Jump to content

YUSUF HAYALOGLU 'da ceketini alip gitmis :(


Recommended Posts

Akciğerinde oluşan ödem nedeniyle son 24 saati yoğun bakımda geçiren Yusuf Hayaloğlu bugün sabah saatlerinde solunum yetmezliğinden hayata gözlerini yumdu.

Başta Ahmet Kaya olmak üzere birçok sanatçının şarkı sözlerini yazan, aynı zamanda Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya'nın ağabeyi olan Yusuf Hayaloğlu 3 çocuk babasıydı.

Arkasında yüzlerce şarkı sözü ve "Gözleri İntihar Mavi" adlı bir de şiir kitabı bırakan Hayaloğlu'nun ,"Hani Benim Gençliğim", “Başım Belada", "Kod Adı Bahtiyar, "Başkaldırıyorum", “Ayrılığın Hediyesi”, “Yüreğim Kanıyor" gibi onlarca şarkı sözü Ahmet Kaya tarafından bestelenmiş ve yorumlanmıştı.

Yusuf Hayaloğlu 56 yaşındaydı...

........................................................................

Artik SACLARINDAKI BUTUN YILDIZLARI KOPARABILIRSIN ANNE !

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazen acı dinmez,

bazen de yağmur..

sevgilim üzülme,

her şey unutulur..

suskunuz bu aksam üstü,

hasrete yanmışız, neylersin.."

ve

"birazdan kudurur deniz..

birazdan dalgaların sırtından,

üst üste fışkıran rüzgarlar,

bir intikam gibi saldırınca üstüne;

yüzüne şarkılar çarpar,

yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın..

sen artık buralarda duramazsın.."

Tüm sevenlerine sabirlar dilerim.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş

politik görüşleri bir yana çok değerli bir sanatçıydı.

ben şiir okumasını oldum olası yavan bulurdum.

ama şairliğine gelince;

o olmasaydı ahmet kaya ahmet kaya olamazdı. :(

----------------------------------------------------------

şu dağlarda kar olsaydım

bir asi rüzgar olsaydım

arar bulur muydun beni

sahipsiz mezar olsaydım?

şu yangında har olsaydım

ağlayıp bizar olsaydım

belki yaslanırdın bana

mahpusta duvar olsaydım?

şu bozkırda han olsaydım

yıkık, perişan olsaydım

yine sever miydin beni

simsiyah duman olsaydım?

şu yarada kan olsaydım

dökülüp ziyan olsaydım

bu dünyada yerim yokmuş

keşke bir yalan olsaydım!..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden hala gelmedi?

Saati mi şaşırdı bu hıyar?

Gerçi hiç saati olmadı ama..

En azından birine sorar.

Cebimde bir lira desen yok!

Madara olduk meyhaneye

Ahh eşek kafam benim.

Nasıl da güvendik bu hergeleye?

Gelse balığa çıkacaktık

Ne çekersek kızartıp rakıyla yutacaktık.

Kafamız tam olunca şarkılar döktürüp,

Enterasan hayellere dalacaktık.

Bu sandalı geçen hafta çalıntıdan düşürdük

Arkadaşlar ısrar etti,

Biz de iyi olur, bize uyar diye düşündük.

Saat sekizde gelecekti.

Bana beş milyon borç verecekti..

Yoksa O nemrut karısıkaçtı da,

Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık!

Gudubet gene yaptı yapacağını!

Geçen sene merdivenden itip

Kırmıştı Rıza’nın bacağını

Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,

Ya da horlarken Rıza’yı boğacak.

Bak şimdi acıdım, aşkolsun adama...

Ben olsam vallahi başedemem!

Hele beş tane velet var ki boy boy,

Allah’tan düşmanıma dilemem

Aslında iyi çocuktur Rıza , efendi huyludur.

Herkesin suyuna gider.

Yoksa, kalıba vursan hani,

Tek başına on tane adam eder.

Bir keresinde hiç unutmam,

Üç beş zibidi haraca dadandı.

Rıza sandalyeyi kaptığı gibi

Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

Aynı mahallede büyüdük,

Aynı kızları sevdik,

Aynı kafadaydık.

Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu.

Biz başka havadaydık.

Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,

Aynı takımı tutardık.

Fener’in maçına iddiaya girer,

Millete az mı yemek ısmarlattık.

Bir tek askerde ayrı düştük.

Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.

Döner dönmez evlendirdiler,

En büyük salaklığı da bu oldu.

Ben se hiç düşünmedim, zaten param yoktu.

Hep tek tabanca gedim...

Benim beğendiğimi anam istemedi,

Onun gösterdiğini ben sevmedim.

Neyse bunlar derin mevzu..

Anlaşıldı bu herif gelmeyecek

Ufaktan yol alayım.

Anam evde yanlız, şimdi meraktan ölecek.

Gittim, vurdum kafayı yattım.

Rüyamda gördüm gülümseyerek geldiğini...

Ne bilirdim yolda kamyon çarpıp,

Hastaneye kavuşmadan can verdiğini?!

Vay be Rıza...........

Sonunda sen de düştün Azrail’in peşine!

Dün boşuna günahını almışım.

Ne olur kızma bu kardeşine...

Öğlen kahvede söylediler. Rıza ölmüş! dediler.

Ne kolay söylediler.

Sanki dev bir taş ocağını,

Kökünden dinamitleyip, üstüme devirdiler!

Ahh dostum... O kocaman gövdene

O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?

