Jump to content

İlk Müslüman Tarihçiler


Recommended Posts

Bu iki yaklaşım da gerçekleşemeyebilir ama.

Çünkü klasik bilgiye meydan okumak ve değitşrmek çok zordur.

Somut bilimlerde bile klasık bilgilerin sanki dokunulmazlığı vardır. Oysa birçoğunun yanlış veya eksik olduğu bilinir.

Tarih bilimi şaibeli bir bilim dalıdır.

Çünkü her tarihiç belli bir döneme ve yöreye ait tarihi kendi acendası muvacehesinde değerlendirerek yazar.

Delilleri azlığı ve güvenilir olmamaları, bazı konularda spekülasyonlara ve çok farklı sonuçlara neden olmaktadır.

Sevgili hacı,

Yukarıda ismini verdiğim Fomenko aslında bunu yapmış ve yeni bir kronoloji yazmış. "History, fact or fiction" serisinde de bunu detayları ile anlatmış. Textbook'ları dünyanın önde gelen üniversitelerinde okutulan bir matematikçi olması elbette haklı olduğunu göstermez ama bizim doğru olarak kabul ettiğimiz kronoloji hakkındaki delillerden çok daha fazlasını kitaplarında belgelendirdiği söyleniyor, ayrıca Rusya'da bazı okullarda tarih dersi olarak da okutuluyormuş. Ben kitaplarının ingilizce versiyonunu amazon.com'dan önümüzdeki hafta ısmarlayıp geldiğinde okuyacağım. Zaman zaman da sizlerle paylaşırım. Sağdan soldan ve vikipedia'dan bulabildiğim kadarı ile adamın teorisinin temelini şu oluşturuyor:

1- Yeni kronoloji bize öğretilen kronoloji’den çok daha kısadır, VIII. Yüzyıldan daha geriye gitmez.

2- Tarihçiler ve çevirmenler tarafından aynı tarihi olayın farklı rivayetleri farklı zaman dilimlerine ve bölgelere yerleştirilerek olayların hayalet kopyaları yaratılmış, bu hayalet kopyalar da yüzlerce, bazen binlerce yıllık hatalı tarihlemelere neden olarak geleneksel koronoloji oluşturulmuştur.

3- Bu kronoloji büyük ölçüde Joseph Justus Scaliger tarafından Opus Novum de emendatione temporum (1583) ve Thesaurum temporum (1606) isimli kitaplarda oluşturulmuştur. Bu şekilde hiçbir tarihi gerçekliği olmayan dizilimler yaratılmıştır. Birbirini tekrarlayan bu dizilimlerin tarihleri arasındaki süreler çok önemli kabalistik rakamlar olan 333 ve 360 ya da katlarıdır.

4- Bu kronoloji 1627 yılında 1., 1632 de de 2. cildi yayınlanan De Doctrina Temporum ile bir cizvit olan Dionysius Petavius tarafından tamamlanmıştır.

Bu girişten sonra, aşağıdaki mesajda da internetteki bir özetten bulduğum Kuran ve İslam hakkındaki görüşlerinin giriş bölümünü yapıştıracağım, belki bir fikir verir.

Uçuk bir adam olduğu kesin, geleneksel tarihçileri de çıldırtıyor ama dünya tarihinin yeniden yazılabilmesi için bence böyle uçuk adamlar lazım.

Saygılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 51
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Fomenko ve Kuran

Öyle görünüyor ki Muhammed’in günümüze kadar gelebilen biografilerinin tümü günümüze daha yakın zamanlara ait ve çok geç bulunmuş durumdalar. Aynı zamanda, bulunmaları Muhammed’in doğum yeri olduğu kabul edilen ve islamiyet’in doğuşu ile ilgili ana olayların geçtiği Arabistan’da değil de sonradan islamiyete geçen ülkelerde olmuş. Daha da ötesi, Bizans ve Avrupa’dan kalan ortaçağ kaynaklarının analizi, Özellikle de Scaligerian kronoloji’nin hatalarını düzeltebilmek için bunlar zaman içerisinide daha ileri alındıklarında XIV. Yüzyıla kadar ne Yunan, ne İtalyan, ne de Slav’ların Muhammed ismini kullanmadıklarını göstermektedir.

