Jump to content

Yaratılış Evrim Kuramının Alternatifi Değil.


Recommended Posts

Haci agabey;

belkim cevaplara söyle bir göz gezdirirken benim sorularimi atladin.

copy paste yaparaktan yeniliyorum sorularimi:

Evrenin genislemesi sadece büyük patlamayla mi aciklanabiliyor? Genisleme ivmesinin artisi nasil baglaniyor peki bu kurama göre? Tamam, belki ivmenin artisi tartisiliyor olabilir ama bir genisleme ivmesine sahibiz.

Ve sence bu verilerden dolayi mi büyük patlama teorisine bu kadar büyük önem veriliyor? Yoksa bu aciklama ve teoremin arkasinda baska politik nedenler olabilir mi? (Örnegin Dünya nüfusunun yarisinin yaradilis teoremine inanmasi gibi!)

Bu sorularin yani sira kurguladigin ya da aktardigin senaryo beraberinde ilgili sorulari da getiriyor:

Kasimir gücü'nün yanisira lineer ivmelendiricilerde de vakum yapildiginda 10 kEv'luk bir enerjnin (Fluctiations) ölcülüyor kalorimetreler ile. Madde'nin Sifir Kelvin derecede en düsük enerji seviyesinin planck sabitine de esit oldugunu, hatta elektronun en düsük enerji seviyesinin planck sabitinin yarisina esit oldugunu biliyoruz.

Yani hicligin icerisinde potansiyel yeni evrenler duruyor. Ya da daha ciddi bir sekilde söylemek gerekirse vakum enerjisi gercekten var! Ancak bu vakum enerjisi gercekten de bir evren dolusu madde yumurlayacak kadar büyük müdür? Evrendeki bilinen enerji-madde toplamini aciklamaya yeterli midir?

Ve en önemli soru su saniyorum: Bu enerji nerden (Yokluktan! cevabi, nazarimda tanri teorisi ile ayni kategoridedir. Cünkü tanri teorisi denklemlerin sinirlariyla ilgilenmez, tanri yapti deyip gecer! Ayni sekilde Yokluk cevabi da sinir kosullarini temsil edemez! Cünkü bu cevap klasik termodinamigin yasalariyla celiski gösterir!)

Saygilar hocam...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soruları teker teker yanıtlamaktansa, Big Bang'in fiziğine kısa bir göz atalım.

Quantum mekaniğine göre hiçbirşeylikte bile, ortalaması sıfır olsa bile, bir tür enerji vardır.

Parçacok fiziği ile uğraşanlara göre Hiçbirşeylik olarak nitelendirebileceğimiz vaküm basit olmayıp, oldukça karmaşık bir yapıya sahiğtir.

Bu ilginç yokluk ortamında virtual particle denen zerreler aniden ortaya çıkarlar ve 10^-21 saniye varlıklarını sürdürdükten ve doğadan aldıkları yarım fotonluk enerji borçları ile sefa sürdürdükten sonra, onu doğaya geri iade ederek, yok olur giderler.

Buna quantum fluctuation denmektedir. Yani Kuantum dalgalanma...

Zimni zerre olarak da isimlendirebileceğimiz bu yalancı zerreler Heisenberg’in belirsizlik ilkesine uyarlar.

Ortaya çıkış ve yok oluşlarında belirsizlik vardır.

Evrenin ortaya çıkabilmesi için bir şeyin aniden genişlemesi gerekmektedir.

Bu herşey olabilir. Ayrıca hiçbirşey de olabilir.

Yani fiziksel bir yapısı olmayabilir. Bütün olacağı potansiyel bir güce ve yapıya sahip olmasıdır.

İşte bu ilk başlangıcın false vacuum denen bir yalancı zerreden kaynak aldığı ileri sürülmüştür.

Bu herhangi bir vaküm değildir.

Öyle bir şey ki, yüksek enerji yoğunluğu hızla düşürülemez.

False vacuum teriminde kullanılan false kelimesinin teknik karşılığı geçicidir.

Vacuum ise mümkün olabildiği kadar küçük enerji yoğunluğu olarak anlaşılmalıdır.

False vacuum un en büyük özelliği, hızla genişlemekte olan evrenin başlangıç döneminde enerji yoğunluğunun azaltılamamasıdır.

Enerjinin azaltılması uzun zaman alan bir süreçtir. En azından Big Bang’in ilk anlarındaki koşullar bu azalma için uygun değildir.

False vacuum’un ilginç özelliklerini içindeki basınç sağlamaktadır.

Bu basınç hem çok büyüktür, hem de negatiftir.

False vacuum, yönü olmayan elektrik ve manyetik alanlara benzeyen scalar alanlar içeren her kuramda ortaya çıkar.

Scalar alanların şu örnekleri vardır. Standard partikül fiziğinin Higgs alanları veya spekülatif grand birleştirici teoriler gibi..

Higgs alanlarında enerji yoğunluğu alan yok olsa bile kolaylıkla sıfıra inemez.

Gerçek vakümda enerji yoğunluğu sıfırdır.

False vacuum ise enerjini kısa zamanda azaltılamayacak bir vaküm olarak düşünülebilir.

False vacuum içindeki basıncı basit bir enerji tutumu argümanı ile saptayabiliriz.

False vacuum daki enerji yoğunluğu belli bir değerde sabittir.

O değer için Uf diyelim ve false vacuum’u bir pistona benzetelim.

Pistonun boşluğundaki enerji:

U=UfV olacaktır.

Burada kullanılan V hacimdir.

