Jump to content

Müslümanlar Çocuklarına 'Zeyd' Adını Neden Koymaz?


Recommended Posts

21 dakika önce, impressivo yazdı:

Sen kimsin lan, insan müsveddesi ? boyundan büyük laflar ediyorsun ? Güçlü ateist denen gerzeği kim kaale alıyor ? Bir kaç tane embesil, ateizmde ahlak yoktur diye, ahlak yok mu zannettin ? Ahlak olgusu, evrimsel süreçte oluşmuş ve insan zihni tarafından anlamdırması yapılan ve türün devamı için gerekli olan kurallar bütünüdür. 

Sen kendi ahlakına bak, ya da ahlaksızlığına, embesil ! 

ahzab37 e göre, ilkönce evlatlıgının ex-karısını becer, ondan sonra karşıma gel, dangalak !!! 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 hour ago, Bitburger said:

Aferin sana!

 

Bana embesil demissin.,canin SAG olsun..!¡

 

Dinsiz bir milletin devamina imkan YOKTUR!!!

 

M.K.ATATÜRK

çocuksun galiba. Ataturk,  ateisttir. Kuran için safsata der. Konuyla ilgili mektubu da var,, safsata dediğine dair. 

Birgün tüm dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum der. Bak, senin yaptığın şu >>>>>>>>>>>>>>>>>

impressivo  10 yıl önce muslumandı ve muslumanlıgı savunuyordu. şöyle dedi :  İslam hak dindir, dinsiz bir millet yok olmaya mahkumdur. 

Şimdi de diyorsun, impressivo böyle söylemişti. Tamam tamam. Ama impressivi şu an tüm dinlere düşman. Çünkü bunu bilmiyorsun.... 

güçlü ateist denen gerzeğin ağzının payını da vericem,izle ve gör. Çünkü, bayaa bi kaşınmış...Onun yaptıüı sadece laf ebeliği. 

Ateizm de ahlak vardır. Onun dediklerini kaale alma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, Bitburger said:

Ben hic bir zaman azeistler AHLAKSIZDIR demedim,ateizim  bir ucukluk dedim..

ucuk mucuk sacma sapan bir özentidir ...dedim

coculkluktur dedim,

büyüyünce ögrenirsin!¡

Bi tozol ya, bir de seni muatap alıp yazıyorum. bir dediğin bir dediğini tutmuyor. 

Bak ; a.k. ahmağı ; 

Ateizm cesaret işidir. Öyle herkes ateistim diyemez... Ergenliğini git başka yerde anlat. Bir anda ateist olunmaz. Aşama aşamadır. 

Senin gibi ahmak dindarlar, daha insan zekasının evriminin ilk aşamasında takılı kalmışlardır. Ateizm son aşamadır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Safvanda koymazlar ne kolyeymiş be aişe en sonunda kolyesini bulur:D

Muhammed, Mustalıkoğulları’na karşı gece baskını için yola çıkma hazırlığında. Yıl, Miladi 627. Bu sırada Muhammed, Aişe’ yi de yanına almıştır. Aişe -9 yaşındayken Muhammed’ in koynuna verildiği tarih, eğer Hicri şevval ya da zilkade 1 / Miladi Mayıs ya da Haziran 623 ise- 13 yaşındadır daha. Aynı gece, baskının sonucunda, tutsaklar arasında güzelliğiyle göze çarpacak ve başkasına düşmüşken alınıp Muhammed in koynuna verilecek olan Cüveyriyye’yle aynı (yani 13) yaşta. Devenin üzerinde

kapalı bir yer (“mahmil”); Aişe de içinde. Gidilir; baskın yapılır, elde edilecekler elde edilir ve dönüş başlar. Gidiş Medine’ye doğru. Derken bir konak yerinde biraz kalınır. Gecenin bir kesimi. Bir süre sonra kalkıp yola koyulmaya yöneliş. Tam bu sırada bir şey olur: Aişe, tuvalet ihtiyacı için birlikten

ayrılır.

