Jump to content

Muhammed Gerçeği


Recommended Posts

Muhammed'in kur'an'a ve Allah'a inandığı en güçlü olasılıklardan biri.

Bunun karşısındaki olasılık ise Muhammed'in ateist olması.

Muhammed'in Kur'an'a ve Allah'a inanmasını ise açıklamıştım sanıyorum. O yazımı nerde, hangi başlıkta yazdığımı hatırlamasam da. Şöyle ki;

Muhammed, çocukluğundan itibaren büyük adamlığa, kutsallığa, peygamberliğe şartlanmıştı. Gençliğinde de Haniflerden tek tanrıcılığı benimsemişti.

Sara rahatsızlığı, şizofreni vs. iddialarına katılmasam da, din konularına kendini aşırı derecede kaptırdığını sanıyorum. Gördüğü rüyaları ilahi olarak yorumlaması, halüsilasyonlar görmesi, gaipten sesler duyması vs. olaylarla kendini seçkinlerden biri olarak görmeye başlamış olabilir.

Aklına gelenleri Allah'tan gelmiş, düşüncelerini Allah'tan esinlenme olarak yorumlamış olabilir. Kendisini Arap kavmine, Mekke ve çevresine bir peygamber olarak yakıştırabilir.

Bu düşünceler de narsisizm ile örtüşen düşüncelerdir.

Onu bu konulardaki düşünce ve inançlarından dolayı pohpohlayanlar, teşvik etmiş olanlar olabilir. En başta da ilk eşi Hatice.

Bir de karaını verip çevresine "Ben şöyle birşey gördüm, bana rüyamda şu söylendi, Hira dağında şöyle oldu" dedikten sonra ok yaydan çıkmıştır ve artık o Allah'ın görevlendirdiği bir elçidir.

Bundan sonra artık kendisi de bir ilham geldiğinde bunun Allah'tan olduğuna inanmaya başlar. Kendini buna kaptırır ve artık güncel olaylara ait her düşündüğü, yazdığı ayete Allah'tan vahiy olarak inanır, bu vahiylere çevresinin de inanması için vahiy anlarını allayıp, pullar, zilli vahiyler oluşturur.

Başarısı arttıkça ve güçlendikçe Allah'ın daima yanında olduğunu, ona yardımcı olduğunu, kendisinin Allah'ın hoşuna giden işler yaptığını düşünür.

Kur'an'da bu duygu yükünü görürüz. Kendisini bu denli kaptırmayan birisi, örneğin ateist olduğu halde inanan görünen birisi bu derece doğal ve inandırıcı olamazdı.

Pante:

peygamberlerin hayatlarına dikkat edersen hemen hepsi aynı senaryolar ile kavimlerin başına gelmişler!

sapkın bir topluluk ve içinden çıkan yol gösterici bir zat bu zatlar vakti ile ilgi görmeselerde zaman içerisinde yaaş yavaş toplumun ilgisini çekerek yolu izlenenler olmuşturlar ama nedense o varken mükemmele yakın insani duyguları olan toplumlar onlardan sonra bir bir yine sapmıştırlar...

Allahı doğrulayan dinlerdeki en önemli nokta budur!

Allahın varlığını yok saydıran en önemli husus ise din kitapları sonradan ya rafa kaldırılarak insanlardan uzak tutulmakta yada yok edilerek erişimi engellenerek kendi kafalarına göre dini değiştirerek ve ayetlerin kimisini çok insancı kimisini çok cani göstererek insanları ikilemde bırakmıştır o dine bağlı bulunan kavimlerin din adamları... bakınız: islam: hanefi, sunni, şii, molla, alevi diye ayrılmış durumdadır.

hristiyanlık: katolik, protestan, evangeliş vs vs

tarihinde efkan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 47
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sorular kaldı, olamadık yine mümin müslüman.

Kaldık yine agnostik müslüman.

Allah'tan reva mı bu? :lol:

nedense o varken mükemmele yakın insani duyguları olan toplumlar onlardan sonra bir bir yine sapmıştırlar...