Görünen o ki “Muhammediler” terimi, tüm Muhammediler tarafından kritik öneme sahip bir zamana, Sultan 1.Muhammed’in (1374-1413) tüm küçük asya’yı bir araya getirip Balkan yarımadasının Adrianople bölgesini de kendi topraklarına katarak Türk İmparatorluğunu kurmasına kadar kullanılmamış. Onun olası bir hayalet ikizi ise ünlü Mahmud Gaznevi (Gazneli Mahmud 998-1030) olabilir ki o da 1.Muhammed’den yaklaşık 300 yıl önce “bir kez daha” Hindistan’daki Delhiden Mezopotamya’daki Bağdat’a, Gürcistan, Buhara ve Kaşgar’dan Hint okyanusuna kadar bütün Güneybatı Asya’yı birleştirmiştir. Tüm bunlar büyük olasılıkla XIV. yüzyıldaki Moğol istilasının yansımasıdır.

Ancak bu ünlü Muhammed’den sonra “Muhammediler” terimi kullanılmaya başlanmıştır; “Allah Muhammed” Ortodoks kilisesi tarafından, İslam ve Hristiyanlık arasındaki hizipleşme sonucu ancak XVI-XVII. Yüzyıllarda aforoz edilmiş, lanetlenmiştir. Bu hizipleşmenin bir hayalet yansıması ise kabaca 1180 yılında olduğu iddia edilen Bizans aforozudur. Daha sonra Muhammediler olarak anılacak kişiler için ortaçağ’da en yaygın olarak kullanılan terimler Haceriler, İsmaililer ve Sarazenlerdir.

Kuran, eski ahit’in peygamber bölümünden öncesinin bir varyasyonu olup aynı zamanda moral verici hikayeler, Allah’ı öven ilahi öyküler, İncil kahramanlarının efsanevi hikayelerinin bir araya gelmiş şeklidir. Kur’an kronolojisi bir yandan da İncil’in Scaligerian değerlendirmesi ile garip farklılıklar barındırır. Örneğin Kur’an, Harun’u (Arius?) Evanjelik İsa’nın amcası kabul eder. Kur’an’a göre Musa ve Harun İsa’dan hemen önceki nesildir. Halbuki Scaligerian bakış açısı ile bunlar arasında yüzlerce yıllık bir zaman dilimi olmalıdır.

Bu çarpıcı noktaya Kur’an’ın 19. suresinde ( Meryem suresi) değinilir. Bir modern tefsirci olan I.Y.Krachkovsky bize bu sure’nin Evanjelik karakterler olan Zekeriya, Yahya, Meryem ve İsa’dan bahseden en eski sure olduğunu söyler.

Bu sure, bize Meryem oğlu İsa’nın nasıl doğduğunu anlatmaktadır. Ayet 27-28’de Ey Meryem, çok şaşılacak birşey yaptın, Ey Harun’un kızkardeşi! Şeklinde Meryem’e hitap etmektedir. Bu bölümün modern tefsirine göre Musa ve Harun’un kızkardeşi, İsa’nın annesidir. Kuran tarafından yapılan benzer göndermelerle birlikte bu gerçek Scaligerian kronoloji ile olabilecek en çarpıcı şekilde çelişmektedir. (yfln’nin notu: Bu durum bizler tarafından Muhammed Meryem’leri karıştırmış şeklinde değerlendiriliyorsa da Fomenko’nun bakış açısına göre ortada bir hata yok, Meryem gerçekten Musa ve Harun’un kardeşi).

