Jump to content

Tabiatta Kalıplar mı var?


Recommended Posts

İkim bunları neden cevaplamıyorsun? Neden bunların cevapları kuranda yok? Neden alllah bu soruları cevaplayacak bir fan klübü yaratrmamış? Neden allah ahiret sorularını senden önce yaratmış? Neden allah ahiret soruları için başka bir kitap indirmemiş? Neden bu soruların cevapları 'gereksiz bilgiler ansiklopedisi adı verilen ve 3 cildi türkçeye çevrilen komik kitapların içinde var?

İlim bak hale daha yanıy yok gördünmü? yoksa sorular zor mu geldi? ilim sen neden mohammed kardeşimizin sorularını cevaplamıyorsun? İlim neden sen bunları klavyeye döküp kendini harcayacağına sürekli açtığın bu ahiret konularını tek başına yapacak bir bot ayarlamıyorsun? ilim neden dünya üzerinde ve bu sayfa üzerinde boşuna yer teşkil ediyor gereksiz tüketimde bulunuyorsun? ilim neden allahın ismi allah? ilin neden en sevdiği kulu muhammed de pamela anderson değil? ilim neden dinin adı isslam da cislam değil? ilim denen allah sürekli kitap yaratıyor da internetten e*book yollamıyor? ilim son 1400 yıldır allah nerde? ilim yahüdilikten önceki 140.000 yılda allah neredeydi? ilim ya ondan önbce allah napıyordu? Ben ona göre önceyi değil bize göre önceyi soruyorum. İlim allah neden kendine allah ismini takmış? ilim neden allahın en sevdiği dil arapça da eskimoca değil? ilim neden kuran arapyarımadasına indi de çinlilere inmedi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlim papağanı.. Sorularımı görmemezden gelmenin anlamı şudur..

İyice köşeye sıkıştın ve artık şahsiyetini iyice kaybedip bir koyun olduğunu kabul ettin.

Sadece evet ve hayırdan mukabil bir soruya cevap verememek demek, o soruları görmezden gelmek senin şuursuz ve sadece sana öğretileni yaymakla görevli bir Deli Sait Misyoneri olduğunu göstermektedir..

NURCU ların kuraalları vardır ve her Nurcu bu kurallara uymakla mükelleftir.

Tarikat kuralları insanların hayatlarını karartmaktan başka birşey değildir. En basitinden insanı insan olmaktan uzaklaştırır, insanın sosyal hayattan uzaklaşmasını sağlamaktadır, tarikatler insanların her türlü maddi manevi duygularını sömürür şeyhlerinin verdiği fetvalarla yahut emirlerle bu tuzağa düşmüş olan müritler,zavallı insanlar; ne yapacaklarını bilemeyen birer robota dönüşmektedir..

Oysa bizler, bugün bilimin, bütün gerçekleri ile uygarlığın göz kamaştırıcı ışığı karşısında filân ve falan şeyhin uydurma hikayeleriyle maddî ve mânevî mutluluğu arıyacak kadar ilkel insanların Türkiye uygar topluluğunda var olabileceğini asla kabul etmiyoruz. İlim ve ilim gibiler arkaik ve ilkel bir düşünce yapısında kalmış, Türkiyenin karanlık yüzleridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Arkadaşım, bütün bu soruların cevabı aklen ve mantıken bizi şu cevaba götürüyor. Saydığın her bir sıfat için, bir tercih edici vardır ve kudreti ve ilmi ile belirli kanunlar ve sebepler ile bunları yaratıyor. Yoksa, dediğimiz gibi böbreğimizin ve diğer organlarımızın akılsız ve şuursuz ve kör tabiatta hadsiz kalıpları kabul etmek mecburiyetinde kalıyorsunuz. Yoksa dediğin gibi neden kulağımız o şekli alsın ki veya kelebeğin neden kanadı olsun ki..

İlim neden bu soruların cevabı aklen ve mantıken bizi şu cevaba götürüyor? İlim neden her bir sıfat için, bir tercih edici vardır ve kudreti ve ilmi ile belirli kanunlar ve sebepler ile bunları yaratıyor? İlim sen neden hümeyru başlığına cevap vermedin? ilim neden allah yaratmış?