Din sayesinde mükemmele yakın bir toplum hiç olmamıştır tarihte.

Muhammed'in döneminde de.

Mükemmellik başka toplumları ezmek, katletmek, yurtlarını, mallarını yağma etmek ve elde edilen ganimetlerle kendi toplumunun refah seviyesini yükseltmekse, evet bunu yapmışlardır.

Ama hiçbiri üretimi teşvik edip, sosyal bir toplum oluşturma gayretinde olmamıştır.

Allah diyen tek din vardır, İslam. Her dinin ilahı farklıdır.

Dolayısıyla hiçbirinin doğruluğu mümkün değildir.

Sadece bir Tanrı olasılığından bahsedilebilir.

O Tanrının da bir adı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Muhammed'in isim takıntısı:

cömert, bağışlayan anlamına gelen "Berre" ismindeki 2 eşinin ismini Cüveyriye ve Zeynep, yine eşlerinden Ümmü Seleme'nin kızı Berre'nin ismini de Zeynep olarak değiştirmiş.

sert, kafa tutan anlamına gelen "Hazn" ismini taşıyanları ismini değiştirmeye zorlamış, bunlardan birini yumuşak anlamına gelen "Sehl" ile değiştirtmişti.

(Hazn= hüzünlü, kederli , Sehl= kolaylık, iyilik diye tanımlayanlar da vardır.)

İsyan eden, asi anlamındaki Asiye ismini Cemile ile değiştirmiştir. (Ömer'in kızı)

Çorak, kurak anlamına gelen "Afira" ismini yeşillik anlamındaki "Hadıra" ile,

Alev, ateş anlamındaki "Şihab" ismini Hişam ile değiştirmiştir.

Yesar, Rebah, Necih, Aziz, Asram, Atele, Habbab, Gurab, Hakem, Harb, Şihab isimleri de yasakladığı isimlerdendir.

Ebu Hakem'i Ebu Cehil olarak çağırmış, Abdülmenat'a Ebu Leheb demiştir.

Günümüzde de cemaatlerde isim değiştirme ve bu konuda baskı yapma olayı çok yaygın ülkemizde; gazete haberlerine bile sık sık konu oluyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Pante narsistlikte sanırım narsist kişi yaptığı bazı şeylerin yanlışlığını bildiği halde çıkarına uygun olaması halinde yine de bunu tercih ediyor,şizofrenide ise bu rahatsızlığın bulunduğu kişi gaipten sesler geldiğine de ,düşündüklerine de diğer insanlara göre ne kadar saçma gelsede gerçekten inanıyorlar,haliyle de iman ettikleri için savunuyorlar :) ben şizofreni tanımı üzerinde bu yüzden duruyorum.

narsistliktir olsa olsa.şizofreni bir insanın gerçekle bağlantısı tamamen kopacaktır.bu yönüyle bi şizofreni hastasının bu kadar insanı peşine takması pek mümkün görünmüyor.

saygılarımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş
turan dursun senin kafan güzel galiba.islamiyet başarısız bir din miki peygamber böyle desin.1.5 milyar müslümanıyla bugün çok güçlüdür.bence ateistler artık terketmelisiniz ateizmi.eski ateistler dirilselerdi bugünki başarısızlığı görüp size ateizmin yalan olduğunu söylerlerdi.

harbi çok güçlü onca arap ve müslüman var ortadoğuda.israil zavallı filistinin tepesinde.

sayıca çok olmanın önemi yok.nicelik değil nitelik önemli tatar kardeşim. :blink:

800 milyon hindudan gene bahsedeceğim.muhammedinki başarıysa danaların başarısını da küçümsemememk lazım. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 years later...

İşte bir karıncayı dahi incitmedi denilen muhammedin cinayetleri okuyunca tüyleriniz diken diken olacak

 

Nadir b. Haris ve Ukbe bin Ebu Muayt Cinayeti – (Mart 624- Ramazan ayı ) Nadri b. Haris Muhammed’in teyzesinin oğluydu.

