan bir kuram değidir.

Yaratılış hipotezinin bir parçasıdır.

Yaratılış illa da bir Tanrı tarafından yaratmak demek değildir.

Hepimizin beyni koşullanmış.

Yaratılış deyince bütün ateistler hop oturup, hop kalkıyor.

Ayrıntılarda kayboluyorlar.. Buna birçok kereler değindim geçmişte.

Evrimin yaratılış hipotezinin bir parçası olmasına da neden bu kadar ters bir tepki gösterdiğinizi anlamış değilim.

Canlıların ortaya çıkması da bir yaratılıştır. Değil mi?

Gökten zembille inmediler her halde bu canlılar.

Bir şeylerden yaratıldılar.

Canlılık ortaya çıktıktan sonra organik olarak nitelendirdiğimiz elementlerden çıktı canlılar. Onlardan yaratılıd.

Yaratıldık demeye utanıyor musunuz?

Ben utanmıyorum..

Ben yaratıldım. Doğa, evren, Big Bang beni yarattı..

Yapıma katılan bütün moleküller doğal süreçler sırasında ya Big Bang'de, ya da yıldızların merkezindeki fırınlarda sentez edildi. YARATILDI..

Var mı bunlara itirazınız?

Selamlar.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

Üff sevgili Hacı, toplu halde ateizm'i terketmemiz gereken bir durum var sandım. Meğer neler kaçırmış, haberimiz olmamış diyecektim ki mesajın hızır gibi yetişti. :) Ateistforum olunca bazı kelimelere karşı hassasiyet oluşuyor pek tabii ki. Ama bir ateist'in bunu hangi anlamda kullandığını da tahmin etmemiz gerekiyordu. Hele ki bu kişi Haci ise...

Ki bu kelime genelde kullanılmakta. Create, creation vs olarak epey geçer bilimsel makalelerde. Özellikle orjin ile ilgili bilimsel sahalarda..

Sevgiler...

tarihinde Dragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Üff sevgili Hacı, toplu halde ateizm'i terketmemiz gereken bir durum var sandım. Meğer neler kaçırmış, haberimiz olmamış diyecektim ki mesajın hızır gibi yetişti. :) Ateistforum olunca bazı kelimelere karşı hassasiyet oluşuyor pek tabii ki. Ama bir ateist'in bunu hangi anlamda kullandığını da tahmin etmemiz gerekiyordu. Hele ki bu kişi Haci ise...

Ki bu kelime genelde kullanılmakta. Create, creation vs olarak epey geçer bilimsel makalelerde. Özellikle orjin ile ilgili bilimsel sahalarda..

Sevgiler...

Very funny.. Güldürdün beni sevgili Dragon..

Toplu halde ateizmi terketmek deyince..

Napolyon Mısır'ı fethettikten sonra hem Mısır ve Arap dünyasının, hem de Fransa ve Avrupa'da Fransa'nın işgal ettiği toprakların hepsinin imparatoru olmak gibi bir megalomanyak düşünce geçer aklından.

Ve ciddi olarak bütün ordusu ile birlikte İslam'a geçmeyi, yani Müslüman olmayı düşünür bir süre.

Kuracağı imparatorluk en azından iki dinden ve birçok ırktan oluşacağı için çabasının buna değer olacağını düşünür.

Karşılaştığı ilk engel sünnettir.

Bütün ordusunun sünnet olması gerekir.

Aslında ordusu kendisini çok sevmektedir. Hemen her asker bir Napolyon hayranıdır.

Sünneti kabul edebileceklerdir.

Ama ordu bir diğer konuda isyan eder ve kabul etmez. Ve Napolyon fikir değiştirir.

İslam'a göre Müslüman'ların şarap içmesi haramdır.

Fransızların İslam'a geçmeme nedeni budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hala kimsenin iletisini dikkatle okumadım. Kaldığım yerden devam ediyorum.

Big Bang bir yaratılıştır.

