Jump to content

Muhafazakarlar halka neden daha kolay ulaşır?


Recommended Posts

Ateizmin sorunu neyse sol politikanın sorunuda odur bir anlamda. Din bütün çelişkilerine ve yanlış bilgilerine rağmen insanlara güven verir. Bilindiktir ve insanların gözünde sağlamdır. Bunun dışında en önemli ve asla gözardı edilemez özelliği yapıcı olduğu şeklinde algılanmasıdır. Siz öyle düşünmeyebilirsiniz. Ama toplumun gözünde öyledir. İnsanlar dini; ahlakın, yardımlaşmanın ve sevginin temeli olarak görürler. İnsanlara göre din olmazsa hayat anlamsız ve boştur. İnsanı değerli yapan ve sonsuzluk vaad eden dindir onlara göre. Ateizm bunların yerine koyacak ne öneriyor ki insanlara. Bilgili bir ateistin bile altından zor kalkacağı bir boşluk var ortada. Herhalde halkın ateizmin sorunlarını ve ateistlerin kendilerine özel anlayışlarını kavramasını beklemiyorsunuz.

Çok güzel bir noktaya değinmişsin Bağlantı, bu konunun da kalbi burası aslında. Ateizm, dinden doğan boşluğu doldurmak için ne öneriyor? Hiçbir şey. Yapısı gereği avuntu vermekten uzak birşeydir ateizm. O halde ne yapabiliriz? İnsanların dine olan ihtiyaçlarını ortadan kaldırabiliriz. İnsanlar neden dine yöneliyor? Cennete gidip rahat yaşamak için. Tanrı onlara iyi bir yaşam vaadetmemiş olsaydı kaç kişi tanrıya inanırdı ki? Zaten dinler, mevcut acımasız düzen içerisinde insanlara sadaka adı altında yardım edilmesini de sağlıyor. Sefaletin ve ezilmişliğin olduğu yerde ahlaksızlık da fazla olur; dinler bunu dizginlemekte de yararlı bir işlev görüyor. Dine olan ihtiyacı ortaya çıkaran bataklık sömürü toplumudur. Mevcut sömürü düzeni aynen durduğu müddetçe insanların din avuntusunu -yerine en az onun kadar etkili birşey koymadığınız müddetçe- ellerinden alamazsınız, vermezler. Elimizde dinin yerine koyacağımız daha etkili bir afyonumuz olmadığına göre insanları din avuntusuna yönlendiren koşulları değiştirmemiz lazım. Dini kaldırıp yerine koyacağımız budur. Zaten onlara daha adil, daha güvenceli, daha eşitlikçi bir yaşam sunabildiğimiz ölçüde dine olan ihtiyaç azalacaktır. Ben zamanında ateizm ile komünizm arasındaki ilişkiye vurgu yaparken bu yüzden yapıyordum. Dinsel inancı diri tutan maddi koşulları kaldırmadığınız ve daha iyi koşullar için insanları harekete geçirmediğiniz müddetçe dinle baş edemezsiniz.

Daha iyi, adil, eşitlikçi, güvenceli bir hayat mücadelesi sol mücadeledir, ekonomi temelli bir siyasal mücadeledir. Bu mücadelede din, daha iyi bir yaşamın kurulması önünde muhafazakar bir engel olduğu ölçüde eleştirilecektir. Böyle bir eleştiriye kimse itiraz etmez ve hatta dini de dönüşmeye zorlar. Biz din üzerine politika yapmamalı ve dikkatleri dine toplamamalıyız; aksi halde kaybederiz. Dikkatleri dinden uzaklaştırıp daha iyi bir yaşam mücadelesine çekebildiğimiz ölçüde başarıya yaklaşırız. Tarih boyunca bu böyle olmuştur.

İş politikaya geldiğinde de işler çok farklı olmuyor. Sol partiler insanlara dinin verdiklerini verecek başka bir yolda üretemiyorlar

Bu söylediğiniz belki solla hiçbir ilgisi olmayan CHP gibi bir düzen partisi için geçerli olabilir ama biz gerçek solcular, insanlara dinin verdiği aldatıcı mutluluktan çok daha gerçek bir mutluluk vermeyi vaadediyoruz. Din eleştirisinin, kitlelerin bu mutluluğa ulaşma mücadelesi içerisinde yapıldığında bir anlam kazanacağını ve etkili olacağını söylüyoruz. Hedefe ulaşıldığında ise dine olan ihtiyacı doğuran koşullar aşılmış olacaktır. Tüm bunları yapmayarak, sağın alanına(gericiliğe) bulaşmak bizi de sağcılaştıracaktır. Eğer bizler materyalist isek, buna uygun düşünmek durumundayız. Her düşüncenin ve inanışın bir maddi kökeni vardır. Bu, din için de geçerlidir. Din gökten inmemiş, toplumun maddesinden doğmuştur. O halde onu doğuran koşullara dokunmadığımız sürece, istediğimiz kadar din alanına bulaşalım ve devlet eliyle dini kontrol altına almaya çalışalım, farketmez! Sonuç hüsran olacaktır.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 62
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Arkadaşlar İslam'ın açıkça hüküm sürmeye başladığı, halkın akıl tutulması yaşadığı korkunç bir dönemdeyiz.