Hicretten önce Nadir.b. Haris Kuran ve Muhammed’in peygamberliği ile ilgili olarak halkı uyarır ve onun sahte bir peygamber olduğunu söylerdi. O da onun bir kahin, sihirbaz veya şair olmadığını ama “aileleri ve insanları birbirine düşman eden bir büyücü” olduğunu iddia ediyordu.

İbn Hişam, cilt 1. sh. 320-321’de Nadir b. Haris’in şöyle konuştuğu yazılıdır :

Bu adama karşı çıkma yolunuz sizi bir yere götürmez. O sizin aranızda yaşamakta. Şimdiye dek ahlâken en iyi olanınızdı; aranızda yaşayan en doğru, en dürüst ve emin kişi oldu daima. Siz tutmuş, onun bir kahin, sihirbaz, şair ve mecnun olduğunu söylüyorsunuz. Kim inanır buna? Ahali, bir kahin nasıl konuşur bilmiyor mu? Bir şairin, bir mecnunun halini tefrik edemez mi halk? Bu ithamların hangisini Muhammed’e yamayabilirsiniz ki halkın dikkatini ondan kaçırabilesiniz. Bakın! Ben size onunla nasıl başedeceğinizi söyleyeyim.”

Sonra Irak’a gider ve oradan” İran kisraları”, “Rüstem ve İsfendiyar’la ilgili masallar”, “hikayeler” vb. şeyler toplar ve Muhamed’in getirdiği Kuran’ın bunlardan farkı olmadığını söylerdi.

Bu ayetlerin onunla ilgili olarak indiği (!) söylenir.

Lokman (69)
6 – İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmi delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.

Mutaffifin (83)

13-Böyle birine ayetlerimiz okununca “Eskilerin masalları” derdi.
14-Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir.
15-Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O’nu görmekten) mahrum kalmışlardır
16-Sonra onlar cehenneme girerler.
17-Sonra onlara: “İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur” denilir.

Bedir savaşında esir düştü ve Muhammed’in emri ile başı Ali tarafından kesildi.
Ukbe bin Ebu Muayt da Mekke’de iken Muhammed aleyhine yazılar yazar ve insanlara okurdu.
O da Bedir savaşında esir düştü ve Muhammed diğer esirleri fidye ile (kişi başına 4000 dihem) serbest bırakmasına rağmen onu affetmedi ve Evs’li bir sahabe tarafında başı kesilerek öldürdü.

Usma b. Mervan’ın öldürülmesi (3 Mart 624–Ramazan )

5 çocuk annesiydi. Beni Hatma kabilesindendi ve bu kabilede de Muhammed’e sadık müminlerin sayısı artmıştı. Usma b. Mervan da Muhammed’i eleştirenler arasındaydı. Kocasının isminin Yesid b. Zeyd olduğu kayıtlarda geçer.
Anlaşılan o ki, Muhammed aleyhine söylediği sözleri kendi kabilesinden Muhammed’e iletenler vardı. (ki Muhammedin ajanının olmadığı bir kabile de yoktur)

Muhammed onun kendisi aleyhine söylediği sözleri duydunca “Kim beni Marvan’ın kızından kurtaracak?” diye sorar.
Adiyy b. Hareşe isminde (gözleri görmeyen) bir mümin bu göreve talip olur ve Muhammed’in adamları Bedir’den döndükten sonra, Ramazan’ın yirmibeşinci gecesi o kadının evine giderler. Çocuklarının arasında uyumakta olduğunu anlarlar hatta bir bebeği de onun üstünde yatmaktadır ve gözleri görmeyen Hareşe eliyle yoklayarak bebeği kenara çeker ve gözleri görmemesine rağmen kılıcını Mervan’ın göğsüne dayayıp yüklenir ve kılıç Mervan’ın arkasından çıkar. Sonra gelip sabah namazını Muhammed ile birlikte kılar.