Bak ilim ilkokuldaki çocuklar gibi 'yok kelebek niye güzel yolk bebek neden aülar yok gökyüzü neden mavi demekki allah var' muhabbetini yapmaya devam edersen bir süre sonra sadece eğlence unsuru olursun. Biz sana inandığın kitabı yazan ilkelliğin bırak tüm bunları yaratmasını, cahilce fikirlerini bile destekleyememesini konuşurken, sen sanki varlığı kabul edilmiş de nekadarnı kendi yaptı nekadarını başkası yaptı tartışmasındaymışız gibi hareket ediyorsun. Bunlar nasıl oluşmuş olursa olsun doğanın, senin inandığın ilkel inançla hiçbir ilişkisi yok. Yok ben ısrarlıyım ahiret soruları sormaya devam edeceğim dersen biraz önce yaptığım gibi ilkokul 4 deki kardeşimi bilgisayarın başına yine oturturum karşılıklı soruşursunuz. Tam istediğin düzeyde bir tartışma olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet, madem genleri bir kalıp olarak görüyorsun. Öyle ise, bu kalıplar niçin var? Yüksek fikirlerinle bu konuda bizi aydınlatır mısın arkadaşım.

O kalıplar 4 milyar yıl içinde zamanla ortaya çıkmışlardır..

Önce biri, sonra diğerleri, teker teker ve çeşitli şekillerde ortaya çıkmışlardır..

Bütün bunlardan Allah ve melekleri değil, evrimsel yasalar sorumludur..

Evren bildiğimiz şekildeki varlığını fizik yasalarına borçludur..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
O kalıplar 4 milyar yıl içinde zamanla ortaya çıkmışlardır..

Önce biri, sonra diğerleri, teker teker ve çeşitli şekillerde ortaya çıkmışlardır..

HACI

Mask kardeşimin sorusuna ilave olarak, biliyorsun ki, kalıpları yapmak için de kalıplara ihtiyaç var. Yoksa o kalıplar, o şekilde niçin dursun ki...

Ayrıca, bir gene müdahele edip ona bir şey yüklemek o kadar kolay değildir. Genler o kadar hassastır ki, akılsız ve şuursuz ve kör bir kuvvet, zerre kadar o gene müdahele etse bozar.

tarihinde ilim tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İlim neden her bir sıfat için, bir tercih edici vardır.

Çünkü, her bir sıfat için sonsuz ihtimaller vardır. Mesela, senin yukarıdaki yazıyı çok değişik tarzlarda yazabilirdin. Fakat, her harfi isteyerek ve tercih ederek yazıyorsun. Eğer sen o yazıyı tercih ederek yazmasaydın, niçin bu yazı yazılsın ki. Aynen öyle de, mesela böbreğinin bu şekilde olmasınin sebebi, elbette bir tercih edicidir. Yoksa, tabiatta kalıplar yok ki, böbreğe bu şekli versin.

Ayrıca, sen ilkokul çocuklarına, "çocuklar en basit bir sanat olan bir iğne bile ancak ilim ve şuur ile olduğu halde, iğneden çok daha harika olan böbreğinin akılsız ve şuursuz ve kör tabiattaki kör kuvvetler ile olmuştur" desen, çocukları bile güldürürsün..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çünkü, her bir sıfat için sonsuz ihtimaller vardır. Mesela, senin yukarıdaki yazıyı çok değişik tarzlarda yazabilirdin. Fakat, her harfi isteyerek ve tercih ederek yazıyorsun. Eğer sen o yazıyı tercih ederek yazmasaydın, niçin bu yazı yazılsın ki. Aynen öyle de, mesela böbreğinin bu şekilde olmasınin sebebi, elbette bir tercih edicidir. Yoksa, tabiatta kalıplar yok ki, böbreğe bu şekli versin.

Ayrıca, sen ilkokul çocuklarına, "çocuklar en basit bir sanat olan bir iğne bile ancak ilim ve şuur ile olduğu halde, iğneden çok daha harika olan böbreğinin akılsız ve şuursuz ve kör tabiattaki kör kuvvetler ile olmuştur" desen, çocukları bile güldürürsün..