Evren ol demeye bile zaman kalmayacak kadar kısa bir zaman içinde oluşmuştur.

Siz ona rahatlıkla yaratılmıştır da diyebilirsiniz. Neden diyemeyesiniz?

Yaratılışın patenti mi var?

Ama bu yaratılış dinlerin temelini oluşturan ex nihilo, yani yoktan var oluş değildir.

Daha doğrusu evreni oluşturan bir varlık vardır. Evren yoktan var olmamıştır.

Ama var olan o varlık da aslında kendi zıttı ile ortaya çıktığından, yoklukla özdeş bir terimdir.

İlginç olarak bütün bu kelime salatası bilimseldir.

Bu konuyu bilim forumunda birçok kereler tartıştık ama, din forumunda da arada bir tartışılması ve öneminin vurgulanması gerekiyor.

Çünkü konu teistler tarafından sürekli abüz ediliyor.

Yaratılış kimsenin tekelinde değildir ve mutlaka teistik bir görüş değildir.

Kuantum fiziği yokluğu farklı şekilde yorumlamaktadır.

Kuantum fiziğine göre hiçliğin bir enerjisi vardır. Ona vaküm enerjisi denir.

Ve bu enerjinin varlığı Casimir deneyi ile kanıtlanmıştır.

Yani bu palavra bir enerji değildir. Gerçektir. Ve yaratılışın temeli bu enerjidir.

Bu enerji kendini yalancı zerreler (virtual particles) olarak manifest eder.

Yalancı zerreler, en temel bir ilke olan Heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre, kısa bir süre için karşıtları ile birlikte ortaya çıkar ve kaybolurlar.

Bu süre 10^-21 saniyedir.

Ama bu sürenin de belirsizliği vardır.

Bu süre içinde çok şeyler olabilir.

Nitekim bu sürenin 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında inflasyon, şişme fenomeni gerçekleşmiştir.

Bu şişme sırasında false vacuum içinde negatif basınç birikmiştir. Enerji karşıtı ile birlikte ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla doğanın en büyük yasalarından biri olan konservasyon yasası ihlal edilmemiştir.

Bu kısa süre sonunda artık false vacuum içinde karşıtı ile birlikte açığa çıkan enerji yok olamayacağından, evren ortaya çıkmıştır.

Enerji maddeye dönüşmüştür.

vakum enerjisi yada her ne ise vakum hakkında çok değişik fikirimlerim mevcut yaklaşık bir senedir bunun üzerinde düşünüyorum fakat nasıl nerede kiminle paylaşırım yada tartışırım bilemiyorum her şeyin sırrı vakum olayıla aydınlanabilir sadece bunu soyleyebilirim şimdilik

yeterli cesareti birikimi bulduğum zaman ve düşüncelerimi bilimsel bir şekilde ve yeterli düzeyde anlatabilecek fırsatım olduğunda bu konuyu herkesle paylaşmak isterim ben olunce benimle birlikde yok olmasın

vakum çok ilginç bir olay ve uzayda enerjinin kütle kazanması sonucu her bir atomun zerrenin gezegenin bulunduğu noktadaya bir kütle kazandırmış gibi gorunmesine rağmen aynı zamanda bir boşluk yarattığını düşünüyorum varlık ve yokluğun tamamen bizim algılarımızla açıklanamayacağı bir gerçekdir hiçlik dediğimiz olgunun varlığını anlayabileceğimiz enerji türünden farklı bir enerji yada varlık olması olasdır fakat enerjiden oluşan insan yada her hangi bir alet bunu hiç bir zaman anlayamaz bilimsel olarakda ispatlanması gayet zor olur gibime geliyor kütle çekiminin vakum olayıla birebir bağlantılı olduğunuda hissediyorum sadece yeterli birikimim ve bilimsel argumanlarım bilim dili yetersizliğim sonucu fikirlerimi aktaramıyorum

bilim forumunda uzunca konuşulacak bir konu aslında isterseniz başlangıcı siz yapın bu konu hakkında biraz tartışalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...