Muhammed onu görünce “Ya Umeyr Mervan’ın kızını mı öldürdün ?” diye sordu. O da “Evet ya Rasulullah, acaba hata mı ettim?” diye cevap verir buna karşılık Muhammed “Hayır onun için iki keçi bile birbiriyle toslaşmazdı” der.

Başka kaynaklarda Muhammed’in söylediği son söz şöyledir :

Onun kanı hederdir, sorup karşı çıkacak kimse yoktur” .
(Mahmud Esad- İslam Tarihi “Tarih-i Din-i İslam” Sayfa – 550-551)

Ömer “Tebrikler doğrusu, böyle kör bir şahıs böyle mühim bir hizmette bulunsun” deyince Muhammed cevab olarak, “ Ya Ömer, kör deme, O gerçeği gören mert bir kişidir. Habersizce Cenab-ı Hakk’a ve Rasulü’ne yardım etmiştir” der. Bunun üzerine Muhammed böyle başarılı bir işi “kör” olmasına rağmen yerine getirdiği için Adiyy b. Hareşe’ye Umeyr yani “gözleri gören” ismini takar.

İbn İshak Allah’ın Resulü’nün Sireti (S.675-676)
İbn Sad “Tabakat el-Kebir” (Cilt 2 Sayfa 31)

Not : Bu cinayetten bir gün sonra Katma oğulları kabilesinin tamamı müslüman oldu.

 

Ebu Afâk’ın öldürülmesi : (Nisan 4- 624-Şevval)

İbn Sad’în kitabı Tabakat el-Kebir’de (Cilt 2 Sayfa 32) bu konu ile ilgili şöyle açıklamalar vardır :

“…bundan sonra Allah’ın elçisi Hicretten sonraki 20. ayın başlangıcında Salim İbn Umeyr el Amr’ının Yahudi olan Ebu afak’a karşı seriyyesi gerçekleşti. Ebu Afâk, Beni-Amr ibn Avf’dandı ve 120 yaşına gelmiş olan ihtiyar bir adamdı. Yahudiydi ve insanları Allah’ın elçisine karşı kışkırtıyordu ve Muhammed hakkında alaycı şiirler yazıyordu. Bedir savaşına katılmış olan Salim ibn Umeyr “Ya Ebu Afak’ı öldürmeye ya da onunla birlikte ölmeye yemin ediyorum” dedi. (Not : Bu sözden önce Muhammed’in “Bu alçak adamı benim için kim öldürecek” dediği de başka kayıtlarda vardır.) Bunun için fırsat kollamaya başladı ve bir gün hava çok sıcakken Ebu Afak dışarıda açıkta yattı. Bunu bilen Salim ibn. Umeyr kılıcını onun ciğerine sapladı ve kılıç yatağa değene kadar üzerine abandı. Allah’ın düşmanı bağırdı ve insanlar onun yanına koştular ve sonra evine götürüp onu gömdüler.”

Aynı zamanda İbn İshak’ın (Allah’ın Resulü’nün Sireti- Syf. 675 ‘de) de bu konu ile ilgili ilginç bir şiir vardır. Alfred Guillaume tarafından ingilizceye çevrilmiş hali şu linkte bulabilirsiniz: (Not: Tabii bu siret kitapları İngilizceye çevrilmiş ama Türkçe’si yok. İlahiyat fakülteleri ne işe yarar diye sormak lazım)

Ebu Afak’ın öldürülmeden önce Muhammed için yazmış olduğu bu şiirin Türkçe’si şu şekilde :

Uzun yıllar yaşadım
ama Kayla Oğulları gibi
bir araya geldiklerinde
üstlendikleri şeyi yapma ve müttefikleri konusunda
onlardan daha sadık olan,
dağları deviren ve hiçbir zaman boyun eğmeyen,
bir topluluk ya da halk görmedim.
Onlara gelen bir atlı onları,
Her konu hakkında
“Haram” ve “Mübah”diyerek ikiye ayırmıştır.
Yüceliğe ve krallığa inansaydınız Tubba’yı izlerdiniz.