Embryoloji bilimi böbreklerin ve diğer doku ve organların embryoda nasıl ortaya çıktığını çok güzel açıklıyor.

Peki sen meleklerin ve bilinçli bir yaratıcının onları nasıl yarattığını bize açıklayabilir misin?

Yoksa Allah bizim bu konuda bulduklarımız aracılığı ile mi onları yaratıyor...

Eğer öyle ise, biz Allah'ın yolundayız..

Siz ise şeytanın.. Cehaletin.. Bağnazlığın..

Birden rollerimiz değişti..

Allah yarattı, Allah yönetiyor demekle yetinirseniz, bu zavallı duruma düşersiniz işte..

Allah yarattı demek yetmez..

Yetmediği için de bu zavallı durumda Müslüman'lar..

Zavallılar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Embryoloji bilimi böbreklerin ve diğer doku ve organların embryoda nasıl ortaya çıktığını çok güzel açıklıyor.

Peki sen meleklerin ve bilinçli bir yaratıcının onları nasıl yarattığını bize açıklayabilir misin?

HACI

Öncelikle, Böbrekler ve diğer doku ve organlar, gözümüz önünde var oluyorlar. Mesela, senin böbreğin yoktu ve var oldu. Bu soruya, "madem tabiatta kalıp ve aletler yok, böbrek niçin bu şekli aldı?" diye bir soru sorabiliriz. Fakat, ezeli bir zat hakkında bu soruyu sormak elbette mantıksız olur. Yani, ezeli bir zatı kim var etti demek elbette saçmadır.

İkinci olarak, ebriyoloji bilimi, Allah'ın insanı hangi kanunlar ile ve hangi aşamalar ile yarattığını güzel bir tarzda izah ediyor. Elbette, embriyoloji biliminin bu anlatışı, kör kuvvete ve sağır tabiata değil, ilim ve irade sahibi bir kudrete işaret ediyor. Çünkü, embriyoloji bilimine göre, insanın yaratılış aşamalarının her birinde akılları hayrette bırakan ve bir kasıt ve iradeyi ve şuuru gösteren hikmet ve gayeler ve ölçü ve intizamlar vardır. Elbette bu hikmet ve gayeleri ve ölçü ve intizamları akılsız ve şuursuz ve kör kuvvetlere vermek bilim ve akıla zıttır. Evet, pastanın nasıl yapıldığını anlatmak güzeldir. Fakat, bundan daha güzel olan ise, o pastayı, o tarife göre yapanı ve bize ikram edeni tanımaktır. Yoksa, sen bütün teşekkürünü pastanın tarifine verip de, o pastayı o tarife göre yapana teşekkür etmeyi unutursan ve onu tanımazsan elbette nankörler defterine yazılmış olursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Allah bütün bunları nasıl beceriyor?

Kaç meleği var?

Ve onları nasıl kullanıyor?

Bu soruların yanıtını bilmiyorsunuz?

Ama ahkâm kesmekten de geri kalmıyorsunuz..

İçten Said-i Kürdi güdümlü zavallı gafiller sizi..

HACI

allah bu işleri bilimin dediği şekilde beceriyor(tabi bilimdeki ve gözlemlerimizdeki ve kuramlarımızdaki eksiklikleri saymazsak)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle merhabalar...

İlimin yazdıklarını okurken daha öncedende duyduğum bu tip safsataları hatırladım. Madem yaratmaktan başladık olaya şöyle düşünelim önce kalıbı yapıyoruz, sonra seri üretime geçiyoruz. Hiç bir dna birbirini tutmuyor, insanlar birbirine benzemiyor vs... Madem yaradılış süreci bu yolla işlemsellik kazanıyor.

Peki Allahı kim yarattı ve hangi kalıba göre şekillendirdi sormak isterim?

Bunu düşünmekten çekinmeyin şirk koşmuş olmazsınız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

sinequanon...

Senin sorunun cevabı : "OUT OF ERROR"... Yani döngüsel hata.... Hani programlarda filan görürsün yaa, işte öyle bi mantık hatası..