 

Ayrılışını haber verse olmaz mıydı? Olurdu, ama kimseye haber vermemiş işte. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra döner; ama bir terslik: Göğsünü yokladığında, kolyesini bulamaz ve kopup düştüğünü anlar. Geri dönüp gerdanlığını aramaya koyulur. O sırada Aişe devesinin üzerindeki kapalı

yerinde bulunuyor sanıldığı için herkes habersizdir ve birlik uzaklaşıp gitmiştir. Aişe, kolyesini bulur;

ama işte o saatlerde, yolda yapayalnızdır. Konaklandığı yere gelir, orada bekler. Gelsin götürsünler

diye… Beklerken uyku bastırır ve uyur. Ve bu sırada Muattal Oğlu Safvan arkadan gelmiş, Aişe’yi

görünce de şaşırmıştır. Şaşkınlığını anlatan sözler. Onun bu sözlerine de Aişe uyanır. Safvan, Aişe’yi

devesine bindirir. Yola koyuluş. En sonunda, bir konak yerinde birliğe ulaşılır. Bu sırada da

dedikodular başlar… Aişe’nin kendi anlattığına göre gerçek bu. (1)

Olayda Akla Gelen Sorular:

- Aişe tuvalet ihtiyacı için ayrılıp giderken kimseye neden haber vermemişti? Eğer bunun nedeni,

çocuk yaşta oluşu idiyse; bu yaşta oluşu biri tarafından kandırılmaya da elverişli değil miydi?

– Aişe ayrılıp giderken o denli insan içinde nasıl olmuştu da kimse görmemişti? Gören olmuştuysa,

dönüşü neden izlenmemişti? Döndüğü görülmedikçe, “dönmüş; mahmil’ine girmiştir!” yargısı nasıl

oluşmuştu?

– Hadiste belirtildiğine göre, Aişe’nin deve üzerindeki “hevdec”ini (mahmil) indiren, sonra yine

yükleyenler ve Aişe’ ye “hizmet edenler” vardı. (Hadis’e aynı kaynaklarda bkz.) O “hevdec”, dinlenme

yerinde deveden indirildiğine göre, sonra deveye yüklenirken içinde Aişe var mı, yok mu diye niçin

bakılmamıştı? Hizmet edenler bakabilirlerdi.

– Yine hadiste belirtildiğine göre, “hicab” yani erkeklere karşı “örtünme, perde ardına geçip

saklanma” gerektiren bir ayet hükmü bulunmadığı zamanlarda, Safvan, Aişe’yi görmüştü. (Hadise,

aynı kaynaklarda bkz.) Yani Safvan’la Aişe birbirlerini tanıyorlardı. Bu “tanışma”, ileri ölçülerde bir

“anlaşma” ya varmış olamaz mıydı?

Aişe “Zina” ile Suçlanıyor

Aişe’nin Safvan’la yolda “neler yapmış olabileceği” üzerinde duruluyordu. Yoğunlaşan kuşku.

Dedikodular alıp yürümüştü. Son derece yaygın bir duruma gelmişti giderek.

Muhammed’ in bile Aişe’ye karşı olan her zamanki tutum ve davranışında bir değişme olmuştu.

Aişe diyor ki:

- “Medine’ye gelince ben bir ay hastalandım. Meğer o sırada, iftiracıların dedikoduları dolaşıyormuş.

Hastalığımda beni işkillendiren bir şey oldu: Peygamber’de, her hastalığımda gördüğüm ilgiyi, inceliği

artık göremiyordum. Yalnızca gelip selam veriyor ve ‘Nasılsınız?’ diyordu, o kadar.” (Hadis’e aynı

kaynaklarda bkz.)

Aişe dedikoduları duyup öğrenince üzülmüştür. Hastalığı daha da artmıştır bunun üzerine.

Muhammed’den izin alır ve babasının evine gider. Orada da, durumuna ilişkin “Tanrısal bir açıklama”

bekler. (Bkz. aynı hadis)

Beklenen “Vahiy” Bir Türlü Gelmiyor

Hadiste, bu olaya ilişkin “vahyin gecikmesi”nden söz ediliyor. Ve Muhammed, karısından, yani

Aişe’den ayrı kalışından doğan soruna çözüm için yakın çevresini topluyor. Bunların içinde Ali de

vardır. Ali, görüşünü şöyle dile getiriyor:

– “Ey Tanrı Elçisi! Tanrı dünyayı sana dar etmedi ya! Aişe’den başka da kadın var, kadın çok!” (Bkz.

aynı hadis.)

Ali, gerçeği öğrenmek için Aişe’nin cariyesi Berire’nin tanıklığına da başvurulabileceğini söylüyor

Muhammed’e. Muhammed bu tanıklığa başvurduğunda, cariye, “hanımı için iyilikten başka bir şey

bilmediğini” söylüyor.

Muhammed sorup soruşturduğuna göre, belli ki adamakıllı “kuşkulu”. Bu “kuşku”, onun Aişe’ye

söylediği yine aynı hadiste açıklanan şu sözlerden de çok açık biçimde anlaşılıyor:

Muhammed: “Aişe! Böyle Bir Suçun Varsa Tevbe Et!”