Tubba: Daha önce aynı toprakları işgal eden Yemenli bir yöneticiydi ve Kayla oğulları ona karşı direnmişlerdi.

Abu Afâk’ın bu şiiri daha önce Muhammed’in El-haris- b- Suveyd b. Samid’i öldürmesi üzerine yazdığı söyleniyor. (Not : Bu isim hakkında bir bilgi bulamadım ama görülen o ki bu da Muhammed’in önceki cinayetlerinden birisi)

 

Şair Ka’b İbn el-Eşref’in öldürülmesi : (624–Rebiül-evvel ayı 14.gece)

Ka’b Yahudi Nadiroğullarına mensup bir şair idi. Mekke’de Müslümanlar ve Muhammed aleyhine hicivli şiirler okurdu. (Onun şiirlerinin günümüze kadar ulaşmaması büyük bir kayıp) Tabii eşsiz hoşgörü timsali Muhammed daha fazla dayanamadı ve onun öldürülmesi için suikast timi oluşturdu. Bu timin içinde Ka’b’ın süt kardeşi Ebu Naile Silkan da vardı. Muhammed’in olduğu yerde baba evladı, kardeş kardeşi, amca yeğeni tanımazdı ve tabii ki bir insanın süt kardeşinin de onu tanımaması normaldi.

Bu cinayete katılanlar :

Ebu Nail Silkan (Ka’b’ın süt kardeşi)
Muhammed ibn Mesleme
Abbad İbn Bişr
Haris İbn Evs
Ebu Abs İbn Cebr

Daha fazla detaya şimdilik gerek yok daha sonra detaylı olarak değineceğim, zaten islam kaynaklarında adından en çok söz ettiren cinayettir. Son anları Süleyman Ateş’ten okuyalım :

Ka’b’ın üzerinde zırh olduğu için adama kılıç işlemiyordu. Muhammed İbn Mesleme, kılıcın ucunu Ka’b’ın göbeğinin altına koyup üstüne abandı. Adamın anüsüne kadar sapladı. Ka’b yıkıldı“.(S. Ateş- Kuran’a göre Hz.Muhammed’in hayatı. S.565)

Kütüb-i Sitte 4212’de de yer alır.

Not : Bu cinayetten Müslüman din adamları övgü ile bahsederler.

 

İbn Suneyye (Sunayna / Şubayba olarakta geçer) cinayeti : (Eylül-624)

Muhayise b. Mesud tarafından öldürüldü.. Muhammed Yahudi şairi Ka’b Eşref’in öldürülmesiden sonra “Yetkiniz altındaki her yahudiyi öldürün” emri verir ve bunun üzerine Muhayissa yakın ticari ve sosyal ilişki içinde bulunduğu Suneyna’yı öldürdü. Muhayyisa’nın henüz islamı kabul etmemiş olan abisi Huvayissa kardeşini işlediği bu cinayetten ötürü dövmüştü.

(Sunan Ebu Davut K.13 No: 2996 ve Taberi Tarih C.7)

 

Yahudi Taciri Ebu Rafi’nin öldürülmesi : (Hicretin 3. yılı Rabiül-evvel ayı sonu)

Ebu Rafi de Hayberli bir Yahudi olup Gatafan kabilesini Muhammed’e karşı savaşa kışkırtığı söylenen bir tacir. Tabii tacir olduğu için faizle borç para verdiği vb. bir takım ithamlarla suçlanır Muhammed tarafından. Muhammed onu öldürtmek için Abdullah bin Atik’ komutasında bir tim oluşturdu. Tim üyeleri :

Abdullah bin Atik
Mesud bin Sinan
Abdullah bin Üneys
Ebu Katede Haris bin Ribiy
Hüzai bin Esved den oluşlan 5 kişilik bir fedai timiydi.