Kuran, çeşitli İncillerin bir versiyonu, muhtemelen de bir İncil varyantıdır ve M.S. XIII-XVI.yüzyıllarda derlenmiştir. Kuran günümüzdeki halini ne zaman almıştır? Arap çalışmaları konusundaki tüm uzmanların fikir birliğinde oldukları çok şaşırtıcı bir gerçek vardır (elbette Scaligerian bakış açısı ile) çok geniş bir alana yayılmış tüm Kuran’lar aynıdır, içlerinde farklılık barındırmazlar. Gerçekten gizemli olan bu durum için geleneksel açıklama, Kuran’ı kopyalayan tüm yazarların hata yapmamak için son derece dikkatli ve tedbirli davrandıkları, zira yapılabilecek en küçük bir hatanın dahi ölümle cezalandırılabileceği riskidir. Bu, elbette mümkündür. Bununla birlikte, bizim Kuran’larda en ufak bir farklılık bulunmaması, tümünün aynı olması hakkındaki görüşümüz, Kuran’ın ancak baskı makinesi icat edildikten sonra, yani XVI-XVII. Yüzyıllarda kitaplaştırılmış olması şeklindedir. En eski el yazması Kuran’lar bu iş için uygun bulunmuş olabilir. Basılı olanlar orijinal olarak kullanılarak bu tip lokal el yazması kopyalar da hazırlanmış olabilir. Çeşitli ülkelere dağılan basılmış kopyalar birbirinden farksız olduklarından, aynı durum bunlardan yapılan el yazması kopyalar için de geçerlidir.

Baskı makinesi olmadan bu derece birbirine uyum son derece zor görünmektedir. Herhangi bir yazıcı, ne kadar dikkat ederse etsin, uzun bir teksti kopyalarken küçük de olsa bir hata yapabilir. Yüzyıllar geçtikçe yapılacak bol miktarda benzer hatalar kaçınılmaz şekilde birikecektir ki bu durum Hristiyan geleneğin kutsal kitaplarının kopyalanması sırasında oluşan hatalar nedeni ile bizlere hiç de yabancı değildir. Avrupalı yazıcıların yeteri kadar dikkatli ya da özenli olmadıklarına inanmamız için herhangi bir neden yoktur.

Bu nedenle, Kuran’ın en eski kopyalarının Scaligerian tarihlemeye göre VIII-IX. Yüzyıllara ait olduğu görüşü yeniden gözden geçirilmelidir. Bu tarihin çok daha geç olma olasılığı yüksektir. Bu arada, Kuran’ın ilk baskısı Arabistan’da değil Avrupa’da yapılmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalnız İslam tarihinin değil, bütün insanlık tarihinin eksik ve yanlış olduğuna inanan biri olarak yfln'in Kur'an hakkındaki bu yazısı çok ilgimi çekti gerçekten.

Dikkate alınması gereken bir teori.

Ben şahsen insanlık tarihinde büyük boşlukları olduğunu ve bilinen tarihin çok sayıda hatalar ve yanlışlar ihtiva ettiğini düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İki din insanlık tarihindeki geniş boşluklardan sorumludur.

Yahudilik ve İslam..

Hristiyanlığın böyle bir etkisi olmamıştır.

Bu konuda aşağıdaki İngilizce makalenin okunmasını tavsiye ediyorum.

http://www.imninalu.net/myths-Arabs.htm

Bu dinler ortaya çıktıktan sonra içinden çıktıkları kaynakla ilgili bütün tarihi değiştirmişler ve yeninden yazmışlardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
  • 1 year later...

Anatoly Fomenko'nun ismini öğrenmek çok yeni oldu benim için. Enerji konulu yabancı bir forumda bazı yazıları okurken rastgeldim bu isme. Sonra araştırınca kendisi ve eserleri çok entresan geldi. Amazon'dan 4 kitbını getirttim (CHRON-1, CHRON-2,CHRON-3,CHRON-4). Herbiri 500-550 sayfalık kitaplar. Normalde bu seri 7 kitap.

Şu anda ilk kitabın yarısındayım ama daha şimdiden sersemlemiş durumdayım (gece yarılarına kadar elimden düşüremiyorum)

İslam tarihi ve Muhammed'in uydurma olduğu konusunda çok güçlü kannatlerim vardı. Fakat bütün insanlık tarihinin uydurma olabileceğini, son 500 yıl haricinde geçmişte olanlara dair doğrudürüst bilgilere sahip olmadığımızı görmek hakikatten şaşırttı beni.