- “Aişe! Senin hakkında bana şöyle şöyle dedikodular geldi (Safvan’la ilişki kurduğundan söz

ediliyor). Eğer bu suçu işlemedinse Tanrı seni aklayacaktır. Ama eğer işledinse bu suçundan dolayı

Tanrı’ya yönel, tevbe et! Çünkü bir kul, suçunu boynuna alır ve tevbe ederse, Tanrı da onun tevbesini

kabul eder.”

Aişe, Muhammed’in bu sözlerine, babasının ve anasının karşılık vermelerini ister. Onlar karşılık

vermeyince de, Muhammed’e kendisi karşılık verip sonucu sabırla bekleyeceğini söyler.

Ve Sonunda “Vahiy” Geliyor

Konuşmadan sonra Aişe, yatağına dönmüştür. Beklemede…

Aişe, kendisinin söylediğine göre, hakkında “Kur’ an ayeti” ineceğini filan beklemiyordu. “Ben kim

oluyorum ki Tanrı, Kuran’da benim sorunuma ilişkin ayet indirsin!” türünden açıklaması var Aişe’nin.

Yine açıklamasına göre, beklediği yalnızca, “Muhammed’ in rüya görmesi ve onun rüyasında

aklanması”. Ama beklediğinin ötesinde olur gelişme:

Muhammed her vahiyde olduğu gibi özel bir duruma girmiştir. Daha sonra da konuya ilişkin “vahyin

geldiğini” açıklar. Aişe’ye anası, kalkıp Muhammed’e teşekkür etmesini söyler. Ama Aişe bunu

yapmaz; vahyi gönderen Tanrı olduğuna göre, Muhammed’ e değil; O’ na teşekkür etmesi gerektiğini

belirtir. (Bkz. Aynı hadis.)

Aişe’nin “Zina” Etmediğine İlişkin “18 ayet” Birden İniyor

Onca (hadise göre bir ay) gecikmeden sonra “vahİy” gelmiştir. Hem de kimine göre “10 ayet”,

kimine göreyse “18 ayet” birden… (Bkz. Nûr Suresi, ayet 11-20. Buna göre toplam: 10 ayet. Ama

tefsirlerde toplam: 18 ayet olduğu belirtilir.) (2) Bu ayetler, birinci ve ikinci orijinalleri yakıldığı için Muhammed dönemindeki biçimini tam olarak

bilemediğimiz (bunun için daha sonraki yazılara bkz.) Kur’an’ın bugünkünde, Nur Suresinde yer alıyor.

Bu ayetlerde, “zina”yı kanıtlamak için “dört tanık göstermek gerektiği”, bu gösterilmediği zaman iftira

olacağı açıklandıktan (bkz. Nur Suresi, ayet 13) sonra, ad vermeden “iftira edenler” çok ağır biçimde

kınanıyor.

İşte âyetlerden bir kesim (Diyanet’in resmi çevirisiyle):

- “Muhammed’ in eşine o yalanı uyduranlar, içinizden bir gürûhtur. Bunu kendiniz için kötü

sanmayın. O, sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine, kazandığı günâh karşılığı, cezâ

vardır. İçlerinden elebaşılık yapana ise, büyük azâp vardır. Onu işittiğiniz zaman; erkek, kadın

mü’minlerin, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: ‘Bu apaçık bir iftiradır!’ demeleri gerekmez

miydi? Dört şahid getirmeleri gerekmez miydi? Işte bunlar, şâhid getirmedikçe Allah katında yalancı

olanlardır. Allah’ın dünyâ ve âhirette size lütuf ve merhameti olmasaydı o kötü sözü yaymanızdan

ötürü, büyük bir azaba uğrardınız. Onu dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz.

Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz. Oysa Allah katında önemi büyüktü. Onu işittiğinizde: ‘Bu konuda

konuşmamız yakışık almaz. Hâşâ, bu, büyük bir iftiradır.’ demeniz gerekmez miydi?” (Nûr Suresi, ayet

11-16.)

Yine Sorular

1) 12. ve 13. ayetlerde, Aişe konusunda söylentiler çıktığında bu söylentileri duyanlar, “Bu, apaçık

bir iftiradır. Bu, büyük bir iftiradır.” demedikleri için kınanıyorlar. Ayetlerin bu kınaması,

Muhammed’in yakın çevresini, hatta kendisini de içine almıyor mu? Çünkü onlar da “açık bir iftira,

büyük bir iftira” olduğu kanısını taşımıyorlardı.