Ebu Rafi Hicaz’da bir kalede yaşıyordu. Abdullah bin Atik’in süt annesi Hayberli olduğu için bu yöreyi çok iyi biliyordu.Abdullah İbn Atik kalenin içine sızmayı başarır ve bir ahıra saklanır. Herkes çekildikten sonra Atîk, Ebu Rafi’nin yatak odasına sızar ve onu öldürür.

“Birkaç ay sonra Hayber’in soyluları arsında olan Esir İbn Zarim öldürülen arkadaşının intikamını almak için Gatafanlılardan paralı asker tutmuş ve ancak o da Hayber’e 6 mil uzaklıktaki Sibâr denilen bir yerde öldürülmüştür” (Hamidullah-İslam Peygamberi b .853)

Kütüb-i Sitte’de 4213,4214 no’lu hadislerde de yer alır

Bu suikast ile ilgili oldukça detaylı anlatımlar var, yeri gelince bahsederim.

 

Yüseyir İbn Rizam cinayeti : Hayber yahudilerindendi ve Gatafan kabilesini Muhammed’e karşı kışkırttığı iddia ediliyor. Muhammed Abdullah İbn Rehave’yi ona gönderdi ve valilik teklifi yaptı ve Muhammed’in onu görmek istediğini söyledi. Birlikte yola çıktılar Hayber’e 6 mil mesafede bulunan Karkara’ya geldiklerinde Yüseyr pişman olup gitmekten vazgeçti ve geri dönmek istedi (muhetmel ki, öldürüleceğini anlamıştı) Bunu anlayan Abdullah İbn Uneys kılıcına davranıp onun ayağını kesti, Yuseyr de elinde ki değnek ile Abdullah b. Uneys’in başına vurdu. Yuseyr öldü. Üneys Muhammed’e geldi ve Muhammed onun yarasını tükürerek iyileştirdi.
(Taberi–Tarih 3/155)

Not 1 : Muhammed’in tükürerek yara iyileştirmesi meşhurdur, daha önce de Ali’nin gözüne tükürerek onu iyileştirmişti.
Not 2: Yuseyr İbn Rizam muhtemeldir ki Hamidullah’ın “İslam Peygamber”inde 853 no’da geçen Esir İbn Zarim’dir

 

Halid b. Süfyan cinayeti (Hicretin 4. yılı Muharrem ayı 5. gün) Abdullah b. Üneys tarafından gerçekleştirildi. Muhammed, Halid b.Süfyan’ın kendisine karşı çarpışmak için adam topladığı istihbaratını alır ve Üneys’e onu öldürmesi için talimat verir.
Üneys ise Muhammed’e onu kendisine tarif etmesini ister. Muhammed’in cevabı ilginçtir :

O’nu gördüğünde şeytanı hatırlarsın. Onunla senin arandaki alamet onu görünce kendinde bir ürperme ve korku hali bulursun.”

Üneys aldığı talimat doğrultusunda yola çıkar ve Urana vadisine ulaşır. Orada bir kadın çobanı görür ve Halid.b. Süfyan’ı sorar, o da “İşte buraya doğru gelen o dur” der. Halid Süfyan ona kim olduğunu sorar ve o da Muhammed’e karşı savaşmak istediğini ve kendisinin bu amaçla bir ordu oluşturduğunu duyduğu için onun yanına geldiğini söyler. Bunun üzerine Halid. Süfyan onu alır götürür yedirir içirir ve bir müddet onunla sohbet ettikten sonra uyumaya çekilir. Muhammed’in diğer cinayetlerinde olduğu gibi o da “uyurken” öldürülür.