Her köşeden küçük türbanlı kız çocukları çıkıyor karşımıza.

Hiç duymadığımız kadar "Allah razı olsun" temennisini duyuyoruz.

İnsanlar farkında bile olmadan, huşu içinde, İslam sohbetleri etmeye, garip bir dayanışma içine girmeye başladı.

Her şey usul usul değişiyor ve herkes korkuyor.

Türbana girmek ve çocuğuna Kur'an dersi aldırmak, bir tür sınıf atlamak anlamı taşımaya başladı.

Farkında değil misiniz?

Dine dokunmadan nasıl politika yapılabilir?

Sevgili IfeelGood, alıntıdaki tespitlerine katılıyorum fakat bunları önlemenin yolu ''dine dokunmak'' mıdır? Din sağın/inananların alanıdır, dine siyasetimizde belli bir pay vererek ona müdahil olduğumuzda birincisi, biz de dine müdahele etmiş ve siyasette kullanmış olacağımız için dincileri ve dinin siyasete alet edilmesini eleştirecek yüzümüz kalmaz ve kendi geçmiş eleştirilerimizi de yutmuş oluruz, ki bu politik bir iflasın göstergesidir; ikincisi, laiklikle çelişmiş oluruz çünkü laiklik dinin devlet kontrolü altına alındığı bir düzen değil, dinin siyasate ve devlete alet edilmediği bir düzendir. Cumhuriyetimizin 86. yılında bile siyasette laiklik tam olarak uygulanamıyor ve dine müdahil olmak gerekiyorsa, dini devlet kontrolüne almayı savunan türdeki ''laikçi'' zihniyette bir problem var demektir. İşe yaramayan bir yöntemi inatla savunmanın bir anlamı var mı?

Biz, siyasetin merkezine dini oturttuğumuz sürece(ki kuran kursu ve çarşaf açılımlarının sonucu bu olmuştur) kaybederiz; tersine, toplumun dikkatini dinden çıkarıp başka bir alana çekmemiz lazımdır. Örneğin, ekonomik kriz gibi, yolsuzluklar gibi, sosyal güvencesizlik gibi, işsizlik gibi vs... Ana çelişki ''dindarlar ile dinsizler'' arasında durduğu müddetçe bizim hiçbir şansımız olmaz, bu çelişkiyi ''emek ile sermaye'' arasına koyabildiğimiz ve topluma da böyle belletebildiğimiz sürece etkili olabiliriz. Sol hedeflere, din üzerinden ulaşılamayacağı açıktır.

Kuran kursu açınca o kursta ne öğretilecek? Tamam dindarları tarikatlardan kurtarmış olacaksınız belki ama din ile kendi düşünceleriniz arasındaki çelişkiyi nasıl halledeceksiniz? Kuran kursuyla mı? :blink: Bak dini devlet kontrolüne almayı Atatürk de denedi, peki ne sonuç aldı? Kocaman bir başarısızlık! Neden? Çünkü dine olan ihtiyacı doğuran maddi koşullar aynen duruyor. Eşitsizlik, sömürü, işsizlik, güvencesizlik aynen duruyor. Bu yüzden istediğin kadar kontrol altına aldığını zannet, yanılırsın. O seni kontrol altına alır. Kendini, senin elinle kitlelere dayatır. Boş işler bunlar, kuran kursundan sekülerizm çıkmaz. Din ile devlet işlerini birbirinden ayırmak demek olan laikliği, dini devlet kontrolüne alarak getirmeye çalışmanın absürdlüğü ortadadır.

Kaldı ki dini siyasete alet etmemeyi savunan bir partinin, artık din alanına girmesi ve onu kendisi için kullanmaya başlaması, kendi geçmiş çizgisinin cenazesinde imamlık yapması anlamına gelir. Geçmişte dincilere yaptığınız tüm eleştirileri yutmuş olursunuz. Gelecekte de dinin siyasete alet edilmemesi gerektiğini savunmaya yüzünüz olmaz. Zaten kontrol altına almaya çabaladığınız din, onu doğuran koşullar aynen durduğu müddetçe ayakta kalacak ve bir süre sonra o sizi dönüştürecektir. Zaten böyle bir dönüşüm de var. Baykal çocuklarıyla namaza gidiyor, Alevi inancını sömürüyor, Diyanete ve din derslerine karşı çıkmadığı gibi artık kuran kursu ve çarşafa karşı çıkacak suratı da kalmadı. Türkiye'nin yaşadığı dinci dönüşüme karşı çıkmayı bırakıp, bu dönüşüme uygun bir biçim almaya başlamış bir ana muhalefet şekilleniyor. Ilımlı islam ''solculuğu''. :blink:

Asıl mesele dinin kontrol altına alınması değil, dinsel anlayışın kendisidir. Kontrol altına alsanız bile yaşadığı müddetçe size ters etki yapacaktır. Dini kendi kontrolü altına alan bir devlet, o dini diğerlerine göre kayırıyor pozisyonuna düşer. Dini devlet kontrolüne almak siyasette ve yaşamda sekülerleşme sağlamaz; yeni bir devlet dini ortaya çıkarıp siyaseti buna endeksler. Gözden kaçırdığınız kısım burası...