Çünki Kainatı Mahluk Kabul ettiğinde Bir yaratıcıyı kabul etmiş olursun.. Yaratılan Şey Mabud olamıyacağına göre; Mutlak bir yaratıcıda yaratılmış olamaz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mask kardeşimin söylediklerine ilave olarak ve tasdik ederek şunu da ekleyim:

Bunu biz düşünüyoruz ve cevabını veriyoruz. Arkadaşım, mesela böbreğin yoktu ve var oldu. Öyle ise "tabiatta kalıplar yok. Öyle ise böbreğe bu şekli kim vermiştir" diye sorabiliriz. Fakat, ezeli bir zat hakkında "ezeli bir zatı kim var etti" demek mantıksız bir soru olmuş olur. Ayrıca, maddi şeyler için "hangi kalıba göre şekillendi" diye soru sormak olur. Fakat ezeli ve maddi olmayan bir zat için bu soru yine mantıksız olur.Son olarak, Allah'ın zaruri ve lazım bir sıfatı olan ezeliyet aklına sığıştıramayan bazı insanlar, akılsız ve şuursuz ve kör tabiatın eline icad vermek ve maddi kainata ezeliyet vermek zorunda kalıyorlar. Bu da ayrı bir mantıksızlık.

Link to post
Sitelerde Paylaş
sinequanon...

Senin sorunun cevabı : "OUT OF ERROR"... Yani döngüsel hata.... Hani programlarda filan görürsün yaa, işte öyle bi mantık hatası..

Çünki Kainatı Mahluk Kabul ettiğinde Bir yaratıcıyı kabul etmiş olursun.. Yaratılan Şey Mabud olamıyacağına göre; Mutlak bir yaratıcıda yaratılmış olamaz..

Ama burda seninde dediğin gibi bir yaratıcıyı kabul etmişsen bu bahsettiğin durum sözkonusudur. Peki ya biz etmemiş olanlar durumları, olayları sorgulayanlar ne ypmalı körü körüne kabul mü etmeliyiz?

Birde ben şöyle düşünüyorum küçükten büyüğe doğru gidersek bir hücre, bitkiler, hayvanlar, insanlar, dünya, evren ... Bunların hepsinin bir yaratıcısı var diye düşünüyorum. Herşeyin bir yaradanı vardır tezini savunduğunuz için bunu bu şekilde dile getirdim. Peki bu herşey içinde sonsuzluğuda kaplamaz mı yaranında bir yaradanı ... diye belirsiz bir mantık silsilesinde oluşturduğumuzda sizde bu düşüncenin içinde kaybolup gitmiyor musunuz?

tarihinde sinequanon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Ama burda seninde dediğin gibi bir yaratıcıyı kabul etmişsen bu bahsettiğin durum sözkonusudur. Peki ya biz etmemiş olanlar durumları, olayları sorgulayanlar ne ypmalı körü körüne kabul mü etmeliyiz?

Birde ben şöyle düşünüyorum küçükten büyüğe doğru gidersek bir hücre, bitkiler, hayvanlar, insanlar, dünya, evren ... Bunların hepsinin bir yaratıcısı var diye düşünüyorum. Herşeyin bir yaradanı vardır tezini savunduğunuz için bunu bu şekilde dile getirdim. Peki bu herşey içinde sonsuzluğuda kaplamaz mı yaranında bir yaradanı ... diye belirsiz bir mantık silsilesinde oluşturduğumuzda sizde bu düşüncenin içinde kaybolup gitmiyor musunuz?

Arkadaşım, mesela yukarıdaki yazı yoktu, var oldu. Bu yazıyı yazanı aklen ve mantıken kabul ettiğimiz için "bu yazıyı yazanın yaratıcısı kimdir" diye sorma hakkı kazanabiliyoruz. Fakat, eğer bu yazıyı yazanı inkar etsek, o zaman bu soruyu soramayız. Öyle de, önce, akılsız ve şuursuz ve kör tabiata icad vermenin akla ve mantığa zıt olduğuna ve ilim ve şuur sahibi bir zatın kudretine inanman gerekir. Yani, önce bir yaratıcıyı kabul etmek ve daha sonra "Allah'ın ezeliyetini aklıma yanaştırır mısınız" diye sormak gerekir.