 

Ebu Süfyan’a suikast girişimi ve ikisi çoban üç cinayet :

(Hicretin 4 yılı Sefer ayı) Muhammed tarafından Amr b. Umeyye ve bir kişinin daha Reci vaakasında idam edilen sahabeleri darağacından almak ve aynı zaman da Ebu Süfyan’a yönelik suikast için gönderilmesi. Umeyye ve arkadaşı Mekkeliler tarafından farkedilince kaçıp bir dağda mağraya saklanırlar ve bütün aramalara rağmen bulunamazlar. Onlar mağaradayken mağranın önüne kadar atını otlatmak için gelen gelen Osman b. Malik’i hançerleyerek öldürürler ve daha sonra Tenim’e gidip daha önce idam edilen Hubeyb’in cenazesini alıp kaçarlar ve kaçarken yolda bir mağaraya sığınırlar. O mağaraya da gelen bir çoban vardır (Diyl b. Bekir oğullarından) ve o çoban ona kim olduğunu sorar o da “Bekiroğullarından bir adamım” der, bunun üzerine çobanda aynı kabileden olduğunu söyler ve konuşmaya başlarlar. Çoban hiç bir zaman Müslüman olmayacağını ve Müslümanları sevmediğini söyler, bunun üzerine Umeyye onun uykuya dalmasını bekler ve uyurken kılıcını onun sağlam olan tek gözünün üstünden bastırır ve kılıcın ucu adamın ensesinden çıkar, adam hemen ölür.(İbn İshak s.674)

Umeyye, bununla da kalmaz Medine’ye gelirken yolda iki Mekkeli’ye rastlar ve onlara:

–Sizi esir edeceğim der, onlar da
–Biz mi sana esir olacağız der

ve Umeyye hemen davranıp birini okla öldürür diğerinin de elini bağlayıp esir alarak Medine’ye varır. Onu Muhammed karşılar ve bütün dişleri görününecek şekilde tebessüm eder.
(İbn İshak s.675)

 

Sahte peygamber Esvedi Ansi’nin öldürülmesi : Feyruz’üd Deylemi tarafından Muhammed’in ölümünden bir gün önce gerçekleştirildi (Tabii emir çok daha önce verilmişti) Hemen hemen her kaynakta ismi geçer. Detaylı olarak bilahire açıklama yapacağım.

Bu cinayetlere ilave olarak aşağıdaki cinayetleri de bazı kaynaklarda tespit ettim ama detaylı bilgi için araştırmaya devam ediyorum

Rifaa b. Kays : Abdullah b. Ebi Hadret tarafından öldürüldü.

Rıfa ibn Kays el-Cuşemi : Abdullah ibn Ebi Haderd’i gönderdi (Ğabe seferi olarak da geçer)

Esir İbn Zarim : Zarim, Ebu Rafi’nin intikamını almak için Gatafanlılardan paralı asker tutmuş ama Hayber’e 6 mil uzaklıktaki Sibar denilen yerde öldürülmüştür.(Bu bilgi Hamidullah’ın “İslam Peygamberi” no 853 de geçiyor) Muhtemeldir ki “Yüseyir İbn Rizam” olarak geçen ve yukarıda Taberi kaynaklı olarak anlattığım cinayet budur.

El-haris- b- Suveyd b. Samid:

Kaynaklarda Ebu Afak’ın Muhammed aleyhine bu kişinin öldürülmesinden sonra şiir yazdığı geçiyor.
Yukarda “Ebu Afak cinayeti”ni anlatırken bu şiiri yazmıştım.

B. Taym B. Galip’li Abdullah Hatal ve onun iki şarkıcı cariyesi:

Mekke’nin fethinden sonra Muhammed’in ölüm listesinde bulunan 17kişi (ki Muhammed bunlar dışındakileri affettğini ama bunları affetmeyeceğini söyelmişti) tek tek arandı ve bunların arasında daha önce islamı terkedip (mürted olan) Hatal daha önce Muhammed’in emri ile öldürülmüştü ama Hatal b.Abdullah’ın hiciv olarak yazdığı şiirleri ve şarkıları okuyan iki cariyesi de vardı. Bu cariyelerden birisinin adı Fartana idi ve Kabe’nin perdesi altına sığınmasına rağmen yakalanarak öldürüldü diğeri ise kaçmayı başardı ve daha sonra Muhammed’e gelip özür diledi ve Muhammed de onu affetti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...