O zalim tabutun tahtalarını,

Senin üzerine nasıl böyle çivilediler?

Yani sen şimdi gittin!...

Yani bir daha olmayacak mısın?

Yani bir daha borç vermeyecek,

Rakı ısmarlamayacak mısın?

Peki, beni kim kızdıracak?

Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?

Peki, beni bu köhne dünyada

Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza.....

Ne hayallerimiz vardı oysa...

Ne acayip şeyler yapacaktık.

Totoyu bulunca dükkan açıp,

Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

Talih yüzümüze gülecekti be...

Karıyı boşayıp,

Sıfır bir Mercedes alacaktık.

Hafta sonu iki yavruyu kapıp

Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık.

Ah ulan Rıza.......

Bu mahallenin nesini beğanmedin de,

Öte yana taşındın?

Arasıra gıcıklaşırdın ama inan...

Benim en kral arkadaşımdın.

Ulan Rıza....ben şimdi bu koca deryada tek başıma ne halt

ederim?

Senden ayrılacağımı sanma...

Birkaç güne kalmaz ben de gelirim.

MAVIS gozlu,Guzel saiir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler

Ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler,

Herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler

Ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar.

Ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar

Ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler

Ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler,

Beni tutmayın ulan burama geldi dayandı.

Beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı

Yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki

Ulan bir şarjöre diz çöktürürüm ALAYINIZI!.......

Yusuf Hayaloğlu

__________________

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cekip gitmek adina silmissin hepimizi,halbuki ne severdik sesinizi.

Demistinya (ASKSA bitti, GULU ise HIC dermedik diye ,galiba biz ne sevdik-nede sevilebildik!

Kaldik iste ortada bir yerde ASKIN ortasinda,kavganin,sevdanin itlerin,cakkalarin diyarinda.

Simdi ADIN KAHPE OLSUN OLUM demek vardiya, neyse simdi yanar daglar gibi birden bire PATLARIM.

ben ayrılıkların dumanlı, tozlu, çamurlu yoluyum

allah'ın bir yetim, bir mazlum kuluyum

hüzünle, kederle, kahırla doluyum...

istemezdim böyle olsun, affet beni ne olursun

ben yolumu böyle çizdim, uyma bana kaybolursun

ben hayatın yorgunuyum, gözlerinin vurgunuyum

istemezdim böyle olsun, affet beni ne olursun, DERSIN ARTIK NALAN ABLAYA.

bU SOZLERI YAZIP, siire dokebilcek ne acilar cektigini merak ettigim MAVI gozlu -Dertli adam.

bu yüzden sevdaları mahzundur,

yürekleri kallavi,

alınları ihanet vurgunudur,

gözleri intihar mavi!

Siirlerini dinlerken Sigaranin ve Sarapin elimize bulasmasindaki Yakamoz Saiir.

Sende dayanamam demissin, BENI TUTMAYIN ULAN diyip CEKETINI alip gitmissin ve Yagmurlu havalarda ceketini ruzgarlara savurup, Tehlikeli siir okuyacagina ant icmissin.

Simdi SIKILMAZ canin GOZUM, zaar dolasirsiniz AHMET ile PARISTE,

Gazabiniza titrer artik tum PARIS,

Simdi YUSUF abi ,sen bi tukurursun PARISIN yuzune ,asagiya alirsin PARISIN havasini-korksunlar artik donekler,saticilar,darbe kackinlari simdi diz cokturur YUSUF abi bir sarjore alayinizi..

Kar olsaydim demistin bir siirin'de, sen bu ulkenin bugdayi,tuncu,suyu gibiydin doruklarda KARI, steplerinde daglarin ruzgariydin YUSUF ABI!

Simdi YETIM KALDI DERSIM, kafasi bozmus gitmis mavi gozlusu!

Siirlerin bize AYRILIGIN HEDIYESI OLSUN.

TOPRAGIN BOL OLSUN,

Yusuf Abi ..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aralıksız konuşan, karşısında oturana bir an bile fırsat vermeyen; telefonda ise, telefon kapanmış olsa bile farketmeyip konuşmaya devam eden ilginç, renkli, çok duygulu ve çok iyi biriydi.

Ve çok güçlü bir şairdi.

Ahmet Kaya, isminin yarınsını ona borçluydu.

Şimdi ikisi de yok..

Yakınlarına ve dostlarına sabır diliyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hangi ayrılık

Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?

Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?

Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?

Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?

Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?

Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.

Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?

Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?

Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?

Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?

Hangi cama kafa atsam?

Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?

Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.

Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.

Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?

Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?

Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?

Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?

Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan

zonklasın?

Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?

Hiç sanmam! ...

Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .

Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.

Hangi mübarek dua,

Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?

Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?

Olur mu be! . olur mu?

Bu da benim gibi adama yapılır mı?

Aşk dediğin mendil mi?

Buruşturup bir kenara atılır mı?

VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?

Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?

Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?

Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?

Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?

Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?

Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?

Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

Dağ gibi adamı eze eze! .....

Hangi anası tipli parlak çömeze,

Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?

Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?

Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?

Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?

Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?

Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?

Ve! .. Hangi su bağışlatır?

Hangi musalla temizler seni?

Bu Nasıl Ayrılık

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Şimdi gözlerime ağlamyı öğrettim,

ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun..

Bu da benim sana,bu da benim sana

ayrılırken hediyem olsun...." :(

Ben bu adamın sözlerinin gücünü başka kimsede bulamadım.

Çok üzüldüm.. :(

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...