Pistonun kolunu aniden dışa doğru çekelim... Ve bu hacmi artıralım. Bunu dV ile simgeleyebiliriz.

Boşlukta dağılmış bir madde varsa, pistonu dışarı doğru çektiğimiz zaman onun eneji yoğunluğu azalacaktır.

Çünkü daha geniş bir vaküma dağılmaya zorlanan enerji seyrekleşecektir.

Bu normal bir vakümda gözlemlenen olgudur.

False vacuum da ise bu gözlemlenemeyecektir.

False vacuum içindeki enerjinin yoğunluğu hızla azaltılamaz.

Enerji yoğunluğu aynı kalmak zorundadır.

False vacuum’un hacmi ne kadar artırılırsa artırılsın, enerji yoğunluğu seyrekleşmeyecek, hep aynı kalacaktır.

Başka bir deyişle, vakümun hacmi genişlediği ve enerji yoğunluğu değişmediği için, false vacuum içindeki enerji artmış demektir.

Bu bir fizik yasasıdır.

Enerji tutumu yasasından dolayı, enerji pistonu çeken kol tarafından sağlanmalıdır.

Bu demektir ki, false vacuum’un negatif basınç (p) oluşturabilmesi için, pistonu dışa doğru çeken bir güce gereksinim vardır.

Değişen enerjiyi şu formülle açıklamak mümkündür:

dU=UfdV

Bu da yapılan işe eşit olmalıdr. Yapılan iş:

dW = -pdV=UfdV

False vacuum daki basınç p = -Uf olacaktır.

Başka bir deyişle basınç hem negatiftir, hem de son derece büyüktür.

Einstein’ın genel görelilik kuramına göre evrenin genişlemesini yavaşlatan çekim alanını Uf+3p formülü ile ifade etmek mümkündür.

Böylece false vacuum içindeki negatif basınç, pozitif enerji yoğunluğunun üstesinden gelir ve itici bir güç ortaya çıkar.

İşte bu güç evreni aniden geometrik olarak genişletmiştir.

Evren ışık hızından 100 kere daha büyük bir hzla genişlediği hesaplanmıştır.

Einstein’a göre basınçlar, örneğin enerji yoğunluğu, etraflarında çekici-itici güç oluşturacaklardır.

Pozitif basınç çekici güce, false vacuum’daki negatif basınç ise ilk anlarında evreni genişletecek ve sonra yerini çekici güce terkedecek olan, itici güce neden olacaktır.

Genişleme kuramlarından birine göre, içeriğinde hiç bir şey olmayan, bir protondan 100 milyar kere küçük ilk evren (virtual particle), aniden false vacuum durumuna girmiş ve genişlemiştir. False vacuum’un nedeni Heisenberg’in belirsizlik kuramıdır. Normalde bu yalancı zerrenin ömrü 10^-21 saniyedir. Yalancı zerre borç aldığı yarım fotondaki değere sahip enerjiyi bu sürenin sonunda doğaya geri iade edecektir. Bu süre içinde ise onu istediği gibi kullanabilecektir. Ortada kullanılacak önemli bir enerji yoktur.

Heisenberg’in belirsizlik ilkesine göre false vacuum niteliğine sahip bir yalancı zerre ortaya çıkabilir.

Ve evrenin başlangıcında çıkmıştır.

Bu false vacuum, ortaya çıkışının 10^-37 ile 10^-34 saniyeleri arasında genişlemiştir.

Bu genişleme sonunda ulaşılan genişlik yalnız bir (1) sm olarak hesaplanmıştır

Bu süre sonunda false vacuum çözünecek ve içeriğindeki enerji açığa çıkacaktır.

False vacuum genişlerken büyük negatif basınçtan dolayı, yoğunluğu düşemeyen enerjinin etrafında itici güç oluşmuş ve evreni katapult etmiştir.

False vacuum çürüyüp, enerji açığa çıkınca aniden ortaya çıkan pozitif basınç ise, etrafta çekici gücün ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Enerji ne kadar fazla ise, çekici güç de o kadar fazladır.

Enerji geometrik olarak çoğalmış ve çoğalma faktörü 10^75 veya daha da fazla bir düzeye çıkmıştır.

Buna uygun olmak ve bunu kompanze etmek üzere çekim gücü de giderek artan negatif bir değer kazanmaya başlamıştır.

Enerji tutumu yasaları evrenin ne kadar genişleyeceği konusunda bir sınır koymazlar.

Çünkü negatif çekim gücünün bir sınırı yoktur.

Bir güç gerektiği kadar negatif olabilir.

Bu yüzden pozitif enerjiye karşı bir denge olarak ortaya çıkan negatif enerji çekim gücünde gerektiği kadar birikecektir.

Bu genişleme sırasında fizik yasalarına uyulmuş ve enerji karşılığı ile birlikte ortaya çıkmıştır.

False vacuum bir anomalidir belki ama, fizik yasalarının ihlal edildiği bir oluşum değildir.

Bu anomalide enerji karşılığı ile birlikte ortaya çıkmaya zorlandığı için, toplam enerji sıfırdır.

Çekim gücü negatiftir ve evrende mevcut bütün madde ve enerjinin toplamına eşittir.

Evrende madde ve enerji vardır ama, fazlası yoktur.

Madde ve enerjinin çekim gücü ile birlikte toplamı sıfırdır.

Bu ilginç fenomende bunlar heterojen bir şekilde dağılmışlardır.

Artık birbirlerini nötralize etmeleri söz konusu olamaz......

Umarım bu bilimsel yaratılış biraz olsun anlaşılmıştır.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...