– Ali’yi ele alalım: Böyle bir kanıyı taşımadığı için, Muhammed’e Aişe’yi boşamayı önerdiği anlamına

gelen sözler bile söylemişti.

– Muhammed’in kendisini ele alalım: Böyle bir kanıyı (iftira olduğu kanısını) taşımadığı içindir ki,

Aişe’ye, eğer ileri sürüldüğü gibi bir suç işlediyse, bundan dolayı “tevbe” etmesini önermişti.

2) Ayrıca, kimsenin elinde herhangi bir kanıt bulunmadan, “iftira” olduğu konusunda kesin bir

yargıya varması nasıl beklenebilir? Kuşkusuz “kanıt” bulunmadığı için “zina” suçunun işlendiğine de

yargıda bulunulamaz. Ama tersine bir kanıya varmadılar ve “iftiradır” hem de “apaçık bir iftiradır,

büyük bir iftiradır” demediler diye insanlar nasıl kınanabiliyor?

3) Ayetlerden ve kimi “rivayet”lerden anlaşıldığına göre; Aişe konusunda dedikoduları yayanlar,

yalnızca “münâfıklar” da değildi:

– 14. ayeti ele alalım: “Allah’ın dünya ve âhirette size lütuf ve merhameti olmasaydı, o kötü sözü

yaymanızdan ötürü, büyük bir azaba uğrardınız.” deniyor. Demek ki, “o kötü sözü yayanlar” için

Tanrı’nın “dünyada ve âhirette lütuf ve merhameti” olmuştur. Bu durumda olanlarsa, “Tanrı katında

kâfir” sayılan “münâfıklar” olamazlar. Yani bunlar, “münâfıklar”ın dışındaki Müslümanlardır.

– 11. ayette sözü edilen “elebaşi”nın kim olabileceği üzerinde durulurken, kimi rivayette bu

kimsenin “münâfıkların başı Abdullah İbn Übey” olduğunu ileri sürerken, kimileri de buradaki

anlatımın kapsamı içine, Muhammed’in ünlü şairi Hassan İbn Sâbit gibi önemli kişilerin de girdiğinden

söz ediyor. (3)

Bunlara ne demeli?

4) Tanrı “vahiy”le açıklama yapacaktı da, bu açıklamayı daha önce, yani dedikodular oluşup

yayılmadan niçin yapmadı? Neden “bir ay” bekledi de, başta Peygamber’i ve sevgili karısı olmak üzere

herkesi üzdü? Gelişmeler neden böyle olmuştur?

5) Bir “zina”nın kanıtlanması için “dört tanık” istemek, gerçekçi bir yaklaşım mıdır?

Hadiste belirtildiğine göre; Aclanoğulları’nın ileri gelenlerinden Medineli Asım İbn Adyy’in ve aynı

kabileden Uveymir’in Peygamber’den bir soruları olur:

– Bir adam, karısını bir adamla zina ederken bulsa ne yapmalı? Karısının tam karnı üzerinde bulsa?

Eğer gidip dört erkek tanık bulmaya yönelirse, zina eden adam işini bitirip gidecektir!!! Dört tanık mı

aramalı, yoksa…? (4)

Bu soru, “zina” için “dört tanık” isteniyor olmasından kaynaklanmıyor mu?

————————————————————————————————————

1- Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’ş-Şehadat/15; Kitabu’l-Meğazi/34; Tecrid, hadis no. 1151; Müslim,

e’s-Sahih, Kitabu’t-Tevbe/56, hadis no. 2770

2- Bkz. Nesefi, Tefsir, 3/134; F.Razi, e’t-Tefsirü’l-Kebir, 23/173.

3- Bkz. Taberi, Camiü’l-Beyan, 18/69-70; F. Razi, 23/174; Tefsiru’n-Nesefi, 3/134.

4- Hadisi ve soruyu çeşitli biçimiyle görmek için bkz. F. Razi, 23/164; Buhari, e’s-Sahih, Kitabu

Tefsiri’l-Kur’an/24/1; Tecrid, hadis no. 1716; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’t-Takak/27, hadis no. 1716;