16. yy'da iki tane rahip oturup masa başında kendi kafalarına göre bir insanlık tarihi ve kronoloji oluşturmuşlar ve tüm insanlık bu temelsiz, hiç bir belge ve kanıta dayanmayan bu taihi doğru kabul ediyor!!

Üstelik başta arkeoloji olmak üzere bütün bilimler bu uydurmanın maymunu olmuş durumda.

Fomenko son derece şaşırtıcı ve sağlam delillerle geliyor.

Kullandığı tüm teknikler bilimsel ve kanıta dayalı. matyematiğin ve bilgisayarın gücünü kullanarak harikalar yaratıyor.Ve öğrendiğim kadarıyla tezleri çürütülemedi. Kimse tartışmak için karşısına da çıkamıyor.

Bu eserlerin Türkçe'ye çevrilmesini ne kadar çok isterdim!

Fırsatım oldukça bu ktaptan çarpıcı bölümleri buraya çevirip koymaya çalışacağım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anatoly T. Fomenko'nun yeni kronoloji ile ilgili kitaplarının içerikleri:

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-1

Problemin tanıtılması.

Scaligerian kronolojisi üzerne eleştiriler.

Matematiksel istatistik yöntemi ile tarihlendirme metodu

Ay-güneş tutulmaları ve zodyaklar.

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-2

Hanedanlar arasındaki paralellikler metodu: Roma, Truva, Yunan ve Tevrat.

Kronolojik kaymalar

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-3

Astronomi metodlarının kronolojiye uygulanması.

Ptolemy'nin Almagest kitabı.

Tycho Brahe.

Kopernik.

Mısır zodyakları

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-4

Rusya. Britanya. Bizans. Roma

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-5

Rusya= Horde

Ottomans=Atamans

Avrupa.

Çin

Japonya

Etrüskler

Mısır

İskandinavya

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-6

Horde-Ataman imparatorluğu

Tevrat.

Reform-Rönesans çağı.

Amerika.

Yahudi bayramı ve takvim.

"History: Fiction or Science?"

CHRONOLOGY-7

Küresel tarihin en baştan, sıfırdan yeniden oluşturulması.

Novogord'un Hanları=Habsburg hanedanları

Diğer bilgiler.

Geçmişteki büyük imparatorluğundan günümüze kalanlar, Avrasya ve Amerika kültürü.

tarihinde Terzi Aziz Abi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

İşte böyleee,

Müslümenlerin en uslu geçinen vede görünen Ömere bakalım negeder USLU bir ınsandı.Ondan sonrada ötekilerini yargılayalım gerekli görebiliyürsek.

Mısır ışgalında ömer,dünyenin embüyük en önemli kütüphanası olan İskenderiye kütüphanasına gider minderi serer yere.Yanınada kıtapların dilinden anlayan birini alır ve başlar kıtapları tek tek kendisine getirtmeye.

Gelen her kıtap için kıtabların dilinden anlayana sorar,bu kıtabin konusu ne?

Bilen kişi söyler bu kıtabın konusu şu deye.

Ömer bu konu kur,anda geçiyür atın bu kıtabı ataşa der.

Gelir başka bir kıtap ,Ömer bilge kişiye gene sorar, bu kıtabın konusu ne?

Bilen kişi derki, bu kıtap şundan anlatıyor.

Ömerde derki bu konu kur,anda yok atın bunuda ATAŞA.

Ve zır degül

Zırzırda degül

Zır zır zırda degül

Hınzır cahal Arap bu dünyenin en büyük ve en önemli belgeleri bağrında barındıran kütüphanasının çok büyük bir bölüm kıtaplarını yaktırır.

Bu gösteriyürki Araplar Mısır halkından en az 2500 yıl geriden seyretmekteydi.

Roma ımparatoru SEZAR bu kütüphanaya kılopatra zamanında 200,000 tomar belge göndermişti.

Bukadar ilkel kabile yaşamı olan bir topluluktan Tarihci beklemek bilmem kimden falan beklemek olmazmı?

Hala müslümen ülkelerde yabancı tarıhcı ve yabancı arkeoloklar,araştırmacı dört gözle aranıp görev verilirken siz neyin tarıhcısından anlatıyorsunuz.