İnsanları sol politikaya yönlendirecek ve sekülerleştirecek olan şey, dinsel açıdan devlet eliyle ''kıvama'' getirilmeleri değil, daha iyi bir hayat mücadelesine katılmalarıdır. İnsanları bu mücadeleye yönlendirecek olan şey de bizim dine vereceğimiz tavizler veya dini siyasete alet etmemiz v.s. değil, bizim irademizden bağımsız işleyen mevcut düzenin krizleri ve bunun kitlelere vereceği rahatsızlıktır. Tarihe tıpkı ruhçular(idealistler) gibi bakmanın anlamı yok. Önce din kontrol altına alınıp, sonra laikleşilip, ondan sonra toplumun sekülerleşmesi ve sola dönmesi(yani önce toplumun bilincini değiştirip sonra sola yönelmek) sağlanamaz! İşe tersinden bakıyorsunuz, düşüncelerden yola çıkıyorsunuz. Maddeden(ekonomiden) yola çıkılmalıdır. Önce eski düzene karşı bir tepki doğar ve bu tepki yeni bir düzen için harekete geçmeye yönlendirilir, ondan sonra toplumsal bilinç(ve din) değişir. CHP, mevcut krizin daha da derinleşerek kitlelerin dünyevi mutsuzluklarını pekiştirmesini ve daha iyi bir dünya için mücadeleye yönelmesinin potansiyelinin olgunlaşmasını bekleyip bu zamana yönelik şimdiden gerçekten solcu vaatler ve çalışmalar yapmak yerine; bunların hiçbirini yapmayıp işi kuran kursuna falan getiriyor. Bunun adı saçmalıktır.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdiye kadar insanlar yalnız bu muhafazakar nitelikleri göz önüne alınarak manüple ediliyorlardı..

İstisnasız tarihi değiştiren bütün liderler, insanların bu niteliklerinden yaralanarak onları motive etmişlerdir.

Biz bunu milletin erkekliği olarak biliyoruz. Milletin gururu yani.

Onun doğasını bilirsek, manüple edebilir, toplumları istediğimiz gibi yönlendirerek, yeni düşünce ve değişimlere daha kolay adapte olmasını sağlayabiliriz.

Maniple etmek lafından yönlendirmeyi mi yoksa aldatmayı mı kastettiğini çözemedim sevgili Hacı ama bunun bir önemi yok zaten. Aslında toplumların neden muhafazakar davrandığının da bir önemi yok. Önemli olan, bu muhafazakarlık eğiliminin nasıl aşılıp da toplumun değişime açık hale getirileceğidir. Bu tespitte seninle anlaşıyoruz. Ama bundan sonrasında anlaşamıyoruz işte. Toplumun muhafazakar bilinci ne zaman değişime açık hale gelir? Sen, tarihteki liderlerin toplumun muhafazakarlığını manüple ederek değişimi sağladığını iddia ediyorsun. Bunun adı açıkça takiyecilik yapmayı savunmaktır. ''Muhafazakar nitelikleri manüple etmek'' ne demek? Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyelim, yani iktidarı alana kadar dindar görünelim ve biz de siyasette dini kullanmaktan çekinmeyelim. Sizi bu oportünizme yönelten sebep toplumun muhafazakar bilincinin değişime nasıl hazırlanacağı konusuna idealist/fikirci yaklaşıyor olmanızdır. Değişimler muhafazakar yönelimleri manüple ederek olmaz, bunun payı çok azdır.

Muhazafakarlık nedir? Varolan koşulları ve bu koşulların üst yapısını(mevcut dinleri, kültürü v.s.) savunma eğilimidir. Peki bu ne zaman manüple edilebilir duruma gelir? Varolan koşullarda bir kriz ortaya çıktığında, toplum eskisi gibi yaşamak istemediğinde. Böyle zamanlar, değişimin imkanını verir size ve bu anlarda insanlar dine değil hayata odaklanırlar. Yapılacak en kötü şey, bu anları hayatı değiştirmek için değil de dinsel konulara yoğunlaşmak için harcamak olacaktır. Manüple edilecek olan şey muhafazakarlık ve dinsel inançlar değil, toplumun eski düzenden duyduğu rahatsızlıktır. Eski düzenden rahatsızlık duyulduğunda, eski düzenin maddi koşullarından doğan toplumsal bilinç de değişime açık hale gelir. Bu olanağı, dini siyasete alet edip de dindar görünerek veya dini temize çekerek harcamak cinayet olacaktır. Bizim dinle işimiz yok ve olamaz. Dinsel muhafazakarlığın ve eski toplumsal bilincin hakkından gelecek olan şey, bunları doğuran maddi koşulların krize girmesi ve değişimi kitlelere dayatması olabilir ancak. İlericiler ve devrimciler, toplumun mevcut muhafazakar bilincine ve bu bilince hoş görünerek bir yere gelebilmeye değil, bu muhafazakarlığı doğuran maddeye odaklanırlar.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...