Evet, biz bu düşüncenin içinde kaybolup gitmiyoruz. Nasıl ki, bu kainatı yaratıp, idare edenin Allah olduğuna aklen ve mantıken ve kalben iman ediyorsak, Allah'ın ezeli olduğuna da aklen ve mantıken ve kalben iman ediyoruz. Yani, madem bu kainatı yoktan yaratan ve yıldızları zerreler kadar kolay idare eden ve bizi anne karnında bir sudan bu hale çeviren var. Öyle bir zat, ezelidir, başkası tarafından yaratılmış ve başkasına muhtaç olamaz. Zaten yaratılan ve başkasına muhtaç olan bir şey ilah değildir. Kainatı yoktan yaratamaz, yıldızları zerreler kadar kolay idare edemez ve bizi bir sudan yaratamaz.

Arkadaşım, Allah'ın lazım ve zaruri sıfatı olan ezeliyetini aklına sığıştıramayan bazı insanlar, bu maddi kainata ezeliyet vermek zorunda kalıyorlar ve aynı zamanda akılsız ve şuursuz ve kör kuvvetlere icad vermek zorunda kalmak gibi imkansız bir hurafeye saplanıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yine şu anlamsız kelimeleri tekrarlıyorsunuz, kainat, yoktan yaratılma, akılsız şuursuz kör tabiat...

Soru soruyorsun ve cevaplarıyla ilgilenmiyorsun, biz de seninle zerre kadar ilgilenmiyoruz, kendin çalıp kendin söyleyeceksin, niçin o şekli almıştır uzun uzun anlatsalar bile o sapık kürt sait'in mavallarını sıralayacaksın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ama burda seninde dediğin gibi bir yaratıcıyı kabul etmişsen bu bahsettiğin durum sözkonusudur. Peki ya biz etmemiş olanlar durumları, olayları sorgulayanlar ne ypmalı körü körüne kabul mü etmeliyiz?

Birde ben şöyle düşünüyorum küçükten büyüğe doğru gidersek bir hücre, bitkiler, hayvanlar, insanlar, dünya, evren ... Bunların hepsinin bir yaratıcısı var diye düşünüyorum. Herşeyin bir yaradanı vardır tezini savunduğunuz için bunu bu şekilde dile getirdim. Peki bu herşey içinde sonsuzluğuda kaplamaz mı yaranında bir yaradanı ... diye belirsiz bir mantık silsilesinde oluşturduğumuzda sizde bu düşüncenin içinde kaybolup gitmiyor musunuz?

Sana yine bilgisayardan örnek vereyim..

Basit bir programı yazıp sonsuza kadar saymasını; yada 29 harften sonsuz kelime üretmesini sağlıyabilirsin.. Program Tek, Programcı da Tek.. Ama ortaya sonsuz netice çıkar..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kusura bakma arkadaşım ama..Fizik kurallarında nasıl bir kalıp var ki, benim böbreğime o şekli veriyor ve böbreğimi bütün vücudumla bağlıyor. Hepimiz biliyoruz ki, eğer ortada bir kanun varsa, o kanunu koyan ve uygulayan şuurlu bir kudret gerekir. Yoksa, fizik kuralları niçin benim böbreğimi verecek şekilde hareket etsin ki...Mesela, pasta tarifi var diye mi pasta oluyor. Yoksa, şuur ve akıl sahibi biri o pasta tarifini bildiği ve uyguladığı için mi pasta oluyor?

sevgili ilim bizi uzaylılar yaratmış olmasın:D

bunu ateistlere anlatmana sormana hiç gerek yok çünkü onlara göre herşey kendiliğinden bing bangdan sonra oluştu bizimde soyumuz maymundan geliyor ama bir maymunu daha yeni doğmuşken alıp büyütmeye kalktığında insan olmayı beceremediği gibi taklitinide yapamıyor tüylerine ve şirinliğine razıyım allahın yarattığı her varlık benim için değerlidir...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...