Geçmişte Türkçülerin çok geçerli bir söylemleri vardı.

YALAN SÖYLEYEN TARIH UTANSIN.

Bu söylemin nedenini sanırım bilenimiz pekfazla yoktur.

Bu söyleme karşı bende şunu söylemişimdir çok kere.

Tarıhın ne suçu varkı,

Ona YALAN yazdırtanlar ve YALAN yazanlar UTANIP , ARLANMALIYDILAR,utanıp arlanmalılar.

Ama ne utanmışlardır

Nede arlanmışlardır, ki hala aynı santakarlıkları önümüze sürmektedirler.

Bu kelledekilerin nesi gerçegi YANSITIRKI.

Nasıl ınanabiliriz bu sahtakarlara.

Okullarda okutular Türk tarıhlarını açın okuyun.

Nasıl müslüman olduğumuzu ballandıra ballandır anlatmaktalar.

Araplar çinlilerle savaşımızda bize yardıma gelmişler.

Bizde bu donsuz fıstanlıları görünce 40 yıllıh hasratlımız kımın sarılmış öpüşmüşüz dakıkalarça.ABD başkanı PUŞTUN Sudu kıralıyla dudak dudağa dakıkalarca öpüştükleri kimin güye.

Halbuku Türklerin resmi olmayan tarıhı

NASIL MÜSLÜMEN OLDUK da Erdoğan Aydının diyürki Araplar dünyede yapılan en büyük karlıamlardan birini yapmıştır TÜRKİSTANDA.

Öneririm Erdoğan Aydının yazdığı NASIL MÜSLÜMEN OLDUK adlı kıtabı alın ve okuyun.

Vahşı,yamyam müslümen Arapların yedigi HERZELERE şahat olacaksınız.

Dedeniz tolonbeg

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
  • 11 months later...

Bu başlıkta benim fikrim şudur: Nasıl ki İsrailoğullları kendilerine llk ata efsanesi olarak Yakup'u yaratmış ve onun üzerine olayları bina etmişse Arap fetihçileri de Muhammed'in üzerine bir efsane bina etmiş onun üzerine geleneklerini,fikirlerini, yaşantılarını , eşleriyle ilişkilerini,hayat anlayışlarını yüklemiş olabilirler.

Bunu yaparken alıntıladıkları kaynaklar Tanah'ın bir kısmı, İncil'in bir kısmı ,Gnostik ve Apokrif metinlerin bir kısmı, Yahudi mitolojisinin bir kısmı, eski Arap mitolojisi, Eski şairlerin şiirleri v.b olabilir. Yaparken elbet Bakire Meryem'i Harun'un kızkardeşi Meryem'le karıştırmış olmaları şaşırtıcı değil.Ya da Babil Kulesi olayıyla Haman olayını karıştırmaları,alakalasız atıflar yapmaları falan.

İslam asla yeni bir din yeni bir anlayış değildir, Kuran'ın ve İslam'ın her anı her zerresi eskinin kokusunu harmanını eskinin duygusallığını, şiddetini,Tanrısı'nı, hayallerini, gücünü ve zayıflığını taşır. Kuran o kadar anlaşılmaz ve dağınıktır ki onu istediğiniz yere çekebilirsiniz olaylar tarih sırasına göre gitmez , kronik bir metin değildir.Bize söylenen sadece Mekki ve Medeni sureler olduğu.bu da çok karışık çünkü kitap haline getirilen Kuran'a baktığınızda Bakara'nın bile bir kısmının Medine'de diğer kısmının Mekke'de indiğinin söylendiğini görüyorsunuz. Kuran bir bilmecedir bir cinayet mahali gibidir her şey olup bitmiştir sizse onu yeniden canlandırıp imajine edip anlamak zorundasınızdır. İslam Tarihi , bir efsane yumağının içinde Kuran'ın arka bahçesinde kaybolup gitmiştir.

Umarız Kuran mitolojisi bir gün ifşa olur.

tarihinde Tanah-Gospel Theologist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...