Ebu Davud, Sünen, Kitabı’t-Talak/27, no. 2245.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammed bir hüküm verdimiydi artık o hüküm eleştiriye kapanmıştır ayetini yazmış ahzab 36.
Muhammed Zeyd ve Zeynep için karar verdiğinde, onlar kendi işlerinde seçim hakkı olamazdı, Muhammed konuyu kilitlemişti.
Netsin garipler... Muhtemelen aşıktılar da Zeyd ile Zeynep.
Muhammed aşıkları ayırmıştır ama bunun sebebi, hz ayşe'nin Zeyd ile Hatice'nin kızları olduğunu,
Muhammed öğrendikten sonra, intikam almak için Zeyd ve Zeynep'i ayırdığı söylenir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

atıma olacaktı pardon.
Muhammed bir hüküm verdimiydi artık o hüküm eleştiriye kapanmıştır ayetini yazmış ahzab 36.
Muhammed Zeyd ve Zeynep için karar verdiğinde, onlar kendi işlerinde seçim hakkı olamazdı, Muhammed konuyu kilitlemişti.
Netsin garipler... Muhtemelen aşıktılar da Zeyd ile Zeynep.
Muhammed aşıkları ayırmıştır ama bunun sebebi, hz fatma'nın Zeyd ile Hatice'nin kızları olduğunu,
Muhammed öğrendikten sonra, intikam almak için Zeyd ve Zeynep'i ayırdığı söylenir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konu hakkında Meraklının Güncesinden ilginç bir alıntı paylaşıyorum; 
8 yaşındayken ailesinin yanından kaçırılmıştı Zeyd. Ancak kotülük yapanlarin çocuklari kaçirilir. O aile acı çeksin diye. Kötülüğun karsiliği kötülüktur cünkü. Aile seneler sonra peygamberimizi bulmuş çocuğu geri almak için. Çocuk Zeyd büyümüştür artık. Sorulmuş çocuk peygamberimizin yaninda kalmak istemiş. Sebebi huzuru neredeyse orada kalmak istiyor. Ailesi yaramaz demekki. Zeyd'in eşinden boşanma sebebine gelince. Zeyd mikrobik sekilde hastalanir ve kendi durumunu bildiginden sokulmaz bir daha eşi Zeynep'e. Hastalığını Zeynep'e geçirmemek için. Zeynep'e mikrop bulaştırmamak için. Mikroplar biliniyordu demiştik. Zeynep de Peygamberimize anlatir durumu. Eşe sokulmamak nikahta boş düşme sebebidir. Bu sebeple peygamberimiz Zeynebi himayesine alir nikahlayarak.

Aksi durumda 1990'lı yıllarda Türkiye'de, gelinine tecavüz eden biri babanın oğlu, cezaevinden çıktığı gün, eşine tecavüz eden öz babasını öldürmüştür. Böyle bir durum olsa hem peygamberlik otomatikman düşer hemde Zeyd peygamber falan dinlemez katil olurdu. Kabahat zeyd'de olmali. Zeyd'in muhtesavasina ölsün diye komutan olarak gonderilmesi meselesine gelince. Komutan olmak istemez geride kalirdi. Yine savaşa katilmiş olurdu. Kimsede engel olamazdi buna. Kendi ister komutanliği şehadet ıcın, çunkü gunahlari vardir şehadetle kapatilabilir. Bizans ordusu 100000 islam ordusu 3000 kisidir ama islamin kaybi 14 kişidir. Oda geride kalarak sag kalabilirdi. Bizansinda bu savaştn hicbir kazanci olmadi. En doğruyu Allah bilir ama. Zeyd şehit olmak istemiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

Tv 8de Göz6 diye bir yarışmada Zeyd diye bir yarışmacı var. Burdaki yarışmacı listesinin sonunda adı geçiyor.

 

On 11.09.2016 at 03:15, Bitburger yazdı:

Ateizimde  AHLAK YOKTUR

Bana inanmiyorsan,güclü ateist kulanici ismiyle yazan itin yazdiklarina bir BAK.

 1-2 kişiden örnek vererek tüm ateistlerin o şekilde olduğunu iddia edeceksen, bütün müslümanların IŞiD'ci ilan edilmesini kabul etmen şart demektir !

kaldı ki o üyenin yazdıklarını uyguladığına dair bir iddası yok. kaba ve insanları sınıflayıcı tarzı hiç hoş değil ama en azından düşüncesini açıkça dile getiriyor...

Dinde ise her türlü kepezelik, ahlak iyilik maneviyat maskesi altında sunulmaktadır. 

Ayrıca ateisti eleştirerek islamı savunamazsınız. Bu dini neden korumaya çalışıyorsunuz... Yüzyıllardır insanlara hayatı dar getiren, kadınların hayatını mahveden, inanç adına insanları birbirine düşman eden bu nefret öğretisinin vazgeçilmez olan yanı nedir... Bugüne kadar ne kazandık ki, ne kaybedeceğiz bu dinden.... hangi iyiliğini gördük bu dinin...?

önce bunları açıklayın !

 

 

tarihinde Mindsurfer tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...